FX, HBO’nun Pabucunu Dama Attı mı?
22dakika sakinlerinin bir kısmı bu aralar Amerikalıların deyimiyle “FX is the new HBO” diyor.
Hem drama, hem de komediler açısından son yıllarda atak yapan, geçtiğimiz sezon da komedi kanalı FXX’i açan kanal, iddialı yapımlarıyla göz doldurmakta.
Neler çıktı, çıkıyor, çıkacak da bu kadar göz önüne taşındı bu 20 yıllık kanal; haydi bir bakalım.
Fox Entertainment Group’un sahip olduğu bir kablolu kanal. (Aynı şirket Amerikan ulusal kanallarından FOX’ın da sahibi. Ama iki kanalın yayın politikası açısından pek alakası var diyemeyiz.)
FX’in tarihine inelim dilerseniz önce:
Bitmiş dramaları:
|
Bitmiş sitkomları:
Bitmiş animasyonları:
|
Devam eden dramaları:
|
Devam eden sitkomları:
Devam eden animasyonları:
|
Temmuz, Ağustos 2014 ve Gelecek Program
Temmuz ve Ağustos’ta 3 yeni komedi sunan FX ve FXX bu yapımlarla yetinmiyor elbette. Önümüzdeki günler ve 2015 için karşımıza çıkartacağı komedileri belirledi bile. E onlara da değinelim madem.
You’re The Worst
17 Temmuz’da başladı.
İlk sezonu 10 bölüm sürecek.
Başrollerini Aya Cash ile Chris Geere‘in paylaştığı romantik(!) bir komedi. Daha önce şu yazıda ele almıştık.
Dizide, kendine zararlı iki insan birbirlerine aşık oluyor ve kendilerine rağmen duygusal bir ilişki yürütmeye kalkıyor.
Oğlumuz Jimmy, Los Angeles’ta yaşayan ve yazarlık yapan bencil ve duyarsız bir İngiliz. Kızımız Gretchen da halkla ilişkiler uzmanlığı yapan alaycı bir tip. Bunlar bir düğünde tanışıp “sevgili olmamıza gerek yok, takılalım biraz yeter” dedikten sonra olanlar da bize komedi malzemesi oluyor.
Fragman ve tanıtım filmleri iştah açıyor.
1, 2, 3
|
Married
17 Temmuz’da başladı.
İlk sezonu 10 bölüm sürecek.
Başrollerini Nat Faxon ile Judy Greer paylaşıyor.
Bu komedide evlilikleri pek de iyi gitmeyen bir çiftimiz var. Ama bu evliliğin devam etmesini o kadar istiyorlar ki ailenin dişisi, erkeğinin kendine bir metres edinmesine bile izin veriyor. Yine de işler elbette beklendiği gibi gitmiyor. Genelde yıllanmış ilişkilerin dertlerini mizaha çeviren yenilir yutulur bir tarzı var.
Fragmanları:
1, 2, 3
|
Partners
Proje aşamasındayken adı önce Braddock & Johnson‘dı, sonra The Partnership. En sonunda da Partners’ta karar kılındı.
4 Ağustos 2014’te başladı.
İlk sezonu 10 bölüm sürecek. Eğer tutarsa, 90 bölüm daha sipariş alacak.
İlk 5 hafta boyunca çifter bölüm yayınlanacak.
Kahkahalı bir sitkom.
Başrollerinde Martin Lawrence ile Kelsey Grammer var.
Bu dizi için 1970’lerin The Odd Couple dizisini taklit etmekle itham edenler var; başrol oyuncuları da “Rol yaparken etkilendiğimiz doğru. Ama sonuçta burada, başka bir senaryo var.” diyorlar.
Şikago’lu iki avukat… İkisi de alakasız geçmişlere sahip. Hayatlarının en kötü gününde mahkemede karşılaşırlar. Kaderin ve açgözlülüğün de etkisiyle ikilimiz bir ortaklık ve arkadaşlık kurarlar. Hem iş, hem de özel hayatlarında etik olanla, ahlaksız olan arasında denge bulmaya çalışırken iki usta komedyen bakalım bize neler sunacak.
