The Killing [amc] | Tanıtım
96 yorum behman 21 Nisan 2011 20:31
The Killing (amc)
Amc son zamanlardaki ataklarıyla ekranlarımızı şenlendirmeye devam ediyor. Kanalın son bombası : The Killing. Dizilerin yavaş yavaş sezon finallerine doğru ilerledikleri şu günlerde Amc bizleri bu (orijinali) Danimarka yapımından birebir uyarlanan polisiye diziyle tanıştırdı, iyi ki de tanıştırdı! Diğer polisiye dizilerden farkı dizinin şimdilik bir konu üzerinde ilerlemesi ve her yeni bölümde bu puzzle gibi konunun (cinayetin) toparlanması. Ağır temposu, sürükleyici hikayesiyle aslında uzun olmasa da upuzun bir sinema filmi tadı bile var The Killing‘de. The Killing de bu ay başlayan ve (neredeyse) boş olmayan (yani kenara kaktırılacak bir dizinin olmaması) diziler kervanına katılarak nisan ayının bereketini bir kez daha kanıtlıyor.Dilerseniz teferrüata geçelim:
Linden ve Holder
The Killing yukarıda da değindiğim gibi aslında 2007 Danimarka yapımı (aynı isimli) dizi olan Forbrydelsen‘den birebir uyarlama. Değişiklik oyuncular ve birazcık da senaryoya katkı (Orijinal versiyonunu şahsen izlemedim, şuradan buradan edindiğim bilgilerle biliyorum).Dizinin konusuna (az ispiyonla) değinirsek:
Ortada bir cinayet var: Rosie Larsen’i Kim Öldürdü?
Rosie Larsen anlatıldığı kadarıyla oldukça temiz (uyuşturucu kullanmayan, içki ve sigara içmeyen anlamında), okulunda az biraz başarılı, kendi halinde bir kızdır. Ekrana yansıyan ailesinden anladığımız kadarıyla sevgi dolu bir ailede 2 küçük erkek kardeşle mutlu mesut yaşamaktadırlar. Tek falsosu şımarık bir -tabiri caizse sonofabitch ‘le (o..çocuğu)– zengin çocuğuyla yaşadığı oldukça kısa süreli aşk!
Dizi, işini bırakıp evlenmek ve tek oğluyla birlikte taşınmak isteyen polishanımkızımız Sarah Linden’in (Mireille Enos) bu cinayeti araştırmakla yolculuğunu ertelemek zorunda kalmasıyla başlar.
Rosie’nin cesedinin bir belediye başkanı adayının kampanya araçlarının birinin içinde, gölün dibinden çıkmasıyla cinayete siyaset de karışır ve böylece hayatlar ortak noktada birleşir: Rosie’nin ailesinin kızlarının ölümünden sonra parçalanmış hayatı; polishanımkızımız Sarah Linden’in yoluna koymaya çalıştığı dağınık yaşamı, belediye başkanı olmaya çalışan bir politikacının (Bill Campbell) dillere düşmek üzere olan özel durumu ve Sarah Linden’le ortak çalışan memurbeyoğlumuz Stephen Holder (Joel Kinnaman).
Belediye başkanı adayımız
Her bölümde günler ilerliyor (tek tek), cinayeti kimin işlediğine daha da yaklaşılıyor. Fakat pek tabii ki hem polislerimizin, hem cinayete kurban giden kızın aile fertlerinin, hem de ekran başında meraktan çatlayan izleyicilerin sinirleri gerim gerim geriliyor. Dizinin göze çarpan önemli özelliği konunun (şimdilik) tekliğiyle beraber temponun ve havasının oldukça ağır olması. Cinayeti çözmeye çalışan iki polisten Holder’in delikanlılığı bir yana, Linden’in soğukkanlılığı izleyeni bitiriyor: özellikle durup durup aheste revan fırlattığı o derin ve kin dolu bakışlar!
Sarah Linden
Benim bunlardan ziyade dikkatimi çeken bir husus da var: Dizide kullanılan müzikler! Oldukça başarılı ve temposuna birebir.
