Marco Polo — Tanıtım
35 yorum mekanikzirilti 02 Ocak 2015 10:49
Hepimiz Marco Polo’nun o bilindik hikayesine aşinayızdır. Doğu Asya’ya kadar seyahat edip, bunun kayıtlarını da tutan Avrupalı gezgindir. İşte Netflix de demiş ki gelin biz bunu dizi yapalım, üstüne bir de 90 milyon dolar harcayalım. 12 Aralık’ta 10 bölümünün tamamı yayınlanan dizinin çekimleri Venedik, Kazakistan ve Malezya’da gerçekleştirilmiş.
Konu:
13. yüzyıl Çin’inde geçen hikaye, Marco Polo’nun babası tarafından İpek Yolu’nda rahatça seyahat edip ticaret yapabilmek adına hediye/hizmetçi/rehine olarak Kubilay Han’a bırakılmasıyla başlıyor. Kahramanımız siyasi hesaplaşmalar ve kültürel farklılıklarla dolu bu yeni yaşamında hayatta kalmak adına uğraşıp dururken, Kubilay Han’ın hükümdarlığını korumak için karşılaştığı zorluklara tanık oluyoruz.
Kadro Ve Karakterler:
Marco Polo (Lorenzo Richelmy): İtalyan aktör Lorenzo Richelmy tarafından canlandırılan karakter, gözlemlediklerini şiirsel bir dille anlatmasıyla Han’ın dikkatini çekiyor. Ancak bilmediği bu topraklarda hayatta kalabilmek için hiç şüphesiz daha fazlasına ihtiyacı var. Aktör şurada sırf bu rol için İngilizce öğrendiğinden bahsediyor.
Kubilay Han (Benedict Wong): Prometheus‘dan tanıyabileceğimiz Benedict Wong‘un hayat verdiği, koca bir imparatorluk emrinde olan Han; zaman zaman acımasız, kısmen felsefik ve tabii ki de daha fazla toprak ve daha fazla ün arayışındadır.
Jia Sidao (Chin Han): Çıkarcı, fazlasıyla gaddar, kısacası su katılmamış kötü olan Song Hanedanlığı’nın reisini de Chin Han canlandırıyor.
Prens Jingim (Remy Hii): Babasına kendisini çaresizce kanıtlamaya çalışan toy, biraz da saf prensi oynayan oyuncu ise Remy Hii.
Hundred Eyes (Tom Wu): Marco Polo’ya dövüş sanatları eğitimi veren, gözleri görmeyen bir Kung-fu ustasını canlandırıyor Tom Wu.
Niccolo Polo (Pierfrancesco Favino): Diyar diyar gezen bir tüccarı canlandırıyor Pierfrancesco Favino. Niccolo Polo pek de babalık hamuru olmayan bir karakter.
Mavi Prenses (Zhu Zhu): İlerleyen bölümlerde daha çok bilgi sahibi olacağımız ama dizi için önemli olan karakteri Zhu Zhu oynuyor.
Mei Lin (Olivia Cheng): Jia Sidao’nun kardeşi olan Mei Lin’i Olivia Cheng canlandırıyor.
Son Söz :
Bazı medya organlarınca Netflix’in Game of Thrones‘u olarak lanse edilen Marco Polo’nun bu seviyeye maalesef ulaşamadığını söyleyelim. Diziyi izlerken aklınıza, Marco Polo’yu canlandıran İtalyan oyuncunun ana karakter olarak pek de göz dolduramadığı, biraz silik kaldığı, hatta bu dizinin adı Kubilay Han olmalıymış fikri düşüyor. Öte yandan muhteşem kıyafet tasarımı ve alabildiğine görsel ziyafet sunan açık alan çekimleri sizi içine çekiyor. Durağan bir tempoda ilerleyen dizi, tarihi dram sevenleri tatmin edecektir diye tahmin ediyorum.
Not: Beni biraz sinirlendiren de hiç güçlü bir kadın karakter olmaması. Tamam anladık 13. yüzyıl da bu kadar da olmaz be kardeşim.
