SHAMELESS (Showtime) | Tanıtım
603 yorum behman 26 Ocak 2011 13:19
Shameless US
Daha önce mini tanıtımını yaptığım Showtime‘ın ingilizlerden birebir araklayıp uyarladığı yeni gözde dizisi “Shameless“ı ve dizideki karakterleri daha yakından tanımak isteyenler ve türünü sevenlerin de kaçırmaması için daha genişçe tanıtım yazısına gerek duydum.
Dizinin ingiliz versiyonu (Shameless UK) şu an sekizinci sezonunu sürdürürken Amerika, Abd versiyonuyla Showtime ekranlarında daha yeni tanıştı (9 ocak 2011).
Shameless karakterler:(Altı çocuk ve bir de çocuktan beter bir babalı aile fertleri)
Frank Gallagher
Öncelikle aile reisimiz Frank Gallagher (William H. Macy) : Ailesini çok seven, fakat bunu bir türlü göstermeyi beceremeyen çılgın alkolik ve oldukça bencil bir babadır. Çocuklar da babalarını seviyorlardır ama ortada olan ve bir türlü görünmeyen sevgi yumağı yüzünden hem çocukların birbirileri ile hem de onların babaları ile ilginç bir ilişkileri mevcut.
Fiona Gallagher
Anne öldükten sonra evdeki anne konumuna otomatikman yerleşen veya yerleştirilen çocukların en büyüğü Fiona (Emmy Rossum) : Evdeki tüm işlerle ilgilenen, aileyi bir arada tutmaya çabalayan, dişi kuş misali yuvayı (bu kez kurmaktan ziyade) yıkılmasını önleyen bir karakter. Hem evi, hem işi birarada hallederek herşeyin üstesinden gelmeye çalışıyor.
Lip Gallagher
Ve ailenin büyük oğlu Lip Gallagher (Jeremy Allen White) : Kötü çocuk denince akla gelen, çok akıllı, aynı zamanda kaba kuvvet kullanma taraftarı. Gerekirse ailesi için herşeyi yapacak potansiyelde bir karakter.
Ian Gallagher
Ve Ian Gallagher (Cameron Monaghan) : Lip’ten daha küçük kardeş. Ailedeki diğer fertlerden ziyade birbirlerine çok güveniyorlardır. Çok yakındırlar ve birbirlerini hep kollarlar. (dikkat ispiyon) Ian’in eşcinsel olduğunu öğrendiğinde Lip önce kızar, fakat sonra eskisinden daha da yakın olurlar. (ispiyon bitti)
Debbie Gallagher
Ailenin küçük kızı ve meleği Debbie (Emma Kenney) : Melek dediysek de görünen o ki yavaştan şeytanlıklar yapmaya başladı bile. Gerçi neticede Şeytan da bir melektir ya… Unicef için para biriktiren özelliği dikkate değer bir karakter. Fiona’dan sonra babaya sahip çıkan tek fert de denebilir.
Carl Gallagher
Ve afacan Carl Gallagher (Ethan Cutkosky) : Evde terör estiren, korkunç Ivan gibi sağda solda hoplayıp zıplayan, sürekli kendi çapında yaramazlıklar yapan bir karakter.
Liam Gallagher
Ve küçük Liam (Brennan Kane Johnson) : Hakkında pek fazla bir şey söylenemeyecek tek karakter ve evin en küçüğü. Ailedeki diğer kimseye benzemeyen bir dış görünüşü var, o kadar.
Kev ve Veronica
Ve dizide en sevdiğim iki karakter Kev (Steve Howey) ve Veronica (Shanola Hampton) : Gallagher’lerin komşusu fakat hep Gallagher’lerin evinde oldukları için artık aile fertlerine dönüşmüş durumdalar. Her ikisi de sürekli seks yapmayı seviyorlar ve çok çılgın, deli ama bir o kadar da samimi iki karakterdirler. Hem birbirlerini hem de Gallagher’leri çok seviyorlar.
Steve
Ve Bay Doğru Steve (Justin Chatwin) : Bunca karmaşanın içinde Fiona’nın Bay Doğru’yla (yoksa yanlış mı demeliydim) tanışması sonucu Gallagher’lerin hayatına, evine giren ve bir daha da çıkmaya niyeti olmayan bir karakter. Fiona’ya aşıktır ve aile için de herşeyi yapmayı göze alıyordur.