Ayrıca dizide işlenen konu her açıdan gösteriliyor izleyiciye. Sadece olayın polissel boyutu değil, maktulün ailesine psiklojik tesirler çok güzel yansıtılmış. Babanın (Brent Sexton) yıkılmadım ayaktayım tavırları, annenin (Michelle Forbes) kırıldım kırılıcam pozları (özellikle annenin oyunculuğunu çok tuttum, harikulade), çocukların saflığı ve dumurluğu resmen direkt kalbe işliyor, delip geçiyor.Şiddetsiz tavsiyedir. İzleyin izlettirin.
Tanıtım videosu:
yorumlar
Başlamayı düşündüğüm dizilerden..Tanıtım güzel olmuş.Eline sağlık
Teşekkür ederim. Bence mutlaka izleyin türü seviyorsanız, yazıda biraz gırgır geçtim ama çok etkileyici bir yapım; kasvetli, ağır tempolu, karanlık.
Tür derken, ne tür? Mesela bir polisiye sever kimliğimle bakınca bana o kadar bayık geliyor ki tarif edemem
Ama genel olarak beğendim. Bana dizi Avrupa’da geçiyormuş gibi geliyor. Bağımsız Avrupa filmi tadında gidiyor biraz. Michelle Forbes’i zaten severim, bi de iyi oynuyor üstüne dediğin gibi.
@dkamoy: Tür derken hani polisiye, cinayet bilmem ne gibi işte onlar. pek anlamam ama ne biliyim ben çok beğendim. herhalde dediğin gibi avrupa film festivalinden fırlamış uuupuzun metraj film gibi olduğundan (=
Bu Haven’ın devamı niteliğinde bir dizimi? Yoksa Haven’ın konusunu ikiyemi böldüler?
@simiyet : Bu dizinin Haven ile ilişkisi olduğunu nereden çıkarttınız?
Sanırım dizinin ismini yanlış hatırlıyorum. Ama hatırladığım kadarıyla bu dizinin hikayesi başka bir dizinin hikayesinin bittiği sezondan devam ediyor gibi geldi bana. Belki okuduğum bir kitapla da karıştırıyor olabilirim.
Mutlaka tanıtım yazısı olması gereken dizilerden biriydi. Ellerine sağlık. Tür olarak TVrage böyle demiş: “Crime | Drama | Mystery | Politics”. Çok da doğru demiş
Eline sağlık, güzel bir yazı olmuş behman.
Daha önce de yazmıştım; kesinlikle ıskalamayın bu diziyi. Dram ve polisiyeyi ustaca harmanlamış, çok gerçekçi yapıda seyreden bir yapım olmuş. Oyunculuklar ve müzikler gayet iyi, oluşturulan kasvetli atmosfer, mekanlar ise harika bana kalırsa. Ağır tempoda ilerlese de ayakları yere sağlam basıyor dizinin; kendi içinde bir dinamiği var. “Cold Case” in yapımcı/yazarlarından Veena Sud’dan yine kalite bir yapım “The Killing”.
İzlediğim en güzel polisiye-gerilimlerden.Müzikleri ayrı bir konu olur.Bilhassa 4. bölümün sonundaki müzik ortamı gayet geriyor.Bu soundtrack’ın adını bir türlü bulamadım.
teşekkür ederim @darkcrystal, @armny, yayınlanan bölümleri peş peşe izleyip dizinin kasvetli havasını üstümden atmak için hemen yazmıştım tanıtımı.
@cazim; müzikler konusuna yazıda da değindiğim gibi katılıyorum. çok etkileyici. ben de araştırdım fakat rast gelemedim.. bir zaman sonra eminim ortaya çıkar.
dediğin gibi biraz yavaş gitse de gerçekten güzel gidiyor. Daha 3 bölüm izledim ama beğendim. Michelle Forbes’u In Treatment’dan falan da severdim, burada daha bir bayıldım kendisine. Tanıtım yazısı da güzel olmuş, eline sağlık
Harika bir dizi. İlk bölümden beridir bayılarak izliyorum. Başrol kadın dedektifin “odun” halleri, ortağının “serseri” halleri, özellikle yazıda da olduğu gibi ailenin mükemmel duygu yansıtmaları. Annenin acıyı çok iyi işlemesi, görüntü zenginliği, hikayeye müthiş bir görsellik sağlayan Seattle’ın yağmurlu, kasvetli ve kapalı havası…. Daha bir çok şey sayılabilir. Muhteşem bir dizi. Ben de herkese tavsiye ediyorum.
teşekkürler
devamı getirilirse daha güzel olacak yarıda kalmasında..
