Gassal – Tanıtım
13 yorum pirate 30 Aralık 2024 08:36
Tabii’nin yeni kara komedisi Gassal‘ı duymamış olamazsınız!
Platformun açıldığı günden bugüne kadar en çok ilgi gören dizisi keza kendisi. Oluşabilecek yoğun ilgi pek hesaplanamamış olacak ki aşırı yüklenme kaynaklı teknik altyapı yetersizliği nedeniyle siteye erişim sıkıntısı bile yaşanmış birkaç gün önce. X’te de Ahmet Kural TT (trending topic) listelerinden inmemekte son günlerde. Kendisine ve diziye methiyeler dizilmekte yorumlarda. Ben de bu yorumlara kayıtsız kalamadım.
Normalde izlemek gibi bir niyetim yoktu aslında diziyi. Ama sırf bu yorumlardan dolayı bir deneyeyim dedim. Platformun denediğim ilk dizisi olur bu arada kendisi. Neyse, iyi ki denemişim cidden.
4, 7 ve 10 gibi zayıf bölümleri de oldu tabii ama kalan bölümlerde de bayağı eğlendirdi, hatta bolca kahkaha da attırdı yani. Tek oturuşta, birkaç saat içerisinde bitiriverdim. 10 demişken; final sahnesinde hiç beklenmeyeni yapıp gözleri doldurtuverdi. O anı 1 bölüm öncesinin kapanışına bağlayan keskin incelikteki hamlesiyle ‘Ama yaaaaa! Cidden mi yaaaaa?’ tepkileri eşliğinde gözü yaşlı bir biçimde uğurlayıverdi biz izleyicileri.
Geçmişte İşler Güçler ve Kardeş Payı dizileriyle ortalığı kasıp kavuran Selçuk Aydemir–Ahmet Kural ikilisi, yaklaşık 10 yılın ardından “Biz daha ölmedik!” demeyi başarmış oldular kısacası. Bu diziyle birlikte ilk senaristlik tecrübesini yaşayan Sümeyye Karaarslan‘ı da tebrik edelim tabii. İlk işinde iyi eşlik etmiş bu tecrübeli ikiliye. Diziye benden 8/10 puan çalışır gönül rahatlığıyla.
Normalde önce diziyi tanıtır ve yorum kısmını sona iliştiririm ama bu tanıtıma böylesi yakışır dedim. Neyse; geçelim dizimizin konusuna. Dizimizin adından da anlaşılacağı üzere bir gassalı merkezine almakta hikayesi. Gassal ne demek? Ölü yıkayıcısı demek. Merhumu defnedilmeden önce yıkayıp paklayan belediye görevlisi kişi demek.
Merkez kahramanımız Baki bir gassal. Kocaeli ilinde küçük bir kasabada yalnız yaşamakta. Uzun yıllardır gassallık mesleğini icra etmekte. İşini severek ve bağlılıkla yapmakta. Baki’nin hayatında şu sıralarda 2 adet gündem maddesi var. Birincisi kafasında dolanan ve posterde de görmüş olduğumuz “Ölünce beni kim yıkayacak?” sorusu. Annesini küçücükken kaybetmiş Baki. Hayırsız babası da yıllardır hapisteymiş. Bir kardeşi veya yakın akrabası da mevcut değil. Yanına çırak olarak aldığı genç de ölülerden fena halde tırsmakta. Ondan da bir hayır yok kısacası. Bu belirsizlik Baki’nin kafasını kemirip durmakta. İkinci gündem maddesi de birinciyle ilişkili aslında. Kendisini yapayalnız hissetmekte Baki bu hayatta. Evlenip bir yuva kursa bu yalnızlığının bitebileceğini düşünmekte. Yani potansiyel bir evlilik fikri 2. gündem maddesi Baki’nin kısacası.
Açık sözlü, direkt bir adam olan Baki karakterinde Ahmet Kural‘ı izleme fırsatı yakalıyoruz.
Dizi tamamen Baki karakterinin yörüngesinde dönse de ona eşlik eden birkaç yardımcı karakter de mevcut. Bunlardan biri Elif (Sibel Aytan). Ahmet’in bir arkadaşı Elif. Bir hemşire kendisi.
En az Elif kadar gördüğümüz bir yardımcı karakter daha mevcut: Ahmet (Muharrem Türkseven). Baki’nin çocukluk arkadaşı, yakın dostu Ahmet. Baki’nin hayatında aile kavramına yakın olan tek kişi.
