Bir süredir kendimizi Türk dizilerinden çok yabancı dizilere kaptırdığımız bir gerçek. Konu yarışma programlarına geldiğinde tam olarak neredeyiz peki? Dil sıkıntısı olmasa az sayılmayacak bir kesimin kendini bunlara da kaptıracağına inancım tam. Amerika’nın çoğu yarışma programına Acun ve türevleri sağ olsun aşinayız çünkü. O tarafta tutan bir yarışmanın format olarak bizim kanallarımıza kopyalanması çok zaman almıyor. Hani hep deriz ya “Orijinali dururken uyarlamasını seyretmek niye?!” diye. Eh bunu yarışma programları için de diyelim ve sizi Amerikan dünyasının senaryosuz dizileriyle tanıştıralım. Not: Bu yazının amacı; sayısının her geçen yıl arttığına inandığım reality tv takipçisi site ahalisine bu konularda konuşabileceği bir bildiri altı sunabilmek. İki yarışma dışında takip ettiğim reality olmadığı için (ve reality sayısı da oldukça fazla olduğu için) konularını çok kısa kısa geçeceğim. Hepinize şimdiden afiyet olsun. |
![]() |
![]() Whose Line Is It Anyway? (2013) Sunucular: Colin Mochrie, Ryan Stiles, Wayne Brady, Aisha Tyler Doğaçlama skeçlerle 4 kişinin beraber oynadığı bir tiyatro oyunu. Konuk oyuncularla 5. kişi de seçiliyor ve spontane tiyatro başlıyor. Yerlisi: Mahşer-i Cümbüş (Uyarlaması değil, kafanızda canlansın diye yazdım.) ![]() Penn & Teller: Fool Us (2014) Sunucu: Jonathan Ross Yeteneklerine güvenen sihirbazlar soluğu Penn ve Teller’ın karşısında alıyor. Eğer bu ikiliye numaralarını yutturabilirlerse ödülü kazanıyorlar. Yerlisi: – |
![]() |
![]() The Biggest Loser (2004) Sunucu: Alison Sweeney Kilolu yarışmacıların katılıp yarışmanın sonunda en çok kilo verenin kazandığı bir sağlık yarışması. Yerlisi: Yeni Bir Hayat ![]() America’s Got Talent (2006) Sunucu: Nick Cannon Her türden (ses, oyunculuk, dans, sihirbazlık vs) yeteneklerinizi sergileyebileceğiniz 4 jüriden oluşan bir ekip tarafından oylandığınız bir yarışma. Yerlisi: Yetenek Sizsiniz Türkiye ![]() The Voice (2011) Sunucu: Carson Daly Arkası dönük 4 jüriye şarkı söyleyerek önce jürileri kazanıyorsunuz, daha sonra her jürinin şarkıcı takımı birbirleriyle yarışarak eleniyor ve en sonunda da 4 jürinin birincileri birbirleriyle kapışıyor. Yerlisi: O Ses Türkiye ![]() American Ninja Warrior (2012) Sunucu: Matt Iseman Yarışmacılar çeşitli, zorlu parkurlarda zamana karşı yarışıp birinci gelmeye çalışıyorlar. Her etabın ilk 3’ü tekrar kendi aralarında kapışıyorlar ve günün birincisi oluyorlar. Yerlisi: Ninja Warrior Türkiye Sunucu: Bear Grylls Doğada hayatta kalma rehberiniz olabilecek bu adamı durdurabilecek hiçbir şey yok. Herhangi bir yere (çölün ortasına, amazonlara, ıssız bir adaya, vs) bırakın, orada kendi başına yaşamını sürdürmenin bir yolunu bulacaktır. Tabii yalnız değil. Her bölümde ona ünlü bir Hollywood yıldızı (Zac Efron, Channing Tatum, Ben Stiller, Kate Winslet, Michael B. Jordan, Kate Hudson, Michelle Rodriguez, James Marsden, Barack Obama, vs) eşlik ediyor. Yerlisi: Doğada Tek Başına |
![]() |
