giyim kuşam insanın yaşam tarzı onun karakterini ele verir deniyor. tartışılır. herkesin rengi, zevki, pek tabii ki yaşam tarzı kendine göre değişiklik arz eder. peki izlediğimiz, severek takip ettiğimiz diziler? onlar da bizi ele veriyor mu?
sözüm onda değil; bu yazının amacı aslında izlediğimiz dizileri bir başkasına tavsiye ederken, neden beğendiğimizi anlatmak, izlettirmek için sebep göstermektir. belki de aslında onun bu diziden haberi yoktur, belki de olsa senin gibi severek takip edecektir.
şahsen ben çok diziyi takip ettiğim için ipin ucunu kaçırabilirim. o yüzden en sevdiğim bir kaçını paylaşmak istiyorum.
amaç uzun uzadıya diziyi anlatmak ve izleyenin hem sabrını hem de izleyecek olsa keyfini kaçırmak değil, (hele ispiyon vermek hiç değil) amaç bir kaç cümle ile (3-5) kısaca “neden” göstermek!
ilgisini çekenler buyursun;

evet, lost ; bütün dünya izledi, milyonları yıllarca sürükledi, herkes teoriler üretti (neticesi şimdilik bir kenarda dursun) bir fenomen haline geldi. bütün dünya onu konuştu yıllarca. daha ne olsun?

battlestar galactica; “bilimin kurguya doyduğu an” sloganlı bir site var (uçan daire) diye; işte battlestar galactica da benim için öyledir. din, siyaset, insana özgü tüm duyguların bir arada müthiş bir özenle işlendiği, karanlık ve ağır havasıyla tadından yenmeyen, bilimle kurguya ve hatta daha fazlasına doyacağınız bir yapımdır.

weeds; bir dizinin içinde herşey mi olur? tüm karakterler mi çatlak olur? büyüğünden küçüğüne oyuncuların hepsi mi doğal oynar? her bölüm kargaşa ile devam eder mi? yine de içinden bu kadar kolay mı çıkılır? uyuşturucu işinde mütehassıs ama görünürde sıradan bir aile ve onların akıl almaz maceraları!
(benim için “bir numara”dır weeds o ayrı)

dexter; eli kanlı bir katilin (ama nasıl bir katil!) haklı nedenlerini merak ediyorsanız ve gözünüz yiyorsa izlemeye, gözünüze o zevki yaşatın derim ;)

true blood; vampirlere, vampir ve insan ilişkilerine, doğaüstü olaylara merakınız varsa, mutlaka ilk uğrayacağınız adres burası olmalı!

fringe; şu anda devam eden belki de en iyi bilim kurgu. lost‘un yadigarı, j.j. abrams imzalı. daha ne?

yenilerden;

the big c; yeni bir dizi olmasına ve henüz pek ilerlememesine karşın, bence izlenmeyi kesinlikle hak ediyor. biraz da hayattan zevk almayı bilmek için izlemek gerek.

the event; yeni bir “lost” vakası yaşamaya doğru gidiyoruz şimdilik. bir zaman sonra “dünyanın dilinde” olduğunda “neden başlamadım?” demeyin.

şimdilik benden bu kadar arkadaşlar. izlettirmek istedikleriniz olursa eklemeyi ihmal etmeyin. belki de sizin diziniz aslında bizim dizimizdir :)