Hell On Wheels || Tekerli Cehennem — tanıtım
102 yorum dkamoy 01 Aralık 2011 18:31
Yıllardan 1865… Amerika, Kuzey-Güney Savaşı‘ndan yeni çıkmış. Tam bir western filmini andıran dizi bekliyoruz. Derken, o da ne? Bu galiba “vahşi batı”dan ziyade, bir “dönem” dizisi mi ne? Yoksa entrika, politika, azınlık hakları, tarih ve dahi atlı kovboylar ile tabancaları derken hepsi içiçe mi?
Meraklananları yazının devamına alalım öyleyse…
“Hişt, sana diyorum” notu : Benim gibi “Amaan western” deyip ilk anda burun kıvıranlardansanız ve fırsat kaçırmak istemiyorsanız önce bu yazıya bir göz atın derim.
İlk haberini Mayıs 2010’da aldığımız Hell On Wheels, Amerikan kablolu kanallarından Breaking Bad, Mad Men, The Walking Dead ve The Killing‘in evsahibi AMC’nin en yeni dizisi. Bir vahşi batı, yani western dizisi olarak lanse edilen dizi, aslında bir o kadar da dönem dizisi ve iyilerinden bir dönem dizisi.
Eski konfederasyon askeri (güneyli asker) şimdilerin silahşörü Cullen Bohannon (Anson Mount) etrafında gelişen olayları izliyoruz Hell On Wheels‘ta. Kahramanımız, ölen karısının intikamını almak için yollara düşmüş. Bu arada ülkede kıtayı dolaşacak olan demiryolu inşaatı sürüyor. Bu inşaatın işçileri, yöneticileri ile onların ihtiyaçlarını (kilisesinden, genelevine, kumarhanesinden, barına) karşılayan insanların topluca oluşturduğu ve ray ilerledikçe ilerleyen bir kasaba düşünün. İşte bu göçebe kasabanın adı Hell On Wheels (Tekerli Cehennem). Dizide hem bu kasabanın göçebe müdavimlerinin hayatına, hem de iç savaşın ardından yaralarını sarmaya çalışan ülkede olan bitene tanık oluyoruz.
Kovboylar, atlar, çadırlar, silahlar derken bu demiryolu inşaatı mevzusundan kelli politika ve entrika da giriyor işin içine…
Kölelikten henüz sıyrılan ancak hala esir muamelesi gören zenciler, topraklarındaki yabancılarla kanlı bıçaklı (oklu) kızılderililer derken azınlık hakları mevzuları da geri durmuyor elbette.
6 Kasım’da başlayan 10 bölümlük ilk sezonunun 4 bölümünü geride bıraktığımız Hell On Wheels‘ta, genelde vahşi batı konulu eserlerdeki o iç karartan hava yok. Sürekli kurşunlar havada uçuşmuyor ama yine de kahramanların karizmaları yerli yerinde maşallah. Ayrıca banjo müziğini sevenlere doğal olarak güzel bir ziyafet de var bölümler boyunca. İnanmazsanız giriş müziğine bir göz atın.
Kadro öyle bangır bangır bağırmıyor, ancak herkes üstüne düşeni yapıyor bence. Birçok oyuncu İrlanda, Avustralya, Kanada vb. kökenli sanatçılar olduğundan hoş bir mozaik tutturulmuş.
Cullen Bohannon (Anson Mount)
Anson Mount ve ficudu
Başrolde, bundan önce dişe dokunur bir çıkış yapmamış olan, imaj yaratıcılarına şapka çıkarttıran yeni yüzü ile Anson Mount var. Kendisi, bana “Yahu, bu adamdan basbayağı Kara Kule karakteri olurmuş” dedirtecek karizmayı ve silahşörlüğü sunuyor. Ayrıca meraklısına güzel bir vücut da sergilediği bir gerçek. Canlandırdığı Red Kit‘e yakın ahlaktaki Cullen Bohannon karakterine, hem iyi kalpli hem de acımasız olmayı güzel yedirdiğini düşünüyorum.