![]() American Idol (2002) Sunucu: Ryan Seacrest, Brian Dunkleman 4 jüriye karşı yarışmacıların şarkı söyleyerek birbirlerini eledikleri bir yarışma. Yerlisi: Popstar Türkiye, Türkstar ![]() So You Think You Can Dance (2005) Sunucu: Cat Deeley Her hafta belli temadaki müzilerle dans ederek yeteneklerini konuşturan yarışmacıların birbirini elediği bir yarışma. Yerlisi: Benimle Dans Eder misin ![]() Hell’s Kitchen (2005) Sunucu: Gordon Ramsay Yarışmacılar kendi restoranlarını açabilmek için kapışıyor. Başlarında çok titiz bir şef var ve ona yemek beğendirebilmek hiç kolay değil. Master Chef ve küçükler için olanı Master Chef Junior adlı iki tane daha benzer program var. Yerlisi: Masterchef Türkiye ![]() Hotel Hell (2012) Sunucu: Gordon Ramsay Asabi sunucumuz bu sefer de Amerika’nın otellerini geziyor ve beğenmediklerini sivri diliyle yerin dibine gömüyor. Yerlisi: – |
![]() |
![]() Big Brother (2000) Sunucu: Julie Chen Belli bir sayıda yarışmacının bir eve kapatıldığı ve her hafta küçük yarışmalarla birbirlerini elemeye çalıştığı bir yarışma. Yerlisi: Biri Bizi Gözetliyor, Big Brother Türkiye ![]() Survivor (2000) Sunucu: Jeff Probst 2 veya 3 grup halinde adanın farklı noktalarına bırakılan yarışmacılar burada barınak ve yemek ihtiyaçlarını doğadan karşılarlar. Bazı yarışmalarla birbirleriyle yarışarak ödüller kazanırken bazılarıyla dokunulmazlık kazanırlar. Dokunulmazlık kazanamayan grubu kendi adalarında bir eleme gecesi beklemektedir. Gruplar azaldıkça bir zamandan sonra adalar birleşir ve yarışma bireysel kapışma olarak devam eder. Yerlisi: Survivor Türkiye ![]() The Amazing Race (2001) Sunucu: Phil Keoghan Yarışmacılar sırt çantaları ve pasaportlarıyla ülke ülke gezecekleri bir yarışa girerler. Bu uzun ve zorlayıcı yarışta 2li olarak yer alırlar, bazen eşiyle bazen de tek başlarına sıra dışı oyunlardan geçerek her ayağın birincisi olup mini ödüllerini kazanmaya çalışırlar. Her ayağın sonuncusuna ne olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Yerlisi: Pasaport |
![]() |
![]() The Bachelor (2002) Sunucu: Chris Harrison Merkezde bir erkeğin, karşısında 25-30 kızın bulunduğu flört yarışması. Her hafta damat adayı seçtiği kız(lar)la grup veya bireysel randevulara çıkıyor, bölüm sonundaki seremonide gül alamayan gelin adayı haliyle eleniyor. Yayında The Bachelorette ve Bachelor in Paradise isminde iki türevi de mevcut. İlkinde bu sefer merkezde bir kadın var, ikincisinde ise bu iki yarışmanın eski yarışmacıları bir adada toplanarak bir kez daha kendilerine uygun kişiyi arıyorlar. Yerlisi: Ben Evleniyorum, Biz Evleniyoruz, Benimle Evlenir misin ![]() Dancing with the Stars (2005) Sunucu: Tom Bergeron Ünlülerin profesyonel dansçılarla partner olup yeteneklerini sergilediği ve birbirleriyle yarıştıkları bir yarışma. Yerlisi: Yok Böyle Dans |
Bunlar dışında kablolularda da birçok güzel reality programı mevcut. Ama onlara girince nerede duracağımı bilemediğimden eklediklerimi de sonradan sildim. Yorumlarda lafını geçiririz bir şekilde. Bu yazıyı hazırlarkenki katkılarından dolayı aytackara ve itsmypurgatory‘ye çok teşekkürler ![]() |
yorumlar
Bana fark etmez. caleb i hatirliyorum. Beauty tribe daydi. Big brother yapacaklarina gore guzelleri yakisiklililari toplayacaklar. Im okay with it.
