Flesh and Bone || tanıtım
14 yorum dkamoy 03 Mart 2016 09:08
Künye
Türü: Drama
İçindekiler: |
Breaking Bad’in yazar kadrosunda bulunduğu 3 ayrı bölüm senaryosu ile 3 Altın Küre ödülü alan Moira Walley-Beckett’ın yaratıcısı olduğu bir dizi Flesh and Bone (Et ve Kemik). Kendisi yapımcılığı Lawrence Bender ve Kevin Kelly Brown ile paylaşıyor. Bu üçlü, bale dünyasına hiç de yabancı değil. Walley-Beckett ile Bender’ın ikisi de eski balerin. Brown’ın ailesi ise eski balerin kaynıyor. Öyle ki bu aile, Oscar adayı 1977 bale draması The Turning Point filmine ilham olmuş bir aile.
Sektörde dişe dokunur bir ağırlığı olan dansçı, koreograf ve yönetmen Ethan Stiefel de dizide koreograflık ve danışmanlığı ile katkı veren başka bir isim.
Eh hal böyleyken, Flesh and Bone‘un karşısına bale dünyasına gerçekçi bir gözle yaklaşacak, göz dolduracak bir dizi beklentisi ile oturmak hakkımız değil de ne? Neyse ki bu konuda bizleri boşa çıkartmayan ve hatta üzerine de beklenmedik ters köşeleri olan bir drama ile süslenen bu mininin konusuna geçelim.
Gayet klişe bir konu var karşımızda: Emek ve yetenek gerektiren bir meslek için gelecek vaad eden bir tıfıl yavrucak canını dişine takar; inişli çıkışlı, rekabet dolu bir yola düşer; karşısına kaderini değiştiren iyi/kötü bir sürü insan çıkar. Fırsatlar ve kösteklerle dolu macerasının sonunda istediği noktaya gelebilecek midir?
Açalım:
American Ballet Company isimli özel bir bale şirketi dünyanın en iyi sanat enstitülerinden biri olmaya oynayan bir kurumdur.
Her yıl yeni bir oyunu sahneleyen şirket, bu uğurda yepyeni bir yaklaşımla önceki yıllardan daha iddialı bir yapımla seyirci ile buluşmanın hazırlıklarına girişir. Böylece yeni dansçılar için seçmelere başlar. İşte bu noktada ana karakterimiz Claire ile sahneye gireriz. Seçmelere katılan tıfılımız, tahmin edeceğiniz gibi hiç de fena olmayan bir performans ile yönetmenin aklına ve yapımın kadrosuna girer.
Girer girmesine de bu durum onun kariyeri, hatta hayatı için iyi bir şey mi olur, kötü bir şey mi işte epey süre biz de karar veremeyiz. Kapalı bir sonla biten bu hikayede hem Claire’in henüz bilmediğimiz gizemli geçmişi, olmak istediği ve olması gereken kişi arasındaki bocalaması, hem de yeni girdiği bu rekabet ortamındaki herkesin kendine has draması ve güzel ters köşelerini izliyoruz. Göz dolduran, sadece bale türü ile kısıtlı olmayan müzik ve dansları ile sıkılmadan izleyebileceğiniz bir mini sizleri bekliyor.
Claire Robbins (Sarah Hay)
Claire bilmediğimiz bir şehirden New York’a yeni gelmiş, ürkek bir serçe modunda, duygusal anlamda yaralı ama uyanık ve zeki, bir o kadar da yetenekli bir genç balerin. Gizemli bir geçmişi var. Daha ilk bölümden bu geçmişin ayağına dolanacağı sinyallerini alıp senaryolarımızı yazmaya başlıyoruz.