İştah açıcıları: 1, 2
|
SEX & DRUGS & ROCK & ROLL
2015’te başlayacak.
İlk sezonu 10 bölüm sürecek.
Bu yarım saatlik komedinin yaratıcısı olan ve başrolü de üstlenen sanatçı Denis Leary. Kendisine John Corbett, Elizabeth Gillies, Elaine Hendrix ve Bobby Kelly eşlik edecek.
Johnny Rock (Leary), rock ‘n roll‘cu orta yaşlı bir adamdır. Yıllarca zengin ve ünlü olmak için çabalayıp durmuştur; fakat sıfıra sıfır, elde var sıfır durumundadır. Geçmişine bakarsak…
90’ların New York grubu The Heathens’ın yetenekli solisti olarak Rolling Stone dergisine kapak olmak üzeredir. En yakın arkadaşı Flash (John Corbett) da dünyanın en iyi gitaristi ilan edilmek üzeredir. Eleştirmenler bu ikiliye bayılmaktadır. Canlı şovları kapalı gişe gitmektedir. Gel gör ki Johnny’nin alkol sorunu vardır. …ve uyuşturucu. …ve esrar. …ve haplar. …ve öksürük şurubu. Ha, bir de Flash’in karısıyla yatmıştır. Bir de bas gitaristin nişanlısıyla. Grubun ilk albümünün piyasaya çıkışından 1 gün sonra grup dağılmıştır.
25 yıl sonra Johnny, grubu geri toplamaya çalışmaktadır. Neden? Çünkü menajeri onu bırakmadan önce: “Johnny, 50 yaşına geldin ve ünsüzün tekisin. Rock ‘n roll dünyasında sen anca bir barmensin. 25 yıl sonra seksi zor bulursun, erişebildiğin haplar da penis büyütücüler olur. Ama rock ‘n roll asla ölmez. Olsa olsa prostatı büyür.” şeklinde bir konuşma yapmıştır.
|
DEATH PACT
Bu komedide Tracy Morgan‘ı, eskiden memleketindeki lisenin tembel, uyuşturucu satıcısı asistan koçuyken şimdilerde ülkesine bir savaş kahramanı olarak dönmüş biri olarak izleyeceğiz. Zaman içinde şansları yaver gitmemiş olan 3 eski arkadaşı ve öğrencisini, yeni benimsediği “kendine yardım et” felsefesini benimsemeye ikna ediyor. Ama bu felsefenin elbette kendine has, başarısızlığa götüren, ağır sonuçları var.
Tracy Morgan Haziran ayında ölümlü bir araba kazası geçirip, birçok kırıkla ciddi durumda hastaneye kaldırıldığında “Bu proje ne olacak?” soruları dolandı hemen medyada. Bunun ardından FX, çekimlerin başlaması için aktörün iyileşmesinin bekleneceğini açıkladı. Haziran sonunda hastaneden çıkıp rehabilitasyona giren oyuncu bugünlerde, kazaya neden olan sürücünün 24 saattir direksiyon başında olması nedeniyle Walmart firmasını dava etmesi ile gündeme geliyor. Diziden henüz ses yok.
|
Bunca laf ettikten sonra yazarınıza soracak olursanız;
- Komedi değil de dramalar üzerinden konuşursak, HBO hastası değilim ve FX'i gittikçe daha çok seviyorum ama Showtime'cıyım ben
der.
Ya siz..? ;)
yorumlar
Bu yazıyı hazırlamaya başladığımda Temmuz’daki yeniler başlamamıştı. Sondaki 1-2 diziyle ilgili özetleri genişleteceğim diye turşusunu kurunca neredeyse gündem dışı hale geldi. İdare ediniz.
Terriers’ı iptal edişiyle zamanında canımı çok yaktıydı FX. Yine de küsmedim kendisine ve bundan memnunum. Devam eden dramalarından sadece ilk sezonunu izlediğim The Bridge sınıfta kaldı benim için ki bunda da orijinalini izlemiş olmamın etkisi büyük.
Bu aralar Justified, Fargo, Americans ve The Strain’ini bayıla bayıla izliyorum.
