SHAMELESS (Showtime) | Tanıtım
603 yorum behman 26 Ocak 2011 13:19
Shameless US
Daha önce mini tanıtımını yaptığım Showtime‘ın ingilizlerden birebir araklayıp uyarladığı yeni gözde dizisi “Shameless“ı ve dizideki karakterleri daha yakından tanımak isteyenler ve türünü sevenlerin de kaçırmaması için daha genişçe tanıtım yazısına gerek duydum.
Dizinin ingiliz versiyonu (Shameless UK) şu an sekizinci sezonunu sürdürürken Amerika, Abd versiyonuyla Showtime ekranlarında daha yeni tanıştı (9 ocak 2011).
Shameless karakterler:(Altı çocuk ve bir de çocuktan beter bir babalı aile fertleri)
Frank Gallagher
Öncelikle aile reisimiz Frank Gallagher (William H. Macy) : Ailesini çok seven, fakat bunu bir türlü göstermeyi beceremeyen çılgın alkolik ve oldukça bencil bir babadır. Çocuklar da babalarını seviyorlardır ama ortada olan ve bir türlü görünmeyen sevgi yumağı yüzünden hem çocukların birbirileri ile hem de onların babaları ile ilginç bir ilişkileri mevcut.
Fiona Gallagher
Anne öldükten sonra evdeki anne konumuna otomatikman yerleşen veya yerleştirilen çocukların en büyüğü Fiona (Emmy Rossum) : Evdeki tüm işlerle ilgilenen, aileyi bir arada tutmaya çabalayan, dişi kuş misali yuvayı (bu kez kurmaktan ziyade) yıkılmasını önleyen bir karakter. Hem evi, hem işi birarada hallederek herşeyin üstesinden gelmeye çalışıyor.
Lip Gallagher
Ve ailenin büyük oğlu Lip Gallagher (Jeremy Allen White) : Kötü çocuk denince akla gelen, çok akıllı, aynı zamanda kaba kuvvet kullanma taraftarı. Gerekirse ailesi için herşeyi yapacak potansiyelde bir karakter.
Ian Gallagher
Ve Ian Gallagher (Cameron Monaghan) : Lip’ten daha küçük kardeş. Ailedeki diğer fertlerden ziyade birbirlerine çok güveniyorlardır. Çok yakındırlar ve birbirlerini hep kollarlar. (dikkat ispiyon) Ian’in eşcinsel olduğunu öğrendiğinde Lip önce kızar, fakat sonra eskisinden daha da yakın olurlar. (ispiyon bitti)
Debbie Gallagher
Ailenin küçük kızı ve meleği Debbie (Emma Kenney) : Melek dediysek de görünen o ki yavaştan şeytanlıklar yapmaya başladı bile. Gerçi neticede Şeytan da bir melektir ya… Unicef için para biriktiren özelliği dikkate değer bir karakter. Fiona’dan sonra babaya sahip çıkan tek fert de denebilir.
Carl Gallagher
Ve afacan Carl Gallagher (Ethan Cutkosky) : Evde terör estiren, korkunç Ivan gibi sağda solda hoplayıp zıplayan, sürekli kendi çapında yaramazlıklar yapan bir karakter.
Liam Gallagher
Ve küçük Liam (Brennan Kane Johnson) : Hakkında pek fazla bir şey söylenemeyecek tek karakter ve evin en küçüğü. Ailedeki diğer kimseye benzemeyen bir dış görünüşü var, o kadar.
Kev ve Veronica
Ve dizide en sevdiğim iki karakter Kev (Steve Howey) ve Veronica (Shanola Hampton) : Gallagher’lerin komşusu fakat hep Gallagher’lerin evinde oldukları için artık aile fertlerine dönüşmüş durumdalar. Her ikisi de sürekli seks yapmayı seviyorlar ve çok çılgın, deli ama bir o kadar da samimi iki karakterdirler. Hem birbirlerini hem de Gallagher’leri çok seviyorlar.
Steve
Ve Bay Doğru Steve (Justin Chatwin) : Bunca karmaşanın içinde Fiona’nın Bay Doğru’yla (yoksa yanlış mı demeliydim) tanışması sonucu Gallagher’lerin hayatına, evine giren ve bir daha da çıkmaya niyeti olmayan bir karakter. Fiona’ya aşıktır ve aile için de herşeyi yapmayı göze alıyordur.
Çok şeye sahip olamasalar da Gallagherler birbirlerine sahipler.
