La Jeune Fille et la Nuit (İngilizce adıyla: The Reunion), gizem ve gerilim ögeleri içeren bir drama dizisi. France Télévisions, ZDF ve Rai ortaklığında çekilen mini dizi, uluslararası bir proje özelliği taşımakta. Dili İngilizce ve Fransızca. Ağırlık İngilizce’de. 6 bölümden oluşmakta.

Fransa’da 17-24-31 Ekim 2022 tarihlerinde France 2 kanalında haftada ikişer bölüm şeklinde yayınlanmış. ZDF ve Rai  ilerleyen süreçte diziyi yayınlayacak. ITV de dizinin yayın haklarını almış durumda, bu yılın sonlarında ITVX‘te yayınlanacak. 2023 yılı içerisinde ise ITV’nin kanalları üzerinden TV izleyicisiyle buluşacak The Reunion adıyla.

Guillaume Musso‘nun 2018 yılında yayımlanan ve en çok satanlar arasına giren aynı isimli romanından uyarlanmış dizi. Senaryoyu Marston Bloom kaleme almış. Yönetmenliğini Bill Eagles üstlenmiş. Yapımcı kadrosunda Rola Bauer, Gemma Brandler, Peri Avunc, Sydney Gallonde, Steven Johnson ve Diego Piasek gibi isimler bulunmakta.

Dizinin bölüm süreleri 45-49 dakika aralığında değişmekte.

Fransız Rivierası‘nda geçmekte hikayemiz. Bundan 25 sene önce, yani 1997 yılında birkaç lise son sınıf öğrencisinin merkezde olduğu bazı olaylar yaşanmış. 2022 yılına gelindiğinde ise söz konusu son sınıf öğrencileri için ’25. Yıl Buluşması’ düzenlendiğini görüyoruz. Etkinlik, hakkında yıkım kararı çıkan ve 1997 yılına ait bazı sırları saklayan eski bir binada düzenlenecek.

Söz konusu etkinlik için davet alan isimlerden biri de hayatına Londra’da devam eden Thomas Degalais (Ioan Gruffudd) isimli ünlü bir yazar. Geçmişteki sırların açığa çıkmasından korkmakta Thomas. Hala unutamadığı o eski anıları ve o eski aşkı onu buraya sürüklemekte.

1997 yılında Maxime (Loyan Pons de Vier), Fanny (Stella Lelouch) ve Vinca’yı (Ivanna Sakhno) içeren dörtlü bir arkadaş grubu varmış Thomas’ın (Billy Gunnion). Thomas, Vinca’ya aşıkmış umutsuz bir şekilde. Fanny’nin de Thomas’tan hoşlandığı hissediliyormuş gizliden gizliye. Vinca’nın ise bir öğretmenle ilişkisi varmış. Baştan çıkarıcı ve kışkırtıcı bir genç kızmış Vinca.

Bir gece ağrıları olan ve acı içerisinde kıvranan Vinca, söz konusu öğretmenden hamile olduğunu itiraf ediyor Thomas’a ve tecavüze uğradığını da ekliyor gerçek mi yoksa yalan mı bilinmez bir şekilde. Bunu duyan Thomas da Vinca’yı Fanny’ye emanet edip öfkeli bir şekilde söz konusu öğretmenin yanına gidiyor. Bir takım olaylar yaşanıyor oraya vardığında. Yurda Vinca’nın yanına geri döndüğünde ise Vinca’nın orada olmadığı görülüyor. Sonrasında Vinca ‘kayıp kişi’ olarak kayıtlara geçiyor polis raporlarında.

2022 yılına gelindiğinde bir siyasetçi olarak karşımıza çıkıyor Maxime (Grégory Fitoussi). Aile babası bir eşcinsel aynı zamanda kendisi. Fanny (Vahina Giocante) ise doktor olmuş. Üçlü uzun yıllardır pek görüşmemişler.

Okulda an itibarıyla öğrenim gören genç kızların oluşturduğu bir çeşit kadın hakları örgütünden bahsetmeden de geçmeyelim kısaca. Erkek egemenliğine karşı olan grubumuz Vinca vakasına da ilgi duymakta. Vinca’ya tıpatıp benzeyen ve şu anda onun yurt odasında kalan grup liderleri Pauline önderliğinde 25. yıl etkinliğinde zararsız bir eylem gerçekleştiriyorlar. Pauline’i takıntılı, ayarsız ve kışkırtıcı gibi ifadelerle etiketlemek mümkün.

Kadrosunda Dervla Kirwan, Shemss Audat, Salóme Gunnarsdóttir, Cosimo Fusco, Rupert Graves, Matthias Van Khache, Natalia Dontcheva, Stany Coppet, Clara Simpson ve Nicolas Robin gibi isimleri de bulunduran dizinin ilk bölümünü izledim. Yeterli miktarda ilgi çekici olduğunu ve merak uyandırdığını söyleyebilirim hikayesinin.

Kadrosu da fena sayılmaz. Kadrodaki en tanıdık oyuncu konumundaki Ioan Gruffudd’u severim. Vahina Giocante’yi Mata Hari’de büyük bir keyifle izlemiştim. Grégory Fitoussi’yi Mr Selfridge’ten, Dervla Kirwan’ı The Stranger’dan anımsıyorum. Rupert Graves de birçok İngiliz dizisinden anımsanabilecek tanıdık bir sima. İlk bölümün öne çıkan ismi ise ilk defa burada izlediğim Ivanna Sakhno oldu kuşkusuz.