Orphan Black — tanıtım
207 yorum rpdi 10 Temmuz 2013 09:53
Orphan Black, 30 Mart 2013’te tanıştığımız, yeni bir bilim kurgu-drama dizisi. İlk sezonu 10 bölüm süren ve sezonu 1 Haziran’da kapatan dizi, yakın zamanda 2. sezon onayını da aldı. Gelin, bu sıra dışı ve şans verilmeyi hak eden yapımı biraz yakından tanıyalım.
HAKKINDA
Orphan Black, bir Amerikan-Kanada ortak yapımı. Amerika’da BBC America‘da, kanalın doğaüstü gecesi ilan ettiği Cumartesi akşamları, Kanada’da ise bilim kurgu kanalı Space‘de, Amerika’dan bir gün önce yayınlanıyor.
Dizinin yapımcı kadrosunda Ivan Schneeberg (“Being Erica”), David Fortier (“Being Erica”), Graeme Manson (“Flashpoint”), ve John Fawcett (“Spartacus”) gibi isimleri görüyoruz. Yaratıcılar ise Manson ve Fawcett. Ayrıca Manson dizinin senaristi, Fawcett ise yönetmeni.
KONU
Sarah, düzensiz bir hayatı olan, genelde kirli işler yaparak para kazanan, öksüz ve sorunlu bir kadındır. Şu aralar da uyuşturucu satarak para kazanmaktadır. Küçük kızıyla düzenli bir yaşam umuduyla şehre geri döndüğü gün, metro istasyonunda başına gelenlerle hayatı bambaşka bir hal alacaktır. Burada bir kadının intihar edişine tanık olur. Üstelik bu kadın kendisine inanılmaz derecede benzemektedir. Benzemekten de öte, birebir kopyasıdır. Olaydan sonra Sarah ne yapacağını bilemez ve kadının çantasını alıp oradan uzaklaşır. Bu kadın, -yani Beth- belki hiç tanımadığı ailesinden ikiz kardeşidir; ama şu an Sarah bunların hiçbiriyle ilgilenmemektedir. Şu an tek derdi birkaç gün kalacak bir yer bulmak ve elindeki uyuşturucuları satıp kızıyla kaçmaktır. Beth’in banka hesabındaki bütün parayı çekme fikri de şu haliyle epey cazip göründüğü için bir süre Beth’in kimliğine bürünmeye karar verir.
Fakat elbette işler göründüğü gibi kolay olmayacaktır. Beth’in uzaktan ışıltılı gibi görünen, ama aslında onu intihara kadar götüren karmaşık ve sorunlu hayatı, Sarah’nın başına bela olacaktır. Beth bir polis dedektifidir. Sarah da onun yerine bir davayı takip ettiği sırada, aslında tek benzerinin Beth olmadığını ve akıl almaz bir komplonun içinde olduğunu öğrenir. Aslında kendisi bir seri klonun bir üyesidir. Diğerlerinin sayısı da kendilerini yaratan insanların kim olduğu da meçhuldür ve şimdilerde işlerini tek tek bitirmek için birileri peşlerindedir. Hayatı iyice alt üst olan Sarah’yı bundan sonra -tahmin edeceğiniz gibi- bir dolu atraksiyon ve gerilim dolu olaylar zinciri beklemektedir.
KADRO VE KARAKTERLER
Sarah Manning, Beth Childs
ve daha nicesi… (Tatiana Maslany):
Sarah hakkında konu kısmındakiler dışında söylenebilecek bir şey yok. Beth ve canlandırdığı diğer klonlar hakkında da ispiyon içereceğinden bahsedilebilecek bir şey yok. Öyleyse bu kadınlara hayat veren Tatiana Maslany‘nin bu karmaşık ve zor rolün altından çok iyi kalktığını, bazen aynı sahnede 3 farklı kişiyi birden canlandırdığını, üstelik bunları farklı aksanlarla oynadığını, hatta bir klonun diğer klonu taklit etmek gibi inanılmaz performanslar sergilediğini, daha şimdiden bir takım ödüller aldığını ve Emmy’ye de göz kırptığını söyleyip geçelim.
Not: Bir de gerek tipiyle, gerek mimikleriyle Özgü Namal‘ı çok mu andırıyor ne?
Felix Dawkins (Jordan Gavaris):
Felix de Sarah gibi yetimdir. Küçükken aynı aile tarafından evlat edinilmişlerdir ve hala da kardeş gibi yaşamaktadırlar. Felix, açık yaşayan bir eşcinseldir ve Sarah gibi kirli işler yaparak geçimini sağlamaktadır. Karakteri Jordan Gavaris canlandırıyor. Kendisinin ilk büyük işi Orphan Black.
