DC’s Legends of Tomorrow || Tanıtım
451 yorum okakacukaka 28 Ocak 2016 08:43
DC evreni süper kahramanlarının maceraları tam gaz devam ediyor. Bu evrenin son halkası, 21 Ocak itibarıyla The CW kanalında yayın hayatına başlayan Legends of Tomorrow oldu. Arrow ve The Flash dizilerinin ortak bir yan dizisi (spin-off) olan bu yapım, tıpkı diğer iki dizide olduğu gibi Greg Berlanti imzası taşıyor. Yanına da The Flash‘tan Andrew Kreisberg ve Arrow‘dan Marc Guggenheim‘ı alıyor. Şimdi gelin bu diziyi biraz daha yakından tanıyalım.
[Buradan sonrası LoT’un ilk bölümünden, The Flash’tan ve Arrow’dan ufak ufak ispiyon (spoiler) içerebilir!]
2166 yılı Londra‘sındayız. Vandal Savage tüm gezegeni ele geçirmeye çok çok yaklaşmıştır. Bir Zaman Efendisi olan Rip Hunter, Savage‘ı durdurmak için bir plan yapmıştır ve bunu Zaman Efendileri Konseyi’ne sunar. Umduğu gibi bir tavırla karşılaşamaz. Gemisine atlar ve soluğu 2016 yılında alır. İhtiyacı olan yardımı alabileceği kahraman ve kötü adamları bir araya getirip Savage‘ı yenmeyi hedeflemektedir. Peki, bunu başarabilecekler mi? İzleyip öğreneceğiz.
KARAKTERLER:
Rip Hunter:
Kendisi Doğu Londra‘lı bir Zaman Efendisi. 2166 yılından günümüze gelip ekibi teker teker topluyor ve tehlikenin ne denli büyük olduğunu anlatıyor. (1. bölüm ispiyon) Savage’a olan öfkesinin sebebinin, ailesinin Savage tarafından katledilmesi olduğunu öğreniyoruz. Karakteri Artur Darvill canlandırıyor. Kendisi bu tür zaman yolculuklarına pek de yabancı değil. Kendisini Doctor Who’daki Rory Williams karakteriyle hatırlıyoruz.
Ray Palmer / ATOM:
Bir yanı dahi bir bilim adamı, diğer yanı yaratıcı bir mucit. Ayrıca bir süper kahraman. Kendisi LoT‘a Arrow‘dan transfer oldu. Ray oldukça neşeli, daima iyimser ve hazırcevap biri. Çok uzun süreli uğraşlarının sonucunda kendine bir zırh yapar. Bu zırh ile uçabilir, güçlü bir ışın atabilir. Ama bu zırhın en büyük özelliği kendini küçültebilmesidir. Bir karınca boyutuna hatta daha da ufak bir boyuta indirerek bir bilgisayarın içine sızabilir. (Arrow 3. Sezon finali ispiyonu) Bu küçülebilme özelliğini zırhı nedeniyle yaşadığı patlamadan sonra kazanmıştı. Kendisi uzun bir süre ölü olarak biliniyordu ancak ölmediği sadece küçüldüğü anlaşıldı ve kurtarıldı. Ray Palmer rolüyle karşımıza Brandon Routh çıkıyor. Kendisini daha önce Chuck ve Partners dizilerinde görmüştük. Ayrıca 2006 yılı yapımı Süperman Dönüyor filminde Superman‘i canlandırmıştı.
Sara Lance / White Canary:
Sara, Suikastçiler Birliği‘nde Ra’s al Ghul‘un emrindeydi. Ancak onu terkederek Starling City‘ye geri döndü, kahraman oldu. (Arrow 4. sezon ispiyonu) 3. sezonda öldürülmüştür. Ancak 4.sezonla birlikte Laurel’ın Sara’yı Lazarus Pit’e sokmasıya birlikte tekrardan hayata dönmüştür. Şimdi Rip Hunter onu ekibe katmak ister çünkü kendisi çok yetenekli bir suikastçidir. Sara Lance de LoT‘a Arrow‘dan katılanlar arasında. Sara Lance olarak Caity Lotz‘u izliyoruz. Kendisi daha önce Mad Men ve tek sezonda kalmış olan Death Valley dizilerinde karşımıza çıktı.
