Skam || Shame || Tanıtım
114 yorum desperate houseboy 18 Aralık 2016 09:16
Norveç semalarından gerçek zamanlı bir gençlik draması ile karşınızdayız: Skam.
Oslo’nun Hartvig Nissen Lisesi’nde okuyan gençlerin aşklarına, cinselliklerine, skandallarına, yaşlarının getirdiği sorunlara epey bir yakından tanık oluyoruz. Hatta o kadar yakından ki tüm olanlardan gerçek zamanlı olarak saati saatine haberimiz oluyor ve üstelik istersek dizideki karakterlerle sosyal medyadan arkadaş bile olabiliyoruz. “Nasıl”ına gelin birlikte bakalım.
“Skam” Norveç’in NRK3 kanalında Cuma günleri yayınlanıyor. Fakat dizinin resmi sitesinde hafta boyunca karakterlerin hangi saatte ne yaptığı, kimlerle konuştuğu ve birbirlerine attıkları mesajlar bile küçük klipler halinde yayınlanıyor. Örneğin, Cumartesi gecesi bir parti mi var? Hemen aynı gece eş zamanlı olarak partinin videosu sitede yayınlanıyor. Salı sabahı olan bir dersin videosu yine aynı saatlerde sitede paylaşılıyor. Hafta boyunca paylaşılan bu videolar toplanıyor ve Cuma gecesi bir bölüm halinde televizyonda yayınlanıyor. Dahası dizideki karakterlerle Facebook ve Instagram hesapları üzerinden arkadaşlık kurabiliyorsunuz.
An itibarıyla 2 sezonu bulunan, 3. sezonu bitmek üzere olan ve 4. sezon anlaşmasını da yapan dizinin bölüm süreleri epey değişken. Bir bölüm 18 dakika sürerken diğer bölüm 50 dakikaya çıkabiliyor. Birinci sezonu 11, ikinci sezonu 12 bölüm süren dizinin üçüncü sezonu 16 Aralık’ta 10. bölüm ile final yapacak.
Genel olarak bir “Skins” havası estiren ve kullandığı müziklerle de ön plana çıkan dizi, her sezon bir başka karakter üzerinden ilerliyor. İlk sezon “Eva”, ikinci sezon “Noora”, üçüncü sezon ise “Isaac” adlı karakter üzerinden gidiyor.
Norveç’in televizyon ödülleri olan “Gullruten” ödüllerinde bu yıl “En İyi Drama” ödülünü kucaklayan dizi Amerika’nın da gözünden kaçmadı ve “Shame” adıyla bir uyarlaması yapılması için düğmeye basıldı.
Dizinin ilk sezon fragmanı:
https://www.youtube.com/watch?v=9W_kw99jQ5M
yorumlar
Eline sağlık desperate houseboy.
Yazıyı onayda beklerken okudum, diziye başladım ve dün de ilk sezonu bitirdim. Aslında ortada dönen olaylar çok sıradan, çok klasik ergen meseleleri. Karakterlerin hiçbir derinliği yok. Ama yine de seyri çok keyifli. İlk sezonda 50 dk’lık bölüm hiç yoktu. 18-19-20… hep böyle. 14 dk’lık bölüm bile vardı. Bi sezon finali 35 dk idi sanırım. Bu sayede de çok rahat izledim. 2. sezona hemen girmem diyordum ama merak ediyorum. Bugün ilk bölüme bakarım en azından. Aslında Noora’lı 2. sezondan çok Isaaac’li 3. sezonu merak ediyorum.
Ben Skins özledim, My Mad Fat Diary özledim diyen birini doyurmaz bence ama kesinlikle gideri var. Bambaşka bir ülke ve dil olması da değişik bir hava katıyor.
alternatiflere açık biri olarak hele bir finali görsün de izleme ihtimalim yüksek diyerek bitirdim tanıtımı okumayı eline sağlık. eline sağlık
Epey hizli ciktin @rpdi Ben bitirmedim ilk sezonu henuz. Dizinin islenis bicimi degisik geldiginden bahsedivereyim hemen dedim. Guzel oldu senin de etraflica analiz yapman. 49 ve 50 dk.liklar 2. sezonda, 35, 36 olan falan da var.
Son zamanlarda malum ortamlarda gözüme çarpıyordu. Açıp bakamadım ama merak ediyordum ne ile ilgili olduğunu. İyi oldu bu yazı, eline sağlık
ıskandınav dıllerı kulak cok tırmalıyor bu ısı abd guzel yapar.. ceksınler de ben bır guzel seyretsem
Diziye başlasam mı karar verememiştim ama yazıyı okuyunca birkaç bölüm göz atmayı düşünüyorum. Teşekkürler desperate houseboy.
Amerika uyarlaması the bridge ve those who kill dizilerinde olduğu gibi kesinlikle berbat olacaktır, eminim. Sadece the killing dizisini beğenmiştim.
Dizinin tanımı burada @itsmypurgatory.
Malum ortamlarda var ama ne kadar kaliteli çevirisi var bilemiyorum.
++ Ben bazı malum yerlerde gördüm.
Bildirimleri kapattığım için tanıtımı kendim keşfettim.
İlk boşluğumda başlayıp bitireceğim.
Benlik duruyor umarım izleyebilirim, tanıtım için teşekkürler.
2. sezonu yeni bitirebildim. Bu sezonu çok uzatıp yordular beni. Ki ilk sezon uzatılmaya daha müsaitti oysa. Noora ve William’ın zerre ilgimi çekmeyen meseleleriyle geçti o kadar bölüm. Ama 3’ten ümitliyim, haydi Isaac gel kurtar beni bunlardan!!
3e dönersem, güzeldi. Başta klişe bir
izleyeceğiz gibi hissettim ama güzel yerlere gitti sonradan. Isak’ı oynayan çocuğun da içlerindeki en iyi oyuncu olduğunu anlamış oldum. Hepsi iyi de gerçi bu çocuk cidden döktürdü.
Mesaj vermeyi çok samimi bir şekilde gerçekleştirmesi, kör göze parmak yapmaması en sevdiğim yanlarından biri bu dizinin. Çok güzeldi kapanışı falan.
Eva 2’de figüran olup 3’te temelli ortadan kayboldu. Artık daha çok görün kuzum. Özlettin kendini. Bak Nora’yı özlemedim, 2’de bezdirdiler ondan ama Eva’nın eksikliği hissediliyor.
4’te ana karakter
olacak şeklinde dedikodular var. Ben Sana istiyorum. Sana, Sana, Sana!!!! Eskild’e de hayır demem ama o biraz zor sanki. Anca 10. sezonu falan görürse o zamana olur.
Bayıldım. Eva Nora ve Isaac’in koca koca posterlerini evimin her duvarına asmak istiyorum. Çok sevdim, çok derin buldum çoğu zaman. Açıkçası sosyal medyanın falan çocukar üzerinde ki etkisini bokunù çıkarmadan işlemelerini de çok sevdim. Eva ben de sürekli Blue Is The Warmest Colour’un Adele’in havasını hissettirdi. 2. Sezondayım, 3. Sezonu malum sebeplerden dolayı heyecanla bekliyorum, bir an önce izlemek istiyorum.
Öyle bir filmden örnek verdin ki hiç aklımda yokken diziyi izleme listeme soktun. Adele