İzleyicisini zorlayan, uçuk kaçık bir mini dizi ile karşınızdayız: Maniac

Aynı isimli Norveç dizisinin uyarlaması olan bu bilim kurgu, kara mizah dizisi Netflix’te 21 Eylül 2018’de 10 bölümüyle birden izleyicisine kavuştu.

Dizinin yaratıcısı Patrick Somerville ve yönetmeni Cary Joji Fukunaga .

Konu

Aşina olmadığımız bir zamanda, ilerlemiş bir teknolojinin yönlendirdiği bir toplumun ortasında iki mutsuz bireyin hayatları bir deneyde çakışıyor.

Bir ilaç firmasının, insan zihniyle ilgili yaptığı bu deney için denek olmak üzere gönüllü olan oğlumuz Owen Milgrim ile kızımız Annie Landsberg’ün sıradışı maceraları, sıradışı bir dille sunuluyor.

Kahramanlarımızın geçmişlerindeki travmalar, deney(ler) boyunca yaşadıkları olaylar, gördükleri sürrealist halüsinasyonlar, yöneticisinden hademesine kadar deneyi uygulayan ekibin eksantrik halleri, diğer deneklerin acayiplikleri vs. derken gerçekten de kendimizi tam bir manyaklığın ortasında buluveriyoruz. Üstelik de ne olduğunu anlayabilmek için epey bölüm izlemek zorunda kalarak. İşte bu aşamada da yolda telef olan izleyici sayısı maalesef hatrı sayılır miktarda.

Karakterler

Çoğu zaman yaptığım gibi karakterlere değinirken yüzeysel geçerek, içini doldurmayı siz izleyecek olanlara bırakacağım:

Owen Milgrim (Jonah Hill) : Zengin ve kalabalık bir ailenin şizofren olduğu düşünülen yetişkin, pısırık oğlu. Ailesinin kanatlarının altındaki yaşamından sıyrılıp hem ekonomik anlamda hem de psikolojik anlamda kendisine başka bir hayat çizmeye karar vermiş. Bu yolda attığı ilk adım ayrı bir eve çıkmak, ikinci adım da bir laç firması için denek olarak para kazanabilmek.

Annie Landsberg (Emma Stone) : Bağımlı (borderline) kişilik bozukluğu olan Annie, ters mizaçlı, dışadönük yaşamayı sevmeyen, özgüveni bol, pratik zekalı ve fakat meteliksiz bir hatun. O da denekler arasına katılarak istediklerine erişmenin yolunu tutturmuş durumda.

Dr. Muramoto (Rome Kanda) : Göründüğü her sahnede beni eğlendiren tavır ve sözleri ile sıradışı bir karakter. Neberdine İlaçları’nda çalışan, deneyimizin yürütücüsü olan bilim adamı.

Dr. Azumi Fujita (Sonoya Mizuno) : Dizi boyunca içtiği sigaralar, kafasının üstünde bir bulutla dolaşıyormuşçasına mutsuz ve ciddi halleri, deneyin başarısı için iş disiplinine sonuna kadar bağlı bir karakter olarak kalacak aklınızda. İtici mi? Asla! Ne yumurtlayacak diye merak ettiren bir başka tip.

Dr. James K. Mantleray (Justin Theroux) : Dizinin en eğlenceli karakterlerinden biri. Neberdine İlaçları’nda çalışan yüksek mevkide bir bilim adamı. Çeşitli nedenlerle projede kızağa çekilmiş.

Fujita, Mantleray, Muramoto doktorlar

Porter Milgrim (Gabriel Byrne) : Owen’ın zengin, fabrikatör (!) babası.

Dr. Greta Mantleray (Sally Field) : Meşhur bir terapist.

Bunların dışında kahramanlarımızın yakınları, hastalar, kliniğin diğer personeli ve elbette bir de yapay zeka işin içine girince kadro iyi renkleniyor ve kalabalıklaşıyor. Arada birçok tanıdığın olduğu kadro için imdb kollarını açmış sizi bekliyor.

Son Söz

Mizah” kelimesini duyan kimi izleyicinin “yarımşar saatlik ve komedi ağırlıklı” bir iş bekleyip havasını aldığı bu yapımın sekiz bölümü 40-45 dakikalık, iki bölümü 26 ve 29 dakikalık. Ortada inceden inceden hakkıyla verilen bir kara mizah var ama bu bir komedi dizisi değil.

İşin bilim kurgusu da tadında. Hafif distopya, biraz siberpunk (yüksek teknoloji, düşük yaşam) derken sunulan dünya ilgi çekici. Bir yanda tüplü monitörler, öbür yanda bu monitörlerin ucundaki yapay zeka ve daha nicesi zaman bağımsız başka bir evrenden sürrealist bir kesit gibi.

Dizide en fazla öne çıkan unsur olan psikolojik dramayı da atlamayalım elbette. İç dünyasına girdiğimiz karakter sayısı iki ile sınırlı değil.

Tüm oyuncular rollerininin hakkını veriyor. Görsel anlamda da gerek ortamlar gerek teknolojiler film kalitesinde.

Maniac, hikayesi hızlı ilerlemeyen bir yapım. Örneğin ilk bölümü fazlasıyla giriş bölümü ve 2 ana karakterimiz için tam anlamıyla giriş yapmamız da 2 bölüm sürüyor. Yine de o siberpunk havalı ortamlar ve anlatım ile ilk bölümden benim gibi sardığı izleyiciler olabilir. Kalanları da merak ve Emma Stone aşkı sürükleyecektir diye düşünüyorum. ;)

4. ve 5. bölümleri ağırlıklı olarak dolgu bölüm tadında halüsinasyonlar olduğundan ilgili bölümlerin konusu, oyuncuların döktürmeleri gibi ayrıntılara kapılmayan izleyiciyi yorabilir. Aşağı yukarı 6. bölümde ısınıyoruz ve yanıtlar dökülmeye başlıyor, hikaye de sağlam kızışıyor.

Diyeceğim odur ki başta söylediğimi yenileyerek öneriyorum Maniac’ı : İzleyicisini zorlayan herkese göre olmayan bir dizi Maniac. Ama sarmasına izin verirseniz de başından gayet memnun kalkacağınıza eminim.

Not: Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılıyordu.

Fragman

Adet yerini bulsun diye fragmanı konduruyorum ama benim gibi fragmanın ilk 30 saniyesini izleyip sonrasına bakmadan dalarsanız diziye, alacağınız zevk artacaktır diye düşünüyorum.