Öyle Bir Geçer Zaman Ki — Tanıtım
13 yorum pirate 01 Ağustos 2021 09:01
2010-2013 yılları arasında Kanal D’de yayınlanan ve dönemin çok konuşulan dizilerinden biri olan Öyle Bir Geçer Zaman Ki‘nin tanıtımıyla karşınızdayız bugün.
Bir aile ve dönem draması olma özelliği gösteren Öyle Bir Geçer Zaman Ki, 3 sezon sürmüş ve toplam 120 bölümden oluşmakta. Yaklaşık 85-90 dakikalık bölümlerle başlayan ekran macerası zaman içerisinde 110-115 dakikalara kadar uzamış.
Coşkun Irmak, dizinin senaristi. Zeynep Günay Tan, yönetmenliğini üstlenmiş. Ayşe Durmaz ise dizinin yapımcısı konumunda.
Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinde disfonksiyonel bir ailenin hikayesini izliyoruz. Hikayeyi 1967 yılında açıyoruz.
Ali Kaptan, bir yük gemisinde 2. kaptanlık yapan sorunlu bir adam. Aylar süren yolculuklarının ardından 8-10 günlüğüne eve döndüğü vakitlerden biriyle başlıyoruz hikayeye. Ali’nin evde olmadığı vakitlerde ailenin huzuru daha yerinde. O döndüğünde ise ailenin birkaç üyesini bir heyecan sarmakla birlikte çok geçmeden ailede kavgalar yine patlamakta. Sevgi ve saygı göstermeden sevgi ve saygı görmeyi bekleyen, agresif, şiddete meyilli bir adam Ali. Onun bu özellikleri ailenin bazı fertleri tarafından görmezden gelinmekte ama çoğu üyesi üzerinde derin yaralar bırakmakta. Bu son gelişi ise her zamanki sıkıntılara ek olarak büyük bir sırrı da beraberinde getirmekte: Ali’nin Hollanda’daki gizli aşkı Caroline.
*Ali karakterinde Erkan Petekkaya‘yı izliyoruz.
*Ali’den kendisiyle karısı arasında artık bir seçim yapmasını isteyen Hollandalı güzelimiz Caroline rolünde Wilma Elles‘i izleme şansı elde ediyoruz.
*Ali’nin özsaygı sorunları bulunan cefakar eşi Cemile karakterine Ayça Bingöl hayat veriyor.
*Ali’nin 4 çocuğundan en büyüğü olan Berrin karakterini Yıldız Çağrı Atiksoy canlandırıyor. Berrin, ailede Ali’den en çok haz etmeyen kişi konumunda. Hukuk fakültesinde okuyan Berrin, 2. sınıf öğrencisi. Karakterin okul sahneleri üzerinden dönemin sağ-sol ayrışması da izleyiciye aktarılmaya çalışılmakta.
*Farah Zeynep Abdullah‘ı Berrin’in bir küçüğü Aylin karakteriyle izliyoruz. Lise öğrencisi olan Aylin, okulla pek alakası olmayan, aklı beş karış havada bir genç kız. Babasına karşı bir miktar yalaka olan Aylin, Osman ile birlikte Ali’nin 2 favori evladından biri konumunda.
*Aras Bulut İynemli, Aylin’den bir yaş küçük olan Mete karakterine hayat veriyor. Mete, Berrin’in ardından Ali’ye karşı en öfkeli 2. aile ferdi konumunda. Aylin’in düşüncesiz davranışları sebebiyle okulda sık sık kavgalara karışan Mete için ailenin duygusal açıdan en sorunlu çocuğu diyebiliriz.
*Emir Berke Zincidi, ailenin en küçük çocuğu Osman karakterini canlandırıyor. Babasına aşırı derecede düşkün bir çocuk 5-6 yaşlarındaki Osman. Osman karakterinin yetişkin hali dizinin anlatıcısı konumunda. Seslendiren isim ise Taner Birsel.
