RuPaul’s Drag Race — Tanıtım
147 yorum rpdi 21 Eylül 2018 08:51
Uzun zamandır ekranlarda olan ama son yıllarda iyice popülerleşen, izleyeni bağımlısı yapan; eğlence, mizah, yetenek, entrika, yaratıcılık, heyecan ve daha nicesiyle dolu bir yarışmadan bahsedeceğim: RuPaul’s Drag Race.
Bu yarışmada drag queen’lerin çetin yarışına tanık oluyoruz. Bu tanımdan kısaca bahsedersek…
Drag Queen, eğlendirme amacıyla abartılı kadın kıyafetleri giyerek ve abartılı feminen hareketlerle şovlar sergileyen erkek performans sanatçılarına deniyor. Göz alıcı makyajların da olmazsa olmazı olan bu kültürde komedi, abartılı oyunculuk / drama ve sosyal konulara dair hiciv de temel taşları oluşturuyor. Geleneklerin dışına çıkılabilmesi ve yeni bir şeyler katabilmek de işte bu yarışmanın konularından birini oluşturuyor.
Drag yapan herkesin eşcinsel olması zorunlu olmamakla birlikte çoğunun eşcinsel olduğu ve drag’ın eşcinsel kültürüyle çok sıkı bir ilişkisi olduğu bilinen bir gerçek.
Yarışmanın ana kahramanı RuPaul; Amerikalı drag queen, oyuncu, model, şarkıcı, söz yazarı, televizyon kişiliği ve yazar. Gece kulüplerinde sahne alarak başladığı kariyerinde çok yönlü, ikonik bir figür haline gelmiş biri. Adını vererek yaptığı bu yarışmada sunucu, yarışmacıların danışmanı ve baş jüri olarak yer alıyor. Kimin yarışmaya katılacağından kimin elenip, kimin Büyük Final’de birinci olacağına kadar her şeyi kendi belirliyor.
Amerika’nın yeni drag süper starını bulmak için yola koyulan yarışma 2009’da Logo TV’de yayın hayatına başladı. 9. sezonundan itibaren VH1’a transfer oldu. Şu ana kadar 10 sezonu yayınlandı. Ayrıca 3 tane de eski yarışmacıların katıldığı “All Stars” sezonu yapıldı. Sezonlar genelde 13-14 bölümden oluşuyor. Daha az bölümlü sezonlar var. Büyük Final ve bazı özel bölümler dışında bir bölümü 40 dakika civarı sürmekte.
Çok hareketli ve dolu dolu geçen yarışmanın bir bölümü ana hatlarıyla, mini challenge (görev-zorluk), maxi challenge ve elemeden oluşuyor.
Drag kültüründe hicivin çok önemli bir yere sahip olduğundan bahsetmiştik. Bu sebeple de sık sık güncel olayları ve popüler kültürü ele alıyorlar, verilen görevler bunlara yönelik oluyor. Yarışmacıların mümkün olduğu kadar iğneleyici olmaları; her an, herkese, her konuda laf sokabilen birer sürtük olmaları da önemli bir şey.
Her bölüm daha önce yapılmayan, çeşitli challenge’lar (meydan okumalar) belirleniyor ama geleneksel olarak her sezon tekrarlanan klasik challenge’lar da mevcut.
Drag çok yönlü bir kavram olduğundan yarışmacıların kendilerini istedikleri gibi ifade edebilmeleri için gerekli ortam sunuluyor. Kimi kraliçelerimiz çok iyi dans edebiliyor, kimisi çok iyi şarkı söyleyebiliyor, kiminin mizah yeteneği üst sınırda, kimisi oyunculukta çok başarılı, kiminin akıl almaz makyaj yetenekleri var… Bazıları modaya yatkın yönünü ortaya çıkarıyor, vücutlarına da çok iyi bakıp farklı ve aykırı tasarımlarını giyiyorlar. Yarışmacılar, bunların hepsinde kusursuz olmak zorunda değiller. Sadece bu becerilerin harmanlandığı görevleri ellerinden gelen en iyi şekilde yerine getirmeliler ve drag’ın temel özelliklerinden kopmamalılar.