Ben bir şekilde tanıdığım birileri varsa izliyordum normalde. Bu sefer çok default oldu, ona şaşırdım.
BB’nin son üç sezonunu izlediğimden James ve Corey’i zaten biliyorum, diğer ikisini de medya ve yarışma sayesinde duymuştum. Bir tek ricam var: Paul denen şahıs gelmesin. Sırf Jody kazandığı için muhtemelen bu dediğim gerçekleşemeyecek ve özellikle getirecekler/gelecek ama bıktım ben o adamdan artık.
Lütfen.
Bu jody zaten amzing race e gelmis onu da hatirliyorum. Bir daha gelmez. Eski oyunculari getircekleri zaman daha genis capli getiriyolar tek bir tane degil.
Pardon paul yazmissin kafam gitti.
MasterChef Jr. 6. sezon üzerine:
Bir sezonu daha bitirmiş oldum. Eğlenceli bir süreçti genel olarak. Geçtiğimiz hafta elenenlerin ardından kazanmasını istediğim bir kişi kalmıştı. Twist yapmazlar diyerek girdim zaten bölüme, yapmadılar neyse ki.
Bir ara makaron ve suşi yemem gerektiği kendime not olsun.
Tahmin ettiğim gibi Big Brother’daki Paul denen şahıs da Amazing Race’e geliyormuş. Yanında da yine geçen Sezondan Josh’la.
Tanrım, niye?
The Bachelorette 14×01 üzerine:
Becca düşündüğümden daha iyi idare etti. Oğlanlar da aşağı yukarı her zamanki gibiydi.
Gideceği belli olan bazılarından çabuk kurtulsak bari. Bazısı gereksiz sinir bozucu duruyor çünkü. İnterneti detaylı karıştırmak istemiyorum ama sosyal medya skandalından sonra Garrett’i acaba ne zaman defedecekler merak ettim. Bir de haftalarca kalır şimdi bu.
The Amazing Race bu sefer de değişiklik yapmış.
James Huling, Corey Brooks, Caleb Reynolds, Josh Martinez ve Paul Abrahamian artık yarışmıyorlarmış.
Ian Terry (S14), Rachel Reilly ve kız kardeşi Elissa, Da’Vonne Rogers ve Bridgette Dunning çift olarak kadrodalar şu an.
* Yahucum siz niye…
Ciyzıs Kırayst.
* Allah akıl kısmını pas geçip geri kalan bölgelere çalışmış bu…
The Bachelorette 14×05 üzerine:
Olmasına itirazım yoktu zaten ve çift taraflı belliydi. Bir de elinize sağlık.
Not: Chris mevzusunu da uzatmayalım. Gerçi uzamaz zaten ama olsun.
Big Brother 20×01 üzerine:
Fena tipler yok gibi ama biraz daha izlemek lazım tanımak için. Salağı tam salak sanki bu sefer.
İzlerken bazısının Cumhuriyetçi olduğunu düşündüm mesela ki bu yüzden bizim ülkeye de biraz pay biçmek istiyorum. Getirdikleri yeni twist mevzusu ne kadar karıştıracak bakalım?
Rupaul’s Drag Race 10. sezon üzerine:
Merak sonucu bu sezonu ilk kez izledim. Başta biraz tuhaf geliyordu, hatta gerçek halleriyle drag hallerini ayıramadığım zamanlar falan oldu. Zamanla hem alıştım hem sevdim hem de merak etmeye başladım. Neden sevildiğini anlayabiliyorum.
