heroes 1×23: how to stop an exploding man
59 yorum annie 22 Mayıs 2007 20:29
sezon finali
Sezonun son bölümü, tam da ardarda gelen 3 mükemmel bölümden sonra (.07%, five years gone, the hard part) landslide’la yavaşlayan heroes, çok üzgünüm ama, çılgınlık üstüne çılgınlık, aksiyon üstüne aksiyon göreceğimi umduğum son bölümüyle beni yanılttı. Giderek yükselen bir grafik, son 2 bölümde (benim açımdan) yere çakıldı. Son on dakikaya gelene kadar açıkçası o kadar sıkıldım ki, ileri sarmayı bile düşündüm. Son on dakikada biraz toparlar gibi olsa da, resmen hollywood klişeleriyle (aile bağları, aile bağları, aaaileee baağlarııı) içim ezildi. Heralde en eğlenceli kısımlar “volume two” yazdıktan sonra başlayan yerlerdi. bir de, her zamanki gibi, sylar’ın olduğu sahneler.Üzüntümü uzun uzun dile getirdikten sonra özete başlayayım, bir sezon da burda bitsin. Bilimadamlarınca bundan sonrasını diziyi seyretmeyenlerin okuması tavsiye edilmiyor.
bu arada dip not; yeni sezon 24 eylülde başlayacak.
Mohinder’in konuşmalarıyla sezon boyunca olan önemli olaylardan kısa görüntülerle başlıyor bölüm. Daha sonra kirby plaza’da özel güçlü insanların çoğunun o anda bulunduğu yerden olaylar başlıyor. İlk önce niki ve dl, görüyoruz ki dl ölmemiş, ikisi beraber odadan çıkmayı başarıyorlar. Daha sonra görüyoruz ki, Niki, dl’i bırakıp micah’ı aramaya gidiyor.Mohinder, molly, HRG ve matt’in bulunduğu sahneye geçiyoruz daha sonra. Matt, molly’i koruyacağını, kimsenin ona zarar veremeyeceğini söylüyor ve hrg silahını indiriyor.Hiro ve babası ando’nun arkasından tartışıyorlar. Babası esas işinin görevini sürdürmek olduğunu, ando’yla uğraşırsa kaybedeceğini söylüyor. ama hiro ando’ya kurtarmaya karar veriyor. Bunun üzerine babası hiro’ya kılıcı vererek gerekeni yapması gerektiğini, ama adının arkasında duran senelerce önceye dayanan efsaneyi unutmamasını öğütlüyor.Sylar kendini iyice resme vermiş. Peter’la kirby plaza’nın önünde durdurklarını gösteren bir resim yapıyor. (resmi de elini hiç tuvale değdirmeden yapması şahane olmuş)
Nathan ofisindeyken annesi geliyor ve ailesinin şehir dışına çıkarıldığını ve linderman’ın öldürüldüğünü ama bunun planlarda bir değişikliğe sebep olmadığını söylüyor. nathan da bunun birşeyi değiştirmediğini kabul ediyor ve bombadan sonra dünyanın ona ihtiyacı olacağını ifade ediyor.Mohinder ve hrg thompson’un cesedini taşırlarken şirketten diğer adamların onları aramaya başlamış olacağından konuşuyorlar. Mohinder molly’e birşey olmasına izin vermeyeceğini, onu hayatta tutanın mohinder’in kanındaki antikorlar olduğunu söylüyor. bu sırada matt gelerek molly’e birşeyler olduğunu söylüyor.
diğer ikisi odayı terkederken, claire babasını arıyor ve slyar’ın ted’i öldürdüğünü söylüyor. hrg peter’a onu durdurabilecek tek kişinin peter olduğunu söylüyor ve elinin altında sylar’ın yerini gösterecek bir sistem olduğunu, onu tamir eder etmez peter’a haber vereceğini söylüyor ve ikisinin ne olursa olsun beraber kalmaları konusunda uyarıyor. Telefonu kapattıktan sonra bir otoparka giriyorlar, nathan bir köşede onları bekliyor. Claire peter’a ona yalan söylediği için kızıyor, nathan’ın onları sallamadığını, ve ona ihtiya. Duymadıklarını söylüyor. peter’sa yardıma ihtiyacı olduğunda abisinin onu hiç yüz üstü bırakmadığını söyleyerek nathan’la konuşmak üzere arabadan çıkıyor.