Not 2: Dizide savaş koreografı Brett Chan ile çalışması planlanan dublör Ju Kun, kaybolan Malezya MH370’in içindekilerden birisidir.
yorumlar
Şimdiye kadar 6/10 izledim. Kendisini izlettiğini söyleyebilirim. İlk başta gözüme tuhaf gelen Marco Polo ve Kubilay Han ikilisini, dahası bu ikili arasındaki ilişkiyi sevdiğimden de götürebilmiş oldum sanırım.
Yalnız Sidao, Jingim, Mavi Prenses üçlüsünü pek sevebilmiş değilim. Sidao’nun 4. bölümde yediği halttan dolayı ondan soğudum; Mavi Prenses’ın hikayesi ilgi çekici ama ana kadın karakter oluşuna daha ısınamadım; Jingim loserlıktan ölecek ya da beni öldürecek. Ayrıca Niccolo karakterine itirazım yok da o nasıl bir baba ya?! Evlerden ırak. Mei Lin’i güzel oluşturmuşlar. Neyse ona girmeyeyim…
Wikipedia’sında ‘mixed reviews’ gördüm, negatif konuşan belirli bir kitle oluşmuş ama anlıyorum. Bir kere bu dizi için ‘Netflix’in Game of Thrones’u’ demek pek bir saçma. İşin içine HBO’yu da bulaştıralım zihniyetili birinin işidir o. İki dizinin karşılaştırılmaması lazım bana göre. Yalnız bu dizide şöyle bir şey de oldu bende:
Kendimi Netflix’ten Hemlock Grove izliyormuş gibi hissediyorum. “Ee canım, başka?” dedim sanırım iki kere. Tamam, bir şeyler oluyor da birisi sezon boyu ne oldu diye sorsa, başladığımız yerdeyiz diye cevap verebilirim. Kurguyu biraz hızlandırsalar daha iyi olacak.
Gerçi -tahmin ediyorum- yaşanmış tarihe göre düşündüğümde biraz mantıklı gelmiyor değil. Çabuk harcamak istemedikleri bir şey var ve bana göre -onu birinci sezon finaline sakladık- hali var dizide… Ona da “Yap 5. bölümde, sana hikaye mi yok?!” diyorum valla.
Neyse, kalan 4 bölümü de izledikten sonra da gelir bir şeyler karalarım. Yazı için eline sağlık.
Eline sağlık, güzel bir yazı olmuş
Benim çok fazla tarihi dizilere ilgim yok, yani pek akıcı olmuyorlar süre geçmek bilmiyor sıkılıyorum. Tarihe ilgim var aslında fakat diziler pek akıcı geçmiyor bana göre. Ama yorumlar güzel gelirse, insanlar severse bir bakmayı düşünebilirim.
Bir de Game of Thrones’la kıyaslamak çok saçma. Bir zamanlar Vikings içinde aynı şeyleri duymuştum izlemek için oturunca hayal kırıklığına uğradım ve diziye biraz zor adapte oldum. Aynısı bu dizi içinde geçerli. Game of Thrones beklentisiyle oturan biri hayal kırıklığına uğrayabilir.
Sanırım o benzetmeyi en az o dizi kadar iddialı oldugunu göstermek için söylemişlerdir.Pazarlama yöntemleri.Biri tarhi biri fantastik tür sonuçta . Diziye daha başlamadım ama bu tür konuları sevdigim için yakın zamanda başlıyacagım.
Dizilerdeki tempo olayı aslında yapımcının yaratmak istedigi atmosferle ilgili bir durum. Ulusal kanallardaki yüksek tempolu dizlerden sıkılan izleyiciye farklı bir anlatım seçenegi sunuyorlar. ki sunmak zorundalar.İnsanlar sonuçta para verip izliyorlar Farklı bir şeyle karşılaşmadıktan sonra bu parayı niye versin..Bir çok hbo dizisinin de tempolu oldugu söylenemez.Anlatmak istedigi hikayeyi iyi anlatıyorsa zaten temponun önemi pek kalmıyor.