“Bayıla bayıla” olmasa da severek izlediklerim listesinde de American Horror Story, Tyrant var.
Yeni komedileri Married ile You’re The Worst sardı beni. İzliyorum onları şimdilik. Partners’tan birkaç sahne izledim. Grammer’a rağmen çekmedi beni.
İlk sezonunun yarısında bıraktığım Wilfred’in nasıl bağlanacağını merak ettiğimden bu aralar gündemimde. Son 2-3 bölümünü izleyeceğim.
(Bi de Sons of Anarchy var yarım sezonda bırakıp, baştan almaya karar verdiğim.)
Sansasyonel başlığı biraz kaşıyayım:
Komedi açısından HBO ile karşılaştırmaya kalkınca bence FX’in komedi dedikleri gerçekten komedi. HBO’da bu aralar bi tek Veep’i gülerek izliyorum.
Drama dersek de… Valla her kanalın kendine has bir havası olduğu gerçek. Her ikisinden de bana uyan yanlar çıkabiliyor. O yüzden FX’in de HBO’nun da yeni draması olunca illa ki en az 1 bölümüne bakmaya çalışıyorum.
Ama yazıda da dediğim gibi yarım saatlik ya da tam saatlik farketmeden her dizisine gözüm kapalı daldığım tek kanal Showtime!
HBO ve Showtime 2 sezondur bende eskisi gibi heyecan uyandıramıyor nedense. Bundan dolayı basic cable olmasına rağmen FX’i ciddi anlamda rakip görüyorum onlara. Mesela The Strain’in yazın en iyisi olduğunu düşünüyorum. Daha bakma fırsatım olmadı ama Married ve You’re The Worst’ü seveceğime eminim. Yeni komediler desek, Death Pact haricinde hepsi ilgimi çekiyor. Fargo, Damages, Justified, Dirt, Nip/Tuck ve The Riches ise bende çok ayrı olarak yer etti bile. The Americans ve American Horror Story’yi ortalamaya vurduğumda bayılmadan da olsa severek seyrediyorum. Zaman bulduğumda Sons of Anarchy ve The Shield’a şans vermek istiyorum. Yani kısaca FX’in benden geçer not aldığını ve hatta en sevdiğim kanal olduğunu söyleyebilirim sanırım.
Ellerine sağlık dkamoy!
Ha bi de SEX & DRUGS & ROCK & ROLL çok şamata bişi çıkacak gibime geliyor. Merakla bekliyorum.
Ben henüz katıldığım bir aralıkta değilim. Gerçi yargılama yapacak kadar background var mı ondan da emin değilim ama neyse:
Hala izlediğim Wilfred, Tyrant, The Strain, Damages ve AHS var. Hepsini ya seviyorum ya da bir şekilde izliyorum. Diğer yandan Anger Management‘ı bıraktım, The Americans da gitmedi. Yukarıda izlesem severim herhalde diyebileceğim diziler var ama henüz izlemediğim Nip-Tuck haricinde buna bakayımı bana hissettiren de yok gibi duruyor.
Geleceğe girmeyeyim, ona daha erken…
O nedenle HBO’nun gerisini de düşünürsek – How to Make It In America ve Hung iptallerini tenzih ediyorum – o benim için hala bir adım önde. Ama tabii ki sevgili Showtime hepsinden önde. Onunla kafam hep daha iyi uyuşuyor.
Onun dizileri her daim bir bölümüne bakayım ya ben bunun tipli çıkıyorlar benim açımdan Gerçi o da The Borgias‘ı iptal etti ama düşünürsek o, olacağını düşündüğüm kadar canımı yakmıyor. Bir de USA Network bence güzel bir kanal.
Onun da geçmişinden galiba hiçbir şey yok bende ama başladığım dizilerini hep sevdim şu zamana kadar.
(Bir de Netflix var tabii. Şu zamana kadar izlediğim üç dizisini de sevdim. Gelecekteki dizilerini de izleme isteğim var. Programları ilgi çekici. Geçenlerde bir haber görmüştüm, üyelik gelirleri olarak HBO’yu geçmiş. Tabii daha reklam gelirleri, ödüller, vs vs. birçok şeyde HBO daha önde ama bir kenarda böyle bir alternatif olması hoşuma gidiyor.)