*Meral Çetinkaya, Ali’nin annesi Hasefe karakteriyle karşımıza çıkıyor.
*Mehmet Gürhan, Ali’nin ağabeyi Kemal karakterine hayat veriyor.
*Zeyno Eracar, Kemal’in eşi Neriman karakterini canlandırıyor.
*Nilperi Şahinkaya‘yı Kemal-Neriman çiftinin şımarık ve hoppa kızları Mesude karakteriyle izliyoruz. Mesude için Aylin’i kötü etkileyen, gaza getiren kişi de diyebiliriz.
*Mete Horozoğlu, otuzlu yaşlarının ortalarında bulunan varlıklı bir adam olan Soner karakterine hayat veriyor. Soner, ilk olarak Mesude’nin hoşlandığı, sonrasında ise Aylin’i etkileyen yakışıklı bir adam.
*Tolga Güleç, Berrin’in dikkatini çeken karizmatik bir solcu olan Ahmet karakterini canlandırıyor.
*Salih Bademci‘yi Berrin’i tavlamaya çalışan bir zengin çocuğu olan Hakan karakteriyle izliyoruz.
*Yeliz Kuvancı ise Mete’nin müzik öğretmeni İnci karakteriyle karşımıza çıkıyor.
*Kadroya ilerleyen süreçte Mine Tugay, Ece Çesmioglu, Türkü Turan ve Tuba Ünsal gibi isimler de dahil olmuşlar. Serhat Özcan, Elçin Sangu ve Tolga Sarıtaş gibi isimler ise tekrar eden rollerle boy göstermişler.
Dizinin ilk 3 bölümünü izledim ve fena bulmadım. Karakterlerin tamamına yakınının sinir bozabilecek kusurları mevcut. Hiçbir karaktere koşulsuz bağlanmak mümkün değil yani. Yine de bunlar arasından Caroline, Mete ve Berrin’in sahnelerini izlemeyi daha fazla sevdiğimi söyleyebilirim dizide.
yorumlar
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde yayınlanırken ben bunun 1. sezonunu izlemiştim. İkinci sezonun başlarında geriye düşünce devam etmemiştim. Sonrasında neler olduğunu da az biraz biliyorum.
Özellikle genç kadronun tanınır hale gelmesini sağlayan proje olmuştu. 3 sezon / 120 bölüm az değil zaten, bayağı da izlendi hani. Bir de bazı şeref problemleri yaşayan Ali Kaptan’ın ana sponsorluğunda döneminin acı pornosu işlerinden birisiydi tabii, o ayrı. Aras Bulut’un imza hareketi hale gelen Mete’nin sinir krizleri, Osman’ın göz yaşları, Caroline’ın paragözlüğü falan. Daha liseyi bitirmemiş genç kızın tekini orta yaşına gelmiş (x2) bir adama yazmalarına girmiyorum.
Bölüm 38 (Sezon Finali)
Göstere göstere yol aldılar o sona resmen. Biraz daha ketum olmak gerek bazen.
Beklediğimden daha iyi bir dizi çıktı diyebilirim gönül rahatlığıyla. Daha önce hiçbir yerde izlemediğim Wilma Elles’in ayrı bir yeri oluştu dizide bende. Caroline’in sahneleri geldiğinde ayrı bir mutlu oluyorum. Aras Bulut İynemli de onunla birlikte en fazla parlayan 2 oyuncudan biri diyebilirim. Neriman’ın da varlığıyla beni eğlendirdiğini belirtmeden geçmeyeyim ayrıca. Cemile’nin yetersizlikleri/eziklikleri ise çoğu zaman yoruyor beni. Hasefe’nin ‘Ne de olsa oğlum!’ yaklaşımı da ayrı bir yorucu unsur. Murat karakteri ise sezonun açık ara en yorucu karakteri oldu benim açımdan. Aynen Aynen’in ilerleyen sezonlarıyla bende başlayan Nilperi Sahinkaya antipatisinin burada artarak devam ettiğini söylemek mümkün. Ali gibi bir yaratığın tüm sezon boyunca her hangi bir insan evladı tarafından öldürülmemiş olmasını mucizevi buluyorum. Berrin’in makyajla bazen kapatılan bazen ise kapatılamayan cilt sorunlarına ne desem bilemiyorum.