Elam
Zenci kadrosundan ortama dalan hip hop şarkıcısı Common da başarılı bir tipleme çiziyor bizlere. Canlandırdığı Elam isimli karakter, pek huysuz ve bir o kadar da dişli biri.
Doc
Star Trek (Uzay Yolu) sevenler için her zaman Mr. O’Brien olarak kalacak oyuncu Colm Meaney‘i ise yine o güzelim İrlanda aksanı ile ve fakat hiç alışkın olmadığımız Thomas ‘Doc’ Durant rolünde izliyoruz. Doc’u, fazlasıyla pislik, küpünü doldurma peşinde zeki bir politikacı diye özetleyebiliriz. Kendisi, diziye konu olan inşaatın olmaz olası müteahhidi.
Lily Bell
Dizi boyunca ortalıkta asil, zeki ve güzel hatun olarak salınacağı daha ilk bölümden belli olan Lily Bell‘e ise yine İrlanda kökenli aktris Dominique McElligott can veriyor.
McGinnes Biraderler Kumpanyası
* Damages izleyenlerin hemen hatırlayacağı Tom Noonan‘ı görmüş geçirmiş adam Rahip Cole;
* Avustralyalı aktör Eddie Spears‘ı evcil kızılderili Joseph Black Moon;
* Ben Esler ile Phil Burke‘ü İrlanda’dan yeni gelmiş, Amerika’da köşeyi dönme hayalindeki kumpanyacı kardeşler Sean ve Mickey McGinnes rolünde izliyoruz.
Eva (senin yüzüne n’olmuş? )
Daniel Johnson
The Swede
Fahişelerin en karizmatiği, zeki ve güzel kadın Eva‘yı Robin McLeavy; ortamın kötü ama akıllı silahşörü The Swede‘i Sanctuary‘den hatırlayacağınız o sinir bozucu sesiyle insanı geren Christopher Heyerdahl; demiryolu inşaatının çavuşu Daniel Johnson‘ı Monk‘un leziz başkomiseri Ted Levine canlandırıyor.
AMC’nin geçen yıl The Walking Dead’le yaptığını bu yıl da Hell On Wheels ile yaptığını, -bana tok olduğum bir türü bayıla bayıla izlettiğini ve tavsiye ettirdiğini- itiraf etmekten geri kalmayayım ve sizleri, bence pek de yeterli olmayan tanıtım filmi ile başbaşa bırakayım. Tavsiyesi benden, izleyip izlememesi sizden.
Meraklısına, kamera arkası görüntüler ve röportajlar içeren ve fakat ilk bölümü izlemeyenlere ispiyon eden şu 5 dakikalık videoyu da öneririm.
yorumlar
Dizinin ilk iki bölümünü izledim ve şimdilik geriden gelerekte izlesem, devam etme niyetindeyim en azından bir kaç bölüm daha… Kalitesi kendini belli ediyor özellikle “Lily bell” karakterinin akıbetini çok merak ediyorum. Dizinin tek negatif yanı, izlerken beni zorluyor ve bazı yerlerde sıkılabiliyorum açıkçası.Konu ilerleyen bölümlerde biraz daha akıcı hale gelirse bayıla bayıla izlerim.
Tanıtım her zaman ki gibi hem bilgilendirici hem imrendirici ustaca hazırlanmış dkamoy klasiği olmuş, eline sağlık…
dkamoy’a katılıyorum, bu bir western değil tam bir dönem dizisi. Dönem dizisi olduğundan herkese hitap etmeyebilir ama oyunculuktan çekimlerine kadar bu sezonun en kaliteli dizisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Bazi dizilere kiyamiyorum, $oyle layiginca tanitim yapmak isterim hep. Bu dizi de onlardan 1iydi. Parmaklarina saglik dkamoy, harika.
@havintk : Teşekkürler güzel yorumun için.
@kingdom : En kalitelisi değil ama en kalitelilerinden biri. (Ben bunun yanına American Horror Story ile Homeland’i de koydum bu sezon.)
@behman : Bu diziyi 2 kere tanıtmış olmanın köşesinden dönen biri olan senin yorumunu merak ediyordum en çok. Ohh şimdi rahatladım işte.
