Den Som Draeber | Those Who Kill — Tanıtım
58 yorum unfortr 16 Ekim 2012 08:50
Den Som Draeber / Those Who Kill son yıllarda Danimarka televizyonlarından çıkan polisiye – suç – gerilim türündeki kaliteli dizilere bir örnek. Her bölüm farklı seri katil cinayetlerini soruşturan ekip, bize oldukça adrenalini ve gerilimi bol zevkli dakikalar yaşatıyor. Dizi ikişer bölüm halinde 5 kısımdan oluşuyor. Bu beş kısımda beş ayrı seri katil cinayetleri soruşturuluyor. Dört farklı yönetmenin çektiği dizi, Danimarkalı kadın yazar Elsebeth Egholm‘un yazdığı çok satanlar listesinde yer almış polisiye – suç roman serisinden uyarlanmış.
Aynı zamanda dizinin ABD’deki yayın haklarını A&E NETWORK satın aldı ve bir pilot bölüm sipariş etti. Pilot bölümün ne zaman yayınlanacağı kesinlik kazanmadı.
Tekrar hikayeye dönecek olursak; oldukça sadistçe ve işkence görülerek öldürelen kurbanların seri katilleri olan bu beş farklı katili bulmak, Kopenhag polis teşkilatındaki dedektiflerimiz için oldukça zor bir görev. İlk kısımda anlatılan seri katilin işkence metodu ve bundan aldığı zevk de oldukça dahice. Diziden alacağınız hazzı törpülememek adına ayrıntıya girmiyorum.
Yine Danimarka yapımı Forbrydelsen ve Broen dizilerinde olduğu gibi İskandinav ülkelerine has karanlık, puslu ve kasvetli hava, anlatılan hikayeye bağlı olarak diziye ayrı bir gerçeklik ve güzellik katmış. Genellikle, benim İskandinav ülke yapımı filmlerden aşina olduğum ve en son Broen‘de izlediğim, hikayenin özgün anlatımı, sıradışı çekim teknikleri ve oldukça başarılı oyunculuklar, sizi hikayeye daha bir bağlayacak.
Dizide ayrıca dedektiflerimizin özel hayatlarına da değinilmekte. Dedektiflerin de karşılaştıkları vakalarda başlarına gelen çok olumsuz durumlarda, normal insanlar gibi nasıl korkularıyla yüzleştiklerini ve özel hayatlarında yaşadıkları kişisel sorunları, bize dramatik bir şekilde anlatıyor. Bu bağlamda, diziyi sadece polisiye-suç-gerilim türü olarak değerlendiremeyiz; işin drama kısmı da dizimizin olmazsa olmazı.
Dizinin karakterleri ve oyuncu kadrosuna değinelim :
Katrina Ries Jensen
Polis teşkilatının güzel dedektifi Katrina, dizide ucundan değinilen geçmişinde yaşadığı trajik bir olayın etkisinde kalmış bir karakter. Bu olay, onun psikolojisine oldukça zarar vermiş. İşi uğruna gecesini gündüzünü polis teşkilatında geçiren ve işini oldukça seven Katrina’yı güzel oyuncu Laura Bach canlandırıyor.
Thomas Schaefer
Hikayeden 5 sene önce bir suçlu hakkında yazdığı hatalı rapor yüzünden o kişinin serbest kalıp başka cinayetler işlemesine neden olan Thomas, polis teşkilatından ayrılıp, üniversitede ders vermektedir.Katrina’nın ilk bölümde onunla tanışıp, yardım istemesiyle yeniden kendini polis teşkilatında adli psikiyatrist olarak bulur. Thomas, ekibin cinayetleri çözmesindeki kilit isim. Sherlock tarzı bir çok ipucunu değerlendirip, cinayetlerin çözülmesinde ekibe oldukça yardımı dokunuyor. Yine Katrina gibi, işine olan aşırı bağımlılığı aile hayatında zorluklar yaşamasına sebep olan Thomas’ı başarılı oyunculuğuyla Jakob Cedergren canlandırıyor.