Güzel bir yazı olmuş, eline sağlık.
Toplu listeye şöyle bir baktım da, kanalın ne çok dramasını izlemişim aman yarabbim.
Bitmiş dramalar
The Shield: Ne dense bu dizi hep kafamda Showtime dizisi olarak yer etmiş. Hatta acaba bir yanlışlık mı var diye kontrol edecektim ama dkamoy hata yapmaz doğrusu bu olmalı diyerek vazgeçtim.
Çok severek seyrettiğim başrol oyuncusu Michael Chiklis’ e ayrı bir hayranlık ve saygı duyduğum bir dizidir. Sanki 3 boyutlu bir film izliyormuş hissi uyandırırmışçasına yapılan kaliteli çekimlerle, o sokaklarda yaşıyormuş hissi uyandırırdı. Açılış müziği de çok hoşuma giderdi.
Nip Tuck
İzleyeli uzun yıllar oldu. Zamanında dizinin ilk sezonlarını Cnbce’den takip ederdim. Sattlerini denk düşürebilmek için bayağı bir mücadele ettiğimi hatırlıyorum.
Damages
Özellikle Glen Close hayranlığımın zirve yaptığı bir dizi oldu. Keza Rose Bryne da dizi sayesinde çok sevdiğim oyuncular kervanına katıldı. Yapım ekibinin konuk oyuncu seçimlerinin de hastasıydım. Başrol oyunculardan hiç de aşağıda kalmayan bir konuk oyuncu listesi var dizinin.
Noah Bean, Tom Noonan, Zeljko Ivanek, Chriss Messina, David Costabila, Timothy Olyphant, Marcia Gay Harden, William Hurt, Dylan Baker, John Hannah, John Doman… ( üşenmeyip beğendiklerimi de yazdım)
Terriers
Seyrettiğim diziler içerisinde en iyi ikililer arasındaydı Britt ve Hank’in hikayesi. Kimyaları birbirleriyle çok uyumluydu. Kanal diziyi neden iptal etti hala anlayabilmiş değilim.
Devam eden dramalarından bir tek The Bridge ve The Strain’ e bulaşmadım. The Strain’i biriktirdiğim için ona sonra döneceğim. Öbür taragtan Sons of Anarchy ve Justified’ in bitmesiyle büyük bir boşluk hissedecegim. Yerlerini nasıl dolduracağım kara kara düşünüyorum. Ahs’ yi ite kaka götürüyorum, her sezon farklı bir hikaye muhabbeti olmasa çoktan yollarımı ayırmıştım. The Americans, ajan muhabbetlerini seven bünyeme ilaç gibi geliyor. Üstüne dönem draması da pek bir şükela oluyor. Tyrant’ ı ise ilk başlarda umduğumu bulamasam da yavaş yavaş keyiflenmeye başladım. Biraz da beklentilerimi düşürerek izlememin etkisi var sanırım.
Komedi eşiğim sınırlı olduğu için, kanalın burda takip ettiği çok az dizisi var. It’s Always Sunny in Philadelphia ise bırakın kanalı izlediğim ve izlemekte olduğum komediler içerinde en sevdigim üç beş dizi arasında. Kadro süper beni benden alıyorlar.
Ellerine saglik @ dkamoy cok iyi oldu bu bildiri
Bu yazıya neden gerek görüldü bilmiyorum ama emege saygımız var sonuçta. Fx son birkaç yıldır atak halinde bunda bir sorun yok. Gelgelelim hbo dan daha iyi duruma mı geldi sorusunu sormak bir defa her iki kanala da büyük haksızlıl olur. Bir defa yayın konseptleri tamamen farklı . Hbo nun altarnetifi show time olur. FX olmaz. Çünkü bu iki kanaldaki serbestlik fx kanalında yok. En basitiyle şu örnegi vereyim. HBO nun ilk dizisi ozdur. Kanal bu dizisiyle dünyaya kendini tanıtırken nasıl bir kanal olcaganı ve işledigi konuların genelde sıradışı olacagının ipuçlarını vermişti. Devamında da bunu gösterdi zaten. Fx hiç bir zaman bu sulara girmez. Hedef kitlesi farklı yayın konsepti farklı. Yani birisi şeker digeri tuz.Bence show time mı Hbo mu sorusu daha dogru bir soru olurdu.