Bence de süper bir dizi. Dizi ağır ilerleyen ama kasvetli havası insanı daha çok diziye çekiyor. Bence 2011in en iyisi.
Son yıllarda takipçisi olduğum diziler arasında ilk 3 e girecek bir dizi…
Ama bizim divxplanet ve turkceltayazi çeviri takımı bu diziyi çok kaale almadı nedense…
Ne var biliyormusunuz ?
Böyle dizileri seyrettiğim zaman bizimkilerin dizilerinden daha çok nefret eder oluyorum…
3 yıldan bu yana hiçbir türk dizisini seyretmek istemiyorum…
Benim gibi bu tür dizileri seyredenler ne demek istediğimi gayet açık bir şekilde anlayacaklardır.
The Killing, konusu, sürükleyiciliği, psikolojik olarak karakterlere derinine girişi bakımından diğer tüm dizilere rağmen benim için ilk sırada…
Hiçbir doğaüstü olay yok, insanları yanıbaşımızda yaşayanlar kadar doğal, ülkemizde de böyle çözülememiş yüzlerce vaka varken, Linden ve Holder’in yanlış yapa yapa doğruya uzanmasını ibret ve hayranlıkla izliyorum…
Bu…
Kifayetsiz kelimelerle muthis 1 sezon finaliydi!
Güzeldi ama şaşırtamadı beni. Beklediğim şeyler oldu. Fazla polisiye izlemenin kötü tarafı sanırım.
sezon finalini izlemeyenler için ispiyon içerir!
bölüm bittiğinde “nasıl 2. sezona sarktı olay,nasıl bekleriz şimdi falan”desem de sabah aklım başımda düşününce farkettim ki hikaye bitmiş zaten.bariz ortada ki herşey mevcut belediye başkanının bir komplosu.holder’ın gizli telefon konuşmaları herşey açıklığa kavuşmuş oldu.bundan böyle ters köşe durumları falan da olmaz artık zaten yüreğim de kaldırmaz.rosie’yi öldüren de başkanın adamlarından biri belli ki.en başından “rosie’yi kim öldürttü?” diye sormamız lazımmış.kısacası ilginç dizimizin finali de epey ilginçti ve böyleydi.yeni sezonda yeni hikayemizle birlikte kavuşacağız sarah linden’ımıza.finali kafamı allak bullak etse de bu sene yeni gelen en iyi,en özel diziydi benim için.başta oyuncuların ve diğer dizi ekibinin emmyde ve kürede yolu açık olsun:)
||| ispiyon |||
@dkamoy; ebette ters köşe yapacaklardı. holder’ın olayı dışındakileri ben bekleniyordum fekat yine de çok heyecanlıydı. Darren çıksaydı çok basit olurdu. Ha bana kalsa dönüp dolanıp ailede son bulacaklar gibime geliyor. O bitch gılıklı deyzeden felaket şüpheleniyorum.
— tikkayt! ilk sezonun tümüne dair ispiyonlu bir yorum daha —
@behman: Son bölüm boyunca “ay hadi tamam ters köşe anladık, mevzuya dönelim” dedikçe uzattılar da uzattılar. Ama gerilim güzeldi, sıkılmadım.
Dizi başladığından bu yana sürekli o ne idüğü belirsiz genç ortaktan şüphelenip durdum. Hatta sanırım poskette de “hırt” dediydim oğlana Sonra Freddy Krueger tipli politikacı yaveri oğlana (Eric Ladin‘in canlandırdığı Jamie Wright) kayar gibi oldum ve adaylarım ikiye çıktı. Son bölüme kadar acaba bu mu diğeri mi diye gidip geldim sürekli. Son bölümde oğlan “Bak matematik yapıyorum. Aha havuz problemi bak” dediği anda “tamamdır, katil kesinleşti!” dedim. Bi beklemediğim, oğlanın birisiyle/birileriyle ortak çalışıyor olmasıydı. Ben daha psikopat bi tip çizmiştim kafamda. Böyle seri katil tadında…
@rpdi: “asıl katil kim” diye bir ikinci sezon çekilirse şaşırmayacağım; ama bu haliyle bırakıp, alakasız bir davadan devam edilirse çok şık olacak.
sezon finalini izlemeyenler için spoiler içerir!
