Happy Valley – Tanıtım
101 yorum kerem 02 Nisan 2015 09:12
İsmiyle hiç müsemma olmayan bu pis, uğursuz ve üzerine güneş doğmayan vadinin tanıtımına hoş geldiniz!
İngiltere’nin kuzeyinde, bir vadi üzerine kurulmuş ve Halifax’e bağlı olan bir yerleşim yerindeyiz. Açılışta dediğim gibi, isminin “mutlu” olmasına hiç aldanmayın. Artık İngiltere’nin havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez ama (bence havasından) bu vadinin insanları mutsuz ve umutsuz. Vadilerinde yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen uyuşturucu illeti kol geziyor. Vadinin cengaver kadın polisi ve dizinin ana karakteri Polis Amiri Catherine Cawood’un yegâne amacı da bu illetin kökünü kazımak. Çünkü dizinin konusunu da oluşturan bir olaylar silsilesine sebep olmak üzere bu illet.
Şimdi çay içen çayını, kahve içen kahvesini doldursun; şöyle etraflıca bir tanıtım için yazının devamına buyursun.
YAYIN BİLGİLERİ
Dizi 29 Nisan 2014’de BBC One’da yayın hayatına başlayıp, 3 Haziran 2014’teki 6’ncı bölümüyle ilk sezonunu tamamladı. Aslında “ilk sezonu” demek de doğru olmaz zira normalde mini-dizi olarak tasarlanmıştı. Ama izleyiciden aldığı iyi tepkiler ve yüksek reytingler sonrası 18 Ağustos 2014’te 2’nci sezon onayını aldı.
Yayınıyla alakalı birkaç bilgi daha vereyim.
– Dizinin 29 Nisan 2014’te yayınlanan ilk bölümü İngiltere’de 7,6 milyon kişi tarafından izlenirken, 6 bölümün ortalama izleyici sayısı ise 7,2 milyonmuş.
– Bunun yanısıra dizideki şiddet içeren sahnelerden ötürü, İngiltere’nin RTÜK’ü olarak nitelendirebileceğimiz Ofcom, buna dair bazı şikayetler aldıklarını belirtmiş.
– Bu şiddet içeren sahnelerin zirve yaptığı 3. ve 4. bölümlerde ise, Daily Mail‘in iddiasına göre BBC‘ye 15 adet olumsuz, 45 adet ise olumlu yorum içeren telefon gelmiş. Kafalar karışmış.
Dizinin ABD hakları ise Netflix‘in elinde bulunuyor. Orada da 20 Ağustos 2014 tarihinde yayınlanmış.
KONU
Catherine Cawood, adeta hayatın sillesini yemiş bir kadın. Polislik yapıyor. Kızı intihar etmiş, oğluyla da arası pek iyi değil. Boşanmış. Kız kardeşi uyuşturucu tedavisi görüyor. Bakmak zorunda olduğu bir torunu var. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de vadisinde uyuşturucu kol geziyor. Yıllardır bu sorunu bertaraf etmek için çabalıyor ama pek başarılı olamıyor.
Catherine, intihar eden kızına tecavüz edip intiharına sebep olduğunu düşündüğü ve kendince suçladığı Tommy Lee Royce’un vadiye geri geldiğini öğreniyor. Kızının intiharı sonrası bu adamla çok uğraşmasına rağmen tecavüzden hüküm giymesini sağlayamıyor. Tommy Lee Royce ise uyuşturucu bulundurmaktan hapis cezası almış ve 8 sene yatmış birisi. Dizinin ilk bölümünde cezasını tamamlamış olarak karşımıza çıkıyor.
Dizideki baskın karakterlerden birisi de Kevin. Patronu Nevison’dan, kızlarını iyi bir okula gönderebilmek için para istiyor ama Nevison, en güvendiği çalışanı olmasına rağmen bu isteği geri çeviriyor. Bu durum karşısında Kevin’in gözü dönüyor ve çiftlik sahibi Ashley ile akıl almaz bir plan yapmaya girişiyor. Dananın kuyruğu da tam bu noktada kopuyor.