Zaman atlamasıyla başlamaları iyi olmuş. Gelişmeleri takip etmesi keyifliydi.
*Necati’nin diziye olan katkısı bu sezon artarak devam edecek gibi görünüyor.
*Jale rolündeki kişi Elçin Sangu imiş. Hem ses olarak hem de o ağır makyajın altında tip olarak tanımakta zorlandım valla. Kiralık Aşk öncesinde bir takım ameliyatlar geçirmiş sanki bu arada bu.
*Bu mahalle esnafını da anlamıyorum aga!
*Bu ailede paranın kontrolü Soner’de değil mi aga? Parayı kontrol eden gücü kontrol eder. Peki bu mal Murat nasıl mafyacılık oynayabiliyor bu şartlarda? Aşırı saçma!
Bölüm 40
*Sevememiştim çocuğu 2 bölümdür. Öyle soğuk soğuk bakıyordum. Derken ısınıverdim bir anda işte.
*Bu Ali 2.0 iyi olmuş böyle. Ağzı var, dili yok. Bozmasın bir zahmet! Kafamız dinleniversin azıcık.
Bölüm 41
O öldürmedi, bu öldürmedi derken bu sefer öldü artık herhalde ciddi ciddi.
Ve Caroline yurda döner. Diziyi izlemeye başladıktan sonra mazur kaldığım ilk ispiyon kare olan ‘Caroline & Hakan’ olayına kaç bölüm kaldı acaba? Merakla bekliyorum.
Bölüm 44
Bölüm 48
Bölüm 50
Ne güzel söyledin be birader! Ağzına sağlık! Mete’nin yerine sen sahne almalısın bence.
Bölüm 51
*Başka bir şey daha isteseydim keşke.
*Berrin: Senin bu mallıkların bıktırdı artık beni.
Bölüm 74
Lütfen izlediğim son bilmem kaç bölüme kıyasla daha keyifli geçti bu bölüm.
Bölüm 79 (2. Sezon Finali)
Ve bu sezon da bitti. İlk sezonun altında kaldığını söylemek mümkün. Sezona iyi başlamıştık aslında. İlk 10-15 bölüm falan keyifli geçti. Sonrasında düşüşler yaşandı. Son 6 bölümlük süreçteki veda turlarını izlemesi keyifliydi ama.
İlk sezonda hiç sevemediğim Cemile iyi bir sezon geçirdi. Ali de keza aynı şekilde. Osman, ilk sezona kıyasla daha az süre aldı sanki ama daha çok katkı verdi bence. Aylin’in tarafı boğucu geçti. Tüm bu negatifliğin ortasında büyüyen Süleyman fenomeninin hakkını vereyim ama. Berrin’in tarafı da pek verimli geçti diyemem. Lakin orada da Salih Bademci parladı ve sevdirdi Hakan karakterini baya. Mete tarafında ilk 10-15 bölümlük süreçte sezonu baya keyifli açtık. Sonrasında girdikleri yol ise aşırı gereksiz ve boğucuydu. Necati’nin birden kaybolup gitmesi de negatif etki yarattı elbette. Kenan, yorucu bir kötü karakterdi. Yarım sezonda hikayesi bitmesi gereken karakteri tüm sezona yaymak aşırı derecede kötü bir senaryo hamlesi olmuş bence. O ilk sezonda izlemekten aşırı keyif aldığım Caroline’i ise bok etmiş yazar tayfa resmen bu sezon. Griyken iyiydi bu karakter. Bu aşırı siyah, aşırı karikatürize yorumlamaya hiç ama hiç gerek yoktu. Elbette Kenan’ın varlığı da karakterden soğutma sürecinde önemli bir etki sağladı.
