Mart Yenileri, Kapıdan Baktırıyor
91 yorum dkamoy 26 Şubat 2013 18:39
İlkbahara 2 gün kala, Mart’ta başlayacak olan dizilere bir göz atalım mı birlikte? İşte size, bu ay tanışacağımız 9 yeni dizi: Red Widow, Mayday, Bluestone 42, Shetland, Top of the Lake, Bates Motel, Orphan Black, Broadchurch, In The Flesh
Red Widow
Red Widow (ABC)
Başlangıç tarihi : 3 Mart 2013
Bölüm sayısı : 8 bölüm (Çift bölümle başlayacak.)
Başroller : Radha Mitchell, Goran Visnjic, Clifton Collins Jr, Rade Šerbedžija
Konusu : Ev hanımı olan Kuzey Kalifoniya’lı Marta Walraven, kocası öldürüldükten sonra, ailesini korumak için onun işlerini devralmak zorunda kalır. Ama ne işler? Kocası hayattayken organize bir suç örgütünde çalışmaktadır ve yaptıklarını sürdürme işi şimdi Marta’ya kalmıştır.
Sezon başında tutmadığı için çabucak iptal olan Fox dizisi The Mob Doctor‘ı andıran konusu yüzünden, reytinglerini şimdiden kestirmek isteyenler için; Pazar günü yayınlanacağı saat diliminde hangi dizilerle yarıştığı bilgisi şurada.
Mayday
Mayday (BBC 1)
Başlangıç tarihi : 3 Mart 2013
Bölüm sayısı : 5 bölüm
Başroller : Sophie Okonedo, Aidan Gillen, Peter Firth, Lesley Manville
Konusu : Bahar Bayramı sırasında yapılacak olan törende Mayıs Kraliçesi’ni temsil edecek olan 15 yaşındaki kız kaybolur. Kızı kaçırıp bir şey yaptığından şüphelenilenler vardır; ama, bunlardan şüphelenenler polis değil, sıradan insanların kendi yakınlarıdır. Öyle ki listede;
- kocasından şüphelenen ama itibarını zedelememek adına sesini çıkartmayan bir kadın;
- babasından şüphelenen ama yalnız kalmaktan korktuğu için arada kalan bir oğul;
- erkek kardeşinden şüphelenip de kaybedecek çok şeyi olduğunu düşünen bir adam;
- kocasından şüphelenen ama çocuklarının hayatını altüst etmek istemeyen 3 çocuklu bir anne vardır.
Bakalım, işin psikolojik yönü ile ne kadar gerileceğiz. Dizinin oyuncularından Sam Spruell, yapımı, The Killing‘e benzetmiş.
Bluestone 42
Bluestone 42 (BBC 3)
Başlangıç tarihi : 5 Mart 2013
Bölüm sayısı : 8 bölüm
Başroller : Oliver Chris, Kelly Adams, Gary Carr, Stephen Wight, Katie Lyons, Tony Gardner
Konusu : Afganistan’da görevli bir İngiliz bomba imha müfrezesi üzerine kurulu bir komedi. İşleri, bomba imha etmek olsa da asker ve yoldaş olmayı, kaynaşıp, paylaşmayı, geyik yapmayı seven bir grup İngiliz askeri izleyeceğiz bu komedide.
Broadchurch
Broadchurch (ITV)
Başlangıç tarihi : 4 Mart 2013
Bölüm sayısı : 8 bölüm
Başroller : David Tennant, Olivia Colman, Vicky McClure, Arthur Darvill, Jonathan Bailey
Konusu : Sevmelere doyamadığımız David Tennant’ın bu hırpani haline bakmayın. Kendisi bir polis dedektifi; ismi Alec Hardy.
