Öğretmenin gösterdiği eski fotoğraftaki küçük kız şu ak şaçlı yaşlı kadın çıkacak belli ki.
Güzel başladı. Sürükleyici bir bölümdü. Bolca gizem var ortada. Başroldeki çocuğu sevdim gibi. Yan roller de fena sayılmaz. Önceki Harlan Coben hikayelerine kıyasla daha farklı bir iş gibi durmakta.
Önceki Harlan Coben dizileri demişken;
The Stranger’ı başarılı bulmuştum. Safe ve The Woods finalini çok iyi yapamasalar da fena değillerdi. Sonrasında Fransa, İspanya, İngiltere ve Polonya’dan olmak üzere 4 dizi daha geldi sanırım ama hiçbiri ilgimi çekemedi. Umarım bu dizi başladığı gibi iyi bitirebilir sezonu.
S01E02
Sarışınla alakalı muhtemelen ama bu amigo kız ne iş karıştırıyor lan?
Aman aman uzun olmayan bir çocuğun (1.79) omzuna bile gelemeyen bir Constance Zimmer. Topuklular çıkınca tabii. Bu derece kısa olduğunu fark etmemiştim sanırım daha önce yine de. (1.55 cm)
S01E03
Shira&Hannah
: Geldiğini göremedim. Pek dikkatli de değildim genel olarak bu bölüm gerçi. Her yeni bölümle birlikte ilgim biraz biraz azalmakta.
Sadece 1 okul günü süresince tanıdığı bir kızla çektirdiği birkaç fotoğraf ve aklından dönen birkaç anı fazla abartı yani. Bolca güvenlik kamerası görüntüsü falan filan. Altı üstü 1 gün ulan! Normal şartlarda yüzünü, sesini bile anımsamazsın.
Fena gitmiyorlar şimdilik. Yalnız yine (3’ü izlerken) fazla dallandırıp budaklandıracaklar ve sonra da altından kalkamayacaklar mı diye aklımdan geçtiği oldu.
O oraya, bu şuna doğru genişliyor derken yine herkesin eli başkasının cebinde klasik Harlan Coben usulü. Du’ bakalım. Netflix’tekilerin aksine devamının haftalık olması bir anlamda hoşuma gitti. Kalanını da yavaştan izleyelim bu sefer.
*Spoon’un 1/3’i seviyede bile değil elbette ama o evi ve anneyi görünce ben de şaşırdım ve yükseldim biraz.
*Rachel, duygusal açıdan Mickey’ye kaymaya başlasa mı yavaş yavaş artık. Aslında ona kaymasına da gerek yok; Buck’tan uzaklaşsın yeter.
elinizde örgüt var ama Ashley kızımızı 4 liseli genç, kızların satıldığı bir gece kulübünden kurtarıyor. Bir takım olaylardan sonra ön kapıdan ellerini kollarını sallayarak çıkıyorlar. Satın alan eleman kulübün önünde bekliyor
Bu satıcı adamların elemanları da sanırım rehin aldıkları kişileri hep aynı deniz kıyısına götürüp sorguluyor. Bolitar’dan sonra Spoon’u da oraya götürmelerine güldüm. Arada da yeterince güzel bulmadıkları için satmayıp kulüpte çalıştırdıkları Candy de rahmetli oldu. Spoon da ya akıntı götürdüyse diyor. Lan polisi arasaydın ya, alsaydılar kızı. Ailesine teslim ederlerdi en azından.
) 8. bölümün malum şeyler dışında sakin geçmesi iyi oldu.
Rachel’ın
dansı
ve Spoon’un
maç sırasındaki yorumları
tüm sezondaki en iyi birkaç şeyden biriydi.
O
yangından bıçaklanan, elleri falan yanan, duman yutan 70’lerindeki Bat Lady’nin kurtulması ve bölüm sonunda ayakta durmasına ne desem bilemedim. Neyse, baba ile yaralı yüz gerçeğini anlatması lazımdı kadının. Daha normal bir yoldan geçerek anlatsaydı daha iyi olurdu.
Bizim 4’lünün polis etraftayken ellerini kollarını sallayıp garaja girmeleri, aşağıya inmelerine ne desem bilemedim.
Neyse, en sonunda babayı aldılar, pardon buldular. Hayırlı olsun.
Diğer dramalar pek umurumda olmadı. Shira ve Hannah ilişkisini Troy’un öğrenmesi, onun da gidip Reyçıl’dan ayrılıp Buck’ın kardeşi ile yatması, kardeşinin her şeyi itiraf etmesi falan zaman dolduran boş dramalardı.