Paul Dierden (Dylan Bruce):
Paul, Beth’in birlikte yaşadığı erkek arkadaşı. Sarah’nın, Beth’in yerine geçmesiyle birlikte karşısına çıkan sorunlardan biri mi yoksa başına gelen güzel bir şey mi, ne Sarah karar verebiliyor ne de biz… Göründüğünden daha karmaşık ve sırlarla dolu olan Paul’a Dylan Bruce hayat veriyor. Oyuncuyu 24’ün ömrü kısa sürmüş uzantısı 24: Conspiracy‘den tanıyabilirsiniz.
Siobhan Sadler (Mrs. S) (Maria Doyle Kennedy):
Mrs. S, Sarah’nın -şimdi de kızı Kira’ya bakan- işçi sınıfından üvey annesi. Karakteri The Tudors, Dexter, Titanic, Downton Abbey gibi dizilerden tanıyabileceğiniz Maria Doyle Kennedy canlandırıyor.
Art Bell (Kevin Hanchard):
Art, Beth’in birlikte çalıştığı kıdemli dedektif. Beth’i iyi tanıyan Art, Sarah’nın davranışlarından ortada bir terslik olduğunu sezmeye başlıyor. Karakteri Blue Mountain State, Nikita, Saving Hope, The Firm gibi dizilerde konuk olarak yer alan Kevin Hanchard canlandırıyor.
Vic (Michael Mando):
Vic, Sarah’nın eski sevgilisi. Sarah’ya uyuşturucu işlerini yürütme konusunda yardımcı olan, düzenbaz, para düşkünü, pislik bir adam. Sarah, Beth’in yerine geçince Sarah’nın öldüğüne inanır ama yine başlarına bela olmadan geri duramaz. Karakteri Michael Mando canlandırıyor.
Kadronun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
REYTİNGLER VE ÖDÜLLER
Dizi, 30 Mart 2013’te yayın hayatına başladı ve ilk bölümü 1,03 milyon kişi tarafından izlenerek, BBC America’da Cumartesi akşamı yayınlanan bir diziye göre çok iyi bir açılış rakamı elde etmiş oldu. Sonraki bölümlerde bu sayı 300-400 bin civarlarına düşse de bu rakamlar BBC America’yı memnun etmiş olacak ki diziye 10 bölümlük 2. sezon onayını verdi. 2. sezonu, 2014 ilkbaharında bizlerle olacak.
Critics’ Choice Television Ödülleri’nde Tatiana Maslany, “En İyi Kadın Oyuncu (Drama)” ödülünü aldı. Ayrıca sonuçları henüz belli olmayan Television Critics Association Ödülleri’nde, dizinin “En İyi Yeni Dizi” ve “En İyi Kadın Oyuncu” dallarında, 2 adaylığı var. Yakında adayları açıklanacak olan Emmy’lerde de özellikle Maslany’nin aday olabilmesi için ciddi kampanyalar yapılıyor. Hatta hayranların ‘Tatiana Maslany, 6 karakter için ayrı ayrı aday olsun, En İyi Kadın Oyuncu dalında başka kimse aday olmasın!” şeklinde çılgın bir isteği ve hayali var.
SON SÖZ
Orphan Black, şüphesiz geçen sezonun en başarılı yeni yapımlarından biri. Şu an 8,1 olan ve gittikçe artan IMDB puanı, bilim kurgu ve dramayı çok iyi harmanlıyor oluşu, zekice yazılmış senaryosu, hiç düşmeyen temposu, akıcı olay örgüsü, izleyiciyi yormayan, heyecanlı ve keyifli seyri, her sahnede ve her bir karakterde ayrı döktürüp bizi kendine hayran bırakan başrol oyuncusu, yine gayet güçlü yan karakterleri ve en önemlisi ‘farklı‘ bir dizi olması nedeniyle kesinlikle izlenmesi gereken bir yapım. Peş peşe sıkılmadan izleyebileceğiniz, sürükleyici bir şeyler arıyorsanız, Orphan Black‘e bulaşmanızın tam zamanıdır.
yorumlar
Valla @rpdi, aklımın çok kaldığı bir dizi gerçekten; yazıyı okurken de tırstım birazcık ispiyon var mı ki acep diye; ama hiç ispiyonsuz çok güzel yansıtmışsın diziyi; ellerine sağlık.