Çok güzel bir tanıtım olmuş .Eline saglık.
çok teşekkürler güzel yorumlarınız için.
yavaş ilerlemesine benim aslında itirazım yok. hem söylendim hem de bitirdim ilk sezonu. yapsınlar ikinciyi onu da izlerim.
@aytackara ; Jingim beni de kanser etmiş olabilir.Bi silkelen bi kendine gel.
Tanitim cok guzel olmasina ragmen bana uymamisti bu dizi. Ilk bolumu ortalama ilerleyip finalde beni meraklandirmisti. Tempo artar gibi olmustu, hemen 2ye baslamistim hatta ama sonra 2de bir seyler sıktı beni. Devamini getiremedim. Bi sans daha da vermem sanirim.
Eline saglik :))
Çıldırmış bunlar. GOT da belki çok ve aşırı gereksiz para harcanan bir yapım ama yılların kitap serisiydi ne yapılırsa yapılsın kitabın hayranları yüzünden tutacağı ve zarar etmeyeceği belliydi. Gerçi ben tahammül bile edemiyorum o ayrı.
Komik olan Cin Ali’den beri kitap okumamış okuma yazma dahi unuttuğundan şüphelenilecek insanların elllerinde GOT kitaplarından hem de ingilizcesiyle filan çok gördüm de Marco Polo diye dövünen kimse ne gördüm ne de duydum şuncacık hayatımda ki bu kadar riske girmeye deysin.
Marco polo bu kadar bilnmiyorsa neden kaç tane yüksek bütçeli sinema filmi yapıldı o zaman Onlarda demek anlamıyor bu işten.Kusura bakma basket case ben yaptıgın bu yorumu bir yere oturtamadım. Marco polo her zaman ilgi odagı olmuştur.Bence sende bir yerden başla
Vikings ve Da Vinci’s Demons yokluğunda çerezlik olarak başlamayı düşünmüştüm ama dizi gayet sevdirdi kendisini. Demin de final bölümünü izledim, gayet güzel ve sonu muazzam bitti. Olay örgüsü ve senaryo biraz durağan geçse de, mekan ve kostüm de Outlander’dan sonra 2. liği hakediyor gibi sanki. Başlamanızı kesinlikle tavsiye ederim.
gomen marco polo yapılmasına karşı değilim harcanan bütçe çok aşırı geldi. isterlerse 100 tane marco polo yapsın netflix sonra da batsın bana ne.
hatta şu başroldeki italyanda zerre oyunculuk yeteneği olduğuna inanabilsem izlerdim bile.
Dizinin tamamını izledim çok beğendiğim. Özellikle müzikleri çok hoş orta asya türk Moğol yaşam tarzını çok güzel işlemişler. Bence gayet başarılı bir dizi özellikle tarihi dizilere bayılıyorum.
İnşaallah “bariz” Türk düşmanlığı içermiyordur. Bir kenarda dursun bir ara bakacağım. Yazı için teşekkürler…
ek: henüz the physician filminin aşırı saçmalamasını, batıyı öveceğim diye doğuyu yerin dibine sokuşunu ve müslüman olmayı caminin dört duvarı arasına sıkıştırışını atlatamadığım için önyargılı yaklaşıyor bu tip bir yapıma
diziyi izlemeden yapılan yorumların izlemeyi düşünenleri etkilememesini umuyorum. şunu içtenlikle söyleyebilirim; dizi şahane arkadaşlar. hikaye, oyunculuklar, görsellik, yönetmenlik. Herşey mistik bir havada birleştirilmiş.
Marco Polo’nun küçük dünyasından çıkıp bambaşka kültürler içerisinde ki yolculuğu, bu zaman içindeki değişimi, duyguları çok iyi anlatılmış ve oyuncu gayet iyi şekilde bunları yansıtabilmiş.
ben öncelikle izlenmesi sonra yorumlanması taraftarıyım.
ve ayrıca GOT ile karşılatırılmasını doğru bulmuyorum. Tek benzerlikleri krallık entrikaları, politik kurgusu.
