Panic – Tanıtım
11 yorum hayrola11 30 Mayıs 2021 08:21
Lauren Oliver’ın 2014 tarihli aynı isimli çok satan romanından Amazon Prime için televizyona uyarlanan Panic, “Sevdikleriniz uğruna, çok riskli bir oyuna dahil olur muydunuz?” sorusuna yanıt arayan sürükleyici bir yapım. 28 Mayıs’ta ekrana geldi ve ilk sezonu 10 bölümden oluşuyor.
Panic, kırsal bir Teksas kasabasında gerçekleşen ve bu kasabadan kurtulabilmenin tek yolu olan yasadışı bir oyunu merkezine alıyor. Her yıl son sınıf öğrencileri hayatlarını değiştirebilecek olan parayı kazanma ve kasabadan kurtulma şansını yakalamak için yasa dışı, yüksek bahisli bir oyunda hayatlarını tehlikeye atmak zorundadır. Bu oyunlarda isimleri bilinmeyen hakemler, oyuncuları en derin korkuları ile yüzleşmeye zorlar ve kim oldukları, kimlere güvenebilecekleri ve neye dönüşebilecekleri konusunda bir dizi zorlukla karşı karşıya bırakırlar. Tek bir kazananın olduğu Panic’te bu yıl tam 47 oyuncu gelmiş geçmiş en büyük ödül için yarışır.
Karakterler
Olivia Welch, “Heather”: Heather yetenekli bir yazar, ancak gerçek hayatta kendisini mutlu bir sonla hayal edemeyeceğinizi biliyor. Kendini pragmatist olarak ilan eden sanatçı, mümkün olan en kısa sürede istikrarlı bir yaşam inşa etme umuduyla muhasebe sertifikasyonundan geçmeyi planlıyor.
Jessica Sula, “Natalie”: Natalie’nin istekleri arasında California’ya taşınmak ve ölmüş annesinin aktris olma hayalinin gerçekleşmesi yer alıyor. Hırslarının yüceliği ve pratik olana aldırışsızlığı, bir şerif yardımcısının kızı olarak yetiştirilmesinden doğan disiplini ve kavrayışı yalanlıyor.
Mike Faist, “Dodge Mason”: Dodge Mason kasabanın yeni çocuğu ve lisedeki son yılında neredeyse görünmez bir şekilde süzüldü. Dodge’un tehlikeye karşı toleransı, belki de alt yapısının bir ürünüdür ya da içindeki çok daha derin bir şiddetin belirtisidir.
Ray Nicholson, “Ray Hanrahan”: Gösterişli, iğrenç ve kışkırtıcı Ray, bir suçlu ve karavan çöplüğünden geliyor. Bu gururlu mirasın halka açık taşıyıcısı olmaktan çok mutlu. Hayatı boyunca hiçbir yere gitmeyeceği söylendiğinde Ray’in gücü nihilist bir biçimde gelir.
Camron Jones, “Bishop”: Bishop, iyi çocuktur – Carp’daki herhangi biri size bunu söyler. Cana yakın, komik, tatlı; çok yönlü bir atlet ve sağlam bir AA öğrencisi. Bishop, hem toplumun hem de Eyalet Mahkemesi Başyargıcı olan babasının beklentilerini karşılamaktadır.
Enrique Murciano, “Şerif Kean”: Ofisinin mantosunu ağır bir şekilde giyen bir adam olan Şerif Kean, kaybının peşini bırakmaz, yas tutan karısına yabancılaşır ve kontrol edebileceği tek şeye odaklanır: Oyun.
Moira Kelly, “Laura Kean”: Şerif Kean’in karısı. Oğlunun ölümünden sonra yas tutan Laura Kean, geçmişe kilitlenmiş ve kendi sırlarını saklıyor.
Nancy McKeon, “Jessica Mason”: Dodge’un bekar annesi. Güzel bir dövüşçü. İki çocuğunu her şeyden çok önemsiyor ve onu ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum eden bir vur-kaç kurbanı olan kızı için adaleti sağlamak için ailesinin hayatını kökünden değiştirdi. Şerif Kean ile bir ilişkisi var.
Rachel Bay Jones, “Sherri Nill”: On yedi yaşında bekar bir anne olan Sherri, hayat tarafından hırpalanmış ve yanlış yerlere, özellikle de içki, uyuşturucu ve kötü adamlara sığınmıştır. Çocuklarını seviyor ama onlara nasıl bakacağını bilmiyor. Öfkesi, sertliği ve değişkenliği, kırılganlığını ve değersizliğine olan inancını gizler.
Not: Diziyle ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.
yorumlar
Diziden hatta oyunlardan bir kac sahne fotosuyla karakter fotolariyla destekleseydin daha goze hitap eden bir tanitim olurdu diye dusunuyorum. Ama eline saglik.
Guzel seriydi. Tek oturusta arka arkaya izletecek kadar sardirdi. Bir prestij dizisi degil sonucta. Beklentiler ayarlanarak girildiginde keyifli bir yol yolculuk olacagini dusunuyorum.
Iki uc oyuncu disinda oyunculuklar ortalamaydi. Oyuncularin bazilari klasik rolu icin cok yasli ama artik alistik. Karakterler kesinlikle beklemedigim yollarda ilerledi ama hicbirinin dramasi baymadi. Hikayeyi ilerletmek icin kolaya kactiklari yerler oldu ama asiri sinir bozmadi.
