HBO ve Sky minisi Chernobyl’ın başrollerine Stellan Skarsgard ve Emily Watson geldi.
39 yorum abidin77 19 Mart 2018 19:25
Breaking the Waves filminden 22 yıl sonra Stellan Skarsgard ve Emily Watson ikilisi yeniden bir araya geliyor. Stellan Skarsgard ve Emily Watson, HBO ve Sky’da yayınlanacak olan Çernobil nükleer felaketi ile ilgili 5 bölümlük mini dizinin başrol oyuncuları oldular.
Chernobyl, benzeri görülmemiş insan yapımı trajedinin hikayesini ve 1986 yılında Avrupa’nın hayal bile edilemez bir felaketten kurtarılması için inanılmaz fedakarlıklar yapan cesur erkekleri ve kadınları anlatıyor. Dizide nükleer santralde meydana gelen kazayı ve hemen sonrasındaki soruşturmayı izleyeceğiz.
Stellan Skarsgard, felaketin ilk saatlerinde hükûmet komisyonunun lideri olarak görevlendirilen, SSCB’nin Yakıt ve Enerji Bürosu başkanı Boris Shcherbina’yı canlandıracak.
Emily Watson, bir daha böyle bir felaketin yaşanmaması için bu olaya neden olan bilimsel gizemi çözmeyi amaçlayan Sovyet nükleer fizikçisi Ulana Khomyuk’u canlandıracak.
Jared Harris‘in (The Crown), kazayı araştırmak için Kremlin tarafından seçilen Sovyet bilim adamı Valery Legasov’u canlandıracağı önceden açıklanmıştı.
Johan Renck (Breaking Bad, The Last Panthers), dizinin yönetmenliğini ve yardımcı yapımcılığını üstlenecek.
Sister Pictures’dan Jane Featherstone (The Split, Broadchurch, River) ve Craig Mazin (The Hangover Part II–III), The Mighty Mint’ten Carolyn Strauss (Game of Thrones, Treme) ile Sky’dan Gabriel Silver (Clique, DCI Banks, Strike Back) dizinin yönetici yapımcıları olacaklar.
Sister Pictures ve The Mighty Mint tarafından üretilen seri, 250 milyon dolarlık ortak yapım anlaşması kapsamında ilk HBO/Sky dizisi olacak. Çekimlere bu İlkbahar’da Litvanya’da başlanacak.
yorumlar
Paul Ritter (Electric Dreams, No Offence), Jessie Buckley (Taboo, Country Music), Adrian Rawlins (Darkest Hour, War and Peace) and Con O’Neill (Happy Valley, Telstar), Sam Troughton (The Ritual, The Hollow Crown), Adam Nagaitis (The Terror, To Walk Invisible), Ralph Ineson (Harry Potter and the Half-Blood Prince, Absentia), Mark Lewis Jones (Apostle, Star Wars Episode VIII), Fares Fares (Rogue One: A Star Wars Story, HBO’s Westworld) and David Densik (McMafia, Top of the Lake: China Girl) kadroya katılmış.
Stellan Skarsgard
Emily Watson
Jared Harris
Jessie Buckley
Teaser Trailer
Official Trailer
Vay beee, dün gibi hatırladığım olayın üzerinden sen git
2233 yıl geç ve dizi ol…Bizim çay içen bakan da çıkar mı acaba?
33 (26 Nisan 1986’da olmuş).
@abidin77 ya uf be tamam tamam… vur hemen.
vay be olmuş mu o kadar
Poster
S01E01
Beklediğim gibi çok sağlam bir açılışla başlamış ama konunun gerçek bir olayı anlattığını bilmek gerçekten üzücü. İzlerken ne olduğunu az çok biliyor olsam da yaşananlarda gerildim.
S01E01
Acayip üzüldüm haftalık izleyeceğimiz için. Yayınlansaydı bu gece bitirirdim 5 bölümü de. O kadar korkunç bir olay ki korku filmi izliyoruz sanki. Çok sinirlendim izlerken, işte insanın kötülüğü. Yılın en sağlam dizilerinden biri olacak herhalde.
1. bölüm üzerine:
Bekleneni verip kaliteli bir yapım ortaya çıkarmışlar. İnsan eliyle felaketin hangi noktaya geldiğini görmesi biraz sinir bozucu. Beş bölüm içinde fazla uzatmadan olduğu haliyle ve bu tarzda anlatsalar yeter herhalde.