Peter nathan’a bombanın kendisi değil de, sylar olduğunu söylüyor ve nathan’dan yardım istiyor. Nathan, claire’i güvenli bir yere götürmesini, ondan sonra gelmesini söylerken peter’a, peter abisinin aklından geçenleri okuyor; “bunu durduramazsın, hepsi ölecek.” Peter claire’in haklı olduğunu söyleyip arabaya geri dönmeye başlıyor ama bir bakıyoruz ki claire çoktan kaçmış. Claire de kaçarken angela petrelli’ye yakalanıyor.
Peter görünmezlik numarası çekip kaçıyor. Tekrar görünür olduğunda alakasız bir sokakta ortaya çıkıyor. Elleri yine alev almaya başlarken, peter düşüp bayılıyor, alevleri de geçiyor. (demek ki peter’ı durdurmanın yolu onu bayıltmakmış, niye herkes silaha davranıyor anlamıyorum.)
Mohinder molly’i tedavi etmeye çalışırken hrg gelip sylar’ın dışarıda bir yerde olduğunu ve onu hemen bulmaları gerektiğini söylüyor. molly kalkıp, bunu yapabileceğini söylüyor. matt, bunu herhangi biri için yapıp yapamaycağını sorunca molly ona istediği herkesi bulabildiğini, ama sadece bir kişiye bunu yapamadığını, o kişiyi düşündüğünde onun da kendisini görebildiğini söylüyor. (kim bu korkunç insan, angela mı, simone’un babası mı?) daha sonra molly haritada sylar’ın bulunduğu yeri işaretliyor, isaac’in stüdyosu.
Angela, claire ve nathan yürürlerken claire’in telefonu çalıyor ve babası arıyor. Angela ve hrg claire’in petrellilerin yanında kalacağı hakkında konuşuyorlar. Babası son kez konuşmak istiyor claire’le. Babası onlarla kalıp kendisini kurtarmasını, şehirden çıktıktan sonra onlardan kurtulması gerektiğini söylüyor ve peter’ın yerini soruyor.
Bennet daha sonra artık ilk bulmaları gerekenin peter olduğunu, sylar’ı tek durdurabilecek olanın o olduğunu söylüyor. ama matt, bütün saftirikliğiyle, sylar’ın kötü adam ve kendisinin polis olduğunu, işinin onu durdurmak olduğunu söyleyip gidiyor. Hem de tek bir silahla. (A be aptal adam, bir dur.)
Peter uyandığında kendisini devaux binasının tepesinde buluyor. Kendisini Charles’a bakarkenki zamanda görüyor. Simone’la ilk tanışmasını tekrar yaşıyor. Bu sırada da charles ve angela’nın konuşmasına duyuyor. Bomba, Linderman, Nathan ve kendisi hakkında konuşurlarken annesinin nathan’ın güçlü, peter’ın zayıf olduğunu söylediğini duyuyor. Ama charles tam tersini düşündüğünü söylüyor. angela terastan gittikten sonra charles peter’a orda olduğunu bildiğini söylüyor.