Yeni sezonu yeni bir zaman atlamasıyla açacağız. Bu atlama baya büyük olacak görüldüğü üzere. Hayırlısı olsun bakalım!
*2. sezonun kapanış sahnesine koydukları Osman’ı değiştirmişler. Pek beğenemedim oyuncu tercihini. Bunun yerine arkadaşı rolündeki tanıdık elemana verseler daha iyi olurmuş sanki rolü.
*Berrin ve Ahmet gıcıktılar; bu halleriyle daha da gıcık olmuşlar.
*Mete, babasına benzemeye başlamış bu ruh haliyle.
*Mine Tugay’ın karakterini Mete için getirdiklerini varsayıyorum. S için de olabilir elbette.
*Bıcırık çok tatlı yalnız. Hem gülüyorsun hem de hüzünleniyorsun izlerken. Doğru bir kast olmuş.
Bölüm 81
Lan Mete, yanındakine olsa anlarım da bu nedir ya?
Bölüm 89
Aydın’ı da özlerim elbette ama Aydın’dan ziyade Aydın’ın babasını görmeyecek olmak (2-3 bölüm sonra gözükmemeye başlar herhalde.) üzecek beni ilerleyen süreçte. Güzel adam, iyi baba vesselam.
Bölüm 90
Offffffffff!
Mete’nin şarkısı misaliydi bu bölüm bende durumlar: ‘Ağlaya ağlaya kalmadı gözlerimde yaş.’
Bölüm 91
Bölüm 94
Bölüm 100
Nasıl bir kafa bu adamınki yahu?
*Böyle bir anda tabak reklamı yapılır mı lan? Allah cezanızı vermesin emi?
*
Bölüm 114
Bölüm 118
*Bu dizide kurşunlar hep boşa atılıyor. Yakın mesafeden bile kimse kimseyi vuramıyor.
Bölüm 120 (FİNAL)
Biraz tozpembe bir final olmuş dizinin 3 sezonunu düşününce ama biz bunu hak ettik. Finali tüm set ekibiyle birlikte yapmaları da hoş olmuş.
Ve bitti 120 bölümlük serüven. İyi ki başlamışım bu diziye. Son 3 ayıma renk kattı cidden. Canım sıkıldıkça açtım açtım izledim. Yayınlandığı dönemde burun kıvırdığım, 3 ay önce başlarken de tereddütlü olduğum bir diziydi ama şimdi izleyip bitirince şunu söyleyebilirim ki ulusal kanallarda yayınlanmış yerli diziler arasında Top 3’e koyarım ben bu diziyi.
Ciddi bir form düşüklüğü yaşadığı 2. sezonu saymazsam kalemi oldukça iyi bir diziydi. Yönetmeni de başarılıydı. Oyuncu kadrosuna da saygılar! Dizi, 1. sezonunda bol gürültülü bir aile draması ortaya koydu ve benden geçer not aldı. 2. sezonda dediğim gibi kayda değer bir formsuzluk yaşadı. 3. sezon ise dönem draması kavramının hakkını verdi. Konusuyla, eleştiri gücüyle, yeni takviyelerle güçlendirilmiş oyuncu kadrosuyla, hiç de fena olmayan kötü karakterleriyle, karakter gelişimleri ve değişimleriyle bu sezon adeta benim için yazılmış gibiydi. Diziyle gerçek manada gönül bağını kurduğum sezon bu son sezon oldu yani. Bu son ekipten 1 sezon daha izlemek isterdim açıkçası.
Cemile ve Hakan. İlk sezonda pek sevemediğim 2 karakter. İkilinin özellikle 2. sezonla birlikte başlayan gelişim süreçlerini izlemesi inanılmaz keyifliydi. İkisi için de 3 sezonda 3 ayrı karakter izledik desem yeridir. Hem senariste hem de bu son 2 sezondaki öne çıkan performanslarından ötürü Ayça Bingöl-Salih Bademci ikilisine teşekkürler bu açıdan.