S01E02
Yine dehşet verici bölüm, o son sahne neydi öyle. Sovyetlerdeki İktidar, bürokrasi ve korku üçgeni hakkında da söylenebilecek çok şey var.
Stellan Skarsgård’ı ilk başta tanıyamadım, bir yerden hatırlıyorum deyip durdum IMDb’ye bakana kadar. Böyle performansları Emmy sever. Jared Harris’i de izlemenin büyük bir ayrıcalık olduğunu belirteyim tekrardan. Kendisini ilk kez Fringe ile izlemiştim, o günden beri bir sürü kaliteli işle karşıma çıkıp durdu, bravo.
s01 e03
Yine fevkalade bir iş çıkarmışlar. İzlerken daraldım vallahi.
1×03’ün Ardından:
Muhteşem bir iş çıkarmışlar; dönem, mekan, atmosfer, oyunculuk, devletin üçkağıt politikaları, dram zirvede.
İzlemeyen çok sağlam bir dönem dizisi kaçırır…
masaüstümde bekliyor bitsin dalacam direkt.
Üçüncü bölüm beynimi yedi. Şikayetçiyim.
Not: Makyaj departmanına ödül verilmesi lazım.
Imdb 1. sıraya oturmuş.
Waoww. O kadar iyi mi?
9.6’nın biraz fazla olduğunu düşünüyorum. Ama 9’un üst komşuluğunu verse sıratmaz herhal.
Dün 3. Bölümü izledim, çızırtı sesi duydukça irkiliyorum, muhteşem bir yapım, muhteşem bir anlatım, anlayın artık bana duyguyu nasıl geçirmiş.
S01E03
Kömür bakanı sahnesi çok çok güzeldi.
Toplantı sahneleri zaten reaktör hakkında anlatılanlar yüzünden dehşet verici geçiyor, bir de kapalı bürokrasinin üstüne KGB çıktı.
1×01:
Zaten iyi bir şey izleyeceğimi bilerek başına oturdum, aşırı yüksek olan beklentimi de fazlasıyla karşıladı. Çok iyi yansıtılmış her şey.
Bizi bile nasıl etkilediği düşünülürse oraları hayal edemiyorum. Ha bizimkiler de ekrana çıkıp bizi hiç etkilemediğini göstermek için çay içiyordu Sonrası kanser vakalarının katlanması tabii… Okuduğum bir habere göre de ABD’de Federal Sağlık Kanunları hala, 1980-1996 arasında Türkiye’de 5 ay geçirenlerden kan alınmasına izin vermiyormuş.
@desperate houseboy 80-96 aralığı el sürçmesi mi? (Değilse, çernobil 86’da oldu malum… )
Yorumu okuyunca merak edip baktıydım, sanırım şunu diyor. Ncık, sürmemiş.
@dkamoy Niyesini bilmiyorum ama 1980 diyor.
Bu arada söylemeyi unutmuşum, diziyle ilgili tek sıkıntım yine dil kullanımı. Maalesef dikkatim ister istemez dağılıyor birbirlerine Hedekov, Hodokov diye seslenen adamların İngilizce konuştuğunu görünce.
Nerede okudular bilmiyorum ama böyle bir şey yazmışlar onunla ilgili.
İlk bölümde ben de aynısını düşündüm ama Narcos gibi asıl dili kullanan dizi sayısı az, onda da yarısı İngilizce zaten. Ben de Rusça ile izlemek isterdim ama kadroda Jared Harris ve Stellan Skarsgård gibi isimler olduğu için kabul edebileceğim bir durum.
Bu 3. bölüm nasıl bir bölümdü böyle?
* İneği vurmaları yetmezmiş gibi bir de çocuklu köpek ailesi çıktı
Kaldı bir bölüm.
Finale yetişerek bir çırpıda izledim. İnsanın içine otura otura ilerledi ve bitti. Gayet güzel bir dizi ve ölenlere de güzel bir anı yapımı olmuş.
Dönemin çocuklarından birine ait olan kafamı yorup duruyorum şimdi.
Final bölümü için sakindi denebilir aslında ama olan bitenler yine de etkiliyor. Son birkaç dakikada yine insanın boğazına sokup gittiler.
Valery’nin “tam” iki sene sonra intihar ettiğini görünce bakakaldım, gerisi de geldi. O segment uzundu ama her şeyi koymuşlar neredeyse.