KARAKTERLER
Catherine Cawood:
Dizinin baş karakteri. 47 yaşında, boşanmış, 1 kız kardeşi ve 2 de evladı olan bir polis Catherine. Kızı Becky 8 yıl önce intihar etmiş, oğlu Daniel ile de pek konuşmuyor. Becky öldüğünde 6 haftalık, şimdi ise 8 yaşında olan Ryan isminde bir torunu var, ona bakıyor.
Karaktere, Lark Rise To Candleford ile The Paradise‘tan hatırlayacağımız Sarah Lancashire hayat veriyor. Gerçekten olağanüstü bir oyunculuk sergilediğini de söylemeden geçemeyeceğim.
Nevison Gallagher:
Kendi ismini taşıyan bir şirket sahibi. Zengin ve varlıklı bir adam. Özenle yetiştirdiği 1 kızı var, onun üzerine titriyor. Karısıyla da arası gayet iyi.
Karaktere, Homefront ile The Long Firm‘den hatırlayacağımız George Costigan hayat veriyor.
Kevin:
Nevison Gallagher’ın şirketinde muhasebeci. Nevison’un en güvendiği çalışanı. Yıllardır kendisiyle birlikte çalışıyor ve şirketteki her türlü para işi ondan soruluyor. Biraz pasif ve pısırık bir adam. Karısı ve 2 tane kız çocuğu var.
Karaktere, Whitechapel ile Mapp & Lucia‘dan hatırlayacağımız Steve Pemberton hayat veriyor. Kendisinin performansını da üst düzey bulduğumu belirtmek isterim.
Ashley:
Çiftlik ve karavan filosu sahibi. Nevison kadar zengin değilse de ortalamanın üstünde bir hayat sürüyor. Öte yandan pis işlere de bulaşmış, pis adamları tanıyan birisi. Karısı ve 2 de oğlu var.
Karaktere, Public Enemies ile The Village‘dan hatırlayacağımız Joe Armstrong hayat veriyor.
Tommy Lee Royce:
Dizinin psikopatı. 8 yıl önce uyuşturucu tedarik etmekten hapse girmiş ve cezasını yeni tamamlamış. Yani olabildiğince tehlikeli, tekinsiz, psikopat, serseri ve aklınıza gelen her türlü olumsuz sıfatı taşıyan bir adam. Ashley’nin çiftliğinde çalışıyor.
Karaktere, Grantchester ile Death Comes to Pemberley‘den hatırlayacağımız James Norton hayat veriyor. Dizide adeta döktüren oyunculardan biri de kendisi.
Lewis:
Ashley’nin çiftliğinde çalışan diğer eleman. Biraz fırlama, dengesiz bir çocuk bu. Sağı solu belli olmuyor. Ama Tommy kadar tehlikeli değil. Daha kendi halinde, çekingen, saf ve temiz kalpli.
Karaktere, The Passing Bells‘ten hatırlayacağımız Adam Long hayat veriyor.
Richard:
Catherine’ın eski kocası. Gazeteci. Şimdi Ros isminde genç ve güzel yeni bir eşi var fakat Catherine ile de hâlâ çatır çatır s… görüşüyor. Genel olarak ilginç bir adam.
Karaktere, Frankie ile The Village’dan hatırlayacağımız Derek Riddell hayat veriyor.
Clare:
Catherine’in kız kardeşi. Uyuşturucu bağımlılığından kurtulmak için tedavi görüyor. Catherine’in en büyük destekçisi. İyi bir insan.
Karaktere, Downton Abbey‘den hatırlayacağımız Siobhan Finneran hayat veriyor.
Ann Gallagher:
Nevison ve Helen Gallagher’ın evladı. Üniversiteyi bitirmiş ama henüz iş bulamamış. Mini marka bir arabası var. Kendi hâlinde takılan bir kızcağız.
Karaktere, ’71 ve The Village’dan hatırlayacağımız Charlie Murphy hayat veriyor.