Jefferson “Jax” Jackson / Firestorm:
Jax lisede futbol takımının oyun kurucu pozisyonunda oynarken bir maç sonrasında Star Labs‘te yaşanan patlamanın etkisiyle sakatlanır ve futbol hayatı biter. Futbol hayatı ile birlikte eğitim hayatı da biter. Tek umudu futboldan gelecek olan burstu ancak sakatlanınca bunu kaybeder. Parasızlıktan üniversite masraflarını da karşılayamaz ve çalışmak zorunda kalır. (The Flash 2. sezon ispiyonu) Firestorm’un iki yarısından biri olan Ronnie Raymond’ın ilk sezonun finalinde kendini feda etmesiyle birlikte Firestorm yarım kalır. Onun yerine geçebilecek birini ararlarken en uygun kişinin Jax olduğu anlaşılır. Biraz zor olsa da kabul eder ve yeni Firestorm o olur. Firestorm‘un kas gücüdür. LoT‘a The Flash‘tan transfer olmuştur. Jax karakteriyle karşımıza Franz Drameh çıkıyor. Kendisini daha önce River dizisinde ve Edge of Tomorrow (Yarının Sınırında) filminde görmüştük.
Dr. Martin Stein/ Firestorm:
Kendisi bir dahi. Rip Hunter‘ın teklifine kahraman olarak yaklaşmaktan ziyade bilim adamı gözünden bakıyor. Yıllarca zaman yolculuğu hakkında araştırmalar yapmış biri. Ayrıca Firestorm‘un diğer yarısı. İkilinin beyni de diyebiliriz. Oldukça neşeli bir karakter. Bu maceraya son macerası olabileceği gözüyle bakıyor. Martin Stein karakteri ile Victor Garber karşımıza çıkıyor. Usta oyuncuyu daha önce Web Therapy, Power, The Slap gibi dizilerde ve Titanic, Sicario gibi filmlerde gördük.
Leonard Snart / Captain Cold:
Leonard değerli şeylerin peşinde bir hırsız. Babası yüzünden bir suçlu olmuştur. Elindeki silah çok kuvvetli bir buz silahıdır. Bu yüzden The Flash’tan Cisco ona Captain Cold lakabını takmıştır. Zamanla aslında çok da kötü biri olmadığı ortaya çıkmaya başlamıştır. Ortağı Mick Rory‘nin aksine mantıklı bir adamdır. Captain Cold rolünü Wentworth Miller canlandırıyor. Kendisini en iyi efsane dizi Prison Break’in Scofield‘ı olarak biliyoruz.
Mick Rory / Heat Wave:
Leonard‘ın aksine Mick daha çok sıcak ile ilgilenmektedir. Kundakçılık yapan bir suçludur. Yıllar önce vücudunun büyük kısmı yanmıştır ancak yine de ateşe ve sıcağa karşı bir korkusu yok. Aksine büyüleyici bulmaktadır. Elinde çok güçlü bir alev silahı vardır. (The Flash İlk Sezon İspiyonu) Hem Captain Cold’un hem de Heat Wave’in silahlarını Cisco yapmıştır. Kendisini kaçırıp zorla yaptırmışlardır. Leonard ne kadar mantığıyla hareket ediyorsa Mick de tersine direk aksiyon modunda. Mick Rory olarak Prison Break’in Lincoln Burrows‘ı Dominic Purcell‘i görüyoruz.
Kendra Sunders / Rahibe Chay-ara / Hawkgirl
Carter Hall / Prens Khufu / Hawkman
Vandal Savage / Hath-Set
Bu üçü birbiriyle bağlantılı olduğu için tek başlık altında anlatmayı uygun buldum. Milattan önceki yıllarda Mısır‘da Hath-Set (Savage) isminde bir rahip vardır ve bu rahip rahibe Chay-ara‘ya aşıktır. Ancak onun gönlü Prens Khufu‘dadır. Hath-Set bu aşkı öğrenir. İkisini öldürür ve onları lanetlemesi için Tanrı Horus‘a dua eder. Tam bu sırada bir göktaşı düşer, 3’ü birden etkilenir. Peki etkileri nelerdir? Vandal Savage ölümsüz olur. Ama kuvvetlenebilmesi için Khufu ve Chay-ara‘yı devamlı öldürmesi gerekir. Öldükten sonra devamlı tekrardan hayata dönerler ve her defasında birbirlerini bulurlar. Bu tam 206 kez gerçekleşir. Yani 206 kere Savage tarafından öldürülürler. Hawkgirl rolünde Ciara Renée, Hawkman rolünde Falk Hentschel ve Vandal Savage rolünde Casper Crump karşımıza çıkıyor.
