Televizyon ekranlarının mini dizi ve filmleri
25 yorum tyndale 17 Nisan 2011 09:05
Birçoğumuzun uzun yıllar devam ettiği sezonluk dizilerin yanında kimi yapımlar da kısa fakat etkili olurlar. Birçoğu, tarihe mâlolmuş kişi ve olayları konu edinse de kimileri de özgün senaryolarıyla ve yüksek bütçeleriyle dikkat çeker. Bu yazıda kimi televizyon film ve mini dizilerini hatırlatmaya çalışacağız.
1.Band of Brothers
Band Of Brothers
2001 yılında Tom Hanks ve Steven Spielberg yapımcılığında çekilen dizi, 10 bölümden oluşuyor. 2. Dünya Savaşı’nı ordular ya da taraflar aracılığıyla değil, savaşın içinden askerlerin gözünden anlatıyor. 125 milyon dolar gibi bir bütçeyle çekilmiş dizi, en büyük bütçeli televizyon yapımı olarak da şanını yürütüyor. Ülkemizde “Kardeşler Takımı” adıyla yayınlanmış dizi, bir çok büyük yapım gibi HBO’ya ait.
Lost Room
Çoğu uzun soluklu dizinin yıllarca anlatamayacağı kurguyu, 3 bölümde (sonradan bölümler 2’şer parça yayınlanıp 6 bölüm yapıldı) anlatıp zamanının ötesine geçen The Lost Room, 2006 yılında Sci-Fi kanalında yayınlandı. Başrollerinde Peter Krause (Six Feet Under), Julianna Margulies (ER, The Good Wife) ve Peter Jacobson(House) bulunuyor. İçindeki her eşyanın sahibine çeşitli güçler verdiği bir motel odasının anahtarı bir polise geçer. Anahtarı kapıya taktığında istediği her yere gidebilmektedir. Böyle başlıyor dizi, ama 3 bölüm sonunda devam etse ne güzel olurdu hissiyatıyla baş başa bırakıyor insanı.
3. Merlin
Merlin
Bilinen efsaneye en yakın uyarlamalardan biri olan Merlin, 1998 yılında NBC için 30 milyon dolar bütçeyle çekilmiş. Kral Arthur’dan ziyade Merlin’i anlatıyor. Merlin’i Sam Neill canlandırırken, düşmanı Morgana’yı ise Helena Bonham Carter canlandırmakta.
Pride and Prejudice
Jane Austen’in Aşk ve Gurur adlı romanının 6 bölümlük uyarlaması. 1995 yılında PBS ve BBC ortaklığında yapılan bu dizi, kimi eleştirmenlerce -diğer filmler ve diziler de dahil- en iyi uyarlama olarak kabul edilir.
Temple Grandin
Ünlü bir bilim kadını olan otistik Temple Grandin’in hikayesini anlatan 2010 yapımı televizyon filmi, yine bir HBO yapımı. Aynı yıl bir çok dalda Emmy ödülü ve en iyi kadın oyuncu dalında Altın Küre aldı. Temple’ı Claire Danes canlandırdı.
6. The Pacific
The Pacific
Yine HBO, yine Tom Hanks ve Steven Spielberg ortaklığı, yine yüksek bütçe (120 milyon dolar), yine 2. Dünya Savaşı. Bu sefer farklı cehpede. Yine muhteşem bir mini dizi…
7. Elvis
Elvis
Adından da anlaşılabileceği gibi Elvis Presley’i anlatan tv filmi Elvis’in müziğe başlamasını anlatıyor. 2005 yılında yayınlanan film, Elvis’i oynayan Jonathan Rhys Meyers‘e (The Tudors) de Altın Küre kazandırdı.
House of Saddam
Saddam Hüseyin ve ailesinin yaşamını gerçekleri çarpıtmadan anlatan 2008 yapımı 4 bölümlük mini-dizi.HBO ve BBC ortaklığında çekilen dizide Saddam’ı Yigal Naor, karısını Shohreh Aghdashloo (24, Flashforward) canlandırıyor.