Rupaul’a göre bu yarışmada yarışan iyi bir drag queen’in taşıması gereken 4 özellik şu:
Charisma (Karizma)
Uniqueness (Eşsizlik)
Nerve (Cesaret)
Talent (Yetenek)
Yani CUNT.
Mini challenge’lar, genelde yarışmaya hazırlandıkları atölye tarzı stüdyoda gerçekleşiyor ve yarışmacılara kısa bir süre sınırı veriliyor. Fotoğraf çekimleri, bir gözlük takarak rakipleri hakkındaki gözlemlerini olabilecek en sivri dille eleştirdikleri “reading”, rakiplerinin kuklalarını drag hallerine çevirip onları konuşturdukları “Everybody Loves Puppets” gibi gelenekselleşen örnekleri var.
Her bölümde mini challenge olmayabiliyor. Kazanan maxi challenge için bir avantaj elde edebiliyor. Mesela grup çalışması yapılacaksa kazanan kişiler lider olabiliyor, ufak çaplı ödüller kazanabiliyor. Sonra maxi challenge için hazırlıklar devam ediyor. Bu sırada konuklar, atışmalar, kavgalar, yardımlaşmalar, sohbetler derken oldukça keyifli bir ortam sunuluyor.
Buradan maxi challenge ve eleme için geliyoruz Ana Sahne’ye…
“Beyler, motorları çalıştırın ve en iyi kadın KAZANSIN!”
Maxi challenge’lar bireysel ya da gruplar halinde olabiliyor. Örnek verirsek bir konu belirlendikten sonra üç gruba ayrılıp skeç tarzında birer gösteri hazırlamaları istenebiliyor. Ünlü taklitleri yapabiliyorlar (Snatch Game). Ya da bir müzikal gösteri gerçekleştirebiliyorlar. Bireysel minik stand-up şovları yapabiliyorlar. Hazır metinden bir gösteri olabildiği gibi yarışmacıların kendilerinin yazacağı gösteriler de var. RuPaul veya o bölüme özel olarak gelen profesyoneller hazırlık aşamasında yarışmacılara rehberlik ediyor ama iş bölümünü planlamak, bazen metinleri yazmak, esprileri yerleştirmek, kıyafetlere karar verip yeri geldiğinde kendi elleriyle dikmek, peruklarını hazırlamak, makyajlarını yapmak, bazen doğaçlama ile yeni bir şey katmak ve dahası… Her şeyi kendileri halletmek zorunda. Maxi challenge’ların bu kısımları duruma göre (dekor gerekliliği vs. ) banttan olup eleme gecesi izlenmek üzere önceden çekilebildiği gibi bizzat jüri karşısında da yapılabiliyor. Gruplu challenge’larının sonunda çoğu zaman yine bireysel değerlendiriliyorlar.
Yine maxi challenge’larda en az bir tane podyum performansı isteniyor. Belirlenen “Kategori” için kraliçeler kendi hazırladıkları kıyafetleriyle podyumda boy gösteriyorlar.
Ve geliyoruz jüri değerlendirmesine…
Esas kadro dediğimiz jüri üyeleri sezonlar içinde bazı değişimler gösterdi. Yukarıdaki fotoğrafta yer alan ekip, bazı bölümlerde fire verse de şu aralar yer alan esas jüri. Ayrıca her bölüm ünlü bir kişi konuk jüri oluyor. Fakat en önemli gerçek şu ki RuPaul müdavim jüri, baş jüri ve son karar her zaman onun. Çünkü bu onun yarışması. Diğer jüriler sadece yorum yapıp RuPaul’a fikir vermekle yükümlü.
Yarışmacıların “güvende” olan bir kısmı sahne arkasına gönderildikten sonra kalanların yüzlerine karşı yorum yapılıp onlar da sahne arkasına gönderiliyor ve son bir değerlendirme yapılıyor. RuPaul jüriyi susturup “Kararımı verdim, kızlarımı geri getirin.” dedikten sonra haftanın birincisini ve elenme adayı iki ismi duyuruyor. Birinci; özel tasarım kıyafetler, tatiller ve kaliteli kozmetik ürünler gibi çeşitli ödüller kazanıyor. Elbette yarışmanın sonunda büyük bir para ödülü de mevcut.
