Yarışma Programları || Renkli Kutunun Senaryosuz Dizileri
560 yorum ozgun14 20 Ekim 2015 09:32
Bir süredir kendimizi Türk dizilerinden çok yabancı dizilere kaptırdığımız bir gerçek. Konu yarışma programlarına geldiğinde tam olarak neredeyiz peki? Dil sıkıntısı olmasa az sayılmayacak bir kesimin kendini bunlara da kaptıracağına inancım tam. Amerika’nın çoğu yarışma programına Acun ve türevleri sağ olsun aşinayız çünkü. O tarafta tutan bir yarışmanın format olarak bizim kanallarımıza kopyalanması çok zaman almıyor. Hani hep deriz ya “Orijinali dururken uyarlamasını seyretmek niye?!” diye. Eh bunu yarışma programları için de diyelim ve sizi Amerikan dünyasının senaryosuz dizileriyle tanıştıralım. Not: Bu yazının amacı; sayısının her geçen yıl arttığına inandığım reality tv takipçisi site ahalisine bu konularda konuşabileceği bir bildiri altı sunabilmek. İki yarışma dışında takip ettiğim reality olmadığı için (ve reality sayısı da oldukça fazla olduğu için) konularını çok kısa kısa geçeceğim. Hepinize şimdiden afiyet olsun. |
Sunucular: Colin Mochrie, Ryan Stiles, Wayne Brady, Aisha Tyler Doğaçlama skeçlerle 4 kişinin beraber oynadığı bir tiyatro oyunu. Konuk oyuncularla 5. kişi de seçiliyor ve spontane tiyatro başlıyor. Yerlisi: Mahşer-i Cümbüş (Uyarlaması değil, kafanızda canlansın diye yazdım.) Sunucu: Jonathan Ross Yeteneklerine güvenen sihirbazlar soluğu Penn ve Teller’ın karşısında alıyor. Eğer bu ikiliye numaralarını yutturabilirlerse ödülü kazanıyorlar. Yerlisi: – |
Sunucu: Alison Sweeney Kilolu yarışmacıların katılıp yarışmanın sonunda en çok kilo verenin kazandığı bir sağlık yarışması. Yerlisi: Yeni Bir Hayat Sunucu: Nick Cannon Her türden (ses, oyunculuk, dans, sihirbazlık vs) yeteneklerinizi sergileyebileceğiniz 4 jüriden oluşan bir ekip tarafından oylandığınız bir yarışma. Yerlisi: Yetenek Sizsiniz Türkiye Sunucu: Carson Daly Arkası dönük 4 jüriye şarkı söyleyerek önce jürileri kazanıyorsunuz, daha sonra her jürinin şarkıcı takımı birbirleriyle yarışarak eleniyor ve en sonunda da 4 jürinin birincileri birbirleriyle kapışıyor. Yerlisi: O Ses Türkiye Sunucu: Matt Iseman Yarışmacılar çeşitli, zorlu parkurlarda zamana karşı yarışıp birinci gelmeye çalışıyorlar. Her etabın ilk 3’ü tekrar kendi aralarında kapışıyorlar ve günün birincisi oluyorlar. Yerlisi: Ninja Warrior Türkiye Sunucu: Bear Grylls Doğada hayatta kalma rehberiniz olabilecek bu adamı durdurabilecek hiçbir şey yok. Herhangi bir yere (çölün ortasına, amazonlara, ıssız bir adaya, vs) bırakın, orada kendi başına yaşamını sürdürmenin bir yolunu bulacaktır. Tabii yalnız değil. Her bölümde ona ünlü bir Hollywood yıldızı (Zac Efron, Channing Tatum, Ben Stiller, Kate Winslet, Michael B. Jordan, Kate Hudson, Michelle Rodriguez, James Marsden, Barack Obama, vs) eşlik ediyor. Yerlisi: Doğada Tek Başına |
Sunucu: Ryan Seacrest, Brian Dunkleman 4 jüriye karşı yarışmacıların şarkı söyleyerek birbirlerini eledikleri bir yarışma. Yerlisi: Popstar Türkiye, Türkstar Sunucu: Cat Deeley Her hafta belli temadaki müzilerle dans ederek yeteneklerini konuşturan yarışmacıların birbirini elediği bir yarışma. Yerlisi: Benimle Dans Eder misin Sunucu: Gordon Ramsay Yarışmacılar kendi restoranlarını açabilmek için kapışıyor. Başlarında çok titiz bir şef var ve ona yemek beğendirebilmek hiç kolay değil. Master Chef ve küçükler için olanı Master Chef Junior adlı iki tane daha benzer program var. Yerlisi: Masterchef Türkiye Sunucu: Gordon Ramsay Asabi sunucumuz bu sefer de Amerika’nın otellerini geziyor ve beğenmediklerini sivri diliyle yerin dibine gömüyor. Yerlisi: – |
