Las Chicas Del Cable (Cable Girls) – Tanıtım
25 yorum pirate 03 Ağustos 2017 08:17
Netflix, son dönemde ABD dışındaki ülkelerde de orijinal diziler yapmaya başladı. Meksika yapımı Club de Cuervos, Fransız yapımı Marseille, Japonya yapımı Hibana bunlardan birkaçı. Hatta yakında Türk yapımı bir dizi ile de izleyicilerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Bu yazıya konu olan dizisi ise İspanyol yapımı Las Chicas Del Cable (İngilizce adıyla Cable Girls).
Diziyle ilgili bilgileri okumaya geçmeden önce şu hayranı olduğum jenerik müziğine tıklayın ve çalsın bir yandan siz okurken arka planda bence.
Las Chicas Del Cable’nin ilk sezonun 8 bölümden oluşan ilk yarısı 28 Nisan 2017 tarihinde izleyici ile buluştu. Sezonun 8 bölümlük 2. yarısının ise 2018 yılı içerisinde yayınlanması bekleniyor. Dizinin gördüğü ilgiden memnun kalan Netflix, diziye 2. sezon onayını da verdi bu arada.
Dizinin yaratıcıları Ramón Campos, Teresa Fernández-Valdés ve Gema R. Neira. Bu üçlüye yapımcı koltuğunda Erik Barmack, yazar masasında ise María José Rustarazo, Michael Sorich, Carlos Portela ve Jaime Vaca gibi isimler eşlik ediyor. Romantizm soslu dönem dramasının bölüm süreleri 47 ile 63 dakika arasında değişiyor.
Hikaye, 1920’li yıllarda İspanya’nın başkenti Madrid’de geçiyor ve birbirinden çok farklı karakterlere sahip 4 kadına odaklanıyor. Bu 4 kadın o yıllarda ülkedeki tek telefon şirketinde operatörlük yapmaya başlıyor ve sonrasında aralarında güçlü bir arkadaşlığın temelleri atılıyor. Aşk, arkadaşlık, sırlar, sosyal hayat, dönemin kadınlara bakış açısı, iletişim sektöründeki gelişmeler vb. konular da hikayemize yön veren unsurlar oluyor.
Marga (Nadia de Santiago):
Madrid’e küçük bir şehirden yeni taşınmış. Büyük ve ihtişamlı bir şehir olan Madrid’e ve temposuna uyum sağlamakta sıkıntı yaşıyor. Küçüklüğünden beri operatör olma hayalleri kuran Marga, hayalindeki işte çalışmaya başladığı için çok mutlu. Dost canlısı, çekingen, ürkek, pek sosyal olmayan, naif, sempatik bir kızcağız.
Ángeles (Maggie Civantos):
4 ana karakterimiz arasında işe yeni başlamayan tek kişi. İş yerinde sevilen sayılan ve ileride terfi alması beklenen biri. Çalışkan ve işinin ehli bir operatör. Evli ve bir kız çocuğu annesi. Kendisine sürekli olarak sıkıntılar yaratan aşırı dominant bir kocaya sahip. İyi bir işi olmasına rağmen kendi ayakları üzerinde durmakta ve kendi kararlarını almakta güçlük çeken, korkak ve çekingen biri. Ayrıca yardımsever ve dost canlısı bir yapısı olduğunu da belirtmeden geçmeyeyim.
Lidia (Blanca Suárez):
Diğer 3 kadına oranla biraz daha merkezde olan bir karakter. İşe girmek istemesinin altında gizli bir sebep yatıyor. İşi aldıktan sonra ise kader onun için büyük bir oyun oynuyor. Uzun yıllar önce şehre ilk geldiği zamanlarda, henüz çok gençken tanıştığı ve aşık olduğu çocuk şimdilerde büyük adam olmuş. Çalışmaya başladığı şirketin üst düzey yöneticilerinden biri konumunda. Tabii bu adam onu Lidia olarak değil de Alba olarak biliyor. Bu karşılaşma hem onun gizli amacına çomak sokuyor hem de yıllar önce kilitlediği kalbinin anahtarlarını sakladığı yerden çıkarmak zorunda kalmasına neden oluyor. Bir de şirketin sahibinin oğlu Carlos faktörü var tabii. Lidia’ya ilk gördüğü anda kalbini kaptırıyor. Geçmiş-gelecek, 2 adam-1 kadın derken hatlar karışıyor.