Küçük bir çocuğun ölü bulunmasıyla, ufak bir kasaba halkı polis soruşturmasının ve medyanın odağı oluverir. Bu küçük deniz kenarı kasabasının sakinleri ve polis dedektiflerimizin hikayesinde, Alec Hardy’nin ortağını da Olivia Colman canlandıracak.
http://www.youtube.com/watch?v=Qh-K3Za-Fyw
Shetland
Shetland (BBC 1)
Başlangıç tarihi : 10 Mart 2013
Bölüm sayısı : 2 bölüm (mini dizi)
Başroller : Douglas Henshall, Gemma Chan, Sandra Voe, Lewis Howden, Steven Robertson, Alexander Morton
Konusu : Polis dedektifi Jimmy Perez, uzun yıllar uzak kaldığı memleketi Shetland’e dönüş yapar. Üvey kızı Cassie ile döndüğü kasabada, bir yandan bir cinayet davasını çözmeye uğraşırken, diğer yandan da geçmişten kalan sırları ve yalanları ortaya çıkartmaya başlar.
Top of the Lake
Top of the Lake (BBC 2)
Başlangıç tarihi : 18 Mart 2013
Bölüm sayısı : 7 bölüm
Başroller : Elisabeth Moss, Cohen Holloway, Holly Hunter, Peter Mullan, David Wenham
Konusu : 12 yaşındaki Tui Mitcham 5 aylık hamiledir ve buz gibi bir göle dalmaktadır ki… Kaybolur. Dedektif Robin Griffin, bu davayı araştırmaya girişir; ancak bu, sıradan bir “kayıp” davası değildir.
Nefes kesici güzellikte ve ücra olan bu dağ kasabasında etkili, kötü güçler vardır. Mutluluğun ve dürüst çalışmanın imkansızlaştığı bu yerde, Griffin’in hem kayıp kızı bulması, hem de gizemli geçmişiyle yüzleşmesi gerekmektedir. Üstelik, bir zamanlar geride bıraktığı bir adam, şimdi yolunun üstündedir. Davayı çözmeye yaklaştığı her adım, Griffin’in kendisi ile ilgili bir gerçeği daha su yüzüne çıkartmaktadır.
BBC2 dizisi desek de ilk olarak, kablolu Amerikan kanalı Sundance’te görücüye çıkacak.
Mad Men‘in Peggy’sini canlandıran ödüllü oyuncu Elisabeth Moss’u, Oscar’lı Amerikan aktris Holly Hunter’la birlikte bir İngiliz dizisinde izlemek, bakalım nasıl bir tecrübe olacak.
(Altta kısa fragmanı paylaştık; daha uzun bir fragman için şuraya tıklayabilirsiniz.)
http://www.youtube.com/watch?v=DTpTKPsVfnA
Bates Motel
Bates Motel (A&E)
Başlangıç tarihi : 18 Mart 2013
Bölüm sayısı : 10 bölüm
Başroller : Freddie Highmore, Vera Farmiga, Max Thieriot, Nicola Peltz, Mike Vogel, Nestor Carbonell, Keegan Connor Tracy
Konusu : Gerilim filmleri ustası Alfred Hitchcock‘ın meşhur Psycho (Sapık) filminin uzantısı. Dizide, filmin geçtiği yılardan çok öncesini, Norman Bates’in ergen yaşlarını ve annesi Norma’nın gençliğini izleyeceğiz. İkilinin, meşhur Bates Motel’i işletmeye başladığı yıllar…
Lost yapımcılarından Carlton Cuse‘un her bulaştığı iş gibi, Bates Motel de ilkbaharın en iddialı dizilerinden. Dizinin reklamları, önce 2 iştah açıcı klip ile başladı. Ardından, 15 saniyelik giriş jeneriği yarışması yapıldı. Sonra fragmanlar gelmeye başladı (2:32 dakikalık ilk fragman şurada reklamdan sonra izlenebiliyor; 2. fragman altta). Dizi için hazırlanan 5 poster için de şuraya bakmak isteyebilirsiniz.
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=DiM4caR6jf4
Orphan Black
Orphan Black (BBC America)
Başlangıç tarihi : 30 Mart 2013
Bölüm sayısı : 10 bölüm
Başroller : Tatiana Maslany, Jordan Gavaris, Dylan Bruce, Maria Doyle Kennedy.
