Neon Naege Banhaesseo || Gönül Telleri
1 yorum ozgun14 27 Ekim 2016 09:20
Asıl ismi “You’ve Fallen For Me”, yani “Bana Aşık Oldun” anlamına denk olsa da ülke dışında “Heartstrings”, yani “Gönül Telleri” ismiyle piyasaya sürülmüş bir Kore dizisinden bahsedeceğim size. 1’er saatlik 15 bölümden oluşan bu MBC dizisinin türü için romantik komedi- müzikal diyebiliriz. 2011 yazında yayınlanıp çoğu Kore dizisi gibi zaten mini olarak planlandığından finalli olarak da son ermiş.
Bu genel bilgilerden sonra biraz da Kore’deki müzik anlayışından bahsedeyim. 5-6 tane ülkelerine has müzik aletleri var ve spritual, yani ruhani dinlendirici müzikler yapıyorlar. Kore için geleneksel müzikleri çok önemli. Zaten Kore toplumu da geleneklerine çok bağlı bir toplum. Tabii zaman geçtikçe son çeyrek asırda bu ülke de Batı’dan etkilenmekten kaçınamamış. Yeni nesiller yaşam tarzı olarak Batı’dan çok fazla etkilenmiş durumda. Bunu müzik tercihlerinde de görmek mümkün. Günümüzde modern müzikler daha ön planda olduğundan bir yandan da geleneksel müzikler yaşatılmaya çalışılıyor diyebiliriz. Dizi de konusunu buradan alıyor zaten.Adet olduğu üzere soundtrack albümlerinden güzel bir parçayı tanıtımın devamını okurken dinlemeniz için aşağıya bırakıp dizinin konusuna geçeyim.
Bir üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi’nde geçiyor hikaye. Tabir-i caizce kız tarafı müzikte geleneksel takılıyor, oğlan tarafıysa modern batı. Ortak derslerin birinde kızımızın gayageum performansı, o sırada uyuyan oğlumuz tarafından uyumaya bire bir bulununca ikili hoş olmayan bir şekilde de olsa tanışmış oluyorlar.
Oğlan tarafının Stupid adlı bir müzik grubu var ve kampüs barında çalıyorlar. Gençler arasında oldukça popüler bir gruplar. Kız tarafı ise Çay Evi isimli bir kafede çalıyor. Popüler bir müzik türü olmadığından takipçileri çok az tabii.
Hasta öğretmenleri için bağış toplamak amacıyla Çay Evi’nde bir gösteri düzenlemek isteyen kız tarafı, gelen sayısını artırmak için Stupid grubundan sahne almalarını ister. Prensipte anlaşılır ancak konser gecesi solist Shin ortaya çıkmayınca mikrofonu Gyu-won eline alır ve geceyi idare eder.
Bu durum ikili arasındaki gerilimi zirveye çıkarır ve birbirlerine meydan okurlar. Müziklerini kapıştıracaklar ve kaybeden 1 ay boyunca kazananın ayak işlerini yapacaktır.
Diğer taraftan üniversite genelinde 100. yıl şenlikleri için bir gösteri düzenlenmesi planlanmakta ve bunun medyada büyük ses getirmesi, yenilikçi olması istenmektedir.
İkilinin kapışması, daha doğrusu iki müzik türünün kapışması da bu gösteriye ilham olacak ve ikili için yepyeni bir dönemin başlamasını sağlayacaktır. Eh, ne demişler? En büyük aşklar nefretle başlar. İkilimizin hikayesi de böyle başlıyor.Üniversite dizisi olmasından mütevellit genç bir kadro var karşımızda. Dizinin merkezinde yer alan en baskın karakterlerden bahsedecek olursak:
Park Shin-hye, Gyu-won karakterine hayat veriyor. Neşe dolu, sıcak kanlı, dışa dönük bir kız olan Gyu-won geleneksel Kore müziği üzerine eğitim almakta ve gayageum çalmaktadır. Kendi döneminin en meşhur geleneksel müzisyenlerinden biri olan dedesiyle yaşamaktadır. Dedesi torununun kendisi gibi geleneksel Kore müziğinde ustalaşmasını istediğinden Gyu-won da dedesini memnun etmek için kendisini geleneksel müziği adamıştır.
Jung Yong-hwa, Shin karakterine hayat veriyor. Müziği büyük bir tutkuyla seven Lee Shin ise modern batı müziğini tercih etmiştir. Stupid grubunda gitaristlik-solistlik yapmakta olan ve yakışıklılığıyla genç kızların ilgi odağı olan Lee Shin, içe dönük ve çevreye ilgisizdir. İnsan ilişkilerinde iyi olmadığından ve bu yönde de bir çabası olmadığından dışarıdan bakıldığında soğuk ve kibirli bir görünüm sergilemektedir.