Kazanacağını beklediğim ve hak ettiğini düşündüğüm kişinin kazanması da bonus oldu. Sadece jürinin yorumla sınırlı kalması ve oy falan vermemesi, kararları Ru’nun alması biraz mantıksız görünüyor ama o da alışılmayacak bir şey değil en azından.
tar canada 6×01
tipler hiç sarmadı bu sezon. gözdem olabilecek seviyede baskın bir kişi bile yok. sıkıcı sıkıcı tipler. pff
Bu haftanı planını genel çerçevede sevdim. Risklydi ama uygulamada iyi iş çıkarıyorlar gibi. Yalnız…
Ayrıca şuna bayıldım, adam kendisini Amerika’da trend haline getirdi ama ters tepmese bari Amerika genelinde. Gelecek haftanın ‘least’ ve ‘most’ trending kişisi kim olacak merak ediyorum.
The Bachelorette 14×08 üzerine:
Son kısımlarına kurgu gözüyle bakarsak -ki gayet de öyledir yani- başarılı olmuş. Bachelor in Paradise’a da malzeme çıkarmışlar hatta. Biz bu elenen arkadaşı The Bachelor yapalım.
Şu kız da Blake’i seçsin madem.
The Bachelorette 14×09 üzerine:
Muhtemelen seçmeyecek ama umarım malum şahsı seçmez, o durumda sorularla, yorumlarla ve manşetlerle nasıl uğraşır bilmiyorum gerçekten.
Bir de mümkünse bu bölümde elenen şahsı The Bachelor yapmayın. Lütfen yapmayın hatta. Bana bunun gibi birisi lazım değil.
Brett’in yaptığı eleme öncesi konuşmalara bayılıyorum ama bir gün birisi canlı yayının ortasında suratına yumruğu indiriverecek diye tırsıyorum.
Bir sezon daha bitti. Malzemesi ve tartışması bol bir sezondu, o konuda haklarını vermem gerek. Bu sezon kamera arkası önünden daha fazla konuşturdu herhalde. Hele bir de yaptığı son seçimle tuz biber dökmüş oldu, katmerleyip kapattık
Aslında malum özür merasiminin kötü olduğunu düşünmüyorum, yapabileceğinin en iyisiyle toplamaya çalıştı ama o kaportayı bir kez çizdirdiğinden insan ciddiye alamıyor. Neyse ne haliniz varsa görün o zaman.
Bachelor in Paradise’da görüşürüz.
‘Love Island’: CBS Lands Hot UK Dating Reality Format With Series Order
Bachelor in Paradise 5×01 üzerine:
* Geçişleri ne güzel ayarlamışlar öyle. X’in Y’de gözü var, Y’nin de geçmişten Z’ye garezi var derken ondan ona atladık resmen. Yalnız ilk bölümden 20 kişi biraz çok sanki oldum ben.
* UnReal’ın son sezonunda sunucu belli bir kelimeyi söyledikçe shot atıyorlardı. Ben de Chris Harrison beyin kalıp cümlelerinde su içiyorum iki gündür. Bu adamın iyi ki Graham kadar ekran süresi yok.
* The Bachelorette’i izleyenler bu senaryoyu haftalardır bekliyorlar, onda bir sorun yok da kuğzum siz niye böylesiniz? Daha doğrusu diğer yarışmacıların verdiği tepkiler saçmaydı, ben size ne edasıyla izledim her şeyi.
Bir bırakın kendileri karar versinler, hayır gören de cidden bir şey olacak sanır bunları.
Bu sezon iddialı ve gergin geçmeye devam ediyor. Sırf bu yüzden sonlara absürt insanlar kalacak ve tuhaf birisi kazanacak sanki.
Kurmayın demiyorum, hobi niyetine yine kurun da accık tutarlı da olun. Gerçi yaşasın kaos düşüncemin arkasındayım, sadece oyunculara garezim var. Bir de Rose Ceremony konusunda yavaş bunlar her zamanki gibi.
Not: Jordan’ın kız tarifli yemek tarifinde neredeyse şapka çıkarıyordum. Vay be.
Bu trajikomikliğe gülmedem edemedim.
Not: TVline haklı.