Sarah Hay, bu rol için ülke genelinde yapılan seçmelerde binin üzerinde dansçı arasından rolü kapmış. Gerek dans performansları, gerek oyunculuğu ve gerek fiziği ile bu rolün altından güzel kalkmış bir oyuncu olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Sanatçı ile ilgili bir tırıvırı bilgi verelim: Bale dünyası için fazla büyük olan (DD boyutundaki) göğüsleri yüzünden defalarca “şişko” tabir edilip, göğüs küçültme ameliyatı olması gerektiğine dair eleştiri/öneri almış biriymiş hatunumuz. İyi ki yaptırmamış.
Paul Grayson (Ben Daniels)
American Ballet Company şirketinin bipolar, biseksüel sanat yönetmeni. Eski bir ünlü balet. Fazlasıyla hırslı ve tutkulu biri. Yeni yeteneklerin önünü açan, onlara yol gösteren biri olduğuna inanıyor ve tecrübesini de katarak bu konuda gerçekten de sonuca gidebilen bir adam. Ancak dansçılarının da ona deli divane olacak kadar bağlı olmasını bekliyor. Ki bu uğurda dansçıları ile oluşturduğu ilişkilere sağlıklı dememiz pek mümkün değil.
Ödüllü İngiliz oyuncu Ben Daniels, bu kıskanç, narsist, duygusal, bol gelgitli, yetenekli, kızgın ve kırgın, kısacası rengarenk adamı öyle iyi canlandırıyor ki sırf bu performans uğruna bile izlenesi bir dizi oluveriyor Flesh and Bone. Kendisinin bu dizideki başarısı için “Fifth Shades of Grayson” demekte bir sakınca görmüyorum.
Mia Bialy (Emily Tyra)
American Ballet Company’nin balerinlerinden biri. Kahramanımızın yeni ev arkadaşı. Ayran gönüllü bir kız. Yemek yemeyle ilgili sorunları var. Ekipteki çoğu dansçı gibi hırslı biri. Claire ile ne kadar anlaşabildiği tartışılır. (“Kesin bir pislik var” dedirten cinsten.)
Emily Tyra pek televizyonda görünen oyunculardan değil. Kendisi daha çok Hugh Jackman’ın Back On Broadway isimli müzikal şovunda aldığı rol ile ön plana çıkmış biri. (Hala Jackman ile bu şov için şehir şehir geziyor.)
Romeo (Damon Herriman)
Aslında alttaki beşlidekilere eşit bir karakter Romeo. Ama yazarınız bu karakteri özel olarak sevdiği için çift kolonun yarısına sığdırmamayı tercih etti. Derdinize yanın.
Şaka bir yana gerçekten de sevilmek için yaratılmış, sağı solu belli olmayan, derinliğini kavramanın zor olduğu bir karakter Romeo. Claire’in oturduğu apartmanın merdiven boşluğunda yaşayan evsiz biri. Bu apartmanda kalan balerin kızlara göz kulak olmayı kendine görev edinmiş durumda. Aklının yerinde olup olmadığı konusunda sizi sürekli gelgitlerde tutan, kendinizi, hayata yaklaşımınızı sorgulamanıza yol açan bir karakter. Şu dizide olmasını beklemediğim (klişe beklentiler sağolsun) ve olduğu için en sevindiğim yan karakterdi.
Tekinsiz, hırt, kaypak yan rollerin adamı Avustralyalı oyuncu Damon Herriman, en son Justified’ta beni benden almıştı. Alıştığımız halinden farklı olan bu rolle de gayet iyi bir iş çıkartmış.
