Netflix’in korku dizisi Midnight Mass’in fragmanı yayınlandı.
17 yorum abidin77 09 Eylül 2021 17:50
The Haunting of Hill House ve The Haunting of Bly Manor dizilerinin yaratıcısı Mike Flagan ve yönetici yapımcısı Trevor Macy’nin Midnight Mass adlı korku gerilim dizisine Netflix’ten onay geldiği ile ilgili haberi 2019’un Temmuz ayında almıştık.
2020’nin Şubat ayında Zach Gilford (The Purge: Anarchy), Kate Siegel (The Haunting of Hill House), Hamish Linklater (Legion), Annabeth Gish (The Haunting of Hill House), Henry Thomas (The Haunting of Hill House), Michael Trucco (Hunter Killer), Samantha Sloyan (Grey’s Anatomy), Rahul Abburi (Killer Ransom), Crystal Balint (The Bletchley Circle: San Francisco), Matt Biedel (Altered Carbon), Alex Essoe (Doctor Sleep), Rahul Kohli (iZombie), Kristin Lehman (The Chronicles of Riddick), Robert Longstreet (Doctor Sleep), Igby Rigney (Blue Bloods) ve Annarah Shephard‘ın dizinin kadrosuna katıldığı ile ilgili haber gelmişti.
Geçen ay gelen tanıtım fragmanı ile dizinin 24 Eylül’de yayınlanacağını öğrendik. Bu ay ise dizinin fragmanı ve posteri yayınlandı.
Midnight Mass, dış dünyadan soyutlanmış olarak yaşayan bir grup ada sakininin öyküsünü anlatıyor. Bu küçük topluluğun üyeleri arasındaki farklılıklar, gözden düşmüş genç bir adamın (Zach Gilford) geri dönüşü ve karizmatik bir rahibin (Hamish Linklater) gelişiyle iyice belirgin hâle gelir. Peder Paul’un Crockett Adası’na ayak basmasının hemen ardından gerçekleşen açıklanamayan olaylar ve sözde mucizelerin körüklediği yeni dinî coşku ise topluluğu etkisi altına almaya başlar. Peki ama bu mucizelerin bedeli nedir?
Dizinin yönetici yapımcılığını Netflix ile çok yıllık anlaşma imzalayan Intrepid Pictures’tan Mike Flanagan ve Trevor Macy üstleniyor. Flanangan, dizinin tüm bölümlerini yönetti.
https://www.youtube.com/watch?v=lsdYeE6JWLc
.
yorumlar
Böyle bir projeden haberim bile yoktu. İlgimi çekti, izlerim ben bunu
Ama unutursam hatırlatın
@dizimania ay alemsin
@dkamoy TVtime kullanıyorum yine de unutuyorum vallaha. Neyse baktım bir iki diziye önerilerden sonra
1×01
Sakin bir başlangıç yapmış. Hafiften bir karakterleri tanıdık.
Doğru bir açıklama.
Heyecanla bekliyordum sonunda gelmis. Bu adamin isleri beni tatmin ediyor. Bu da yaniltmayacaktir eminim. Haftasonu ailem gelmese hupletirdim direkt hftaya artik. Ins yorumlar iyi olur.
Malum yere kadar yine sakin bir bölüm olmuş.
Yani (tahmini spoiler içerir):
Bizim Peder Paul, doktoru ve anasını ziyaret ettiğinde bakışından kıllandım. Kendisi Monsenyör Pruitt olabilir mi? Doktorun babası olabilir mi? Anasına bakışından kadına duyduğu sevgiyi ve durumuna duyduğu üzüntüyü sezdim.
Din bezirganı Bev de az psikopat değilmiş.
Kız bir anda ayağa kalkmasaydı keşke. Löp diye kalktı, böyle film/dizilerde biraz zorlanır, sonra kalkarlardı.
İlk 2 bölümü izledim
Başladığı sakinlikle ilerliyor. Bölüm süreleri bir tık uzun gibi ama sezon 7 bölüm zaten. Zack Gilford’ı severim. The Haunting serisinden tanıdık yüzlerin yer alması da bonus oluyor.
Yavaş yavaş kalanını da izlerim elbet. Bu ayarda gitse dert olmaz aslında ama fazla top çevirmeden mantıklı bir yere bağlanırsa daha tatlı olur tabii.
Not: Amen.
(Tahmini spoiler içerir):
Toplulukta gerçeği bir tek Bev biliyor. Bölüm sonunda da Monsenyör deyince diğerleri anlamış mıdır acaba? Bölümün başında Peder evine hasta hasta giderken onun arkasından giden Bev, bizim bölümün sonunda gördüğümüz gazete sayfasını görmüştü.
S01E01
Aşırı yavaş ilerliyor. Sarmadı beni. Bölümün ortalarında fişini çektim.
Poster
İlk 3 bölümü peşpeşe izledim de geldim şimdi. Yavaş tempoda ilerlediği doğru ama ben izlerken sıkılmadım hiç. Özellikle 3. bölümde konuyu biraz daha açmalarını sevdim.
Diziyi korku yerine gerilim/gizem olarak izlemek daha doğru olur diye düşünüyorum. Şahsen herhangi bir yerde korkmadım. Zaten korkutmaktan çok, gerilimi verebilmenin daha tatmin edici olduğu kanısındayım.
Nereye gidecek hikaye tam kestiremiyorum şu an. Ama bu şekilde ilerlediği sürece benim itirazım olmaz.