Spoon, Ema ve Rachel’ı sevdim. Genel olarak gençlerin oyunculukları kötü olsa da Bolitar’ı canlandıran eleman bayağı kütük gibi oynadı sezon boyunca. Constance’ın varlığı iyiydi. Sezonun 8 bölüm olmasına hiç gerek yoktu.
Harlan abinin açık biten ilk dizisi diyeceğim ama zaten 3’lemeden uyarlandığı için açık bitmesi normal. İptal olsa çok koymaz. Bir yerden sonra çok fazla saçmalık izlettirdiler. Devamı gelirse bakarım, gelmezse güle güle.
Dizi devam edecekse bu
Rachel’ı kütük Bolitar’a yazmasınlar, Ema ile aralarındaki kimya daha iyi.
EK: Bizim
Ashley’i bilinmeyen bir yere götürmekle kalmamışlar, estetik de yaptırmışlar anladığım kadarıyla. Bu kız nasıl o kız lan
* Harlan Coben dizilerinde platform fark etmeksizin olan: İyi başlasa da başladığı seviyede kalamayıp meh bir ortalamayla sürmesi. Bu da pek farklı değildi.
* Harlan Coben dizilerinde platform farklılığıyla olan: Netflix dizilerinde sezon bittiğinde hikaye de biterdi. Prime Video dizisinde olmadı, gelecek sezona da hikaye bırakmışlar.
Onay alırsa sonunu görmek için devam ederim tahminen ama biraz daha ayakları yere basan bir iş yapsanız fena olmaz hani. Yaptığınız/yapacağınız açıklamaları umursama katsayım düşüyor böyle.
Baban yaşıyormuş, ne güzel. Birkaç gerekli/gereksiz gizemi de arkada bırakıp durdular. Oğlanın kız arkadaşım-sı arkadaşı ortadan kaybolduktan sonra geldiğimiz şu noktaya bak yalnız. Başı başka yerde, sonu başka yerde.
İyi başlasa da sonrasında seri bir şekilde vasat altına dönen bir dizi oldu. Bir noktadan sonra karakterlerin hatırına izledim ve sezonu bu şekilde tamamladım da denebilir. Ola ki kafalarında bir 2. sezon varsa ben yokum. Bu kadarı bana yetti de arttı.
Sage Linder ile tez vakitte başka bir dizide yeniden karşılaşmak dileğiyle. Tercihen yetişkin bir rolde. Ve yine tercihen bir ilişki dramasında. Hit the Floor tadında yeni bir dizi çekseler orada da ideal olurdu mesela.
yorumlar
Tamam bir Harlan Coben dizisinde birçok karakterin bir sırrının, gizeminin olmasına alışığımız ama burada sanki birazcık fazla olmuş.
Fena olmayan bir giriş bölümü olmuş. Tipleri sevdim. HC dizileri genelde pek tatmin etmez sonunda. Beklentimi ona göre ayarlayıp devam edeceğim.
Öğretmenin gösterdiği eski fotoğraftaki küçük kız şu ak şaçlı yaşlı kadın çıkacak belli ki.
Güzel başladı. Sürükleyici bir bölümdü. Bolca gizem var ortada. Başroldeki çocuğu sevdim gibi. Yan roller de fena sayılmaz. Önceki Harlan Coben hikayelerine kıyasla daha farklı bir iş gibi durmakta.
Önceki Harlan Coben dizileri demişken;
The Stranger’ı başarılı bulmuştum. Safe ve The Woods finalini çok iyi yapamasalar da fena değillerdi. Sonrasında Fransa, İspanya, İngiltere ve Polonya’dan olmak üzere 4 dizi daha geldi sanırım ama hiçbiri ilgimi çekemedi. Umarım bu dizi başladığı gibi iyi bitirebilir sezonu.
S01E02
Sarışınla alakalı muhtemelen ama bu amigo kız ne iş karıştırıyor lan?
Aman aman uzun olmayan bir çocuğun (1.79) omzuna bile gelemeyen bir Constance Zimmer. Topuklular çıkınca tabii. Bu derece kısa olduğunu fark etmemiştim sanırım daha önce yine de. (1.55 cm)
S01E03
: Geldiğini göremedim. Pek dikkatli de değildim genel olarak bu bölüm gerçi. Her yeni bölümle birlikte ilgim biraz biraz azalmakta.
Sadece 1 okul günü süresince tanıdığı bir kızla çektirdiği birkaç fotoğraf ve aklından dönen birkaç anı fazla abartı yani. Bolca güvenlik kamerası görüntüsü falan filan. Altı üstü 1 gün ulan! Normal şartlarda yüzünü, sesini bile anımsamazsın.