@gomen: O başlık sadece sansasyon amaçlı ki amacına ulaştığı da sizi bunca dellendirmesinden belli oldu. Yazının içine bakarsanız HBO’nun esamesi geçmiyor. Aslında “FX nasıl oldu da bu aralar çok konuşulan bir kanal haline döndü, çaktırmadan ne çok dizi sunmuş” diye yola çıkıp hazırladım bu yazıyı. İki kanalın bana göre ortak paydası ise Amerika’da kablolu yayın yapan iki kanal oluşları. Ama elbette hedef kitlesi vs. konusunda ben sizin kadar bilgili olmadığım için yazının içinde o yönde bir ayrıntı vermedim ya da karşılaştırmaya girişmedim. Sadece, bu karşılaştırmaya girmenin gereksiz olduğunu bilecek kadar dizi izlemiş biriyim o kadar.
Kalan fikirlerimi yukarıdaki yorumlarda dile getirdim.
Size de Showtime ve/ya HBO ile ilgili bir yazı sunmanız için meydan okuyayım hazır yeri gelmişken. (Kablolu dizilerini, böyle kanal kanal ele almak iyi bir yöntem, bunu ilerletelim modundayım açıkçası.)
Lafı uzatmaya gerek yok; FX’te izlediğim epey dizi olsa da bırakın FX’i şurada dursun Showtime’ın bile HBO ile yarışabilmesi için daha çoooook fırın ekmek yemesi lazım.
@dikamay yorumumum girişi yanlış anlaşabilinir olmuş bu yüzden kusura bakma.Fx zaten ayrı bir komedi kanalı açtıgında ataga geçtiginin ipuçlarını vermişti sanırım.
Ülkemizde kablolu yayın hiç gelişmediginden bu tür yayncılıga yabancıryız aslında.Ama insan izleye izleye ve okuyarak bir takım şeyleri ögrenebiliyor. .ister istemez. Yazı yazmak kolay bir iş degil ama bu gidişle bir deneme yapmak zorunda kalacagız galiba . Sanıırım yorum yazmanın bir bedeli de bu olsa gerek.
Aslında kafamda buna benzer bir konu vardı özellikle bu dizi işine yeni bulaşmış arkadaşlar için. neyse
Sons of anarchy,fargo,the americans,justified ve the straini severek izliyorum yaz sezonun da çıkardığı komedi dizilerine de bakmak istiyorum.bence kanal gayet iyi gidiyor ve net bir çizgi oluşturdu
sadece AHS’sini izlemiş biri olarak başımı öne eğip sessizce uzaklaşıyorum. seneye inşallah…
Ben FX ile en fazla uyuşamayanlardan biriyim sanırım. Dramlarının genelde testesteron koktuğunu düşündüm hep. Komedileri ise hiç cezbetmiyor açıkçası.
1.5 sezon izleyip bıraktığım AHS, 5 bölüm izleyip bıraktığım The Americans var. It’s always sunny.. gibi komedilerini de hazmetmeye çalışsamda bir türlü beceremedim. Şimdiye kadar sevdiğim tek işi Fargo oldu. HBO bana göre FX’in çok çok önünde. Özellikle yayınladığı tüm komedileri izleyip beğendiğim için bende yeri ayrı. Silicon Valley, Veep, Girls, Looking tüm izlediğim diziler arasında en sevdiklerimden oldu.
Eğlendim ben bu fragmanla yahu
(da bi türlü youtube’u çıkmadı. klasik fx).
Man Seeking Woman 2. Wilfred vakası oldu benim için. Sevmedim, gülmedim. Anlayamıyorum sanırım böyle espri anlayışını. İlk bölümün ardından bye dedim kendisine.