En kötü iki kraliçenin elemeden kurtulma yolunda RuPaul’u etkilemek için yerine getirmeleri gereken görev ise şu:
Hayatları için lip sync yapmak!
Elemeden önceki gün bir şarkı belirleniyor ve bütün kraliçelerden bu ihtimal için hazırlık yapmaları isteniyor. Bölümün sonunda lip sync’te (senkron dudak) daha iyi olan kraliçe kalırken, diğer kraliçe yarışmaya veda ediyor.
RuPaul’un manzaraya göre iki kişiyi birden elediği veya kimseyi elemediği gibi istisna durumlarla çok nadir bile olsa karşılaşabiliyoruz.
All Stars sezonlarında ise bunun tersi bir format var. En iyi iki kraliçe mirasları için lip sync yapıyorlar (lip sync for your legacy) ve kazanan ödülü kaparken en kötü kraliçelerden birini de eliyor (give the chop).
Elenen kraliçe, sahne arkasındaki aynaya arkadaşları için bir mesaj bırakmayı ihmal etmiyor. Elemenin ardından, yarışmacıların sahne arkasına dönüp lip sync’ten sağ çıkanın aynayı temizlemesiyle başlayan yeni bölümün başları ise bazen hesaplaşmaların, yüzleşmelerin, gözyaşının ve daha nicesinin görüldüğü bir drama halini alabiliyor. Her an bu tip durumlarla karşılaşabilsek de özellikle bu kısımlara dikkat. Bununla da doyamayanların her bölümden sonra yayınlanan ve kamera arkasında dönenleri gün yüzüne çıkaran yarım saatlik Untucked! bölümlerini kaçırmaması gerekiyor.
İşte ana hatlarıyla böyle bir yarışma RuPaul’s Drag Race. Bu yazı, hiç izlemeyip başlamayı düşünenlerin kafasındaki soruları birazcık cevaplamıştır diye umuyorum. Bir süre sonra sizin de dilinize takılma ihtimali yüksek olan jargonuna ve diğer ayrıntılarına izledikçe aşina oluyorsunuz zaten.
***
Drag Race, benim çok fazla gözüme ilişse de bir türlü başlayamadığım ama pek alaka kuramadığım insanların bile izleyip konuştuğunu görünce artık daha fazla kayıtsız kalamayıp, sonunda da bu zamana kadar bulaşmadığıma şaşıp kaldığım bir şey oldu.
Netflix Türkiye, Türk izleyiciyle buluşturup sevgimizi kazansa da maalesef lisansı yenilenmediği için sezonlar kaldırılıyor. Şu an itibarıyla sadece 8. ve 9. sezonlar mevcut. 10. Sezon 30 Eylül 2018’de gelecek. All Stars sezonlarının ise henüz hiçbiri yayınlanmadı. Ayrıca Untucked bölümlerini de yayınlamıyorlar.
“Baştan başlamak zorunda mıyım, ortadan bir yerden girsem?” diyenlere ispiyon yemeyi fazla sorun etmeyecekseniz başlayın diyebilirim. Çünkü eski yarışmacılar bir şekilde tekrar boy gösterebiliyor, eski meseleler gündem olabiliyor. Sıkıntılı bir durum olabilir ama bölümlere ulaşmakta zorlanırsanız yapacak bir şey yok gibi. Elemeler ve birinciler elbette yarışmanın önemli bir tarafı ama sonuçta olay bundan ibaret değil. Ben de açıkçası bu şekilde karışık izliyorum.
Kraliçelerimiz çoğu zaman ne kadar başarılı olsalar da birilerinin başarısız olması elbette kaçınılmaz. Yani jürinin gülmesi gerekirken o an ifadesiz veya korkunç görünen suratlarına kamera odaklanınca, siz de ekran başından yarışmacıyla beraber yerin dibine girebiliyorsunuz. Hararetli tartışmalarda gerilebiliyorsunuz. Sonuçta yarışmacıların çoğu birer hikayesi olan insanlar. Bunları konuştukları zaman duygulanabiliyorsunuz. Ama bunlar işin küçük bir bölümünü oluşturuyor. Genel olarak baktığımızda doyasıya gülüp eğleneceğiniz, çok çılgın ve matrak bir yarışma olduğuna garanti veririm. Güçlü antidepresan etkisinde bir şey arayanlara özel olarak tavsiye ederim.