@dkamoy un dediği gibi başka bir davaya geçmeleri böylesine bir sezon finali üzerine güzel olabilir ama ben de gerçek katilin bulunması taraftarıyım. Zaten @behman demişti galiba, 2. sezon finali seçimlerin olduğu güne denk geliyor o bölümle kapanacaktır olay. Holder’a güvenmezdim tamam da sezon finalinde ters köşeye yatırıp da hain çıkması iyi bir ters köşe oldu herkese. Darren ın çıkmayacağı belliydi ama ben Belko’nun en son çıkıp ona silah çekmesini de beklemezdim açıkçası. İşin yoksa bekle şimdi yeni sezonu.
spoiler içerir!diziyi vaktinden çok sonra izlemeye başladım ama kısa sürede benimsedim ve yeni bölümleri sabırsızlıkla bekler hale geldim. sezon finalini izlerken açıkçası son 3 dk ya kadar bu mu yani sezon finali, bu kadar basit mi, okadar izledik böyle final mi olur diyodum. son 3 dk da olaylar öyle karıştı ki yeni sezonu nasıl beklicem bilemiyorum. açıkçası daren ın katil olduğunu hiç düşünmüyodum holder ın getirdiği resimde de bi gariplik olduğunu sezmiştim. başından beri belki bu işin içinde vardı holder. bi anda linden ın ayrıldığı cinayet masasına boşuna gelmemişti belki de, başından beri planlı bi olaydı herşey. bakalım olayın arkasından kim çıkacak ve yeni sezonda neler olucak?
— Dikkat! 1. ve 2. sezona dair ispiyon var —
Arkadaşlar şu yazıda yazdığına göre, Amerikalılar ikiye ayrılmış. Bir kısım “nasıl olur da katilin kim olduğu belli olmaz” diye ayaklanmış, bir kısmı de “leziz bir finaldi” modundaymış. Dizinin yürütücüsü Veena Sud da “Biz Rosie Larsen’ı kimin öldürdüğünü 13 bölümde izleyeceksiniz diye söz vermedik ki. Ama 2. sezonda katilin kim olduğunu öğreneceksizin” demiş. Mevzu bitmedi anlaşılan. Tüh be…
sezon finalini izlemeyenler için ispiyon içerir!
bölüm bittiğinde “nasıl 2. sezona sarktı olay,nasıl bekleriz şimdi falan”desem de sabah aklım başımda düşününce farkettim ki hikaye bitmiş zaten.bariz ortada ki herşey mevcut belediye başkanının bir komplosu.holder’ın gizli telefon konuşmaları herşey açıklığa kavuşmuş oldu.bundan böyle ters köşe durumları falan da olmaz artık zaten yüreğim de kaldırmaz.rosie’yi öldüren de başkanın adamlarından biri belli ki.en başından “rosie’yi kim öldürttü?” diye sormamız lazımmış.kısacası ilginç dizimizin finali de epey ilginçti ve böyleydi.yeni sezonda yeni hikayemizle birlikte kavuşacağız sarah linden’ımıza.finali kafamı allak bullak etse de bu sene yeni gelen en iyi,en özel diziydi benim için.başta oyuncuların ve diğer dizi ekibinin emmyde ve kürede yolu açık olsun:)
2 gün önce denk gelmiş hatta oy da vermiştim Auselio’nun yazısına, şimdilik beğenenlerin fazla olması iyi bir durum. Asıl versiyonla 7 bölüm kalması beni de düşündürüyor ama 2. sezonun finalinin seçimlerin gününe denk gelmesi de kafa kurcalayıcı. Hikayeyi uygun bir şekilde kurgulayarak 1 sezonluk güzel bir dizi çıkartacaklarını düşünüyorum ben. Ayrı dava olayına da daha kafam yatmadı, sanki olmazmış gibime geliyor hala.