SON SÖZ:
Yapımcılar diziyi şu şekilde tanımlıyor; “Arrow ile kökleri olan süper kahraman temalı bir suç draması yarattık. The Flash ile bilim kurguya adım attık. Maceraların çok iyi olduğunu biliyorduk ama aynı zamanda içine aile draması eklemek istedik ve bu Flash‘ın özgeçmişi oldu. Böylece süper kahraman temalı bir aile draması yarattık. Legends of Tomorrow ise bambaşka bir dünya olacak. Televizyondaki ilk süper kahraman karması. Arrow ve Flash‘ı izlerseniz Legends‘ın aynı dünyadan olduğunu anlarsınız. Ama aynı zamanda çok farklı hissettiriyor. Bilim kurgu unsurları var, zaman yolculuğu unsurları var, içinde canlı bilgisayarı olan bir uzay gemisi var. Dünyayı genişleterek insanların bu yolculuğa katılmasını heyecana bekliyoruz.”
Dizi ilk bölümüyle bana kalırsa iyi bir başlangıç yaptı. Bölümün ilk yarısı ekibin kurulması konunun ne olduğu gibi şeylerle geçti. Yarıdan sonra ise birazcık vitesi yükseltti. Kişisel görüşümü eklersem bence güzel bir kadro kuruldu. Çekimser yaklaştığım iki kişi var. Birisi Jax diğeri Carter. Umarım uyum sağlarlar. En beğendiğim karakter kesinlikle Vandal Savage oldu. Oyuncu da harika bir seçim olmuş. Hikayesini güzel anlatırlarsa televizyondaki en iyi kötü karakter (villain) olabileceğini düşünüyorum. İlk sezonun 16 bölüm süreceğini buradan bir kez daha hatırlatalım. İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim
Tanıtım Fragmanı:
yorumlar
Gerçi
Ayrıca
İyi bari
Jesse Quick bunda da görünecekmiş. 15. bölüm.
mi yaptılar?
@dkamoy: Öyle yaptılar aslında ama tam olarak da değil gibi. Spoiler içinde yazdığın iki kelime dizide birkaç kez söylendi
Geçenlerde 25. yılı kutlanmıştı onun, oradan akıllarına gelip böyle bir şeye girişmişlerdir.
S03E12
İlk 8-9 dakikası fena başlamamıştı aslında ama sonrası sarmadı. Yetersiz bir bölüm olmuş.
Jax, Jonah Hex ve John Constantine sezon finali için geri döneceklermiş.
Aklıma gelmişken yazayım, 3×12’yi izlerken Ray’de zeka geriliği olduğunu düşünmeye başladım. Bu kadarına da gerek yok yani…
Zamanda ileri git-gel beyni sulandı galiba.
Rip Hunter ve Wally West’in 1992 Tokyo’ya gidip Careless Whisper söylemelerine bayağı güldüm
https://www.youtube.com/watch?v=Ky_bpyM6z-A
Ay Ray ne diyeyim sana?
Ekibin geri planda kaldığı bir bölüm olmuş.
Rip yine bir şeyler gizliyor. Ava hakkındaki gerçek neymiş bakalım? Bizim Sara’ya mutluluk yok.
https://www.youtube.com/watch?v=qhLPvjpx_Dk&feature=youtu.be&a=
Ray’e de Damien’in kızını yazacakları kendisini bellietmişti de bence de hoşlanmaya fırsat yoktu. Ava kısmı bölümün en elle tutulur kısmıydıç.
S03E13
Bu bölüm de kötüydü kötü olmasına ama Darhkların şu ana kadarki en izlenesi hallerini barındırdığını da belirtmeden geçmeyeyim.
S03E14
Şeytanla anlaşma, hayaletler, EP … Sezonun güzel bölümlerinden biriydi.
CMT’nin Sun Records’a kıyışı geldi aklıma ve hüzünlendim yine bak!
Sonda
Bazen absürtlük yapsalar bile tatlı oluyor
3×14 : Mick ve Nate’in sahneleri her zaman ki gibi çok güzeldi.
Mick’in Axl sevgisi
Nate’in -konu sadece müzik değil- diyerek başlayıp rock müziğini tanımladığı kısa ama özlü cümle çok iyiydi.
