The Americans || Tanıtım
141 yorum unfortr 09 Nisan 2015 09:04
Yıl 1981, burası Washington… Son zamanlarda buralarda güvenebilecek insan sıkıntısı çekiliyor. Devletin üst kademesinde çalışan bir bürokrat, mesai saati bitiminde bir barda günün yorgunluğunu atarken ona kur yapan kadının cazibesine kapılmakla kendisini satranç tahtasında bir piyon olarak bulabilir. Sayısı kestirelemeyecek derecede fazla stratejik hamlenin yapıldığı bu oyunun asıl ismi ise Soğuk Savaş!
YAYIN BİLGİLERİ
30 Ocak 2013’te Fx‘te yayın hayatına başlayan The Americans, aldığı olumlu tepkiler üzerine 2. sezon onayını çok geçmeden kaptı. Sezonları 13’er bölüm olan dizinin hali hazırda 3. sezonu yayınlanıyor. Kısa bir süre önce de 4. sezon onayını aldı.
Dizinin yaratıcısı olan Joseph Weisberg eski bir CIA ajanıdır. Daha önce bir kaç bölüm Damages ve Falling Skies‘da senaristlik yapmıştır.
KONU
Hikayemiz dünyanın kutuplaşmayla doğu ve batı bloğu olarak ikiye ayrıldığı bir dönemde geçiyor. A.B.D. başkanlık koltuğuna Ronald Reagan’ın oturmasıyla ikili ilişkilerde gergin bir döneme girilir. Biz ise hikayenin bu tarafında, olaylara iki Sovyet KGB ajanın hayatları üzerinden dahil oluyoruz.
Amerika’nın dört bir yanına dağılmış olan bu Rus ajanlar, süper gizli kimliklere sahiptirler. Tek bir kelime Rusça konuşmaları dahi yasaktır. Bir Amerikalı’dan daha iyi olan İngilizceleri ile toplum içine kaynaşıp farkedilmeden yaşarlar. Yerel yaşam tarzına uyum sağlarlar. Burada bir aile kurup, çoluk çocuğa karışıp normal bir hayat sürerler. Kimliklerini ise çocuklarından dahi saklarlar. Son derece tehlikeli olan istihbarat toplama işlerinin yanı sıra, kendilerini gizlemek için sıradan birer işe de sahiptirler. FBI ise yavaş yavaş onlardan haberdar olmaya başlamıştır.
The Americans’ta bu ajanlardan Philipp ve Elizabeth Jennings hikayemizin merkezinde yer alıyor. Washington’da sıradan bir banliyö kasabasında iki çocuğuyla yaşayan bu çift, dışarıdan bakıldığında gayet normal bir yaşam tarzına sahiptirler. Oysa, aslında hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Oldukça tehlikeli görevlerin verildiği bu ikilinin bir sonraki güne sağ çıkacağının hiçbir garantisi yoktur. Özellikle üzerlerinde artan FBI baskısına karşı zor günler de başlamıştır.
Diziyi anlamak için kısaca KGB’nin de nasıl bir oluşum olduğunu bilmek gerekiyor. Bazı görüşlere göre S.S.C.B.’nin idaresi tek bir örgütün elindeydi. Bu örgütün adı da KGB idi. Bu nedenle örgütü sadece istihbarat teşkilatı olarak değerlendirirsek hata etmiş oluruz.
Tüm dünyaya örümcek ağı gibi yağılmış ajanlarını oldukça disiplinli, katı bir eğitim sürecinden geçirirler. Bu eğitimlerin belki de en vurucu örneğinden bahsetmek gerekirse; bir kadın KGB ajanı eğitiminde yüzlerce erkek ile cinsel münasebete (bazen uygulamalı tecavüz) girmek zorundadır. Sahada istihbarat toplarken bir çok erkekle yapmak zorunda olduğu iş için önceden bu şekilde eğitilir. The Americans’ta da bu konuya Elizabeth Jennings üzerinden değinilir.
JENNINGS’LER
Jennings’lerin Amerika’ya adım attıkları ilk günün sonunda aralarında geçen diyolog;
Elizabeth: Şimdiye kadar burayı nasıl buldun?
Philip: Bize anlatılandan daha farklı, aydınlık ve huzurlu buldum.