Sunucu: Julie Chen Belli bir sayıda yarışmacının bir eve kapatıldığı ve her hafta küçük yarışmalarla birbirlerini elemeye çalıştığı bir yarışma. Yerlisi: Biri Bizi Gözetliyor, Big Brother Türkiye Sunucu: Jeff Probst 2 veya 3 grup halinde adanın farklı noktalarına bırakılan yarışmacılar burada barınak ve yemek ihtiyaçlarını doğadan karşılarlar. Bazı yarışmalarla birbirleriyle yarışarak ödüller kazanırken bazılarıyla dokunulmazlık kazanırlar. Dokunulmazlık kazanamayan grubu kendi adalarında bir eleme gecesi beklemektedir. Gruplar azaldıkça bir zamandan sonra adalar birleşir ve yarışma bireysel kapışma olarak devam eder. Yerlisi: Survivor Türkiye Sunucu: Phil Keoghan Yarışmacılar sırt çantaları ve pasaportlarıyla ülke ülke gezecekleri bir yarışa girerler. Bu uzun ve zorlayıcı yarışta 2li olarak yer alırlar, bazen eşiyle bazen de tek başlarına sıra dışı oyunlardan geçerek her ayağın birincisi olup mini ödüllerini kazanmaya çalışırlar. Her ayağın sonuncusuna ne olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Yerlisi: Pasaport |
Sunucu: Chris Harrison Merkezde bir erkeğin, karşısında 25-30 kızın bulunduğu flört yarışması. Her hafta damat adayı seçtiği kız(lar)la grup veya bireysel randevulara çıkıyor, bölüm sonundaki seremonide gül alamayan gelin adayı haliyle eleniyor. Yayında The Bachelorette ve Bachelor in Paradise isminde iki türevi de mevcut. İlkinde bu sefer merkezde bir kadın var, ikincisinde ise bu iki yarışmanın eski yarışmacıları bir adada toplanarak bir kez daha kendilerine uygun kişiyi arıyorlar. Yerlisi: Ben Evleniyorum, Biz Evleniyoruz, Benimle Evlenir misin Sunucu: Tom Bergeron Ünlülerin profesyonel dansçılarla partner olup yeteneklerini sergilediği ve birbirleriyle yarıştıkları bir yarışma. Yerlisi: Yok Böyle Dans |
Bunlar dışında kablolularda da birçok güzel reality programı mevcut. Ama onlara girince nerede duracağımı bilemediğimden eklediklerimi de sonradan sildim. Yorumlarda lafını geçiririz bir şekilde. Bu yazıyı hazırlarkenki katkılarından dolayı aytackara ve itsmypurgatory‘ye çok teşekkürler Kendileri, uyarlamaları hakkında ekleyebileceğiniz, düzeltebileceğiniz bir şeyler varsa lütfen iletin bana. Fazla bilgimin olmadığı bir alan olduğundan hatam olmuşsa affola. |
yorumlar
The Bachelor 24×09 üzerine:
Ben arada kaldım. Bir tarafım “Senin o zaman bu yarışmada ne işin var?” diyor, o tarafım %51’de. Öteki tarafım “Kendi açısından haksız değil,” diyor. Adamın ortada kalması veya istediği gibi davranması da doğal ama.
Kaldık öyle ortada. To be continued.
Coronavirus nedeniyle The Amazing Race’in çekimlerini durdurmuşlar. Yarışmacılar eve dönüyormuş. Kimseye bir şey bulaşmamış da gelecekte olması ihtimaline karşın mecburen önlem almışlar.
3 bölüm çekmişler şimdilik. Çekimlere dönüş belli değil.
“This isn’t The Bachelor” kısmını görünce gülmüş bulundum. Aynı birkaç sene önceki Türkiye gibiler şu an.
The Bachelor 24×10 üzerine:
* “Asla tahmin edemeyeceksiniz,” lafından huylanmamaya çalışıyorum ama pek olmuyor. Hadi onu geç, “Kendisi bile bilmiyor,” ne?