Queer Eye İlk 2 sezonun Ardından:
Birkaç haftadır canım istedikçe izliyordum, bölümleri bitiriverdim. Hatta 20 dakikalık Avustralya özel bölümünü de izledim.
Yakında yoksunluk başlayabilir, çünkü hem alışmıştım hem de bayıldım. Başlarda pek de ciddiye almıyordum açıkçası, sonradan dikkatimi çekmeye başladılar. Bazen öyle tiplerle uğraştıkları oldu ki ameliyat eldiveni eşliğinde temizlik yapasım falan geldi hatta.
Tiplerin yanında Fab5’ı da sevdim. Jonathan’sız bir Queer Eye düşünemiyorum mesela. Antoni’nin içinde olduğu sahnelerde resmen dikkatim dağıldı yüzüne bakmaktan. Yaptıklarını en sevdiğim kesinlikle Bobby, adam çok sağlam iş çıkarıyor cidden. Tan’in kibirli ve kendini beğenmiş halleri bile izlerken pek batmıyor nedense. Karamo’yu da ilk sezondan sonra görmesek galiba aramazdım ama özellikle ikinci sezonla birlikte onu da sevmeye başladım.
Bu kadar popüler olmasa izler miydim bilmiyorum ama izlediğime sevindim. Emmy’yi RuPaul ya da bundan birisi alsın.
Big Brother 20×24 üzerine:
MasterChef Türkiye geliyormuş bize de eylül ayında. TV8.
Big Brother 20×26 üzerine:
Geçtiğimiz haftaya genel olarak bayıldım ama aynı zamanda trajikomikti de. Gerçekten insan bu kadar da olmaz diyor ama oluyor da.
Hep böyle devam edin. Gerçi o Battleback bir şeyleri kesin karıştıracak, onda karışmasa bile elbet mecburen karışacak ama olsun.
Bachelor in Paradise 5×08 üzerine:
Şovun işlediğine Ashley ve Jared sayesinde ikna oldum. Bunlar olduysa her şey olur.
Ek: The Bachelor’ın Colton olduğunu açıklamışlar. Valla çok mantıklı olmuş.
Real Housewives of New York 10. sezon üzerine:
Bir sezon daha bitti. Geriye dönüp düşünürsek bir sürü şey olmuş ama aynı zamanda beynimi de yediler yani. Ne kadar çok gerekli ve gereksiz derdi var bu kadınların. LuAnn’in yanlarında normal kaldığı oldu.
Yalnız Carol’ın gelecek sezonda dönmemesi fena olmamış. En gereksiz kaçan oydu zaten.
Bu şovun en çok adadaki son gününü seviyorum. İş ciddiye bindiğinde yapılan konuşmalar ve kararlar çok eğlenceli. Üstünden bir tur geçtikleri yüzleşme kısmı o kadar değil ama olsun.
Big Brother 20×35 üzerine:
Double eviction akşamları hem eğlenceli hem de stresli oluyor. Sevdim bu seferkini, çünkü istediğim gibi oldu. Gerçi BB Updates sayesinde bu senaryoya hazırlıklıydım zaten. Bir nevi kendi sonunu hazırlamış oldu. Ama daha fazla ortalıkta kalmasını eğlence açısından isterdim de.
Tyler ve Angela olmak zor yahu.
Big Brother’ın sunucusu Julie Chen, CBS’in taciz iddialarının ardından görevini bırakan eski CEO’su Les Moonves’un eşi. Görevden ayrıldıktan sonraki ilk canlı yayın dün geceydi.
Programı açarken her zamanki gibi “I’m Julie Chen” dedi. Ama kapatırken program tarihinde ilk kez soyadını kullanıp “I’m Julie Chen-Moonves. Good night.” dedi.
https://twitter.com/MichaelLGerm/status/1040419785388056578
Bir bu eksikti zaten…
Beklediğim gibi bir final oldu ve kazanmasını beklediğim kişi kazandı. İkinciyi biraz daha tercih ederdim ama ikisi de hak ettiydi nihayetinde.