Ryan:
Merhum Becky’nin oğlu, Catherine’in torunu. Her çocuk gibi biraz yaramaz. Catherine, kızı Becky öldükten sonra ortada kalmasın diye bu çocuğa sahip çıkıyor.
Bu küçük kardeşimizin ilk yapımı.
YARATICI:
Dizinin senaryo yazarı, yaratıcısı ve 1 bölümün de yönetmeni Sally Wainwright. Kendisi aynı zamanda Last Tango in Halifax adlı İngiliz dizisinin de yazarı ve o diziyle 2013 yılındaki BAFTA ödüllerinde en iyi dizi ve en iyi yazar ödüllerini almış. 2011 yılında ise yine yazarlığını yaptığı Scott & Bailey de en iyi dizi ödülünü almış.
Dizinin ilk formatı mini-dizi olmasına rağmen Sally Wainwright, final bölümünün yayınlandığı gün -yani 2. sezonun olup olmayacağı henüz belli değilken- RadioTimes‘a “Kafamda 2’nci bir sezona dair bazı planlarım var.” açıklamasını yapmış. (Bağlantı, sezon finaline dair ispiyon içerir.)
ÖDÜLLER:
Happy Valley, İngiltere’deki haftalık dergi TV Choice‘in 2014 yılının en iyilerini seçtiği törende “En İyi Yeni Drama” ödülünü aldı. Sarah Lancashire ise “En İyi Kadın Oyuncu” seçildi.
2015 BAFTA Televizyon Ödülleri‘nde ise 3 dalda aday olan dizi yılın en iyi draması seçilirken, Sarah Lancashire ödülü Murdered By My Boyfriend’deki rolüyle Georgina Campbell’e, James Norton ise The Honourable Woman’daki rolüyle Stephen Rea’ya kaptırdı.
DİZİDEN BAZI AYRINTILAR:
– Dizide sürekli bir çay sirkülasyonu var. Her bölümde kişiler birbirine ortalama 3 ila 4 sefer çay içme teklifinde bulunuyor. Çok dikkatimi çektiği için paylaşmak istedim. Aslında gereksiz bir ayrıntı.
– Alışılandan kötü bir dil ve aksan mevcut. Çeşitli mecralarda okuduğum yorumlara göre, Netflix üzerinden izleyen bazı Amerikan vatandaşları diziyi İngilizce altyazıyla izlemek zorunda kaldıklarını belirtmiş. Yine bu konuda bazı İngilizlerin dediklerine göre de bu çok doğalmış, şaşılacak bir şey yokmuş. Kullanılan dilin tamamiyle yaygın İngiliz dili içinde olduğunu ve kuzey bölgelerine ait bir şey olmadığını söylüyorlar.
YAZARIN GÖRÜŞÜ:
Her ne kadar sıradan bir konu işliyor gibi gözükse de klişeden pek uzak, adamakıllı bir suç draması Happy Valley.
Çeşitli mecralarda “İngilizlerin Fargo’su” yakıştırmasını okudum ve özellikle şiddet sahneleri açısından katıldığım bir yakıştırma oldu bu. Fakat Happy Valley’in dramı Fargo’ya oranla daha yoğun ve kara mizah ağırlıklı değil.
Bir karşılaştırma da Broadchurch ile yapılabilir diye düşünüyorum. Mesela kaliteli oyunculuklar yönünden Broadchurch’te ne buluyorsak, aynısını Happy Valley’de de bulabiliyoruz. Ama konu işlenişi bakımından Broadchurch daha sakin sakin ilerlerken, Happy Valley’de olaylar paldır küldür gelişiveriyor. Broadchurch’te, yaşanan tek bir olayın kişiler üzerindeki etkisine yoğunlaşılırken, Happy Valley’de kişilerden ziyade olaylara daha fazla yoğunlaşılıyor.
SON SÖZ:
Öncelikle, yazıyı yazarken @unfortr‘ın “The Paradise” adlı dizinin tanıtımındaki düzeninden ve planından yararlanıp üstüne kendimce bazı eklemeler yaptığımı belirteyim, kendisine teşekkür ediyorum. Bu ilk dizi tanıtımımdı; mutlaka eksik gedik vardır, kusura bakmayınız. Tanıtım az da olsa ilginizi çektiyse, en az 1 bölüm şans vermenizi tavsiye ediyorum.