İkisini birden mi seçti bu adam ya da bir şekilde hiçbiri oldu. Neyse haftaya öğreniriz.
* Yeni Bachelorette Clare Crawley. 38-39 yaşında birini seçtikleri için en yaşlı kişiyi seçmiş oldular. Gerçi bilerek yaptılar ama olsun.
* Müzik temalı The Bachelor Presents: Listen to Your Heart 13 Nisan’da başlayacakmış.
The Bachelor 24×11 üzerine:
Bachelor bölümlerinden sonra insanların bölüm tepkilerine göz atmak gibisi yok. Çok eğlendiriyorlar beni. Ayrıca 138 bin fav ne? Alt tarafı The Bachelor izliyoruz şurada.
https://twitter.com/BrettSVergara/status/1237183374516785152
Bölümlerin sürekli 13:00 gibi düşmesine uyuz oluyorum. Her defasında böyle olup üstüne geceye kalınca spoiler by default kaçışması yaşıyorum. Amerikalılar da bize benziyor, Super Tuesday 2’yi bırakmış Survivor konuşurmuşçasını finali konuşuyorlar. Tövbest.
Instagram’da dolanırken köpeğiyle The Bachelor izleyen Jennifer Aniston storysi bile gördüm zaten.
Virüs nedeniyle Survivor’ın gelecek sezonunun çekimlerini iki ay ertelenmişler.
The Bachelor 24×12 (Sezon finali) üzerine:
* “Sizin başınızda o ana oldukça…” diye bir tabir var ya. İşte onun aynısından. Du bakalım, inş. yürütürsünüz ^.^
Annesinin pek de memnun kalmayacağını tahmin ediyordum ama kadın canlı yayın demedi İspanyolca-İngilizce girişti. Öbürü de herkes bizi izliyor demedi, tak tak cevap verdi. Peter da iyiydi yalnız, sezon boyu yapmadığını yaptı resmen.
“Peter bile bilmiyor nasıl bittiğini” lafında ciddilermiş. Neyse bununla olur. Başta türlüsünü yapsa hoş olmazdı pek herhalde.
* Claire Crowley’in erkeklerini açıklamışlar. 38-39 yaşındaki kadınla akran 2 kişi var kadroda. İlla genç birine yar edecekler ^.^ Bir de bunlar iyiden iyiyde Black Bachelor için yürüyorlar galiba.
Neyse bakarız. Bir sezon daha bööööylece bitti. 18 Mayıs’ta The Bachelorette başladığında görüşürüz. Öptüm, bye.
Love is Blind 1. sezon üzerine:
Bir süredir yavaş yavaş izliyordum, bitirmiş oldum. Çerezlik ama eğlenceli denebilir. Böyle bir deneyden cidden evliliğe giden çiftler çıkarabilmeleri ilgincime gitti doğruya doğru. Nasıl bir cast süreci yürüttülerse artık.
Bu derece tutulmasında Cameron ve Lauren’ın payını da unutmamak lazım. Onlarsız olmazdı herhalde.
Kenny ve Kelly’yi pek de anlamadım. Bir ilişki anca bu kadar iyi başlayıp böyle bir yere gidebilir herhalde. Jessica ve Barnett’i ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bir reality şovun ihtiyaç duyduğu malzemeyi asıl onlar sağladı bence. Giannia ve Damian da benim için ayrı ilgi çekiciydi ikinci yarıda. Mark’e ne desem zaten hala bilmiyorum.
İki sezonluk onay almasına sevindim galiba. Devam etmeye çalışacağım.
Real Housewives of New York 12×01-02 üzerine:
Karantina zamanı kafa dağıtmak için güzel bir tercih oldu. Leah’ya henüz alışamadım, gerek var mı ondan da emin değilim ama diğerleri zaten yetiyor. Böyle devam.
ben de survivor izliyorum. bu kafayla anca onu izleyebiliyorum, yeni yapımlarda konu veya altyazı takip edebilme yetilerimi kaybettim. 28i izledim fena bir sezondu blindsidelarla dolu, şimdi 37ye bakıyorum ilk 3 itibarıyla bi 28 değil ama izleniyor. güncel giden 40 da fena bu arada, tüm galipleri toplamışlar 75. açlık oyunları misali.
sezon 37 bombastik ilerliyor. blindsidelarla, akıllı idol kullanımlarıyla dolu. helal olsun sezon dediğin böyle olur.