9. The Prisoner
The Prisoner
1960’larda çekilen bir diziyi AMC’nin 2009 yılında tekrar uyarlamasıyla ortaya çıkan 6 bölümlük dizi. Bir devlet ajanı kaçırılır ve herkesin numaralarla çağırıldığı “the village” denen bir yerde uyanır.
10. Persons Unknown
Persons Unknown
2010 yılında NBC için 13 bölümlük çekilen Persons Unknown, konusu itibariyle The Prisoner’i andırır. Bir grup insan kaçırılır ve uyandıklarında kendilerini dışına çıkamadıkları bir kasabada bulurlar. Tam teşekküllü mağazaları, restoranları ve oteli bulunan bu kasabanın çıkışı yoktur. Temposu biraz yavaş, kimi oyuncuları kasıntı olsa da izlemeye değer.
yorumlar
The Lost Room çok iyiydi onun haricinde The Pacific yanlı bir şekilde davrandığı için diziyi bıraktım ama Band of Brothers daki etkinin aynısını yaşatmayı da başarmıştı.
lost room iyiydi ama aynı lost gibi finali çok da etkili değildi…
@geredelixLost Room detaylara girmeden bitirdi. Dizinin başında olan bir olay vardı çözüme kavuşunca bitirdiler “gerisi sizin hayal gücünüze kalmış” dediler seyirciye. Bence bu yüzden bu kadar ilgi çekiyor hâlâ.
İyi de “Persons Unknown” mini dizi değildi ki. Son bölümünde basbayağı ikinci sezona işaret edecek biçimde bitirdiler.
@dfisekdizi başlarken 13 bölümlük olarak lanse edilmişti. Sonradan devam edebilir gibi söylentiler çıktı ama henüz bildiğim/okuduğum bir şey yok. Sonunu da belki devam edilir ümidiyle belki merak uyandırması açısından öyle bitirmiş olabilirler. Kimi filmlerde de vardır ya son anda başka bir şey çıkar o sırada film biter.
@dfisek : Persons Unknown’u ikinci sezonu sipariş etmeyince “zaten mini diziydi”ye çevirdiler. Wikisini vs. sürekli takip ediyordum 2. sezon için, pek gülmüştüm “mini series” diye çark ettiklerinde.
persons unknown 13 bölüm planlanıp 10 bölüme düşürülmemiş miydi, sonraki 3 bölüm yanlış hatırlamıyorsam internetten yayınlanmıştı,garip garip işler, tutturamayınca mini yaptık canım işte :), zaten işin içinde nbc olunca niye şaşırıyorsam artık
Geçen yıl oynayan The pillars of the earth‘de benim en çok etkilendiğim mini dizilerden biriydi.
13 bölümün bir bölümünü iptal etmişlerdi persons unknowun ötekini de sanırım internete vermişlerdi, acayip olmuştu. Pat diye gitmişti dizi, o sonran sonra. Zaten burada görünce ben de duraksadım bir anda bu dizi mini miydi diye. Bu arada bu yazı sayesinde Helena Bonham Carter’lı bir Merlin olduğunu da öğrendim, güzel oldu bu
bu merlini de az sömürmemişler, ben bir kaç sene evvel aynı efsanenin filmini de seyretmiştim, excalibur,sanırım 81 yapımıydı, sömürülmeyecek konusu da yok değil, hatta King Arthur vardı 2004 yapımı
bu arada merline sürekli mörlin deyip duruyorum bu günlerde, dilime John Hurt yüzünden mörlin yapıştı kaldı
İzlediklerim arasında Merlin’e en yakışan kişi Sam Neill olsa gerek. Helena Bonham Carter’e karşı da özel bir ilgim vardır o yüzden atlamadan geçemedim bu Merlin’i.