Ando isaac’in stüdyosuna geliyor. Sylar ando’yu yakaladıpı sırada isaac’in çizdiği son çizgi romanı buluyor ve orda kendisinin nasıl öldüğünü gösteren kısmı görüyor. Ufak aptal bir adamın onu kılıç darbesiyle öldürmesinin gülünç olduğunu, daha önce şansı varken beceremediğini söylüyor ve peter’ın yerini soruyor. (ando’nun özel gücü olmadığı için beynini değil de boynunu kesiyor olması enteresan detay.) tam bu sırada hiro geliyor. Sylar hiro’ya meydan okuyarak arkadaşını kurtarıp kurtaramayacağını soruyor. Hiro önce ando’nun yanına ışınlanıyor, sonra da ando’yu da alıp gidiyor.
Niki koridorlarda micah’ı arıyor. Sonunda doğru odayı bulduğunda jessica’yı koltukta oturmuş onu beklerken buluyor. Micah da koltuğun arkasında yüzükoyun ve ölü bir biçimde yatıyor. Jessica niki’yi dl ve micah’ın ölümlerinden suçlu tutuyor ve esas ölmesi gerekenin niki olduğunu, dl ve micah’In ona ihtiyaç duyduklarını söylüyor.
matt, isaac’in studyosuna geliyor. Yerdeki kanı ve peter’la sylar karşılaşmasını gösteren tabloyu görünce gidiyor.Mohinder, molly’e gitmeleri gerektiğini, matt’in arayıp kötü adamın yolda olduğunu söylediğini anlatırken molly mohinder’e kötü adamın çoktan bulundukları yere geldiğini söylüyor.Nathan, angela ve claire, nathan’ın ofisine geliyorlar. Claire bombayı durdurmakla ilgili nasıl hiç bir şey yapmadıklarını, o kadar insanın ölümüne izin verdiklerini soruyor. Angela olanları durdurmanın imkansız olduğunu söyleyince claire geleceğin taşa yazılmadığını, değiştirilebileceğini söylüyor. claire, peter’ın patlayıp insanları öldürmesinin yaratacağı vicdan azabına nasıl dayanacaklarını sorgulamaya devam ediyor. Angela bütün bu olaylar bittiğinde claire’in sonunda istediği herşeye sahip olacağını söylüyor, kendini ait hissedebileceği bir yer, bir aile. Claire nathan’a sarılıp inanmış gibi yaparken, “benim zaten bir ailem var.” Diyip camdan atlıyor, ve tabi ki hiç birşey olmamış gibi kalkıp gidiyor.
nathan sen de uçup gitsene kızın yanına.
Jessica ve niki dövüşürlerken, niki’yi bir aynaya fırlatıyor. Niki, kırık aynalarda gerçek jessica’yı görüyor ve aynadaki jessica ona karşısındakinin başkası olduğunu, onu yenecek güce sahip olduğunu söylüyor. ayağa kalkıp jessica’nın ağzına çaktığında görüyor ki kendiside de hayvan gücü varmış. Jessica bayıldığında onun aslında candice olduğunu, yerde yatan micah’ın da yalan olduğunu görüyoruz. Niki daha sonra gerçek micah’ı bir dolapta buluyor.
gerçek jessica
gerçek niki.
Mohinder ve molly, dl’i koridorda yatarken buluyorlar. Mohinder ona yardım etmeye çalışırken molly asansörün çalışmadığını söylüyor.Hiro, ando’yu ait olduğu yere, japonya’ya getiriyor. Ando’ya bundan sonra orada kalması gerektiğini, devamını kendisinin halledeceğini söyledikten sonra arkadaşına cesaretin ne olduğunu gösterdiğini söylüyor. ando da ona senelerdir anlattığı hikayelerdeki kahramanlardan biri gibi olduğunu söylüyor. hiro kılıcını ando’ya vererek önemli olanın kılıç değil, insanın ta kendisi olduğunu söyleyip ışınlanıyor.
it’s not the sword, it’s tha man.