Elizabeth: İnsanlarında zayıflık var. Bunu hissediyorum.
Ülkeme ihanet edeceğime her şeyimi feda ederim. Gerekirse hapse girerim, hatta canımı bile veririm.
Elbette bu ajanlar görevlerinin getirdiği sorumluluğa paralel olarak, belli bir ideolijiyi savundukları için bu görevi kabul ederler. İşte Elizabeth’in hem söylemleri hem de hareketleriyle bu ideoljiyi kocasından daha fazla savunduğunu her fırsatta hissederiz. Kocası taraf değiştirme fikrini açıklarken, suratında yediği okkalı tokat bu duruma verebileceğimiz en iyi örnektir.
Elizabeth herşeyden önce bir annedir. Tüm tehlikeli görevlerinin arasında çocukları Paige ve Henry’i ihmal etmemeye çalışır. Buradaki ironi ise, çocuklarının koyu bir şekilde savunduğu ideolojik sistemin düşman tarafında eğitim görmeleridir. Onların kafasında oluşan fikirleri kabul etmekte zorlansa da rolüne devam etmek zorundadır.
Karakteri, çoğunluğun Felicity ile hafızalarına yer etmiş Keri Russell canlandırıyor.
Ülkesine bağlılığı konusunda yumuşak bir karına sahiptir. Aslında açığa çıkma tehlikesine karşın, ailesini korumak adına zaman zaman gelgitler yaşıyor da diyebiliriz. Amerikan yaşam tarzını daha bir özümsemiş ve ayak uydurmuştur. Bunda görevinin getirdiği sorumluluk kadar, burada yaşamanın verdiği hoşnutluk da rol oynar.
Elizabeth ile görevleri icabı evlenip aile kurmuşlardır. Bu sıradışı durumu kabullenip, evlilikte daha fazla duygusal bağlılığa sahip olan ve kendini bu yönde daha çok ifade eden taraftır. Beraber bir seyahat acentasında çalışırlar. Bu, onlara gerçek işlerini gizlemede yardımcı olur.
Karakteri, en iyi Brothers and Sisters ile hatırlayabileceğimiz Matthew Rhys canlandırıyor.
Paige ergenlik çağına yeni adım atmış ve beraberinde ufak tefek sorunlar çıkarmaya başlayan bir genç kızdır. Anne ve babasının KGB ajanı olduğunu bilmemektedir. Onların garip tavırları ve gece vakti görev icabı dışarı çıkmalarından hep kuşku duyar. Sorduğu sorulara da mantıklı cevap alamaması kuşkularını artırır.
Paige rolünde, taze oyunculardan Holly Taylor var.
Henry de tıpkı ablası gibi olan bitenlerden habersizdir. Tek bir farkla; Paige’in ailesi hakkında içini kemiren kuşkulu durum onda yoktur. Onca sıradışılığın içinde hayat Henry için normal akışındadır.
Henry rolünde, yine daha önce bir oyunculuk deneyimi olmayan Keidrich Sellati var.
BEEMAN’LAR
Jennings Ailesi’nin kapı komşusu olarak yeni evlerine taşınan Beeman Ailesi’nin babası Stan, aynı zamanda bir FBI ajanıdır. Süper gizli kimliklere sahip KGB ajanlarını yakalamakla görevlendirilmiştir. Stan’in FBI ajanı olması dolayısıyla Jennings’lerin eteği tutuşmuştur. Kimliklerinin açığa çıktığını düşünürler.
Stan’i, The Walking Dead‘deki konuk oyunculuğundan hatırlayabileceğimiz Noah Emmerich canlandırıyor.
Güney Arkansas’ta Aryan ırkı arasında gizli bir görevde üç yıl geçiren kocası Stan, bu sürede Sandra’ya vakit ayıramamıştır. Sandra bu üç yılda neredeyse kocasının yüzünü dahi zor görmüştür. Yeni görev ve yeni ev zarar gören ilişkilerini tamir etmek için Sandra’ya bir umut verir.
Karakteri, Person of Interest ve The Good Wife‘tan hatırlayabileceğimiz Susan Misner canlandırıyor.
Babasının görevleri dolayısıyla ondan uzak kalıp, annesine daha fazla yakınlaşmıştır.