Şu The Fall‘u bir bitireyim; ilk işim bu diziye başlamak olacak. Çok seveceğimi de düşünmekteyim; zaten içinde böyle bir güzellik varken dizi ne kadar kötü olabilir ki.
Bknz: Tatiana Maslany.
diziyi ziyadesiyle beğendim. ben olsaydım canlandırdığı altı karakterin de adaylığını kabul eder ödülü de evhamlı ev hanımı olarak canlandırdığı rolüne verirdim.
Ellerine sağlık rpdi. Benim de bu sezon gayet keyif alarak seyrettiğim bir dizi oldu kendisi. 2 kere izleyen tek ben değilmişim ayrıca Olaylar hiç beklemediğim gibi gelişti. Hiç sıkmadı. Ayrıca şu Tatiana Maslany denen kadın bir harika. Gönül istiyor ki Emmy ve Golden Globe’da da karşımıza çıksın ama nerdeeee fark edicekler?
Not: Tatiana’nın canlandırdığı şu ev kadını tiplemesine ve sarışın katoliğe de ayrı bir bayıldım.
4. bölüme geldim ve hepiniz haklısınız demek istiyorum , dediklerinizin fazlası bile var. her bölüm üzerine koyarak ilerledi. dediğiniz gibi gerçekten çok başarılı oynuyor, büyük iş başarmış.
Sonunda yoğunluğum bittiği için izlemek istediğim dizilere usuldan gireceğim, önce yarım kalanları bitirdikten sonra sıfırdan başlayacağım ilk dizi Orphan Black olacak anlaşılan böyle giderse zaten mutlaka bu yaz izleyecektim de her geçen gün tüm sitenin hayranlığını edinmeyi başardığı ortaya çıktıkça daha da bir üst sıralara çıkıyor.
Ellerine sağlık rpdi
Orphan Black’in ilk sezonunu TAMAMLADIM. Bu kadar hızlı seyrettiğim ilk dizi oluyor kendisi uzun zamandan beri. Bunda işleniş hızını hiç kesmememesi ve merak unsurunu giderek artırarak koruması etkili oldu. Tabi ramazan vesilesiyle evde kalmam ve hafta sonuna eve iş getirmemem de buna sebep oldu, iyi de oldu.
Valla herkes güzelce anlattı diziyi o yüzden tekrar etmeme gerek yok diye umuyorum; ne tarz dizi severseniz sevin izleyin işte. Hatta dizi sevmez film sever arkadaşlara da öneririm; film kalitesinde akan bir iş olmuş çünkü. Tatiana Maslany‘nin performansını görmek için bile izlenir zaten; ayrıca Felix ve Alyson karakterleri o kadar eğlenceli ki o karakterlere de hasta olacağınıza eminim. Son olarak dizinin en güzel yanlarından biri; hemen her karakter için işlerin bazen çığrından çıkması ki bu çığrından çıkmaları genellikle beklemediğiniz için sıradışı bir işlenişi olduğu da söylenebilir. Tabi dizi başlarda hep tahminlerinize uyarak ilerlese de; bölümler ilerledikçe tahmin etmek zorlaşıyor. Neyse anlatmayayım dedim zaten bahsedildi diye; ama tutamadım çenemi.
Şimdi de Broadchurch zamanı, bakalım bugün bitirebilecek miyim?
Öncelikle ellerine sağlık @rpdi.
İlk bölümü izledikten sonra arka arkaya izlemek için bitiktirmiştim bölümleri. Geçen gün de tanıtımı görünce başladım izlemeye. Sezon bitmeden de bir şeyler yazmak istemedim. Kesinlikle övgüleri sonuna kadar hak ediyor. Bates Motel ile birlikte beni en çok şaşırtan dizi bu oldu, bayıldım resmen. Bilim kurgu, dram, aksiyon gibi türleri çok güzel harmanlamışlar. Sezon finalinden sağlam bir ispiyon yemiş olmama rağmen, her bölümü merak içinde izledim. Film tadında bir dizi olmuş. Herkes değinmiş ama söylemeden geçemeyceğim; Tatiana Maslany’ nin oyunculuğu da tek kekimeyle harika. Pek umudum yok ama; Emmy Ödüllerinde en azından aday olsa çok sevinirim. Canlandırdığı karakterlerden de en çok Allison’u beğendim. Çok eğlenceli bir karakter olmuş bence. Neyse; daha da fazla uzatmayayım artık. Kısacası izleyin mutlaka.