Charles ve peter (bizimkisi) konuşmaya başlıyorlar. Peter bunun bir rüya olup olmadığını sorduğunda charles bunun önemli olmadığını söylüyor. peter’a onun güçlü olduğunu, ve sonunda önemli olan şeyin sevgi olduğunu söylüyor. (aay, yeter.) tam bu sırada hrg peter’ı uyandırıyor, claire’in nathan ve angela’yla birlikte güvende olduğunu söylüyor. kızının hayatını kurtardığı için ona borçlu olduğunu ve peter’la beraber geleceğini, gerektiği zaman peter’ı vuran kişinin o olacağını söylüyor. peter ona teşekkür edince, hrg –sonunda- ona noah diyebileceğini söylüyor. (pek manalı isimmiş.)
Mohinder dl’in yaralarını sararken niki ve micah onların bulunduğu yere geliyor. Molly, korumaların geldiğini söylüyor. micah asansöre yönlendiğinde molly asansörün çalışmayacağını söylüyor ama micah, asansörü tamir ediyor ve beşli tam zamanında kaçmayı başarıyor.
Ve sonunda, peter vs. Sylar.
what took you so long?
Peter’la noah (hemen kullanalım) sylar’ın orada olup olmadığını konuşurlarken sylar noah’ı binaya doğru fırlatıyor. Ve peter’a “nerede kaldın?” diyor. (Buradaki konuşmalar harikaydı, hepsini yazacağım o yüzden.) sylar, “seni daha önce öldürmemiş miydim?” diyince peter da “uzun sürmedi.” Diyor. Bunun üzerine sylar peter’ın boğazını sıkmaya başlıyor (telekinetik tabi.) tam bu sırada parkman sylar’a ateş etmeye başlıyor ama sylar kurşunları havada durdurup matt’e geri gönderiyor. (etti 2)
Tam bu sırada niki, dl, mohinder, molly ve micah binadan çıkıyorlar. Sylar’ın parkometreyi yerinden çıkarıp “beni durdurabileceğini mi zannettin” diyip peter’a vuruyor. Niki yardıma gelip, sylar’ın elinden metreyi alıp ona vuruyor. Peter kalkıp niki’ye ailesine gitmesini, onun bunu halledeceğini söyleyip sylar’a yumruk atmaya başlıyor. (o kadar gücü varken yumruk? Niyeee??)
Peter, sylar’In şeytan gülüşleri arasında, tekrar ışıldamaya başlıyor. Peter kontrol altına alabilmek için sylar’dan uzaklaşıyor. Sylar da ona “kötü adamın peter, kendisinin kahraman”olduğunu söylüyor.
evil grin
Birdenbire arkalarında hiro beliriyor ve sylar’a sesleniyor. Sylar arkasını döner dönmez hiro kılıcı saplıyor. Sylar yere devriliyor. Peter hiro’ya bunu durdurabileceğini, bunun için onu öldürmesi gerektiğini söylediği sırada sylar yattığı yerden hiro’yu binaya doğru fırlatıyor. Hiro havada uçarken başkayere ışınlanmayı başarıyor. Daha sonra sylar’ın gözünde öldürdüğü insanlar geçiyor, annesini ve en son da kendisini gördükten sonra ölüyor. (mu acaba?)
hiro gelir.
kılıcı sokar vee,
yattaaaa!!!
yattaaaa!!!
Peter ışıldamaya devam ederken claire geliyor, babasının elinden silahı alıyor ve peter’a ateş etmeye doğru gelirken bunu yapmak istemediğini, başka bir yolu olması gerektiğini söylerken nathan uçarak geliyor ve bir yol daha olduğunu söylüyor ve claire’e “gelecek taşa yazılmadı.” Diyor.
Peter’a dönerek bunu bitirmenin bir başka yolu olduğunu söylüyor. peter claire’İn gücüne sahip olduğunu ve ölmeyeceğini, ama nathan’ın öleceğini, buna izin veremeyeceğini söyleyince nathan da ben de diğer herkesin ölmesine izin veremem diyor. Kardeşine “sen amigo kızı, biz dünyayı kurtarabilelim diye kurtardın” diyor. Sonra seni seviyorumlar havada uçuştuktan sonra nathan peter’ı kucaklıyor ve uçuyorlar. (bu sahnede çalan müziğe de kıl oldum.) herkes ne olacağını beklerken havada büyük bir patlama oluyor. herkes şaşkınlık ve üzüntü içinde kalıyor.
biraderler.
boom.