PS: Michael Trucco’nun yaşlı birini oynamasını aklım almıyor. Karakterin gerçek yaşlarında birini bulamamışlar mı? Ben inandırıcı bulmadım. Taş gibi adamı bu hale getirenleri de kınıyorum
neden hala yaşlı makyajlarında amatör işler görmeye devam ediyoruz. kötü makyaj inandırıcılığı götürdüğü gibi spoiler oluyor gibi hissediyorum. iyi benzeyenlerden seçilmiş farklı oyuncuları tercih ederim.
ikinci olarak bölüm süreleri çok gereksiz uzun geldi bana. o ilk bölümden yakalayan önceki yapımları gibi olamamış şimdilik. fazla kasıyor şiirsellik için. bly manor da da monolog diyalog kasmaları vardı gerçi hill house a kıyasla. giderek dozu artırıyor bir yandan cazibesi azalıyor.
çok gerilim dizisi olmamış bir de son olarak. bana biraz izleyiciyi yanıtmış tanıtımlarda gibi geldi. diğer dizileirndeki ürkütücülük gerilim yok bunda. kiliseli kasaba dizisi gibi izliyoruz. arada başrol çocuğun hayalleri olmasa yanlış dizi açtık bile dedirtebilir.
bakalım finalde şiirsel anlatımıyla yine kendine hayran bırakabilecek mi?
S01E03
Birkaç haftadır twitterda Mike Flanagan’ın beğendiği eleştiriler falan önüme düşüyordu, eleştiriler aşırı övgü dolu olduğu için beklentimi ayarlamam biraz zor oldu. Fakat 2.bölüm sonrası tempoya alıştırıyor dizi, demek ki bu tarzda bir dizi olacak diyorsunuz.
Şimdilik Hill House ve Bly Manor kadar çok sevmedim ama o ikisinin yeri ayrı zaten, farklı bir seviyedeler benim için. Yoksa dizi hiç fena gitmiyor, gerilimden ziyade karakterlere odaklanmışlar. Zach Gilford ve Hamish Linklater’ın sahneleri çok güzel mesela. Özellikle karşılıklı oturup sohbet ettikleri sahneler bir ayrı güzeldi.
Geri kalan bölümlerde Bev Keane’in başına bir şeyler gelmezse çok sinirlenirim. Bakışı ve konuşması ile öyle sinir bozucu bir karakter ki izlemeye tahammül edemiyorum.
3.bölümü tamamlayamadım. benden bu kadar. ilk bölüm sarmadıysa devam etmeyin. din olgusunu merkezine alan dizilerden hoşlanıyorsanız biraz daha uzun şans verebilirsiniz. ama beklentiniz önceki dizilerindeki hissi almaksa buradan yavaşça uzaklaşın.
Pek sıpoylır yok ama koyalım yine de.
Son 1.5 bölümde bol bol gördüğümüz kanı saymazsak, bayağı ağır tempoda, din, Tanrı, inanç üzerinden bol diyaloglu bir vampir dizisi izledik. Ben keyif aldım, ama sıkılan insanlara da lafım olmaz.
The Haunting of Hill House, insanları yanıttı. Zaman zaman gerip korkutup insanı yerinden zıplatsa da özünde korku dizisi değildi. Son iki işinde gerilim tarafını iyice bırakınca, bunu bekleyenler iyice hayal kırıklığına uğradı. Sanırım bundan sonraki işlerinde de böyle gidecek.
Oyuncuları pek beğendim, oldukça iyiydiler. Erin ile Riley’nin ölüm üzerine uzun konuşmaları ve diyaloğa açık, kimseyi yargılamayan biri olan Rahip Paul ile Riley’nin inanç üzerine uzun uzun konuşmaları hoşuma gitti. Diziye başlamadan rahibin kötü adam olacağını düşünüyordum. Asıl manyak, bağnaz, yobaz Bev çıktı. Sürekli ezberindeki ayetleri, kendisini haklı çıkarmak için makineli tüfek gibi sıralayıp durdu. Tepene 10 ton İncil düşsün demedim değil.
Şerif’in hikayesi de iyiydi bu arada.
Malum 2 sürpriz 2. bölümden belli olduğundan şok edici olmadı.
Pek sevdim ama sabrı olmayan insanlara kolay kolay öneremeyeceğim sağlam bir dizi olmuş sonuç itibarıyla.
S01E04
Rahibin konuşmaları yoruyor ama asıl Bev Keane’in konuşmaları sinirden insanı delirtiyor. Karakterlerden biri, bu kadın konuşurken odada durmaya bile tahammül edemiyorum dedi, ben bile izlerken ileriye sarmamak için kendimi zor tutuyorum. Oynayan oyuncu mükemmel bir iş çıkarıyor tabii.
Joe ve Riley’nin toplantı sonrası hayatları üzerine konuştukları sahneyi aşırı beğendim, üzücü ama çok samimi bir sohbetti.
Ve şerifin mucize üzerine oğlu ile yaptığı konuşma
Midnight Mass isminin nereden gelmiş olduğunu da öğrenmiş olduk.
Böyle bir bölüme ihtiyacımız vardı, bayıldım. Özellikle son kısımları uzun bir süre aklımda kalacak.
Kilisedeki konuşmalardan sonra galiba Riley de yoldan çıkacak diyordum, klişe olarak iş hep oraya gider çünkü. Ama Riley ilk fırsatta doğru olanı yapıp, kendini feda etmiş oldu. Sürekli rüyada gördüğü yerde ölmesi de karakterin hikayesi açısından etkileyiciydi.