Konusu : Dışlanmış bir öksüz olan Sarah’nın hayatı, kendine çok benzeyen bir kadının intihar edişine tanık olmasıyla beraber tamamen değişir. Sarah, ölen kadının kimliğine, erkek arkadaşına ve banka hesabına konar. Ancak, sorunları çözüleceğine, gizemli birtakım olayların içine çekiliverir. Akıl almaz bir gerçeği keşfeder : Ölen kadın ve kendisi birer klondurlar. Peki, sadece 2 tane midirler..? Sarah kendini, ölümcül bir komplonun ortasında bulur ve kim olduğunu, kendinden daha başka kaç tane olduğunu öğrenmek için bir yarışa soyunması gerekir.
Çift ya da daha fazla sayıda kişilik içerikli yapımların (Ringer, Do No Harm, Awake vb.) ABD’de tutmadığı bu günlerde, umarız BBC America bu işin altından alnının akıyla kalkabilir.
(Altta kısa tanıtım filmini paylaştık; daha uzun, ayrıntılı ve hareketli fragman için şuraya tıklayabilirsiniz.)
In The Flesh
In The Flesh (BBC3)
Başlangıç tarihi : 17 Mart 2013
Bölüm sayısı : 3 bölüm
Başroller : Luke Newberry, Steve Cooper, Marie Critchley, Steve Evets, Kenneth Cranham
Konusu : Bu doğa üstü yapımda 4 yıl önce ölmüş zombi bir genç olan Kieren Walker’ın hikayesini izleyeceğiz. Gencimizin zombi oluşundan kısa bir süre sonra binlerce zombi, aylarca rehabilite ediliyor ve bu zombiler, topluma ve ailelerine dönebiliyor. Kieren de rehabilite olduktan sonra, ailesine dönüyor; ama bakalım, yaşayan ölü gencimiz ne kadar kabul görecek.
BBC3, dizi için “Keep Calm and…” konseptine uygun bir reklam filmi de çıkarttı. Şuradan izlenebilen reklamın başlığı, “Sakin olun ve yaşayan ölülerden uzak durun“.
Youngers
Youngers (Channel4)
Başlangıç tarihi : 20 Mart 2013
Bölüm sayısı : 8 bölüm
Daha önce, şu yazıda ele alınmıştı.
http://www.youtube.com/watch?v=zfW1UOsFZuk
Mart ayında, alttaki dizilere de yeniden kavuşacağımızı hatırlatalım :
8 Mart – Grimm (2. sezon devamı)
10 Mart – The Client List (2. sezon)
10 Mart – Army Wives (7. sezon)
14 Mart 9-15 Mart haftası – Prisoners’ Wives (2. sezon)
18 Mart – The Secret Life of American Teenager (5. ve son sezonun devamı)
25 Mart – Revolution (1. sezon devamı)
30 Mart – Doctor Who (7. sezonun devamı)
31 Mart – Game of Thrones (3. sezon)
Mart ayındaki ve gelecek aylardaki değişikliklerle eklemeleri, haber geldikçe güncellediğimiz İlkbahar-Yaz Takvimi'mizden takip etmeyi ihmal etmeyin.
yorumlar
Broadchurch ve Top of the Lake dizileri gayet iyi gidiyor. Hele Top of Lake çok kaliteli. Bates Motel ise şimdilik güzel. Umarım bozmadan, saçmalamadan, ağır ağır ilerler; ziyan olmaz.
— Dikkat! Bu yorum Broadchurch ve Top of the Lake’in 2. bölümlerine dair ispiyon içerir. —
Broadchurch ve Top of the Lake arasındaki bir diğer benzerlik de, henüz 2. bölümlerinde şüpheliler listesine katılan pedofili geçmişi olan karakterler. ikisi de sonradan geldikleri kasaba halkından geçmişlerini saklıyor, ve çocuklara yönelik aktiviteleri organize ediyorlar.