Kiira (Irina Dvorovenko) American Ballet Company’nin yaşı ilerlemiş baş balerini. Ukrayna göçmeni. Yılların tecrübesi ile hala yeri sağlam olsa da -hırslı olmak bu işin kanında var malum- tabii ki hırsı elinden bırakmamış ve tahtını genç bir balerine kaptıracağından korkuyor. |
Daphne Kensington (Raychel Diane Weiner) American Ballet Company’nin balerinlerinden biri. Başına buyruk, gamsız, yetenekli, New York’lu bir genç dansçı. Elbette hırslı. Güzelliği ve hikayeye getirdiği yan hikaye(ler) ile hem gözlerimizi hem de gönüllerimizi okşuyor. (İlk bölümü izleyin, sonra konuşalım bunu.) |
Bryan (Josh Helman) Claire’in geçmişinden biri. Kim olduğuna dair bilgi vermeyelim, izleyip öğrenin. |
Ross (Sascha Radetsky) American Ballet Company’nin baş baleti. Hırslı olduğunu yazmama gerek var mı? Kiira’nın uzun zamandır dans eşi. Yakışıklı ve baştan çıkartıcı bir genç adam. |
Trey (Karell Williams) Açık bir eşcinsel. Cadaloz, komik ve balerinlerin yakın dostu. Ross ile de arası iyi. Hırsı tabii ki mevcut. |
Bunların dışında yan karakter olarak izlediğimiz birkaç tipleme de şunlar:
Jessica (Tina Benko) : American Ballet Company’nin müdürü
Toni Cannava (Marina Benedict): American Ballet Company’nin yeni koreografı
Ivana (Tovah Feldshuh): Bir bale danışmanı
Eleştirmenlerden karışık eleştiriler almış olan bir dizi Flesh and Bone. Hatta beğenmeyen bazı kesimlerin “bale dünyası bundan daha acımasız” diyerek eleştirdiği bir yapım olduğunu da ekleyelim. Yine de dizi, profesyonel olmayan izleyicilerden genellikle olumlu geri dönüşler alıyor.
Güzel müzikler, iyi oyunculuk, göz ve ruh okşayan danslar eşliğinde beklenmedik yerlere giden bir draması olan, uzunca bir film izlemek isteyen dizi serverleri Flesh and Bone başına çağırıyoruz.
* Limitli dizi (limited series): Bir mini dizi türü. Televizyon endüstrisinde, başlarda “mini dizi” kelimesinin yarattığı “hafiflik” hissinden kurtulmak için kullanılıyordu. Ancak sonraları konusu tek sezonda sona erecek şekilde planlanmış ama bir şekilde sonradan devam kararı verilmiş diziler ya da konusu tek sezonda sona erip, her sezon aynı oyuncularla başka bir hikaye ve karakterlere geçen antoloji dizileri (American Horror Story, Fargo, True Detective) için kullanılmaya başlandı.
Son zamanlarda bazı kanallar “Bu dizi mini ama çok tutarsa bir şekilde 2. sezona da sıcağız” demek adına, bazı mini diziler için baştan “limitli dizi” etiketiyle anlaşma yapıyor. Flesh and Bone da şimdilik 2. sezon lafı geçmeyen limitli bir dizi.
yorumlar
@dkamoy’dan uzun zamandır beklenen tanıtım. Ellerine sağlık çok güzel bir tanıtım olmuş. Dizinin başına oturduğumda yabancılık çekeceğimi düşünmüyorum
Bu kadar geciktirdiğim için utanıyorum ama projeler yazısı vb. şeyler girince araya buna girişemedim bir türlü (mekanik bir tanıtımla da geçiştirmek istemedim). Neyse en azından son bitirme tarihimi sadece birkaç saatle kaçırdım.
coook basarılı bır solukta bıten akıcı bır dızı… ben sevdım .. ıkıncı sezonu olmasın.. kapalı fınalı var daha da uzatıp buyu bozulmasın bence
Üç ay sınırı koymuştuk rezerve sürelerine efendim, daha 1 ay vardı
Yazı için eline sağlık, güzel olmuş.
@aytackara : Ben 1 Mart’ta bitiyor sanmıştım. İyi bari. (gerçi 1 ocak’tan önce rezerve ettirdiğim için yine de kurtarmış sayılmam ama…)
Yukarıda tanıtımda da değindim ama tekrarlayasım var:
Bu dizide en sevdiğim karakter Romeo oldu. Adam her sahneye girdiğinde heyecan yaptım. Oyuncuyu zaten seviyordum bir de böyle daha faklı bişide göründüğü için ayrıca sevindim. Ama yabancı mecralarda benim kafamdaki kadar sükse yapmadı garibim, yazık.