Kontrollü, güven problemleri olan, kendini koruma içgüdüsü gelişmiş biri.
Carlota (Ana Fernández):
Zengin bir ailenin tek kızı. Üst düzey ordu mensubu bir babası var ve onu kontrol altında tutmaya çalışıyor. Son derece asi bir yapısı olan Carlota ise bu baskıya boyun eğmiyor, evden kaçıp babasına inat kendi ayakları üzerinde durmak üzere operatörlük işine başvuruyor.
Eğlenmeyi seven, rahat tavırları ile dikkat çeken, kimseye hesap vermeyi sevmeyen, kendi başının çaresine bakabilen, erkek egemen topluma ve onun baskıcı kurallarına kafa tutan bağımsız ve idealist bir kadın. Çağının çok üzerinde bir kadın kısaca.
Sevecen, ilgili, yardımsever, mücadeleci, lafını esirgemeyen, gözü pek biri.
Francisco (Yon González):
Lidia’nın ilk aşkı ve kayıp geçmişi. Şimdilerde ülkenin tek telefon şirketinin sahibinin biricik kızı ile evli ve şirkette üst düzey yönetici olarak çalışıyor. Mükemmel bir evliliği olduğu söylenemez ve hala Alba’ya (nam-ı diğer Lidia’ya) aşık. Yıllar önce kaybettiği Alba’yı tekrar karşısında bulunca tüm dengesi bozuluyor bir anda.
Beyefendi bir kişiliğe sahip, içe dönük, güvenilir, düşünceli ve oturaklı biri.
Carlos (Martiño Rivas):
Şirketin sahibinin tek oğlu. Yegane varis. Francisco’nun tersine eğlenmeyi seven, ağzı iyi laf yapan, çapkın, dışa dönük bir karaktere sahip. Lidia’yı ilk gördüğü andan itibaren şirazesi kayıyor, aşk nedir bilmeyen hovarda gönlünün ipleri Lidia için salınmaya başlıyor. Her şeyden bihaber şekilde Lidia’nın geleceği olmak için çabalıyor.
Yukarıdaki isimlerin dışında en çok karşımıza çıkan diğer 5 isim şöyle:
-Marga’yı bir kapkaç vakasından kurtaran ve sonrasında onunla tanışmak için amansız bir kovalamaca içerisine giren, heyecanlı ve beyefendi kişiliği ile ön plana çıkan Pablo karakterinde Nico Romero,
-Ángeles’in öfke sorunları olan, dediğim dedik, çapkın kocası Mario rolünde Sergio Mur,
-Carlota’nın son derece anlayışlı, bilinçli ve idealist erkek arkadaşı Miguel rolünde Borja Luna,
-Operatör kızlarımızın amiri Sara rolünde Ana Polvorosa,
-Francisco’nun sekreteri ve Mario’nun yasak aşkı Carolina rolünde Iria del Río.
Gelelim dizinin nasılına!
-Diziyi her ne kadar dönem dizisi olarak lanse etsem de aslında bir pembe dizi. Özellikle Lidia karakterinin hikayesi işlenirken bu pembelik epey bir tavan yapıyor.
-Dizide kullanılan müzikler, günümüz müzikleri. Günümüz müziklerinin arka plan müziği olarak kullanılması tamam ama insanlar dans ederken günümüz müziklerinin çalması dağıtıyor insanı açıkçası.
-Mekanlar ve kıyafetler ise sırıtmıyor.
-Karakterler ve oyuncular da genel olarak başarılı. Gözüme batan biri olmadı açıkçası. En başarılı bulduğum oyuncu ise Nadia de Santiago oldu.