Ve her ikisinin de hikayeleri benzer bir yerde düğümleniyor; toplum eleştirisi yaparken çok sık kullanılan yan hikayelerden biri oldu bu artık. hatta klişe olma yolunda ilerliyor.
Ama haklarını yemeyelim; her iki dizi de bu durumu hakkıyla işlemiş ve etkili sahneler yaratmayı başarmışlar.
İlgiyle takibetmeye devam ediyorum ikisini de.
Bates Motel deki çizimlerin olduğu kitap 66 sayfaymış. Tam hali.
In the Flesh‘in finalinin son yarısını daha yeni izleme imkanım oldu. Sınav dönemi diye sadece çevirmek için kendi ilk kısmıma bakabilmiştim. Geç de olsa bitti. Güzel yerde bırakmışlar. Yine “Bir son ayarladık, geri gelmezsek de sorun değil ama gelsek de olur” tarzında olmuş. Geri gelecekleri yok, o ayrı.
Bana “Ağladım resmen” diye geri dönen oldu. O kadar abartılacak değildi bana göre ama bana da bir keşke dedirtti sonu. Başroldeki Kieren salağını, kusura bakmayın ama öyle, yaratan adamla diğer zombileri yaratan senaristin kafası nasıl bir şeydir allasen? Daha doğrusu sen git o kadar iyi yan karakterler yarat, Rick’i ve Jemima’yı yarat ama üstüne bir de bunu yarat? Kafasına balta saplayasım gelen tek zombi şu dizide.
Orijinalliğini sevdim. İncil’i işin içine sokup da beni kangren etmelerini saymazsam uğraşması zevk de verdi. Şiddetsiz olsa da tavsiyedir.
@aytackara : Hayrettir ki ben o Kieren’in sünepe halinden hoşnut kaldım. Her ana karakter de ardından sürükleyivermesin canım.
Ben bu diziyi Amerika ahalisi ne zaman farkedip, uyarlayıp, sündürecek bakalım onu merak ediyorum asıl.
Top of The Lake hakkında ispiyonsuz kişisel fikrim: Sevenleri bozulmasın ama gıy gıy gıy bitti sonunda, oh be! Gram da ters köşe yapamadı. İzlediğime de pişmanım. Kararsız olan varsa bence oyunu Broadchurch’ten yana kullansın. Henüz sonlanmadı ama gidişat iyi hiç olmazsa.
@dkamoy : Top of The Lake’in ilk bölümünü izleyip çok bayılmasam da sevmiştim. Henüz devamını getiremedim; o yüzden sorayım : İlk bölümle, dizinin devamı aynı tempoda mı ilerliyor yoksa sonradan bir değişiklik oluyor mu ? Broadchurch bir yandan göz kırparken bununla vakit kaybetmeyeyim hiç.
@real tortoise : İlk bölümden azıcık daha ağırlaştığını/yavaşladığını düşünüyorum yarısından sonra. Bir de benim gözümde inanılırlığını yitirdi dizi ortasından itibaren. O yüzden de gıy gıy diyorum. Dön baba dönelim… Neyse susayım ben.
@dkamoy: Daha bu akşam başlayacaktım ben Top of the Lake’e -finalini bekliyordum- aslında çok güzel şeyler duymuştum ilk başlarda; ama final yorumu ilk defa duyuyorum. Biraz daha bekleteyim bakalım, o zaman…
@alperen4700 : Valla ben baştan beri ittire ittire izledim yalan yok. Yeni bişi yoktu benim için, ama öyle bir beklentim de yoktu zaten. Lakin, olanı da öyle çok ahım şahım işlemediklerini düşünüyorum. Hele 4. bölümden itibaren iyice arabeske bağlayıp, gereksiz uzatıp beni fena yordular. Bu kadar çemkirmem ondan. Eminim ki o baştan beri iyi yorum yapanlar, finalden de memnun kalmışlardır. Diziye yaraşır bir final olduğunu düşünüyorum. Ben finali, hikaye nereye bağlanacak diye merakımdan değil de olur da birileri “allaam süperdi” derse verecek cevabım olsun diye izledim. Yoksa 4. bölümde bırakıyordum. Şu pek beğendiğim oyuncu kadrosu bile kurtaramadı diziyi gözümde. Vasatta kaldı benim için.
