Red Oaks: Eğlenceli Bir Yaz Macerası – Tanıtım
29 yorum pirate 25 Temmuz 2016 09:07
Online izleme platformlarından Amazon‘un 9 Ekim 2015 tarihinde izleyici ile buluşturduğu Red Oaks dizisinin tanıtımına hoş geldiniz!
KÜNYE
Türü: Komedi (Kahkaha Efektsiz)
Sezon – Bölüm Sayısı: 1 Sezon, 10 Bölüm
Onay Durumu: 2. sezon onayı aldı.
Süre: 22-29 dk.
Mutfaktakiler: Steven Soderbergh, Joe Gangemi, Gregory Jacobs, David Gordon Green
Yayınlandığı Dijital Platform: Amazon
Wikipedia – IMDB – Resmi Site – Facebook
KONU
Zaman: 1985 Yazı
Şehir: New Jersey
Mekan: Red Oaks Country Kulübü (Açık Hava Spor/Eğlence Kulübü – Üst Düzey Gelir Grubu İnsanlara Hitap Eden Sosyal Tesis)
Okullar tatile girince dizimizin ana kahramanı soluğu Red Oaks Country Kulübü’nde almıştır. Üniversite 2. sınıfa geçen David, okul dönemi için şehirde bir daire kiralayabilmek ve harçlığını çıkarmak amacıyla tenis dersleri vermek üzere asistan eğitmen olarak kulüpte işe girmiştir. Dizimiz de David’i merkezine alarak bu külüpte çalışan insanların ve David’in ailesinin 1985 yazında başından geçen eğlenceli olayları işlemektedir.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
David (Craig Roberts):
Hikayemizin ana kahramanı. Üniversite 2. sınıfa geçmiş, babasının yoğun isteği üzerine pek istemese de muhasebe okumak niyetinde. Kulüpte asistan eğitmen olarak tenis dersleri veriyor. Okul döneminde evden uzaklaşarak, şehirde yalnız veya ikna edebilirse kız arkadaşı Karen ile beraber yaşayabileceği bir stüdyo daire kiralayabilmek amacıyla bu yaz yeterli para biriktirebilmek niyetinde.
Fotoğrafçılık, kameramanlık ve yönetmenliğe ilgisi var. Genç olmakla yetişkin olmak arasındaki ince çizgide gidip gelen, biraz tutuk, biraz heyecanlı, zeki ve çalışkan bir genç.
Karakteri Becoming Human dizisinden hatırlanabilecek Galli oyuncu Craig Roberts canlandırıyor.
Sam (Richard Kind):
David’in babası. Yeminli mali müşavir olarak çalışıyor. Muhasebeyi bitirdikten sonra oğlu ile beraber çalışmak en büyük hayali. Fotoğrafçılık, tenis eğitmenliği vb. işlerin daimi meslekler olmadığını düşünüyor ve bu nedenle David’e muhasebe okuması için baskı yapıyor.
Evliliğinde sorunlar yaşıyor. Eşi Judy ile beraber çift terapisine gidiyorlar. Biraz huysuz, biraz sıkılgan, hayatından pek de memnun olmayan biri.
Karakteri Spin City, Luck ve Gotham gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Richard Kind hayat veriyor.
Judy (Jennifer Grey):
David’in annesi. Çalışmıyor, evliliğinde sorunlar yaşıyor, hayatının nereye gittiğini sorguluyor ve durumdan hiç memnun değil. Kendine bile itiraf edemese de içten içe hemcinslerine ilgi duyması da cabası.
Karakteri It’s Like, You Know… dizisinden hatırlanabilecek Jennifer Grey canlandırıyor.
Karen (Gage Golightly):
David’in kız arkadaşı. O da tıpkı David gibi yaz tatilini kulüpte çalışarak geçiriyor. Kulüpte kadınlara yönelik aerobik dersleri veriyor. Hemşirelik okumak niyetinde; ama modelliğe de ilgi duyuyor.
Heyecanlı, tatlı, sempatik, kabuğundan çıkma fırsatı bekleyen bir genç kız.