The Amazing Race: 20 Mayıs
Bunların virüs yüzünden başladıktan üç bölüm sonra duran sezonları meğerse 33. sezonmuş. 32’yi bitirmişler bile ve onu yayınlayacaklarmış.
The Bachelor: Listen to Your Heart 1×01 üzerine:
Biraz meraktan, biraz gelecek şovlarda bu tipleri görürsek alakasız kaçmasınlar diye, biraz da karantinanın gündemi rahatlatmasından dolayı izledim. Aslında buna gerek yok ki, düşüncemde haklıymışım. Reytinglerin de benle hemfikir olduğu söylenebilir.
Olimpiyatlar ertelenmeseydi ve Summer Games’i yapsalardı daha makbule geçerdi. Winter Games hoşuma gitmişti. The Bachelorette mecburen ertelenmişken, dolayısıyla Bachelor in Paradise’ın ne zaman geleceği belirsizken araya kaynayabilir bu da.
Tiplerin yarısı ilgimi çekmedi aslında ama ilk bölüm olduğundan erken sayılır. Müzik temasını da nasıl kullanacaklarına veya performanslara göre değişir durum. Neyse bakarız. İlk bölümün sonuna şaşırmadım bu arada, bir süre izleyince ‘anlıyor’ oluyorsun haliyle. Ama iyi oldu.
Love is Blind’da bu kadarı olmamıştı yanılmıyorsam ama Too Hot To Handle’da oldu. Biraz komiğime gittiği doğru.
* Amazing Race’in (S32) başlangıç tarihini geri çekmişler. 20 Mayıs’ta değil, yılın sonlarına doğru gelecekmiş. Yerine başka iki reality şov koymuşlar.
* The Bachelorette’in ertelenen sezonunun yerine eski The Bachelor sezonlarının önemli anlarından 10 bölümlük sezon çıkarıp onu yayınlayacaklarmış.
The Bachelorette’i de yazın çekmeye başlayıp sonbaharda yayınlayacaklar bu gidişle. Böylece The Bachelor’ın yerini de oynatmayacaklar. Bachelor in Paradise’ı bu senelik pas geçecekler gibi duruyor. O da artık gelecek yaza, keza Olimpiyat’a özel Summer Games de.
@aytackara postponed = erteleme (“geri çekme” tam tersi)
@dkamoy Yanlış ifade olmuş, ivit.
The Bachelor: Listen To Your Heart 1×04 üzerine:
Bu bölümün hem müzikal performansları yerindeydi hem de draması. Natascha da sağ olsun tabii, emeği büyük. Yalnız o değil de asıl Ryan’la olan performansları inanılmazdı ya, anca bu kadar olur.
The Bachelor: Listen To Your Heart 1×06 (Sezon finali) üzerine:
Beklediğim gibi sonlandı da bunlar neredeyse her bölüm hariç sebepten birilerini ayırmayı nasıl başardı ben onu anlamadım. Bir de elenenler öyle peki, tamam modunda kestirip attılar ki dışarıda devam edin isteği kalmıyor ortada.
Bazı performanslar ve çiftler başarılıydı aslında. Yine de pek de gerek olduğunu iddia edemem. Karantina zamanı kısa sezonla araya girdi. Devamını kendileri bilir.
Not: Bu doğru.
The Bachelor, 25. sezonda ilk kez siyah Bachelor seçmeye karar vermiş. Matt James. Normalde gelecek The Bachelorette sezonunda olacaktı, sonradan işler değişti.
Bknz: Mahalle baskısı & #BlackLivesMatter
Real Housewives of New York 12×12 üzerine:
11’den sonra güya bir çeşit sezon ortası vermişlerdi ama sonradan bir haftalık ara olduğunu fark ettim. Onda da Tinsley’in Boston’a taşınma kararına vurgu yaptıkları düşüncesindeydim.
Meğerse pandemi kaynaklıymış. Ben stüdyo röportajlarını tamamlamanın sorun olabileceğini okuduğumda bir noktada durup kesintisiz bölüm yayınlayacaklarını farz etmiştim. Meğerse kadınlar kendi evlerinden kamera önünde konuşarak devam etmişler. Ses ayarının farklılığı göze çarpıyordu sadece.
Hiç yoktan iyidir. Röportaj kısımları renk katıyor denebilir.
Big Brother‘da (US) All Star sezonu yapıyorlarmış bu sefer. Pandemi çıkınca 22. sezonu normalden all stara çevirmişler. Yarışmacıları toparlama süreci daha kolay oluyormuş falan.