Son olarak seyredecek olan herkese keyifli seyirler…
AMİN!
yorumlar
İzlediğini bildiğim birkaç kişi ve medya sayesinde merak edip geçen sezon ilk kez izlemiştim. Yazıda da bahsedildiği gibi ilk 2-3 bölümde bir afallama olabiliyor ama alışıyor da.
Ben ilk izlediğimde drag hallerine bakıp kimin hangi yarışmacı olduğunu tanıyamadığım oluyordu. Önceki sezonlardan bir mevzu olduğunda previously yapıyorlar, o açıdan pek sorun olmuyor ama ilk sezondan beri izleyenin aldığı tat daha bir ayrıdır tabii.
10. sezonla ilgili haziran ayının sonunda buna benzer bir yorum yazmışım, gelmişken onu da bırakayım. Eline sağlık, çok güzel oldu bu. Ayrıca bunu sevene “Queer’s Eye” da tavsiyedir.
Rupaul’s Drag Race 10. sezon üzerine:
Merak sonucu bu sezonu ilk kez izledim. Başta biraz tuhaf geliyordu, hatta gerçek halleriyle drag hallerini ayıramadığım zamanlar falan oldu. Zamanla hem alıştım hem sevdim hem de merak etmeye başladım. Neden sevildiğini anlayabiliyorum.
Kazanacağını beklediğim ve hak ettiğini düşündüğüm kişinin kazanması da bonus oldu. Sadece jürinin yorumla sınırlı kalması ve oy falan vermemesi, kararları Ru’nun alması biraz mantıksız görünüyor ama o da alışılmayacak bir şey değil en azından.
RuPaul yıllardır takipte olduğum, çok sevdiğim ve hayran olduğum biri. Drag kültürünün şaşaasına bayıldığım da malum.
Yarışmanın meraklısı olacak kadar vakit ayıramasam da (reality’lere bulaşmamaya çalışıyorum çünkü çok vaktimi alıyor ve bırakamıyorum) yıllardır sık sık yutub’dan çeşitli meydan okumalarını izliyorum. Makyaj önce ve sonrası, senkron dudak yarışmaları, sahne performansları, bazı kamera arkası dramalar filan derken bazen neredeyse tümünü izlemiş kadar olabiliyorum ama asla tümüne hakim olacak kadar da izledim diyemem. Yine de bu kadarıyla bile hastasıyım diyebilirim.
Velhasıl kelam güzel tanıtım olmuş, iyi de oldu varolması. Teşekkürler @rpdi
Bu yazıyı yazarken haberim olmayan iki bilgiyi de buraya not düşeyim:
1) Untucked! Esas bölümden sonra yayınlanan yarım saatlik (totalde 20 dk civarı) bir ek seri. Sahne arkasında olanlar gösteriliyor. Özellikle jüri değerlendirmesi sırasında sahne arkasına gönderildiklerinde yaşananlar. Ana teması kavga, mücadele, gözyaşı…
Açıkçası bu kadar katıksız çeneyi benim bile kafam kaldırmadı. Belki haftalık izleseydim bunu da izlerdim ama şimdi izleyecek bir sürü esas bölümüm varken bunla vakit harcamak mantıksız geldi bana. Burada büyük bir olay kopsa esas bölümde bahsi geçiyor zaten. Ayrıca Netflix Türkiye’de yok.
2) 10. sezonda 1,5 saatlik forma geçmişler. Yani her bölüm 62-63 dk falan sürüyor.
Önceden izlerken aklımdan geçiyordu o kadar emek harcayıp 40 dk’ya tıkış tepiş sığdırmaya çalışıyorlar, yazık oluyor diye. O yüzden bence güzel bir karar olmuş. 10. sezon çok fazla kıskanç fitne fesat tipin toplandığı bir sezondu ama çok sevdim. Anca sığardı yaşananlar zaten.
