Hello Ladies — Tanıtım
17 yorum unfortr 13 Kasım 2013 14:50
Bir kadının gönlünü çalabilmek için ne gibi yöntemlere başvurulur? Böyle bir soru sorduk ama sakın ola bunun cevabını, tanıtımını yapacağımız Hello Ladies’de aramayın. Daha doğrusu, hikayemizin kahramanı Stuart Pritchard’ın başvurduğu yöntemleri denemeyin. Hoş, izleyenlerin de utancından yerin dibine girdiği bu ucuz numaraları deneyeceklerini sanmıyoruz, o ayrı.
Radyo sunucusu, yazar, aktör, yönetmen ve komedyen gibi birden fazla alanda kendini geliştirme başarısı göstermiş olan Stephen Merchant, bir diğer İngiliz komedyen Ricky Gervais ile birçok ortak projede (The Office, Life’s The Short, Extras) yan yana çalıştılar. Hello Ladies’de ise Gene Stupnitsky ve Lee Eisenberg ile ortak çalıştı. Dizi de Stephen Merchant’ın stand-up şovundan türemiş durumda.
Şovun 2011 yılında, İngiltere’deki ülke turundan sonra aynı yıl içerisinde Kasım ayında DVD’leri piyasaya sürüldü. 2012 yılı içerisinde ise tur Yeni Zelenda ile Avusturalya’ya taşındı. En son olarak da bizler, 29 Eylül’den itibaren bu güzel şovu HBO‘dan dizi olarak izliyoruz. İlk sezon 8 bölüm olarak çekildi. İkinci sezonun akibeti hakkında kanal şu ana kadar bizleri bilgilendirmedi.
Partiler, davetler ve eğlencelerin gırla gittiği Los Angeles’ta yalnız kalabilmek de ayrı bir sanat olsa gerek. Şehvetli kadınlar, mankenler ve aktrislerin arasında bu sanatı, Stuart icra ediyor. Onun yaptıklarını izlerken hem eğlenip, hem de ”Bu kadarı olmaz, kendini yerin dibine soktun yeter” demekten kendimizi alamıyoruz. Her başarısız denemeden sonra yine de vazgeçmiyor. Kadınlarla olan bitmek bilmez münasebeti sonucunda, dolaylı yollardan kendini değişik rezil durumların içine sürüklenmiş halde de bulabiliyor.
Aldığı her ret yanıt karşısında hayal kırıklığına uğramış ve mağlup olmuş surat ifadesi, dizinin duygusal-melenkolik anlarında eşlik ediyor. Bu anlar da oldukça başarılı bir şekilde yansıtılıyor. Bir yandan güldürürken bir yandan da duygusal tarafını bizlere izlettiriyor.
Stuart hakkında verdiğimiz bilgilere ek olarak, kendisinin bir web tasarımcısı olduğunu söyleyebiliriz. Karakter yapısında bencillik ve cimrilik de bulunmakta.
Karakteri, Extras ve Life’s Too Short izlemiş olanların daha iyi hatırlayacağı Stephen Merchant canlandırıyor.
Jessica, Stuart’ın misafir evinde kalıyor. Bir web dizisi projesi var. Jessica için Stuart’ın yalnız hallerinin ilacı diyebiliriz.
Jessica’yı geçen sezon Go On‘da karşımıza çıkan FlashForward ile Perfect Couples‘tan da hatırlayabileceğiniz Christine Woods canlandırıyor.
Stuart’ın en yakın arkadaşı olan Wade, evliliğiyle ilgili ciddi sorunlar yaşıyor. Bu yüzden biraz depresif halleriyle sıkça karşılaşıyoruz.
Karakteri, Nate Torrence canlandırıyor.
Kives’in engelli olması, kadınlarla olan ilişkilerinde ona engel tanımıyor. “İşte bu adam işini biliyor” diyeceğiniz bir karakter.
Kendisini, Alias severlerin yakından tanıdığı Kevin Weisman canlandırıyor.
Bu sezon doğru düzgün bir komediye denk gelemedik diyenlerin veya bir komedi daha alabilirim diyecek olanlara, Hello Ladies’i denemelerini tavsiye ediyorum. Hoşça güzel vakit geçirmek dileğiyle. İyi seyirler…
FRAGMANI
http://www.youtube.com/watch?v=INCVOFxSPec
yorumlar
Ellerine sağlık @unfortr.
Stephen Merchant’ı genel anlamda severim, öyle çok bir işini takip etmedim ama izlediğim işleri itibariyle sevdim. Diziye gelince henüz 4. Bölümdeyim. Yazıda da yazdığı gibi ben bu diziyi izlereken yerin dibine giriyorum resmen aslında ilk iki bölümdn sonra bu kadarına gerek yok falan dedim ama, farklı bir tecübe diye düşündüğümden devam ediyorum. Bu arada çok da rahatsız etmiyor artık beni onu da belirteyim.
Hello Ladies‘e 2 bölümden sonraki yorumum : Komik değil, gayet acıklı bir dizi bu.