Sağlık ekipleri matt’i götürürlerken molly yanına koşup ölmemesini, onun kahramanı olduğunu söylüyor. noah ve claire evin ailenin yanı olduğu hakkında dokunaklı dokunaklı konuşuyorlar. (öf)
Bu sırada sylar’ın cesedinin bulunması gereken yeri görüyoruz. Kan izlerinden anlaşıldığı üzere birisi sylar’ı kanalizasyon deliğinden kaçırmış. Ve yine sembolik hamamböceğimizi kapağın üzerinde yürürken görüyoruz.
“end of volume one”
kapak ve hamamböceği.
“volume two: generations”
generations.
hiro’yu 1671 yılına, kyoto’ya ışınlanmış buluyoruz. İki grubun savaşının ortasında kalıyor hiro çaresizce. Bir tarafta meşhur armamızdaki işareti görüyoruz. (Zırhın İçindeki adam da hiro’nun babasına benziyor çokça.) tam bu surada güneş tutulması oluyor, ve iki tarafta şaşkınlıkla gökyüzüne bakarlarken bölüm bitiyor.
arma.
ilk bölüm göndermesi?
to be continued…
yorumlar
eline sağlık annie.ne yazık ki, ben de final bölümünde hayalkırıklığına uğradığımı itiraf etmek durumundayım. tüm sezon, efektlere para harcanmasın diye göstermedikleri peter-sylar savaşını, artık son bölümde gösterirler derken, iki telekinetik boyun sıkma sonrası, hiro tarafından iki saniyede öldürüldü sylar. yine yırtmışlar efektlere para harcamaktan.ayrıca klişelerle de dolu bir bölümdü. yalnız ikinci sezon, heyecanlandırdı beni biraz. ama bir yandan da “off 3 – 4 ay nasıl bekleyeceğiz” dedirtmediği için mutluyum.bir de molly rolündeki kızcağımız hiç oynayamıyor mu ne? sondaki ağlama kısmı çok başarısızdı.
dramaya kasmak için aksiyonu unutmuşlar işte, yüzdüler yüzdüler kuyruğunda boğuldular.
bölümün en büyük sürprizi hrg’nin adını öğrenmek heralde
bi de o zenci adam peter’a dedi ya “its all about love” fln, allah dedim arkadan invisible koro çıkıcak şimdi. ben bölümün final olduunu bilmiodum izlerken (24 var sanıodum), sonunda bakakaldım “anaa bitti” die, hiç bi final heyecanı mı olmaz. Hatta sonunda “the end” yazacaına bayaa inanmıştım, kim izler bu diziyi artık.
Bi de şunu düşündüm, niki ilk böle kendini kaybedip etrafı kana buladıında fln ne kadar gizemli bi hava vardı. Bi çok karakter için böyleydi bu. Sonra gizem fln kalmadı ortalık X-men oldu, ve ben (biraz utanarak sölüyorum) tarafları da tam anlamadım sonunda, kim iyi kim kötü. Bi önceki jenerasyonla ilgili hiç bişi demedi peterın anası neciydi babası naaptı, bunların amacı ne fln.
Ayrıca bombayı durdurmak 2 dklık işmiş 6 aydır kasıolar, hiro da 15dklık kılıç workshopına katıldı kesti syları perişan etti.