Man Seeking Woman hakkında: İlk bölümün başına severim diye oturdum ama hiç sevmedim. Zaten güldürmemesini falan geçtim, bu neydi ki şimdi diyerek kalktım başından. Bilemiyorum, belki de ben anlamamışımdır. Devamına bakmayı hiç düşünmüyorum.
Man Seeking Woman: Bu ne yahu? Hiç bana göre değilmiş.
FX’in CEO’su John Landgraf iddialı açıklamalarda bulunmuş
Partners’i izleyen oldu mu? Iptal veya onay haberi de yok ortalikta.
@Ferdi Dinli: Resmi olmasa da iptal oldu.
Partners‘ın ilk bölümüne bakıp beğenmemiştim ben. 90 bölüme tamamlamamış oluşlarından da resmi olmasa da iptal gözüyle bakıyorum kendisine.
Tesekkurler cevaplar icin. Martin Lawrence’i severim. Onu izlemek bir keyif. Umarim baska kaliteli bir yapim da yer alir.
Man Seeking Woman’ın ilk bölümünden o kadar çok sahne görmüşüm ki 2. bölümü izlemeden yorum yapmak istemedim. Şimdi 2. bölümün ardından yorumum:
Benim de beklemediğim gibi bişi çıktı ama sevdim (şimdilik). Bu absürdlükte bişi yoktu bu aralar elimde. O yüzden devam edeceğim. Ama kesinlikle herkese göre olmadığını kabul ediyorum. İlk bölümde gülmedim ama ikinci bölümde hem güldüğüm hem de empati yapabildiğim sahne boldu. Eğlendim açıkçası. behman’ın şurada yazdığı gibi “bu dizinin kafası iyi” Adamı aşırı ezmezlerse benim için gideri var bu dizinin.
@hsparks: “Tekrar şans vereyim” diyordun Man Seeking’e. Verdin mi? Ben her bölümde daha da fazla gülüp duruyorum.
@dkamoy: Yok ya, sonra vazgeçtim şans vermekten Sezon bitince senden bir yorum daha alıp ona göre tekrar değerlendiririm kararımı.
Man Seeking Woman tam benlik absürd saçma sapan bir şey olmuş Yalnız tüm absürdlüğüne rağmen karakterlerin hikayeleri gerçek ki asıl zevki de burada zaten.
Henüz izlemeyen ama düşünen varsa tek uyarım trailer/teaser ne ise hiç bir şey izlemeyin. Şu kısa videolar seyir zevkinin içine ediyor.(İspiyondan çok da fazla korkmayan biri olarak söylüyorum bunu) Olacak şeyi hali hazırda bildiğiniz için işin komedisi kaçıyor.
Yukarıda da yazdım ama yazmaya doyamıyorum: Ben kahkaha bile atarak izliyorum ve gittikçe daha fazla hastası oluyorum dizinin.
Videolardan da sadece dizi başlamadan çıkanları izlediğim için bi tek ilk bölümün tadı kaçtı, gerisinde mutlu mesut takılıyoruz şükür.
Benim de ilgimi cekmisti ama reytingleri yerlerde surunuyor. Gerci kablolu kanallarda farkli bir durum var herhalde. Onay alirmi acaba?
Onay almasnı filan salla, direkt dal. Her bölüm kendi içinde bitiyor zaten. Açık kalacak bi yanı yok (kalırsa da anca son bölümde bişi sıkıp onu havada bırakırlar).
You’re The Worst Hakkında…
O sinemada geçen fragmanından sonra ne zamandır izlemek istiyordum bugüne nasipmiş, 10 bölüm peş peşe bu pazar günü seyrettim ve çok beğendim diziyi. Aslında bu hafta Rectify 2. sezona girip bitirmek isterken, Broadchurch’un 2. sezonunu yeni bitirdiğimden eğlenceli bir şeyler izleme isteği uyandı bende ve elimin altında da bu dizi olduğundan bir hızla başladım ve aynı hızla bitirdim.
