Hailee Steinfeld’in başrolünde olduğu Apple dizisi Dickinson’ın kadrosu büyüyor.
41 yorum abidin77 26 Eylül 2018 20:59
Mayıs ayında Apple’ın, Hailee Steinfeld’in başrolünde olduğu Dickinson isimli yarım saatlik komedi dizisine onay verdiğinin haberini almıştık.
Ağustos’ta Jane Krakowski’nin (30 Rock) diziye katıldığının haberi geldi.
Bugün ise, Toby Huss (Halt and Catch Fire, Sacred Lies), Anna Baryshnikov (Manchester by the Sea, Superior Donuts), Adrian Enscoe (Seeds, We Don’t Belong Here) ve Ella Hunt’ın (Anna and the Apocalypse, Cold Feet) kadroya katıldıklarının haberini aldık.
1800’lerde geçecek ve Hailee Steinfeld’in ünlü şair Emily Dickinson‘ı canlandıracağı dizi, yaşadığı zamanının ötesinde, toplum, cinsiyet ve aile baskısı altındaki Emily’nin, çocukluktan yetişkinliğe geçişte sesini duyurma mücadelesini anlatacak.
Toby Huss, Emily’nin babası Edward Dickinson’ı; Anna Baryshnikov, Emily’nin küçük kız kardeşi Lavinia Dickinson’ı; Ella Hunt, Emily’nin en iyi arkadaşı Sue Gilbert’ı; Adrian Enscoe, Emily’nin erkek kardeşi Austin Dickinson’ı canlandıracak.
Alena Smith(The Affair, The Newsroom), David Gordon Green (Pineapple Express, Vice Principals), Darlene Hunt (The Big C, Good Girls Revolt), Alex Goldstone (Welcome to the Jungle), Michael Sugar (Spotlight, The OA) ve Ashley Zalta (Maniac), projenin yapımcıları.
Alena Smith, dizinin yazarlığını, David Gordon Green, yönetmenliğini üstlenecek.
yorumlar
First Look
Matt Lauria (Kingdom, Parenthood, Friday Night Lights), tekrar eden bir rolle kadroya katılmış.
Official Teaser Trailer
Poster
Wiz Khalifa konuk olacakmış buna birden fazla bölümle.
John Mulaney
Official “Afterlife” Trailer
AppleTV+’s Dickinson TV series has already begun production on Season 2.
Official “Immortality” Trailer
Dileyene ilk bölüm mevcut.
S01E01
Komedi türünde olacağını unutmuşum bir an, başlarda Jane Krakowski’yi görünce hevesim kaçtı o yüzden. Dizideki müziklerin de bölüme pek fayda sağladığını söyleyemem.
Dickinson’ı anlatan bir dönem draması olsaydı biraz daha şans verirdim ama bir sürü dizi var, Hailee Steinfeld’i sevmeme rağmen pas geçiyorum bu diziyi.
Ciddi ciddi komedi mi yani bu? Ben kablolu komedileri gibi olur diye tahmin ediyordum.
İlk bölümü izledim ve sevdim.
Ya sadece komedi demek çok doğru değil. Ben bunu geçen sene yazarken de, Dickinson’dan nasıl bir komedi çıkartacaklar ki diyordum kendi kendime. Dizinin mizahi yanı, güldüren yanı var ama bildiğimiz komedi dizileri gibi değil sonuçta. Kablolu komedileri gibi diyebiliriz. Draması da var. Emily Dickinson gibi bir dehanın o dönemde yaşama şansızlığı daha ilk bölümden kendisini hissettiriyor. Böyle komedi/drama karışımı gidecek belli ki.
İlk üç bölüm itibariyle ben de sevdim. Özellikle üçüncü bölümü aşırı sevdim.
Şimdilik bölümler, keyifli bir şekilde akıyor benim için.
+Iron Fist
Aaaa, keşke Daredevil olsa yaaa. Döndüre döndüre bunu mu döndürdünüz diyeceğim ama bununda 2. sezonun kaldığı yer güzeldi o yüzden bir şey demiyorum.
@necdetcem7 Canım sen bir miktar yanlış anladın. Finn Jones, Dickinson 2. sezona katıldı değil de “+Iron Fist” yazdım ben.
Zati dönse Disney+’ta döner onlar.