Yazıma son verirken, sizi Tommy’nin sıfatıyla başbaşa bırakıyorum.
İyi eğlenceler, iyi seyirler!
Fragman
https://www.youtube.com/watch?v=G_YjBW5YWvI
yorumlar
Sizi bilmem ama benim bu dizi hakkinda en unutamadigim sahne, 3.bolumun sonundaki malum olay oldu. Bir sonraki bölümü nasıl açtığımı bilemedim. Bazen en basitmis gibi görünen bir sahnede gerilime öyle bir ayar çekiyorlar ki mest oluyorum. Sadece o değil Kevin karakterinin aceleci-panik halinde konuşma tarzında da beni gerebilmeyi başardılar.
Sarah Lancashire için söyleyecek bir şey bulamıyorum. Müthiş bir oyuncu, birbirine zıt her karakterin altından başarıyla kalkabiliyor.
@keremaci: Diziyi iyi pazarlamissin bize söyleyecek söz bırakmamissin. Ellerine bolca sağlık.
@unfortr: Teşekkür ederim.
Etkilendiğin sahne 4. bölüm sonu olsa gerek. 3’ün sonu normal bitiyor. 3’te bir malum olay varsa o da bölüm başındaki olay.
@keremaci: Bu dizi benim radarıma Paradise’ta pek sevdiğim Sarah Lancashire yüzünden girmişti. İzlenecekler listemde durup duruyor hanidir. Bu süper tanıtımdan sonra bizim evde bu haftaki vizyona yerleşti. Çok teşekkürler. Hiç bir “ilk tanıtım” yazısı gibi olmamış, valla bravo! Devamı gelir inşallah bu güzel bildirilerinin.
@dkamoy: Çok teşekkür ederim, beğendiğine ve bu haftaki vizyonuna koyduğuna sevindim.
Yenileri de gelir umarım. Olacak gibi olursa haber veririm zaten.
eline sağlık keremaci. çok güzel bir tanıtım olmuş. tanıtacağınızı söylediğinizde biraz bakmıştım çok ilgimi çekmemişti ama bu tanıtımla düşündüğümden daha güzel olduğunu gördüm. gerçi ben fargoyu fazla absürt bulmuştum ona benzetince biraz kafa karışıklığı oldu ama az çok broeadchurch gibiyse severim diye düşünüyorum.
tekrar eline sağlık ve ilk tanıtımın hayırlı olsun. daha nicelerini okuruz inşallah kaleminden.
@ozgun14: Fargo’daki kara mizah yok demiş. Bence seni Fargo’da iten absürd dediğin kısım kara mizahtı işte. O yüzden HV’nin sana da uyacağını düşünüyorum (izlemeden ahkam kesen modumla).
@ozgun14: Teşekkür ederim öncelikle. Dizide absürdlük hiç yok, merak etme. Özellikle uyuşturucu sorununa vurgu yapılıyor dizide, yani bu tarz olaylar muhtemelen yaşanıyordur oralarda. O açıdan gerçekçi. Hani dizi bittikten sonra bir İngiliz haber sitesine girersen benzer haberlere rastlayabilirsin bile belki.
EK: Çerezlik falan değil yani. İçine öküz oturtan tarzda.
@dkamoy: Aynen öyle işte.
@keremaci: Aradan bayagi bir zaman gecmis karıştırmis olabilirim
Tanıtımda belirtildiği üzere, Broadchurch’de ki oyuncu kalitesini (belki daha fazlasi) burda da bulabileceğiniz belirtilmis. Yoksa hikaye benzerliği yonunden yanından dahi geçmiyor. Yanlış bir beklenti ile başına oturulup hayal kırıklığı yaratması diye belirteyim.