Dizi ile ilgili genel olarak:
Leonard karakterinin gitmesi üzmüştü. Arada yine gelir umarım
Yeni gelen karakter Wally yakıştı diziye. Oyuncu da çok sempatik zaten. Flash izlemediğim için sadece crossover bölümünden tanıyorum. O yüzden çizgi romandaki özelliklerini diziye yansıttılar mı bilmiyorum, bakıp göreceğiz.
En sevdiğim karakterler Mick > Nate > Zari > Gideon > Wally
Ayrıca 3×13’de baba-kız Darhk’ları pek bi sevmiştim.
Dizi onay alırsa Matt Ryan kadrolu olucekmiş.
(E bu zati syndication sezonunda, reytingi de almayacak düzeyde değil. Siz bilirsiniz diyeyim ben o zaman.)
Olur.
Öfffff!
Constantine, Ava, Barry, pardon Gary kısımlarını sevdim, oldukça eğlenceliydi. DW esprisine güldüm
Ay Sara, benden daha iyisini hak ediyorsun lafların Bir mutlu olamadın gitti.
S03E15
Sezonun en sıkıcı bölümlerinden biriydi. Bir tek Wally-Mick sahnesinde gülümsedim bölüm başındaki. Gerisi tırt. O kıtipiyozun geldiği bölümden ne bekliyorum ki zaten?
Güzeldi bu bölüm. Özellikle Ava hikayesini izlemesi oldukça keyifliydi.
3×17 üzerine:
Güzel başladı, ilk yarısında zevk aldım hatta. İkinci yarıda biraz tuhaflaştı, sonunda da güldürdü zaten.
Ay bazı kısımları gerçekten çok eğlenceli olmuş.
Barack Obama kısımlarına güldüm. Run Barry Run Adamın gerçek adı gerçekten Barry Soetoro muymuş?
Doğum belgesi esprisine güldüm
https://www.youtube.com/watch?v=gTsBYwGouPo#t=3m22s
Sara’nın Obama’dan tavsiye aldığı kısımlar güzel olmuş, hoşuma gitti Canlandıran oyuncu Obama tonlamalarını güzel yapmış
https://www.youtube.com/watch?v=_txWU64aSMY#t=1m51s
Mallus’u seslendiren John Noble’ı, Mick’in seyrettiği Yüzüklerin Efendisinin içinden bulmaları ve diyalogları prova ettikleri kısımları oldukça güldürdü.
https://www.youtube.com/watch?v=6Zb01Qj0y24#t=0m37s
Nora’nın kulağına girdikleri ve Damien Darhk’ın tepkileri komikti.
https://www.youtube.com/watch?v=Iw5ejg2_5Gw
Bu arada koca Grodd’ı iyice maymun ettiler bu bölümde. Flash’in karşısına ilk çıktığında neler yapabildiğini görmüştük.
Zambesi kısımları sonu hariç sıkıcıydı. Rip, Nora, klon kısımları sıkıcıydı.
Neyse bekliyoruz sezon finalini.
Ay şu esprilerin yeni farkına vardım
“The rest of us…we’re on Obamacare”
Jes Macallan ana kadro oyuncusu olmuş.
Saçları boyamış yine.
S03E17
Barry konusundaki esprili yaklaşımları ve Noble’yi kullanış taktiklerini bir kenara bırakırsak geri kalan her şey sıkıcıydı bana göre.
Galiba beğendim ya. Seviyorum bunların acayip kafasını, resmen DC-The CW’nun en rahat izlediğim dizisi oldular.
* Rip’in öldüğünü bölümü izlemeden 10 dakika önce öğrendiğimden şaşırmadım pek ama fazla işlevi kalmamış biriydi zaten. Pek itiraz edemeyeceğim. Amara’nın da zaman akısı sebebiyle elbet gideceğini biliyorduk.
Nora’yı tahmin etmesi zor değildi, Damien Darhk da peşine katıldı haliyle. Sonda Constatine’i kullanmaları hoş olmuş.
3×18’in 32. dakikasından
Geleceğini biliyordum ama böyle geleceğini bilmiyordum. Ay harika ya
Neyse, kalanına bakayım
Kafaları gerçekten şahane. Beebo’yu gördüğüm an ile patladığı ana kadar geçen sürede o kadar çok güldüm ki anlatamam. Bunu kim düşünüp yazdıysa kutlamak lazım. Gerçi sezonun büyük kötüsü Mallus’un (Malice’in) böyle halledilmesini zırva bulsam da, çok itirazım yok
Rip Hunter biraz ucuz gitti. Tamam misyonu kalmamıştı ama biraz daha mantıklı gidebilirdi. Yani bütün bunları yapmasına gerek mi vardı bizimkilerin kaçması için?
