Hollywood — Tanıtım
7 yorum aytackara 05 Mayıs 2020 08:57
Netflix’in Ryan Murphy imzalı yeni dizisi Hollywood, 1 Mayıs’ta izleyici karşısına çıktı sonunda. Mini dizi özelliğindeki projenin sezonu 7 bölümden oluşuyor.
Murphy ve Ian Brennan‘ın yaratıcısı olduğu dramanın geniş kadrosunda David Corenswet, Darren Criss, Laura Harrier, Joe Mantello, Dylan McDermott, Jake Picking, Jeremy Pope, Holland Taylor, Samara Weaving, Jim Parsons ve Patti LuPone gibi isimler yer alıyor. Hatta Criss, Parsons ve Corenswet’in ismi yapımcıların arasında da yer alıyor.
1910’lu yıllarla 1960’lı yılların arası tarihte Hollywood’un altın çağı olarak da biliniyor. Dizi olan Hollywood ise II. Dünya Savaşı sonrasında bedeli ne olursa olsun başarılı olmaya çalışan bir grup oyuncu ve sinemacı adayını anlatıyor. Her karakter, perdenin ardında yaşananlara dair farklı bir bakış sunarken ırk, cinsiyet ve cinselliği kapsayacak şekilde adaletsiz sistemi, güç dinamiklerini ve ön yargıları gözler önüne seriyor.
Önemli Karakterler:
** Jack Castello (David Corenswet): II. Dünya Savaşı’nda görev almış eski bir asker. Döndükten sonra oyuncu olma hayaliyle Hollywood’a taşınıyor, ancak henüz sektördeki yerini bulamamış. Evli, garson olarak çalışan eşi Henrietta hamile olduğunu fark ediyor.
** Ernest “Ernie” West (Dylan McDermott): Jack’in geçinebilmek için çalıştığı benzinliğin sahibi. Benzinlik dışında ek iş olarak çalışanlarını başka kadınlara ve erkeklere pazarlıyor; paraya ihtiyacı olan Jack mecburen gruba dahil oluyor.
** Archie Coleman (Jeremy Pope): Jack’le yolları kesiştikten sonra onun referansıyla Ernie için çalışmaya başlıyor. Hollywood’da başarıya ulaşmaya çalışan siyah bir senarist. Eşcinsel. Hem ırk hem de cinsel yönelimi nedeniyle zorluk yaşıyor.
>> Sezonun merkezindeki hikayenin önemli bir adımını Archie’nin yazdığı ve başta ‘posta’ yoluyla Ace Studios’a gönderdiği “Peg” isimli senaryo oluşturuyor. Gerçek hayattan alıntı konusu, oyuncu olmaya çalışan Peg Entwistle‘ın Hollywood’un harflerinin birisinden atlayarak intihar edişiyle noktalanan hayatı ve bu zamana kadar başından geçenler üzerine.
** Raymond Ainsley (Darren Criss): Hollywood’daki kalıpları aşmaya çalışan yarı Filipinli bir yönetmen. Archie’nin senaryosunu beğenince filmin yönetmenliğini üstleniyor.
** Roy Fitzgerald (Jake Picking): Rock Hudson‘ın kurgu versiyonu. Ünlü bir aktör olmaya çalışan genç haliyle dizide. Eşcinsel eğilimli ama sektörün işleyişi nedeniyle öne çıkarmıyor. Tanıştıktan sonra Archie’yle yakınlaşıyorlar.
** Camille Washington (Laura Harrier): Hollywood’da siyahlara biçilen basit rollerin dışına çıkarak başrol olmaya çalışan genç bir kız. Raymond’la sevgililer.
** Henry Wilson (Jim Parsons): Aynı isimli yetenek menajeri. Hollywood’da sözü geçen güçlü bir adam. Roy’u temsil etmeye başlıyor ve isminin Rock olmasında pay sahibi. Ancak temsil ettiği kişilere pek de iyi davranmıyor.