Karakteri, The Leftovers ve Nurse Jackie gibi dizilerin konuk oyuncu kadrosundan hatırlayabileceğiniz Danny Flaherty canlandırıyor.
FBI KARARGAHI
FBI ajanı olan Chris, Stan’in de en yakın arkadaşıdır. Son dönemlerde teşkilatın gizli KGB ajan avına düşmesini eleştirir. Ona göre bu ajanlar bir hayal dünyasının ürünüdür. Kendisi Reagan politikalarına da muhalif kanattadır. Her sahnede mutlaka söyleyecek bir şeyi olan, kadınlara karşı ilgisi çapkınlık düzeyine erişmiş bu karakteri, The Last Ship ile ekranlarımıza konuk olan Maximiliano Hernandez canlandırıyor.
Martha FBI’da sekreterdir. Philip kendini CIA’den karşı istihbarat ajanı olarak tanıtarak, Martha’dan hayati bilgiler sızdırmaktadır. KGB’nin en büyük projelerinden olan Martha’nın bu oyunda piyon olarak kalmasının anahtarı Philip’e karşı olan hislerinin karşılık bulmasıdır.
Martha’yı Alison Wright canlandırıyor.
Frank, Stan’in emirlerini aldığı üst düzey FBI yöneticisidir. Karakteri, Richard Thomas canlandırıyor.
KGB KARARGAHI
Karakter hakkındaki bilgiler ilk iki bölüm için ispiyon içerir.
Sovyet konsolosluğundan çaldığı pahalı havyarları, son teknoloji müzik setleri ile takas ederek ailesine maddi yönden yardımcı olmaktadır. Son derece katı olan bir dizi Sovyet kanunu çiğneyen Nina, FBI tarafından şantaj yapılarak saf değiştirmesi sağlanır. Artık Stan’in gizli haber kaynağı olmuştur.
Karakteri, daha önce çeşitli konuk oyunculuklarda boy göstermiş Annet Mahendru canlandırıyor.
Karakter hakkındaki bilgiler ilk üç bölüm için ispiyon içerir.
Bir KGB gözetmenidir. Yani Jennings’lerden sorumludur. Moskova’dan gelen emirleri onlara iletmede aracıdır. Ajanlarıyla daha yakından, kişisel olarak ilgilenmeyi sever.
Caludia’yı, Justified ve The Millers‘tan hatırlayabileceğimiz Margo Martindale canlandırıyor.
Üst düzey KGB yöneticisidir. Moskova’da nüfuzlu biri olmasına karşın, değişen dengeler karşısında dikkatli olmak zorundadır. Rahatlığına ve uçkuruna düşkün karakteri, Peter Von Berg canlandırıyor.
Vasili’den sonra gelen KGB yöneticisidir. Daha disiplinli ve otoriter bir yapıya sahiptir. Karakteri, Lev Gorn canlandırıyor.
MÜZİKLERİ
Hikaye 80’lerde geçince, bu dönemin birbirinden kaliteli şarkılarıyla sık sık kulaklarımızın pasını da silme şansına erişiyoruz. Diziyi izlerken, önünüzdeki sahnede çalan şarkının ismini ve kimin söylediğini merak edenlerdenseniz sizi içeriye alalım.
1.SEZON
1.Bölüm
Harden My Heart : Quarterflash
Bölüm açılışı
Feeling Happy : Heide Pehofer
Philip (Yani Clark) Martha’yı ziyarete gider.
Queen of Hearts : Juice Newton
Philip alışveriş merkezinde kovboy çizmeleri ile dans ediyor.
In the Air Tonight : Phil Collins
Eizabeth ve Philip, taraf değiştiren KGB ajanının cesedinden kurtuluyorlar.
Philip, alışveriş merkezinde Paige’e asılan pedofiliyi hırpalıyor.
Bölüm sonu.
3.bölüm
Philip, Robert’tan gelen şifreli mesajı çözer.
Bölüm sonu
4.Bölüm
Pictures On My Wall : Echo And The Bunnymen
KGB iletişim evinde, masanın üzerinde bulunan onlarca telefonun çalmasıyla sahne açılıyor.
7.Bölüm
Coit Tower : Millionaire At Midnight
Kumarhane sahnesi.