Damien Darhk, Arrow’da sezonu mahvetmişti ama burada iyiydi. Neal McDonough iyi oyuncu, karakteri de iyi oynadı. Son iki bölüm eğlenceli bir karaktere dönüşmesini ve kızı için kendisini feda etmesini sevdim.
Jackson pek favori karakterim olmasa da görmek iyi oldu. Son kez güle güle
Çıkacağını biliyordum ama bölüme bir etkisi olur diye düşünmüştüm. Ray ile Darhk, Nora’yı kaçırıp, Constantine’e götürürler diye düşündüm bir an için. Neyse, son sahneden ekibe katıldı.
Gary’nin Constantine saçı ile Trump’a gönderme yapan Zari güldürdü.
Uzun süredir Amaya’nın sezon sonu gideceği belliydi. Özleyeceğim. Arada bari Mari’yi falan gösterseler yeni sezonda.
Ekibi seviyorum. Kesinlikle en keyifli DC dizisi. Bekliyoruz yeni sezonu.
Hareketli bir bölüm olmuş. Cümbüş ortamı vardı da diyebiliriz aslında. Sezonun simalarının büyük çoğunluğunu toplayıp bir araya getirmişler.
Birleşim ve üretim sahneleri gülümsetti. İlk baştaki şekilsiz üretim denemesi ve sonra Freydis’in olduğu ortamda Beebo’nun fırtlayışı pek akla gelmeyecek hareketlerdi. Mick’e katılıyorum: ‘Worst orgy ever!’ Mallus’u öyle yenmek burun kıvırılasıydı bu arada. Ama Mallus kale aldığım bir sezon kötüsü olamadığı için pek umursamadım.
Darhklardan Damien’dan kurtulmuşuzdur inşallah artık tamamen, son kez. Tekrar görmek istemiyorum hiçbir DC dizisinde bu adamı. Nora’yı tekrar görürüz ama umarım bu dizide. Ray-Nora olayı yarım kaldı çünkü. Rip’ten de kurtulduğumuza mutluyum. Umarım konuk olarak bile uğramaz bir daha. Amaya zaten 4. sezonda da kadrolu olacakmış bir şekilde. Ha diziden çıksa zerre üzülmezdim orası ayrı konu. Ekibin en uzak olduğum üyesiydi bu sezon kendisi. Kuasa’yı da tekrar görmek istemiyorum bu arada. Hex’i tekrar görür ve Hex-Zari hikayesine devam ederiz zaten. Ve dediğim gibi keşke Helen kadrolu olsaydı!
İzleyenin o anki ruh haline göre sevilecek ya da gömülecek bir bölüm olmuş. Ben de şu anki ruh halim iyi olduğu için sevdim galiba.
Önümüzdeki sezon Constantine’in varlığı sağ olsun çok zor geçecek benim açımdan. Allah bana büyük sabır versin!
Ay Caity, sen de sürekli…
dönmüyormuş.
Bu da böyle ortada kaldı. Ne oraya ne buraya.
Courtney Ford ana karakter oyuncusu olmuş. Nora Darkh da dönüyor.
Won’t Return in ‘Legends of Tomorrow’ Season 4
S4 “Misfits” Promo
Season 4 Poster
4×01 üzerine:
Bu sezon kendilerine ne türden işler çıkaracaklar yakında daha iyi anlarız ama Constantine’in eklenmesinden iyi olmuş gibi.
S04E01
Gideon, 1969 yılına Woodstock’a gidiyoruz! Beni de geçerken köşeden alırsın.
Eğlenceli bir bölümle dönmüş. Karakterleri de özlemişim. Constantine uyuzu hariç elbette. Sırf bu adam yüzünden bu sezon diziyi bırakırsam ilerleyen süreçte hiç şaşırmayacağım.
Eğlenceli bölümdü. Ray’in sahnelerini izlemesi keyifliydi özellikle. Konuk oyuncu Anjli Mohindra’nın da renk kattığını söyleyebilirim bölüme.
S04E06
İlk 10 dakikalık giriş kısmı keyifliydi. Akabindeki yarım saatlik kısımda 1923 ekibinin sahneleri ekstra boktandı. Mona-Nora-Ava üçlüsünün sahneleri ise epey keyifli geçti.