Guzel noktada bitirdi. Tam bir final gibi her seyi bagladi sona da kucuk bir sahne ekleyerek olasi bir devam sezonuna sinyal yakti. Ben olayi ve bu turu sevdigim icin gerek olmamasina ragmen bir sezon daha izlemek isterim. Ama gercekten bir sezon daha devam edecek bir konusu yok. Belki tanidigimiz birkac oyuncuyu gelecek sezona dahil edip judge ve oyun kurucu yaparak bi sezon daha izletebilirler. Diger turlu dusunemedim.
S01E01
İlk 10 dakikada tutuk başladı ama devamında kademeli olarak açıldı. Bu yarışma olayı tat verecek gibi duruyor. Eksisi ise bu genç kadronun başroldeki kız dışında potansiyel barındırmıyor gibi duruşu. Yapımcılar seçme yapmamışlar da hısım-akrabayı toplamışlar sanki.
S01E03
The Society’deki kadro şu dizide olsaydı var ya! En azından Jessica Sula’daki rol başkasında olsaydı! Rolü parlamaya elverişli ama bu kız ne yazık ki satamıyor.
Benzer türdeki yapımlara oranla fena iş değil. Açlık Oyunları’nın yandan yemişi gibi olmuş ve evet, ben de The Society’yi buna tercih eder(d)im. Bu ayarda devam etse işimi görür herhalde.
Düzenleyiciler kimse onlar da biraz olsun göz önündedir herhalde. 23 kişi içinde ölüm olup olmayacağına herhalde takılmam ama bakarız.
@ozgun14 teşekkürler tavsiyeler için de bi kaç ekleme yaptım hoşuna gider umarım.
Genel olarak dizi konsunda ise ilk 5 bölüm ilk çıktığında hüpletmiştim akıcı bir dizi ama su 2 günde yoğunluktan 1er bölüm anca gidiyor ama şimdiye kadar oyunculuklar iyi ara ara eh işte dedirtse de sonunu epey merak ettiriyorlar
çok güzel olmuş eline sağlık.
9. Bölüm itibariyle işler kızisti galiba sezonun en iyi bölümlerinden biriydi 1 konu dışında epey şaşırtıcı oldu çözülen olaylar aslinda bu 1 konu basit bağlandı şaşırtmamasi ondandır herhalde
bakalim sezon finaliyle ne olucak
Gayet iyi bir sonla bitti hatta bi konu da açtılar yeni sezona gibi duruyor bence 1 sezona daha sığacak konu cikar hatta bi de ilk nasil çıktı tarzi bi sezon bile yapabilirler gene kanımca 8.0 lik dizi yapmışlar
Tam bir çözülme bölümü olmuş ama final öncesi karıştırmışlar da ortalığı ayrıca tabii. Çözülmeler yersen tadındaydı biraz açıkçası ama şimdilik itiraz etmeyeyim hadi.
S01E10 (FİNAL)
Ucu kapalıydı diyeyim öncelikle. Son 1 dakikalık kısım da bu durumu değiştirmiyor.
Çok iyi bir dizi değildi bence Panic ama beklenti düşük olunca izletti kendini tabii. Oyunlar daha agresif olmalıydı diye düşünüyorum. Son 2 bölümlük süreçte sonunu daha iyi bağlayabilirlerdi ayrıca. Parayla ilgili bir şeyler tam oturmadı bende bu arada.
Oyuncu kadrosu konusunda genç, yetişkin ayrımı yapmaksızın düşüncem baki: Yetersizdi. Heather, kız kardeşi ve annesi için doğru kast seçimleri yapılmış. Ray karakterindeki tercih de fena sayılmazdı. Gerisi olmamış bence. Olivia Welch, diziyi iyi taşıdı cidden kayda değer bir ekran tecrübesi olmamasına rağmen. Ayrıca tatlılıktan yıkılıyordu. Tez vakitte yeni bir YA dizi bulur umarım kendine.
Onay almış olabilir de en nihayetinde hala almamış olabilir de.
alsın ya bir sezon daha izlerim. kötü olursa da zoey gibi siler atarız en kötü. sevindim sanırım.
Yorumlara genel anlamda katılıyorum. Son 1-2 dakikada gösterdikleri beni de rahatsız etmedi, bu şekilde bitmesiyle barışığım. Şaşırttıkça şaşırtalım edasıyla akla ne geldiyse koydukları için 10 bölüm sürmesi batmasa da 8 bölümle daha sıkı bir iş de çıkarılabilirmiş.
Misal Heather’i Dodge’a değil de Ray’e yazmaları bence doğru karardı. Natalie ile Dodge’ın kimyası da iyiydi. Üstüne Natalie’nin hakem çıkması daha tatlı oldu hatta. 2. sezon olsa herhalde yeni karakterlerle yine Panic (ya da benzeri) bir oyun başlatılır; bildiğimiz karakterlerin bir kısmını de çeşitli şekillerde ortada tutarlardı.
Bu türde dizileri seviyorum, izlediğim için de memnunum. Bu da tek sezon kalmış olsun madem.