Öyle bir sezondu ki yarışma programının içine iki tane evlilik teklifi bile girdi. Her sezon bitişinde 40 bölüm mü oldu şaşkınlığı yaşıyorum.
Not: Yeni sezon onayını almış, Julie Chen Moonves'ciğim öyle söyledi yayında.
21 Ocak: Big Brother: Celebrity Edition
20 Şubat: Survivor
22 Mayıs: The Amazing Race
The Final Table üzerine:
Bir süredir yavaş yavaş izliyordum, bugün bitirdim Netflix’teki 10 bölümlük sezonu. ‘Orijinal’ Masterchef’in yokluğunda gideri varmış. Hatta MC Junior olsaydı şu an keşke diye düşündüğüm oldu sayesinde.
Her bölümde farklı bir ülke yemeğini yapmaları güzel oldu. Bunlar yüzünden yine bir ara gidip taco yemem gerekecek. Bazı şeflerin zaman zaman gelenekselin dışına çıkmak için yaptıklarını görünce yarı geleneksel biri olduğunu fark ettim.
Yalnız sonda kalan dört kişinden kazanmasını istediğim iki kişi vardı, gitti başka birisi kazandı. Orası hoş olmadı işte. Neyse umarım devamı gelir.
Ek:
* Bunda MC’den farklı olarak amatörler değil profesyonel, kendi restoranları falan olan, çoğu alanında tanınmış, bol ödüllü, Michelin yıldızlı şefler yarışıyor.
* Her hafta farklı bir ülke merkezde olduğundan o ülkeden tanınmış isimler jüri olarak geliyor. Kendi ülkelerine ait yapılacak yemeği o jüriler seçiyor falan. Yemek alanında olması şart değil; oyuncu, manken, yazar falan da geliyor. Amerika’ya gittiklerinde Dax Shepard ve Colin Hanks; Brezilya’da Alessandra Ambrosio da vardı mesela.
Hatta ilk aşamada başarısız olanlar ikinci aşamaya bıraktıklarında ünlü bir şef belli bir malzemeye dayanan yemek yapmalarını istiyor.
* Son bölüm hariç 12 ekiple başladılar ve bir şekilde birbirini tanıyan ikili gruplar halinde yarıştılar.
Netflixin Chefs Table’ı severek takip ediyorum. Kaliteli bi yapım içerik açısından. Yalnız bu Final Table’dan sonra biraz gözümden düştü. Bu yarışma olmamalıydı bence. Olsa da aynı tepside (netflix) sunulmamalıydı, İşin kalitesini ve güzelliğini biraz ucuzlaştırdılar böylece. Artık Chefs Table’dan eski tadı alır mıyım bilmiyorum.
Sezonu bitirdim. İzletiyor kendini. Yemek ve şeflikten ziyade kazanma üzerine kurulu bi yapısı olduğundan işin özünden uzaklaşmışlar.
Dikkatimi çeken kadın aşçının oldukça az olduğu, sezon ortasından sonra
oldu. Belki bana öyle geliyordur ama bi bişey oldum biraz.
Sonuç olarak çıtır çerez kahvaltılık bi seri.

#yaşasınyemekyemek
The Bachelor 23×01 üzerine:
Üç saatlik açılış bölümü reklamsız versiyonla iki saat sürmüş. Normalden uzun olduğu için ikiye bölüp de izledim.
Bu tarz izleme partilerinin yapıldığının farkındayım. Eski yarışmacıların de katıldığı etkinliklere arada denk geliyorum. Bazısı işi bölüm özeti tarzında podcast çekmeye bile vardırdı. Ama partileri canlı yayına dahil edip birden fazla şehirdeki partiye bağlantı yapmaya gerek var mıydı bilemedim. Çok uzun sürdü ve çok rol çaldı sanki. Partileri yöneten kesmin yarısını tekrar görmesem niye demem zaten ben.
Virginity şakalarının dozu beklediğim ölçüde fazlaydı. Muhtemelen azalmayacak ama pek dert değil, adamı boş yere seçmediler sonuçta. Sezonun kötüsünü de şimdiden belli ettiler üstelik. Devamında da anlatırlar herhalde bir şeyler. Bu adamla zor olmasa gerek.