Süper tanıtım olmuş ellerine sağlık.
Ben daha ilk bölümden hastası oldum dizinin, vahşibatı beklerken böyle çıkması da enteresan oldu baya. AMC’nin bu tarz yapımları arada sıkardı beni izlerken ama Hell on Wheels’te hiç o durumu yaşamadım, bölüm süresinin ideal olmasından dolayı diye düşünüyorum.
@armny : Tastamam aynı duygu ve düşünceler içindeyim.
“4 bölümü yayınlanmış bir dizinin tanıtımı mı olurmuş?!” diye kıllanıyordum ki, dkamoy yine hoş ve okunaklı bir yazı çıkarmış ortaya(keşke tanıtım demeseydik yine de). Ellerine sağlık.
Bir de, ben eski kafalardanım, “Roland’ı oynasa oynasa Clint Baba oynar, gerisi yalan oynar,” diyenlerdenim. Bence Clint Eastwood’da hala iş varken ve hala o buz gibi bakışlara sahipken çeksinler Kara Kule’yi.. King de mutlu ölür, kulenin hayranları da. (şimdi biri beni duysa, Clint Eastwood’da aşka gelip Roland rolünü kapsa ne güzel olmaz mı? Aah, ah…)
@setran : İki mevzu için de laflar hazırladım
1) “Roland’ı oynasa oynasa Clint Baba oynar, gerisi yalan oynar” sözlerine istinaden: Yazıdaki cümleme dikkat ediniz “Roland” lafı geçmiyor orada. Kara Kule ana karakteri de demiyorum. “Kara Kule’deki karakterlerden biri olabilirmiş diye düşündüm” diyorum. Yoksa elbette Clint Baba buraya, tabanca havaya.
2) “4 bölümü çıkan dizinin tanıtımı mı olurmuş?“a can-ı gönülden katılıyorum. Çoğunlukla ne mal olduğu ilk sezonu (bazen 2-3 sezonu) bitmeden anlaşılmayan dizi doluyken ortalık, tanıtıma girişmek için acele etmeyen, en azından ilk sezonu devirmesini bekleyen yazarlardanım ben de. Ama baktım Behman’a dert oluyor bunun tanıtımsız kalması, üstüne bi dolu insan “western yahu” deyip geçiyor, bi de poskette hakkıyla anlatamayınca “eh” dedim, “olduğu kadar”… Sezon bitiminde değiştiririm gerekirse.
@dkamoyKovboy+Jön oyuncu+Kara Kule / (hangi rol desen) = Roland olduğundan ben direk Roland’ı kast ettin sandım, hatta şapkalı resimde bile bariz bir Roland-olma-ihtimali-imajı hakim. Ama haklısın, bir sürü ekşimiş kovboy var Kule dünyasında, birini oynayabilir. Ama Roland, Clint Eastwood’dur, dokundurtmam Hatta King bile ilk başlarda Roland’ı orta yaşlı tarif edermiş gibi yaparken sonlara doğru(aradan geçen o kadar zamandan sonra yaşlanan Clint Baba’ya istinaden) “old man” tanımını kullanmaya başlamıştır. Tabi yedi kitaplık bir seri için Clint Eastwood imza atmaz, ama okurken hayal kurmak parayla değil ya…
@setran @dkamoy Kara Kule’yi hala okumadım ama uyarlamada Javier Bardem’in oynayacağı karakter değil mi o? Hell On Wheels ile alakasız oldu ama
— konu dışı mevzuya devam –Kara Kule hk. : Valla o olsun bu olsun, şu olacak haberleri yıllardır gündemi oyalayan başrol için, ihale en son Javier Bardem’de kaldı evet; ama çekimler başlamadan ben hiçbir şeyin kesin olduğuna inanmıyorum. Javier Bardem’i severim ederim de modellenirken Clint Eastwood örnek alınan (King öyle yaptığını kendi de yazıyor zaten) bir karakter için Bardem ne kadar uygun olur varın siz düşünün. Armny ya, filmi boşver, sen kitaba başla bir an önce. Tam senlik bence.