Dizi ilişkiler üzerine bir komedi ama kendi hayatlarını baltalama eğlimi olan birkaç kişinin aşk hayatı üzerine. Karakterler, 4 ana 2 tane de yardımcı olmak üzere, hepsi iyi yaratılmış ve iyi de canlandırılıyor, başroldeki ikili ve uyumları zaten çok başarılı; ama ben hafif şişman ve fazlasıyla meşrep, Gretchen’ın en yakın arkadaşını ve asker abimizi de çok sevdim. Yer yer sağlam kahkahalar attırsa da ben genelde yok artık, oha nidaları ile seyrettim diziyi. Çünkü karakterler normal günlük hayatta yapmak istediğimiz ama yapamadığımız pek çok şeyi çok normalmiş gibi gerçekleştiriyorlar, bu da diziye ayrı bir bağladı beni. Çünkü karakterler o kadar umursamaz ki genelde, onların bu hareketleri gerçekte de yapabileceğinden kuşku duymuyorsunuz.
Ben bayağı sevdim öneririm de…
@alperen4700 : Wrong Mans, You’re The Worst ortak paydalarımızdan yola çıkarak;
bir sonraki görevin Jim, (tabii kabul edersen) Man seeking Woman. Bu bant kaydı birazdan kendi kendini…
@dkamoy: Açıkçası dün You’re the Worst ile bayağı güzel vakit geçirdiğimden, buna benzer (tür anlamında yani) ne varmış diye bakınırken, sizin de yorumlarınızla iyice gaza gelip Man Seeking Woman’ın ilk iki bölümünü izledim ve üçüncü bölümünün başını (o malum el sahnesi kısmı) da izleyip orjinalmiş ama cık bana göre değilmiş deyip bıraktım. Çok dağıttı beni o absürtlükler, bir de başrol çocuk haricinde bir tane sempati duyduğum karakter çıkmayınca olmadı yani…
Devamı güzelleşiyorsa bakayım diyeceğim ama, bu tarzda gittiğine emin gibiyim…
9. bölümüne bir bak o bölümü beğenen çok olmuştu. Tabii özellikle kızlar
Ben gittikçe daha çok sevenlerdenim ama sevmeyeni anlarım elbette. Bana göre sadece ilk bölüm kötüydü.
9’daki robot aklıma geldikçe hala gülüyorum. Evet çok iyiydi o bölüm.
@alperen4700: Uyyy yapma yauv… Tüh be! Devamında daha iyileşmiyor ya da kötüleşmiyor bence. Ama ben gittikçe alışıp, göndermelere daha fazla gülündüğünü gözlüyorum izleyenlerde.
Bi de ben bu yazışmayı keşke ilgili tanıtımın altına taşımış olsaydım.
Evet bence de tek mesele alışabilmek. Belki de ben ilk bölümü bu yüzden sevmemişimdir mesela.
Burada da dursunlar
https://www.youtube.com/watch?v=oSDY9TECQGo
https://www.youtube.com/watch?v=LkY_7JrvEBs
Daha dizinin ilk haberleri geldiğinde helecan yapmıştım, her yeni gelen video ile daha da yükseliyor beklentim. Sex and Drugs beni çok eğlendirecek bence. (bkz. videolar bölümündeki son vidyo)
Sex & Drugs’ın ilk bölümü beklediğim gibi çıktı. Epey sevdim. Öyle gülmekten yerlere yatırmıyor ama düzgün bir Fx komedisi. Konu ve oyuncular benim gibi ilginizi çektiyse bi deneyin derim.
Son zamanlarda FX benim de favorim oldu.Zor da olsa HBO ile yarışabiliyor.Komedileri kastetmiyorum yalnız dramaları kastediyorum.Nasıl HBO yeni bir dizi yayınladığında kanal ismi yüzünden ilk bölümü deniyorsak FX de aynı seviyeye geldi bence.
Ama favorim Showtime tabi ki
Sex & Drugs’ın zart diye hep beraber gelen bölümleri sansürlü mü?
Edinmedim daha ama muhtemelen öyledir. Hepsi HDTV. Sanırım sansürsüz sadece ilk 5 bölümü var ortamlarda.
@abidin77: Ben de öyle tahmin edip sansüzsüzler çıksın diye bekledim ama gelmeyince izleyen biri vardır diye burada sorayım dedim. Ama henüz yokmuş. Tüh.