Ay sonu test ve 14 günlük karantina için biraraya getireceklermiş. Olağan sürede geçen bir sezonla sonbahara da sarkar, CBS’in açıkladığı programda haftada 3 gün BB’ye ayıracak yer yok normalde. Neyse vardır herhalde planları.
Big Brother 22×01 (All Star) üzerine:
All Star sezonu yapmak akıllarına iyi gelmiş. Daha önce sadece 7. sezonda yapmışlar, ben de izlemeye 17. sezonda başladıydım. 16 kişinin yedisini tanıyorum zaten, iki-üçünü de ismen biliyorum.
Bu açılış bölümü eve girişti, gerisine devam ettikçe bakarız. Yaz vakti iyi oldu.
Real Housewives of Potomac 5×04 üzerine:
Potomac versiyonuna ilk sezondan sonra vakitsizlikten dolayı devam etmemiştim. 5. sezon başladığında bodoslama olarak girdim. Kadronun yarısı hala tanıdık. Zaten ben vakti zamanında RHONY’ye de 7’ye başladığında öylece girivermiştim.
Hatırladığım gibilermiş, belki bir tık daha ciddi ve sert. Bunlar New York’takilere oranla daha dedikocular resmen. Bir de hala akıl erdiremediğin bir şekilde Potomac’de kocalar işin daha fazla içindeler resmen. Bilinçli bir tercih olduğunu düşünüyorum üstelik. Adamları sezon sonundaki Reunion bölümüne getirmeleri o zaman garibime gitmişti. Aynen devam etmişler gibi duruyor sonrasında da.
New York’takiler ya boşanmış olduğundan ya da ona kocaları/sevgilileri konuk gibi kullandıkları için böyle geliyordur belki.
Not: Gizelle’in o kocayı affetmiş olmasına ne desem bilemedim. Robin’in eski kocasıyla evlenme yolunda ilerlemesineyse sevindim. Kurcalamak istemiyorum sonrasında ne olduğunu, sezonun devamında geri kalanını da hallediverin madem.
Big Brother 22×10 (All Star) üzerine:
* Beklenmedik bir durum değildi. Ben belki 4-5. hafta civarı olabilir diyordum. İkinci kısmı da bu hafta halledin o zaman.
* Evdekilerin her an patlayacakmış gibi duran ama patlamayan, sanki milim milim o yola doğru ilerleyen halleri beni germeye başladı. Bari iki hafta daha bekleyin de jüri kısmı da başlayınca patlayın.
* David’den yıldım artık. Zaten geçen sezon “tanıdığımız kadarıyla” sevmemiştim, bu sezon tanıdığımız kadarıyla da sinir oldum. Çabuk kurtulsalar bari şundan.
Rookie Mistake’in de bir adabı var.
Amazing Race 32. sezon kadrosu açıklanmış. 14 Ekim.
The Real Housewives of New York 12×24 (Sezon finali):
Bu sezon da bitti. Baktığında 24 bölüm ne ara geçmiş gibi oldu ama düşününce bir sürü şey de oldu. Tinsley, Chicago’ya taşınma kararı aldı. Dorinda dönmüyor, Leah dönecek mi zaten belli değil derken kadronun yarısı karıştı resmen. Bu kadar karışmasını beklemiyordum.
Tinsley iyi ki reunion bölümlerine gelmiş. Kendimi aydınlanmış hissediyorum.
Korey Kuhl’un yaptığını görünce ben de niyetlendim.
1) Leah
2) Tinsley
3) Luann
4) Sonja
5) Dorinda
6) Ramona
Dorinda ve Ramona’nın yerinden pek emin değilim, birbirlerine eşit sayılabilirler. Dorinda’nın Tinsley tavrı berbattı, içki içtiğinde kendini kaybetmesinin ayarı da kaçtı artık. Ramona ise stabil ölçüde gıcıktı.
Big Brother 22×22 üzerine:
* Da’vonne’un yaptığı oylama öncesi konuşma çok hoşuma gitti. İyi yaptı, hatta bunlara az bile denebilir.
Bu sezon evin içinde de Black Lives Matter’ın bir versiyonu döndü sanki.
* Daha önce hiç Triple Eviction görmedim, güzel geçer umarım.
Big Brother 22×25 üzerine:
Triple Eviction Night’ı bile tahmin edilebilir hale getirmeleri büyük başarı. Gerçi bundan farklı bir tutumda olmalarını hem beklemiyordum hem de galiba istemiyordum. Önemli olan bundan sonrası zaten.