Çok şeye sahip olamasalar da Gallagherler birbirlerine sahipler.
Eğer bu tür dizileri seviyorsanız mutlaka şans verin diyorum. Orjinalini de (ingiliz versiyonu) izlemiş biri olarak Showtime’ın güzel uyarladığını düşündüğüm için bu tanıtıma yer verdim. Kaçırmayın derim!
Showtime dizileri izlenir!
yorumlar
Anladım, ben pek takvim kısmına bakmadığım için benim gözümden kaçmış o zaman. Haberin linkini de eklemeyi becerememiştim zaten, paslanmışız. Uygun görülürse yorumlarım silinebilir.
Burada da dursun, oradan görmeyenler buradan görmüş olur.
Season 11 Promo “Last Call” Trailer
POSTER
Season 11 Official Trailer
Bölüm yine bir gün öncesinden geldi. Özlediğimi iddia edemem ama alışkanlık işte, başlayınca bitiyor bir şekilde. Geldik zaten son sezona, bu da geçer elbet.
Lip ve Ian kısımları tamam. Debby ve Carl tarafı da fena gitmedi. Frank ve V/Kevin kısımları pek benlik değildi. Ama In the Air Tonight’lı sahnenin beklemediğim yerden geldiğini söylemem lazım, aklımdan bile geçmezdi Liam’ı zaten kullanmadılar sayılır.
* Sondaki aile sahnesine tamam da çocuklar dahil 15 kişi bir araya toplanmasanız mı acaba? Hepiniz gün içinde saçma sapan bir ton şeyle uğraşıyorsunuz.
* Debbie’yle empati yapasım yok bu arada. Ailecek kafayı kullanmamak ata sporunuz çünkü, bir zahmet önceden düşünüverseydin.
Frank’in sondaki konuşması kamu spotu sayılır açıklamasına sevgiler.
S11E01
*Bunca zamandır Chicago’da olduğumuzu bilmiyordum galiba. Biliyorduysam da unutmuşum çoktan.
*Korona’nın yok sayılmadığı bir dizi izliyorum ilk kez. Alışmışım dizilerde her şeyin güllük gülistanlık olmaya devam etmesine.
Kötü bir bölümdü bu arada. Carl ve Frank kısımları hiç mi hiç sarmadı. Lip, Debby, Ian ve K/V kısımları ise vasatın altındaydı. Özlememişim diziyi. Bir an önce bitsin de gitsin modundayım.
+Chelsea Alden
11×01 üzerine:
Normalde peş peşe topluca izliyordum ama final sezonu ve spoiler yemeyim diye güncel gitmeye karar verdim. Fena dönmemiş. Son sezonu zaten, güzel vedalaşırız umarım.
Koranavirüs hayatımıza gireli bunu yok saymayarak içerisinde barındıran dizilere ayrı bir sempatim oluyor. Bu ve This is Us da sayılır. Başka izlediğim dizilerde pek göremedim. Yerli dizilere bakarsak hak getire zaten, korona hiç olmamışçasına dizi çekiyorlar. Zaten gerçekçi değiller bari buradan biraz gerçekçilik yaratsanız?
* Joshua Malina konuk çıktı içinden.
*
* Ian fazla sıkı, Mickey fazla rahat. Ortanız yok mu sizin?
* Kevin-V-Frank, lütfen polislik olun. Hatta Carl tutuklasın sizi. XOXO.
* Kevin, sen niye bu kadar geri zekalısın anacım?
* Debby de bir diğer geri zekalı. Bahtsız bedevi olmak falan da değil bu.
*
* Bu doğru.
Ian ve Mickey’in kavgaları güldürüyor beni. Bir de kapanış sonrası sahnenin onlarla ilgili olacağını bitmeden tahmin etsem de yine de hazırlıksız yakalandım böylesine
Dün izlerken dikkat etmemiştim, az önce bir sahneye yeniden bakmak için açtığımda fark ettim.
Kapanış kısmında çaldıkları şarkı Jonas Brothers’tan What a Man Gotta Do’ymuş.
Son 2 bölüme oranla daha izlenebilir bir bölümdü sanki. Bunun tek sebebi de Frank ve ufaklığın sahneleri oldu elbette. Debby sahneleri de fena değildi. Diğerleri ise umrumda olmamaya devam ediyorlar.
Hafızam beni yanıltmıyorsa
gerekmiyor mu bu arada? Neredeyse aynı yaşta gibi görünüyorlar şu an.