Karaktere Teen Wolf, Ringer ve 5ive Days to Midnight gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Gage Golightly hayat veriyor.
Getty (Paul Reiser):
Kulübün sahibi. Çok çalışıp, fırsatları değerlendirerek bu noktaya gelmiş, çok zengin bir iş adamı. Kızı Skye ile arası pek iyi değil. David’ten tenis dersleri alıyor.
Yalakalıktan pek haz etmeyen, açık sözlü, sert görünümlü bir mizacı olsa da olaylara empatik yaklaşabilen biri.
Karakteri Mad About You ve My Two Dads gibi dizilerden hatırlanabilecek Paul Reiser canlandırıyor.
Skye (Alexandra Socha):
Büyük patron Getty’nin biricik kızı. İlk kez karşılaştıkları andan itibaren David ile aralarında dikkat çeken bir etkileşim var. Ebeveynleri ile arası pek iyi olmayan, asi bir genç. Resme büyük bir tutkusu var. Hafiften gizemli, sakin ve cool biri.
Karaktere The Big C, Damages ve Royal Pains dizilerinden hatırlanabilecek Alexandra Socha hayat veriyor.
Nash (Ennis Esmer):
David’in asistanlığını yaptığı tenis eğitmeni. Profesyonel seviyede birkaç maça çıktıktan sonra tenisi bırakmış. Dizide bir Türk’ü canlandırıyor. Evliymiş; ama henüz eşi ile tanışma fırsatı yakalayamadık. Tam bir geleneksel Türk erkeği modeli. Parayı ve getirdiklerini seven, kısa yoldan para kazanma derdinde olan, girişken, havalı görünmeye çalışan, yalaka, kıskanç, palavracı, çapkın, fırlama, girdiği ortama eğlence getiren, insanlara çabucak kendini sevdiren biri.
Karakteri The Listener, You Me Her, The L.A. Complex, Private Eyes gibi dizilerden tanıdığımız Ankara doğumlu Türk oyuncu Ennis Esmer canlandırıyor.
Wheeler (Oliver Cooper):
David’in liseden arkadaşı. Kulüpte vale olarak çalışıyor. Ot içip kafayı bulmak en büyük eğlencesi. Ayrıca külüp müşterilerine ot tedarik ederek ek iş yapıyor. Kulüpte can kurtaran olarak çalışan Misty’ye uzaktan uzağa yanık. Tipine göre oldukça öz güvenli olduğunu söylemek mümkün.
Karaktere Californication dizisinden hatırlanabilecek Oliver Cooper hayat veriyor.
Misty (Alexandra Turshen):
Kulüpte can kurtaran olarak çalışıyor. Fit vücutlu, kıt beyinli, beş para etmez bir müzik grubu olan Steve (Nick Bailey) adında bir erkek arkadaşı var. Havalı olmayan, sempatik ve eğlenceli bir güzel.
Barry (Josh Meyers):
Kulüpte fotoğrafçı olarak çalışıyor. Karen’a özel bir ilgisi var. Havalı gözükmeye çalışan, sinir bozucu, gerzek tiplerden.
Karakteri That ’70s Show dizisinden hatırlanabilecek Josh Meyers canlandırıyor.
Bu isimlerin dışında Getty’nin eşi, Skye’ın annesi Fay rolünde Gina Gershon da ara ara diziye konuk oluyor.
YAZARIN NOTU
Başrolde pek de yakışıklı olmayan bir aktör olunca ister istemez temkinli başladım diziye. İnsan çirkinliğini malzeme edinerek komedi-drama çıkarmaya çalışan bir dizi bulacağımı düşündüm karşımda. Ama öyle olmadı kesinlikle. Hem David karakterinde, hem de Wheeler karakterinde çirkinlik ajitasyonu üzerinden prim yapma çabası içerisine girmeden karakterleri normal ve doğal bir şekilde yansıtmayı başardılar. Bu tip karakterler gereksiz ajitasyon yapılmadan da izleyiciye sevdirilebiliyormuş Şekil A’da görüldüğü üzere. Bu durum dizinin en önemli artılarından biri oldu benim açımdan.