1×05 – Final:
3 ve 4’ün üstüne -nispeten- daha az üzücü bir bölümle bitirdik. Son kısım hariç tabii… Muhteşem bir işti sahiden. Devamı da olabilir miydi diye aklımdan geçmedi değil. Sadece sonrasına odaklanan, halkın evlerini terk etmeleri, yeni yerleştikleri yerler vs. onların yaşamlarına odaklandığımız bir şeyler olabilir miydi diye bir düşündüm. Neyse, az – öz diyelim, bu kadarıyla yetinelim.
PS: Benim dediğim gibi bir şey olmasa da felaket sonrası tekrar köylerine dönen ve orada yaşamlarını sürdürmeye devam eden -maşallah baya da yaşamışlar- kadınların hikayelerini anlatan “The Babushkas of Chernobyl” diye de bir belgesel var izlemek isteyen için. Birkaç yeri üzse de baya sevimli teyzeler
Son yıllarda seyrettiğim en iyi dizi oldu ama cidden zorlayıcıydı. Her türlü duyguyu yaşattı. Gerdi, korkuttu, fena üzdü. Hatta
anlık olarak gülümsettiğini bile söyleyebilirim. 3 ve 4 çok sertti. Final bölümünü de çok beğendim.
Tam olarak aklımda değil. Birkaç yerde farklı yazılmış. ‘Gerçek rahatsız ettiğinde yalan üstüne yalan söyleriz, ta ki yalanın orada olduğunu hatırlayamayıncaya kadar. Fakat hala oradadır. Söylediğimiz her yalanla gerçeğe borçlanırız. Er yada geç o borç ödenir” cümlesini beğendim.
Başta, bayağı sevdiğim Jared Harris olmak üzere bu dizide emeği geçen herkese teşekkürler.
EK:
Yalnız üstteki videoda 32.gün’de Mehmet Ali Birand’ı görmek güzeldi.Mekanı cennet olsun. Ancak videoda Anatoly Dyatlov sözleri ile dizi biraz çelişir durumda.
DENEYİN AMACI
Nükleer güvenlik açısından tasarıma esas teşkil eden kazalardan biri, soğutucu kaybı kazası ile şebeke cereyanının kesilmesinin aynı anda meydana gelmesidir. Böyle bir durumda devreye girecek olan acil durum soğutma sisteminin pompaları normalde şebeke tarafından beslenir. Şayet şebeke de devreden çıkacak olursa, besleme bağımsız dizel jeneratörleri tarafından yapılır. Şebeke cereyanının kesilmesi ile dizellerin devreye girip pompaları beslemesi arasında 25 saniyelik bir gecikme vardır. Şunu da belirtmek gerekir ki, böyle bir kaza sonucu reaktör hemen durdurulur ve türbin jeneratörlerinin dönüşü volan ataletiyle yavaşlamaya başlar. Deneyin amacı, jeneratör volanlarının dönü enerjisinin acil durum soğutma pompalarını, dizel jeneratörleri devreye girene kadar istenen voltajda 25 saniye süreyle besleyip beslemeyeceğini test etmekti.
DENEYİN ADIMLARI
Reaktör gücünün 700-1000 MW th değerine düşürülmesi,
Tüm buhar üretiminin iki türbinden birine yönlendirilmesi,
Türbinlerden birinin devreden çıkarılması,
Türbin-jeneratör sisteminin dönü enerjisini aktarmak için soğutucu pompalarının yük olarak kullanılması,
Voltaj düşüşünün gözlenmesi.
PATLAMA NASIL YAŞANDI?
25 Nisan 01:00 reaktörün gücü düşürülmeye başlandı. 13:00’de reaktör gücü % 50’ye düşürüldü. Test gereği türbinlerden biri devre dışı bırakıldı, tüm buhar diğer türbine sevk edildi. Acil soğutma sistemi devreden çıkarıldı . Enerji ihtiyacı gereği reaktör bu durumda 9 saat çalıştırıldı. 23:10’da güç düşürülmesine devam edildi. 700 MW th ‘a inilmeye başlandı.
