Hulu draması Tell Me Lies’ın başrol oyuncuları belli oldu.
18 yorum abidin77 19 Kasım 2021 21:59
Emma Roberts’ın Hulu ile ilk bakış anlaşması imzaladığını ve ilk projesi olarak Carola Lovering’in 2018’de yayınlanan Tell Me Lies adlı kitabını uyarlamaya giriştiğini 2020’nin Eylül ayında öğrenmiştik.
Tell Me Lies, genç bir kadının çekici olma konusunda iyi olan bir erkeğe takıntısının hikayesini anlatıyor. Toksik aşkı, acımasız hırsı ve şok edici ihaneti araştıran heyecan verici, seksi bir reşit olma hikayesi.
Lucy Albright, California’daki küçük kolejinin kampüsüne geldiğinde Long Island’da yetiştirildiği zamandan çok uzaktadır ve gençliğinin ilk yıllarında ihanetini asla affetmediği annesinden yüzlerce mil uzakta olduğu için mutludur. Lucy, üniversite hayatını ve sunduğu her şeyi kucaklar: yeni arkadaşlar, çılgın partiler, teşvik edici dersler. Ancak, büyüleyici, çekici, karmaşık, yıkıcı, kendisine ait gizemli bir geçmişi olan Stephen DeMarco ile tanıştığında her şey değişir. Kendine güvenen ve kendinden emin Stephen, Lucy’de başka kimsenin görmediği bir şey görür ve Lucy, kendisiyle ilgili bu görüşü ve onun ilgisinin ona getirdiği olasılık duygusuyla çabucak baştan çıkar. Bu arada Stephen, geçmişinde gömülü olan ve açığa çıkarsa onu mahvedebilecek bir olayı unutmaya kararlıdır ve başarı için tek odaklı dürtüsü Lucy’nin kalbini kazanmaya ve tutmaya kadar uzanır.
Lucy’nin ve Stephen’ın sesleri arasında gidip gelen Tell Me Lies, üniversite ve üniversite sonrası yaşamları boyunca aralarındaki bağlantıyı takip ediyor. İçten içe Lucy, Stephen hakkındaki gerçeği kabul etmesi gerektiğini biliyor. Ancak kendisini bu bağımlılık yaratan karışıklıktan kurtarmadan önce, annesiyle olan ilişkisiyle yüzleşmeli ve onu iyileştirmeli – ya da sevmenin gerçekten ne anlama geldiğine dair bir kuruntu içinde kendini kaybetme riskini almalı.
Grace Van Patten’ın (Nine Perfect Strangers), Lucy Albright karakterini canlandıracağı ile ilgili haber Ağustos ayında gelmişti. Bugün gelen haberle Jackson White’ın (Mrs. Fletcher), Stephen DeMarco karakteri ile karşımıza çıkacağını öğrendik.
Tell Me Lies, Catherine Zeta Jones’un Facebook Watch’ta yayınlanan Queen America dizisinin yaratıcısı olan Meaghan Oppenheimer tarafından uyarlandı. Oppenheimer, ayrıca dizinin yürütücü ve yönetici yapımcısı.
Belletrist’ten Emma Roberts, Karah Preiss ve Matt Matruski, Rebelle Media’dan Laura Lewis ve Stephanie Noonan, Vice Studios’tan Shannon Gibson ve Refinery29’dan Sam Schlaifer dizinin diğer yönetici yapımcıları. Kitabın yazarı Lovering, danışman yapımcı olarak projede yer alacak. 20th Television, dizinin yapım stüdyosu.
yorumlar
Sonia Mena, Catherine Missal & Alicia Crowder
Branden Cook (Industry), Spencer House (The Time Traveler’s Wife) and Benjamin Wadsworth (Deadly Class)
Gabriella Pession (Station 19), Edmund Donovan (Gossip Girl) & Natalee Linez (Power Book III: Raising Kanan)
Official Trailer
Poster
Konusu klasik aslında biraz da gizem katmışlar.. Sanki çıtır çerezlik bir dizi gibi duruyor ama bakalım. Çok müzik atmışlar be. Bazılarını sevdim bazılarını sevmedim.
Grace Van Patten ile Jackson White yakışmış cidden kimyaları baya baya tutmuş dizi için. Bu ikili için izlemeye devam ederim. Yalnız Jackson’ı kısa saçlı olarak Charlie Cox’a aşırı benzetmişler. Bazı mimiklerinde Daredevil olarak gelecek sandım..
Sex sahnelerine biraz burun kıvırdım. Durmadan müzik durmadan sex or sevişme.. Daldan dala mübarek adam. 2 sahne yeterliydi bence bu kadar boğmaya gerek yoktu. O yüzden ana konudan sapıyoruz hatta ana konu ne o bile belli değil gibi Macy’ye üzüldüm erken veda ettiler tam da birşey söyleyecekken. Tek gizem bu şimdilik.
Yayınlanan 3 bölümü de izledim.
– Yapmazsınız, zaten niye yapasınız da bu diziyi topluma açık bir yerde izlemeyin mümkünse. Buna Starbucks da dahil, evet.
– Nereden esti de başladım bilmiyorum aslında. Kadrosu da genç ağırlıklı ve kariyerinin başlarında denilebilecek isimlerden oluşuyor. 50-60 dk. civarı bölümler bir tık uzun ayrıca. Temposu kötü olmayan anlamda sakin ilerliyor.