Eğer bu tür dizileri seviyorsanız mutlaka şans verin diyorum. Orjinalini de (ingiliz versiyonu) izlemiş biri olarak Showtime’ın güzel uyarladığını düşündüğüm için bu tanıtıma yer verdim. Kaçırmayın derim!
Showtime dizileri izlenir!
yorumlar
Aynı gün mü doğmuşlar? Dur bakiym…
…
12 ve 14’üymüş.
Kev de fırsattan istifade Veronica ile selfie çekmiş,adam tam matrak
Carl’ın saçlara bak sen yaa! :))
Kelly Le Brock, birden fazla bölüm
Karakteri: Sammi’nin annesi
Postere bayıldım.
Harika poster
Fragman çok iyi geldi ya. Baya özlemişim
Çok özledim yaaa!
Bende özledim..
4 gün sonra hasret bitiyor. Gel cumartesi gel!
Gelmiş geçmiş bütün yabancı diziler arasındaki en sevdiğim dizim, biricik göz bebeğim Shameless bomba gibi döndü yine. Çok özlemişim be!
*Lip’in profesörünü de özlemişim valla. Yalnız Lip gibi zeki birine yaptığı mallığı yakıştıramadım. Elemanın sevgilisi değil de oğlu olduğu profesörün dokunuşlarından son derece belliydi açıkçası. Lip’in daha iyi analiz etmesini beklerdim.
*Carl’ın hapishaneden çıkış sahnesi de süperdi bu arada.
*Yevgeny’nin Mickey’den işleri devralmış olması da hoşuma gitti. Patronluk yakışmış valla hatuna. Garsonluk da ayrıca.
*2 sezondur Debbie’nin yaptığı mallıklardan sıkıldığımı da söylemeliyim. Bir durulsun artık bu embesil ya!
Kaldığı yerden devam ediyor. Yine çok güzel bölümdü. Çok özlemişim.
Frank’i normalde sevmem. Ama bu bölümde çok sevdim herifi
* Ian’ın bu çevreyle akıl sağlığının hala yerinde olması mucize sayılabilir aslında.
* Bölüm boyunca Frank’e güldüğüm de oldu, adamın içimi sıktığı da. Ama üzülmedim açıkçası ki yapmak istediklerinin bu olduğunu düşünmüyorum zaten.
* Herkes ergenlik zamanı saçma sapan şeyler yapıyor da Debbie’ninki başka bir saçma yahu…
* Şu an dizide hikayesi en ilgimi çeken karakter Lip olsa gerek.
* Mickey’in cezasının 8 yıl olması da uzunmuş ya, orayı fena karıştırdılar. Sahneleri hoştu.
Bölümün sonuna da oh iyi oldu deyip gidip yatayım ben iyisi. 17’si, bize gelişiyle 18’inde devamıyla görüşürüz artık.
Sınır tanımayan dizimizde bir
kaldıydı işlemedikleri, onu da gördük. Nasıl sevmiyorum şu Frank’i… Zaten şu an çıksa gram eksikliği de hissedilmez bence.
Debbie de artık ergenlik falan değil, süzme salaklık boyutlarına ulaştı.
*Frank her bölüm ruhsuzlukta kendini aşmayı başarıyor maşallah. Hiç sınırı yok bu adamın.
*Sean’dan gına geldi artık. Ne çekilmez bir herif bu ya. Fiona’ya yeni bir erkek arkadaş istiyorum. Bebeği aldır, Sean’ı şutla Fiona! Ama nerde? Bizim kız yine en yanlış kararı verip bizi yanıltmayacaktır.
*Carl’a bak sen ya! Level atladı yine bizimki. Uyuşturucu ile falan da uğraşmıyor artık. Silah ticaretine başladı kerata.
Güzeldi yine.
Carl kaldığı yerden devam ediyor.
NOT: Tangana kurban Kevin :lol: :lol: :lol:
ŞA-HA-NE bir bölümdü. Bu dizinin 1 tane bile kötü bir bölümü yok zaten. Ama bu bölüm, en iyi Shameless bölümlerini listelesem ilk beşe girer rahatlıkla.
Harbiden süperdi ya! En az 6-7 kere sesli güldüm. Bunların 1 tanesinde 10-15 saniye kahkaha atmayı durduramadım. Uzun süredir beni bu kadar çok güldüren bir komedi dizisi olmadı dürüst olmak gerekirse. Helal olsun!
Senaristler Carl’ı başımızdan eksik etmesin. Amin!