8.Bölüm
Trouble Blues : McKinley Mitchell
Philip ve Martha öpüşürler.
Love Will Find a Way : Pablo Cruise
Martha müzikçalara şarkı koyar.
Bölüm Sonu.
9.Bölüm
Beeman’larda parti zamanı.
10.Bölüm
Gregory barda Elizabeth ile buluşur.
To Love Somebody : Roberta Flack
Gregory vurulur.
11.Bölüm
At Midnight (My Love Will Lift You Up) [feat. Chaka Khan] : Chaka Khan & Rufus
Elizabeth ve Sandra gece kulübünde içerler.
Elizabeth ve Sandra gece kulübünde dans ediyorlar.
Elizabeth The Wheel House’a gider.
Elizabeth ve Richard Petterson konuşuyorlar.
12.Bölüm
Angel of the Wilderness : Craig Marsden
Elizabeth barda Sanford Prince ile görüşüyor.
Mississippi Queen : Screen Cast
Matthew, Paige’e serenat yapar.
13.Bölüm
Games Without Frontiers : Peter Gabriel
Bölüm sonunda Paige çamaşır odasını karıştırıyor.
2.SEZON
1.Bölüm
Philip Afgan restoranından çıkıp arabasına biniyor.
3.Bölüm
Here Comes the Flood : Peter Gabriel
Bölüm sonu
4.Bölüm
This Little Light of Mine : Guy Carawan, The Montgomery Gospel Trio & The Nashville Quartet
Paige kiliseye katılıyor. Müzik grubuyla birlikte bu şarkıyı söylüyorlar.
Philip çamaşır odasındayken radyoda çalan şarkı.
Elizabeth ve Brad müzik dükkanında albüm dinliyorlar.
I Melt With You : Modern English
Elizabeth, Philip ile çamaşır odasından çıktıktan Sonra Paige’in odasına girer.
5.Bölüm
Bölümün başında, Philip ve Elizabeth bir adamı caddede koluna girip sürüklüyorlar.
6.Bölüm
Amaneci Bebiendo : Los Pamperos
Lucia ve Carl ikinci eroin alemindeler, bu da Carl’ın sonu oluyor.
7.Bölüm
Nina yalan makinasından çıktıktan sonra, Elizabeth ve Philip’in işyerine gidiyoruz.
8.Bölüm
Philip ve Henry, yeni arabaları Chevrolet Z28 ile eve gelirler.
10.bölüm
It Must Be Done (from “the Americans”) : Pete Townshend & Nathan B
Elizabeth, yüzme havuzunda suikast hazırlığındadır.
13.Bölüm
Twilight Zone : Golden Earring
Paige, nükleer silahlara karşı bir barış mitingindedir.
3.sezon daha sonra güncellenecektir.
The Americans konusuyla bir casusluk hikayesinden çok, ana karakterlerin evlilik hikayesine daha fazla yoğunlaşır. Casusluk işlerinde çoğu zaman uyum içinde çalışan Jennings’ler, aile hayatına gelince sürekli bir çatışma halindedirler. Çocukları hakkında aldıkları kararlar ilk başlarda uyumlu gözükse de bir noktadan sonra ciddi fikir ayrılıkları kaçınılmaz hale gelir.
Yukarıda yazdıklarımdan bunun bir aile draması olduğu sonucu çıkartılmasın. Soğuk savaş döneminde uygulanan politikalar, iki süper gücün kedi fare oyunu ve bir casusluk hikayesinde bulabileceğiniz abartmayan kaç-kovala sahneleri ile bu yönde de tatmin olursunuz. Kahramanlarımızın girdikleri birbirinden leziz kılıklar da cabası.
İzlemek isteyenlere iyi seyirler…
yorumlar
Eline saglik cok guzel bir tanitimdi. Hatta abartmiyorum simdiden baslamak istiyorum :D. Kesin islerim bunu.