İki hafta önce “Shameless Hall of Shame” adında bir yan dizi duyurmuşlardı. Eski ve yeni görüntüler eşliğinde karakterlerin 11 sezonluk macerasını ele aldıkları 6 bölümlük bir dizi.
Ben ayrı yayınlayacaklar zannediyordum (nedense), final sezonunun içine yediriyorlarmış.
1) Ian & Mickey
2) Kev & V
11×04
3) Lip + yanında Tami
4) Debby, Carl, Liam
11×05
diye gidiyor. Kısa da değiller, Ian-Mickey bölümü 49 dakika.
Shameless Hall of Shame 1. bölüm (Ian & Mickey):
İzlenmese de olur düşüncem vardı, birinci bölümü izledikten sonra da pek değişmedi. Tamamıyla recap özelliği göstermemesi, en azından yeni ara sahnelerle desteklemeleri güzel oldu.
Ian ve Mickey tarafı benim için Shameless’ı daha izlenir hale getiren kısımlardan. Bayağı da hatırlıyormuşum olup bitenleri aslında. Eğlendim izlerken. Kapanışa doğru kamera arkasına geçmeleri bonus oldu. Cameron’ın “Only on Showtime,” dediği kısımda güldüm de hatta.
Pazar sabahlarına Shameless’la başlamayı seviyorum. Ayrı yayınlasalar muhtemelen bunu da izlemezdim ama madem sezonun arasına yedirdiler, fırsatım olursa izlemeye devam edeceğim.
Sevgiler.
@aytackara Bence bu yazdıklarından mini bildiri olurmuş.
Shameless Hall of Shame 2. bölüm (Kevin & Veronica):
İzlemesem mi diye düşündüm ama izledim yine de. Bunda da çocukların Zoom üzerinden eğitime devam etmesi gibi ekstra noktalar üzerinden yürümüşler.
Veronica’nın annesiyle ilgili kısmı eskisi gibi hatırlamıyordum, sayelerinde bir tur daha hatırladım. Ayrıca Svetlana’nın diziye olan katkısından memnun olduğumu da yine fark ettim. Öyle ya da böyle aşağı yukarı her karaktere bir katkısı oldu.
Tahminen Hall of Shame’de 3-4 gibi biraz daha belli olacak muhtemelen ama Gallagher kardeşlerin büyümesinin dizinin tadını farklı bir noktaya taşıdığı bu bölümde de biraz hissedildi sanki. İyi ya da kötü tarafı tartışılır. Kev & V’nin diziye eklediği komedi kısmı için teşekkürler o zaman. Ne diyeyim. Kendi içinde fena olmamakla birlikte Ian & Mickey bölümünü biraz daha beğendim gibi.
Haftaya 11×04’la görüşürüz o zaman. XOXO.
Denk gelmediğim bir şey mi? Tabii ki hayır. Sinirim bozuldu mu? Tabii ki evet.
* Mickey’in babası da zırt pırt ortaya çıkıyor. Zaman atlamasının da etkisiyle gir-çık yapıyordur, ona inanırım da adam bitemedi.
* Lip+Tami’yi çok düz izledim. Böyle olacağı belliydi çünkü.
İki hafta boyunca Hall of Shame’le devam.
S11E04
*Bir Showtime dizisi içerisinde HBO Max dizisi (Harley Quinn) izlendiğini görüyoruz. Bizim ülkede asla olmaz.
*Bak bak bak; gelişim göstermişler de başkalarına tepeden bakar hale gelmişler.
Deadpool 2’nin sonuna bakınca “O da bir şey mi?” diyor insan.
++Sam Morgan (American Woman)
Hall of Shame (Carl, Debbie, Liam)
11×05
Hall of Shame (5)
11×06
11×07
11×08
diye gidiyor. Bir yere de HoS (6) gelecek herhalde. Bu burada dursun, lazım olur.
Shameless Hall of Shame 3. bölüm (Lip):
Bunu da Fred’e masallar edasında çekmişler ve baştan sonra anlatmışlar. Lip’i severim zaten, bayağı şey de yaşamış doğruya doğru. Bu da kendi içinde iyiydi.
Ama tabii recap lazım değilse izlenmese de olur.
11×05
[7 Şubat, belli değil]
11×06
Hall of Shame: Fiona
Hall of Shame: Frank
11×07
11×08
şeklinde şimdi de. Her hafta oynuyor bu program.