*Frank’in Deb’e kılavuzluk yaptığı sahne de harikaydı. Para muhabbeti süperdi ya!
*Fiona’nın ‘Kimin?’ sorusuna verdiği cevap, Veronica’yı güldürdüğü gibi beni de güldürdü.
*Kızlar tuvaleti betimlemesini de sevdim.
*Bu bölüme adını veren ‘F Word’ şarkısına da bayıldım. Haber sitelerinden Gus’ın nefretini kustuğu bir şarkı söylediği ispiyonunu yemiştim ama böyle harika bir şey beklemiyordum açıkçası. Adamsın Gus! Sean’dan on kat daha fazla adamsın!
*Kürtaj Müdahale Toplantısı’ndaki Kev’in çıkışları da süperdi.
*Sondaki Ian sahnesinden neler çıkacak meraktayım. Tahminim ise:
1-) Ian, kendisinin Dave olduğunu düşünerek uyanacak.
2-) Hayatını kurtardığı zengin hatun, minnettarlık mahiyetinde bir şekilde Ian’ın hayatını değiştirecek.
3-) Hayat kurtarmaktan büyük haz duyan Ian, itfaiyeci olmaya karar verecek.
Bakalım bu üç tahminimden hangisi veya kaç tanesi tutacak?
Bölüm için puanım: 9.8
Eğlenceli bir bölümdü. “Kimden?” kısmında epey bir güldüm o sırada ama sinirlerimin laçkalığına da denk gelmiş olabilir. Ian ve Fiona bu bölümde epey iyiydiler.
@pirate Şarkı konusunda tam olarak katıldığımı söyleyemeyeceğim. Haklıydı ama yine de yaptığı ezikçe geldi bana. Ben asıl 4. bir madde eklemeye geldim.
Muhtemelen itfaiyeci olma ve hayat kurtarma konusu ağır basacak ama açıkçası ilk aklıma gelen itfaiyecinin hoş birisi olduğuydu.
Şarkı konusunda da şöyle düşünüyorum: Fiona gibi birine ne söylese, ne yapsa etki etmezdi. Duygusal bir konuşma yapsa etkisi 10 dakika, bağırıp çağırıp kırsa dökse etkisi 1 saat sürerdi. Adam en iyi yaptığı şeyle, Fiona’nın ondan etkilenmesini sağlayan tek şeyle, en fazla dikkat çekebileceği şekilde içini dökmüş oldu.
Şarkının yerinde olduğuna düşünüyorum, ezikçe falan ama Fiona konusunda uyanmamı sağladı benim biraz dizi; onun da fucked up bir Gallagher olduğunu ve de ailenin her üyesi gibi pisliklerinin dolu dolu olduğunu hatırlattı; her ne kadar çok anlayışla karşılayabilsem de bu kadar büyük zorluklar içinde. 2. olarakta son sahne; bölümü genel olarak alınca bana direk Ian itfaiyeci olacak gibi geldi, hayattaki yerini sorgulamalar, Lip’in 200 şınav çekerdi demeleri vs. bakalım.
Ha bu arada dizi çok iyi ya
Bölüm güzeldi, her zamanki ayardaydı bence.
Biliyorum seveni çok ama ben şu Carl meselesini fazla abarttıklarını düşünüyorum. Yani tabii ki absürdlük katılsın olaya falan da bilemiyorum ya niyeyse sarmıyor beni bu çocuğun hikayeleri, gangster tavırları falan… Sempatik gelmiyor bana. Bu arada, Fiona’nın şarkı meselesi ağır oldu tabii ama haketmedi diyemem açıkçası.
bana da Debs’in gerizekalılığından fenalık geldi…
real tortoise +1
Evet, @real tortoise +1.
Harika bir bölümdü. Birkaç yerde baya güldüm.
– Ian konusunda herkese katılıyorum bi itfaiyeci hikayesi çıkacak gibi duruyor.
– Son olarak yeni yine yeniden yeter Debbie ya. Bıktırdın artık
Güzeldi.
*’Yanis Kavurma’ olayına istemsiz kahkaha attım ya; offf offf. Bu Shameless iyice utanmaz yaptı bizi. :oops:
*Frank, Debbie’yi ilmik ilmik işliyor maşallah. Tescilli utanmaz bu ikisi işte.
*Lip ile Helen’in tuvaletteki duygusal sahnesine bayıldım.