zaten 6 bölüm olduğu için bir de sezon onayı almış olsa da mini dizi gibi çekmişler. maraton yapılası duruyor. dkamoy hangi dizileri beğenip hangi dizileri beğenmeyeceğimi hatta ve hatta hangi dizilere önce burun kıvırıp yarım bırakıp sonra zevkle devam edeceğime kadar isabetli tutturabildiğinden ona da güveniyorum. (good wife sezon 5e geldim)
çok güzel içten bir tanıtım olmuş. Radarımda olmayan bir diziydi.İzlemek şart oldu.Bazen acaba bu tanıtımları okumasam diye içimden geçmiyor degil.Kendinizce bir program yapıp izleyeceğiniz dizleri sıraya koyuyorsunuz ama gelgelelim böyle sürprizler düzeni bozuyor.Neyse bölüm sayısı az sonuçta.Bir yere sıkıştırıp izleyecegiz.Teşekkürler keremaci..Gerçekten güzel bir yazı olmuş.Dizi manyagı olma yolunda emin adımlarla gidiyorum galiba.
Ellerine sağlık @keremaci
Hiç aklımda olmayan bir diziyi 2 dakikada bana sattın valla. Yalnız bu güzel tanıtım yüzünden diziden beklentim baya yüksek. Beklentimi karşılamazsa suçlusu sensin ona göre
@keremaci güzel bir tanıtım olmuş eline sağlık, aklımda yoktu ama bu tanıtım üzerine diziye bakacağım
Benim de hiç aklımda yoktu bu dizi, hatta adını bile yeni duydum sayılır ama tanıtımı okuyunca hemen radarıma girdi. Seveceğim tarzda bir şey olacağa benziyor. En kısa zamanda izlemek üzere ekliyorum listeme.
Ellerine sağlık @keremaci, çok güzel bir tanıtım olmuş. İlk yazın da hayırlı olsun.
@keremaci: Öncelikle ellerine sağlık, bence ilk tanıtım yazın olduğu hiç anlaşılmıyor çok başarılı, bir de ekstradan ilgi çekici bir tanıtım olmuş. Ben dizinin adını bile duymamıştım yalan yok, ama referans gösterilen iki diziyi de (Fargo ve Broadchurch) büyük bir beğeniyle takip ettiğim için ilk fırsatta seyredeceğim bu diziyi de, beğeneceğimi de düşünüyorum.
Yazının başarısı yanında, çok da iyi pazarladığını düşünüyorum diziyi. Hakikaten diziye başlayan herkes için yapımcılarından biraz prim/komisyon istesen, hakkındır. Ellerine sağlık…
Bende ilk yazdığın zaman gelecek programa biraz araştırıp bakmıştım nedir ne değildir diye açıkçası çokta ilgimi çekmemişti o zaman fakat bu güzel tanıtımla baya bir ilgimi çekti broadchurch yüzünden böyle dizilere aşinayım ve seviyorum inşallah bunu da bir yerlere sıkıştırıp izleyebilirim listeme aldım. Sen olmasan bu diziyi hayatta listeme almazdım valla.
Son olarak da ellerine sağlık bu güzel tanıtım için Yazılarının devamını dilerim…
@necdetcem7: Rica ederim, beğendiğine sevindim.
Listende önlere çekmeni tavsiye edebilirim.
6 bölüm ya kısa olanları öne çekmeye çalışıyorum. Önerini dikkate aldım. Teşekkür ederim.
Dizi bizim evden 5 yıldızlı pekiyi aldı. Sana da listede yukarılara taşıttığın için yeniden teşekkürler keremaci.
Bu arada izleyenlerin yorumlarından yola çıkarak edindiğim fikirler hep yanlış çıktı.
Ağır ilerleyen bir dizi olacağını ve içimizi karartacağını sanmıştım. Üzülmekten yorulacağımı düşünmüştüm.
Saniye durmayan, akıcı ve sıkmayan bir dizi idi. İçim de hiç kararmadı açıkçası. Ayrıca bırakın gülümseMEMEyi gediğine konan laflar vs. ile defalarca güldüm de. İngilizcesi ise normal bir İngiliz dizisi seviyesindeydi. Birkaç sokak ağzıyla konuşan yan karakter dışında öyle yoran/yamuk bir aksan hissettirmedi.