@rpdi Ben 10. sezonu haftalık izledim, ona rağmen bir bölüm Untucked! izledim. Dediğin gibi amaçsız bir durum. Bir de Oscar Boy buna recap yazıyordu hafta hafta. Untucked’da önemli bir şey olduysa zaten orada da bahsi geçiyordu. Gerisi geldi.
Hatta ben elenen kişinin bölüm sonrası röportajlarını bile çoğu zaman izlemedim sanırım. Ayna yetiyor.
Sonuçta bütün bu saçmalık Valentina uğruna yapıldı kesinlikle, ekibi bu hallere soktuğu için tebrik ediyorum. Star queen’im.
Farrah Moan! Çok seviyorum yapamayıp yapamayıp dudağını büzerek ağlayışlarını, Valentina’dan yediği kazıklar karşısında duruşunu. Giderken I love you deyip sarıldı resmen. Canım benim, keşke sen ya da Gia dönseydiniz.
Latrice Fucking Royale geldiği gibi gider bu hafta. Sonra Monet gider. Finale bir kala da Valentina. Geri kalan dörtlü finalde olur ve Naomi harcanıp Moniqe’in de icabına bakıldıktan sonra Manilla’yı birinci yapar. Cidden ilk izlediğim zamanlar Rupaul’un adaletine ve samimiyetine çok inanırdım ama iki All Stars’tır bir şey oldu buna.
Bu arada Valentina toparlarsa #TeamValentina, yoksa #TeamNaomi, o da olmazsa #TeamTrinity’denim. Manilla’nın kendi sezonunu izlemesem belki kabul edebilirdim ama yok yani, olmuyor.
İzleyen var mı buralarda, okuyan olur mu bilmem ama kısacık döktüm içimi.
Bu arada Netflix Türkiye 6. ve 7. sezonları tekrar yayına sokmuş. Ayrıca All Stars 4’ü güncel bir şekilde yayınlıyormuş. 6. sezon benim izlediklerim içinde en efsanesiydi. Başlamak için de ideal bir sezon olabilir. Bianca Del Rio efsanesi tek başına yeterli olabilecekken o sezon hemen hemen herkes çok iyidir.
Benim üyeliğimi tekrar açmamı istiyorlarsa ilk 5 sezonu da koymaları gerekiyor çünkü eksiklerim orada benim.
Edit: Gelmiş ya lan. 10 sezonun tamamı varmış, ilk 3 all stars yok sadece.
11. sezonun yarışmacıları açıklanmış.
Not: Epeydir ne güzel bozuk plağa sarmıyordum, hadi buyur şimdi.
Miss Vanjie. Miss Vanjie. Miss Vanjie… Vengeance’ını sevsinler.
11×01 üzerine:
Fena durmuyor yeni tipler. En azından yeterli bir kısmı hoşuma gitti. Yalnız yine drag halleriyle asıl halleri arasında benzerlik kuramayarak başladım, o da artık zamanla olur bir kez daha.
Not: Vanjie en azından yarısına kadar ortalıkta olsun, hatrım kalır.
Not 2: Elenen kişi bana kalırsa çok öncesinden belliydi. Kız o nasıl kıyafet?
Silky kadar başınıza taş düşsün ayrıca. Artık bir big girl zamanı geldi muhabbetinden bunu birinci yapacaklar diye çok korkuyorum. Fanlara güveniyorum artık, umarım Ru’nun böyle bir şey yapmasına engel olurlar. Zaten korkusundan Vanjie’yi son ikiye bile koyamıyor.
Nina West bir tık daha çıkışa geçebilse o da güçlü bir aday. Bugün de iyiydi. Silky’den ancak onun sayesinde kurtulabiliriz gibime geliyor.
Jinkx’i görünce gözlerim doldu. Çok özlüyorum onların sezonu. Nerde o dönemki kraliçeler, nerde bu sezonkiler? Jinkx’in birinciliği, yaşattığı haz…
Bir daha o tadı bu yarışmadan alabileceğime inanmıyorum ama bir yandan da hala umudum var. Hadi bu sezonu kapayıp UK’e geçelim bir an evvel.