— konu dışı –@dkamoy alışveriş yaptığım sitede (reklam olmasın diye lafı dolandırdım biraz) listede bekliyorlar zaten
–konu dışı–Javier Bardem’in Roland rolünü alması, death metal gruplarının konserden önce çokomel dağıtmaları ihtimaline denk düşüyor. Kötü oyuncu değil, haşa, sadece Roland için fazla Latin. Amerikan stüdyoları ve King böyle bir şeyi kabul eder mi tartışılır (JK Rowling bile Harry Potter serisi filme çekerken oyuncuların hepsininin İngiliz olması şartını koşmuştu, anormal bir durum değil yani).@army, bence de kitabı bir oku. Roland’ı Clint Eastwood olarak düşün, kafanda milyar dolarlık film çekersin valla. Hollywood yetişemez hızına…Neyse ki, konunun yazarı dkamoy’da burada “niye katlettiniz caanım yorum kısmını!” diye fırçalamıyor bizi
Dizi, 2. sezon siparişi de aldı.
geç kaldın @dkamoy, batının en hızlı silahşoru senden önce davrandı, vurdu seni (dizinin tarzina uygun yorum yazmak) :))
not: silahşor @aytackara
Günün en güzel haberlerinden biriydi benim için, geç bile kaldılar. Rubicon gibi yazık edecekler diye çok korkuyordum
@abidin77 : Ben aytaçkara’dan öğrenip buraya yazdım zaten. (Bu bildiriyi takip edip öbürüne bakmayanların ve ileride bu tanıtımı okuyacak olanların haberi olsun diye buraya taşıdım aynı haberi.) (Yazıda bir yere eklemeye çalıştım ama bütünlük bozuldu nereye eklesem, ben de sonunda yorumlara koyayım bari dedim. O derece )
@dkamoy: ya tahmin etmiştim zaten, takıldım sana ,bugünlerde burada kimseye bulaşmıyorum,elim kaşındı
2 günde 8 bölüm izledim gerçekten çok kaliteli bir yapım. herkese tavsiye edilir.
—konu dışı—
bence the hobbit serisi piyasaya düşüp havası geçmeden kara kule’nin adı anılmaz, yapımcılar onu bekliyor bence. tahminim 5 seneden önce piyasaya düşmez
Genelin aksine ben pek beğenmedim. Zaman kaybı kesinlikle değil ama şu hikayenin önemli dönemeçlerinde yaptıkları hem mantıksal, hem de insanın gözüne batan çekim hataları beni inanılmaz rahatsız etti. Mesela biri birinin kafasını mı uçurdu? Bir bakıyorsunuz kelle uçuran adamın alnında, üç parmakla sürülmüş gibi görünen kırmızı boya var. Hikayedeki kurgusal makaslardaki dönüşleri sanki 15 yaşındaki çocuk yazmış gibi. Ana karakterler ise derin olmasına karşın bazen inanılmaz can sıkıcı da olabiliyor (özellikle zenci amca).
Kanımca oldukça da ucuza çekilmiş bir dizi. Sadece birkaç çadır, oyuncular ve çamur var o kadar. Dizi de %90 hep aynı mekanda geçiyor zaten.
Kısacası fazla bir özelliği bulunmayan, acemi çekim hatalarından geçilmeyen ama sürükleyici ve rahat izlenebilen bir dizi.
Eğer Deadwood’u ikinci kez izlediyseniz ve bir daha izlemek için araya zaman koymuşsanız, bunun da bir tadına bakabilirsiniz. Yok eğer Deadwood’u henüz izlememişseniz, size tavsiyem altına hücum eder gibi Deadwood’a saldırmanız
2×01 yayınlanmış.
Üzülerek söylüyorum ki bu sezon sadece 6 bölümden ibaret! yeter mi? bence yetmez…
Bu sezonda 10 bölüm sürecek,umarım 3.sezon onayınıda alır.
@unfortr bu sezon 10 değil 8 bölüm arkadaş. 30eylülde sezon finali var.bence şu anki reytingleriyle 3. sezon onayını alır…
Sezon 10 bölüm, sezon finali de 7 Ekim de hatta çift bölümlü sezon finali varmış, Wikipedia öyle diyor.
