Inside No. 9 || Tanıtım
69 yorum erselgider 19 Haziran 2015 08:48
KİMLİK BİLGİLERİ
Türü: Kara Komedi
Sezon – Bölüm sayısı: 2 sezon, 12 bölüm (6 + 6)
Yayın tarih aralığı: 5 Şubat 2014–29 Mayıs 2015
Bölüm süresi: 30 dk
Yayınlandığı kanal: BBC Two
KONU
Inside No. 9, birbirinden bağımsız bölüm ve karakterlerden oluşan bir İngiliz komedi dizisidir. Her bölümde farklı bir konu işlemesine rağmen bütün olaylar 9 numaralı bir evin ya da apartman dairesinin içerisinde geçmektedir. Dizinin adı da zaten buradan gelmektedir. Kara komedi olarak tanımlanan dizinin her bölümünün şaşırtmacalı bir sonla bitmesi ya da başta basit gibi görünüp sonradan çok farklı ve karmaşık bir hale gelen olayları anlatması, dizinin başka bir özelliğidir.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Dizinin her bölümünde farklı oyuncular görmekteyiz. Bu oyuncuların başka dizilerden tanıdığımız oyuncular olması da dizinin güzel bir yanı. Ancak dizinin senaristliğini yapan Reece Shearsmith (sağda) ve Steve Pemberton on iki bölümün on birinde rol almaktadır. Tabii ki hepsinde de farklı karakterler olarak karşımıza çıkıyorlar.
YAZARIN NOTU
İngiliz dizilerini seven kişilerin kesinlikle beğeneceğini, diğerlerinin de mutlaka bir şans vermesi gerektiğini düşünüyorum. İlk izlendiğinde dizinin ilk bölümü biraz tuhaf gelebilir. O yüzden sabretmek gerekiyor; çünkü her şey son beş dakikada ortaya çıkıyor. Böylece siz de nasıl bir dizi olduğunu o zaman anlıyorsunuz. Özellikle ikinci bölüm olan “A Quiet Night In” benim favorilerimden. Şimdiden iyi seyirler.
yorumlar
güzel tanıtım için teşekkürler
Daha önce hiç duymamıştım bu diziyi ama tanıtım sayesinde ilgimi çekti. Listeme aldım. Ellerine sağlık @erselgider.
Ellerine sağlık @erselgider
Ben de hiç duymamıştım bu diziyi. Bu aralar aradığım bi tarz olduğundan direk izliycem ben bunu.
eline sağlık ben de bilmiyordum ilgimi çekti enkısa zamanda izleyeceğim
Dizinin 3. sezonu olacak mı belli değil. Zaten IMDb’de mini dizi olarak gözüküyor, normalde ikinci sezon da olmayacaktı. Son sezonun daha yeni bittiğini düşünürsek, 3. sezon olursa bile epey geç başlar diye düşünüyorum.
Dizinin ilk sezonunu izledim ve çok beğendim. Herkese tavsiye ederim.
Bölümler durum hikayesi tarzında ilerliyor. Nerdeyse tüm bölümler ne tarz olarak ne de konu olarak birbirine benzemiyor. Her yeni bölümü açtığımda neyle karşılaşacağımı bilmemek benim için ilginç bir deneyim oldu. Dizinin bu tarzı bana biraz Black Mirroru anımsattı ama o, ortak bir ana temanın olması ve bölümlerin durum hikayesinden çok bir film gibi olmasıyla bundan bir hayli farklı.
Dizinin ortak bir türü yok. Dizinin bir bölüm kara komediyken diğer bölümün türü korku çıkabiliyor. Bu bölüm farklılıkları bölümler kısa olduğundan izleyiciyi yormuyor ama.
Diziyi anlatması zor gerçekten. Bölümler çok farklı olduğundan her bölümü ayrı ayrı değerlendirmek lazım aslında. Ama dizi genel olarak güzel ve farklı bir deneyim yaşatıyor. Dizinin herkesi en azından bir hikayesiyle yakalayacağını düşünüyorum.
Bu arada ben en çok sardalyalar(1. bölüm) bölümünü beğendim. Adamlar, bazı dizilerin sezonlarca adam gibi kuramadığı karakterlere nispet yaparcasına sadece repliklerle 20 dakikada çok sağlam 10 tane karakter kurmuş,helal olsun.
Sonradan ek: Sevdiğim Oyuncu Gemma Artertonı dizide görmek benim için büyük süpriz oldu. Heralde ilk defa bir dizide ünlü bi oyuncuya haberim olmadan rastladım
görünce büyük sürpriz oldu bana da
Bu diziyi sevenlere yine bu dizi gibi farklı hikayelerden oluşan ve oscar adayı da olmuş şu filmi öneririm. Baya iyidir o da.
S01E01
Şahaneydi ya! Bu kadar eğlenceli bir şey çıkmasını beklemiyordum başlarken. Diğer bölümlerde aynı tadı alır mıyım bilmiyorum ama; bu bölümü çok beğendim valla. Oldukça farklı bir komedi olmuş. Kara komedi, durum komedisi, gizem… Ne ararsan vardı.
Humans’dan Katherine Parkinson’ın karakteri bölümün en iyisiydi bu arada.