Magnus Bisgaard
Polis teşkilatının şefi Magnus, oldukça otoriter bir karakter. Katrina’ya karşı bazen yumuşak olabiliyor. Katrina’ya cinayet soruşturmaları görevini verirken onun psikolojik olarak hassas yanından dolayı içi pek rahat değil. Bu yüzden onu kontrol altında tutmak istiyor. Karakteri, aynı zamanda Forbydelsen‘de oynamış Lars Mikkelsen canlandırıyor.
Mia Vogelsang
Mia, ekibin adli tıp uzmanı olan üyesi. Olay mahallinden dna örnekleri toplayıp, suçluların kimliğinin bulunmasına yardımcı oluyor. Karakteri, Laerke Winther Andersen canlandırıyor.
Stig Molbeck
Oldukça uzman, deneyimli ve soğukkanlı olan Molbeck, ekibin bir diğer parçası. Magnus bazen, Katrina’yı kontrol edebilmesi için Molbeck’i görevlendiriyor. Karakteri, Frederik Meldal Norgaard canlandırıyor.
Dizi oldukça ilgi görüp beğenilince Den Som Draeber – Fortidens Skygge (2011) isimli 90 dakikalık bir filmi de yapılmış.
Siz de seri katilleri konu alan gerilimi ve aksiyonu yerli yerinde olan, polisiye-suç-dram türü dizilerden hoşlanıyosanız, bu oldukça başarılı Danimarka yapımı diziyi sizlere tavsiye ediyorum.
Son olarak şunu da ekleyeyim; Danimarka’da 10 bölüm olarak yayınlanan Den Som Draeber gösterildiği diğer yabancı ülkelerde 5 bölüm halinde yayınlandı. Diziyi, 5 bölüm şeklinde izlemek daha mantıklı, çünkü her iki bölümde bir farklı bir seri katil cinayetine değiniliyor. Dizinin bu 5 ayrı seri katil cinayetinin çözüldüğü bölümler için her biri ayrı hazırlanan posterlerine ve tanıtım videosuna bakıp izlemek isteyenler için iyi seyirler diliyorum…
Tanıtım videosu;
yorumlar
Bayılıyorum böyle kenarda köşede kalmış dizilerin tanıtımına, hele de polisiye olursa tadından yenmiyor. Ellerinize sağlık. Yukarıda da yazıldığı gibi Broen, The Killing severler kaçırmaz sanıyorum.
bub siteden aratırsanız istediğiniz formatta bulabilirsiniz. Den som draeber, Broen ve 2 üst konuda tanıtılan Braquo gibi dizilerde mevcut.
ilk 3 bölümünü izledim ve gerçekten sürükleyici bir dizi. hatta dizi demek yanlış bile olabilir. her bölümü birer sürükleyici polisiye film. baş iki karakter yan üç karakter hepsi de hemen alışılabilecek tipler. herkese tavsiye ederim. haftasonuna, kalan 3 bölüm kesin biter.
abovv o nasıl finaldi, sinema filmi olarak hazırlamakla doğru karar vermişler.
bundan sonrası ispiyonlu:
ben açıkçası en son benedicte’i yani karısını ararlarken onu çatı katında ölü bulacaklarını düşünmüştüm. böylece hayatını değiştirme kararı alan thomas için açık kapı bırakılmış olacaktı, hem de dramatik olacaktı kafamda. ama öyle bir şekilde bitirdiler allak bullak oldum. kesinlikle böyle bir hamle beklemiyordum. sanırım çok daha dramatik oldu. son vakamı alıyorum sonra gidicem ekolüyle hayatımızdan ayrılan bir tanesi daha. eğer kelepçeyi zamanında kesemeselerdi yeminle ağlardım. karnında bebeği ve yetim kalmış çocuğu, daha bir gece kalamadıkları yeni evleriyle baş başa kalan benedict’e ayrı üzüldüm, ortağını ama aslında her şeyini kaybeden katrina ya ayrı üzüldüm. katrina “artık yollar benim, thomas ın bana öğrettiği tek şey hayallerinin peşiinden git” felsefesiyle attı kendini yollara. artık devam etmesin bence. thomas sız olmaz.