@aytackara yeni güncellenmiş daha geçen hafta 8 bölüm gösteriyordu mesela imdb’de; hatta burada da sezon finali 30 eylülde yazıyordu, ondan dolayı o kadar emin konuştum. yani 10 bölüm olduğu yeni açıklanmış sanırım…
bu arada 2. sezon hakkında bir şeyler karalayayım: bu sezon dizi o 1. sezondaki yavaş halini attı; hatta bayağı heyecanlı oldu. şu an 6 bölümün 4’ünü bayıla bayıla izledim. diğer ikisi idare eder düzeydeydi. eğer sezon finali de bu düzeyde olursa çok kaliteli bir amc dizisi daha kazandık. bence listelerinize eklemek için düşünebileceğiniz bir dizi daha…
– Bu yorum ispiyon içerebilir. –
Bir önceki yorumda da söylemişim; ama Hell on Wheels 2.sezon finalini de izledim bu gece ve gerçekten bayıldım. İzlemeyenlere mutlaka izlemelerini tavsiye ediyorum, gerçekten harika bir hal aldı. İlk sezon hikayesinden burada olan bitene nasıl geldik hala anlamasam da iyi ki ilk sezonki o intikam hikayesinden vazgeçmişler. Bu dizinin benim için en önemli artısı karakterlerin gelişim süreci. Yani her karakter resmen gözümüzün önünde hayatla yoğuruluyor, değişiyor, bambaşka bir hal alıyor. İyi dediğin bir karakter, bir süre sonra kötü olabiliyor ya da tam tersi. Ben buna bayılıyorum.
İlk sezonunu öyle bayılarak izlemiyordum; hatta 2. sezonu izlememe kararı almıştım. Allah’tan amc diziyi yaz sezonu sonuna taşıdı da izleme şansım oldu. 3. sezon onayını aldığını duyarım inşallah – İlk öğrenen paylaşıp beni mutlu etsin lütfen – sezon finali reytingleri de fena değildi sanırım, 3.sezon onayını alabilir, almalı , alacaktır, muhakkak alır.
Dikkat! Bu yorum ispiyon içerir.
@alperen4700 : Üstteki yorumda ispiyon uyarısı yok diye 2. sezonu izlememiş olsam da rahat rahat okumaya giriştim. Ama açıkçası, şu “İlk sezon hikayesinden burada olan bitene nasıl geldik hala anlamasam da iyi ki ilk sezonki o intikam hikayesinden vazgeçmişler” ifadesi tadımı kaçırdı.
– Bu yorum ispiyon içerebilir… –
@dkamoy daha en başında, ilk bölümden itibaren intikam hikayesi ortada zaten; diye düşünmüştüm. Sıkıntılı tarafı: “İntikamdan vazgeçtiler.” kısmı, haklısın. Ekledim, İspiyon konusunda hassasız farkındayım. Kusura bakma, ama neyse ki çok ağır bir ispiyon değil. (Hele ki vazgeçip geçmediklerinin belli olmadığını düşününce.) Yani aslında farklı şeyler var o konuda, izle gör ispiyon yedim diye de üzülme sakın. Dikkatsizlik işte, affedersin. Sadece mutlaka seyret bu sezonu, ilk sezona nazaran harika. İzlediğine asla pişman olmayacağın bir sezon. Tam amc kalitesine yaraşır bir hal aldı.