Yuh olsun diyorum, bütün sezonu izlediime yanıyorum, matthew fox’un columbia mezuniyet konuşması daha eğlenceliydi.
anasını babasını amacını 2. sezonda anlatacaklar muhtemelen, o yüzden “volume two: generations” 2. sezonun adı.
hatta bakınız.
evet sezonun sonuna geldik ve bende yukarıda yazan arkadaşlarıma katılıyorum, ne yazık ki sezon finali beklediğimiz gibi sylar peter kapışmasına sahne olmadan basit bir şekilde sonlandırıldı. Sylar’ ın sürünerek kanalizasyona inmesi 2. sezonda onunla daha çok karşılaşacağımızı gösteriyor.
Bu sezon 20. bölüm haricinde çok fazla hareketli bir sahne görmedik (ya da ben 20. bölümün ardından önceki ve sonraki bölümleri pek beğenemedim) umarım 2 sezon daha hareketli ve sürükleyici bölümler izleriz…
ah ah yazık 19 milyon dolar harcandığı söyleniyordu bi röportajda. buna harcadılarsa iki kere yazık diyorum ben
Şöyle düşünelim: Heroes’un – 9/11’i yaşamış, yıkımın anıtlarına şahitlik ederek yaşayan bir şehrin insanlarının; insanlık tarihinin gözle görülebilen yakın zamanından beri deneyimleyip çalıştığı yedinci ve dokuzuncu sanatın mirasının üzerine biraz -gerçek manasıyla- hayal kurarak ortaya çıkardığı bir senaryo olduğunu düşündüğümde, son derece şiirsel bir finalle neticelendiğini söyleyebilirim kendi adıma. (Diziyi dikkatli takip eden bir kitleye hitaben yazdığım cümlenin içindeki referansları tek tek somut olarak işaretlemeye gerek duymuyorum? Tamam o zaman, anlaştık.) br>
br>
Ben yine de Peter Petrelli gibi bir süperkahraman ile karşılaştığım için delicesine mutluyum mesela.. Her ne kadar kendisi -hem de vücuda geldiği dizinin- birinci sezon finalinde o birbirinden fevkalade süpergüçlerini yoksayıp üç-kere-tekrarlı-Kadir İnanır-yumruğunu tercih etmiş olsa da, lütfen, abisiyle birlikte resmen “Bildiğin ziyan oluyoruz lan?” diye mırıldana mırıldana ölüme uçan biri gerçekten hiç kimseyi duygulandırmamış olabilir mi? (Yoksa onlar radyoaktif yumruk muydu? Sanırım yapımcılar biz seyircilere acayip güveniyorlar, bilhassa bu efekt mevzunda.. “Aman, hayal ediversinler oradaki efektleri de, ne olacak?” diye düşündüklerine neredeyse emin oldum artık) br>
br>
Bu arada Molly Walker‘ı canlandıran Adair Tishler aslında küçük bir kız değil, rol yapamayan bir cücedir. Ben bunu gördüm, buna inandım. br>
br>
Edit: Birkaç maruzatım var, yenice aklıma geldi, onları da dökeyim istiyorum: br>
br>
I. Hero’ların Sylar’a kılıçlı-yumruklu-park sayaçlı meydan dayağı, sanırım RPG’lerdeki turn-based esaslarına göre çekilmiş. Mesela Peter, Sylar’a yumruk atarak sırasını savmış sayıldı; Claire ise “Başka çaresi yok mu?” diye sorarak, aynı şekilde. Sonra Nathan gelip Peter’ı uçurduğunda, Peter’ın “Abi zaten ben kendim de uçabiliyorum, takıl sen” yahut “Yahu öldürün işte, hele şu patlamayı atlatalım, ben canlanırım sonra kendiliğimden?” diyemeyişinin ardındaki tek sebep sırasının gelmemiş olmasıdır. br>
br>