Sezon başlamadan önce bir sürü olay olduydu, pandemi de geldi orta yerine konuverdi. Neyse ki bir şey olmamış edasında girmemişler, göze soka soka anlatıyorlar hatta.
Yalnız Claire’in malum kararı yarışmadakileri boşa çıkardığı için öte yandan işin havası da kaçtı gibi. Biraz olsun zaman atlaması yapabilsek iyi olur.
Pandemi ortada yokken çekmişler tabii, Trinidad bir yana Tobago öbür yana dolanıyorlar. Karnaval falan derken herkeşler herkeşlerle.
The Bachelorette 16×02 üzerine:
* Group Date rahatsız ediciydi. Bunun kadın veya erkek yarışmacılara bu şekilde yapılmaması lazım. Saçmaladılar yani.
* Bir de zaten “ne olacağı” ayyuka çıktığı için, onlar da buna uygun kurguyu ayarladıkları için hadi hızlanın moduna giriverdim sayelerinde.
The Bachelorette 16×03 üzerine:
Claire’in kendisinden ayrı, “aşkından” ayrı, sevgilisinden ayrı sıkıldım. İlk görüşte aşk argümanının bu olanlar için yeterli olduğu düşüncesinde değilim. Geldiği yarışmanın konsepine aykırı davranışları da cabası.
Var olan karmaşanın daha da berbat hale gelmesinin sorumlusu olmuş resmen. Promoyo bakarsak 1 bölüm kaldı, sonrasında değiştiriyoruz. Tayshia’ya geçişi, yeni erkekleri, var olanların bir kısmını korumayı (bu da nasıl olacaksa) nasıl ayarlayacaklar bakalım.
Bu da bitti. Düşündüğümden hızlı olduğunu düşündüm hafta başında, gün sayısına (85) bakarsak iki hafta daha erkenden topladılar sanki ama öte yandan baktığında 37 bölüme kadar çıktı.
Nihayetinde istediğim şekilde bitti, önemli olan o. Başkası kazansa çok yazık olacaktı. Jürinin “bitter jury” olması için ciddi bir sebep yoktu ama aksi için de sebep yok gibiydi.
Yine de “tahmin edilebilir” olduğu söylenebilir. Sezonun hiç değilse ortasından bu noktaya geleceğimiz kendini belli etti.
9-0’lık oylama beklentimi aştı sadece. 7-2 gibi bir şey olur diyordum. Her ne kadar Enzo’yu Cody’ye göre seçmek için mantık çerçevesinde neden vamış gibi durmasa da.
* Bu sefer AFP için oy vermedim, verseydim ben de aynısını seçerdim. Sonunun ne olacağını bilmesine rağmen aklından ve/veya içinden geçeni dobra şekilde söylemesini seviyorum.
Bu da böylece bitti. Dün 23. sezon onayını aldı zaten. Sağ çıkarsak gelecek yaz görüşürüz.
The Bachelorette 16×04 üzerine:
Nihayet gitti şu kadın. O kadar çok “Aşık oldum,” dedi ki cümlenin içini boşalttı, öyle bir başarı.
Tayshia ile ne yapabilirler bilmiyorum, bakarız. Zaten ilk 3 bölümde diğer erkekleri “izlemediğimiz” için herhangi birisini tanıdığımız söyleyemez. Tanırız elbet.
İki haftalığına çift bölüme geçmiş.
Uzakdoğulu çiftin harfler konusunda direkt yardım etmesine ne desem bilemedim. Derslerini almış oldular, biraz da para kaybettiler tabii.
Trajik mi oldu trajikomik mi bilemedim.
Hangisi kazansa pek de fark etmeyecek. İlla seçeceksem Boyfriends derim sanırım ama Riley ve Maddison da sağlam yarıştılar.
Kaldı 1.
The Bachelorette 16×10-11 üzerine:
* 9’un fragmanında Men Tell All’u görünce katılımcıların hepsini kapsayan bir yüzleşme yapmış olabileceklerini düşünmüştüm. Çünkü hala elenmemiş isimler vardı. Meğerse spoiler vermişler.
* 11’in sonunda biraz kalbim kırılmış olabilir ama Tayshia da haklı kendince. O nedenle geleni önceden görmüş oldum.
* Biri olacaksa Ivan’ı seç bari. Huyu huyuna dedikleri olsa gerek, ailesiyle olur sanki.