Aklıma gelmişken sezonlar sıralamamı bırakayım şuraya son olarak:
6>5>AS2>4>7>3>AS3>8>10>9>AS4>2>1>11>AS1
11×08 beni bariz gerdi sonunda ne olacak düşüncesinden dolayı. Bu sezonun herhangi bir lipsnyc karşılaşmasının bunu yapabileceğine inanmazdım, herhalde ömrümden bir saatten fazlası gitti.
Not: O nasıl bir runway performansıydı cidden?
Netflix dışında 11×8 i malum ortamlardan mı izlediniz ?
Evet.
teşekkürler aytaç
İddialı bir bölüm olmuş.
Yalnız Nina West o kadar lip sync yapamadı ki anca bu kadar olmaz. Bölümün başında biri sorsa Yvie veya A’Keria gider herhalde derdim, Nina aklıma gelmezdi. Bu arada A’Keria da bölümde hiç fena değildi.
Yazıp yazıp sildim. Çok doldum artık Ru’ya.
Koy ver gitsin ^.^
Brooklyn lip syncte cinayet işledi gibi bir şey oldu.
Geçen haftaki berbat lip sync’ten sonra iki sashay away yapıp bu hafta kimseyi elemeyecektin Ru.
A’Keria’nın hiçbir şeyini hatırlamıyorum. Ne yaptı bu sezon resmen hiçbir şey kalmamış bende.
Final tahminim:
Muhtemelen yeni drag super star’ımız Yvie. Resmi instagram sayfasındaki hashtag’li fotolarda en çok beğeni onda, sonra Brooke’ta. En çok takipçi Brooke’un. Diğer ikili her ikisinde de sürünüyor.
Kötü olmaz bence. Seviyorum Yvie’yi. Ama gönlüm Brooke’tan yana.
Bir sezon daha böylece bitmiş oldu. Gelecek sezonda görüşürüz.
Aralara giren prodüksiyon videolar biraz mehti. Cheyenne Jackson’a itirazım yok. Yvie’ye çekilen tanıtım videosu diğerlerinin yanında çok üstte kaldı, bu neydi şimdi oldum.
Onay almış. All Star da almış.
All Stars 5’i çoktan çektiler bitti bile. Ne onayıymış bu, ne zaman başlayacak diye beklerken onay diyorlar.
UK Ekim’de diye kesin açıklandı. AS5 Aralık-Ocak, 12. sezon da Şubat-Mart gibi başlar herhalde.
UK yarışmacıları
UK werk room
UK main stage
12. sezon: 28 Şubat
Cast Photos
Judges:
Alexandria Ocasio-Cortez, Nicki Mina, Leslie Jones, Jeff Goldblum, Whoopi Goldberg, Chaka Khan, Daisy Ridley, Robyn, Normani, Thandie Newton, Olivia Munn, Rachel Bloom, Daniel Franzese, Jonathan Bennett, Winnie Harlow.
All Star: 5 Haziran
Showtime yayınlayacakmış.
A-a?!
E iyi bir şey bu galiba. En prestijli kablolu kanallardan biri.
Şimdilik bununla olur. Başladık bakalım.
Rap performansı hoşuma gitti. Lip sync kısmında bariz kalibre farkı vardı. Kimseyi elememiş olmalarına bir şey demeyeceğim, kendileri bilir.
Bir yarışmacıyı catfishing suçlamasından dolayı diskalifiye etmişler. Kast direktörü pozuyla birisini kandırmış galiba.
Sezon planlandığı gibi yayınlanacakmış, finalde görünmeyecekmiş, diskalifeyi sezonda nasıl kullanacaklar belli değil.
İlki gibiydi bu da. Diskalifiye olan queene baka baka izledim gibi bir şey oldu.
* Bu bölüm de kimseyi elemeyeceklerini bekliyordum. Aslında birer birer götürebilirlerdi. Neyse öyle olsun.
12×04 üzerine:
#pineapplescandal
Celebrity Drag Race 1×01 üzerine:
Üçünün ikisi tanıdığım kişiler, birisini de ismen biliyorum. 4 bölümlük sezon zaten, araya kaynar gider. Tanıdık olunca göze daha farklı geliyormuş. Umarım kalanlarda da tanıdığım kişiler vardır.
