Lost 3×11: Enter 77 – Detaylar
12 yorum normandy 09 Mart 2007 01:06
lost‘un 11. bölümü enter 77’ı izledik. burada irdeleyeceklerim bölümü izlememişler için spoiler olacaktır.. bölüm özeti değildir, ufak tefek detaylardır. devam etmeyiniz :)ilk olarak, buyurun Mrs. Klugh ve patchy arasında geçen diyaloğun bir versiyonu;Mrs. Klugh: Mikheil, you know what to do.
Patchy: …Do we have a chance?
Klugh: We can’t risk it… you know the circumstances.
Patchy: … there IS another way..
Klugh: You know what to do, that is an order.
Patchy: We’ve GOT ANOTHER WAY!
Klugh: Do it Mikheil!
Patchy: I AM SORRY! (Shoots Klugh)
diğeri çeviri de burada.. fikir aynı..ikinci olarak, locke’un bulduğu yazılar.. şöyle ki;
ne demek bu yazılar? bir teori, bizim patchy’nin aslında hatchdeki gerçek adamın yerine geçmeye çalıştığı.. onun adı da andre.. afganistan’da o da bulunmuş herhalde ama unutmuş bildiklerini.. yani çalışıo rolüne.. buradan daha ayrıntılı bir çeviriye ulaşabilirsiniz..locke’un oynadığı satranç oyunu.. bir değeri var mı bilmiyorum ama farkedilmiş ki, satranç tahtasının son görülen halini chesslab‘e girince, oyunun 1985 yılında, Anatoly Karpov ve Gary Kasparov arasında oynanan bir oyun olduğunu görüyorsunuz.. oyunun adı da “The Brisbane Bombshell”..bir iki easter egg daha;
votka şişesindeki swan logosu
Nadia Elena Comaneci 1967’de yeni açılan spor salonu “The Flame” üyesiymiş.. ve son olarak, Mikhail Bakunin bir rus filozofuymuş..
yorumlar
mikhail bakunin, anarşizm’in babası sayılabilecek bir filozoftur. teorisyen veya yazardan daha ziyade eylemci bir insandır. değişik bir gönderme olmuş.
“mülkiyet, hırsızlıktır” lafının sahibiydi sanırım. ayrıca şöyle bir lafı da var, ilginç gelebilir: “bizim işimiz eski yapıları havaya uçurmak. bu yıkıntıların üzerine , varsın gelecek nesiller bir şeyler inşa etsin”
bu arada sadece 3. sezonun değil, tüm lost tarihinin en güzel bölümlerinden birisiydi.
ayrıca yukarıdaki diyalogda sanırım şöyle bir yer atlanmış lostpedia’dan farklı olarak. bana göre diyaloğun ana noktası idi:
Klugh: They captured us. We will not let them to get into the territory
son 2-3 bölümdür sıkılıyordum diziden, çünkü aranılan birçok cevaba açıklık getireceklerine, gizemleri arttırmaya devam ediyorlardı. fakat son bölümü çok beğendim ve zevkle izledim diyebilirim. umarım bundan sonraki bölümlerde böyle gider. farkettim ki bünyem daha fazla gizemi kaldırmayacak, cevaplar daha çok hoşuma gidiyor (:açıkçası lost asıl şimdi zevkli olmaya başladı bence (: acaba flame’deki sonarı ve uyduyu tamir edebilselerdi, gerçekten Dharma grubuna ulaşabilecekler miydi :S çünkü geriye pek dharma diye bir grup kalmış gibi gözükmüyor (:kişisel not: galiba 12’yi de sıkıcı yapıp, 13’ü güzel yapacaklar
sonunda lost’ un 3. sezonunun bir bölümünde keyif alabildim,
bence, asıl kopacak bölüm,tüm bu diğerlerinin asıl nerden olduğu ve ne yaptığına ulaştıkları zaman olacak!fakat anlayamadığım nokta şu ki; diğerlerinde çalışanların bir kısmı gönüllü bir kısmı zorunlu orda kalıyor gözüküyor. sanırım 3.sezonu şöyle baştan bir izleme zamanı geldi!
12’nin de sıkıcı olacağını düşünmüyorum. promodan izlediğim kadarıyla yine locke’un mallıklarından birine şahit olacakmışız gibi. sahi ne oldu da o karizmatik adam böyle şapşal bir şey oldu? sayid dövecek sanırım locke’u.
Evet ya Locke ‘dan böyle birşey beklemiyorduk, fakat belki de bodruma indiklerinde orada gördükleri C4 leri söylemiş olsalardı Locke 7/7 tuşlamazdı. Zaten Lost’ta en saçma bulduğum bilgi paylaşımının es geçilmesi, herkes birbirinden birşeyler saklıyor, kaybedecek neleri varsa!..
yapımcılarla yapılan o ünlü röportajlardan birinde bunu bilerek yaptıklarını,eğer karakterler birbirlerine herşeyi anlatırsa,seyirci için sıkıcı olacağını,hikayenin merak kısmının kaybolacığını falan söylemişlerdi! o yüzden her bildiklerinipaylaşmayıp,yeri geldikçe birbirlerine açıklıyorlarmış!
Şu an aklıma geldi, belki de (bakın, “belki de” diyorum) Lost, artık boku çıkmış bir dizidir? Bak, hiç böyle düşünmemiştim daha önce.. enteresan bir aydınlanma anı oldu benim için. br>
br>
Enter 77* bence güzel bir bölüm idi. Mikhail Bakunin* karakterine bayıldım; şu “Bu oyuna neden devam ediyoruz ki hala?” tavrındaki oyunculuk, o pür şeytani (“pure evil” yazmaya utandım) bakışlar falan harikulade idi. Hahah, bir de Locke ile alakalı olarak, Sözlük’te (#10647297)’de bahsedilen “Çekirdeklerini çıkardım, reçel yaptım!” yaklaşımına da coşkuyla katılıyorum. Ama Locke’un vaziyetini düşünecek olursak doğrudan bir mantıkla çok kolay desteklenebilir bu halleri; adam bildiğin ada’dan ayrılmak istemiyor işte. Son cümlesini pek sevdiğim (#10647568)’deki yaklaşıma da bir göz atın isterim. br>
br>
Bu arada, bu bildiri’yi de başarılı bulduğumu söylemek istiyorum. Lost’la ilgili tek bir satır daha okuma hevesim yokken karşılaştım; bölümle ilgili ayrıca bilmem gereken her şeyi kısaca/dozunda anlatmış normandy. Teşekkür. br>
br>
Bu şekilde yani olaylar. Haykırtma beni Lost; ak artık, var ereğine.
bölüm özetlerindense böyle detay içeren yazıları daha çok seviyorum.
zaten bölüm özetlerini “yazan” da genelde pek sevmiyor yaşam enerjisini emiyor özetler. bundan sonra böyle yapalım madem.
waving figure
yeni buldum bunu.. lost 2. sezon ekstralarından biri, lost’daki bütün karakterleri birbirine bağlayan kocaman bir harita.. bu resim de o haritadan alınma.. ve 3 kişiye bağlı; jack, jack’in babası ve claire.. claire ile jack kardeş olabilirler mi? (acaip türk filmi oldu bir anda..)
http://www.lostpedia.com/wiki/Waving_figure