Neslihan (Ezgi Özyürekoglu) var bir de. Ahmet’in çok sevdiği, biricik eşi kendisi. Biri kundakta bir bebek olmak üzere 3 çocukları var çiftin.
Yukarıda bir çırak gasssaldan bahsetmiştik bir de: Nadir (Ferhan Vural). Naif bir genç olur kendisi.
Tutku Erten (Baki’nin istemeye gideceği bir kız olan Kerime), Erdal Cindoruk (Kerime’nin babası Aziz), Nevbahar Hakverdi (Kerime’nin annesi Hacer), Demir Karahan (Baki’nin laf atmak suretiyle kızdırmaktan hoşlandığı mahallenin huysuz ve kendi halinde yaşlısı Hüseyin), Serkan Ercan (Baki’nin cenaze arabası şoförlüğü yapan Nazım isimli bir iş arkadaşı), Mesut Akusta (Baki’nin hayırsız babası) ve Ebru Cündübeyoğlu ise bir veya daha fazla bölümlüğüne diziye konuk olmuş isimler arasındalar.
Her bölümün sonunda sahne arkasına orkestrayla birlikte dahil olan ve arabesk şarkılar seslendiren Şahin Kendirci‘yi de unutmayalım tabii.
Dizi de yazmış olduğum bu tanıtım da içime sindi. Umarım yılın bu son saatlerinde okur ve diziyi izlemek için bir güdülenme yaşarsınız. Muhtemelen yılın son tanıtım yazısı olacak bu. Şimdiden iyi seneler dilerim herkese.
yorumlar
“ölünce seni kim yıkayacak?” sloganıyla bütün billboardları süsleyip, ölüm fikrini okula giden çocuklara, bankta okuyan yaşlılara, zaten gelecekten ümidini kesmiş gençlere ve bil cümle insanın kafasına kafasına vuran, yıllarca ölümü kutsayan bu zihniyetin dizisini değil, tüm kanallarıyla beraber batmasını, yok olmasını seyretmek istiyorum. bunlara bırakın üye, saf seyirci olarak bir gram katkı verirsem, insanlığımdan utanırım.
Ben de bir şans verebilirim
önyargınızı kırın ve diziyi izleyin bence.
@zekikum katılıyorum. Ayrıca tabi kanalı kurtuluş savaşını Kemal Atatürk süz anlatan dizi kafasıdır
Ben alakalı/alakasız bir şey eklemek istiyorum.
Bende bu “overdose” reklam kampanyasının itmesi durumu var. Böyle şeylerden özellikle kaçmam, hatta işe yaradığı olur. Normalde şimdiye bir denemiştim mesela.
Ama süreci iyi yönettiklerini düşünmediğimden halen bak(a)madım. Çünkü aşırı reklam kampanyası Barbie gibi her yerde gözümüzün önüne çıkmak gibi geliyor bana. Biz bir de Türkiye şartlarında yaşadığımız için bunu geçtik ve anında bir kutuplaşma oldu. Yayıncısı, yapım ekibi, konusu derken dallandı budaklandı. Bir çeşit 2. Bir Başkadır süreci gibi geliyor halen.
++
Sabahları uyandığımda ilk işim telefondaki bildirimlere bakmak olur. Bu sabahın 6’sında gördüğüm ilk şey onaya Gassal tanıtımı düştüğüne dair mail bildirimi olunca aklım artık buralara gitti. Hatta hem kendimi ikna edemediğimden hem de pirate girişte yeni yıl öncesi gibi bir laf ettiğinden (onay da boştu) bugünden yayına giriverdi. Yoksa yeni yılda gözüm vardı bir ara
Yakın çevrem yüzünden bende izledim bitirdim ama anlatıldığı kadar güzel olduğunu düşünmüyorum. Bölümler 34-35 dk olmasına rağmen tempo bazen çok aşağılara düşüyor. Kullanılan müzikleri de dizinin konusu ile bağdaştıramadım. Dram ağırlıklı mı gideyim yoksa mizahı mı ön plana çıkarayım arasında gidip gelmiş. Bazen çok gereksiz anlamsız hatta baya anlamsız bulduğum yerler oldu. Öyle kahkah atacak bir tarafta göremedim. Bir kaç defa tebessüm ettim. Bana ‘ Ucuz etin yahnisi yavan olur’ tadı bıraktı. Dizinin en iyi yanı Ahmet Kural’ın oynayışı. He birde ana konusunu Six Feet Under dan esinlenerek bizim ülke için farklı bir şey yaratmak. Yoksa kimsenin aklına gelmez Gassal’in dizisini yapmak. 10 üzerinden 6.