Bir sezon daha böylece bitti. Hak ettikleri söylenebilir, bayağı uğraştılar. Son bölümde daha fazla rekabet bekliyordum, o yoktu sadece.
Bu sezonki ittifak ve bazı grupları dışarıda bırakıp aleyhte çalışmalar sezonun gidişatını belirledi denebilir. “Mine Five” tarafı bir yana sonrasında üçe indirip DeAngelo ve Gary’yi resmen dışarıya itmeleri tartışmalıydı gerçekten.
Tam da bundan dolayı tepki gösterenler gördüm aslında. İttifak karşıtı bir kuralları yok anladığım kadarıyla, dolayısıyla olmayacak iş değil. Neyse bu da böyleydi işte.
Sorun çıkmazsa gelecek sezon görüşürüz.
Real Housewives of Potomac 5×22 (Sezon finali) üzerine:
Başladığı dönemde ilk sezonunu izlemiştim, sonra fırsat olmayınca devam etmemiştim. New York’a dan diye girip 7. sezondan başladığım için buna da 5. sezonla geri döndüm.
Kadronun yarısı duruyor zaten. Gerisine ve öncesinde olup bitenlere yetişmek zor olmadı. Gerektiğinde geri dönüşle hatırlatma yapmayı ihmal etmiyorlar. Hızlı geçen bir sezon oldu sanki.
Bir de ne kadar olaylıydı öyle? New York tarafı artık oturduğundan mıdır nedir, dertleri tasaları başka. Bunlarınki ise çok başka. Resmen davalık bile oldular. Üstüne o mevzu derinleşti de derinleşti.
RHONY’de “husband” kısmı bu kadar aktif olmadığından da ilgincime gidiyor olabilir. Reunion’ın 3. kısmına (yine) husband getirdiler. İyi ki Darby gelmedi, onu çekemezdim herhalde. Monique’in kocası yetti de arttı herkese. Monique-Candiace ikilisinden birisinin bu kadar şeyin üstüne dönmeyeceğini düşünüyordum. Dün Monique’in devam etmeyeceği haberi geldi. Böyle de olur. 6. sezonla yeniden görüşmek dileğiyle.
Not: Gizelle, terk et o adamı.
Not 2: Ashley’in o adamdan ikinciyi doğurduğuna hala inanamıyorum desem yeri. Bana düşmez tabii de “Why God, why?”
Not 3: Ben Robin’in evlendiğini görebileceğimi pek zannedemedim şu an. 1. sezonda yeniden evlenme mevzusu vardı, geldik 5. sezonun sonuna hala aynı şeyi konuşuyorlar. Evlilik teklifi 5 sezonu buldu. 5 sezon da pandemi falan derken düğünü planlarlar.
Not 4: Karen’sız da çok sıkıcı geçer gerçekten bu şov.
The Bachelor 25×01 üzerine:
Başladık güya yine. Bu sefer de ilk siyah Bachelor diyerek girdiler.
Yeni biten The Bachelorette sezonunun altında kalmamak için akıllarına geleni yapacaklarını düşündüğüm oldu izlerken. Tipler ortaya karışık olmuş. Giriş kısmındaki dua seansını öven olmuş ama ben gözlerimi devirdim. Sanırsın devam eden bölümlerde ikişer üçer kişi eleyip ister istemez, yalan ya da gerçek kalp kıran ben olacağım…
The Bachelorette 16×13 (Sezon finali) üzerine:
Sezon finali yayınlandığında fırsatım olmamıştı, kimi seçtiğini de sosyal medya sayesinde öğrenince bir ara izlerim diye ötelemiştim. Çıkardım aradan.
* Adamın dediği gibi ben de ilk kez “dini sebeplerden” ayrılığa denk geliyorum (şu şov serisinde). Farklı eyaletlerde yaşamak, 30 kişiyle bir anda flört edilmesi, aileden onay çıkmaması gibi sebepler oluyor genelde.
Hatta bir erkeğin başka erkeğe göz koyduğu bile oldu ama dini sebebi çıkaramadım.
* Onun dışında genel olarak basit ve yeterince tahmin edilesi bir bölümdü. Tek kişi üzerinden hometown+last date yapıp koca bölüm çıkaramayacakları için araya Ben’i de dahil etmişler sanki. Onu geç, elektrik vs.den bile anlaşılıyordu. Övgülerde ayarı da kaçırdılar zaten artık, göz devirdim sonunda.