Shameless Hall of Shame 4. bölüm (Debbie, Carl, Liam):
Bu sefer üçlü diyaloglar üzerinden ilerlemeyi tercih etmişler.
* Biz bu Debbie’ye bunca zaman iyi katlanmışız, yine fark ettim. Carl daha iyisini yaptığından değil de, hiç değilse onun eski sahnelerinde yine eğlendim mesela.
Kapanış görüntüleriyle birlikte ne kadar zaman geçtiğini yine ortaya koydular. Biz de bunlarla büyüdük resmen, OMG.
* Bu da burada dursun:
Sezon 1-2: Blake & Brennan Johnson
Sezon 3-7: Brenden & Brandon Sims
Sezon 8-11: Christian Isaiah
11×05 üzerine:
Bunların dışında basit bir bölümdü, herkes kendince bir şeylerle uğraştı.
Haftaya Super Bowl olduğu için yok bu sefer de
*Son sahne tam bir kamu spotu olmuş.
*Lip salağının
Son dönemde izlediğim en malca senaryo hamlesiydi.
*Allah rızası için Ian’a bir daha bölüm açılışı konuşması yaptırmayın. Beceremiyor, eğreti duruyor çünkü.
Bitsin artık bu sezonnn! Eskiden ‘Shameless bölümü gelmiş!’ deyip mutlu olurdum; şimdi aynı cümleyi büyük bir yorgunluk ve bıkkınlıkla zikrediyorum. Bu kadar uzatıp bu moda sokmayacaklardı biz sadık izleyicileri.
* Bu bölümde ilk kez finale yol yapar oldular. Bölümlerin 55 dakika sürmesi alışkanlık hissine rağmen artık ağır gelir gibi olsa da tuhaf hissettirdi.
Frank’in erken Alzheimer durumu da tam denk geldi. Huzurevi seçeneğiyle kapatacağını pek de düşünemedim şimdilik. Sırf bu bölümde Terry için fakir edebiyatı yaptılar. Neyse bakarız. Peki, hala okul çağındaki Liam’ı ne yapacaksınız? İki aya üniversiteye gidecek değil sonuçta.
* Debbie’ye hak veresim geldi maalesef.
* Önümüzdeki iki hafta Hall of Shame’in son iki bölümü (Fiona ve Frank) var. Fiona’yı evdekileri bir araya toplayarak hallederler tahminen. Öncekilerin seviyesinde olsa da bari fazla abartmasalar.
* Hall of Shame’in şimdiye kadarki en iyi bölümüydü. Ian-Mickey bölümüyle birlikte en zevk aldığım diğer bölümdü kesinlikle. Tahmin ettiğim gibi dizinin ana karakterlerini “ortak bir paydada” kullanmışlar.
Hatta bu bölüm sayesinde ilk kez herkes bir HoS bölümünde yan yana gelmiş oldu.
*
* Aklımdayken:
* “Fiona’nın hayatına giren erkekler” kısmı sayesinde konuk oyuncu geçidi sunmuş oldular bir nevi.
Misal Jake McDorman‘ın rol aldığını hatırlıyordum ama onun kardeşini oynayan kişinin Nick Gehlfuss olduğunu unutmuşum. Vakti zamanında James Wolk ve Taylor Kinney de konuk olmuş. Hatta ben J. Wolk’u kronolojik olarak bakarsak ilk burada izlemişim. Normalde The Crazy Ones dizisiyle tanıdım zannediyordum.
Not: It’s Steve. It’s always fucking Steve.
Hafta içi bir ara Cameron’ın stroysinde denk geldim, çekimleri bitirmişler. Hall of Shame’i aralara almanın öncelikli sebebi çekimler olmuştur haliyle.
6 tane HoS bölümü + Super Bowl derken yedi hafta kazanmış oldular. Öteki türlü yetiştiremezlerdi ve ertelemek/ara vermek gerekirdi.
+Patrick Sabongui
Shameless Hall of Shame 6. bölüm (Frank):
Bu da bitti ve böylece geldik Hall of Shame bölümlerinin sonuna. Bence normal bir bölümdü. Kendi stilinde Frank’i anlattılar bu sefer de.
Frank’in dizinin hikayesine ve popülaritesine olan katkısını inkar edemem. Kendine has bir insan gerçekten. Ama bölüm boyunca neden adama sinir olduğumu da hatırlayıverdim. Totalde ana karakterleri sıralamaya kalksam sempati açısından ilk 3’e, hatta muhtemelen ilk 5’e koymam. William H. Macy’ye sevgiler.