İlk bölüme girerken neye bulaştığımı bilmediğim için epey bir eksiklik çarpmıştı dizi ile ilgili gözüme. İlk bölümden sonra uzun bir ara verip, beklentilerime ayar çekip, eksiklerini görmezden gelip olduğu haliyle keyif almak üzere tekrar oturdum başına. Böyle yapınca halinden memnun bir şekilde izledim kalan bölümleri. İzlenmezse eksik kalınacak bir dizi değil elbette. Benim gibi alternatif diziler arayanlara önerilir.
Bu da fragmanı:
https://www.youtube.com/watch?v=lfIQAnrVPlI
yorumlar
S01E04
Bu Ángeles karakterini oluşturan kişi Türk mü diye düşünmeden edemiyorum valla. Karakterin bu malak hallerinin, tepkilerinin, tepkisizliklerinin, ezikliğinin başka bir açıklaması yok çünkü.
S01E08 (Sezon Ortası Finali)
Klasikleşmiş bir noktada bitirdik sezonu. İdare ederdi.
*Lidia karakterini sevdim diyebilirim. Ama canlandıran oyuncuya kanımın kaynamasının etkisi büyük tabi bunda. Yoksa karakter pek sevilesi bir karakter değil. Hikayesi tam anlamıyla pembe dizi hikayesiydi. Geçmiş-gelecek, 2 adam-1 kadın. Kilit bir yerde bitti sezon hikayesi onun açısından. 2. sezonda bakalım başından neler geçecek?
*Marga en çok sevdiğim karakter oldu 4 hatun ana karakter arasında. Bizden bir karakterdi, bizden bir hikayesi vardı. Pablo ile de tatlı bir ikili oldular. 2. sezonda da aynı tatlılıkta işlemeye devam ederler umarım karakteri.
*Ángeles’i sevemedim bir türlü. Uyuz olunası kararlar aldı durdu sezon boyunca hep. Ezikliği sinir bozucu seviyelere ulaştı çoğu zaman. 2. sezonda olmasa mutlu olurum.
*Carlota, çağının ötesinde bir karakterdi. Hikayesini takip etmesi keyifliydi.
*Kötü makyaj ve saç kesimi/peruk tercihine rağmen hoş kadın Iria del Río. Ve Carolina karakteri en sevdiğim yan karakter olmayı başardı. Diğer yan karakterlerden Sara’yı sonradan da olsa sevdim. Pablo’yu sevdim, Carlos’u sevemedim ama rolünün hakkını verdi. Mario’ya nedense ısınamadım bir türlü. Francisco karakterini sevmek istedim ama sevemedim. Adamın tipini çok krostik yapmışlar. Bu adam daha iyi görünebiliyormuş asında.
Sezonun 2. yarısı için arayı çok fazla açmazlar umarım.
2. Sezon Fragmanı
Özlemişim valla.
S1B Poster
S02E01
Öncelikle; 3 hafta önce yayınlanan, 8 bölümden oluşan ve 2. sezon diye sunulan kısmın zamanında açıklandığı üzere 1. sezonun 2. yarısı olması gerekiyordu normalde. Ama karar değiştirip 2. sezon olarak sunma kararı almışlar. Haliyle daha önce açıklanan 2. sezon onayı da 3. sezon onayına dönüşmüş oldu otomatikman böylece.
Son bıraktığımız noktayı yarım yamalak hatırlarken ve önceki sezondan özet kısmı konmamışken üstüne bir de 6 ay zaman atlaması yapmayı tercih etmişler ki azıcık afalladım ilk dakikalarda haliyle. Sonrasında eski taşlar yavaş yavaş yerine oturdu izlerken elbette.
*Dörtlümüzün açılış sahnesinde yanlarındaki kişinin kim olduğu çok barizdi ve bir merak unsuru oluşmadı haliyle. O noktaya nasıl geldik kısmında da öyle aman aman işler olmadı. Ama olan şey olduğu için mutluyum.
*Yeni karakteri ne sevdim ne de nefret ettim an itibariyle.
*Lidia’yı pek karakter olarak sevmemiştim diye hatırlıyorum ilk sezonda ama öyle bir yola girdik ki ister istemez onu tarafındayım yani.