–ispiyon bitti….
bu diziyi tavsiye eden ve enfes tanıtımıyla da kendine çektiren unfortr arkadaşıma ne kadar teşekkür etsem az. ellerine sağlık tekrardan.
bu diziyi izlemek isteyip tereddütleri olan herkese şunu diyorum izleyin. 5 tane kaliteli film izlemek istiyorsanız yine izleyin. izleyin işte.
Bilgisi olan var mı, şu dizi bundan mı uyarlanacak acaba?
Haberde Danimarka’dan adaptasyon edilen diye yazıyor. Başka Danimarka yapımı bu isimde bir şey olduğunu sanmıyorum…
evet bu dizi.
bu Danimarka dizisinin hem orijinal danca ismi, hem de İngilizce ismi bu yazının başlığında var. Amerikalılarda İngilizce ismini değiştirmeden kullanıyorlar.
@real tortoise: Üstüne bastın, ayağını kaldır. Den Som Draeber, Those Who Kill adıyla -başlıkta da olduğu gibi- A&E kanalı için uyarlanıyor. Hatta Chloe Savigny’e, Hit and Miss’i bırakıp başka bir polisiyeye başlayacak diye, dkamoy sevgilerini iletmişti.
Teşekkürler cevaplar için, haberde Danimarka dizisi diye yazıbca bu dizi o dizi mi demiştim
Real tortoise : Zaten tanıtım içinde dizinin Amerika’daki yayın haklarını A&E Network almıştı diye yazmıştım.
Chloe Savigny, Hit and Miss’de devam etseydi daha güzel olacaktı ama olan oldu bir kere
@unfortr Evet haklısın unutmuşum zaman geçince.
Üstünüze afiyet, yukarıda 23 Kasım’da bahsedilen pilot onayı, olmuş size dizi onayı. A&E’den.
Süper
10 bölüm, 2014’e kadar bekleyeceğiz.
Benim anlamadığım 8 gün önce ben 2 yukarıya yazdım zaten bunu. Kaynak Deadline’dı. Bugün o Deadline yine paylaştı haberi. Diğerleri de yapıyorlar. Adamların kendilerinden haberi yok vesselam. O 8 gün önceki neydi o zaman?
(Gerçi yukarıdaki haber geldiği vakit 10 bölüm lafı geçmiyormuş. Neyse bu da bir şey.)
ben de ikinci sezon geliyor sanıp heyecan yaptım. bu sanırım amerikan versiyonu değil mi?
Ben bunun orijinal versiyonunu seyredeceğim yakın bir zamanda. Bron/The Bridge olayı ile bir kez daha karşılaşmak istemiyorum. Bu kadını da seviyorum ama aynı şeyleri tekrar tekrar seyredemem.
abidin en doğru kararı vermişsin. orjinaline kesinlikle şans vermelisin.
@ozgun14: İşin kötü yanı sevdiğim oyuncuları izleyememek oluyor işte. Diane Kruger’da olduğu gibi. Burada da Chloe Sevigny. Muhtemelen bu da orijinal olanın işlediğini işleyecek. Arada farklılıklar olsa da aynı şeyleri tekrar tekrar izleyecek sabır yok bende.
Killing gibi bi ornege sahip oldugumuz icin uyarlamalara on yargim azaldi ama yine de ayni hikayeyi izlemek zor oluyor haklisin, olan da guzel oyunculara oluyor.
Mesela bridge sezon finalinde aman aman konusulmadi elemekle dogru yaptigimi dusunuyorum, bu da bitsin eger cok konusulan bi final yaparsa degistirilmisse sans veririz
@ozgun14: Bridge finaliyle konuşulmadı, çünkü bir finali bile yoktu bence dizinin. O malum Bron||Broen finalinden sonra gelen 2 bölümde dişe dokunur tek bir olay bile olmadı bence, keşke orada final yapsaydı…
@abidin77, Those Who Kill’in orijinalinin sıkıcı olduğuna dair yorumlara da denk geldim. Diğer Danimarka dizilerine göre bu o kadar öne çıkamadı zaten.