Valla dizi ilgimi çekmiyor ama anca şimdi okuduğum bu “ilk yazı” olan tanıtım ne kadar güzel olmuş yahu! Ellerinize sağlık mekanikzirilti.
Şu yazı okunmalı…
@dkamoy; akşam akşam, durduk yere mutlu olmuş olabilirm
sezonu bitirdim sonunda, güzel bir finalle işi 2.sezona bağladılar.izlemeyenler mutlaka izlesin derim
1. sezon finali üzerine:
Güzel kapattılar sezonu. Son sahneye güldüm ama olsun. Özellikle tavsiye etmem ama hoşlandım izlemekten dolayı. Bu başlıktaki ilk mesajda da dediğim gibi hangi konuyla bitireceklerini tahmin etmesi zor olmadı. Yaşanmış tarihten dolayı sonucun ne olacağını ve sonraki sezona kalıp kalmayacağını bilmekse inanılmaz rahatlatıcıydı; stressiz izledim. (Hatta bir ara Temple Run oynadım, o derece stressiz.)
Yalnız daha önce şuraya 2. bölüm için yaptığım o yorumu unutmuş değilim; izlerken ara ara aklıma gelmedi değil sezonda. Neyse, sorun değil. Tarihin benim bildiğim kısmı 1 sezonluk hikayeye yetti. Buradan sonrası artık Cengiz’e emanet.
Güzel bir bölümdü.
En sonda ikinci sezonun 2016 yazında yayınlanacağı haberi vardı
war is coming
https://www.youtube.com/watch?v=gua4tiGw5tk
2.sezon bölümlerini arka arkaya seri birşekilde izlemek harika olacak
Fena başlamadı.
– Bölümün sonlarına doğru gelişen aksiyon sahnesi çok sağlamdı. Mei Lin ve Marco’nun kapıştığı hatun (Lotus) çok iyi dövüşüyordu. Onun olduğu birkaç dövüş sahnesine asla hayır demem. Hele bir de Hundred Eyes ile kapışsa tadından yenmez
– 15 saniyede olsa Khutulun’u görmek çooooooook güzeldi. Bayılıyorum bu hatuna yaa
Maraton başlasın
HAYDAAAAAAAAAAAAA
2×01 üzerine:
Üstünden çok zaman geçtiği düşüncesiyle neler olduğunu unuttuğumu düşünüyordum, hatırlıyormuşum. İlk sezonun temposu biraz yavaş geldiği için yine o civar bir şey bekliyordum; beklediğimden daha tempoluydu. Belki de alıştığım içindir.
Maraton halinde sanıyıorum (aslında tabii ki) izleyemeyeceğim ama yavaş yavaş devam ederim artık. Döndüğü iyi oldu. İlk bölümü sevdim.
@okakacukaka Merak edip açtım spoilerı. İlk sezonun son bölümünde bunu açık etmişlerdi zaten.
2×02 üzerine:
Bölümün geneli güzeldi de sonu ayrı bir güzeldi. O ambiyansı güzel verdiler doğruya doğru.
İnsanın canı acır be yaparken!
İkinci bölümden sonra birazcık yavaşladı dizinin temposu ancak bu bölümden sonra tekrardan çıkışa geçecektir.
– Nayan, Kaidu ve Ahmad’ın ittifakına karşı ne yapacaklar çok merak ediyorum.
– Allah’ım şu Khutulun lütfen Kublai’ın tarafına geçsin. Ona bişey olmasını hiiiç istemiyorum
– Kokachin iyice kafayı yedi. Sonu ne olacak acaba.
Süper bir bölümdü. Açık ara ile sezonun en iyi bölümüydü diyebilirim.
– Patlama sonrası savaş sahneleri de çok iyiydi. Özellikle Jingim vs Orus ve Hundres Eyes ve üzerine gelenlerin savaşı çok iyiydi. Khutulun’a bir şey olmamasına o kadar sevindim ki anlatamam
– Kokachin’in bebekleri de doğdu. Kız olan Jingim’den erkek olan Marco’dan. Bakalım bu durumu nasıl atlatacaklar?