Son sezona tekrar dönecek olursam; nineliğin çok yakıştığı Cemile ve Hakan’a ek olarak Mete’nin de fena bir sezon geçirmediğini söyleyebilirim. Osman’ı da unutmayayım tabi. Genç Osman’a hayat veren aktörün hüzünlü anlarını gülümsemeyle birleştirdiği anları izlerken Kemal Sunal’ın benzer anları geldi hep aklıma. Muhammet Uzuner ve Mine Tugay takviyeleri büyük katkı sağladı sezona. Mete Horozoğlu, Mine Tugay ile birlikte kuşkusuz en iyi sezonunu yaşadı. Çocuk oyuncular da epey sevimliydiler. Caroline’in sezondaki varlığı epey zorlamaydı. Özellikle de sezonun ilk yarısında bu durum epey yordu. Neriman-Kemal-Mesude üçlüsü de sezonun ilk yarısında gereksiz kaçmakla birlikte 2. yarıda yeniden eğlendirici birer unsura dönüştüler. Konuk oyunculardan Tuba Ünsal da yer aldığı bölümlerde renk katmayı başardı. Ve diğer adını anmadıklarım … Bu son sezonun kadrosu cidden zengindi. Büyük çoğunluğu berbat çekilmiş silahlı çatışma sahnelerini saymazsam mükemmele yakın bir sezon oldu bu son sezon benim açımdan kısacası.
TV’de kanalları dolanırken DiziSmart Premium’da Kobra Takibi’ne (Alarm für Cobra 11) denk gelince biraz dursun diye bıraktım. Wilma Elles çıktı az önce karşıma, meğerse 2021’deki bölümlerden birisine konuk olmuş.
hâlâ devam mı ediyormuş diyecektim de 26 sezon olmuş.
Fazla argo kaçtıysa kaleye mum dikin.
Benim Adım Gültepe (Bölüm 1)
Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin finalinden 1 sene sonrasındayız. Eylül, 2014. Yine Kanal D. Yine bir iç yapım. Yine yönetmen koltuğunda Zeynep Günay Tan. Yine bir dönem dizisi. Bu kez 1982 yılında İzmir’in Gültepe isimli bir kenar mahallesinde geçiyor hikaye. Ama sadece 8 bölüm yayında kalabilmiş bu dizi.
Ayça Bingöl ve Mete Horozoğlu, Öyle Bir Geçer Zaman Ki kadrosundan kendini buraya atan 2 isim. Mete Horozoğlu, bir kahve işletiyor mahallede anladığım kadarıyla. Delikanlı bir tip. Ayça Bingöl ise kocası (Numan Çakır) hapiste olan süslü bir kadına hayat veriyor. Aklı fikri kuşlarında ve de güzel ve tatlı komşu kızında (Miray Akay) olan çocuksu, şapşal bir oğlu (Efe Ekercan) var. Ayça Bingöl’ün karakteri Gülümser, kocasını dolmuşçuyla (İlker Kızmaz) boynuzluyor.
Kanal D’de bir sonraki yaz başlayacak olan Güneşin Kızları’na 3 oyuncu vermiş bu dizi. Miray Akay dışındaki 2 isim ise Evrim Alasya ve Tolga Sarıtaş. Evrim Alasya, yıllar önce baba ocağını, yani Gültepe’yi terk etmiş. Kız kardeşinin (Geçen yıl Yürek Çıkmazı’nda izlediğimiz Selen Öztürk) aşık olduğu adamla evlenmiş ve 2 çocuğu olmuş o adamdan. Bu sebeptendir ki kız kardeşi hala ondan ölesiye nefret etmekte. Son yıllarda zengin bir adamla birlikteymiş Evrim Alasya’nın karakteri Suna. Nikahsız yaşıyormuş söz konusu adamla. Adam bunu boynuzlamış. Bu da iki ergen çocuğunu yanına alıp Gültepe’ye dönecek şimdi. Çocuklarının babasına ne olmuş bilinmiyor. Kız kardeşi de dul sanırım. Bir ergen oğlu var onun da. Baba (Oktay Daner) evinde kalıyor o ikisi de. Muhteşem Yüzyıl sonrasında ilk işine çıkan Tolga Sarıtaş, Suna’nın sünepe oğlu Murat karakterine hayat veriyor. Bige Önal’ı Murat’ın ablası Nazlı rolünde izliyoruz. Her şeyi kolayca kabullenen Murat’ın aksine sahip olduğu varlıklı hayattan kopmak istemiyor Nazlı ve annesine bir hayli kızmış durumda.