The Killing 2. sezon posteri çıkmış. Arkadakiler biraz zor seçiliyor ama çoğu anlaşılıyor. Düzgün bir seçilim olmadı. bulan olur da eklerse hoş olur Bu arada özledim ya ben…
ilk sezon finaline göre ikinci sezon başlangıç rakamları düşüş göstermiş, umarım toparlar.
Ya iki sezon arasına onca zaman girdikten sonra kim nerdeydi, bu kimdi diye adaptasyon sürecinden geçiyorum her bölümde.
2. sezonun 6. bölümü olmuş hala kendimden ve hatırladıklarımdan/hatırlamadıklarımdan şüphe ediyorum.
Dikkat! Yorumun buradan sonrası 2×06 bölümüne dair hafif ispiyon içerir.
Bölümün sonunda David Rainer ismini görünce “hey yarabbim! Yine kimi unuttum? Bu kimdi peki?” diye internete daldım. Meğer, daha önce ismi geçmeyen biriymiş, yanlış alarma bağlamışım. :))
Tvline’ın anketinden anladığım kadarıyla izleyici, finalden memnun kalmış. İlginç
Ben birkaç bölüm gerideyim, daha onları hiç izleyecek gücüm de kalmadı açıkçası. O bölümleri atlayıp direkt finale gireyim diyorum. İptal haberi de bu hafta içinde gelir zaten, Rossie ve The Killing meselesi de sonsuza dek kapanmış olur, ben de rahata kavuşmuş olurum.
Ben kendimden geçtim o “Bilmiyordum” konulu sahnede. Ama ama nasıl ya (Spoiler vermedim, merak etmeyin) Bildiğin çarptı akşamın bu saati bölüm beni… Dizinin bu şekilde sona ermesi beklentilerimi solladı geçti. Olası bir iptal haberi Sarah Linden’ı özletecek kesinlikle bana…
@rpdi Bence olduğu gibi devam et, atlama. Çünkü finale geldiğinde çok alakasız olmasa da eksik parçalar olacak. Katil bu sefer de çok damdan düşer gibi gelebilir.
@aytackara Birkaç bölüm dediğim de 5 bölüm ama. Ben onların hepsini izleyene kadar katilin kim olduğu ispiyonunu yerim kesin.
Bu arada final herkesi etkilemiş, herkes beğeniyor, meraklandım valla.
@rpdi Son 3 bölüm birbiriyle bağlantılı gibi olduğundan öyle dedim. Hiç olmadı 3 bölüm izle derim ama yine de sen bilirsin. Katili bilmiyorum da benim yukarıda yazdığım “Bilmiyordum” kısmını öğrenmekten kaçabilirsin umarım. Çok büyük ispiyon yemiş olursun, garanti ederim Milleti çarpan kısım o kısım zaten.
umuyorum ki son sahnede— spoiler —arabadan inişiyle ben artık yokum oğlumun yanına gidiyorum— spoiler —demek istemiştir ve final olur. çünkü ben bu diziye cidden bayıldım, karakterlerin her birini ayrı sevdim ve bu dizinin sadece rosie’ye özel olmasını istiyorum.bence harika bir sezon finaliydi. dizinin şaşırtmacalarla gittiğini ve bununla ilgi topladığını biliyoruz ama önemli olan şaşırtacağını söyleyerek şaşırtabilmesi değil mi? yani bir şaşırtma bekliyorsun ama öyle bir şaşırtıyorlar ki feleğini şaşırıyorsun. başarılı bir şekilde ilerledi bazen durgunlaştı ama milletin dediği gibi ilk sezon güzeldi bu sezon bozuldu diye bir durum yok ortada. kesin tüm millet ilk sezonu toptan izledi, ki ben de öyle yaptım. ard arda izlersen deli gibi sarar tabii. sonra haftada bire inince uyuşmadı. hepsini baştan bitince izleseydi bu kişiler, hiç bir fark olmadığını göreceklerdi. o yüzden sürekli kötülemeyin. ne yapımlar var, saçmalamadan sona erdiği için teşekkür ediyorum senaristlere.gelelim finale:— spoiler —rosie’nin nasıl biri olduğunu gerçekten ailesinden nefret edip