Neyse sizi mutluluklar, I guess.
P.S.. The Bachelorette’in bu sezonunun devam eden The Bachelor 25’ten iyi gittiğini söyleyebilirim şimdilik. Ne kadar bayıklar.
The Bachelor 25×05 üzerine:
Baktılar adam odun çıktı, kadınları birbirine düşürelim diye düşündüler herhalde. Her bölüm gereksiz bir kaos havasında geçiyor sanki. First Black Bachelor’ı dışarıdan getirmenin hata olduğunu da zannedersem şimdiye anlamışlardır. Bari tanıdık birisini çıkartıp getirseydiniz.
Şu an için bu kadınlardan The Bachelorette seçtiklerini bile hayal edemedim. Kim bilir onu nasıl halledecekler.
The Bachelor 25×08 üzerine:
* Representation/racism meselesini beceremeyip gün geçtikçe daha da batırmaları o kadar hoşuma gidiyor ki. Bu sezon bir tek yarışmada olup bitenler konuşulmadı herhalde, başka her şeyi konuşmuş olabilirler. Daha beter olmaları dileğiyle.
Not: Bachelor in Paradise’ı bir kez daha ertelemeden yapıverin tabii, o ayrı.
* Bu bölümdeki yamaç paraşütü sırasında kadın kötü şekilde yere düşünce aklıma The Bachelorette 10. sezondan Eric Hill ve devamında olanlar geldi. Ne biçim bir travmaydı o ya.
The Bachelor 25×12 (Sezon finali) üzerine:
Nihayet bitti şu lanet sezon. Neresi daha problemliydi tartışılır. Zaten hem yanlışı seçmiş hem de onu yapmayı bile becerememiş. Sezon boyu kütük gibi durmasıyla bir işe yaramaması da cabası.
UnReal’ın ırk konusunda açtığı kapıdan sonra öyle bir girdaba kapıldılar ki kolay kolay da çıkamayacak gibiler. Tabii ki beter olsunlar da o arada ben ne olacağım muallak.
Not: İki Bachelorette birden seçip peş peşe sezon yapacak olmaları iyi olmuş. Sonbahar sezonunu boş geçmeyecekler bu durumda. Ben Michelle’in seçilmesini istiyordum aslında ama Katie deniyordu. İkisi birden çıktı.
* Bu da burada dursun. Birinin değil, hepsinin terapiye ihtiyacı var.
https://twitter.com/_mishapizza/status/1371633378450112515
The Bachelorette 17×01 üzerine:
Girdik bir alamete, gidiyoruz yine kıyamete ama neyse. Kadroya özenmeye çalışmışlar sanki, tiplere bakınca kimlerin eleneceği anlaşılıyor sayılırdı. Göze çarpanlardan kimlerin daha da öne çıkacağı zamanla belli olur elbet. Kızın nasıl davranacağına da ayrı bakarız…
Not: Chris Harrison, geçmişte ırkçı bir faaliyete katılan bir yarışmacıyı kendince savunmaya kalktığı için suratına “cancel culture” çarpmıştı.
The Bachelor finali, The Bachelorette S17 ve gelecek Bachelor in Paradise’ı sunmayacak falan derken belirsiz arası ayrılık ile sonuçlanmış resmi olarak.
Not 2: Açılış bölümü franchise içinde değerlendirildiğinde düşük başlamış. Bayağıdır devam eden tartışmalar, C. Harrison’ın yokluğu, yeni ekibin bir derece ilgi çekmesi derken anca bu kadar oldu herhalde.
alone isimli survival yarışmasına takılmaya başladım. ilk sezon gerçekten yavandı ama her sezon prodüksiyon kalitesi de yarışmacı kalitesi de artıyor. 3. sezondayım. bu sezonkiler resmen kendilerine yaşam kompleksi kurdular. helal olsun. çok çetin yarışmacılar var. son 5in hepsini seviyorum. kim giderse artık üzüleceğim sanırım.
biraz üzücü bir final oldu. umarım adaletli bir yaklaşım olmuştur. ben tam emin olamadım.
The Bachelorette 17×04 üzerine:
* Hala öğrenemediniz şu işi. Şaşırıp duruyorlar bir de.
* Blake’i getirdikleri iyi oldu. Eskilerden birisi çat diye ortaya çıkınca bazen geri kabul etmedikleri tutuyor. Bir noktada elenir herhalde ama olsun, ortalığın karıştığı kadarı da bana yeter.