House of Lies

Amerika’nın sevilen kablolu kanallarından Showtime, geçtiğimiz Ocak ayında bizleri yeni bir diziyle daha buluşturdu. Kara mizah türündeki House of Lies, 12 bölüm olarak yayınlanan ilk sezonunu Nisan başında tamamladıktan sonra ekranlardan uzaklaştı ve kanaldan 2. sezonu için onay almışlığı da var. Eğer siz de nasıl bir dizidir derseniz, buyurun House of Lies tanıtımına.

House of Lies, aslında kanalın bir diğer dizisi Dexter gibi kitap uyarlaması bir yapım. Martin Kihn adlı yazarın 2005 yılında yazmış olduğu “House of Lies: How Management Consultants Steal Your Watch and Then Tell You the Time” adlı kitabı üzerinden uyarlanmış. Dizi, temelinde yönetici danışmanlığı yapan 4 kişilik bir ekibin başından geçenleri anlatıyor. Giriş kısmını burada bitirip dizinin konusuna geçecek olursak…

house of lies

Yönetici danışmanlığı: İş dünyasında bir konuda orta yolun bulunması, ikinci bir fikre danışmak ya da bir şirket çeşitli sorunlar yaşadığında çözüm üreten iş dalı. Bunu yazıyorum, çünkü ilk başlardaki tanışma/alışma faslı ekibin yaptığı işten anlamayan, hatta az biraz anlasa bile kimi bakımlardan kafasında oturtamayanlar için daha kısa sürebilir.

Galweather & Stearn adlı Amerika’nın 2 numaralı yönetici danışmanlığı şirketinin ufak hissedarlarından biri olan Marty Kahn (Don Cheadle), kadınlara, sekse ve işine oldukça düşkün olan bir adam. Amerika’nın 1 numaralı yönetici danışmanlığı şirketinde çalışan eski eşi Monica’dan (Dawn Olivieri) boşanalı bir süre geçmiş. Martin, çift cinsiyetli oğlu Roscoe (Donis Leonard Jr.) ve babasıyla (Glynn Turman) birlikte yaşıyor. Ama uygulamadan çok teoride… Çünkü şirket, Los Angeles tabanlı olsa da iş gereği takım, ülkenin pek çok yerine gittiği için haftanın birçok gününde evde bulunma fırsatı bulamadığı oluyor…

house of lies

                          Erkekler: Doug – Marty – Clyde

                          Kadınlar: Jeannie ve Monica

House of Lies, daha çok, ekibin her bölüm ülkenin başka yerine gidip bir şirketin sorununu “kendi” çıkarlarını daha çok ön planda tutarak çözmek için neler yaptıklarını sunuyor. Kimi zaman kılı kırk yaran, gerektiği ölçüde ve miktarda yalan söylemekten ya da “orijinal” yöntemlere başvurmaktan da geri kalmıyorlar. Elbette, ekibin birbiriyle olan ilişkisi, Marty’nin eski eşiyle, oğlu ve babasıyla olan  durumu ve bağlı oldukları holdingin içinde dönen dolaplar da izleyicilere sunulmakta.

Marty’den sonra, ekibin üyesi 3 kişiden de bahsedelim :

1)  Jeannie van der Hooven (Kristen Bell): Karakteriyle, oyunculuğuyla ve varlığıyla dizinin bana göre en iyi parçası olan olan Bell, Ivy League grubundaki bir üniversiteden mezun; oldukça zeki, işinde iyi, hırslı birini canlandırıyor. Yeri geldiğinde güzelliğini de işe alet etmekten çekinmeyen Jeannie, ekipte konum olarak Marty’den sonra gelmekte. İkilinin, -birbirlerini yeseler de- birbirlerinden kopamaz durumda bir iş ve arkadaşlık ilişkisi var.

house of lies

2) Clyde Oberholt (Ben Schwartz): Ekibin, Marty kadar kadın düşkünü ve onun ekipteki en yakın arkadaşı. İşlerde zekasını ekipten esirgemeyen ve eğlenceyi seven bir yapısı var. Doug ile de arasında tatlı bir rekabet, daha doğrusu birbirleriyle uğraşmaktan zevk aldıkları bir arkadaşlıkları var.

3) Doug Guggenheim (Josh Lawson): Ekibin kadınlarla arası pek iyi olmayan ve eğlenceli olmaya çalışan üyesi. Harward mezunu Doug, işteki teknik detaylardan iyi anlayarak ekibe yardımı dokunan, biraz inek, biraz da saf tipli birisi.

house of lies

           Marty’nin oğlu Roscoe ve babası Jeremiah Kahn

Ufak not: Don Cheadle, oynadığı Marty karakteriyle 2012 Emmy Ödülleri’nde “En İyi Komedi Aktörü” dalında aday olmuştur.

Ufak not 2: Kitabı dizi olarak uyarlanan Martin Kihn de Booz Allen Hamilton adlı dünyanın önde gelen yönetici danışmanlığı şirketinde çalışmış birisi. Marty’nin eski eşi Kinsley’in sahip olduğu şirket de aslında ismini McKinsey & Company adlı önde gelen yönetici danışmanlığı şirketlerinden birinden almaktadır.

house of lies

House of Lies, kablolu kanalda yayınlanmanın faydalarını da kullanarak 18+ sahneler ve dil kullanma konusunda epey cesur davranan bir dizi. Zaten daha ilk bölümün girişinden de ne demek istediğim gayet net anlaşılıyor. Bunun dışında, dizideki olaylar sırasında herkesin bir anda donup Marty’nin durum üstüne izleyiciyle konuşması ve onlara bir şeyler anlatması gibi değişik bir yöntem de kullanıyor. (“4. duvarı kırmak” denen bu yöntemi, Hustle dizisinde yıllarca izlemiştik.)

Bana göre, herkesin kolaylıkla ısınıp devam edemeyeceği türden bir senaryosu var; ama izledikçe de insanı saran bir yapıda. Oyuncular da karakterlerinin hakkını verebiliyor. Sonuçta, House of Lies için, yayınlandığı kanal ya da sahip olduğu karakterler için şans verilmeye değer bulduğum bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Eğer diziyle ilgili tanıtıcı bir şeyler isterseniz bu videoya da bakabilirsiniz. İzleyen ve izleyeceklere iyi seyirler.

house of lies