Ay amma yerdim yahu… Sevenleri sağlam küfür sallıyordur/sallayacak şimdi bana. Annemi babamı uzak tutsalar bari…
@dkamoy: Öncelikle ,Yok estağfurullah, ben abarttım aslında biraz çok güzel şeyler duydum derken, gereksiz yere “çok” kelimesini kullanmak huyumdur. Oyunculukların çok sağlam olduğunu, görsel şölen sunduğunu ve konu olarak da eli yüzü düzgün olduğunu duydum o kadar.
Genel eleştiri de temponun ağır aksak olmasıydı biraz; ama İngiliz olunca ağır ilerlemesi adettendir malum; o yüzden oraya hiç takılmamıştım. Neyse bakalım, akşam için bir alternatif bulamazsam; ilk bölümüne göz atarım, tutmazsam da devam etmem zaten.
Top of the Lake’i beğendim ben. Farklı bir havası olan, güzel bir mini dizi bence. Tanıtımını yazsam mı diye de düşünmüştüm hatta ama burada mini tanıtımı varken gerek yok sanırım.
Şu David Tennant’ın hiçbir esprisi yok benim için, Doctor Who izlemediğimden olabilir. Broadchurch ilgi çekici gelmemişti o yüzden. Yorumlara göre sağlam bir iş anlaşılan. 8 bölümlük mini dizi mi acaba? Devamı gelmeyecekse göz atabilirim.
@luna: Ben David Tennant’ı bir tek Doctor Who’da sevdiydim (hastası olmasam da…) DW’nun ardından yer aldığı yapımlar ne yazık ki beni hiç açmadı. O yüzden de şu Broadchuch’e “Iyk yine mi Tennant dizisi?” diye burun kıvırarak istemeye istemeye başladım. Konu+ingiliz oluşu nedeniyle bir artısı olduğu için başladım diziye. Daah ilk bölümden beklentimin epey üzerinde bişiler buldum. Gidişat ve oyunculuk beni gayet tatmin etti şu ana dek (en son 6. bölümü izledim). Epey Killing havası var, ama ondan biraz daha tempolu bence. Bir de gayet inanılır bir ilerleyişi var (Top of The Lake’te bulamadığım gerçekçilik bunda var.) Konuyu sezon finalinde bağlayacaklar gibi görünüyor (bağlamazlarsa kan çıkar). Pek öyle sezonlarca devam edecek bi yönü yok. Yine de emin olmak için isterseniz sezon finalini ve izleyenlerin yorumlarını bekleyin.
@dkamoy: Mini dizi değil yani. O zaman direkt eledim.
İngiliz dizileri ön tanımlı olarak mini dizi geliyor genelde. Bu da öyle. Ama sonradan uzayabiliyorlar diye açık kapı bıraktım. Broadchurch’ün sonradan uzayabilitesi bence %5 filan.
@dkamoy: Senin Top Of The Lake finali yorumun beni üzdü şimdi, bende finale dair beklentilerimi düşürdüm. Şurada katılıyorum, Broadchurch daha bir hareketli ve gidişat daha güzel ilerliyor. Umarım sağlam bir final gelir.
@unfortr: Top of The Lake’te 5’i beğenerek izlediysen, 6 ve 7’yi de seversin.
@dkamoy: 5.bölümde iyice sıkılmaya başladığımı anlamıştım. Gene de finale dair bir umut vardı içimde, o yüzden pek de bozuntuya vermemiştim.