Heee ben çok yanlış anlamışım Habere tıklamadım hiç.
İzlemeye başladım, yavaş yavaş gidiyorum. En son 4. bölümü izledim. Annenin peş peşe oğlunu ve küçük kızını görüp, 2 ayrı şok yaşamasına kahkaha atacaktım Bir de George’un, Emily’ye “garip olan sensin sanıyordum” dediği yer de güldürdü. Şimdilik en beğendiğim bölüm bu oldu.
s01 e05
Fevkalade bir bölüm olmuş, son 2 bölümde bendeki kredisini neredeyse arşa çıkardı dizi.
Bugün, kalan bölümleri peş peşe izleyip sezonu bitirdim. 4. ve 5. bölümler sezonun zirvesiydi benim için, sonraki bölümleri o ikisi kadar çok beğendim diyemem. En zayıf bölümler de ilk 2 bölümdü sanki. Zaman zaman fazla sulandırdıkları olmadı değil, ama bir şekilde izletti kendini 10 bölüm boyunca. Oyuncuları da beğendim, özellikle Anna Baryshnikov’a ve canlandırdığı Lavinia’ya bayıldım. Bazı yerlerde koşup sarılasım geldi kendisine, o derece yani. Konu ve/veya oyuncular ilginizi çekiyorsa, çok ciddi bir iş (ciddi olduklarında onu da gayet iyi yapıyorlar tabii) beklemeden izlemenizi tavsiye ederim.
İlk sezon için puanım; 8,4.
Finn Jones & Pico Alexander, 2. sezon kadrosuna katılmışlar.
Çok hızlılar maşallah
Hem komedisi hem draması ile pek severek izlediğim bir dizi oldu. Özellikle müzikleri ve karakterlerin davranışları ile 1800’lerde değil de günümüzde geçiyor gibi hissettirdiler zaman zaman. Hailee Steinfeld zaten iyi de kadronun geri kalanı da çok güzel seçilmiş ya. Anna Baryshnikov hem kendisi hem karakteri çok tatlış. Ella Hunt’ın çok duru bir güzelliği var. Toby Huss ve Jane Krakowski de çok çok iyilerdi. Sadece ana değil yan karakterler de yine iyi seçilmişti.
Louisa May Alcott ve Emily Dickinson‘ın gerçek hayatta tanıştığını sanmıyorum ama
çıkmış olma fikrinin sevmedim diyemem
Süresi uygun, iyi bir kadroya sahip, arada bir üzse de eğlendiren bir dizi olmuş. Varsa zamanınız bakın.
Diziyi izlerken sürekli Wikipedia’ya bakıp durmak spoiler yemeye neden olabilir. İzleyeceklere uzak durmalarını tavsiye ederim
Season 2: First Look
Bir fragman verseniz artık.
Season 2 Official Trailer
Season 2 First Look Featurette
Bunun tüm bölümleri geçen sezon bir arada gelmişti. Güzeldi öyle. Böyle haftalık yapamam, biriktiritim herhalde.
@Siyah Giyen Adam: Değiştirmezlerse 3+1+1+1… şekilde gidip 8 haftada bitirecekler. 26 Şubat’a kadar beklemek en iyisi gibi duruyor.
@abidin77 evet öyleymiş. İki ay daha bekleyelim bakalım.
s02 e01‘i izledim. Kendi ayarında dönmüş, özlemişim hepsini. Yukarıda haberi olan malum kişi daha ilk bölümden göründü, ama hiç beklemediğim bir rolde. İlk bölümde pek batmadı ama sezon boyunca daha çok göreceğiz sanki kendisini. @abidin77 onu görünce “geldi yine…” diye tepki verir muhtemelen
Başladığında ilgimi çekmemişti, şimdi de daha çok meraktan başladım zaten. Ama iyi yapmışım. Bölüm sürelerinin kısalığı da işime geldi. Haftalık temponun komşuluğunda devam etmeyi planlıyorum.
* Emily Dickinson ismen bildiğim ama pek de tanımadığım birisi. Tarihsel açıdan değerlendiremem. Ama Hailee Steinfeld rolüne yakışmış. Diğer ana karakterler de hiç fena değildi. Sanırım bu sayede sevdim zaten. Komediyi zorlamıyorlar da hem.