II. Sylar ile Magneto karşılaşsa, Sylar materyal üstünlüğünü kullanarak kazanabilir, diyebiliriz. Ancak kurşunlara olan tepkileri direkt aynı olduğundan dövüş esnasında aniden birbirlerine sempati besleyebilir, mücadeleden vazgeçebilirler. br>
br>
III. Molly Walker, Matt Parkman’a “Ölme n’olur, sen benim kahramanımsın” dediğinde Matt’in bir cevap hakkı olsaydı şayet, “Hay olmaz olaydım” diyeceğini sanırım hepimiz biliyoruz. br>
br>
IV. DL, Linderman’ın aklını aldığında keşke bir kısmını ayırıp Sylar’a yolluk yapsaydı. En azından gülerdik abi, yanlış mıyım? Sevgi gerçekten kazanırdı böylece. Bir de heba olan güç “iyileştirme” gibi muhteşem bir şey olunca ister istemez üzülüyor insan. br>
br>
V. Bu arada, siyahi karakterlerde bir “You took my son” olayı var galiba. Aynı cümle, aynı caz tonları; aynı haykırış.. Oğul dedikleri de iki tane ukala bastıbacak. Ve ne pis bir mukadderat ki arkadaşlar, bu iki evlat uğruna kimler kimler öldü. Linderman, Ana-Lucia.. Vallahi yazık. (Tamam, Michelle Rodriguez’i şu dünyada tek seven insan ben olabilirim ama zamansız gidişi beni derinden sarsmıştı) br>
br>
VI. Noah Bennet’ın Peter Petrelli’ye adını söylediği sekanstan iki-üç saniye önce, “A-ha, adını öğreniyoruz” dedim, demiştim. Süpergücüm, “Başarısız sezon finallerindeki klişeleri üç saniye öncesinden hissetmek” ise.. Eh, ne mutlu bana o halde. Gel bunu da absorbe et Peter! br>
br>
VII. Ama açıkça söylemek gerekirse Hiro’nun üç yüz yıl öncesine ışınlanması değil de, Peter’ın New York açıklarına meteor olup yağması gibi bir sahne bekliyordum. İkinci sezonda şeyapacağız onu sanırım. br>
br>
Yazılacak çok şey var aslında tabii de, ilk etapta bunlar geldi aklıma.. Sırf şu hayal kırıklığından arınmak adına uyuyacağım ya bu gece, onun için hüzünleniyorum en çok.
açıkcası lost’un karanlık ve çıldırtırcasına merak uyandıran finallerine karşılık böyle bir final yapmaları çok yerinde olmuş! patlama olcak dedik ,promolardan esinlenip,olmadı…hayırlısı bakalım.şimdi bu başlangıç finalli bitişden anladığım demek gen işinde de çekik gözlülerin parmağı var
Vesc ‘nin yorumları da gerçekten doğru…bazı mantık hataları insanı oldukça güldürüyor! mesela sylar’ın beyinden ölmesi gerekiyordu nitekim de ölmedi…ekibin harika bir görüntü yönetimi olduğunu söylemeden edemeyeceğim bu arada…
bu arada ufak bir bilgi vereyim hemen, heroes sezon 2 24 bölüm, destekleyici konumda bulunan heroes:origins ise 6 bölüm..
ama işin ilginç tarafı heroes volume 2 : generations 24 bölüm değil muhtemelen 8 bölüm olacak ve bir sürü guest star ile değişik kuşakları anlatacaklar, sezonun kalan kısmında ise volume 3 izleyeceğiz..
bu arada Peter’in uçamamasını çok mantıklı buldum ben şöyle ki, son ana kadar Nathan’ın onu hayal kırıklığına uğrattığını, ona kızgın olduğunu düşünürsek, tam patlarayak Nathan’ı düşünüpte uçmaya cesaret edememesi mantıklı. Sonuçta “Patlarmıyım ulan bi de Nathan’ı düşünsek” diye telaş yapmış olabilir.. Peter’i da sezon iki’de muhtemelen okyanusa iniş yapmış şekilde görecekmişiz ve hafızasını kaybetmiş olması bekleniyor ki böylece güçlerini kullanamasın büyük oranda..