BATE’S MOTEL : Ilk 3 bölüm ıtıbarıyle teenage polısıye zannetdıydım, fakat 4cü bölümle beraber olayın özü anlaşıldı ve gayet güzel 1 hal aldı dızı. Bozmasa ıyı.
Mayday taze bitti. Güzel, tam İngilizlere yakışan bir şekilde bağlamışlar. Özellikle son 15 dakikayı izlemesi baya keyif verdi. Hele hele son 2 dakikası. Gülmeden edemedim artık. İyi ki izlemişim.
– Max Fowler‘ı bizim The Killing’te de görmek güzel olacak.
Ben şu Orphan Black’e yeni bakabildim ve bayağı bayağı beğendim. 3 bölümü birden peşpeşe izletecek kadar sürükleyici olmuş. Casus vb. dizilerini sevenlerin izleyeceği türden bişi sunmuşlar. Ayrıca, bildiğin ABD dizisi olmuş; İngiliz kokusu bile yok bence. (Not: Ringer’ı sevmemiş bir bünyem var.)
Broadchurch’ün finalini izledim. İspiyonsuz yorumum:
Konuyu bağladılar. Gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz. Bu arada 2. sezonu da olacakmış dizinin.
Kişisel fikrimi merak edenlere not: Ben beğendim finali. Diziyi tavsiye etmekten de vazgeçmiyorum. İyi bir sezondu benim için.
2. sezonu? Bak bunu sevdim. Top of The Lake’i koyvermiştim, onun yerine bunu alayım o zaman.
Top of the Lake’i bekletip duruyordum ne zamandır, aslında finalini de merak ediyorum. İlk başta birçok kişice sevilen bir dizi finali nasıl bu kadar batırdı diye; seyreden arkadaşlarımın birkaçı hariç finali hiç tutmamışlar ve ondan önceki bir iki bölümü sıkıcı bulmuşlar.
Neyse Killing bittikten sonra, bu tarz bir diziye hemen başlamam birkaç hafta bekledikten sonra Broadchurch’u hüpleteceğim; ama son bir soru: Olay kapandı derken 2. sezonda olacağına göre, o zaman yepyeni bir vakıa mı seyredeceğiz; tıpkı Killing’in gelecek olan 3. sezonundaki gibi?
@alperen4700 : Öyle görünüyor.
Tamam, çok teşekkürler; o zaman Broadchurch tamamdır; dönüp zamanında edindiğim Top of the Lake’yi sileyim.
Çünkü The Killing’in olayı 2. sezona yaymasından şu anda hiç memnun değilim. Daha 5. bölümü seyrettim, son 3 bölümde -3,4,5- ilk sezondaki zeka parıltısından hiç eser yok; önceden ipuçları verip onları bölüm sonlarında çok güzel şekilde bağlarlardı; şimdi hiç o toplara girmiyorlar; umarım toparlar…
2-3 hafta önce bir arkadaşımı The Killing’e başlattım. Çabuk izleyip bitirdi ve finalden sonra “Allah seni kahretmesin, bu bana yapılır mı?” dedi. Ama finalini çok sevdiğinden. En sonundaki bir replik hala kafamda döner zaten. Bence beğenirsin, biraz daha dişini sık!
@aytaçkara: Bu konuda bir arkadaşıma da dert yandım da; o da benzer şekilde 2. sezonda bir düşüş olduğunu; ama son 4-5 bölümde dizinin çok iyi toparladığını ve finalinin de çok tatmin edici olduğunu ve sabretmemi söyledi. Sabredelim bakalım…
alperen4700: bu konuda gelen yorumlara güven, benim de aklımdan çıkmıyor o meşhur sahne ve o replik. suratım çarpılmıştı izlerken.
Broadchurch’e bakmayacağım demiştim ama başlamıştım, finali de izlerim artık.
İkinci sezon haberini hiç sevmedim ama. İkinci sezonu olsun diye, daha önce hiç böyle bir cinayet işlenmeyen küçük bir kasabada yine bir cinayet işlenecek demek. O da güzelmiş.
