22dakika.org

nip/tuck dizisinde ünlü sinema yıldızı brooke shields yeni sezonda bir bölümde psikiyatrı canlandıracakmış.

ünlü yıldız daha önce tom cruise tarafından, psikiyatriye inandığı ve doğum sonrası depresyonunu anti-depresanlarla tedavi ettirdiği için ağır eleştiriler almıştı (scientology üyesi tom cruise ilaçla tedaviye inanmıyor da o yüzden itiraz ediyor).
biraz da bu olayın üzerine bu rol pek denk gelmiş ama o canlandıracağı bu karakteri ‘aslında kimsenin gitmemesi gereken bir psikiyatr’ olarak tanımlamış.

devamı →

fox‘un yeni sezon açılış tarihlerini açıklamıştık. şimdi de, nbc duyurmuş dizilerin ilk bölümlerinin yayın tarihlerini. buyrun;

18 Eylül
Deal or No Deal (special two-hour edition, 8-10 p.m.)
STUDIO 60 ON THE SUNSET STRIP (10-11 p.m.)

19 eylül
Law & Order: Criminal Intent (9-10 p.m.)
Law & Order: Special Victims Unit (10-11 p.m.)

devamı →

sabah gazetesi yazarı rahşan gülşan hanımefendinin lost oyuncularıyla yaptığı röportaj sonucu kaleme aldığı makale. yazarımızın içten ve samimi yorumlarıyla renklenen yazının sonundaki ilginç spoiler‘a dikkat..

devamı →

kazandı kazanmasına ama bir kez bile kamera karşısına geçmeden.. daha önce frasier karakteri ile 4 kez emmy’yi kucaklayan aktör 5. emmy’sini seslendirme dalında aldı. The Italian Bob adlı the simpsons bölümünde Sideshow Bob karakterine yaptığı seslendirme en iyi seslendirme performansı ödülünü getirmiş, tebrik ediyoruz.

ufak bir not; yaratıcı sanatlar ödülleri, aday gösterilmeden jüri tarafından belirleniyor ve bu seneki ödül töreni 19 ağustos akşamı Shrine Auditorium’da yapılacak.

devamı →

the simpsons‘ın 18. sezonunda sesiyle misafirlik yapacak ünlüler açıklanmış ve içlerinde çok çok önemli insanlar var. (en azından 22dakika için)

mesela kiefer sutherland (malum, 24’ün jack bauer’i) sert bir albayı seslendirecekmiş. fat tony’yi seslendiren Joe Mantegna ise fat tony olarak yine bulunacak.
the sopranos’dan Joe Pantoliano ve Michael Imperioli (christopher olarak biliyoruz onu da) fat tony’nin hizmetkarlarını seslendireceklermiş.

devamı →

televizyon eleştirmenleri topluluğu ödülleri 22.kez sahiplerini buldu. gecenin sunuculuğunu Mary Lynn Rajskub yani 24’ün Chloe O’Brian’ı yaptı. yılın programı grey’s anatomy oldu. lost en iyi drama seçilirken, my name is earl de en iyi yeni program seçildi. gecenin galibi 4 ödülü kucaklayan abc olurken, pbc de 2 ödülle geriden takip etti. geri kalan ödüller de şöyle:

devamı →

lost’un yaratıcıları geçen sene dizi için çekilecek kısa mobisode- yani cep telefonu için kısa bölümler yapacaklarını açıklamışlardı.

ilk video comic-con fuarında yayınlanmış. 13 bölümden oluşan bu küçük videolar 2 dakikalık çekimlermiş. konusu ise şöyle; hurley bir gün bir video camera bulup ada içinde bazı olayları çekiyor.. çok önce açıklanmasına rağmen çekimlerin bu kadar uzun sürmesinin nedeni ekibin titiz olmasıymış. çünkü videoların inandırıcılığının sağlanması için çok uğraşıyorlarmış.

devamı →

lost‘un “viral marketing” furyası “lost experience”, dur durmak bilmiyor. yapımcılar, yeni sezon başlayana kadar bizi her gün meşgul tutacak yeni şeyler yapmaya devam ediyorlar.

bunlardan bir yenisi de, aylardır hanso foundation’ı oradan buradan gizli gizli karşımıza çıkarak kötülemeye çalışan “rachel blake“. rachel adlı kızımız, hanso foundation’ın çok korkunç bir oluşum olduğunu ve yok edilmesi gerektiğini bağırıp çağırıyor.

işte yeni lost-experience sitelerinden biri de, bir anti-hanso foundation organizasyonu. hanso exposed adı altında geçen bu sitede, üyelik ile hanso foundation hakkında “kötü” gerçeklere ulaşabiliyoruz. artık yoruluyorum sanırım, takip edecek o kadar çok şey var ki…

devamı →

dikkat, spoiler içerir!

lost’la ilgili yeni yeni spoilerlarımız ortaya çıkıyor. yapımcılar, bir kaç soruya kesin cevaplar vermiş. öncelikle demişler ki, duman yaratığımız, kesinlikle nanobot filan değilmiş.

kate, “seçimini” yapacakmış. bu seçimin ne yönde olduğuna dair bir bilgi verilmemiş ancak muhtemelen jack ve sawyer arasında olacaktır.