bır yapım ıngılız ıse ben anında onyargı ıle ızlemem.. evet bu dızıyı cokkk ovuyorlar ama ben sırf o aksanı duymak ıstemedıgımden dolayı otomatıkmen es gecıyorum.. seyredenlere ıyı seyırler.. ama cok guzel yazı olmus.. tebrıkler
@Kutaythejai : Bilmiyorum yazıyı ne kadar dikkatli okudunuz ama 2. paragrafta da yazdığı gibi bu bir Amerikan-Kanada ortak yapımı. Dizide ön planda olan karakterlerden ikisi İngiliz aksanlı. Kalanı paso Amerikalı ve Amerikan aksanlı. (Arada 1 tane Alman aksanlı, bir tane de Rus aksanlı var gerçi; bilmiyorum, onlardan ne kadar rahatsız olursunuz.)
@dkamoy @Kutaythejai ayrıca ingiliz aksanı olanlardan biri de karakter icabı çoğunlukla amerikan aksanını kullanıyor.
bsg den sonra bulaşıcam buna. sabırsızlıkla bekliyorum.
hehhheeee yok yok ıyı okudum da… ben cok takıntılı bırıyım ıngılızlere hııc ısınamıyorum.. ıkı aksan benı bozar @dkamoy bu arada aman yanlıs anlasılmasın oyle uyuz bır profıl cıızp yok ben sadece entellektuel sevıyesı yuksek dızılerı seyredıyorum havası yaratmak ıstemem.. gayet sabun kopugu gıbı olan 90210 gossıp gırl seyrettıgım gıbı bates motel walkıng dead kıllıng da vıncı”s demons ve homeland hayranıyım
Ingiliz dizileri de bence yuksek seviye diziler sinifina cok rahat dahil edilebilir. Bir ingiliz dizisine baslarken en azindan acaba sevmeyip yarim birakir miyim korkusu olmuyor.
Bir de entellektuel demissiniz ama ingiliz aksani bi tek bana mi daha entelektuel geliyor merak ettim. Seviyorum o asaleti.
Her ne kadar sevdiklerimin yanında bir dolu sevmediğim İngiliz dizisi olsa da izleyicisini aptal yerine koyan kaç ingiliz dizisi izledim diye düşünüyorum epeydir ama aklıma gelmiyor. Sanırım beni en çok çeken yönü bu İngilizlerin. Az, öz…
Ama “aksana tahammül edemiyorum” diyene de lafım yok. Zevk meselesi. Gerçi son birkaç yıldır hemen hemen her Amerikan dizisine en az 1 ingiliz aksanlı geliyor.
İngiliz aksanını bir ben seviyorum herhalde; İngiliz aksanını en çok abartan, köpürten Misfits’in Kelly’sidir; ben onun sahnelerini bile çok sevdiğimden, geri alıp tekrar seyrederdim. O kelimeleri yuvarlamaları; ağızlarında yaymaları hoşuma gidiyor benim.
Ayrıca İngiliz dizilerinin kalite bakımından Amerikan dizilerinin altında kaldığı konusuna hiç katılamıyorum. Hatta sanat filmleri bazında değerlendirirsek pek çok İngiliz dizisi sanatsal açıdan daha önde diye düşünmekteyim. Bir de İngilizler çok daha yaratıcılar ve televizyon işinde çok daha cesurlar diye düşünüyorum; bu sebeple çok daha özgün işler ortaya çıkıyor. Ki; Amerikan dizilerinden sıkılanlar; farklı bir şeyler arayanlar için öneririm o sebeple…
Ben diziyi uzunca bir süre İngiliz dizisi sanarak izleyen ve bir zamanlar İngiliz aksanına gıcık biri olarak iki konuda da anlıyorum kutaythejai’yi. (:
Bu biraz alışma meselesi. Ben de zor alıştım ama alıştım. Hatta şimdi tersine çok hoşuma gidiyor İngiliz aksanı. (:
Bu arada diziyi baya biri izlemiş ya da listesine almış. Sevindim. (:
Dönüşü Nisan 2014. Biraz geriden geldiğim için yazının içeriğine bakmak istemedim. Varsa, spoiler yemek istemediğimden. Sevenlerine duyurulur.
Bu da Tatiana Maslany’nin aynı anda iki karakteri canlandırdığı sahnelerin kamera arkası.
özgü namal ve beren saat.
ikisi de bu komploya dahil olmuş ama birkaç estetik ameliyattan sonra türkiye’ye kaçmış orphan blackler :))
direkt kendi resimlerine baktığım da benzerlik göremiyorum ama izlerken öyle anlar oluyor ki tıpa tıp aynılar.