Bates Motel‘de çoğu izleyicinin Vera Farmiga‘nın oyunculuğunu yerlere göklere koyamadığını görüyorum ama ben asıl Freddie Highmore‘un hasstasıyım. Dizinin gidişatından memnunum (6 bölüm izledim şu ana dek), fakat dizi bozulsa bile sırf şu oğlan için izlemeye devam ederim valla.
@dkamoy: Kesinlikle katılıyorum. Hatta bence Vera Farmiga hiç de öyle ahım şahım bir şeyler yapmıyor. Genellikle “Keşke şu kadının yerine şunlar şunlar olsaydı” diye de düşünmeden edemiyorum. Öte yandan Freddie Highmore gerçekten harikalar yaratıyor. Bu çocuğun yerine başka biri oynayıp beceremeseydi, dizi harika olsa bile kimse devam ettiremezdi bana.
Vera Farmiga’nın hastasıyımdır orası ayrı , ama cidden Freddie Highmore muhteşem , izlemeden önce acaba böyle bir karakterini gençliğini kim nasıl yansıtabilir diye düşünüyordum , şimdi dizinin müptelası oldum , ayrıca inanılmaz bir atmosfer sözkonusu….
@dkamoy Freddıe harıka oyunculuk sergılıyor, o naıf tebessümler, saf ama delıcı bakışlar vs alıp götürüyor. Dızıden şımdılık ben de memnunum ama yıne de dozunda eksıklıkler var gıbıme gelıyor. Daha ağır ve cıddı olabılır sankı. 1az çocuğumsu hadıselerını fazla kaçırmışlar bence.
@hsparks Vera’nın hakkını nasıl da yemışsın. Kadın döktürüyor resmen.
@bachmann: Hatta böyle düşündüğüm için oturup kadının Oscar’a aday olduğu filmini de seyrettim. Orada bayıldım kendisine mesela ama şu Bates Motel’de alışamadım bir türlü. İlk bölümden beri keşke başkası olsaymış diyorum. Ben göremiyorum döktürme filan
Bluestone 42 , 2. sezon onayı almış.
@dkamoy: En gereksiz diziye onay vermişler. Seyretmedim, ön yargı ile yaklaşıyorum belki; ama böyle hissediyorum.
Vıdıvıdıcılık etmiym yine diye ses etmediydim ama abidin77 imdadıma yetişmiş. Aynen katılıyorum.
Bu BBC ile bi anlaşamıycam ben. Erken duyurdukları hep ilgimi çekmemiş olanlar oluyor.
Size katılmaktayım. “Öyle bir dizide mi vardı bu başlıkta?” diye az önce tepeye çıktım. “Amaan buna mı vermişler?!” diye de geri aşağı yorum yazmaya indim. Böyle dizilerin nereden bulurlar bilmem ki…
Orphan Black, 2. sezon onayı aldı. Haydi başlayın artık şunu izlemeye ahali
OLEEEEEY!!!
@dkamoy: Ben izlemeyeceğim, daha doğrusu uzak duracağım (Ringer ve benzeri dizileri sevmediğimden dolayı) demiştim ama ilk 2 bölüme baktım. Hoşuma da gitti. Uygun bir zamanda devamını da seyredeceğim.
@bidin77: Güzel güzel. Bak boşa konuşmuyorum, izleyin. Gayet güzel bir macera dizisi bu. Konuya hiç takılmasın aklınız. Üstelik oyunculuk da iyi + gayet akıcı ve hareketli bişi. Tam baharlık.