“klon” teorisi, kesinlikle gerçek değilmiş. adada “klon” lafını duymayacakmışız.

ve en ilginci de, deniz altında bir hatch çıkma olasılığı yüksekmiş. yapımcılar, 108’den geri sayım bittiğinde çıkan hiyelogrif’lerin “underworld” (alt dünya?) anlamına geldiğini açıklamışlar. evet, heyecan artıyor!

devamı →

akademiler yüzlerini popüler kültüre çevireli çok oluyor. son incelemelerden biri de six feet under üzerine. kitap amerikan kültürü, ölü bedenler, eşcinsellik, feminizm gibi diziyi oluşturan temalar üzerinde durmuş. dizi beni yaktı, bitirdi; tabuta koyup 2 metre aşağı yolladı ama burada sıkılıyorum ve soru işaretlerim var, okuyacak bir şey gerek diyorsanız, çekinmeyin. devamı →

lost‘un popülerliğinin gün geçtikçe artması, daha çok para kazanmanın binlerce yeni yolunu açıyor. bunlardan bir yenisi de, uzun zamandır bahsi geçen “lost oyuncakları”.

aylar önce sadece charlie oyuncağı(action figure)’nın fotoğrafı yayınlanmıştı, ancak şimdi, locke, jack, kate, shannon ve hurley de yayınlandı. McFarlane Toys tarafından üretilen bu oyuncakların ne zaman piyasaya sürüleceği kesin olarak belli değil ancak evimde bir kate olsun isterim şahsen. buyrun fotoğraflar.

devamı →

polisiye dizisi ile dolup taşan televizyon dünyasına, fox da yeni bir dizi getirmek üzere. ismi Blue Blood olan diziye yeşil ışık yakmışlar, şimdilik pilot bölüm ısmarlayarak tabi ki.

tabi bu konuda tereddütsüz davranmalarının sebebi yönetmen brett ratner
(x-men: last stand, prison break-pilot).

konu ise gerçek hikayeye dayanıyor. 2004 yılında new york’lu polis Ed Conlon‘ın yazdığı aynı isimli kitabın öyküsünden yola çıkılmış. bilindik polis dizilerine benzemeyecekmiş diyorlar, bakalım.

devamı →

prison break‘in 2’nci sezon 21 ağustos’ta başlıyor. bundan hemen önce 8 ağustosta ise ilk sezonun dvd seti çıkacak.

6 dvd’den oluşan sette bölümler dışında oyuncuların konuşmaları ve bir alternatif sahne başlığı bulunmakta. başka bir şey de yok gibi.
içeriğin tam listesi…

devamı →

daha önceleri, nobody’s watching’den bahsetmiştik. Nobody’s watching, nbc ve Wb kanallarından reddedilmiş ancak pilot bölümü youtube’da can bulmuş bir dizi.

Youtube‘daki izlenme oranlarından olacak ki, nbc diziyi almaya karar vermiş. tükürdüğünü yalayarak 6 bölüm birden ısmarlayan nbc, yeni sezonda nobody’s watching’i de yayın listesine eklemiş.

devamı →

spoiler vermeden, üçüncü sezonun ilk 6 bölümden sonra 13 hafta ara vereceğini hemen söyleyeyim ve yapımcılar ilk 6 bölümün bir mini seri gibi hazırlamışlar ve herşey ona göre kurgulanmış. son bölümde kaldığımız yer, bu mini dizi kısımda (eko-john-desmond yanında jack-kate-sawyer durumu) açıklanacakmış. buradan gerisi spoiler
sezonun ilk bölümü kaldığımız yerden ama farklı hikayelerle, yani adanın her bir yanında olanların gözünden izleyeceğiz.

3 yeni rol gelecekmiş karşımıza. 2 kadın bir erkek. bir tanesi burada.
sezon boyu others’ın neler yaptığını ve adadaki geçmişlerini daha çok öğreneceğiz. hatta bir iki karakteri pek yakından tanıyacakmışız.

devamı →

prison break dizisinde başkan Caroline Reynolds rolünü canlandıran patricia wettig, geçen sezon boyunca “içi kötü” şeklinde bir karakterle karşımıza çıktı.

ne oldu ne olacak derken, beklenmedik bir şekilde, olaylar tersine döndü, ve wettig, 2. sezon’da bizimle olacak gibi sezonu tamamladı. ancak, alınan duyumlara göre, patricia wettig, prison break yeni sezon’da tam zamanlı bir oyuncu olmayacakmış. eşi bir yazar olan wettig, onun yazdığı bu sene başlayacak “brothers&sisters” dizisinde bir rol teklifi almış, ve “aile” olduğu için, kabul etmek durumunda kalmış.

devamı →

new york’lu Ellie ve Conrad Cain 15 yaşındaki oğulları leopold ile mutlu ve zengin bir hayat yaşarlar. bir gün eve geç kalan oğullarını beklerken “don’t call the police” notuyla dehşete düşerler ve yardımlarına polisle irtibata geçmemelerini isteyen (hmm), kaçırılma davalarında başarılı bir uzman olan Knapp koşar. nbc’nin yeni polisiye dramasında bizi bir sezon (belki de daha uzun bir süre?) boyunca bekleyen öykü bu.

zengin çiftimizi Dana Delany ve Ordinary People’daki rolüyle 1980’de oscar alan oyuncu Timothy Hutton canlandırıyor. yardıma koşan (çağırılan) tekinsiz adamımız knapp ise six feet under’ın bipolar billy’si jeremy sisto.

devamı →