Bundan sonrasında kesintisiz yeni bölümlere devam edecek gibiyiz. Next.
* Bunlar fazla büyümüşler. Hall of Shame de bir tur üstünden geçti gerçi de bu bölümde yine düşündüm.
Bir de Philip’e sinir oldum sonlara doğru. Beter olursa itiraz etmeyeceğim.
Bu bölümü istemeyenleri ikna olsun diye ayarlamışlar. Lip’in zorlamayla satmaya kalkmasından hoşlanmadım gerçi. Senin durumun veya gururun el vermiyor diye insanları niye zor durumda bırakıyorsun yahu? Gallagher olmak da bir yere kadar.
Gerçi ben bu gidişle evden yine de taşınacaklarını düşünüyorum ya neyse. Hiçbir şey eskisi değil diye diye beynimizi yediler artık. Liam’a kalacak yer ayarlamayı becerirsiniz herhal.
* It’s Britney, bitch.
*
Frank’e üzüldüğümü söyleyemeyeceğim. Belki ileride olur. Şu vakte iyi geldiği gerçek.
S11E07
Debbie kadar taş düşsün başınızı emi! Dizinin düşüşte olduğu son birkaç sezonda en aklı başında Gallagher oydu kesinlikle. Ve de beni yormayan yegane karakter oldu. 2. sıraya da Liam’ı koyarım hadi. Gerisinin ne yaptığı belli değil. Lip, o sarıyı bulduğundan beri saçma sapan bir karakter oldu. Yanlış anlaşılmasın; sarının bir suçu yok. Sorun tamamen Lip’te. Mallıklarıyla aşırı derecede yoruyorlar beni Kevin ile ikisi.
* Philip’in araba mevzusunu çok saçma bir hale getirdiler. Bunlar bu gidişle bütün kardeşlerin başının bir şekilde belada kaldığı bir versiyonla final yapacaklar sanki ama mutlu sona itiraz etmem.
* Terry’nin ölmesinde değilim de bu da böyle çok çat diye oldu. Hayır, komik olduğunu da düşünmüyorum.
* Frank’in sonunun nasıl biteceğini merak ediyorum aslında. Gidip kendini bir yerlerden falan mı atacak acaba?
11×09 üzerine:
Final sezonunun en vasat bölümü olarak bunu seçiyorum. Bir şeye hizmet etmedi desek olur ya da ben doydum gibi bir şey.
Kaldı 3.
+Shakira Barrera
Bayağı bayağı ben bitiyorum diye bağırmaya başladı bu.
Not: Dövmeni beğendim.
Son 2.
* Yarısından çoğu sıkıcıydı ama yani şimdi böyle de
*
Hapisten çıkan manyağın yolunun Frank’le kesişebileceğini düşünmüştüm, Debbie çıktı. Bu da birini istiyorum diye tutturdu durdu gereksizce ama böyle de bir yere varılacağından pek emin değilim.
Carl da haklıyken verdiği tepkilerle haksıza dönüşme şekliyle gözüme takıldı. Tam cevap vermeseler de bebek meselesi var bir de. Çözmezlerse baba oluyor diye farz edeceğim ^.^
Ian-Mickey tarafı gözüme daha az takıldı aslında, çünkü ikisi de kendine yakın davrandılar sayılır. Mickey yine de içindeki öküzü biraz daha dizginlese daha tatlı olacaktı. Zaten bölüm sonuna doğru çözdüler.
Gelecek bölüme bir cenaze olur herhalde. V-Kev zaten Louisville’e taşınıyor. Ev satıldı, barı da hallederler ve giderler. Üstü de toparlama, zaten pek bir şey kalmış değil. Uzatmaları oynayıp duruyoruz.
Kaldı 1. OMG.
S11E11
Tam bir Shameless bölümüydü. En son ne zaman bunu hissettiğimi hatırlamıyorum. Her karaktere izlenesi bir hikaye yazmışlar. O veda öncesi havasını da hissettirmişler. Bu berbat ötesi final sezonunun açık ara en iyi bölümüydü benim açımdan. Final bölümü öncesinde kaybolan ilgimi körüklemeyi başardılar.