*Bizim çakma nazinin dönüşü bakalım nasıl bir komedi katacak diziye önümüzdeki bölümlerde?
6×4
Shameless, Chicago Fire crossover bölümü olduğunu niye söylemediniz. :shock: :twisted:
Debbie’nin hikayesi nihayet istediğim bir noktaya evrildi.
* Helen-Lip sahnesi güzeldi. Bu ikiliyi seviyorum.
* Ian’ın halleri de komikti. Eşcinsellerden oluşan itfaiye devriyesi? Bak sen.
* Tanrı affetsin, Yannis kısmında benim de gülmem geldi.
*Svetlana’nın Fiona’yı eziklediği sahneyi sevdim.
*’I’m dirty too, Veronica!’ :razz:
Her zamanki gibi güzeldi.
– Frank’i ayıkken daha çok sevdim. Başlarda hiç sevmezdim. Son iki sezondur sevmeye başladım.
– Adamım Chucky’e bu sezon daha çok diyalog yazıyorlar sanırım Normalde hiç bu bölümde konuştuğu kadar konuşmuyordu
– Sean adamdır.
* Evden ayrılmaları kötü oldu, hiç değilse 1-2 bölüm daha kalsalardı keşke.
* Tony’nin gay çıkıp da “Ablandan sonra gay oldum.” demesine güldüm ya ben. Adamı görünce “Bu o muydu ya? Aa o.” oldum.
* Her ne kadar Carl’ın parasıyla da olsa evi geri almaları iyi oldu. Öteli türlü eksik oluyordu.
* Hadi Helen’ın durumu tamam, ilişkilerinin biteceği de geçen bölümdne belli olmuştu; e peki Lip’e ne oldu o kurulda? Uzaklaştırma falan alabilir diyordum ben, hatta belki kovulma/burs kesilmesi.
* Ian ve itfaiyeci sahneleri güzeldi.
* Deb konusunda yine sarpa sarmaya başladılar ama neyse, gitsin bakalım.
* Ben bu Quennie olayını unutmuşum, sezon başlamadna önce haberi gelmişti güya. Tam Frank’e göre oldu bu hikaye.
*Nick’in sonu tam da tahmin ettiğim gibi oldu. Nick vakasından sonra Carl’ın bir aydınlanma yaşamasını bekliyordum ki son sahne ile böyle bir şey olmayacağını anlamış olduk.
*Gus’ın Fiona’ya karşı sergilediği tavır hoşuma gidiyor benim. O Fiona’yı ağlattıkça ben gülüyorum valla. :twisted:
*Debbie hiç baymadı bu arada bu bölüm beni. Şaşırtıcı bir durum.
Fiona’yı severim ama
Carl’ın
Ben hak verme seviyesini iki bölüm önce geçtim gibi. Deal with it and move on seviyesindeyim.
Nick konusunu tahmin etmiştim sanırım. Yalnız sezon ortası belki biraz erken olmuş olabilir, ondna emin değilim.
S06E08
*Queenie, Queenie, Queenie … :lol:
*Jeremy Allen White = TV’nin en şanslı çirkini :evil:
*Frank Gallagher:
Bu bölüme resmen bayıldım, dolu dolu olmuş. Herkes için bir sürü şey oldu ya.
* İzlemeyi düşünenler anlamına bakmasın da Shameless sağolsun, kelime dağarcığıma “maiesiophilia” da girmiş oldu. Bari karakter Brett Davern‘in üstüne kalmasaydı
* Bölüme okulda bir şeyler atıştırırken başlayıp bir kısmını izledim, sonra iki ders aramda da devam ederek bitirdim de; bir kez daha sağolsun telefonu 2-3 kere kendime doğru çekmek zorunda kaldım :razz: Eğlenceli anlardı.
* ‘Skeletons’ muhabbetinde Vince HIV+ olduğunu itiraf edince bir “Oh!” tepkisi de benden çıktı. Bulaşmayan türden bir şey olması iyiymiş en azından.
* Bir tek silah konusunda ihalenin Fiona’ya kalması sanırım kötü oldu, o kadarı da olacak artık. Carl’ın duygusallaşmasının üstüne çeteyle olan muhabbet de güzel gitti ayrıca. Frank’e diyecek bir şeyim yok, uyuşturucu bağımlısına uyuşturucu emanet eden kafa olursa bu da olur tabii.
* Hah şöyle, bir süre ve hatta mümkünse bir daha görüşmeyelim! Bknz: Bölüm sonu.