Keri Russell ve Matthew Rhys olunca balıklama daldığım ve hiç de pişman olmadığım dizi. 3. sezona daha başlayamadım ama eminim tam gaz devamdır.(buraya yazınca düşündüm de unutmuşum sezon finalinde ne olduğunu)
Ve müzikleri eklemeniz de süper olmuş. Eline sağlık @unfortr
3 tane dizi seyettim postanede. ardından ikisine tanıtım geldi. işin ilginci orada oy çoğunluğu rectifydaydı kafamı karıştırdınız.
sanırım bunu ve bloodline’ı öne alacam. bu tanıtım sayesinde sevdiğim başrol erkeğin ve yan rol kadının bu dizide olduğunu öğrendim. izlemesi çok çok daha kolaylaşacak benim için. bundan böyle de direkt iptal edilmeyeceğini bir finali olacağını düşünürsek bizimlasın diyorum.
eline sağlık unfortr çok güzel bir tanıtım olmuş.
Çok güzel bir tanıtım olmuş, resimler ayrı güzel, çok beğendim. Eline sağlık @unfortr.
İlk bölümünden itibaren severek güncel takip ettiğim dizilerden biri. İki başrol oyuncusunu önceden beğeniyordum, aralarındaki uyum çok iyi, zaten artık gerçek hayatta da sevgililer.
Biraz underrated bir dizi ama ziyanı yok, değerinden bir şey kaybettirmiyor bu durum. Diziden önce Soğuk Savaş dönemine dair bilgim yoktu ve merakımı artırdı. Böyle hem güzel vakit geçirten hem de geçtiği dönemle ilgili bilgilenmemizi sağlayan dizileri ayrı bir seviyorum; Masters of Sex de buna bir diğer örnek.
Dizinin bence en önemli özelligi ana karkterlerin rus olması.Aslına bakarsanız bir amerikalının bu dizyi izlemesi gerçekten sabır işi.Dizinin de başarısı burdan geliyor zaten.Soguk savaş döneminde amerikada yaşayan tipik amerikan ailesi görünümündeki ülkesine son derece baglı rus casusların hikayesii oldukça objektif olarak ekrana getriyor bu dizi..Çok iyi bir dizi olmasına ragmen nedense degeri bilinmiyenlerden diyebilirim.Ödüllerde hiç adı geçmiyor.Sanırım yukarıda belirttigim nedenden dolayı olabilir.
İzlemeyen varsa izlesin derim.İlk bölümler karışık gibi görünsede sonradan dizi rayına oturuyor.Kılık degiştirmelerde oldukça başarılı.Müzügiyle oyunculuguyla ve o dönemin atmosferini başarıyla yaşatmasıyla izlenmeyi hak eden bir dizi.
Unforta teşekkürler.Çok güzel bir tanıtım olmuş.Süper kahrmanlardan sıkılanlar için de tavsiye ederim.
Henüz 3. sezona başlayamadım ama ayıla bayıla izliyorum bu diziyi. Her iki başrol oyuncusu da çok iyi iş çıkarıyor bence. Hele her bölümde kılıktan kılığa girmeleri diziye ayrı bir tat katıyor. Hakkında çok bir şey bilmediğim bir dönem hakkında bilgilenmek de ayrıca hoşuma gidiyor. Keşke ödül törenlerinde falan biraz daha ön plana çıkabilse.
Çok güzel bir tanıtım olmuş @unfortr, okumaya doyamadım. Ellerine sağlık.
Benim de baştan bu yana sezon sezon biriktirerek girdiğim, bayıldığım ve iki başrolün de leziz oynadığı bir dizi bu. Bi de yukarıdaki yorumlarda lafı geçen Masters of Sex var aynı kulvarda.
22dakika’da ayrıntılı bir tanıtımı yok, ödül törenlerinin üvey evladı, çok insan bilmiyor gibi dertlerimin en azından bir kısmını yok ettiğin için teşekkürler unfotr.
3. sezon bitse de başlasam.
Hayır hiç olmazsa makyajdan filan ödül verin bari diye ciyaklıyorum bazen.
1. ve 2. sezonu soluksuz izlediğim ama 3.sezonda bıraksammı dediğim ama devam ettiğim dizi…
Başrol ikiliyi önceden de seviyordum zaten. Diziye başlama nedenlerimden biri de onların varlığı. Dönem dizisi izlemeyi seviyorum ama başta, “80’ler sıkar mı acaba” diye düşünmedim değil? Çok sıkmadı neyse ki. Bu tarz dizilerde gerilen biri olarak biraz diken üstünde izlediğimi söyleyebilirim.