İçlerinden “The Lost Room”, “The Pacific”, “Temple Grandin” ve “Persons Unknown” u izledim. “The Lost Room” müthiş başladı, müthiş ilerledi ama geride birçok soru bırakarak anlamsız bir şekilde bitip beni sinir etti. “The Pacific” de iyi başladı, yer yer durağanlaştı ama savaş ağırlıklı bölümlerle beğenimi kazandı. Savaş sahneleri filan çok başarılıydı. Sonu da hoştu. “Persons Unknown” hakkında daha önce de yazdığım gibi gizemli bir diziydi ve sonlara doğru daha da güzelleşmişti ve çok kötü bir yerde sonlandı. Devam etse ilginç bölümler izleyebilirdik. Son olarak “Temple Grandin” diyorum, başka bir şey demiyorum. Son zamanlarda izlediğim en şahane film, bana kalırsa mütevazi bir başyapıt. Sıcak, samimi, hüzünlü, güldüren, düşündüren ve otizmi gerçekten etkili işleyen enfes bir gerçek hikaye. Claire Danes’in muazzam oyunculuğu, ders olarak okutulmalı. Bu filmin vizyon filmi olarak girmesini, Oscar’a aday olmasını ve tüm ödülleri toplamasını isterdim. Ne yapın edin izleyin, kesinlikle es geçmeyin bu filmi
John Adams hepsinden başarılıydı bence..
Lost Room tadı damağımda kalsa da uzatalım diye konuyu dağıtma olayına girmediği için ben memnunum erken bitmesine… Ayrıca Prisoner da pek beğeneni yoktur ama bence hem remake hem de aslında remake değil başka bir olay gibi olması yönünden pek şaheser bir dizi. Nedenini bilemiyorum ama ben pek bir severim kendisini
lost room’un devam etmesini çok istedim, çok bekledim. o şekilde final yapmalarının tek sebebinin devam edecek olmalarıdır diye düşündüm. ama devam etmedi malesef.
Bana kalırsa devam etmemesi en yerinde karar olurdu. Buraya kadar okuyanların diziyi izlediğini varsayıyorum dikkat; Dizinin başında bir anahtar bulunuyor ve kız kayboluyordu. Tüm amaç bunu çözmekti ve çözüldü bitti. Yok nedenmiş niçinmiş şöyle olsaymış şöyle olurmuşa girince hayal kırıklığı artar gibi geliyor.
tyndale e kesinlikle katılıyorum… bakınız lost.. allah sonunu benzetmesin
Listeye bile konmamış ama benim 1 numaram bu kategoride kesinlikle Angels in America.
mini dizi fanatiği olan biri olarak, tanıtımını yapmak istediğim baya bi mini dizi var aklımda. şu askerlik psikolojisini üzerimden atar atmaz her hafta bi yazı yazmak istiyorum. hayırlısı…:)
Lost Room insanda ilk başta sanki eksik bir şeyler kaldı gibi havası yaratsa da sündürülmeden gayet dozunda bırakıldığı için bence iyiler arasında. Persons Unknown‘a maalesef sonuna kadar dayanamamıştım; iyi de etmişim! Kısalar arasında hoşuma giden Lost in Austen var bir de daha önce tanıtımını yaptığım. Filmlerden de geçen yıl hem Emmy’i hem de Altın Küre’yi alan Grey Gardens ile yine Emmy adayı olmuş Why I Wore Lipstick to My Mastectomy var.
* Bu arada Temple Grandin bu yıl Altın Küre’ye aday oldu ama ödülü o olmadı; en iyi mini dizi/tv filmi ödülünü Carlos aldı.
Yanlış yazmışım. En iyi kadın oyuncu dalında aldı Altın Küreyi.
john adams ve güzeller güzeli angels in america unutulmuş ama ellerinize sağlık
az evvel bir yerde the lost room‘a denk geldim,
– “22dakika’da tanıtımı kim bilir ne güzel yapılmıştır, az ispiyonlara da bakayım gözümden kaçanlar vardır belki”
diye şöyle bir karıştırdım siteyi ama karşıma sadece şuracıktaki ufak yazı geldi. Bence bu diziye yaraşır bir tanıtım yazılıp acilen eklenmeli.
@sdy1789 aslında iyi fikir.Şurada sorayım fikirleri.
@real tortoise: harika olur.