etmediğini, pavyonda çalışıp çalışmadığını merak eder dururdum, bu bölüm ona özel oldu ve onu daha da yakından tanıdık. iyi ki de tanıdık, meğer ne kadar tatlı, sempatik bir insanmış. tek isteği dünyayı tanıyabilmekti. ama olmadı, bir kazanın kurbanı oldu. jamie bu kadar erken açıklanınca doğal olarak hepimiz “e katil bariz ortadaysa esas katil kim??” diye düşündük, yani hepimiz biliyorduk ki başka biri çıkacak. ama olayların bu şekilde gelişebileceğini sanırım kimse düşünmemiştir. jamie’ye kızamıyorum, i didnt know diye hıçkırıklara boğulan terry’e ise içim parçalandı. kadının tek düşündüğü bagajda bir ceset var, sevdiği adama kalacak, ona yardım etmeliyim. yeğeni olabileceği, hem de canlı olabileceği nasıl aklına gelsin. mahvetmiştir kendini. hele araba batarkenki o çığlıklar. içim içimi yedi ya, izlerken. ardından kısa film gelince noluyoruz dedim, zaten lensler batıyordu gözüme bir sulandı ama öyle böyle değil, titredim ya. zaten müzikler de bir derinden vuruyor insanı. offff ne desem boş. feci vurdu beni kısacası. olan rosie’ye oldu. yanlış yerde yanlış zamanda olmanın ve talihsizliğinin kurbanı oldu.
Gayet beklentilerimi karşılayan bir final oldu (yüksekti beklentilerim). Oh beeee!
@rpdi : O kadar izlemişsin, 5 bölüm daha izleyiver artık. Ya da izleme. Sen bilirsin.
Bu Killing’i izleyenlere birkaç sorum var…
1) Öncelikle dizi “… adlı kızımızı kim öldürdü?” üzerinden gidiyor ya şimdi bu çok basit bir konu, dolayısıyla çok sağlam yan hikayelerle desteklenmesi gerekiyor. Dolayısıyla yan konular ve karakterler sağlam mı?
2) Sadece bu olay üzerinden mi gidiyor; yoksa ana konu bu, bunun yanında polis departmanı her bölüm yan olay da çözüyor mu?
3) “Dizide konudan çok sağlam oyunculuk ön planda.” sık duyduğum bir şey, sizce de öyle mi? Konu vasat gibi mi?
4) Malum AMC dizilerinin bir yavaş ilerleme durumu var. O sebeple bazı anlarda sıkabiliyor. Bunun o sıkıcılık durumu nedir?
5)Bu diziyle “Çıplak Gerçek” dizisi ya da onun orjinali Naked Truth kıyaslanıyor çeşitli yerlerde. Üçünün bir ilgisi, ilişkisi var mıdır?
Şimdiden teşekkürler, dilediğiniz sorudan ve sıradan başlayabilirsiniz…
@alperen4700 1) Oldukça sağlam merak etme. Yan hikayelerde pek çok ilgi çekici konu mevcut, ilk aklıma gelen politika mesela. Bunun dışında pek çok polisiyede atlanan, kurbanan ailesi, bu hikayede önemli bir yer tutuyor. Psikolojileri vs.
2) Sadece bu konu üzerinden gidiyor ama, karakterler özel yaşamlarında bir takım şeyler yaşıyorlar tabii ki.
3) Bence, konu da oyunculukta birbirinden sağlam, senaryo da çok güzel veriliyor.
4) Zaman zaman yavaş ilerliyor ama, kendi adıma bu yavşalıktan gram sıkılmadım. En sıkıcı bölümde dahi illa ki vurucu bir an oluyor.
5) Bence Tek ortak nokta, kayıp kız.
Bir de konu sandığın kadar basit bir konu değil, enine boyuna inceleniyor olay.
1) Bu olay düşündüğün kadar basit değil. Bana göre yan karakterler iyi. Kızın annesi yani Michelle Forbes özellikle iyi. Zaten sürekli şüpheler birinden birine uçuyor. Aslında bir Sarah Linden var ki o herkese yeter.
2) Sadece bu olay. Formüllü bir polisiye değil. 26. bölümün sonunda anlıyoruz katilin kim olduğunu.