@ozgun14 : İçten güldüğünde direkt Özgü Namal
(Birkaç hali de benim bi kuzenim).
tam olarak aynı şeyi düşünüyorum google da özgü namal’a bakarken yok yav alakası yok mu ki acaba derken gülüşünü görünce dank etti.
ciddi ve depresif hallerinde beren, içten gülüşlerinde özgü :))
tina majorino‘yu da andırmıyor değil hani.
sonunda bitirdim. bayaa güzeldi. her bir karakteri ayrı biri canlandırıyormuşçasına kaliteydi oyunculuk. elena-kathrine oyunculuğu bir bu iki.
ispiyon: bayaa garip ilerledi olaylar. hepsi kısırken bizimkinin çocuğu nasıl oldu. klonlardan biri projenin başına nasıl geçti. yoksa klonu yapılan kadın o mu. amaç ne. kaç klon var. klon üretiminde mantıken çoklu rahim yerleştirme yapılmayacağına veya yapılacaksa bunun kontrolü muntazam sağlanacağına göre ikizler şirket farkına varmadan nasıl oluştu. aynı şekilde kaçan başka analar var mıdır. paul’un olayı ne. güzelim seksi komşu boş yere mi öldü. babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi.
cevapları 2014 eylüle kadar alamayacak olmamız kötü oldu
düzeltme: nisan 2014
@ozgun14 Nisan 2014 efenim, bakınız yukarıdaki @abidin77 yorumu
Tatiana’nın hakkını verenler de var.
Bunun da sezon finalini görüvermiş oldum nihayet. Oh iyi de oldu. Kadın denildiği kadar varmış. Güzel de kapadı sezon finalini. Onayını da iyi ki almış.
En sevdiğim şahsiyet Cosima oldu ama Helena’nın konuşma stilini, Alison’ın davranışlarını ve Sarah’ın tarzını da ayrı beğendim. Felix zaten bir alem. Paul’u unutmak mümkün değil. Bayan S’e hiç girmeyeyim, seviyorum da zaten o oyuncuyu… Daha ne kadar karışabilir ki denmesine rağmen her şeyi daha da karıştırmaları takdire şayan bir durumdu.
Neyse, 2014’te görüşmek üzere artık.
The Simpsons ve orphan Black
Video’da devlet bahçelinin kırk yaparına dönmüş.
Hayran ürünü poster
Hayran mamulatıymış bu poster.
İyi yedirdiler valla Başka bir tane daha vardı; ama o kesin hayran yapımıdır diye dokunmamıştım. Desene ikisi de hayran işiymiş
Bu tanıtım sayesinde tanıdım bu diziyi, ve çok sevdim, güzel bir yapım…
Bi çok diziden tat almadığım bir dönemde izlemeye başladım ve zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım.Gerek oyunculuklar gerekse senaryosuyla oldukça kaliteli bir yapım ama nedense kalitesine göre popularitesi az olan bir dizi.
@bluecity : Nedeni BBC America gibi bir kanaldan yayınlanıyor olması bence. Amerika’daki ulusal kanallar reklam konusunda çok başarılı. Ama geriye kalan amerikan kanallarından belli başlı bir iki kablolu dışındakiler ellerindeki malzemeyi çok göz önüne koyamıyor diye gözlemliyorum. BBC America da bunlardan biri bence. Ama Orphan Black’in geçen yıl es geçtiği Emmy adaylığına bu yıl kavuşup gündeme daha bir oturacağını, dikkatleri çekeceğini sanıyor/umuyorum.
(Bu arada, siteye hoşgeldiniz.)
Michelle Forbes diziye birçok bölümlüğüne geliyormuş.
E bu kadın Chicago Fire’da oynuyor ama…
Konuk orada da. Yakında biter hikayesi.
Hmmm, ben daha sezonun başlarındayım ama kadrolu geldi diye biliyordum.
@rpid: Yani biraz tahmini söyledim onu. Gelişi bir takım olaylara neden oluyor. O olaylar biterse onun da rolü biter diye düşünüyorum.
Son 2 bölüme daha bakamadım. Belki orada bir şeyler olmuştur. Şunları bir aradan çıkartayım.
Oleyy Sevindim bu habere
Benim linkteki haberde de konuk diyordu. Vence de guzel bir haber, seviyoum in treatment’tan beri bu kadini.