Ayrıca durup durup sevişiyorlar. Bir noktada artık “Kim kiminle sevişecek?” diye merak eder oldum. Kendince bir şeyler de anlatıyor elbet. Kısa konu olarak genç bir kadının bir erkeğe olan takıntısı diyor da henüz bu minvalde pek de ilerlemediler. Üniversite hayatlarını yaşayan ve birbirinin etrafında dolanan bir grup gencin karşılıklı ilişkisi üzerinden ilerliyorlar daha çok.
Kitap uyarlaması olduğuna göre belli bir planları vardır herhal. Bakarız. Yani tahminen.
S01E01
Yarım bölüm şans verdim ve hiç beğenmedim. Ucuz bir iş. Tipler fazlasıyla sıradan. Adeta yoldan çevirmişler gibi. Hikaye de Normal People’ı anımsattı az da olsa ve koşa koşa uzaklaşma hissi uyandırdı. Benden pas.
* 1×05’ten Katey Sagal ve Jessica Capshaw çıktı. İlki Stephen’ın, ikincisi Lucy’nin annesini oynuyor.
Şu an itibarıyla Sagal’ı daha IMDb’ye eklememişler. Capshaw, 1. bölümün kadrosunda da görünüyor ama dikkat etmedim herhalde ben izlerken.
* Daha sezonun yarısındayız ve bunların bu toksik ilişkiyi bitirmesine çok var.
S01E03
Bir sahnede öğrenciler Lucy’nin ders için yazdığı karakteri tartışırken ”biz bu soğuk, duygusuz duran karakteri niye umursayıp takip edelim ki” tarzında bir şeyler söylemişlerdi. Aynısını Lucy için düşünüyorum, birazcık bile sempatik gelmiyor, daha ilk bölümden bu karakterle olmayacak dedirttiler. Stephen ile arasındaki hiçbir şeyi de umursamamı sağlayamadılar, Stephen’ı oynayan oyuncunun da diziye bir şey kattığı yok.
3.bölümü izleyip bırakayım diyordum ama sürpriz bir şekilde bu bölümde Wrigley’nin hikayesi dizinin geri kalanından daha ilgi çekiciydi. Pippa ile de yakışan bir ikil oldular. Bu yan karakterler için en azından sezon sonunu görmeyi denerim.
sordukları soruya verdikleri cevap lucy karakteriyle de uyuşuyor muydu merak ettim.
evet yazarlar Lucy için bilerek eklemişler o kısmı.
S01E04
Posterdeki 2 karakter yerine diğer yan karakterlerin ilgimi çekmesi komiğime gidiyor. Bu ikisinin yanına Diana kısmını falan ekleyince lise draması + cinsellik türüne dönüyor dizi.
Mesela bu bölüm Bree’nin arayışlarını, kendini bulmasını izlemek güzeldi. Kıza bunların yanında yazık oluyor.
Max kaç kurtar kendini, yazık olucak sana. Lucy’ye sonda söyledikleri çok yerindeydi.
Bundan sonra Bree, Pippa ve Wrigley’nin olmadığı bölüm olmaz umarım. Yine de güzel bölümdü bu sefer.
Demeyeyim dedim ama Stephen’ın alnı ilk bölümden itibaren sürekli dikkatimi bozuyor. Fakat annesi ile olan sahneleri fena değildi.
Lucy ve annesi konusunu da ilk bölümden beri merak ediyordum. İlk kez bir konuda Lucy’ye hak verdim.
İlk bölüm kötüydü ama yavaştan ısındım diziye, en azından sonuna kadar haftalık giderim.
1×06 üzerine:
Bu dizinin bölümlerindeki ikili konuşmalar genelde tek bir noktaya varıyor ve ben hala bu diziyi umuma açık denebilecek noktalarda izlememeyi öğrenemedim.
Ayrıca Stephen’lar kapatılsın, yerine okul yapılsın.
Bu ikiliyi izleyince Show Tv’nin Wanda Nara-Icardi’nin toksik ilişkisi haberi aklıma geliyor.
Pippa’yı dizide seviyorum ama dramayı çok sevdiği de bir gerçek.
Bree ekonomik yardımın kesilmemesi için dersten A alması gerektiğinden bahsetti bu bölüm. Bu mallar yüzünden bu kıza bir şey olmasın da.
Tüm bölümler gelseydi de hızlıca bitirseydim şu diziyi. Lucy yine bir haltlar karıştıracak gibi. Hadi diyelim ki
Ayrıca Lucy anladık
1×08 üzerine:
– Lucy özelinde olup bitenler tam çekirdekle izlemelik. Stephen’a hak veriverdim gitti.
– Bu dizinin çat diye sevişme sahnesi sokuvermesi mi yoksa birbirinin boğazına yapışacak iki kişinin bir anda yatakta olması mı daha akıllara durgunluk verici bilemiyorum.
Ben başlarda tek sezonluk bir hikaye olduğunu düşünüyordum, 9. bölüm zamanı toplamayacaklarını fark ettim. Öyle de oldu zaten.
– Zaman atlamanın boşluklarını doldurursunuz değil mi? Umarım doldurursunuz.
Zaman atlamasından sonra Evan’ın düğününe geçtiğimizde Stephen’ın nişanlısı olarak Lydia’yı getirmesi ise başka bir alemdi. Nasılını merak ediyor insan.
Olur da 2. sezon gelirse görüşürüz yine. Devamını da görmek isterim.
Disney Plus TR’ye gelmiş.