Jordan Connor
Jermaine Fowlers
Jordan kazandı. Riverdale’de arada sırada gözüküyor ama hoş bir tarzı varmış. Hak etti de denebilir, lip sync kısmında en iyi iş çıkaran o gibi geldi. Nico’yu Instagram’dan da takip ediyorum zaten. Görmeyi beklediğim gibiydi. Jermaine de sempatikmiş.
Heidi’nin kamera arkası konuşmalarını seviyorum. Fragmanda yine güldürdü.
Celebrity Drag Race 1×02 üzerine:
Bu sefer sadece birini tanıyordum. Diğer ikisini haberlerde belki görmüşümdür ama aklımda kalmamışlar.
Tami Roman
Vanessa Williams
Tanıdığım Vanessa Williams’tı tabii. Dolly Parton’u görmek bonus oldu. Loni Love’dan benzer bir Jermaine Fowlers çıktı sanki. Diğer ikisi beklediğimden de eğlenceli çıktılar. Bölüm o sayede yürüdü sayılır.
Vanessa Williams diğerlerinden biraz daha iyiydi. Hak etti denebilir.
Meet your #AllStars5 Queens!
6 Haziran
* Komedi performansların en az yarısı çok sıkıcıydı. Jaida’nın lip sync performansı güzeldi.
Celebrity Drag Race 1×03 üzerine:
Drag Race bölümünden daha eğlenceliydi. Bu sefer de sadece birini tanıyorum. Ama komik tarafı onu ziyarete gelen arkadaşını da Arrow’dan tanıyordum. Adamın gay olduğunu da laf arasında öğrenmiş bulundum.
Dustin Milligan
Matt Iseman
Tanıdığım tabii ki Dustin’di. Herkesin kazanan çıkmasına itiraz edemeyeceğim. Olur bununla. Roast kısmında güzel giydirdiler denebilir.
22 Mayıs’taki reunion bölümünü virtual halletmişler.
29’undaki finali de yine öyle yapıyorlar. Bknz: Virtually lip-sync
Sherry Pie’ı varken yok saymayı öyle güzel başarıyorlar ki takdir ediyorum.
Crystal’ın birinciliğini zannetmiyorum. Kaldık Jaida ya da Gigi’ye.
Celebrity Drag Race 1×04 üzerine:
Hiç tanımadığım kişileri bir araya getirmeyi başardılar sonunda.
* Phoebe Robinson
* Madison Beer
* Hayley Kiyoko
Hayley’in kazanması fena olmadı. Vanjie’yi seviyorum.
Karşılaştırma yapmaya gerek yok ama 3 > 1 > 2 > 4 diyesim geldi. Bu da böyleydi. Tekrar yapacaklarsa niye demem.
Konuk jüriler (All Stars 5)
Ricky Martin, Tessa Thompson, Madison Beer, Martyn Lawrence Bullard, Nicole Byer, Sarah Hyland, Tommy Dorfman, Jeffrey Bowyer-Chapman, Bebe Rexha, Jane Krakowski, Sam Richardson, Todrick Hall.
Yarışma sisteminde değişime de gitmişler.
Reunited’a bir bakayım dedim. S. Pie meselesinin yakınından bile geçmemişler. Bir de bölümü Ru’nun yüzü niye böyle diye diye izledim. Onun dışında aman aman şart değil, izlenmese de olur hani.
yapacaklarmış. Ben olsam stand-up challenge’ı koyardım. En müsait o olurdu galiba.
Sherry Pie’a iki yerde shade attılar. Ben onu bile beklemiyordum. Her fırsatta kırptılar, challenge’larda bile şak diye kesiyorlardı. Burada onun bahsini geçirmeleri garip olurdu. Bir de itiraf etmekten nefret ediyorum ama gördüğümüz her fırsatta parladı. Normal şartlarda açık ara favorim olurdu, tam benim sevdiğim tarzda bir queen. Şampiyonluğun da en güçlü adayıydı. Ah niye öyle b.klar yedin?