Ben de seviyorum. İlk 24 dizisinde görmüştüm. Sonra Battlestar Galactica’da. BSG’de çok sevimli olmayan bir roldeydi (spoiler olmasın ama Chicago Fire’da da öyle). Biraz korkutur kötü kadın rollerinde.
@rpdi: Chicago Fire’da rolü bitti diye not düşeyim. Sonradan bir dönüş yapma ihtimali yok gibi.
EW kapağında Orphan Black:
Fotoşapı fazla kaçmış
büyük hali
Ben bu sezonu baya baya sevmeye başladım. Sanki geçenkinden daha iyi gidiyor.
* Kira’nın babası olayına henüz alıştığım söylenemez. Bu adamdan ne çıkacak diye diye izliyorum ve hneüz bi rşey çıkmayınca biraz acayip olmadı değil.
* Paul-Rachel olayını sezon öncesinden beri bekliyordum da bu yolu beklemiyordum. Pek eğlenceliydi
- Dylan Bruce da bildiğin 2. Stephen Amell olmuş. Geçen sezon bu kadar değildi sanki, arada kas çalışmış. Güzel de olmuş. Yakın zaman içinde Lifetime'ın Flowers in the Attic‘inin devamı Petals on the Wind‘te de izleyeceğim. İlkinde sonlara doğru girmişti, bunda daha fazla rolü olacak. Bu adamı sevmeye de başladım.
Patrick J. Adams’ın konuk olacağı bölüm 2×06 oluyormuş.
@aytackara tekrar çıkcakmıymış yoksa sadece o sahnelik mi var ? neişi var ki bunun dizide diye kaldım. Yani öle ünlü konuk oyuncuların olduğu bir dizi değil bu adamında başka bir dizi de böle bir role ihtiyacı yok .
allison ve felix ensevdiğim karakterler allison olmadığı az gözüktüğü bölüm yapmasınlar bir daha 2X7 buyüzden çok güzel bir bölümdü.
hele sonunda holy shit dedim kaldım hiç beklemiyordum.
Görebildiğim kadarıyla ve benim bildiğim tek bölümlük bir konuk. Elbette isteseler devamı gelir ama şapka olayı üstüne ve dediğin gibi oyuncunun kimliğinden dolayı dahası olmaz herhalde. Nasılına gelirsek, duyunca çok şaşırmadım; çünkü Paul dizinin ciddi hayranlarından biridir. Muhtemelen teklif gelince de içinde olayım diye kabul etmiştir.
Senarist de o bölüm üstüne verdiği röportajda “Bu role uyabilecek birisi için hemen onu düşündük.” gibi bir laf etmiş. Zaten mesela Neil Patrick Harris’in HIMYM devam ederken Glee’ye konuk olması misali aslında olmayacak iş de değil.
* Hazır laf da gelmişken, Patrick J. Adams’ın Orphan Black’teki konuk olduğu karakter ve olay örgüsünden gayet hoşlanmış durumdayım. Doyamadım desem yeri.
* Michelle Forbes’un karakterini de sevdim. Devamlılığı iyi olabilir hikaye açısından. Ne işe yarayacak o kadın bu kadar şey olurken çok bilmiyorum ama.
2×08 üzerine:
Klon Tony’den ben de hoşlanmadım. Tatiana’dan kadınlar kadar bir erkek klon çıkarabilmesini beklemiyordum zaten de kadın yine yapacağını yapmış. Kadınlarda saç-baş daha ayarlanabilir şeyler, bunda o erkek halini gördükçe o top sakalla birbirimize bakıştık bölüm boyunca.
Ben karakterin kendisine de takıldım gerçi. Ya serseriliğin ya da erkeksiliğin dozunu şaşırmışlar. Tabii bu Felix’i oynayan adamla Tatia’nın bunca zaman sonra dizide öpüşmesine gülümsediğim gerçeğini değiştirmez.
Bölüm de güzeldi işte. Paul’u işe biraz daha sokmalarını sevdim. Kalanı da malumunuz. Güzel gidiyor bu sezon.
Oh bitti.
benim bu tweetlerden haberim yoktu güzel yukarda ünlü oyuncuların konuk olduğu birdizi derken ben de glee’yi düşünüyordum birara herkes konuk oyuncu olmak için sıraya girmişti. hot in clevelanda öle katılan heryeni kişi ünlü bioyuncu. Budizide öleşeyler görmedim, şaşırdım oyüzden. ben de rolü olaylar vs açısından çok memnunum yine gelebilir bizden onay çıktı