Yayınlanan 3 bölümü de izledim.
Fena gitmiyorlar şimdilik. Yalnız yine (3’ü izlerken) fazla dallandırıp budaklandıracaklar ve sonra da altından kalkamayacaklar mı diye aklımdan geçtiği oldu.
O oraya, bu şuna doğru genişliyor derken yine herkesin eli başkasının cebinde klasik Harlan Coben usulü. Du’ bakalım. Netflix’tekilerin aksine devamının haftalık olması bir anlamda hoşuma gitti. Kalanını da yavaştan izleyelim bu sefer.
Not: Constance Zimmer kalp.
S01E05
*Spoon’un 1/3’i seviyede bile değil elbette ama o evi ve anneyi görünce ben de şaşırdım ve yükseldim biraz.
*Rachel, duygusal açıdan Mickey’ye kaymaya başlasa mı yavaş yavaş artık. Aslında ona kaymasına da gerek yok; Buck’tan uzaklaşsın yeter.
Evet, sürpriz oldu bu
S01E06
Son 2 bölüm kalmışken biraz daha seri ilerleyelim demişler bu bölüm. Fena da olmamış. Haftaya da çift bölümle gelip bitirseler güzel olurdu aslında.
Bu satıcı adamların elemanları da sanırım rehin aldıkları kişileri hep aynı deniz kıyısına götürüp sorguluyor. Bolitar’dan sonra Spoon’u da oraya götürmelerine güldüm. Arada da yeterince güzel bulmadıkları için satmayıp kulüpte çalıştırdıkları Candy de rahmetli oldu. Spoon da ya akıntı götürdüyse diyor. Lan polisi arasaydın ya, alsaydılar kızı. Ailesine teslim ederlerdi en azından.
) 8. bölümün malum şeyler dışında sakin geçmesi iyi oldu.
Rachel’ın
ve Spoon’un
tüm sezondaki en iyi birkaç şeyden biriydi.
O
Bizim 4’lünün polis etraftayken ellerini kollarını sallayıp garaja girmeleri, aşağıya inmelerine ne desem bilemedim.
Neyse, en sonunda babayı aldılar, pardon buldular. Hayırlı olsun.
Diğer dramalar pek umurumda olmadı. Shira ve Hannah ilişkisini Troy’un öğrenmesi, onun da gidip Reyçıl’dan ayrılıp Buck’ın kardeşi ile yatması, kardeşinin her şeyi itiraf etmesi falan zaman dolduran boş dramalardı.
Spoon, Ema ve Rachel’ı sevdim. Genel olarak gençlerin oyunculukları kötü olsa da Bolitar’ı canlandıran eleman bayağı kütük gibi oynadı sezon boyunca. Constance’ın varlığı iyiydi. Sezonun 8 bölüm olmasına hiç gerek yoktu.
Harlan abinin açık biten ilk dizisi diyeceğim ama zaten 3’lemeden uyarlandığı için açık bitmesi normal. İptal olsa çok koymaz. Bir yerden sonra çok fazla saçmalık izlettirdiler. Devamı gelirse bakarım, gelmezse güle güle.
Dizi devam edecekse bu
EK: Bizim
* Harlan Coben dizilerinde platform farklılığıyla olan: Netflix dizilerinde sezon bittiğinde hikaye de biterdi. Prime Video dizisinde olmadı, gelecek sezona da hikaye bırakmışlar.
Onay alırsa sonunu görmek için devam ederim tahminen ama biraz daha ayakları yere basan bir iş yapsanız fena olmaz hani. Yaptığınız/yapacağınız açıklamaları umursama katsayım düşüyor böyle.
Baban yaşıyormuş, ne güzel. Birkaç gerekli/gereksiz gizemi de arkada bırakıp durdular. Oğlanın kız arkadaşım-sı arkadaşı ortadan kaybolduktan sonra geldiğimiz şu noktaya bak yalnız. Başı başka yerde, sonu başka yerde.
S01E08 (FİNAL)
Bitti bu da. Ucu gayet kapalıydı bence.
İyi başlasa da sonrasında seri bir şekilde vasat altına dönen bir dizi oldu. Bir noktadan sonra karakterlerin hatırına izledim ve sezonu bu şekilde tamamladım da denebilir. Ola ki kafalarında bir 2. sezon varsa ben yokum. Bu kadarı bana yetti de arttı.
Sage Linder ile tez vakitte başka bir dizide yeniden karşılaşmak dileğiyle. Tercihen yetişkin bir rolde. Ve yine tercihen bir ilişki dramasında. Hit the Floor tadında yeni bir dizi çekseler orada da ideal olurdu mesela.