Mona karakterinin kadroya katılması, Nora’nın dönüşü, Eva’nın ve Gary’nin kadrolu oyunculuğa yükselişi bu sezon için pozitif şeyler konumunda. Eva da bu sezon geçen sezona oranla daha sempatik durumda diyebilirim. Aynısı Nora için de geçerli elbette.
Negatif şeylere dönecek olursam; yaratıklar kısmında bu bölüm olduğu gibi fazla saçmalayabiliyorlar bazen. Maisie Richardson-Sellers’ın kadroda kalmasından pek memnun değilim. Nate ve babası da sıkmaya başladı artık diyebilirim.Bir diğer eksi de Constantine elbette.
4×05’in özellikleri sonları çok keyifliydi.
Mick’in üç memeli savaşçısı güldürdü. Şunun başından sonuna kadar çok eğlendim. Son sahnesi bayağı komikti
https://www.youtube.com/watch?v=zSodmdlhZXc
Godzilla, King of the Monsters‘ın yönetmeni rahmetli Ishiro Honda’yı karakter yapıp bölümün konuğu yapmaları hoş olmuş. Demek “King of the Monsters!” fikri böyle çıkmış
https://www.youtube.com/watch?v=6RZepUzUJgE
4×06 ise başından sonuna çok eğlenceli bir bölüm olmuş. O kadar zırva şeyi bu kadar eğlenceli sunmalarını seviyorum
Nora-Sara’nın sahnesi ,
Nora-Ava-Mona üçlüsünün sahne—leri,
Hemingway, Dali ve Fitzgerald çiftinin gözüktüğü sahneler eğlendirdi.
Yalnız Nate, tamamen mi diziden çıkıyor anlamadım? Adama sanki öyle bir kapanış yaptırdılar en sonunda. Tamam, ekipten zaten ayrılmıştı ama adamı görüyorduk.
Ciddi soruyorum, böyle absürt bölümlük hikayeler kimin aklına geliyor?
* Angela Bassett’e müsait misiniz diye sordular mı acaba? Constatine’in Marie Laveau’nun büyük büyük torunuyla eskiden ilişkisi olması ilginçti. Biseksüel çıktı adam.
Her şeyin bir olurunu buluyorsunuz, Desmond’ı kurtarmanın da bir olurunu buluverin madem. Yalnız geçen sezon nedeniyle Constantine-Sara-Ava üçgeni olur mu acaba noktasından hangi noktaya geldik. Awesome.
* Nora kurt kadına mı dönüşecek derken başka bir şeye dönüştü. Bölümü güzel bir noktada bıraktılar, sanırım beğendim.
Not: O nasıl bir bıyık yakışmamasıdır öyle? Ben de bana yakışmıyor diye düşünürdüm.
* Sizin
sevsinler
* Konsept gereği içinde absürtlük olduğunun farkındayım ama bu bölüm hepten arşa çıktılar. Ama öteki yandan komiklerdi de.
Ay yine çok eğlenceli bir bölüm yapmışlar
AHS göndermesi olacak mı diyordum, yaptılar
Contastine’in biseksüel olduğunu ve bu sezon, ilişkisi ile ilgili bir bölümü izleyeceğimiz ile ilgili haberi görmüştüm aylar önce. Ondan dolayı şaşırtıcı olmadı. Yalnız her şeyi bok ettin be adam.
Ben bizim Stein’ın kuklasının nereden geldiğini unutmuştum. Earth-X’ten gelen Leo Snart, Stein ölünce bizimkileri terapiye aldığında kullandığı kuklaymış, tamamen unutmuşum bunu
Ay Zari, zaten sevimliydin, şimdi daha sevimli oldun
https://www.youtube.com/watch?v=CXCnKhWR0ZA%5B/ispiyon%5D
8. bölümü biraz önce bitirdim. İyi ki birleşmeye katılmamışlar. Çok komik ve muhteşem bir bölüm olmuş. Hala gülüyorum ya
Baştan sona eğlenceli ve güzel bir bölüm olmuş.
üzerine yaptıkları espriye bayağı bir güldüm
2 gündür puppets of tomorrow şarkısı söyleyip duruyorum.
Her yerde ama her yerde aklıma geliyor. iş yerinde birden bu şarkıyı söylerken buluyorum kendimi. Şarkı dilime takıldı, sözleri beynime kazındı resmen.
flying through history
solving some mysteries
we give bad guys the boot
in superhero suits
we will win our victory
by stopping witchery
so they have got magic
well we have got heart and fabric
puppets of tomorrow
puppets of tomorrow
today