The King of Queens – Tanıtım
10 yorum cranefamily 08 Nisan 2011 10:44
The King of Queens; uzun yıllar boyunca Cnbc-e’de denk geldiğim, 9 sezon (1998-2007) boyunca devam etmiş CBS dizisi. Benim için şaşırtıcı olan kısmı, nasıl olup da böyle vasat bir dizinin tam 9 sene boyunca yayında kalabildiğidir. Senelik reyting sıralamasında hiçbir zaman ilk 20 içinde yer alamayıp, yeri 20 ile 50 arasında değişen bir dizinin 9 sene boyunca “iptal edilmeden” nasıl devam edebilmiş olduğunu anlamak pek mümkün değil. (Ki reyting açısından, yayında olduğu süre içinde kötü bir günde değil, Pazartesi veya Çarşamba günlerinde yayınlanmıştır.) Tamam “reyting” her şey demek değildir. Reytingi düşük olup (hatta bundan ötürü iptal edilen) oldukça güzel olan diziler vardır. Ama bu dizi için hem reytingi düşük, hem de vasat dersek yanılmış olmayız herhalde. Düzenli olarak takip edilen biri dizi olmaktan daha çok, denk gelindiğinde arada bir televizyona bakılıp izlenesi bir dizi kıvamındadır.
Dizimize gelecek olursak;New York, Queens’te yaşayan Doug Heffernan (Kevin James) ve Carrie Heffernan (Leah Remini) çiftinin hayatlarını konu almakta. Evin erkeği Doug, bir sevkiyat şoförüdür ve New York içerisinde bir aşağı bir yukarı kamyonuyla teslimat işlerini yapar. Yemek yemek ve televizyon izlemek hayatında önemli bir yer tutar; çoğu zaman bu eylemleri gerçekleştirebilmek için eşi Carrie’yi bile ikinci plana iter. Evin kadını Carrie ise, sekreter olarak çalışmaktadır. Çift uzun süredir evlidir ve çocuksuz bir yaşam sürmektedir.
The King of Queens‘in bu iki ana karakterine eşlik eden öteki karakter ise Carrie’nin babası Arthur Spooner. (Jerry Stiller – Kendisi Seinfeld’de de George Costanza’nın babasını oynamıştı.) Arthur Spooner, Doug ve Carrie ile beraber aynı evde kalıyor. Arthur’un göreceli sakin bir yaşamı var. Ara sıra bu sakin yaşamından sıkılıp Doug veya Carrie’nin işlerine burnunu sokması veya gittiği emekliler lokalindeki yaşıtı olan kadınları tavlamaya çalışması kendisinin başlıca meşgalelerinden. Yan karakter olmasına rağmen, belki de dizinin en eğlenceli karakteri kendisidir.
Dizide zaman zaman görünen yan karakterlerimiz ise Deacon Palmer (Victor Williams), Doug’in iş arkadaşı ve normal hayatlarında da ailece görüşüyorlar. Spence Olchin (Patton Oswalt), Doug’ın başka bir arkadaşı. Kendisini çekilebilir kılan bir özelliği yoktur. Danny Heffernan (Gary Valentine), Doug’in kuzeni. Spence ile hem doğru dürüst geçinemezler hem de aynı daireyi paylaşırlar.Bu arada gerçek hayatta Kevin James ve Gary Valentine’in kardeş olduklarını da belirtelim.
Bunların dışında, dizi hakkında yazılacak pek fazla bir şey yok. The King of Queens‘in genellikle Doug ve Carrie arasında geçmesi, Spence ve Danny’nin sıkıcı karakterler olması gibi nedenlerden dolayı vasat bir dizi olmanın ötesine geçemiyor. Dizide doğru dürüst bir konunun olmaması, karakterlerin sıradan ve düz olması, belki diziyi çok kötü yapmıyor ama, oldukça da sıradan bir hale getiriyor.Bununla beraber, dizinin imdb puanın 8.1 olduğunu (Two and a Half Men’den daha yüksek!) ve bir çok televizyon eleştiri sitesinde “A-“ gibi yüksek notlarla derecelendirildiğini belirtelim. The King of Queens‘in ne bir Emmy, ne de bir Altın Küre kazanmışlığı var. (Sadece bir kez komedi kategorisinde en iyi aktör dalında Emmy’e aday gösterilmiş.) Burada yapılan “vasat” değerlendirmesinin (!) aksine, bir çok yerde “iyi”, “çok iyi” gibi görüşler mevcut deyip, topu 22dakika.org okuyucularına atıyoruz !
yorumlar
Diziyi izlemedim, hatta şu tanıtımı okuyana kadar böyle bir diziden haberdar bile değildim ama dizinin ayakta kalmasının sağlayan gelir-gider tablosudur bence. Maliyeti olmayan, iyi reklam alan ve sadık bir izleyici kitlesi olan dizi 20 sene bile tutunabilir Bu durum hiç adil değil tabii ki
dizinin tamamını seyretmiş biri olarak dizinin çok iyi olduğunu söyleyebilirim.9 sezon devam etmesinin en önemli sebebi doug karakterinin amerikalıların çok sevdiği ‘one man show’ olayını her sezonun en az yarısında yapmasıdır.arthur karakteri dizinin zirvesidir.