Bu arada Scott & Bailey izleyen biri olarak Happy Valley onun formülsüz haliymiş diyebilirim. Ana karakterler ve işleniş öylesine benziyor ki yazarın istikrarına hayran kaldım.
Bunu seven onu da sever diyebilir miyim emin değilim. Zira S&B’de sürükleyici bir ana konu olsa da nispeten formüllü diyebileceğim bir polisiyedir. Gerçi Amerikan formüllüleri gibi değil o. Bir sezona toplasan 2-3 dava girer anca. Zaten bi sezonu da 8 bölüm (ilk sezon 6 bölümdü). Draması da lezizdir S&B’nin. Severek izliyoruz ailece. (S&B için korsan bildiri oldu biliyorum, idare ediverin.)
@dkamoy: Rica ederim tekrar. Beğendiğin(iz)e çok sevindim.
Dizi hiç ağır ilerlemiyor hatta yardıra yardıra gidiyor, doğru ama iç karartma konusunda demek ki farklı bünyelerde farklı etkiler yaratabiliyormuş. Benim gözümün dolduğu birçok sahne vardı. Ama güldürme konusunda hak verebilirim, birkaç yerde epey güldüğüm de olmuştu.
İngilizce konusunu sen daha iyi bilirsin. Açıkçası ben çok çeşitli dizi izlemediğim için karşılaştırma yapamamış olabilirim, o yüzden ilk izlediğimde bana çok enteresan gelmişti. Yazıda da bu sebepten vurguladım, yanlış yönlendirdiysem kusura bakılmasın.
3. bölümde Catherine’in ölen polisin başına gelip gözlerinin dolması beni çok etkilemişti mesela. Seni hiç mi etkilemedi?
Yok yahu. O İngilizce konusunda lafım Amerikalılara benim asıl.
Gözüm pek kolay dolmuyor herhalde benim bu aralar. Yoksa üzücü, etkileyici sahneler elbette vardı ve güzel de işlenmişti. Ama içimi karatmadan vermeyi başardılar. Mizahıyla, trajedisiyle güzel bir dramdı.
@keremaci: İspiyon içine yanıt:
Yok valla dolmadı. Olan biten ve olacaklarla kafam doluydu o sırada. Fazla polisiye izlemekten sanırım.
ilk 2 bölüm sonrası tanıtımı hızlıca tekrar okudum kaçırdığım bir şey var mı diye ve koptum:
saçlarım şekil, önümden çekil.. cuk oturmuş. her ekrana çıkışında saçlarına takılıyor gözüm.
güzel başladı, neredeyse hiç gizem unsuru bulunmamasına rağmen ilk 2 bölümü durdurtmadan izletti. oyunculara da ısındım hızlıca. dilleri harbiden bir garipmiş. broadchurch de daha anlaşılırdı sanki. belki de üzerinde duruldu diye dikkatimi çekti bilemiyorum.
iyi gidiyor ama yine de 1-2 tane soru işareti olsaymış dizide fena olmazmış hani. bir şeyleri biz bilmeseydik de sezon sonunda öğrenseydik anlamında yani.
tekrar eline sağlık keremaci.
2015 BAFTA Televizyon Ödülleri’nde Happy Valley En İyi Drama, Sarah Lancashire En İyi Kadın Oyuncu, James Norton da En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülüne aday gösterilmiş. Tören 10 Mayıs’taymış.
Tanitimi olmasa mumkun degil sans vermeyecegim diziyi sayende izlemis oldum tekrar tesekkurler.. :))
İspiyon içine yanıt:
Bence 4 bölümün ardından 2 bölüm de Tommy ağırlıklı geçmesi gerekiyordu zaten. Onun da ruh halini anlatmaları iyi olmuş bence. Özellikle o kadar psikopat bir adamken, Ryan ile olan baba-oğul ilişkisi enteresandı mesela.
böyle dedim diye umarım sevmediğim anlaşılmaz. çünkü diziyi gerçekten sevdim. sadece son 2 bölümü biraz daha kısa tutabilirlermiş diye düşündüm.