>> Hikayenin kurgu bir şirket olan Ace Studios kısmında yer alan Richard “Dick” Samuels (Joe Mantello) film yapımcısı olarak çalışıyor. Ellen Kincaid (Holland Taylor) de stüdyonun yöneticilerinden ve sözleşmeli oldukları oyuncularla genelde o ilgileniyor. Avis Amberg (Patti LuPone) ise eski aktris, stüdyonun sahibi Ace Amberg‘ün (Rob Reiner) eşi ve Jack’in ilk müşterisi.
** Claire Wood (Samara Weaving): Ace ve Avis’in kızı. Oyunculuğa adım atmak istiyor, torpilli olduğu anlaşılmasın diye soyadını değiştirmiş.
>> Dizideki karakterleri bir araya getiren “Peg” filmi aynı zamanda başrol için kapışan Jack ile Rock’ı ve Claire ile Camille’i de karşı karşıya getiriyor.
>> Dizinin bölümlerinde çeşitli sebeplerden “kurgu” versiyonlarıyla görünen isimlerin arasında Anna May Wong, Hattie McDaniel, Vivien Leigh, Tallulah Bankhead, George Cukor, Noël Coward, Cole Porter, Susan Hayward, Hedda Hopper, Loretta Young, Guy Madison, Luise Rainer ve Eleanor Roosevelt de yer alıyor. Ernie karakteri de Scotty Bowers‘tan esinlenilerek eklenmiş.
Gelecek sayfada gerçek hayattan alınma bazı kişilerle dizideki karşılıklarını yan yana bulabilirsiniz.
Ryan Murphy dizilerini genelde takip etmeye çalışıyorum. Senaryodan ziyade bir araya getirdiği kadrolarla ilgimi daha çok çekiyor. Hollywood, ismini aldığı sektörün 40’lı yıllarını anlatmak için yola çıktığından da cazip geliyordu. Sezonun 7 bölüm sürmesi de bonus oldu.
“Tam anlamıyla bir Ryan Murphy dizisi,” demek doğru olur bu yapım için de. Anlatmak istediğini pembe dizi hoşluğunda ve oyunculuğunda anlatıp giden dizilerinden. Bunların bir kısmını bilinçli yaptığı belli oluyor veya kendisi de altını çiziyor. Dönemin azınlıktaki kişiler için nasıl işlediğini anlatmakta başarılılardı. Vermek istediği mesajları da özellikle bunun üzerinden yaya yaya veriyor hatta. Siyahlar, Latinler, Uzak Doğulular, eşcinseller, kadınlar ve daha fazlası…
Belirtmiş olayım, yaşamış bazı isimler ve kurgu karakterler eşliğinde gerçeklerin etrafından dolanan bir drama olmamış. Elbette diyaloglar sırasında buna da sıra geliyor. Bilindik bazı isimlerin veya kulağa tanıdık gelen olayların bahsi geçebiliyor. Ama Ace Studios kurgu bir stüdyo olduğu gibi sonuçta çekmek için yola koydukları film de dizi için oluşturulmuş bir proje. Bunun sezon için sorun olduğunu iddia edemem gerçi.
Ancak final bölümüyle ufak bir anlaşmazlığım var. Anlatmak istediklerini anlatırken yaşanmış tarih 40 takla falan atmış olabilir bölüm boyunca. Sezonun genel gidişatından sonra ne bekliyordum orası tartışılır da bu kadarını beklemiyordum sanırım. Daha orta yollu ve dönemin şartlarına oranla ayakları yere basan türden “de” olabilirdi. 1948 yılındaki olağan şartlarda “böylesinin” olmayacağını bile bile izlemek benim için biraz ilginç oldu. 48’i geç, 2020’de yok bunlar. Onu göz ardı edince pek de sorun kalmıyor, çünkü genel çerçevede hikayenin nereye gideceğini tahmin etmek işten değil. Derleyip toplayıp finallerini yapıyorlar.