Ezel’deki ‘Abi, abi …’ nidalarıyla ve koşularıyla ünlenen Burak Dakak, mahallenin liseli çocuklarından biri olan Fevzi karakterine hayat veriyor. Bir miktar sülük bir tip olan Fevzi, abisi (Olgun Toker) ve babasıyla (İskender Altın) beraber yaşıyor. Babası mahallenin üfürükçü hocası. Hem dolandırıcı hem de sapığın önde gideni.
Muhteşem Yüzyıl: Kösem öncesindeki ilk ciddi işinde olan Ekin Koç da dizinin başrollerinden biri konumunda. Okumak istememeyi kafaya takmış olan, Seyfi isimli, asi ruhlu bir gence hayat veriyor Ekin Koç dizide. Babası ve annesi, Evrim Alasya’nın karakterinin ayrıldığı zengin adamın evinde bahçıvanlık, temizlikçilik falan yapıyorlar. Abisi de dışarda hamallık yapıyor. Seyfi, ne babasının ne de abisinin kaderlerini kabullenmiş hallerinden hiç memnun değil. Okuldan Nurten (İlayda Alişan) isimli bir kıza yanık Seyfi.
Kaldı mı saymadığım biri? Ha, okula yeni atanan gözü pek bir öğretmen olan ve Evrim Alasya’nın karakterinin babasının yeni kiracısı olmaya hazırlanan Fuat Öğretmen (Şafak Başkaya) var bir de. Son olarak; dizimizin anlatıcısı olmak üzere, mahalleyi yani Gültepe’yi seslendirmek üzere bir adet Nejat İşler var elimizde. E daha ne olsun?
Bu oyuncu kadrosuyla, bu karakterlerle, bu çarpık konularla ve bu işinin ehli yönetmenle bu dizi nasıl tutmamış cidden? Hayret!
Benim Adım Gültepe (Bölüm 3)
Bu Seyfi de mahallenin kara kutusu oldu iyice.
Benim Adım Gültepe (Bölüm 5)
Acımamak mümkün değil bu 4 oğlana da. Ebeveynlerden yana birbirinden şanssız hepsi de. Yine de en az şanssız olanları Seyfi tabii. Şükür çeksin haline.
Benim Adım Gültepe (Bölüm 6)
Öğretmenin de başını yakacanız lan!
Benim Adım Gültepe (Bölüm 7)
*Orta 3 mü? Bak bunu hiç beklemiyordum işte. Allah seni nasıl biliyorsa öyle etsin Seyfi.
*Suna, Meziyet’e işkence etmek için gelmiş bu hayata. Babaları da sürekli bu yüzsüze çanak tutuyor maşallah. Meziyet’e acımamak, Suna’dan nefret etmemek mümkün değil.
Benim Adım Gültepe (Bölüm 8) (FİNAL)
Çat diye yayından çekmişler bunu. Uyduruktan da olsa bir final çekmeye zahmet etmemişler.
Bu bölüm sezonun en kötü bölümüydü bence. Ben ‘Fena bir dizi değilmiş. Keşke biraz daha sürseymiş.’ demeye hazırlanırken böyle kötü bir bölümle veda etmeyi beklemiyordum. Neyse, böylesi daha iyi oldu muhtemelen. İptaline üzülmemiş oldum.
https://x.com/fzaofficial/status/1798803396557738444