Diziyi çok beğendim. Hem polisiye kısmı hem aile draması kısmı çok güzeldi. Baş karakter ve oyuncuya da bayıldım. Tanıtım ve Türkçe altyazılar içinde teşekkür ederim. İkinci sezonu olması sevindirdi. 6 bölüm akıp gidiyor, dizide bir an olsun hareket durmuyor, sürekli bir olay var, baya tempolu bir dizi.
@keremaci, girdin kafama hazır konu açılmışken ilk bölümü de bilgisayarda dururken bir bakayım dedim. İlk bölüm için fena bulmadım şimdilik diziyi. Son kısımları iyiydi tam durgun gidiyor derken işler sarpa sardı ve merak ettirdi. Bunu da den som draeber de olduğu gibi yavaş gideceğim. Aradan çıkartayım dedim,çabuk biter diye düşünüyorum.
Bir de sorum var:
Bu Ryan Tommy’nin oğlu demi ?
Bir de şu muhasebeciye ne sinir oldum. Be adam sen annenin karnında 9 ay nasıl durdun ? Az bekleseydin!.
Evet öyle.
Diziyi sevdim ama yanlış zamanda izlemişim. Bu tarz diziler yazın gitmiyor valla. Dizi 6 bölüm olmasına rağmen ilk 3 bölümün arası açıldı da açıldı. Son 3 bölüm heyecan artınca ardarda izleyip bitirdim.
Öncelikle dizi uzaktan göründüğü gibi basit bi dizi değil arkadaşlar. Ortada gayet kaliteli bi iş var. İntrosundan tut karakterleri,karakter arası etkileşimler. Neredeyse her sahnesi basitçe geçilmeyip bi replikle olsun bi hareketle, bi olayla olsun zenginleştirilmiş. Bu kadar kaliteli olup basit görünebilmek ingiliz dizilerine has bişey sanırım.
Ben dizinin suç kısmından çok bizim polisin ailesinin çevresinde dönen hikayeyi sevdim. Zaten dizinin asıl anlatmaya çalıştığı 2. sezonda da devam edicek olan bu hikaye. Dizide suç kısmı bişeylere aracı olmak için vardı. Bu yüzden dizinin başına polisiye izlemek için değil dram izlemek için oturun. Doğru beklentiyle girerseniz illaki seversiniz diziyi.
Bir şey soracağım:
Orası öyle de dediğimi de yapacak kurnazlığa sahip olunca insan kuşkulanıyor ister istemez
Diziyi bitirmiş bulunmaktayım. Çok güzeldi kesinlikle. Başından memnun kalktım,kesinlikle izlemeyen kalmasın bu diziyi. Dizi çok gerçekçiydi, yani bende orada yaşayan bir insanmışım gibi hissettim hep izlerken. Ortamı olsun,oyunculuklar olsun harikaydı.
En çok Sarah Lancashire ve James Norton’u beğendim. Özellikle James Norton harikaydı. Adamı da çok sevdim. Grantchester de de oynamış,o diziyi de bi ara izlemeyi düşünüyorum.
2.sezon nasıl ilerleyecek merakla bekliyorum.
Son olarak da bu tanıtımla diziyi radarıma sokan @keremaci’ye teşekkür ederim, ayrıca çeviriler içinde eline sağlık. Sen vesile olmasan hayatta izlemezdim diziyi.
Çekimler de tamamlanmış bu arada.
2×01
İlk sezonun ilk bölümünün temposunu arasam da ikinci sezon açılışını beğendim diyebilirim. Yeni karakter çok fazla, alışmak biraz zaman alacak. İlginç birkaç konu da açtılar, umarım hepsi güzel bağlanır. Lancashire ve James Norton’un harika performansları ise aynen devam ediyor. Özellikle James Norton sahnelerini ağzım beş karış açık izledim.
İlk sezondaki hava yoktu ama güzel döndü. Bende özlemişim.