Böylece veda ettik. Özellikle malum vedadan sonra eski tadının olmadığını düşünsem bile nihayetinde bildiğimiz Shameless işte. Hepsi ayrı bir manyak olsa da Gallagher ailesini iyi hatırlamaya devam edeceğim.
Sezonun ikinci yarısı toplaya toplaya gitti, kapanışına pek bir şey kalmamıştı zaten. Onları da halledip güzelce kapattılar.
* Giriş kısmındaki “Artık bir şey anlatmıyoruz, bıktık.” kısmı güzeldi ^.^
*
Frank’i izleyicinin sevdiği ve kendisinin alışık olduğu şekilde uğurladılar. Ekstra sahnede fırının patlamasına güldüm.
– Giriş
– Gelişme
– Sonuç
– Kapanış
*
+ V ve Kev, barı Carl ile Tipping’e satarak Kentucky’ye yerleşiyorlar. Evi satmışlardı zaten, işi falan da çoktan ayarladılar.
+ Lip ve Tami, ikinci bebeği bekliyorlar. Ian ve Mickey de bebek sahibi olmayı düşünüyorlar. Carl polisliğe devam. Lip’i en son teslimat yaparken görsek de araba tamirine dönme yolunda. Ian-Mickey zaten başka bir eve yerleştiler ve düzenlerini kurdular. Evleneli 1 yıl olmuş.
Not: Bu bölümdeki “Steal the election” kısmına takılmadım da ticaret yapanların bu derece açık bir şekilde siyasete dalmaları hala ilgincime gidiyor bazen.
+ Evi, 75 bin dolarese sattılar, kişi başı 15 bin dalırsla yola devam edecekler. Liam, Lip’le yaşamaya başlayacak. Frank, Lip’in kendisinin kendi yoluna çıktığı yorumunda haklıydı. Bu evin Monica’sı da manyak kız arkadaşıyla yollara koyulmaya karar veren Debbie gerçekten. Frank’in bir diğer doğru yorumu buydu. Arada olan Franny’ye olmasa bari…
Not: “15” dediklerine göre Fiona’yı katmadılar. Lip + Ian + Debbie + Carl + Liam. Bu kadın giderken evdeki payını da alıp götürmediydi herhalde. Bilerek mi katmadılar yoksa unuttular mı merak ettim. Zaten tapu güya Fiona üzerineydi. Carl uyuşturucu parasıyla satın aldığında üstüne de almamıştı sanki, reşit değildi o ara.
+ Fiona’ya dokunmadılar ama özel bölümden dolayı Florida’da yaşadığını ve bir flört şovuna katıldığını biliyoruz.
Sevgiler.
Ve bitti. İlk 6 sezonu çok çok başarılıydı dizinin. 7 ve 8’de birazcık düşse de hala epey başarılıydı. 9’da vasatlaştı. Son 2 sezonda ise kademeli olarak dibi gördü. 9 ile, olmadı 10 ile final yapmalıydı şeklindeki düşüncem baki.
Bu kız (Franny) cidden bir Gallagher olamayacak kadar naif. Final yapmadan önce
COVID kısıtlamaları yüzünden olamamış dediklerine göre.
Finali gördüm bende. Yani 9. sezondu sanırım o sezondan sonra eskisi gibi olmadı ama yine de severek izledim. Ben bu diziyi aslında peş peşe izlemeyi daha çok seviyordum ama final sezonu diye hadi aradan çıksın istedim. Severek izlediğim dizilerdendi, daha uzun sezonlar aslında izlemeyi umut ediyordum ama tadında da bittiğini düşünüyorum. Özleyeceğim. Finalden de memnunum, gayet güzel bitti. Bir tek
Ben de erdim finale.
Sezon iyi başlayıp sonra senaristlerin diziyi yazmaktan bayması ile devam etti. Son 2 bölümde final hatrına toparladı neyse ki. Finali de sevdim.
Ne kadar batırsa, kendi çizgisinin altına inse de benim için hep ortalamanın çok üstü bir dizi olarak kalacak. Özleyeceğim her birini.
Emma Kenney says Shameless set was ‘more positive’ after Emmy Rossum left the show
vay bitchez
Reunion but in a strike way
Amazon’a 5. Ve sonraki 2 sezon yüklenmiş
Cameron Monoghan ve Noel Fisher, 11-12 Mayıs’ta Almanya’daki Infinity Convention’a katılacaklarmış. Kısa bir videoyla duyurmuşlar.