*
* Frank’in kısımları olmasaydı da olurdu yani, bir tek ne dolap döndüğüyle ilgili kısım ilgi çekiciydi.
@aytackara Daha bölümü izlemedim ama; senin önceki yorumlarından yola çıkarak tahmin ediyorum kime bye-bye dediğini. Neyse; o günün geleceği belliydi zaten. Son bir şov daha yapıp gitmiş olsa bari.
Güzeldi bölüm.
– Frank’in sahneleri gereksizdi bu bölümde.
Bölümün en iyi özeti ise adam gibi adam Sean olacaktır
mandyyi özlemişim görmek iyi geldi. lip saçma sapan bir yola girdi derhal kendine çekidüzen vermezse bok yoluna gidecek.
*Son sahne için yorumum: Körler, sağırlar, birbirini ağırlar.
*Lip, Brina’ya teşekkür etmek yerine hakaret ettiği için okkalı bir küfrü hak etti bu bölüm.
*Avukata da bak sen! Devious Maids’in güzelim Gail’i değil miydi o? Devious Maids’i de çok özledim bu arada be!
*Son olarak: Carlito’ya!
Güzel bölümdü her zamanki gibi.
– Her ne kadar asıl amacı kendi egosunu tatmin etmek olsa da birazda Fiona’yı savunuyordu. Adam gibi adam Sean. Ama baya huylandım metrodaki heriften. Öldürmeyi planlamıyolardır umarım.
– Lip sonunda yoldan çıktı. Bakalım ne olacak sonu?
– V + Svetlana
– En sondaki Kevin’ın sahnesinde çok güldüm
6×11
WTF OHA
Sezonun en iyi bölümüydü bence.
11. bölüm olduğunu bilmesem bile gelecek bölüm sezon finalini olacağını tahmin ederdim yani. Öyle bir şey yapmışlar.
* Lip iyice raydan çıktı yahu. Hani Helen ve yurt ile yeterince batırdıydı zaten, daha batırmasa da olurdu yahu.
* Debbie bebeği düşürdüğünde vallahi tırstım o an. İyi bari bir şey olmadı. Bebekler off the limit!!
* Ne kaldı? Hah, Frank birkaç bölümdür sıkıcıydı da bu bölüm o da açıldı. Gelecek bölüme acaba sahiden Sean’ı öldürürler mi? Yani adamın başka bir diziye girdiğinin haberi gelmişti ama bu iş öldürmeyip terk etmeyle de olurdu yani. Adam iki diziyi de idare edebilir gerçi, olmayacak iş değil. Benim aklımdan da son dakika bir overdose geçiyordu açıkçası.
* Svetlena+V sahneleri eğlenceliydi. Onlar sayesinde otobüste telefonu kendime doğru eğmek zorunda kaldım tabii ama bir yandan da gülmem geldi ya. Bölüm sonundaki günleri bölüşmeye de güldüm ayrıca.
Şimdi V ve Svetlana olayı harika oldu, yeni sezonda da acayip malzeme çıkar oradan. Son sahnede Kevin’a ben de koptum…
Lip’e üzüldüm hem de çok, bu sezon onun hayatı tepetaklak oldu. Helenden sonra ben işinden de olsun istemem.
Frank’e gelince yaptı yine yapacağını kör olasıca. Fiona’nın o kilisede dans ettiği sahne vardı ya, onunla birlikte o kadar mutluydum ki ben de! Bu mutluluğu bozulursa, hakikaten üzüleceğim gelecek bölüm Fionacığıma…
Ha son olarak, bu sezon da ben 4 gözle Sheile’yı bekledim ama gelmedi. Belki sezon finalinde olur ha!
bu bölüm ne kadar güldüm anlatamam. allahtan sesimi duyan yok. bayaa kahkaha attim
gallagher ailesi ise herzamanki gibi bu sezon ilk defa senaristlerin dizi finale yakın olduğu için aileyi toparlamaya başladıklarını düşünmüştüm. ian itfaiyeci, lip öğretim görevlisi olacaktı. carl polis olacaktı. debiie okuluna sarıldıydı dört elle. derkennnnnlip sıçtı batırdı. ian’ın işi bozuldu. fiona hele yavrım nasıl da mutlu dans ediyodu kilisede. çaktırmadı ama çocuk işte yine bi umutlandıydı frank için. allahın belası frank işler mahvedecek yine. fiona artık dibi görür herhalde öyle bir şey olursa. içimiz şişmese bari finalde.