Bir ben beğenemedim şu diziyi sanırım. İlk sezonun 5. bölümünde, dönem dizilerine ilgi duymadığım için belki, sıkılarak, ipini çekmiştim. Çok şey kaçırıyormuşum gibi duruyor ama, tekrar dönmeyi düşünmüyorum ne yazık ki
@real tortoise yukarıda belirttim: ilk sezonunu severek izlemedim; hep ite ite amc dizisidir izle diye diye, kendimi telkin ettim. Ama 2. sezonda o kadar muazzam bir hal aldı ki- şu anda bayılıyorun- gerçekten 10 bölümden 8’ini bayılarak seyrettim- ki bu 1. sezonda sadece 2 bölümdü- ve sezon finali harika idi. Yani mutlaka devam edilmeli ama 1. sezona 2. sezonda harika bir şeyler izleyeceğim mantığıyla katlanılmalı ve evet 2. sezon için bayağı bir şeyler kaçırıyorsun…
Sonradan ek: Bu muhabbeti sündürdüm farkındayım; ama son olarak The Walking Dead veya The Killing’i beğenerek izleyip de Hell on Wheels izlemeyenler çok şey kaçırıyorlar söyleyeyim. Gerekçesi: üçünün de AMC dizisi olması, aynı yavaşlıkta ilerlemesi; ama bu yavaşlığın onlara acayip gerçekçilik katmasıdır…
İlk sezonu bayılarak izlemiştim. 2. sezon ise benim için ilk sezonun çizgisinin altında kaldı. Ara ara “gelecek sezon izlemem herhalde” desem de finali başarılı bulduğum için gelecek sezon en azından 1-2 bölüm bakacağım.
3. sezon anlasmasi askiya alinmis. Kisisel nedenlerden geri cekilen showrunner’in yerine yeni 1i araniyormus. Hobaa.
@behman: Devam açısından “hobaa” diyorsan, “Ya dizi yürütücüsü dediğin nedir ki? Elini sallasan ellisi, biri gidiyor öbürü geliyor” diye düşünerek, o haberi ciddiye almamıştım ben açıkçası. Ama kalite değişikliği gibi kaygıların varsa bişi diyemicem elbette.
@dkamoy: Yok yok kalite acisindan degildi kaygim, askiya alinmis anlasma, yeni yurutucu bulunamazsa ya diye korktum ondan.
@behman: Üzüldüm açıkçası; ikinci sezonu bayılarak seyreden biri olarak. Umarım kalitede bir kayıp olmaz, ama işin büyük yükü senarist, yönetmenler ve oyuncular ile kanalda olduğundan Showrunner’ın ayrılması çok da etkilemez diye umuyorum. 3. sezon da gelir yahu, yani umarım.
Sonradan ek: Bak sinirlendim şimdi Amc’ye yahu showrunner ayrıldı diye, yeni sezon askıya alınır mı? Hem de böyle bir dizide…
3. Sezon Hakkında…
Çok istekle beklesem de zamansızlıktan 3. sezona girememiştim bir türlü; dün sonunda yayınlanan 3 bölümü de ard arda izleyip güncele yetiştim şükür.
Bu sezona gelince; sezonu çok güzel açtılar; ilk bölümde bu dizide hiç gülümsemediğim kadar çok gülümsediğim sahneler vardı. Ayrıca 2. bölümdeki konu ve yan karakter zenginliği ile öyle bir drama buladılar ki beni; bayağı etkilendiğimi söylemeliyim. Daha 2. bölümde seviyorum bu diziyi nidaları yükseldi. 3. bölüm ilk ikisinin bir tık altında kalsa da yeni eklenen birkaç karakter ve yeni nesil Bohannan ile bu sezonun 2. sezon kadar iyi olacağı izlenimine kapıldım ben.
Açıkçası dizi sezonu çok iyi açsa da orta bölümlerde düşüşe geçmişti, şimdiki yayınlanan bu 9. bölümü ile resmen şaha kalktı. Bu bölüm şiir gibi akan, sanatsal açıdan da çok güzel sahneler içeren ve senaryosu iyi yazılmış, iyi kurgulanmış ve çok da iyi çekilmiş bir bölüm olmuş. Gerçekten dört dörtlük bir bölümdü benim için. Bohannon, bu bölümde adeta bir süper kahraman gibiydi, gerçekten benim için efsanevi karakterlerden biri oluyor giderek. Kısaca kim ne derse desin seviyorum ben bu diziyi.
Bu bölümle ilgili,
@alperen4700: Ben seviyorum ve sezonluk izliyorum. O yüzden henüz bu sezona girmedim.