Philip’e sempati duyuyorum. Bu sezon yaşadığı sıkıntılar, izlerken beni de sıkıntıya sokuyor. Stan’i de seviyorum. Yalnız patronu Frank Gaad beni mimikleri ile güldürüp duruyor. Böyle ciddi bir dizide zaman zaman dağılmama neden oluyor. Yan karakter de çok iyi. Arkady, Claudia, sonradan katılan isimler.
Denildiği gibi müzikler çok iyi, makyajlar çok başarılı. Dört dörtlük dizi. Tarzı seven herkese tavsiye ederim.
Eline sağlık @unfortr. Tanıtımı en çok hak eden dizilerden birine çok güzel bir tanıtım yaptın.
ayrıntılı ve güzel tanıtım için teşekkürler.yazıyı bir solukta okudum.hep bir yerlerden duyuyordum bu diziyi tanıtım yazısını okuyunca diziye başlamaya karar verdim 3.sezon bitsin hemen başlıyacam izlemeye
Tanıtımı da diziyi de çok beğendim bunu da listeme alayım.
Ellerine sağlık @unfortr.
Beğeniler cok için tesekkurler
ozgun14: Rectify benim için bunun bir puan ustu, yani o üç diziden kendi en iyimi sectim. Onu da sen izleyip tanıtımını hazırlarsin fena mi olur
İlk başladığı zaman 3-4 bölüm izlemiştim, açıkçası beni pek sarmamıştı. Baş rollerin ikisini de şu an çok seviyorum. En yakın zamanda tekrar şans vermekte istiyorum. Tanıtım için eline sağlık.
hele bi izleyeyim de kendimde o potansiyeli görüyorum ben de. tekrardan eline sağlık
Tanıtıma layık görülmesi gayet sevindirici. Son birkaç senede fazlasıyla göz ardı edildiğini sadece ben düşünmüyormuşum demek ki.
Ayrıca, Ruslar hakikaten aralarında Rusça konuşuyorlar. Bu çok basit duran ama hiçbir şekilde önem gösterilmeyen bir durum. Sinir bozucu. Jude Law İngiliz aksanıyla Rus keskin nişancıyı oynadıktan sonra bu ilaç gibi geliyor insana. Sırf bu yüzden bile izlenebilir.
Aslinda dizilerimin sezon finalleri sonrasi yeni dizilere baslayacaktim fakat dayanamadim ve bu dizi’ye basladim.
Ilk bolumunu cok begendim. Farkli bir tarzi var. Philipp ve Elizabeth’i sevdim. Gizli ABD ajani degil de Rus ajani olmalari da daha guzel olmus sanki. Farkli bir seyler katmis dizi’ye.
Böyle tanıtım sayesinde diziye bulaşıp ve üstüne beğenenleri görünce mutlu oluyorum. Zaten bulunduğu yerden çok daha fazlasını hak ediyor.
Bu arad çok minik bir detay ama hoşuma gittiği için söylemeden geçemeyeceğim. 11. bölümde ”The Americans’ın önceki bölümlerinde” lafını Nina’ya Rusça söyletmişler Bu benim bildiğim ilk defa oluyor.
ilk bölümüyle bu da mı gol olayına döndü benim iş. beğenmeyip yarıda bıraksam daha iyi olacaktı ama yapcak bir şey yok 39 bölüm beni bekler.
ilk bölümde karşılıklı evlerdeki 2 aile üyelerini de sevdim zaten 3ünü tanıyorum. bizim kevin’ı b&s taki rolünü yakın zaman önce izlediğimden hala tam o role oturtamıyorum ama zamanla alışırım sanıyorum. kadınsa cuk oturmuş. bunlar cidden rus gibi de duruyor tipten hani.
ilk 8 bölümle bu dizi olmuş valla. ikilinin kimya uyuşmuş. konu da güzel sıkmadan ele almayı başarmışlar. soğuk savaşs özel bir ilgim olmamasına rağmen dikkatim dağılmadan bölümleri tamamlıyorum. 80ler yorar mı korkum yoktu ama olsaymış da sorun olmazmış. 80lerde geçtiğini pek belli etmiyor.
tanıtım için tekrar teşekkür..