Chloe Sevigny’yi izlemek istiyorsun madem, Amerikan uyarlamasına göz at derim. Orijinali sıkıcıysa uyarlaması da sıkıcı olur gerçi.
@alperen4700, The Bridge’in ilk sezonunun son iki bölümü ikinci sezona hazırlıktı.
Ben uyarlamasını beklemekten yanayım bu sefer. Bron’u izlediğim için The Bridge’e başlamak içimden bir türlü gelmedi, üstelik iki başrolü de çok sevmeme rağmen. Burada da Chloe Sevigny faktörü var, onu doya doya izlemek istiyorum.
@luna: Bunu bilmiyordum bak. Şimdi ikilemde kaldım. Biraz daha düşüneyim o zaman.
Aynı şekilde diziyi önerdiğim arkadaşlarım, izledikten sonra görüşleri genellikle sıkıldıkları yönündeydi. Sadece bir kaç kişiden olumlu dönüş alabildim.
Şuna da katılıyorum, bir Broen kesinlikle değil bir tık hatta iki tık altında seyrediyor. Dizide gizem unsuru zayıf, meraklandırmıyor. Katilin kimliğini çok önceden açık ediyorlar. Zaten önünüze seçenekler koyup, acaba katil kim olabilir gibi bir bulmacası da yok. Sadece burda sizin bildiğinizi dedektifler bilmiyor gibi bir durum var. Çogu bünyeyi sıkan da bu durum olsa gerek.
Uyarlamanın ise orjinal hikayeye göre biraz kalıpların dışına çıkacağına tahmin ediyorum. Yoksa bu haliyle Amerikan izleyicisinden geçer not alabileceğini düşünmüyorum. Son olarak Chloe Sevigny seviyorsanız bence de uyarlamayı seyredin.
Desene orijinal olanına kaldık. Çok olumlu olmayan yorumlara rağmen gireceğim bir ara.
Şunu rahatlıkla söylüyorum artık (Chloe Sevigny’e rağmen), uyarlamayı izleyeceğinize açın mis gibi orjinalini izleyin. Çünkü o iş olmamış..
@unfortr: Valla iptal olmasa uyarlamayı izleyecektim. A&E bizi biraz da zorla orijinal olanına itti. Sen de öyle dediğine göre izleyeceğiz artık.
Ben de sanırım orjinale bakacaklar arasındayım artık. Amerikan versiyonunun 2.bölümünü de seyrettim ve ciddi anlamda olmamış dedim. Those Who Kill, bu sezonun hayal kırıklığı oldu.
@abidin77: Uyarlamanın ilk bölümünü izledikten hemen sonra, orjinalin ilk bölümünü üşenmedim tekrardan baştan sona izledim. Ve bu kararı rahatlıkla verdiğimi söyleyebilirim. Nasıl ki yukarda yaptığım yorumda, diziyi Broen’in bir tık hatta iki tık altında diye yorumlamışsam, aynı şey uyarlamanın da orjinal dizinin çok altında kalmış olduğunu düşünüyorum.
orjinali finaliyle güzelce bağlanan güzel 6 filmlik bir seri gibi. kötü yorumlar var biliyorum ama bu sayede beklentisiz izleyeceğiniz için beğeneceğinize inanıyorum.
@unfortr @ozgun14: Tamamdır. Uygun bir zamanda kesin giriyorum.
Dizi uzun zamandır karşıma çıkıyor en sonunda oturup izleyeyim dedim. Bir de canım o kadar çok polisiye roman gibi dizi istiyordu ki…
Aradığımı bulmuş oldum şimdilik. Biraz ağır olabilir ama beğendim ilk bölümü. Güzeldi. Başrol de ki ablaya ise tek kelimeyle bayıldım. Başka böyle dizisi filmi güzel varsa önerin izleyeyim hemen. İyi oyuncuymuş.
Devamını da bir iki hafta da izlerim keyfini çıkarta çıkarta diyorum. Çok fazla izlediğim olmasa da alternatif dizileri seviyorum. Danimarkalılar da bu işte iyiymiş. Dilleri de garip geldi ilk bölüm bana alışırım herhalde. Sizden de iyi yorumlar gördüm hep eski yorumlarda.