Ben de bu haberi bekliyordum, o zaman başlıyorum Orphan Black’e
mayday izliyorum iki gündür, gerçekten çok sardı. 5 bölümlük dizi için de bu denir mi bilmem ama.
neyse. 4,5 bölüm izledim son yarım saate gireceğim ve hala bir fikir yok bende. umarım burada da dendiği gibi çok tatmin edici bir final izlerim. şimdilik tavsiye edilesi olmuş.
başroldeki kız da çok tatlı bu arada. takip edesim var
olumlu yönde eklemeler yapmak dileğiyle by
İspiyon: Bitti, izlediğime de pişman değilim ama çok daha güzel bir şey bekliyordum, gerçekten çok saçma bitti, ne tam olarak açığa her şey, ne de tatmin edici bir son oldu. tamam her şeyi öğrendik ama yeterli değildi. her şeyin bağlanışı hariç gerçekten çok güzel bir diziydi ama bence finalde cidden sıvadı.
hayatımda bu kadar saçma bir cinayet nedeni görmemiştim güzel oldu, bir ara diğer çocuğun babasına gelip kelepçeyi taktıklarında ohh be sanırım daha mantıklı bir sonuç var dedim ama daha da garip işler oldu. allasen tılsımmış büyüymüş falan ya düşündükçe bunalıyorum. ama kızın son dakika yaptığı şov güzeldi. eğer onu ölenin ruhu kardeşinin bedenine geçti şeklinde düşündülerse yine rezillik, çünkü bir ara saçmalıyordu bayaa, kız kardeşim bedenimi istiyor falan diye, bir de ölmeden önce senin için dönecem diyince şüphelendim. ama eğer kardeşi düşünüp de bakalım neler olcak millette dediyse harika. tam isabet oldu, en azından katili öğrenmiş oldu.
neyse güzel bir minidiziydi her şeye rağmen, önemli olan süresi boyunca aldığın keyifse, o açıdan sorun yok. çok boş zamanınız varsa izleyine aldım ifademi değiştirip.
Mayday finaline dair ispiyon içerir.
@ozgun14 : Ben finalini hiç öyle ruhmuş cinmiş olarak algılamadım. Kız bildiğin katille oynadı diye düşündüm. O yüzden çok hoşuma gitti finalin finali.
ispiyon: cinayet nedeni zaten direkt o. katilin kendisine büyü yapıldığını düşünmesi.
kızın yatağında oturup kardeşim bedenime girmeye çalışıyor diye ağladığı bir sahne vardı, üzerine taşlar falan düşüp duruyordu sürekli, ne biliyim garipti yani. en sonda ben de senin gibi düşünüyorum katille oynamak amaçlıydı gibi, daha doğrusu öyle umuyorum. ama o kadar şeyden sonra emin de olamadım.
Mayday Hakkında İspiyonlu:
Sonunda tüm bölümleri bitirdim, 5 bölümü de severek izledim ama finali beni tatmin etmedi. Büyü ile ilgili olan kısımları falan derken pek beğenemedim olayların bağlanışını, kafam biraz yoğundu izlerken ben de kaçırmış olabilirim bir şeyler. . Olayların doğa üstü yöne kayması hoşuma gitmedi kısaca. En sonda olan şey iyiydi ama, ona itirazım yok. Katille oynamak amaçlı bir hamleydi kabul ama katilin o olduğunu nereden bilebildi sorusu geldi bu sefer de aklıma. Neyse ben de çok zamanınız yoksa tavsiye etmiyorum, ama türe ilginiz varsa bir göz atılabilir.
Bu sezonda Nicole Kidman varmış hiç haberim yoktu. Üstüne Got’tan Brienne de varmış. Gerçi olmaz olaydı o ne kötü oyunculuk öyle yahu, Got’ta bu kadar gözüme batmıyordu.
İlk sezonda ağır aksak ilerleyen hikayenin bir benzerini yapmışlar. Polisiye kısmı da öyle çok ön planda değildi. Genelde duygusal tepkilerin yükseklerde gezdiği, Elizabeth Moss’un canlandırdığı karakterin yıllar sonra buluştuğu kızının sorunları ve onu evlat edinen ailenin etrafında gezinip durdular sezon boyu. Davanın konusu da bu çemberin içinde dahil olan bir olay olunca bir nevi aile draması izlemiş olduk. O da iyisinden değil.
Davanın konusunu kapayış şekilleri de beni tatmin etmedi.