The Bachelor 23×08 üzerine:
Bölüme başlamadan bile X ya da Y’den birisinin eleneceği tahmin edilesiydi. Ama ben X gider diyordum, haftaya gider tahmin ettiğim Y şimdiden gitti. Haftaya da X gitsin madem.
Beklediğim noktaya beklemediğim yoldan gelmişler. Herhalde bir şekilde tersine çevirirler. Sanırım tersine çevirmelerini istiyorum da, ama olmamasına da hazırlıklı olmak gerek sanırım.
O kadar çok şey oldu ki üç date bir bölüme sığmadı.
sanki yıllar önce izlemiş gibi hissettiğimden bir bakayım kaç tar sezonu kaçırmışım dedim. meğer en son 30u izlemişim ve hala 31 yayınlanmamış. yuh affedersiniz.
canada versiyonunda ise 5te kalmışım sadece 6 yayınlanmış. neyse bugün bi tarkan maratonu yapalım bakalım.
yalnız 31in casti yine geçmiş sezonlardan ve bombastik. hep sevdiğim tipleri toplamışlar. yazın keyifli keyifli izletecek kendisini.
@ozgun14 hangi yarışma? survivor mı?
tar = The Amazing Race diye bir giresim geldi.
Yalnız S30, benim de izlediğim sezon. Big Brother çifti var diye bir bakayım dediydim de devam ettiydim. Önceki sayfada ta Ocak 2018’den başlama S30 yorumları var.
Bu sezonun başlangıcında geç kalmışlar. Mayıs 2019’a kadar sarkmış.
aynen tar: the amazing race
30’u senle beraber izlemişiz zaten ben de bir eskiye gittim ama finali gitmiş ben de, senin takip ettiğin çifti hatırladım sadece.
survivor’a bakayım dedim 34ü çok sevmişim sonra 35te çakılmış ben de bırakmışım. 36 37 gelmiş 38 başlamış. herhalde izleyen yok pek. sezonlar iyi mi ki acep?
bi bakayım eski yorumlara dedim de ben hem survivor 36ya hem de tar canada 6ya girişmiş ikisine de meh demiş bırakmışım çok üzüldüm şu an.
Onlar erdi muradına, izleyenler de çıktı kerevetine. Beklenen yola dolambaçlı yoldan gidip de vardılar gibi oldu. Yan yana hoşuma gidiyor bu ikisi. Yürütürlerse güzel oldu.
Bakalım The Bachelorette geldiğinde neler olacak?
Not: Şu beş adayı tanıtma mevzusuna hiç girmeyip sezona bıraksalar daha tatlı olacak.
MasterChef Junior 7×01 üzerine:
* Çocuklar arasında eleme yapıp ana ekibi belirledikleri bölümleri atladıkları iyi olmuş.
* Istakozun canlı şekilde pişirilmesi olayını aşamadım ben bir türlü. Bunçün bu gidişle asla ıstakoz yemeyeceğim.
*
Kız: Büyüyünce Barbra Streisand ve Neil Diamond gibi ünlülere yemek yapmak istiyorum.
Ben: Sen büyüyene kadar ölür onlar.
…
Ben: Sana bunu söyleten kaç yaşında?
——————————-
Queer Eye 3×01-02 üzerine:
Özlemişim beşliyi. Fazla acele etmeden devam eder izlerim 3. sezonun kalanını. Bunlardaki bir kısmı mecburi sabra hayranım sanırım. Bazen gözlerimi devirmeden edemiyorum.
Antoni ve JVN beylere sevgiler.
——————————-
Real Housewives of New York 11×01-02 üzerine:
Bu kadınların Allah başka dert vermesin dertleri hala hoşuma gidiyor. Gerçi bazen çok sağlam bir karmaşaya sokuyorlar kendilerini.
02’deki Tyler Perry mesajına aklıma geldikçe gülmeye devam ediyoum.