Daha önce bolca öttük zaten dizi hakkında şu yazının altında ama; bir yorum bırakayım yine de buraya da.
Başına temkinli oturmuş olsam da Sarah Hay sayesinde izlemesi son derece lezzetli bir drama oldu benim için Flesh And Bone. Hollywood yeni bir yıldız kazandı.
Claire’in her sahnesini büyük bir keyifle izlerken, Paul’ün sahnelerinde ise içimdeki bütün nefreti kustum adeta. İlk bölümlerde diziyi bırakmayı bile düşündüm onun yüzünden. O derece nefret ettim adamdan. (@dkamoy: Adamın biseksüel olduğunu nereden çıkardın ya? Basbaya eşcinsel işte. Ben mi kaçırdım acaba bir kadına ilgi duyduğunu diye durdum bir düşündüm ama olmadı öyle bir durum.)
Bale performansları çoğu zaman sarmasa da keyifle izlediğim 2-3 performans da oldu tabi. Özellikle 2 balerinin(Kiira ve Mia) zayıflığının rahatsız edici boyutta olmasının bunda etkisi büyük tabi.
Sezon finaline gelecek olursam; her ne kadar hiç kimse bana katılmamış olsa da Mia(psikolojik durum kaynaklı), Kiira(ek sahne kaynaklı) ve Sergei’nin hikayelerinin tatmin edici bir sonla bitmemesi beni rahatsız etti. Özellikle Sergei’nin sonu bildiğin açık bitti yani. Sadece bu sebepten ötürü bile 2. sezon olmalı diye düşünüyorum.
Tanıtım için eline sağlık @dkamoy
Oha, su Sarah Hay’in karakter fotosuna bayildim <3
Mukemmelden biraz daha iyi tanitim icin de eline saglik.
Sevdigim bir dizi oldu benim de F & B.
@pirate : Biseksüel. Resmi sitesinde de yazıyor.
Bende bu diziyi izlemek istiyorum, bi ara umarım gireceğim.
Tanıtım çok güzel olmuş, eline sağlık @dkamoy.
harika bir tanıtım olmuş. severek izlediğim br diziydi. programda gördükçe dkamoy şunu yazsa da diziyi birileri izlese demedim değil kaç kere.
tüm karakterlerini severek izledim. arada paul’a uyuz olduğum katlanmakta zorlandığım bölümler oldu tabii yalan olmasın.
bale dünyasına uzak biri olarak performansları bayıla bayıla izledim. doğal olarak da bir gariplik göremedim.
sergei kısmı biraz açık kalmış olsa da başına oturanların net bir final hissiyle kalkacağını ben de söyleyebilirim. biraz küt bir finali var. şöyle 4-5 dk daha olsa daha soft bir final yapsa daha memnun olabilirdim.
neyse işte izleyin efenim. bu tanıtımdan sonra artık izleyin.
Sonunda izleyebildim bunu. Olmadı böyle tek sezonda kalması. Mini dizi niyetiyle çekilmediği gün gibi ortadaydı, sadece net bir cliff ile bitmedi. Ufak tefek şeylerden havada kalanlar vardı.
Oyuncuların profesyonel olmadıkları her hallerinden belliydi. O bana battı. Ayrıca ana karakter fazla sorunluydu benim için, o da yordu. Hiçbir şekilde sevemedim karakteri de, oyunculuğunu da. Ama bunlar dışında gayet severek, hiç sıkılmadan izledim. Böyle bir dizinin bir süre daha ortalıkta olması lazımdı. Yazık…
Neyse, sıra Girlfriend Experience’ta.
@itsmypurgatory Şurada sorduğuna cevaben: Kapalı pide. Mini bıraktılar.
Poskette övülünce listeme atmıştım da üstünden çok geçti sorayım dedim.