Jack, Ernie, Rock, Avis, Ellen ve Richard karakterler arasında ilgimi çekenlerden oldu, Anna May ve Hattie de bonustu. Benzer şekilde oyuncular da. Jim Parsons ise bazen (karakteri de gereği) “fazla” oynarken bazen de cidden Henry Wilson ile hikayenin vazgeçilmez bir parçası haline gelmeyi başardı. Eleştirilerin ortaya karışık olmasını da hesaba katarak adaylık ihtimallerinden şimdilik bahsetmeye gerek yok ama koronavirüs sonrası sektörün dağılmasının da etkisiyle her şey olabilir.
Hollywood nihayetinde böyle bir dizi. İyi seyirler.
yorumlar
Öncelikle teşekkürler @aytackara.
İlk bölümlerle problem yaşasam da son iki bölümle durumu kurtardı ve “Klasik Ryan Murphy” dizisi olduğunu kanıtladı. ACS ya da Feud seviyesinde olmasa da daha önce yüzdüğü sularda takılmış.
İtirazım kısa zaman zarfında herkese dokundurmak istemesi ve ne bulduysa çorbanın içine atması. Yani böyle kısıtlı bir mini dizide herkese mavi boncuk dağıtması da biraz havada kalmış.
İyi noktalarından en göze çarpanı son bölüm ve harcanan paranın hakkının verilmesi diyebilirim. Benzer durum Feud’da işlenmişti ama bu kadar gösterişli değildi.
Oyunculardan da Dylan McDermott ve Holland Taylor’a bayıldım. Özellikle Holland’a.
Bu dizi benim için tam bir hayal kırıklığı oldu.Hele 3. Bölüm ,o diyaloglar.Rock hodson fiziki görünümüyle ün salmış bir oyuncuydu.Şapşal görünümünü bir tarafa biraktim da en azindan fiziken daha çekici bir oyuncu seçilmemesinin mantığı nedir acaba.Hiç bir derinliği olmayan, işi sadace görsellikle halletmeye çalışan, murpyh’nin sanki sistemle dalgasını geçip kendini eğlendirdiği izlense de olur izlenmese de olur bir eğlencelikten başka bir şey değil.
Bundan daha “dev” bir şey bekliyordum. Fragmanı izlememiştim, konu hakkında da bilgim yoktu açıkçası ama adı “HOLLYWOOD” olunca daha başka bir şey bekledim sanırım. Bu yüzden benim için konu çok kısır kaldı. Ha eğlenceli miydi, tabii ki. Bir şekilde aktı, geçti ve izletti kendini. Saç, makyaj, kostüm vs. olayı da baktırıyor ekrana zaten. Eğlendiğim, izlediğime pişman olmadığım ama bekletimin altında kalan bir iş oldu özetle.
Barbaros Tapan, Darren Criss ve Jim Parsons ile konuştu.
Diziyi yüksek beklentiyle izlemediğim için benim açımdan çerezlik olmanın ötesine geçmedi. Ryan Murphy sevenler için idare edecek bir iş, Rock Hudson karakteri ve oyuncu dizinin en büyük hayal kırıklığı, Laura Harrier en çok dikkatimi çeken oyuncu oldu. İzlemezseniz çok fazla bir şey kaybetmezsiniz.
Gençler genelde iyi iş çıkarmışlar (Rock Hudson gerçekten böyle odun bir adam mıymış?) ama ben daha çok diğerlerini sevdiğimi söylemeliyim. Holland Taylor, Joe Mantello, Patti Lupone ve Dylan Mcdermott’ı (bu adam da 59 olacak) izlemesi oldukça keyifliydi.
Henry Willson, sanırım
Ryan, Türkiye’de geçen böyle bir dizi yapsın
Diziyle alakası yok ama dursun