1985 senesinde geçen bir hikayeyi, ‘Heyyy, 1985 yılındayız.’ diye bas bas bağırıp izleyicinin gözüne sokmadan yansıtmış olmaları da hoşuma giden ayrıntılardan biri oldu kesinlikle.
Karakterlerden ve oyuncu seçimlerinden de yüzde yüz memnun olduğumu söyleyebilirim. Şunun yerine başka biri oynasaymış keşke dediğim tek bir oyuncu yok açıkçası. Gage Golightly, Richard Kind, Jennifer Grey ve Oliver Cooper daha fazla parlayan isimler oldu. Türk oyuncu Ennis Esmer de gayet iyi iş çıkarıyor.
Kahkaha attırmasa da bolca gülümseten, hiç sıkmayan, hikayesini takip etmesi keyifli bir dizi. Espri komedisi değil, durum komedisi.
İlk 8 bölümünü izledikten sonra bu tanıtımı hazırladığım Red Oaks’u tahminimin çok üstünde sevdim gerçekten. Amazon çok kaliteli bir komedi ile bizleri buluşturmuş, ama biz teğet geçmişiz. Daha önce fark etmemiş olduğum için şaşkınım bu diziyi.
2. sezonu 2016 yıl içinde yayınlanacak olsa da henüz açıklanan net bir tarih yok. Tıpkı ilk sezonda olduğu gibi Ekim ayında veya Kasım-Aralık gibi gelmesi muhtemel. O zamana kadar 4 saatinizi ayırın ve 10 bölümlük ilk sezonu hüpletin derim ben! İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler.
Dizi ile ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılıyordu.
yorumlar
İzlediğim ilk 8 bölümün en çok beğendiğimden en az beğendiğime göre sıralaması şu şekilde bu arada:
8 > 7 > 1 > 4 > 2 > 3 > 5 > 6
Açıkçası hariciye atıp bıraktığım bir diziydi. Hiç açıp izleyeyim modunda değildim ama tanıtım ile merak ettirdin bana. İzlediğim dizinin ilk sezonunu bitirmiştim. İkinci sezona girişmeden bunu izleyip aradan çıkartayım bari.
Eline sağlık @pirate
Dün tanıtımı okuduktan sonra oturup izledim tüm sezonu. Oldukça tatlı ve sevimli bir dizi olmuş. Tüm karakterler kendini sevdiriyor, bölümlerde peşpeşe sıkmadan izletiyor. İzlemeyenlere tavsiye ederim çerezlik güzel bir dizi
S01E09
Şu ana kadarki en drama dozu yüksek bölüm oldu. Sonu da fena bitti.
tanrı yardımcısı olsun!
*Geç olsun, güç olmasın. Mutluluk verici bir yumruktu.
*Sam’in dans esnasındaki sorgulama ve çözülme anı da çok şık olmuş bu arada.
Güzel sezondu be!
1986 yazında görüşmek dileğiyle!
Gage Golightly’nin imdb sine bakarken gördüğüm bir diziydi Red Oaks. O zamandan sonra arşive atmıştım hazır yeni sezon başlamadan aradan çıksın dedim. Bugün diziyi bitirdim, 1 bölüm dışında gayet eğlenip, severek izlediğim bir dizi oldu Red Oaks. Oyuncuları ve havayı çok iyi vermişler. Tam bir yaz, çerezlik, kafa dağıtma dizisi. Hatta çok fazla adını duyuramamış olmasına da üzüldüm.
Beğenmediğim bölüm ise 7. bölümdeki
Dizinin kızları harikaydı resmen. Karen,Misty ve Skye. En fazla Misty’i sevdim diyebilirim.
Onun dışında sezon finali de baya güzeldi, bakalım 2. sezonu merakla bekliyorum.
Tavsiyedir.
Eline sağlık.