@ozgun14: 80’lerde geçtiğini epey belli ediyor aslında ama benim gibi o dönemi yaşayan ya da o döneme ilgili olanların hoşuna gidecek ayrıntılar serpiştiriyor olsalar gerek ki sen farketmemişsin.
yani arabalar giyim tarzı tvler falan tabii ki var. ama ben daraltıcı bir havada geçmediği anlamında söylemiştim.
Ay 80’lerin neresi daraltıcıydı ayol? Herhalde insanlığın en komik ve saçma 10 yılıydı.
ne bileyim ben başlamadan önce biri buralarda bir yerde 80ler sana gelmeyebilir demişti ordan bilinç altıma yerleşmiş.
Saçmalığı yüzündendir belki.
o zaman bunu bırakıp kaçayım ben.
ekleme yalnız ilk şarkı sardı beni. 3dk oldu dinliyorum.
şu peruklarla sevişirlerken partnerleri gaza gelip saçlarını kavrar da peruğu düşürürler diye çok tırsıyorumn valla
Bir Lorıl kadar korkutmuyor beni
Aynen @ozgun
Bu arada kadınların kılıktan kılığa girmesi daha kolay gelir bana ama bu dizide adam daha güzel kılık değiştiriyor valla.
2. sezon da süper ilerliyor bu arada. heyecan her bölüm daha da yükseliyor.
bizim keri bayaa bayaa kıskanıyor yalnız philip’i
bunun dışında fıstık gibi ilerliyor dizi. bence kaçırmayın. ikiliye hayran olmamak elde değil.
Beeman’i seviyorum. Onun ölmesini istemem. Nina onu kendi taraflarina cekemez ama. Zaten oyle bir sey istermiyim emin degilim. Boyle iyi bence. Kovalasin bizimkileri.
Kucuk kiz Paige’ye gicik oluyorum. Ne o oyle camasir odasina giriyorsun. Kucuk poponla buyuklerin islerine karisma.
3ten genel spoiler
hans karakterini seviyorum. kadrolu olsun bizim ikiliyle ara ara çalışsın. elizabeth ile kafayı bozacak ilerde belli ama onun dışında iydir.
bizim ikilinin arası iyice gerildi. profesyonelliklerini eskisi gibi koruyamıyorlar. ellerindeki işi birbirleriyle uğraşırken batıracaklar diye tırsıyorum izlerken bazen. şu paige işinin üstüne, kimberley, üstüne savaştaki oğlu, üstüne çaldığı planların ölüme neden olduğu rus askerleri, martha derken… bu sezon çok dağıttılar philip’i. üstüne çok gittiler. üstüne bir de elisabeth’İn onla yattın mı tripleri, bunla yattın mı tripleri…
martha olayı beklenmedik oldu. ben öğrendiği gibi bitirirler işini diyordum ama farklı bir yol seçtiler.
nina olayını uzatmaları çok gereksiz bence. kadın her ne kadar üzülsek de hikayesini tamamladı artık. hapisten kendi çabalarıyla kurtulduktan sonra umarım amerikaya dönmeye kalkmaz.
malum sahne geldiğinde
gerçi sonrasında beklediğimi bulamadım. bi garipti tamam saçma sapan bir şey yok ama daha hararetli biraz daha dolu dolu bir itiraf bekliyordum. yine de bu an geldiği için şükür diyim. ben sezon finaline bırakcaklar diye tırsıyordum. acaba rahip adama söyler mi diye güya bir gerilim vermeye çalıştılar ama mehh… sezon finaline de artık ben de dahil olmak istiyorum der. biz de keyifle yeni sezonu beklemeye başlarız.
gerizekalı paige. beyinsiz bu kız. sinirimi hoplatıp duruyor.
en son sahneyi beklemiyordum valla 3x12de. işler bayaa değişti. büyük bir adım attı philip elinde patlamaz inş.
Yardırmayan ama yeni sezonun ilk bölümünü merakla beklemeye neden olan bir final oldu.
3×13
tövbe tövbe saçından tutup duvardan duvara vurasım var şunu. siz anladınız kimden bahsettiğimi. bu bile sinirimi yatıştırmayabilir. sakin bir bölümdü gerçekten. ama güzeldi.
Güzel bir tanıtım olmuş dönem dizilerini seviyorum hazırlayan arkadaşın eline sağlık.