Özgün biliyorum Borgen izleyecektim ama o çok uzun ya daha sonraya aldım onu bana böyle 5-10 bölümlük mini olan alternatif dizi lazımdı. Çabuk bitecek yani. Onu da artık kışa izlerim diyorum.
Son olarak @unfortr Laura Bach’ın linkini yanlış vermişsin bende bakıyorum ala ala bu kadın o kadın değil diye diziyi izlemeden ikileme düşüyordum. Doğrusu Bir tek ben mi oraya tıkladım ya
Şimdi son bölümü de izleyip dizi kısmını bitirmiş oldum. Bir tek film kaldı. Filmi de güzeldir kesin.
Dizi tek kelimeyle muhteşemdi. Tam da aradığım polisiye açlığımı doyuracak dizi buymuş. Her bölümü harikaydı. Alternatif dizi olması da çok güzel oldu Danimarka dizisi de izlemiş oldum. Koleksiyonuma Danimarka’yı da ekledim böylelikle.
Keşke devam etseymiş dizi. Potansiyeli kesinlikle varmış. Üzüldüm devam etmemesine.
İlk baş iki bölüm uzunluğunda olunca biraz korkmadım değil nasıl gider diye ama gayet akıcıydı dizi.
Alternatif dizi seviyorsanız ve polisiye dizilerini de seviyorsanız mutlaka izlemeniz gereken bir yapım diyorum izlemeyenlere. Hatta bence en iyi polisiye 10 dizi arasında da yer bulabilir. (Tamam belki 10’da bulamaz ama 15 de kesin bulur )
Polisiye dizi, polisiye roman severler mutlaka bu diziyi es geçmemeli.
Son olarak da çekenin,yazanın,oynayanın da eline ayağına sağlık, bu diziyi devam ettirmeyenlerin de fikrine sağlık, en son olarak da güzel tanıtımıyla bu diziyi izlememe vesile olan ve bana kazandıran @unfortr’nin de eline sağlık!
Dizinin acaba Amerikan uyarlamasını izlesem mi diye düşünmedim değil tek sezonluk da olsa fakat o diziden zararlı çıkanları görünce yorumlarda vazgeçtim
Sonradan ek: Özgün senin ispiyonun filmle mi alakalıydı biraz okudum dizi finaliyle ilgili sandım ama sonradan göz çevirdim çok bir şey yemedim sanırım, ucuz kurtuldum
Evet evet final dahildi o yoruma. Basinda da sinema filmi finali diye belirtmistim ins cok bir sey gormemisindir.
Zaten diziyi 5 sezon +1 film olarak degil de 6 bolumluk mini dizi olarak goruyorum ben. Finali de izle gel
Gelirim ya ben, sen demişsin ya sinema filmi yapmakla iyi etmişler diye. Bende dedim dizinin sonu açık bitiyor herhalde ondan öyle dedi çok başka yere çekmişim Yok çok görmedim bir de anlamadım da zaten.
Buradaki Lars Mikkelsen bizim Hannibal’ın (Mads Mikkelsen) kardeşiymiş
Aboovv :((( Hiç beklemiyordum böyle olmasaydı keşke :((
O baba katili öldürmekte yerden göğe kadar haklı zaten adam tek kızıyla kalmamış cinayetlere devam ediyordu. Fakat Thomas’ın ne suçu var ? Tedavisine almamış diye mi ? Hayret bir şey ya…
Valla Thomas’a çok üzüldüm, karısına çocuğuna ayrı üzüldüm, Katrina’ya da üzüldüm
İzlemeyen varsa bu diziyi izleyin kesinlikle pişman olmazsınız! 6 tane kaliteli film gibi her hafta bir tanesini izleseniz bile olur. Harika bir polisiye. Keşke devam etseydi iki üç sezon daha.
Viaplay diziyi yepyeni oyuncularla yeniden uyarlıyormuş. Sezon 8 bölümden oluşacakmış. Yayın takvimi olarak 2019 yılında gelecek diyorlar. Orjinalinde olduğu gibi katil yine erkenden açıklanıp, olay psikolojik gerilim üzerinde yürüyecekmiş.