26 Nisan 00:28 düşük güç değerinde lokal otomatik güç kontrolü zor olduğundan global otomatik güç moduna geçildi, ama güç durdurma ayarı 700 MW th ‘a ayarlanmadığından güç seviyesi 30 MW th ‘a düştü. Kalpteki buhar üretimi azaldı ve Ksenon konsantrasyonu yükseldi. 01:00’de işletme talimatlarının müsaade ettiğinden daha fazla sayıda kontrol çubuğu yukarı çekildi. Fazla reaktivite çok azaldığından reaktör ancak 200 MW th gücünde kararlı hale getirilebildi. RBMK reaktörlerinin bu güç seviyesinde çalışmaları güvenlik yönünden sakıncalı olmasına rağmen deneyin yapılmasına karar verildi. 01:03’te yedekte bekleyen 2 devridaim pompası devreye sokuldu. Fazlalaşan akış miktarı, buhar üretiminde azalmaya, buhar ayırıcılarındaki su seviyesinin düşmesine ve sistem basıncının azalmasına neden oldu. Buhar miktarının azalmasının oluşturduğu negatif reaktiviteyi karşılamak için kontrol çubukları daha da yukarıya çekildi. 01:19’da buhar ayırıcılarındaki su seviyesini yükseltmek için besleme suyu akış miktarı normal değerin üç misline çıkarıldı. 01:20’de soğutma kanalları içinde sıfıra yaklaşan buhar miktarı soğutucu sıcaklığını tüm kanal boyunca doyum sıcaklığına yaklaştırdı. 01:19:58’de sistem basıncını normale döndürmek için buhar baypas vanaları kapatıldı.
01:22:10’da buhar ayırıcılarındaki su seviyesinin normal değerine geldiğine karar verilip besleme suyu akışı ani olarak azaltılarak ısıl denge değerinin 2/3’üne indirildi. Zaten doyma sıcaklığına yakın olan soğutucu sıcaklığı yükseldi ve kanallarda kaynama başladı.
01:22:10’da aniden başlayan buhar üretiminin oluşturduğu pozitif reaktiviteye karşı güç seviyesini sabit tutabilmek için kontrol çubukları aşağıya çekildi. 01:22:45 buhar üretiminin yükselmesi durduruldu, sistem basıncı istenen değere getirildi. Nötron akısının kalbin yukarı kısımlarında birikme yaptığı, reaktörü acil olarak durdurmak için güvenlik kriterlerinin öngördüğünden daha az bir negatif reaktivitenin kaldığı tespit edildi. Bu durumda reaktörün hemen durdurulması gerekirdi, ancak deneye devam kararı alındı. 01:23:04’te deney için ayrılan 8 no’lu türbine giden buhar vanası kapatıldı. Zaten reaktörü otomatik durduran güvenlik sistemi de kapatıldığından sistem basıncı yükseldi, kalp içinden geçen soğutucu miktarı azalmaya başladı, bu da kaynamanın kanal girişinden itibaren başlamasına yol açtı. Bunun yanı sıra reaktör çalışma gücü ve termohidrolik bakımdan kararsız bir bölgedeydi. 01:23:21’de gücün yavaş olarak yükseldiği tespit edildi. 01:23:40’ta kumanda tablosunda acil durdurma sinyali yandı. Operatör reaktörü durdurma düğmesine bastı ve kontrol çubukları aşağıya doğru hareket etmeye başladı. 01:23:44’te güç seviyesi 4 saniye içinde nominal değerin 100 katına ulaştı. Kontrol çubuklarının düşme hızının yavaş olması güç yükselmesini önleyemedi.
Gücün kontrolsüz olarak yükselişi sonucu yakıtlar aşırı ısındı, yakıt zarfı eridi, sıcak parçalar suyla temas ederek buhar patlamasına neden oldu. Patlamanın meydana getirdiği şok 1000 ton’luk reaktör kapağını kaldırdı, kontrol çubukları kalpten dışarı fırladı, kalp içindeki yakıtın yaklaşık % 30’u eriyip parçalandı. Birinci patlamanın ardından birkaç saniye sonra ikinci bir patlama oldu. Bunun sebebi tam olarak anlaşılamamakla birlikte, grafit-buhar etkileşmesi gibi bir takım kimyasal reaksiyonlar sonucu olabileceği görüşü öne çıkmaktadır.
Not: Sondaki grafit buhar etkileşmesi yazılmış nedeni bilinmemiş denilmiş Linkten nedene göz atabilirisiz
http://www.nukleer.web.tr/nukleer_santral_turleri/gcr_sub1.html
yorumları okudum şimdi teker teker ve tekrar etmek gibi olacak ama benim için de çok etkileyici bir yapım oldu. 3+2 şeklinde 2 günde bitirdik. görüntüler oyuncular hikaye hepsi muhteşemdi. çok acı bir hikayeyle, ne kadar gerçeğe sadık kalınmış ilgilenmesem de, etkileyici bir yapım ortaya konmuş. dil olayı ara ara bana da garip geldi ama göz ardı edebileceğim kadar başarılı oyuncular izlemeye değdi. emeği geçen herkesin eline sağlık. herkese tavsiyedir.