Yaşadıkları dönemi takip edercesine seksist bir şapşal olduğu gerçeğini bir kenara bırakırsak Austin’i izlemesi zevkli mesela.
* Matt Lauria‘yı bu diziden önce Tell Me a Story, Little Bird ve Traitors’ta da izlemişim de hangi gözle izledim kim bilir. Tipi tanıdık geliyordu tabii de burada dikkatimi çekmiş oldu.
Emily-Ben ikilisini çift olarak sevmiştim tabii, yakışıyorlardı da. Güzelim adam ölmeyeydi iyiyidi.
* Gus Halper, Wiz Khalifa, John Mulaney, Josia Mamet, Timothy Simons gibi tanıdık simaların konuk olması da bonustu. Aldığım zevki artırdı.
Bir kişiyi daha çektik diziye
@rpdi, sıra sende
o bölümde kaldıydım sonra da devam edemedim kaldıydı. devam edesim olduğunu söyleyemem ama izlerken sıkılmamıştım.
İlk sezonla aynı ayarda devam ediyor gibi, pek bir farkı yok. Emily de dahil olmak üzere karakterler bildiğimiz gibi. Finn Jones’un karakterini ve kendisini tek sezonluk tutmazlar umarım, diye düşünmekteyim. Tarihsel anlamda belirsiz ilerledikleri için planlarının ne olduğundan emin değilim pek.
Adamın evli olduğunu baştan verdiklerinden dolayı tam olarak emin değildim ama ortada başka “suitor” kılıklı bir insan da olmadığı için Emily’nin çekileceğini tahmin etmiştim.
Rüyada da olsa beraberiz şimdilik. Sonu bir yere varmayacak gibi olsa dahi bu da bir şeydir.
s02 e09‘da Justin Bieber oynatmışlar. Paulo Dybala da olabilir, karar veremedim.
* Bu ikisi böyle güzel oldular. Yapıverin diyeceğim de o dönemin zihniyetiyle yapacaklarını zannetmiyorum. Anca Sue’yu Emily’ye ötelerler, bu ikisi de devam edeceklerse bile yasaknevi takılırlar.
Ne kadar yavaş izlesem de bitecek bu.
s02 e10
Sezon finali havası yoktu sanki bunda.
Maggie
Bu sezon Austin’i daha bir sevdim.
Geldim bu sezonun da sonuna. İlk sezon ayarında bir sezon çıktığını düşünüyorum. Yer yer güzel şaşırttılar hem. Finn Jones da iyi bir eklemeydi. Austin’i, Mrs. Dickinson’ı ve Lavinia’yı ikinci sezonda daha iyi kullandılar.
Austin aşağı yukarı her şeyin farkında ki kendisinin de ayrı bir yolu var sayılır. Benim için zaten sorun değil, ne haliniz varsa görebilirsiniz dolayısıyla. Bir de böyle deneyin madem.
* Sam’in aslında Sue’yla ilişkisinin olması, bunu Emily’nin fark edişi, Austin’in zaten biliyor oluşundan zevk aldım açıkçası.
Sam’i tam olarak göndermedik sanki ama emin değilim. Görmeyi isterim tekrardan. Babanın gazeteye yatırım yapması nedeniyle ortalıkta kalabilir. Ayrıca çok da haksız sayılmazdı sezon finalinde. Emily bildiğin duygularıyla hareket etti. Sanırsın bulunduğunuz dönem ve ortam şahane de Sam yoluna taş koyuyor oldu. Hepsini vermeden önce kafan neredeydi diyeceğim, demeyeyim. Neyse siz bilirsiniz.
* İki sezondur zırt pırt gördüğü ilham perisi misali adamın gerçek çıkmasını da sevdim. Emily’nin daha önce tanıştığı halde unutmuş olmasına girmiyorum. Bir de adamı savaşta öleceksin şeklinde göndermeseydiniz keşke. Bu sezon da bu ölüme gitti resmen.
* 3. sezon bir noktada Amerikan İç Savaşı’na girecek gibi duruyor. Austin, laf arasında 50’li yıllardayız dedi sezon finalinde. Emily, 30-31’indeyken başlıyor zaten. Ona da çok bir şey yok sanki.
Gelecek sezonda görüşmek dileğiyle. Sevgiler, saygılar.