Bir sorum olacak:
Yani daha göstermediler, haklısın. Gösterirler mi onu bilmiyorum ama. Sonuçta başka bir yerde gerçekleşen iki farklı cinayet. Catherine o sokaktaki iki kıza söylemişti hatta yerlerini, şimdi hatırlayamadım.
@keremaci: Tamamdır o zaman, yani bende normalde önce görürüz diye düşünmüştüm belki ilerleyen bölümlerde görürüz.
2’nci sezon uzerine:
Bana kalırsa ilk sezonki havasindan cok sey kaybetmis olan bir sezondu. Sahsen beklentilerim goklerde oldugundan o ilk sezondaki tadi alamadim. Cok ufak bir konuyla koca bir sezonu isgal ettiler gibi geldi. Tabii ki dramindan bir sey eksilmemisti, hatta ilk sezona gore fazlaydi bile ama bu sefer de belki izleyiciyi o en basta yakalayan aksiyon yoktu. Yazar hanim teyzenin pek bir merakli oldugu Ingiltere’nin belli basli problemleri de benim ilgimi cekmedi bu sefer. Ilk sezonda bunu ana konuya guzelce yedirip sunmustu. Bu sezon hem yan konu olarak kaldi, hem de ne bileyim, olmamis gibiydi.
Sonucta benim icin az da olsa hayal kirikligi bir sezon. Ama bu reyting oranlariyla ucuncu sezon onayini cok yakinda verirler. Hikayenin aile drami yonunde daha anlatilacak bolca sey var.
Oyunculuklardan tek tek bahsetmeye gerek yok ama Sarah Lancashire sadece finaldeki performansiyla bile bir BAFTA hak ediyorken yine alamazsa hakikaten adaletsiz olur.
Ben de demin yabancı bi mecrada “final duygusal anlamda ezdi geçti” gibi bişi okuyup “bizim izleyenler ne dicek bakalım” diye aklımdan geçirmiştim. 5 dakika olmadı, senin yorum geldi @keremaci .:) Telepati çok sevdiğim bir iletişim şekli.
@keremaci: Yine ilk sezondaki gibi ucu kapalı bitti demi ?
@dkamoy: Haha ne güzel denk gelmiş. Evet bu arada, duygusal anlamda her zaman tatmin edici bir yanı var zaten ona lafım yok.
@necdetcem7: Ana konuyu diyorsan bağladılar evet. Ama dizinin birkaç sezon daha ilerlemesini sağlayacak onlarca konu (abarttım, 6-7 diyeyim) olduğu gibi duruyor. “Konu”dan kastım komple sezona yayılacak şeyler değil tabii ki. İkili ilişkiler falan.
@keremaci: Tamamdır, teşekkürler.
Yazar teyze yeni sezonu yazmak için istekli olduğunu ama şu aralar meşgul olduğundan henüz başına oturamadığını ve biraz beklemek gerekebileceğini söylemiş. Kendileri aynı zamanda Last Tango In Halifax ve Scott & Bailey’de de çalışıyormuş.
Sırada yazar hanımın en kısa sürede tekrar bizi diziyle buluşturması kaldı. Umarım bu karakterlerden çok fazla ayrı kalmayız.
İlk çıktığında iki bölümünü izleyip devamını getirememiştim bu sezonun. Canım İngiliz dizisi çekince devam edeyim dedim ve kalan 4 bölümünü de izledim. Bence bu sezon ilk sezonun altında kaldı ama yinede güzeldi. Manzaralar olsun, draması olsun harika. Umarım teyze bizi uzun bir süre bekletmez ve şöyle daha 3. 4. sezonları da görebiliriz umarım.
Bu sezon ilk sezondan farklıydı, olayın polisiye kısmı Catherine ile ilgili değildi yani onun dedektifçilik yapmasını izleyemedik ilk sezondaki gibi. Mert’in ispiyon içerisinde söyledikleri olmadığından bu sezon ilk sezonun altında kaldı benim için.
Bir de
Tommy’nin kadınları kandırdığı ortaya çıktı. O Frances’i içeri atacaklardı, salmışlar anlamadım ?
Sezon finali en iyi bölümüydü bu sezonun.