Son olarak #Team
diyeyim.
11’in Untucked’ını bir ara eklemiş Netflix. 12 de gelecek ay. Herhalde sezon da. Bülten demediğim şeyin içinde Untucked var, kendi yok.
Karantina usülü lip sync yapmak falan tuhaftı, o nedenle normal tadı yoktu ama bu koşullarda artık olduğu kadar… Böylesi bana yeter. Zevkli bir sezondu. Oldu o zaman, sevgiler.
Look over there!
* Miss C’yi Heidi’nin almasına sevindim. En mantıklısı oydu.
Daha öncekileri izlememiştim yarışmacıları tanımıyorum diye. 10’dan da birilerini almaya başlayınca daha iyi oldu. Diğerlerinden de gözüme tanıdık gelenler var artık.
Jujubee, Miz Cracker ve Shea Couleé hoşuma gittiler. Ricky Martin de bonus oldu.
* Derrick Barry’nin elenmesine şaşırmak zor olsa gerek. Öncelikle o nasıl bir gösteriydi? Rezalet gibi bir şeydi. Bir de Britney olmayacağım deyip başka bir şey olmadı yine.
Atalarımızın da dediği gibi, leave Britney alone!
* Eski isimleri dahil ederek renklendirme yapıp formatı oynatmasalar da olurmuş. Ama buna da bir şey diyemem.
Yeni format ilginç şeylere sahne oluyor.
Sezon başlamadan önce Cracker’ın bu derece polemik yaratacağını söyleseler inanmazdım
* Jujubee’nin daha kazandığında lip sync’i alamayacağını düşündüydüm. O kumaş yok mu denir, öyle bir şey. İyi de oldu, Shea gitseydi dramatik olacaktı…
Canada’s Drag Race’i ilk bölüm itibarıyla epey sevdim. Yarışmacılara vurulduğumdan değil, şimdilik parlayan yok zaten, ama prodüksiyon, jüriler falan gayet olmuş. Bütün her şeyi Brooke Lynn Hytes’a bırakmamaları tahmin edilebilirdi ama beklediğimden daha fazla bir dağılım yapmışlar. Cover Girl’de catwalk yapıp sahneyi açan bile konuk jüri. :))
UK’de prodüksiyon çok ucuzdu ama yarışmacılar çok iyiydi, Ru ve Michelle’in varlığı da çok iyi bir sezon olmasını sağlamıştı. Burada ise sağlam para dökmüşler ama ekip bakalım ne yapacak? Böyle güzel devam etsin lütfen. All Stars 5 çok kötü gidiyor, bari bununla doyalım.
EK: UK’de Graham Nortan ve Alan Carr’ın muhteşemliğinden nasıl bahsetmem? Ayıp.
Ortalık iyi karıştı bir anda.
Şimdi de bir anda top queen değilsen bottom queensin meselesi çıktı. Sanırsın BBG evi.
* Snatch Game’in komik tarafları da vardı saçma tarafları da. Shea, Alexis ve Juju öne çıkanlar oldu. India’yı izlemek acı vericiydi. Jeffree Star’ın videolarını hiç izlemedim ama az buçuk biliyorum nasıl birisi olduğunu ve o kadarı bile Jeffree olmadığını anlamak için fazlaydı.
* Jeffrey Bowyer-Chapman ile RuPaul’un ufak gösterisi de iyi oldu oraya. Ayrıca Tommy Dorfman’ı izlemeyi seviyorum sanırım. En son Love, Victor’a konuk olduğunda çıkmıştı ortaya.
* Malum saçma kavgaya gelirsek… India’ya inanasım var aslında ama kesinliği olmadan da yargılamak istemiyorum. Alexis’in Vanjie’nin olduğu hafta elenmediği iyi oldu. India da 4. bottom week üstüne gitmiş oldu.
* Roxxxy’nin lip sync performansı inanılmazdı, başka ne denir bilmiyorum
Ben hala Shea’yi istiyorum ama diğer ikisiyle de memnun ayrılırım. Yalnız o sondaki telefon neydi ya? Bir şey varmış gibi gittiler ama fragmandan da anlaşılmıyordu.
Kaldı 1.