@armny: yapma ya,hiç mi duymadın,bir kaç sene önceye kadar cnbce gösteriyordu,
benim de hiç sevemediğim dizilerden biridir, CBS bildiğimiz kadarıyla rating’de yıllardır 1 numara olan bir kanal,bu kadar düşük rating ile nasıl tutmuşlar bilemiyorum
bir tek Spencer (Patton Oswalt) sempatik geliyordu bana,sevememiştim karakterleri
pardon bir de Jerry Stiller var tabi,onu unutmuşum
Zaman zaman Cnbc-e’de izlerdim. Denk geldikçe izlenebilecek bir diziydi. Jerry Stiller dışında bir artısını hatırlamıyorum. Sanırım bu kadar uzun süre yayında kalmasının nedeni, armny’nin de dediği gibi dizinin kendi maliyetini çıkarabilmesi olmalı… Dizinin büyük oranda tek mekanda geçen bir sit-com olması, az sayıda karakter, karakterlerin görece fazla ünlü olmayışı ve aldıkları düşük ücretler tahminimce ne rating alırsa alsın bu dizinin kar etmesine yetecektir.
Belki de herşey rating demek değildir. Belki de Şu meşhur türkiyede sevileni çok fazla olan “how i met your mother”dan daha fazla rating almış olması ayakta kalmasını sağlamıştır. Bence biraz diziye haksızlık ediyorsunuz. 13 milyon seyirci hiçde kötü bir rakam değil
dizinin fanatiği değildim ama cnbce de denk geldikçe izlerdim. Cnbce’nin aynı dönem yayınladığı 8 sezon süren According to Jim’den daha çok severim.
@towandaYani yaptığınız eleştiriye katılmamak mümkün değil! Ama zaten yazımın ilk paragrafında “Tamam “reyting” her şey demek değildir.” diyerek reytinge olan tepkimi göstermiştim. How I met your mother’in reytinglerinin bu seviyede olduğunu bilmiyordum gerçekten ama şöyle bir şey de var.How I met your mother ile the king of queens’i ayıran en büyük nokta; bu iki dizinin insanlarda oluşturduğu olumlu tepki. Bu konuda How I met your mother, the king of queens’den fersah fersah ötede. Ayrıca The king of queens’in adam gibi hiç bir ödülü yokken(yahu değil ödül, doğru dürüst hiç bir adaylıkları bile yok), How I met your mother’ın kucağı ödül dolu!
@cranefamily HIMYM ında kucağı ödül doluysa bile benim haberim olmamış. senelerdir Emmy ve Golden Globe da bildiğim kadarıyla sadece Neil Patrick Harris aday olabildi oda hiçbir zaman kazanamadı.
Buarada kesinlikle bu dizi HIMYM dan daha iyi dizidir demek gibi bir amacım yoktu sadece reytingler için örnek vermek istemiştim.
güzel bi komediydi dizilerle ilk haşır neşir olduğum zamanlar izliyordum jerry stiller süperdi bu dizide
Mükemmel bir dizidir, arthur karakteri gerçekten komedinin dizideki zirvesidir. Vasat tabiri bence haksızlık ve yanlış, bu yazıyı yazan arkadaşım 9 sezonunu da izlemiş mi ? veya kaç tane bölüm izlemişte böyle bir yorum yapmış merak ettim. Tüm bölümlerini izleyen biri olarak bana göre “Bir dönemin en iyi dizilerinden biridir”
Kendime hakim olamayıp söylemeliyim ki ; yazı 22dakika.org da bu güne kadar gördüğüm en “vasat” dizi tanıtımıdır ….
@cranefamily
“How I met your mother ” ile “the king of queens” arasındaki olumlu tepki karşılaştırmasını neye göre yaptın anlayamıyorum. Dizi içindeki karakter yapısı ve mizahi tarzları tamamen farklı olan iki dizi. Benzer tek yanları yok.
Ek olarak kucak dolusu ödül demişsin : ))
2009 Emmy Ödülleri Töreni’nde En İyi Erkek Oyuncu adayı Neil Patrick olmuş ama ödül alamamıştır.
Başkada bişey yok : )
Atv’de Aldırma Gönül diye bir dizi başlamış kanal gezerken karşıma çıktı bir bakayım dedim BKM’yi severim çünkü, espriler acayip yakın geldi bana, bir böyle kahkaha mahkaha attım dedim hayırdır ne oluyor kaliteli komediler yapıyorlar mı artık yoksa dedim(Son zamanlarda İşler Güçler’i de çok sevdiğim düşünülse,Tabi bi de Leyla ile Mecnun falan) sonradan ne göreyim dizi fazla tanıdık gelmeye başladı espriler karakterler falan meğerse The King of Queens’in yasal uyarlamasıymış, ha bu dizinin güzel olduğu gerçeğini değiştirmez. Zaten orjinalinin de hepsini izlememiştim ama izlediğim bölümleri sevmişimdir. Arada bir bakabilirsiniz. Komik olmuş