Beni eğlendirmedi, gerdi ve hoşuma giden bir gerilim de değildi. Bir konunun nasıl bağlanacağını
merak etsem de pes ediyorum. Çekemem bu üzücü durumları.
İnsanların yerine utanmakta üstüme yoktur ama genelde bu durum sinirlerimi çok bozar. Seinfeld’de bile George’ın kendini rezil etmesine çok çok sonra alıştım. Genelde böyle tiplerle aram barışık olmadığı için bakmadım diziye ama ikinci sezon onayını alırsa bir şans vermeyi düşünüyorum.
ellerine sağlık @unfortr.
Ellerinize sağlık öncelikle. Ben, ilk bölümün sonunu zor getirenlerdenim. Başrole gayet ısındım aslında ama kadronun kalanı ve işleniş beni bayağı baydı. Yine de, HBO’dan dolayı ikinci bölüme de bir ara bakmayı planlıyorum.
Öncelikle dizinin türü de komedi değil, komedi-drama. Yer yer gülseniz de adamın gerçekten içinize kadar işleyen bir dramı da var.
Dizi dışarıdan bakıldığında Stuart’ın karşı cinsle olan ilişkilerine odaklanıyor gibi görünse de aslında alakası yok. Dizide Stuart-Wade-Jessica üçlüsü, farklı sebeplerle hayatlarında zor bir süreçten geçiyorlar. İşte Jessica‘nın kariyeri yerle yeksan halde, Wade boşanmanın eşiğinde, Stu‘nun ise aşk hayatı yerle yeksan durumda. Üçünü de ilk başta bu sorunların istedikleri şekilde çözülmesi için şanslarını fazlasıyla zorlarken izliyoruz. En sonunda ise dizi
mesajı ile bitiyor. Benim bir komedi dizisinin mesaj gailesi gütmesi ve hayata bir bakış açısı sunması çok hoşuma gitti. Bu üçlünün nasıl devam edeceğini de seyretmek isterim açıkçası…
1, 2 ve 3. bölümünde, ben de hala diziden emin değildim ama 4. bölüm o kadar güzel yazılıp aktarılmıştı ki, ya tamam bu dizi deyip zevkle devam ettim. 5. bölüm de güzeldi ama 6. bölüm resmen efsaneydi ya; çok eğlendim hatta 2 kere izledim bu bölümü. 7. ve 8. bölümün senaryosu ise bildiğin eski Türk filmleri senaryosuydu hiç abartmıyorum. Bu iki bölüm eğlenceden ziyade duygusallıkla geçiyor ama sezon sonunda verilen mesaj oldukça anlamlı ve manidar olduğundan, sezonu da güzel kapattı diye düşünüyorum. Neyse kısaca devamını da istiyorum HBO çok bekletmesin beni…
Hello Ladies: The Movie: Invitation to the Set
İzleyenlerden filmi de kapsayan bir yorum alabilir miyim?
İptal olmasına üzüldüğüm dizilerden biriydi.Başkası adına utanma konusunda her bölüm üstüne koyarak ilerliyordu.Her bölümünü keyifle izledim. İptal olmasına aldırmayın yine de izleyin ilk sezonu. Filme daha bakma fırsatım olmadı ama kesinlikle izleyeceğim
3. Bölüm itibarıyla diyebilirim ki dizi beklediğimden iyi çıktı, beni güldürüyor, ilginizi çekiyorsa bi’ bakın.
@dkamoy’un ilk 2 bölümden sonra..lı yorumundaki ispiyonu ilk 2 bölümle ilgili açıp ispiyon yedim
@burakturan : Yalnız o ispiyon dediğin benim öngörüm/tahminimdi sadece. Gidişattan ayanbeyan ortadaydı. Dizinin 1. bölümden sonrasını izlemedim, ilgilenmedim de…
@dkamoy Hee tamam o zaman
Filmi de izledim ve geldim.
Sonunu güzel bağladılar her ne kadar nasıl bağlanacağı belli olsa da. Diziyi izlemeden de filmi izleyebilirsiniz bence.
Bazı sahnelerde gerçekten utandım ve gerildim, yorumlara katılıyorum. Ama ara sıra güldüm ve güzel vakit geçirdim. Harcadığım zamana değdiğini düşünüyorum.
8/10
Çok güzeldi. Kimi yerde güldüm kimi yerde hafifte olsa duygusallaştım. Bunları çok dozunda ve güzel verdiler. Yeri geldi Stuart’ın yaptıklarından ben utanıp kızardım evde
@dkamoy: Yukarıdaki tahminine cevap yazayım. İzlemeyi düşünmüyorsan bakabilirsin.
Asla olmadı başından beri belliydi
S01E01
Bu Stuart’ta hangi ortama girse istisnasız bir ‘He doesn’t fit.’ durumu var. ‘İnsan, biraz kendini bilmeli.’ diyorsunuz izlerken. Hem etrafındaki insanları rahatsız ediyor hem de kendisini rahatsız edici durumların içine sokuyor. Adama acıyamıyorum açıkçası. Sevilebilir 1-2 karakteristik özelliği olsa ve acıyabilsem biraz izlenebilirliği olabilirdi dizinin bende belki ama şu haliyle yok.