Şimdi bir de ben bakayım IMDB sayfasına dedim de içim burkuldu valla. Brothers & Sisters’taki Paige rolünü Gage Golightly’den alıp Kerris Dorsey embesiline veren yapımcılara seri küfürler ediyorum şu anda.
https://www.youtube.com/watch?v=NA3BHFvsSl8
kahvaltılık, bir ergen dizisi… 2. sezona bakar mıyım, bilmem…
İlk iki bölüm çok güzeldi, yine aynı tatlılıkta sempatiklikte dizi. Skye’ı daha çok sevmeye başladığımı söyleyebilirim. Misty’e hala daha bayılıyorum.
Yavaş yavaş gidiyoruz.
2×08’i izleyenlere bir sorum var
@drlazy: Bölümü yeni izledim ama hiç fark etmedim öyle bir şeyi. Senin yorumunu okumadan öncede silmiştim masaüstünden bakamadım bir daha ama öyle bir şey yoktu sanırım.
Bu kadar çabuk bitirebileceğimi sanmıyordum ama bir çırpıda bitiriverdim ikinci sezonu. İlk sezondan çok daha güzel olduğunu düşünüyorum. Büyük keyifle, eğlenerek izledim. Gerçi yazın yayınlansaydı bu dizi daha güzel giderdi diye düşünüyorum.
Wheeler ve Misty çok güzel bir çift oldular ya.
David ve Skye’ın son bölümde barışacağına dair bir umudum vardı ama olmadı, umarım 3 olursa o zamana barışırlar. David’in neler yapacağını da merak ediyorum ama dönüp dolaşacağı yer Red Oaks olacak yine.
Umarım 3. sezon onayını alır. Dizinin devamını da izlemek isterim.
Gelecek sezonda (olursa) görüşürüz.
S02E01
Yani, güzel bir bölümdü güzel olmasına ama etrafta Wheeler, Karen, Misty, Sam, Judy ve Nash olmayınca Red Oaks izliyormuşum gibi değildi pek.
Skye, farklı geldi gözüme. Karakter ile oynamışlar biraz. Yani bilemedim bu haline ne desem şu an için de ilk sezonda çok daha ilgi çekici bir karakterdi sanki.
S02E02
Tamamdır, bu bölümle birlikte başladı Red Oaks.
S02E06
İlk 5 bölüm itibariyle ilk sezonun yarısı kadar bile sevemediğimi itiraf etmem gerek bu sezonu. Karen’ın geri plana atılıp Skye’a gereğinden fazla sahne yazılmasının da bunda payı büyük.
Lakin bu bölümü beğendiğimi belirtmem gerek. Özellikle de ilk 15 dakikadan sonrasını. 3-4 yerde güldüm bile hatta. Wheeler’ın ön plana çıktığı bir bölüm oldu. Judy de çok tatlıydı. Karen-David sahnesi ise çok güzeldi. Bu sezon üvey evlat muamelesi gören Karen’a ilk defa gerçek manada izleme fırsatı yakalayabildik çok şükür.
Güzel bölümdü yine.
*David, uzun zaman sonra erkek olduğunu hatırladı.
*Nash’e üzüldüm.
*Bu ikisi de cidden çok tatlıştı bu bölüm ya!
S02E10 (Sezon Finali)
Pek tat vermeyen bir sezon finali olmuş açıkçası. Sezonun geneli de öyleydi zaten. 2, 6 ve 7. bölümler dışında güzeldi diyebileceğim bölüm yoktu. İlk sezonun epey altında kaldı.
Kalemi kuvvetli bir final sezonu sunabilirler bize umarım önümüzdeki sezon. Dizideki en sevdiğim karakterlerden Karen’ı final sezonunda pek göremeyeceğiz gibi bir his var içimde. Umarım yanılırım. Bu sezon karakteri pek göremememiz diziyi negatif etkiledi zaten yukarıda da belirttiğim üzere bana göre.
Season 3 – Official Trailer
Gage Golightly yok yaaa!
S3 Poster
Bitti
Bir çırpıda bitiverdi bu sezon 6 bölüm olunca. Bu sezon ikinci sezonun altında kaldı ama finalde güzeldi, daha devam etmesini isterdim.
Son bölüme Gage Golightly de uğramış, sürpriz oldu.
