Dosya: Bir Zamanlar Cine5
3 yorum lukedanes_jakeperalta 12 Ağustos 2025 08:46
Cine5, sadece yabancı diziler ve sinema filmleriyle değil, aynı zamanda kendi orijinal yapımlarıyla da Türk televizyon dünyasında yer aldı. Kanalın önemli projeleri arasında yer alan “Metropol Cafe” ve “Kadınları Anlama Kılavuzu” adlı iki yerli dizi, Cine5’in özgün içerik üretme konusundaki kararlılığını ortaya koydu. Bu yapımlar, kanalın hem yerli izleyiciye hitap etme hem de çeşitlilik sağlama hedeflerinin önemli parçaları oldu.
Mimar, öğretmen, öğrenci, işadamı, yönetici, tasarımcı, kaptan ve doktor gibi farklı mesleklerden kişilerin bir araya gelerek oyunculuk yaptığı bir dizi şeklinde tanıtılan ve perşembe akşamları yayınlanan “Metropol Cafe” dizisinde; Ali Tirkeş (Fatih), Moiz Meseri (Tuncay), Özlem Işık (Arzu), Mehmet Ergin Balkaş (Berkin), Ayşe Alpaslan (Nebahat), Bade İşçil (Şebnem), Celal Karakaş (Tuncay), Yasemin Tunca (Duygu), İnan Güngören (Naturel Metin), İbrahim Tokdağ (Tolga), Güliz Onursal (Kafe sahibi Demet), Yağız Küçükemre (Volkan) ve Aslı Tatar (Meral) gibi isimler rol aldı. Dizinin yapımcısı (MinT Motion Pictures), yönetmeni ve senaristi Birol Güven’dir. Dizinin görüntü yönetmenliği Ferhat Öçmen, müzikleri ise Burcu Güven ve Aydın Sarman tarafından yapılıyordu. Dizinin jenerik müziği, bir başka Birol Güven yapımı olan ”Yalancı Romantik” dizisinde de kullanılmıştır.

Oyuncularının tamamının amatör olduğu bu yapımda yer alan Bade İşçil, o dönem Hürriyet gazetesine verdiği bir röportajda, Birol Güven ile çalışmanın ayrıcalık olduğunu ve teklifi hemen kabul ettiğini belirtmiştir. Daha önce gelen teklifler arasında tipik “aptal sarışın” veya “metres” rolleri olduğunu, ancak bunların kendisine hiç uygun olmadığını söyleyen İşçil, oyunculuğu bir hobi olarak yaptığını ve asıl hayalinin kendi adını taşıyan bir modaevinde haute couture elbiseler tasarlamak olduğunu dile getirmiş, dizinin bir bölümünde kendi tasarladığı ayakkabı ve çantayı kullanması da bu tutkusunu göstermiştir.
“Kadınları Anlama Kılavuzu”, Vildan, Serap ve Özge adlı üç kadının hayatını odağına alan; kadınların kocaları, sevgilileri, eski eşleri, çocukları, arkadaşları ve patronlarıyla olan ilişkilerini mizahi bir dille anlatan bir dizidir. Cem Hasçelik‘in yönettiği dizinin öyküsü ve senaryosu Funda Çetin ile Mehmet Akif Turgut’a aittir.
Serap (Ayça Işıldar), 33 yaşında, müzik öğretmeni olup evliliğinde mutsuzdur; kocası sürekli çalışmaktadır. Özge (Didem Balçın), 32 yaşında, bekar ve sigortacıdır; ikili ilişkilerinde başarısızdır. Vildan (Süeda Çil) ise 40 yaşında, eşi vefat etmiştir, ev hanımıdır ve oğluna çok düşkündür.
Özge karakterini canlandıran Didem Balçın dizinin 26. bölümünde ayrılınca diziye İffet (Bahar Akça) ve Binnaz (Gülden Avşaroğlu) adlı iki yeni karakter dahil olmuştur. İffet; 24 yaşında, bekar, bencil ve aşka inanmayan bir kişilik iken Binnaz; 35 yaşında, boşanmış, neşe dolu ve aşkı arayan biridir.
Günlük olarak yayınlanan dizi, 109. bölümüyle ekranlara veda etmiştir.










yorumlar
Valla okurken o zamanlara gittim. Çocukken bana “aa yabancı dizi ne güzel şeymiş lan”ı aşılayan platformdu Cine5. O zamanların netflixiydi.. Maç günleri(özelliklerde derbilerde)eve eş, dost, akraba doluşurdu.
Erotik yayın da yapıyordu ayrıca, kimsenin yetişin dostlar ahlak elden gidiyor diye feveran ettiğini de hatırlamam. Tabii sonra kalitesi giderek düşmüştü.. Çalışanların maaşını ödemiyorlar diye duymuştuk. Maç yayını da elden gidince zaten eski günlerine dönemediler bir daha.
Detaylı tanıtım için teşekkürler.
Babam eve 55 ekran renkli bir televizyon almıştı, muhtemelen epey pahalı bir cihazdı ki yanında 1 senelik Cine5 üyeliği vermişlerdi. TV yanında Cine5 dekoder’i ile birlikte gelmişti, bizim de Cine5 macerası öyle başlamıştı
Sonra maç yayınlarını da alınca uzun yıllar abonesi olduk.
Çocuk yaşta yabancı dizilerin kalitesini ilk Cine5 ile almıştım, o günden bu güne yabancı dizi müptelalığım devam etmiş
Alias’ı soluksuz izlerdik babamla, bilinçli olarak izlediğim ilk yabancı dizi sanırım Alias’tı. Melrose Place, Seinfeld ve Sopranos u parça parça hatırlıyorum o günlerden hala.
Ama en büyük izi bırakan Oz’dur sanırım, saolsun o yaşta hapislere düşmemek gerektiğini çok açık şekilde öğrettiler bana
.
Her ay dergi posta ile gelirdi eve, her köşesini okurdum. Babamla izleyeceğimiz filmleri seçerdim, sinema zevkimi de Cine5 e borçluyum sanırım
Çok kaliteli filmler getirirlerdi, ama aylık yeni gelen film sayısı belliydi. Döne döne tekrar yayınlarlardı bunları o ay içinde ama dergide bir aylık yayın akışı da koyarlardı ve harfi harfine uydukları için takibi çok kolay olurdu.
Eline sağlık @lukedanes_jakeperalta
Güzel yorumlarınız ve katkılarınız, anılarınız için çok teşekkür ederim kıymetli dostlar @hebele ve @Vordue
Ben de şöyle ufak bir ekleme yapayım, ekşi sözlük’te okumuştum. Bir dönem dergide filmlerin yapım yılını yazmamaya başlamışlar. Bunun sebebi, kanalda ekonomik sebeplerden ötürü çok fazla yeni film yayınlayamadıkları için Erol Aksoy’un filmlerin eskiliğini gizlemek istemesiymiş ama sonradan kaldırmışlar bu uygulamayı.