Güzel bir
denemesi olmuş. Bölümün ilk yarısı biraz sıksa da 2. yarısını izlemek keyifliydi gerçekten.
Farklı farklı komedi türleri deneyerek devam edecek belli ki dizi. Bakalım sonraki bölümde ne deneyecekler?
S01E03
Komik değildi ama çok güzel bir bölümdü. Bir de Prince of Persia, Clash of the Titans, Hansel & Gretel, Runner Runner ve Quantum of Solace filmlerinden aşina olduğum Gemma Arterton olunca tadından yenmedi valla.
S01E04
Yine farklı bir şey denemişler ama ben sevmedim bu bölümü. Bölümün konuğu Episodes’dan Tamsin Greig gayet başarılıydı ama.
S02E02
Hafiften Click’i anımsatan şahane bir bölümdü.
(İlk 2 sezonun ardından dizi üzerine)
*Sürekli değişik bir şeyler deneyen ‘FARKLI’ bir dizi olmuş. Bu bile başlı başına bir izleme sebebi bence.
*12 bölümün ortak tek bir noktası var o da ‘Ölüm’. (Pardon, pardon; 11 bölümün. :twisted: )
*Reece Shearsmith’i sürekli farklı karakterlere hayat verirken izlemek güzel bir duygu. Ama Steve Pemberton için aynı şeyi söyleyemeyeceğim açıkçası. Keza kendisi 2. sezonda bana bazı bölümlerde baygınlık getirmeyi başardı. İkilinin direksiyonu bıraktığı ve onları izlemediğimiz 1-2 istisna da mevcut tabi. İkilinin direksiyonu bıraktığı anlarda konuk oyuncuların ciddi şekilde parladıklarını söylemeden geçemeyeceğim bu arada.
*12 bölüm arasında en iyi bölüm ilk bölümdü bana göre. 1. sezon 3. bölüm ve 2. sezon 2. bölüm ise ilk bölümün ardından en çok sevdiğim bölümler oldular. Hiç sevemediğim 2-3 bölüm de oldu tabi.
Sınırsız bir oyun alanı, aykırı bir işleyiş, farklı bir tat… Bi deneyin bence.
S03E01
Yine şahsına münhasır bir bölümle açmışlar sezonu. Pek kayda değer bir bölüm olduğunu söyleyemeyeceğim ama. İlk 19 dakika için 1-2 minik ayrıntı dışında aynı şeyi söyleyemeyecek olsam da son 9 dakikadaki parodiyi izlemesi keyifliydi yine de. Bölüm konuğu Jessica Raine’i izlemesi keyifliydi özellikle.
21 Şubat’ta dönüyormuş.
Sezon konukları ise şunlar:
Jason Watkins (Taboo, Being Human), Keeley Hawes (The Missing, The Durrells, Line of Duty), Felicity Kendal (Rosemary & Thyme), Tamzin Outhwaite (Paradox, Hotel Babylon), Fiona Shaw (Channel Zero, True Blood), Morgana Robinson (The Windsors), Philip Glenister (Outcast, The Level, Mad Dogs) ve Mat Baynton (You, Me and the Apocalypse, The Wrong Mans).
S03E02
Şu ana kadarki en sinir bozucu hikaye buydu herhalde. ‘Hay sizin hesabınızı:..’ dedirttiler valla.
S03E03
Konuk karakteri izlemesi çok keyifliydi lakin Steve Pemberton tam anlamıyla kafa ağrısıydı bu bölüm. Çok fazla gereksiz diyalog yazmışlar, sıktı haliyle.
S03E04
İstisna bölümlerden biri olmuş. Gayet de hoşuma gittiğini söyleyebilirim. Bölüm konuklarını da katkılarından ötürü tebrik ederim.
S03E05
Üfffff!
Bölüm konuğunu yine iyi seçmişler. Keeley Hawes’ı izlemesi keyifliydi. Lakin bölüm konusu ve Reece Shearsmith’in karakterinin gereksiz takıntısı baygınlık geçirtti.
S03E06 (Sezon Finali)
Pek de verimli bir sezon geçirmedik dürüst olmak gerekirse. 1 ve 4 dışında fazla sarmadı bölümler. Bu bölüm de pek ilgi çekici bir bölüm değildi açıkçası. Ama sonunu iyi bağlamışlar hakkını vermem gerek.
3. sezon üzerine:
Noel özel bölümü olarak yayınlanan ilk bölümü pek sevmemiştim, o yüzden diğer beş bölümü biriktirip izledim. Ama bu beş bölüm gerçekten güzeldi, bir gecede bitti. Hepsinden de ayrı keyif aldım. Bu sezonu ikinci sezondan daha çok beğendim. Sezondaki en beğendiğim bölüm ise ayakkabılı bölüm olan 5. bölümdü. Umarım devamı olur. Bir sezon altı bölüm de olsa beklemesi bile güzel. İzlemeyen varsa hemen başlamasını tavsiye edip yorumumu bitireyim
S04E01
İlk dakikalarda neyin içine girdiğimi bilmediğim için fazla konsantre olmayınca takip etmesi pek de kolay olmayan bir bölüme dönüştü. Kim kimdi? Hangi odadaydı? Sonlarda kendi kendine taşlar yerine oturdu ama. Fena bir bölüm değildi.