Song Chang-eui, Suk-hyun karakterine hayat veriyor. Broadway’de yönetmenlik yapmış; ödüllü, ünlü bir besteci ve yönetmen. Üniversitenin 100. yılı kutlamaları için çağrılır ve kendisinden bir gösteri hazırlaması istenir.
So Yi-hyun Yoon-soo karakterine hayat veriyor. Yoon-soo üniversitede öğretmendir. Eskiden başarılı bir sahne sanatçısıyken geçirdiği bir kaza sonucu baleyi bırakmak zorunda kalmıştır. Suk-hyun, kendisinden gösterinin koreografisini üstlenmesini ister.
Kim Yoon-hye, Hee-joo karakterine hayat veriyor. Sahne sanatlarına obsesif bir şekilde düşkün olan Hee-joo, her gün gece gündüz demeden dans koreografileri çalışır; bu uğurda gerekirse aç kalır. Tek hayali ailesinin ondan beklediği gibi başarılı bir sahne sanatçısı olabilmektir. Gösteride baş rolü almak için gerçekten çabalamaktadır.
Kang Min-hyuk Joon-hee karakterine hayat veriyor. Çocuksu, utangaç bir genç olan Joon-hee Stupid, müzik grubunun bateristidir. Baterist olarak karizmatik bir çocuk olsa da okulda gündelik hayatında daha şapşal bir görünüm sergilemektedir. Hee-joo’dan hoşlanmaktadır.
Lee Hyun–jin, Ki-young karakterine hayat veriyor. Eskiden sahnede çok iyi olan, yaşadığı bir olay sonrası sahneye küsen bir genç. Gösteride baş rol teklifi alıyor.
Im Se-mi, Bo-woon karakterine hayat veriyor. Gyu-won’un en yakın arkadaşıdır. Geleneksel müzik grupları var ve birlikte Çay Evi’nde çalıyorlar.
–
Keyifle izlediğim ve ileride de gülümseyerek hatırlayacağım bir dizi oldu Heartstrings. İçinde müziğe aktif olarak yer veren yapımları zaten çok sevdiğimden ve bunun da müziklerinin çok akılda kalıcı, dile dolanıcı olması yüzünden daha güzel gelmiş olabilir tabii. Yer alan bütün parçaları ayrı ayrı sevdim ve spotify listeme de ekledim.
Park Shin Hye gibi bir güzellikle tanışmama vesile olmuş olması bile yeterli. Instagram’dan takibe aldım hemen. (Gerçi aramızda kalsın biraz hayal kırıklığı da yaşadım takipten sonra.) Çok hoş bir kız. Ben bu tatlı kızın profil yazısını yazarım valla birkaç ay sonra. Hele bir biraz daha hakim olayım hanımefendiye.
–
Evet, güya kapanış yazısı ama anca kızdan ve müziklerden bahsettim sanırım. Dizi bundan ibaret değil tabii ki. İki zıtlığın çatışması altında doğan aşk teması çok aşina olduğumuz bir tema olduğundan sizi itebilir ama naif ve eğlenceli karakterler, güzel dostluklar, sıklıkla yer verilen başarılı müzikler, dozunda dramasıyla bana kendisini sevdirdi. Diğer Kore dizilerine göre daha az alengirli bir konuya sahip. Daha aydınlık renkler ve ferah bir ortam var. Hele de dizinin bir dedesi var ki fena bir şey. Halis muhlis, en bir geleneksel Kore dedesi diyebilirim. Sahnelerinde bol bol eğlendim, yalan yok. Arkadaşlığı ve aşkı müzik üzerinden anlatabilmeyi güzelce başarabilmiş bir yapım.İlk bölümlerde fazla oyalandıklarını, konuya biraz geç girdiklerini söylemem gerek. Üniversite ergen muhabbetleri ve Kore klasikleriyle dolu ilk bölümler belki biraz sıkabilir. Ama romantik komedi sevenleri bu bölümler de doyuracaktır. Tipler sevimliliğiyle kendilerini izletiyor. Zamanında High School Musical serisini izlemiş ve sevmiş olanlar bunu da sever diye de son notumu düşeyim. Böyle işte… Müzikli, koreografili gençlik dizisi izlemek isteyenler denesin diyerek bitireyim bu yazıyı. Keyifli seyirler…
Uygun bir tanıtım filmi bulamadım maalesef. Ses biraz kaymış ama bununla idare edin.
yorumlar
Ben bu diziyi uzun zamandır gözüme kestirmiştim ama bir türlü başına oturamadım. Belki yakın zamanda kısmetse olur. Park Shin Hye çok güzel bulduğum ve izlemesini çok sevdiğim bir oyuncu. Yonghwa’yı da daha önce katıldığı bir eğlence programından (We Got Married) ve müzik grubundan (CNBlue, oldukça popüler bir grup, hatta Kang Min Hyuk’ta o gruptan) biliyorum ama pek sevmem kendisini. Ama Park Shin Hye için izleyeceğim ille de Güzel tanıtım ellerine sağlık.