*Pablo, ne şapşal herifsin sen öyle ya! İlk sezonda sevmiştim ben bu laleyi ama bu bölüm hemencecik soğudum 2-3 abuk sabuk sahnede izleyince.
Güzel güzel akmaya devam ediyor sezon.
*Bir evlilik teklifi etmek 4 bölüm sürer mi ya? Hele şükür Pablo!
*Carlos’un kız kardeşinin annesine açtığı savaştan memnunum. Uyuz oluyorum gudubet kadına! Bir diğer uyuz aile üyesi Carlos’a da savaş açsa hayır demem ama.
*Uyuz demişken; yeni patronun kız kardeşi de uyuz kontenjanından diziye dahil olan yeni karakter konumunda.
*Sara’nın ‘Kendimi kadın bedenine hapsolmuş erkek gibi hissediyorum.’ çıkışından memnun değilim. Lezbiyen olmasıyla sıkıntım yoktu ama bu durum hoşuma gitmedi.
*Carlota fazla atarlı bu ara. Birazcık dizginlemesi lazım sinirlerini.
*Lidia’ya kim dokunsa ona uyuz olma katsayım 10 kat artıyor. Ne Carlos ile olsun istiyorum ne de Francisco ile. Ne de yeni patron yavşasın istiyorum. Miguel’e kaysa bir şey demem ama seviyorum keratayı.
Ortalığı iyice karıştırıp gitmişler. Kaos ortamında bırakıp gittik resmen sezonu.
Derken kaçtı ama yere çakıldı bizimki. Allahtan fazla yüksek bir yer değil.
*Cinayetin Lidia’nın üstüne patlayacağı anda Ángeles’in suçu itiraf edeceği kesindi. Polisin kaçmasına izin verişi ise güzel bir sürpriz oldu.
*Sara’nın Berlin’e gidip diziden çıkmasını isterdim.
*Marga, dörtlü grubumuz arasında bu sezonun en çekilmez karakteri olmayı başardı. Sırf kafa ütüledi desek yeridir.
Güzel sezon oldu. İlk sezondan daha fazla sevdim ben bu sezonu. 3. sezon gelsin istiyorum bir an önce!
Season 3 | Teaser
S3 Fragman
Zaman atlaması yapmışlar ve ardından sakin sakin geçti bölümün ilk yarısı. Dizi alışık değil bu kadar sakinliğe. Ben de memnun değildim haliyle. Derken bölümün 2. yarısında ortalığı karıştırdılar yine ve adet yerini buldu.
Lidia:
Carmen:
Ángeles:
Marga: Sezonun pembe dizi hamleleri en yoğun bir şekilde bu kulvardan gelecek belli ki.
Carlota: En umrumda olmayan sezon açılışını bu yaptı diyebilirim gönül rahatlığıyla.
Carmen ilk 2 sezonda da bir kaşıkta boğulacak kadındı da bu sezon daha da aştı kendini.
*Uribe’yi 5 dakika içinde kiralık katil ayarlayıp sıradan bir hırsızlık süsü vererek öldürmek nedir yahu? Bir de ulan Uribe gider ayak işe yarayacaksın madem ‘Kızın yaşıyor.’ cümlesinden sonra gelen son cümlen ‘Carmen nerede olduğunu biliyor.’ yerine ‘Carmen bir manastırda saklıyormuş.’ olsun di mi?
*Marga ve Pablo’nun kardeşi konusunu farklı bir noktadan ilerlettiler. Pablo kardeşi ile yer değiştirdi ve Margo Pablo’nun kardeşini Pablo sanıp onunla yattı. Ama ne hikmetse ne iş yerindekiler Pablo’nun kaç zamandır sekmezsen birden bire sekmesini fark etmediler ne de Margo Pablo’nun ikizinin bacağının sağlam olduğunu ve onun Pablo olmadığını fark etti. Ne diyeyim; aşırı saçma olmuş bu şekilde.
*Perla/İnci (Patricia Peñalver) de hoş bir hatun bu arada. Çok uzatmadan Francisco ile seviştirdikleri için mutluyum.