– 10. bölümde Ahmad’a saldırırlar umarım. Basit bir sezon finali olmasın.
Güzel bir sezon finali oldu. Çok beğendim.
– Jingim’i sonradan sevmeye başladım. Karakter olarakta gelişti.
– Dizinin adı Marco Polo ama Marco’yu pek fazla göremiyoruz. Yinede Kaidu’yu öldürmesi iyiydi.
Gerçi ilk sezonun üstünden 1.5 yıl geçince ilk bölümü izlerken sıkıntı yaşadım biraz Bunlar buraya niye geldi, ne zaman geldi, en son neler olmuştu ki ? diye diye geçirdim bölümü.
İlk 6 bölüm içinde beni en çok şu konuşma ve sonrası etkiledi.
Diziler, filmler kurgu oldukları için izlerken pek etkilenen biri değilim. Ama bu sahneler sanki gerçekti, sanki ben de oradaydım. Öyle içine çekti, öyle etkiledi beni. Kardeş Payı 14. bölümde de benzer duyguları yaşamıştım.
9. bölümün ilk yarısı muhteşemdi. Bu sezonu da güzel bölümlerle bitirdiler, ama 3. sezon olacak şekilde planlanmış her şey belli ki. Umarım haber için Daredevil kadar uzun, izlemek için de bu sezon kadar uzun beklemeyiz Bu arada ben bu sezon en çok Jingim’i beğendim, hem karakter bayağı gelişti bence, hem de oyuncu ilk sezona göre daha iyi oynadı sanki. Hundred Eyes bu sezon çok geri planda kaldı, kendisini bu sezon daha fazla izlemeyi ümit ediyordum lakin olduğu sahneler de yine iyiydi özellikle 9. bölümdeki.
2. sezon üzerine:
Haftalık dizi muamelesi yapıp 64 dakikalık sezon finali eşliğinde 10 haftada bitirmiş oldum.
Güzel bir kapanıştı. Aynı zamanda az da olsa açıktı tabii, sezonun konusu bitti ama tam da kapatmadan gitmişler. İlk iki ve son dört bölüm özellikle güzeldi, ortasındakiler de makul bölümlerdi. Temposunu ilk sezona göre biraz daha beğendim.
Ahmad’tan zekası ve plancılığından dolayı nefret falan etmedim de o Kaidu ne kadar vasıfsız ve gereksiz bir adamdır yahu? Sezonun sonlarına doğru içim şişti hatta onun sahnelerinde. Kraliçe ve Jingim de bu sezon çok daha iyiydi.
Sezonda odağı Marco’dan alıp Kubilay’a daha çok vermişler bu sefer. Gerçi herksin kendince bulduğu daha çok ağırlık vardı.
Üçüncü sezon gelirse o zaman görüşürüz artık.
* Sezonu bitirdikten sonra aklıma bir anda üçüncü sezon onayı olmadığı geldi. Çünkü ikinci sezonu bir ay geçmeden gelmişken iki ayı geçmemize rağmen gelmedi. Sonrasında neti karıştırırken ortalıkta iptal dedikodularının olduğunu gördüm.
Düşük reytingler ve oldukça yüksek maliyet de görünen nedenler. Bilindik/güvenilir bir sitede çıkmış bir haber yok ama. Ayrıca Kubilay Han karakteriyle Benedict Wong’un geri dönmeyebileceğine dair pek bilindik olmasa da sitenin birinde haber var.
Sonuçta Netflix bu. Lilyhammer’dan sonra ikinci dizisini geri döndürmezse şaşırmam ama devam veya son sezonu falan olsa hayır demem.
İzlediğime pişman olduğumu söyleyemem.
Kokachin Kubilay’ın sezon finalinde de dediği gibi zaten 4. eş, Jingim açıkça söyleyen olmasa da kısır olduğundan yaşandı zaten ne olduysa. Bir de ben Kokachin/Marco sevişmesini de hatırlamıyorum açıkçası.