Flaked ile Sahte Hayatlar Üzerine || İnceleme
4 yorum unfortr 16 Mart 2016 09:06
Yakın zaman içerisinde Netflix‘in bizlerle buluşturduğu, 30’ar dakikalık 8 bölümden oluşan, türünü melodram olarak adlandırabileceğimiz Flaked, orta yaşlarına gelmiş iki çok yakın arkadaş Chip (Will Arnett) ve Dennis (David Sullivan) karakterlerini merkezine alıyor. Dennis’in annesi Jackie‘nin (Kirstie Alley) California Venice’teki evini ortak kullanmakta olan iki kafadar, beraber Adsız Alkolikler Derneği’nin toplantılarına da katılmaktadır.
Bu yazı karakterler hakkında bilgiler vermesinin yanında, sezonun genelini içeren bir inceleme yazısı da olduğundan ispiyon (spoiler) içermektedir.
Mobilya tasarımcısı olan Chip, günümüzden epey bir zaman önce tasarladığı tabure ile alanında yılın ödülünü almış ama hiçbir zaman bu işi ticarete dökememiş. Venice’te kirasını ödediği dükkanı atıl bir şekilde dururken, bulunduğu alana büyük bir otel projesinin temelleri atılmak üzeredir. Chip her ne kadar başarılı şekilde işletemese de dükkanına değer vermekte ve bu yüzden de kasaba halkını örgütleyip bu projeye engel olmak istemektedir. İşin enterasan tarafı ise oteli yapmak isteyen, sürekli boşanmayı ertelediği, ayrı yaşadığı karısı Tilly (Heather Graham) ve onun lezbiyen sevgilisi Alicia Wiener‘dır.
Chip’in günümüzden 10 yıl önce alkollü olarak kullandığı aracıyla bir kişinin ölümüne neden oluşunu izleyip, güya alkolü bırakmasının asıl nedenini öğreniyoruz. Güya diyorum çünkü Chip, Dennis’in şarap mahzeninden aşırdığı şarapları en yakın çevresine dahi çaktırmadan içerken kendisini bol bol izleme fırsatı buluyoruz. Böylelikle Chip’in çevresinde edinmiş olduğu ahlaklı adam imajı ile yüksek olan kredibilitesinin getirdiği avantajlardan yararlanırken, aslında arkasında yalanlarla oluşturulmuş sahte hayatının kapılarını da aralamış oluyoruz. Kendisinin katıldığı adsız alkolikler toplantılarının ve bir insanın ölümüne sebep olmaktan doğan vicdan azabının koca bir yalandan ibaret olduğunu sezon boyunca yaşayacağımız dönüşlerle anlayacağız.
Chip’in en yakın arkadaşı Dennis’i, kadınlar ile olan ilişkilerinde başarısız görünen ve sürekli bu konuda Chip’in yardımını isteyen bir karakter olarak tanıdık. Venice’e yeni gelmiş güzeller güzeli London ile onun garson olarak çalıştığı restoranda tanışan Dennis, aralarını bulması için Chip’ten yardım ister. Fakat şu işe bak ki Chip ve London (Ruth Kearney) arasında ilk karşılaştıkları anda bir elektriklenme olur. Dennis ve Chip’in arası da bu yüzden biraz açılır. Bu üçlü arasındaki gelgitli ilişki, taraflar niyetlerini iyice belli edene kadar devam etti.
Dizinin diğer hatun kişisi esmer güzeli Kara‘yı (Lina Esco), Chip’in uzatmalı sevgilisi olarak tanıdık. Aralarındaki ilişki ikisinin de ciddiye almadığı bir şekilde ilerlese de ve hatta bu daha çok Kara’dan kaynaklanıyor gibi gözükse de aslında Chip’e o kadar da boş olmadığını öğreniyoruz. Chip’in ısrarla kullanmayı reddettiği cep telefonu yüzünden iletişimlerindeki kopukluklar ve aksilikler de ilişkilerini sekteye uğratıyor.
Bu konu içerisinde gülebileceğiniz anlar var ise, bunlar Venice’te devriye polis görevi yapan George’tan (Robert Wisdom) başkasına ait olamaz. Sürekli gayri ciddi bir tavırla etraftan şakalarını esirgemeyen bir karakter olarak tanıdık. Bazen Chip ve Dennis’in arasını yapmak için arabulucu da oldu.