Diziyi izlerken çoğu zaman Deadwood’la karşılaştırıyorum. Özellikle 3.sezonda sıkıldığım bölüm sayıları artınca, nerdesin Deadwood demeye daha çok başladım. Benim için şu ana kadar yayınlanan bölümler tam bir hayal kırıklığı, bölümleri doldurmak için luzumsuz işlenen konular, hikayenin derinliğinden ziyade iyice yüzeysel kalmış senaryo, beni diziden koparttı.
Bir gün vakit bulur da bu dizinin atası Deadwood’u izleme fırsatını bulursanız bana hak vereceksiniz. Timothy Olyphant ve Ian McShane’in oyunculuklarına hayran kalacaksınız.
@unfortr: Carnivale ve Deadwood bu yaz izleyeceğim iki eski diziydi; ama yaz dizileri ve 1 sene boyunca izlemek isteyip de izleyemediğim tüm filmlerden sıra gelmedi. Deadwood’a da sıra gelecek inşallah…
Bu arada bu sezon bence de ikinci sezonun bir tık altında idi, ama ben hiç sıkıldığım bölüm hatırlamıyorum. Bence senin için diziyi gözden çıkarma vakti gelmiş. Çünkü rengi, tadı, tuzu belli oldu çoktan dizinin…
@alperen4700: Bence yaz dizilerine hiç bulaşmayıp, planladığın gibi yapsaydın. Şimdi Under the Dome için izlemeyi ertelediğin dizi; Carnivale ve Deadwood olunca
Under the dome’a zerre degmedi yahu haklısın. Ama, bir ray donovan var mesela bulastigim ve şimdilik -ilk 6 bölüm itibariyle- acayip hosnutum. Aynı şekilde orange is the new black’ten de öyle. Yani kavun değil ki koklayip iyisini ya da olmamisini denemeden anlayalım.
Sezon finali hakkında ispiyonsuz;
Ben gene sitem edermiş gibi yorumlayacağım ama finali hiç beğenmedim. Buraya kadar doldurma bölümlerle gelindi ve 2.sezon finalinin oldukça gerisinde kaldı. Hikaye resmen tıkandı, yürümüyor, bana başa dönmüşler gibi geldi. Dizi tam anlamıyla bir kısır döngü içerisine girdi. Ben olursa, 4.sezona bakmayacağım ama burdan sonra bu tıkanmış hikayeye nasıl yön vereceklerini merak ediyorum.
Neyse ben diziyle vedalaştım, sevenlerine iyi seyirler
Sezon Finali Hakkında…
İzlediğim en tuhaf, en ters köşe sezon finallerinden birini yaşadım açıkçası. Geçen haftaki bölümden, özellikle de en sonundan sonra, aksiyon dolu bir bölüm beklerken; bu kadar drama yükleneceklerini ya da işlerin bu noktaya geleceğini zerre düşünmemiştim. O iki büyük ters köşeden sonra şaşkınım ve de tuhaf duygulara sahibim şu anda.
Öncelikle şunu belirteyim, sezon finalinden ben de tatmin olmadım. Hatta ne akla hizmet böyle bir sezon finali tercih ettiler anlam veremedim, yani amaç neydi, ne yapmaya çalıştılar, çalışıyorlar? Anlayan varsa nolur bana da anlatsın. Tuhaf şeydi. Ha ama şunu kabul etmek gerek ki, hikaye bundan sonra nasıl devam edecek yahu, diye insan acayip merak ediyor. Onu başarmışlar en azından.
