İngiliz kraliyet sarayında, hatta çoğunlukla Tudor döneminde geçen tarihi/biyografik drama dizileri popülerliğini günümüzde de korumaya devam ediyor. Bu türün son örneği ise 2024 dizilerinden Mary & George oldu.

Sky ve Starz ortak yapımı olan Mary & George‘u ilk olarak 5 Mart’ta tüm sezonuyla birlikte Sky Atlantic yayınladı. Starz ise kendi yayınına 5 Nisan itibarıyla başlayacak. Dizi projesi, ABD’de başta AMC kanalının projesiydi ama yayınlamaktan vazgeçince, son yıllarda bu tarzda birçok diziyi ekrana getiren Starz’a geçti.

Mary & George, Benjamin Woolley‘in kurgu olmayan kitabı The King’s Assassin‘den (2017) uyarlanarak hazırlandı. D. C. Moore (Killing Eve) imzalı mini dizinin sezonu 7 bölümden oluşuyor. Bölümleri Oliver Hermanus, Alex Winckler ve Florian Cossen yönetti. Yapımını Sky Studios ve Liza Hera Pictures üstlendi.

Konusu:

Ağırlıklı olarak 17. yüzyılın ilk çeyreğindeyiz. I. Elizabeth’in vefatının ardından, çocuğu olmayan kraliçenin varisi olarak tahta, 1603’te, I. James geçti. Kendisi aynı zamanda İskoçya’nın kralı da olduğu için VI. James olarak da biliniyor.

Mary & George dizisi ismini anne Mary ve oğlu George Villiers’tan alıyor. Dizi (çok özetle) I. James ve George Villiers’ın arasındaki  “ilişkiyi” temeline alıyor.

Bahsi geçen ana karakterlerden Mary Villiers’a Oscar ödüllü oyuncu Julianne Moore, George Villiers’a son dönemin gözde genç oyuncularından Nicholas Galitzine, Kral I. James’e ise Tony Curran hayat veriyor.

Çok geniş kadrosunda Mark O’Halloran, Laurie Davidson, Trine Dyrholm, Tom Victor, Amelia Gething, Sean Gilder, Jacob McCarthy, Samuel Blenkin, Rina Mahoney, Simon Russell Beale, Nicola Walker ve Alice Grant gibi isimler de bulunuyor.

Mary Villiers, taşra denebilecek bir yerde kocası ve çocuklarıyla yaşadığı hayattan pek de memnun olmayan ve gözü daima daha yüksekte olan hırslı bir kadındır. Pek de anlaşamadığı (rahmetsiz) kocası vefat eder ve kendisine ya da çocuklarına elle tutulur bir şey bırakmaz. Bu yüzden de mecburen tekrar evlenmek zorunda kalır.

İkinci evliliğinin getirdiği bu güvence sayesinde oğlu George’un Fransa’daki eğitimini garanti altına da alır. Bir de Kral I. James’i misafir etme fırsatını yakalayınca yıllardır beklediği fırsat (tam anlamıyla) ayağına gelmiş kadar olur. Yaptığı plan ise karizmatik ve erkek güzeli oğlu George’u kullanarak (erkeklere de ilgi duyan) Kral’ın yatağını fethetmek, bunun da etkisiyle hatırı sayılır bir güç-unvan-servet kazanmaktır.

Bundan sonrası ise (elbette) baştan çıkarma, entrika, acımasızlık, rüşvet ve suçlularla iş birliği de dahil olmak üzere birçok yolu kullanmak, öncesinde-sırasında-sonrasında ortaya çıkan engelleri ortadan kaldırmak ve kurdukları çarkı tüm risklere rağmen sorunsuz döndürmektir…

Yorum:

İngiliz kraliyet dramalarını seven ve elimden geldiğince takip eden, dahası Starz’ın bu türdeki yapımlarını da izlemiş birisi olarak ilk iş Mary & George’u da izledim. Memnun da kaldım, istediğimi verdiler sayılır.

– Dizinin ilk başları ve kapanışı daha iyi bana kalırsa. Ortalarda, daha çok 4-5-6 civarı temposu ilk bölümlere nazaran biraz düşüp yavaşladı sadece. 7 değil de 8 bölüm sürse ve karakterler arası ilişkilere daha fazla girseler daha da iyi olabilirmiş. “Her şeyden var da bazı şeyler yeterince yok,” hissine kapıldığım oldu bu yüzden. Sıkılmadım, o ayrı.

– Komedi unsuru katmayı ihmal da etmemişler. George özelinde daha fazla sevdim o sahneleri. Mary, karakteri gereği daha ciddi birisi olarak kaldı. Anasının gözü, iki adım ötesini şimdiden planlayan cinsten bir karakter sundular. Ne derece işe yaradı tartışılır da dert değil. James ise herhalde kraldan başka her şeye benzedi dizi boyunca. Başrol üçlü ise rollerine gayet yakışmış. Premium kabloluda yayınlanmanın avantajını da (tabii ki) kullanmakla birlikte cüretkârlığı dozunda.

– Diziyi Wikipedia vs. özellikle kurcalamadan tamamladım. Bu açıdan iyi de oldu bence. 5. bölüm civarı kafamda toplamıştım gerçi neyin nasıl biteceğini, tabiri caizse roket bilimi değil sonuçta… Bir-iki detay beklediğimden iyi çıktı hatta.

Hikâye/senaryo gereği 1628’de, tarihin de bizi getirdiği belirli/malum bir noktada durdular. Son bölümde 1625-1628 arasını hızlı geçtiklerini düşündüm, 6-7 dk. anca yer verdiler çünkü. Ama sona doğru gelen muhabbetten dolayı o kısım da özet şekilde doldu zaten. İnsanı açıkta bırakan bir yapım olmadı.

Kapanış yazısı yok, baktığında gerek de yok. Mary & George ise böyle işte. Kraliyet draması, saray dizisi sevenlere tavsiyedir. İyi seyirler.

Anne/Entrikacı – Oğul/Baştan Çıkaran – Kral/Ödül