Karakterler sevimli. Oyuncular da ortaya fena olmayan bir iş çıkarmışlar. Otam da California olunca, bu soğuk günlerde içimizi ısıtacak bir hava doğrusu hiç fena gelmedi. Velhasıl buraya kadar her şey normal iken senaryoda izleyicinin yemesi gereken iki büyük lokma var. Bunlardan biri şu:
Chip’in 10 yıl önce adının karıştığı ölüme sebebiyet veren trafik kazasının sorumlusunun aslında o olmadığını, direksiyon başındaki kişinin karısı Tilly olduğunu öğrendik. Yani Chip karısının suçunu üzerine alıp kocaman bir iyilik yapıyor ve onun kariyerinin önündeki kara lekeyi ortadan kaldırmış oluyor. Bunun karşılığında ne aldığının ise cevabı yok. Böylelikle Chip’in bir alkolik olmadığını da öğrenmiş oluyoruz. Öyle ya aracı kullanan o değilse, bir alkol problemi de olmamış oluyor. Bu durumda kazadan sonra geçen 10 yıl boyunca yalanlar üzerine kurmuş olduğu hayatının tek çıkar noktası, bu sahte hayat sayesinde kendisine edinmiş olduğu yeni çevre. Eh, demezler mi adama, sen saf mısın, yoksa yalancı mısın?Diğer yandan ikinci mevzu ise London veyahut asıl ismini sonradan öğrendiğimiz Claire’in durumu oluyor. Anlıyoruz ki London, aslında Chip’in yani karısının öldürdüğü adamın kardeşi oluyor. Tabii burada enteresan nokta, London’ın kardeşini öldürdüğünü zannettiği adam ile aşk yaşıyor olması ve bunu biliyor olması. Senaryoda bu konunun altı doldurulmaya çalışılırken, London’ın sevgilisinden ayrılıp Venice’e yerleştiği depresyonlu hallerinin kardeşini öldüren adamla aşk yaşamasının nedeni olarak gösteriliyor. Tabii bunu da yerseniz!
Doğrusunu söylemek gerekirse benim bu iki lokmayı yemem kolay olmadı. Hikayesini ilişkiler üzerine kurup sade bir şekilde anlatmasını tercih ederdim. Öte yandan bazen o kadar saçma şeyler izliyoruz ki buna mı takıldın diye kendi kendime bir eleştiri de yapmadım değil.
yorumlar
bölümlerin ingilizce si bile yok daha izleyemedik o yuzden dizi hakkında yorum yapamıcam
ilk 4 bölüm sıkabilir, dizi 5. bölümde başlıyor…
aslında bu tip diziler; (californication, weeds gibi) arka arkaya seyredince sezonları, sizi içine alıp, bağlıyor, 20-25 dakika çok kısa kalıyor, hele 8 bölümlük sezon mu olur?
200 dakika çekim demek, senede…
Heather Graham hamam böceği belgeseli çekse izlerim…
İlk iki bölümde biraz sıkılır gibi oldum, hatta ilkini izlerken ilk seferde uyuya bile kaldım. Galiba benlik değil diye düşündürken ikinin sonlarına doğru diziye alışır gibi olunca devamı da geldi. Gittikçe güzelleşiyormuş. 6. ve sezon finali 8. bölüm daha güzeldi.
Sezon bittikten sonra “E ama o zaman…” diye kalakalmak çok hoş oldu. Sahtecilikte bir markaymışız maşallah. Bunu seven Fleabag de sever herhalde ya da tam tersi.
Wll Arnett de karizmatik adam vesselam.
@unfortr Yazıda bahsettiğin iki lokmadan birisini yuttum sayılır da diğeri biraz zor oldu.
Bu arada güya bu yazıyı diziyi o dönemde izlemeyi düşünmediğim için ben okuduydum. İlk lokmayı hatırlamıyordum da ikinci lokma sekiz ay falan geçmesine rağmen aklımdan çıkmamış. O yüzden sürpriz olmadı.
Gerçi 7. bölümde artık ayyuka çıkar gibi oldu ama ben zaten bildiğimden dolayı mı o yargıya vardım tam anlamadım. Adamın yaptığı resmen rezalet yahu
2. Sezon – Resmi Fragman