3) Konu bana göre vasat değil. Detayları bile yeter. Özellikle ilk sezonda ve dizinin final bölümünde nedenini daha iyi anlarsın. Dediğim gibi, Michelle Forbes ve Mireille Enos oyunculuğu bana çokça yetmişti.
4) Bir polisiyede olduğu kadar yavaş bence. Olay 26 bölüme yayıldığı için, atmosferinden dolayı da herkese gitmez bir tavrı var ama giren de çıkamaz. 2. sezonun ilk yarısında yavaş gittiğine dair gelen eleştiriler olmuştu, ben yine sorunsuz götürmüştüm.
5) Çıplak Gerçek Tanıtımım – Yorum kısmı işini görür. + 23 Eylül’de sana yazdığım yorum da biraz iş görebilir.
Ben bu diziyi ilk sezonunda çok seviyordum. Herkes gibi 13. bölümde de olay çözüme kavuşacak sanıyordum. Bölümü izledik (1. sezon finalini yani) ve olaylar da final sayılabilecek, gayet zekice düşünülmüş, böyle hafif açık uçlu, bazı yorumları izleyiciye bırakan, tatmin edici bir finalle bitti. Biz de gayet mutlu bir şekilde 2. sezonu ve yeni davayı beklemeye başladık. Ve dediler ki yok, bu sene de Rossie cinayeti devam edecek. Baştan çok karşı çıkmasam da sonrada olmadı yani. Geçen sene belki de en sevdiğim diziyi bu sene sıkıla sıkıla izlemeye başladım. Bir süre sonra iyice ööö geldi ve yedinci bölümdü sanırım, bıraktım gitti. Finali izleyenlerden katilin kim olduğunu da öğrendim. Çoğu kişi “harcadın canım diziyi” dese de ben hiç pişman değilim. Yine de kalan bölümleri izlemeye çalışacağım bir ara.
@alperen4700: Olur da izlemeye başlarsan, olayın 26 bölümde çözüleceğini baştan bilen biri olarak beğenip beğenmeyeceğini merak ediyorum doğrusu. Haberdar et mutlaka.
@rpdi Açıkçası dizinin daha doğrusu Rosie olayının esas finaliöyle bir bölümdü ki, ilk sezonun finali beni hiç de tatmin etmedi, esas finale kıyasla Gel sen şu kalan bölümleri de izle, eminim fikrin değişir.
@real tortoise ve @aytackara: Teşekkürler, listemde hep vardı geçen sene tam başlayacağım derken iptal edilince daha da gerilere kaldı. Şimdi yeni sezon onayı alınca tekrar başlama isteği duydum.
Yukarıda sorduğum şeyler de daha önce başlamama sebeplerim zaten, (Konunun bana sıradan gelmesi, formüllü bir polisiye olduğunu düşünmem v.s) şimdi çekincelerim kalmadı sayenizde. AMC dizisi olması beni en çok çeken şey diyebilirim, çünkü onun bir polisiye diziyi nasıl yorumladığını çok merak ediyorum. Ayrıca bir Avrupa filmi havası ve Kuzey Ülkesi filmleri edası olması beni çok çekiyor.
Mayıs ayı (yeni sezonu) gelmeden hüpleteceğim inşallah. @rpdi: O zamana kadar sabredersen, yorumlarda beğenip, beğenmediğimi yazarım mutlaka…
@real tortoise: Mutlaka güzeldir ama konuyu o kadar sündürdükten sonra, beni burada çileden çıkardıktan sonra yapmış güzel finali, neye yarar?
Ben ilk sezonun finalini de sevmiştim.Son 2 dakikada olan olaylardan sonra ben bunu 1 sene nasıl beklerim demiştim.Beklediğime değdi tabi.
Bu diziyi izledikten sonra işte gerçek polisiye böyle olur demiştim.
3. sezonda şu isim olmayacakmış. Ben yeni bir cinayete geçip, daha da çok ismin olmayacağını umuyorum. (Polislerimiz hariç tabii.)
Orijinal versiyon sadece Sarah Lund’u tutuyor, kalanını tamamen farklı. Bence bu da öyle olabilir. Olay örgüsüne Richmond sanırım bir katılabilir duruyordu, o da olmayacağına göre diğerlerini de katmazlar bana göre. Belki konuk niyetine görürüz Larsen’dan falan ama o kadar…