Ben de acaba buna mı devam ediyorlar aynı ekip ile diyecektim. Keşke öyle olsa. Tadı damağımda kalmıştı, çok iyiydi.
Evet ya bu dizi iyiydi. Bundan sonra izlediğim çoğu İskandinav yapımında aynı tadı alamadım. Halen aramaya devam ediyorum
hmm bilemedim ben zaten orijinalini sevmiştim uyarlama derken aynı hikayeleri aynı karakterleri uyarlayacaklarsa izlemem. yok kastettikleri farklı karakterlerle farklı hikayelerle diziyi devam ettirecez ise bakabilirim.
ben zaten bu dizinin gereksiz gömüldüğünü düşünüyorum. gayet de güzel bir diziydi. ama bir sıkıcıdır gitti kimse de izlemedi kaldı.
Daha önce baktığım kaynakta reboot diyordu. Şimdi baktım başka bir yere, 2.sezon demişler. Sanırım farklı bir konu olacak.
Bunun 2.sezonu Şubat’ta geliyormuş. Değişen oyuncular ve farklı bir konu ile 8 bölüm olacakmış.
Hadi yaa, finali tam bir finaldi ama aynı oyuncularla olsun isterdim. Yine de düşerse bir göz atarım.
2.sezon fragmanı
Fragman fena gelmedi gözüme, malum ortamlara erken düşerse belki bakarım ikinci sezona. Keşke aynı kadro olsaydı.
Bunun 2.sezonu bbc’de tamamlanınca hemen izlemeye koyuldum. Darkness Those who kill adını almış.
İlk sezondan farklı bir konu var. Orada her iki bölüm farklı bir seri katil varken, burada görünen o ki tek seri katil vakasını sezona yaymışlar. Yine ilk sezonda ki psikolog ile dedektifin cinsiyetleri değişmiş.
Genel işleyiş aynı ilerliyor. Katilin kimliği sır değil, ana karakter olarak sürekli gözüküyor. İyi bir psikopat profili çizdiklerini şimdilik söyleyemeyeceğim, o konuda pek ümidim yok. Yalnız 4.bölümden sonra bazı şeyler oluyor dur bakalım.
Asıl beğendiğim kısım kurbanların performansı. Ne yalan söyleyeyim bütün ana karakterler gözümde sınıfta kalırken onlar gayet iyiydi.
Bu konulara doygun bünyeleri sarmayabilir. Meraklısı keyif alabilir kıvamında gidiyor.
Finalin ardından,
Bence senaryo bir dolu mantık hatasına rağmen sürükleyiciydi, asıl yönetmen de iş yoktu. Çekim mekanları beni pek havaya sokamadı, bilemiyorum yapımcı tarafı da böyle istemiş olabilir. Gerek malum evin kırmızı perdelerle kapatılmış atmosferi, gerekse gündüz güneşli havalarda çektikleri dış mekan çekimleri bana göre yanlış seçimlerdi.
Sadece tek seri katil odaklı değil, işin içine başka şeylerin de katıldığı bir olaylar örgüsü var. Bir insan nasıl böyle kötü biri haline gelebilirin cevabını verirken aile ilişkilerine bolca değiniliyor. Bu da çokça gördüğümüz bir şey. En son izlediğim idam mahkumlarının anlatıldığı belgeselde ki format da aynıydı:) Üstüne bunu izleyince gözlerimi devirdiğim anlar az değildi.
Tavsiye edermiyim? Dizikolik birine biraz zor, diğerlerine gönül rahatlığıyla.
Yorumlarda bu bizi kesmedi french drama gelsin diyen fazlaydı. Hah onu işte herkese tavsiye edebilirim. Spiral.
Ek: İlk bölümde bangır bangır çalan ingilizce şarkıları duyunca, aman böyle devam etmesin lütfen diye söylenmiştim. Neyse ki bu huylarından sonra ki bölümlerde vazgeçtiler. Bazı kalitesiz Fransız dizileri de bunu yapıyor. Ne gerek var yahu, farklı bir şeyler ararken gereksiz bir havaya sokuluyor.