Hikayeyi de acayip dağıttılar, öncelikle onu bir toparlamaları lazım gelecek sezonda, hem de iyi bir şekilde. Yoksa şu gelinen nokta iç açıcı değil. Ama aslında, güzel yerlere gidebilir iyi kıvırırlarsa. Neyse ben burada bırakacaklarını düşünmüyorum, 4. sezonu olacaktır. Olursa ve yine yazın da gelirse, ben devam ederim…
Bu sezon ilk iki sezonun altındaydı, sezon finali de tuhaftı. En kısa haliyle böyle özetlenir…
Ben ve birçok kişi; Bohannon ve Ruth arasında bir aşkın alevleneceğini beklerken, Bohannon’ı Mormon kızıyla evlendirdiler. Üstelik olabilicek Bohannon ve Ruth ilişkisinide sadeve 8 ve 9. bölümbe işleyip, finalde böyle bir şey yapmaları çok tuhafıma gitti. Olursa 4.sezonda bir aşk üçgeni oluşturacakları kesinleşti. Olayı TVD deki Elena-Stefan-Damon ilişkisine döndürmezlerse iyi
Elam’a gelince; karakter bu sezonda zerre ilerlemedi.Onun olduğu sahnelerde sıkıldım, uykum geldi. O bebek saçmalığı neydi öyle ya, olayı resmen bizim eski melonkolik filmlerimize döndürdüler. Hele Elam’ın final sahnelerinde, kızılderilerle girdiği çatışma, araya kaynak yapılmış eklenmiş bir sahne gibi geldi bana. Ayı ile girdiği mücadele sahnesinde ise resmen koptum, tebessüm etmekten başka bir şey yapamadım. Sırf hadi final yapıyoruz, Elam’ında başına bir şeyler gelsin moduyla yaklaşmışlar olaya…
Eva’nın 3.sezondaki kendisine hikaye içerisinde biçilen rolü bizim Hülya Koçyiğit veya Filiz Akın oynasa bence daha iyi olurdu. Karakteri anlamsız bir açmazın içine sürüklediler. Karakteri, bu kadar dramatize ve melonkolik hale sokmanın anlamı neydi hiç anlamadım.
Durant’e gelince; bence bu karakter 3.sezonda hiç geri gelmemeliydi. Madem getirdiğiniz, finalde yaptığınız hamle ile resmen hikayeyi geri sardınız, 1.sezonda ki duruma döndü. Herşeye rağmen oyuncu mükemmel oynuyor, hakkını yemiyim.
Bir dizi hikayesinin gelişim süresince koca 3 sezon boyunca bana bir şey verememişse, finalde ise hadi biz zaten sezon boyunca pek bir şey veremedik izleyiciye, araya bir kaç saçma sapan merak unsuru koyalım da hikayeyi bağlayalım moduna girerlerse, bu örnekde oldu gibi bende bu diziyle vedalaşırım. Dizinin severleri kusura bakmasın, sitemim boşa harcamış olduğunu düşündüğüm vaktime üzülmemdir. Western ve dönem dizilerini çok seven bir bünyem olmasına rağmen…
3. sezon şimdiye dek en dağılmadan ve sıkılmadan izlediğim HOW sezonu oldu. Bu sezonun öncekilere oranla çok daha olumlu olmasının bunda etkisi olduğunu kabul ediyorum.
İlk 2 bölümü çok beğendim. Babalar ve oğulları temasının işlenişi çok hoşuma gitti.
Sezon finali bana da ters köşe yaptı. 9. bölüm sonunda “eee bu ezra denen velet ne aralık gelecek bu mormon’ların oraya da isveçlyi teşhis edip kurtaracak adamımızı?” diyordum ve anca 10. bölüm ortalarında o sevdamdan vazgeçebildim.
Son 10 dakikada sürekli “eh koca sezon mutlu gitti, elbette bir şekilde işleri sarpa sardırmaları ve beni şişirmeleri gerekiyordu” deyip durdum. Ama ben yine de o sezon finalinden memnunum. Beklenmedik sonları seviyorum. + Ben bu sonla “aslında biz iki sezonluk planladık hikayeyi ve siz ilk yarısını izlediniz bu sezon” dediklerini düşündüm. O yüzden İsveç’linin tüm sezon boyunca devam eden olayı filan hiç batmadı bana. Bir sonraki sezona hazırlık şeklinde bağladılar olayları işte. Bana uyar/uydu. Pek sevdiğim Elam’cığım ölse de memnunum bu finalden. Nasıl olsa seneye 13 bölüm daha var.
Bir de sizi bilmiyorum ama ben hala Anson Mount bu role ne kadar iyi gidiyor yahu deyip duruyorum.
4. sezon fragmanı
Şuradaki mevzunun devamı
Ahanda burası işte.
E oley o zaman! Sevindim.