Yerli dizi izleme konusunda kendimi zorlamaya karar vermemin üzerine karşıma çıkan bu tanıtım yazısıyla diziye başladım, sosyal medya kullanmadığım için ne yoğunlukta bir tanıtım yapıldı bilemiyorum ama çok kör parmağım gözüne olan işlere pek bulaşmıyorum normalde (Squid Game Baby Reinder vs).
Komedisi tam olarak “bir bölüm birkaç tebessüm” seviyesinde, sonda ki müzikle kapanış hariç absürtlük düzeyi düşük, temposu arada iyi genelde durağan, oyunculuklar fena değil ama Ahmet Kural’ı sevmeme rağmen mimikler sırasında yüzünde ki kışıklıklar beni bile rahatsız etti. Senaryo gelişime açık. Genel olarak vasat bir iş diyeyim yeterli olur sanki.
Kutuplaşmayı seven bir milletiz ve galiba bu dizi üzerinden de bunu başarmışız. Sadece şunu söyleyeyim, dizi ölümü kutsamıyor tam tersine yaşamı, onu değerli ve anlamlı kılan aile ve sevgi unsurlarını kutsuyor.
Herkese sevdikleriyle beraber geçireceği iyi bir sene diliyorum.
Biz direk 2.bölümden sonra bıraktık bu diziyi. Aslında ”Gassal” konusu merak ettiğim bir konuydu fakat bu şekilde olmamalı diye düşündüm.
Hayırlısı
Diziden alakasız başka bir konuya deyineceğim. Hayatımızda bazı dinamikler var Örn Zeki Alasya-Metin Akpınar gibi beraber pek çok işe imza attılar ancak 2’li ayrıldığında biri dizi diğeri film sektörüne girdi işleri hep orta seviyede kaldı. Ahmet Kural-Murat Cemşir işine de böyle bakıyorum. 2’li çok iyi dinamik yakaladı zamanında ve insanların içine sindi sonra bilinen nedenlerden ayrılınca yine orta seviye iş çıkmış bu dizi ve bu tarafta. Kural’ın komedisi unsurunu katmaya çalışmış ama yememiş eksik kalmış. Drama konusunda birşey diyemeyeceğim ancak genel anlamda dizi vasat.
Ben neden ayrıldıklarını bilmiyordum, paraymış sebep.
Kesin değil sanki o, çünkü direkt bir açıklamadan ziyade “Aramız iyi değil, herkes hakkında artık hayırlısı,” diyorlar anca.
Mesela geçen bir ara bu dizi bahanesiyle sorulduğunda Twitter/X’te biri Cemcir için aldıkları avansı yemiş ve Kural küsmüş derken başkası Cemcir’in annesi dahil iki akrabası kanserken Kural’ın arayıp sormaması üzerine Cemcir’in “Kötü günde olmayanı iyi günde ben istemem,” demiş olduğunu yazdı. Benim aklımda da Sıla olayı sonrası aralarının bozuldukları kalmıştı.
Seç, beğen, alma. Çünkü ne gerek var. Hayırlısı (?) budur belki. Safdie’ler ve Wachowski’ler de ayrıldı mesela.
Hayat devam ediyor sayın seyirciler
“Safdie’ler ve Wachowski’ler de ayrıldı mesela.” benim bundan da haberim yoktu. E başka…
Bayhan da var.
Hande Soral takviyesi haberini bekliyordum kesinlikle. Dün Ahmet Kural ile birlikte TRT’de bir yarışma programına katılmışlar keza ikili olarak. Ya bu olacaktı ya da birlikte TRT’de yeni bir diziye başlayacaklardı. Boş yere ikili olmazlardı. (Programı izlemedim. Belki orada haberi birinci ağızdan vermişlerdir bile.) Bayhan da kalabalığın içinden değil de kenardan fırtladığına göre bölüm sonlarında Şahin Kendirci’nin yerini alacak belli ki.