*Elisa’ya da Carlos’un öldüğünü söylemiş demek ha? Herkesi bu derece mal yerine koymak zorunda mı bu kadın ya?
*Annen Lidia’yı öldürmeye çalışınca ‘Niye affedemiyorsun?’ diyorsun Lidia deneyince ona set çekiyorsun. Kanı bozuk ne olacak!
*Sezon sonunu bulur Lidia ile Francisco’nun yeniden bir araya gelmesi diyordum ama şappadanak yaptılar yine. Perla, yarın patlatırsın kasayı artık güzelim!
Sezon finali sanırım dizinin en çok sıkıldığım, en kötü bulduğum bölümü oldu.
derken devam etmese daha iyi olur sanki bu noktadan sonra.
Pembe diziye kayan yapısı gereği ara ara saçmalasa da hareketli, olaylı, son bölüm hariç keyifli bir sezon oldu genel olarak yine. Başka tarz bir sezon finali yapsa muhtemelen devam etmesini canı gönülden isterdim ama bu sezon finalinin üstüne içimden gelmiyor açıkçası.
konusu dışında ucu da yeterince kapalı bitti bu arada. İptal olması taraftarı olsam da onay alırsa kıyamam devam ederim 3 sezonun hatırına muhtemelen.
S4 Poster
S4 Fragman
Biraz zaman atlamışlar ve bol olaylı bir sezon açılışı olmuş.
*Ángeles ne işler çeviriyor öyle? Mirlo diye bir mafya lideri için mi çalışıyor cidden? Yoksa Mirlo kendisi mi? Ya da yine malum polis için ajanlık mı yapıyor?
*Marga’nın boşanması normal bir sonuç oldu.
Öfff, döndü yine gudubet moruk ya!
Ekip olma işinin bokunu çıkardılar ya bunlar neyse.
Bazen diyorum bıraksam mı bu diziyi diye ama ‘Poldark’ı bırakmamışım bunu niye bırakayım.’ diyorum sonra. Bu dizi ondan çok daha iyi akıyor sonuçta. Göz devirtiyor ama izletiyor da bir şekilde kendini. Böyle böyle 4 sezon bitti işte.
Finalde
Ucu kapalı bitmiş bu arada. Lakin 5. sezonu gelecek bunun muhtemelen. 4. sezonu çektikleri esnada 5’i yazmaya başladık rahat olun gibisinden bir açıklama gelmiş birilerinden. IMDB’de de 5. sezon (2020) şeklinde gözükmekte. 5. sezonda İspanya’da kanlı iç savaş yıllarına girecekler.
El destino les ha marcado un final pero ellas deciden cómo terminar su historia. La primera parte de la temporada final llega el 14 de febrero. #LasChicasDelCable
Bunun final sezonunu ikiye bölmüşler. Dün gelen ilk yarısı ise 5 bölümmüş.
S05E01-02
‘Bir İdiotun Peşinde’
İlk 2 bölümü özetliyor bu başlık. Oldum olası hiç sevmemişimdir savaş muhabbetlerini. Üstüne bir de bu idiotun durumunu eklemişler. Akmıyor cidden bölümler. Şunun bu sezon olmayışı, şunun da yok gibi bir şey oluşu da kötü etkilemiş elbette sezonu. Neyse katlanacağız artık 3 bölüm daha bunlara. Sezonun 2. yarısında bir zaman atlaması daha gelir herhalde.
*Sezon boyunca ‘Nerde lan bu? Öldü mü? Kaldı mı?’ düşüncesi vardı kafamın bir köşesinde. Derken … Kendisi için en uygun noktadan fırtlayıverdi.
*
Sezonun ilk 3 bölümü oldukça sıkıcı geçti. Son 2 bölümde iyi toparladı ama. Ortalığı fazlaca karıştırıp gittiler diyebilirim.
Final sezonunun tek seferde gelmesini tercih ederdim açıkçası. Şimdi kalan 5 bölüm için kaç ay daha bekleyeceğiz kim bilir? Arayı çok fazla açmadan Mayıs gibi gelse bari.
S5B Poster
S5B Poster 2
S5B Fragman