Sonda David keşke o ekipteki kıza yazsaydı
Güzel, eğlenceli ve tadında biten bir dizi olarak anacağım. Ara ara özleyeceğim de.
Çok güzel bir sezon oluyor. Veda havası da iliklerine kadar işlemiş durumda sezonun ki bu da ayrı bir tat katıyor açıkçası. Her yeni gelen bölüm bir öncekinden daha güzel oluyor ayrıca. Ki bu bölüm de sezonun en iyi bölümü olmuş bana göre.
*Bölümü Skye ile açtık. Best of karakterlerimden biri olmamıştı hiçbir zaman dizide ama özlemişim onun muhabbetini cidden. Çok keyifli bir 6 dakikaydı.
*Nash’in kuyruğunu kıstırıp gururunu ayaklar altına alışı ve kortta ecel terleri döküşü de izlemeye değerdi.
*Wheeler’ın olayının buraya gideceği belliydi.
*Misty’nin hikayesinin de buraya gideceği belliydi.
*Ve David. Zamanı gelmişti, hatta geçmişti be oğlum!
Gözler doldu cidden, yalan yok. Oldukça başarılı bir veda bölümüydü.
Şahane bir sezon oldu valla. Başına otururken bu seviye bayıla bayıla izleyeceğimi düşünmüyordum dürüst olmak gerekirse bu sezonu. İlk sezonunu çok sevmiş olsam da 2. sezonu epey kötü geçmişti çünkü dizinin. Ama vedası cidden sağlam oldu. Bu ekibi tekrar izleyemeyecek olmanın hüznü sardı sahne kapanınca. Tadında bitti ama bu tarz sezonlar sunmaya devam edecekse birkaç sezon daha sürsün isterdim valla.
Sezon finalinde;
*Geçen sezon Nash’in kalbini kıran Rebecca’nın Nash’e yeni bir iş bularak jest yapması tatlı bir andı.
*Wheeler ve Misty’nin buzları eritme anının her şeyin başladı yerde vuku bulması da oldukça tatlıydı.
*David’in yönetmenlik işini kaptığını öğrendiği sahnede eski patronu olan dallamanın içten içe sinir krizi geçirmesini izlemesi keyifliydi.
*Getty’nin Fay’e Cayman Adaları’nda onları bekleyen paralar olduğunu söyledikten sonra Fay’in içten içe tahrik oluşunu izlemesi de oldukça keyifliydi.
*Finalde David’in Annabelle ile gerçek bir şansı olabileceğini öğrendiği an da güzel oldu. Olmasa eksik kalırdı valla. Bütün sezon boyunca bu ikiliyi izlemesi oldukça keyifliydi çünkü. Annabelle karakteri sezonun parlayan yıldızlarının başında geliyordu.
*Ve son olarak Karen’ı göreceğimizden umudu tamamen kestiğim bir anda karşımızda belirmesi çok hoş bir sürpriz oldu. Birkaç saniye de olsa çok güzeldi dizideki en çok sevdiğim hatunu görmek.
Bu sezona herkesin hayatını bir düzene koyma çabası ayrı bir renk kattı. Önceki sezonlardaki hafiften depresif hava bu sezon mutluluğa bıraktı çoğunlukla kendini. Ve çok da güzel oldu valla.
2. sezonunda biraz sıkılacaksınız ama genel olarak çok başarılı bir dizi Red Oaks. İzleyin, izletin bence. Pişman olmazsınız!
1. sezon için puanım; 7.8
2. sezon için puanım; 8.0
Bu arada üstteki yorumlarda @drlazy’nin 2×8 hakkında yazdığıyla ilgili (4 sene geçmiş aradan ama olsun);
Bugün de 3. sezonu izleyip diziye veda ettim. Üstteki sezon yorumlarına genel olarak katılıyorum. Finali çok güzeldi, sezon yer yer hüzünlü yer yer eğlenceliydi. Keşke 1-2 sezon daha olsaymış. Benim de tavsiye edebileceğim dizilerden biri oldu. Diziyi ve karakterlerini özleyeceğim. Goodbye boychik!
3. sezon için puanım; 8.0