Playstation‘un ilk göz ağrılarından, HBO‘nun ise yeni göz bebeği The Last of Us, 15 Ocak 2023 günü ilk bölümüyle başladı. İlk sezonu toplamda 9 bölüm sürecek. Bölüm süreleri (ilk bölüm hariç) 50-59 dakika arası. İlk bölüm 80 dakika. Türkiye yayıncısı BluTV. Dizinin IMdB sayfası da şurada, Wikipedia sayfası ise burada.


Şimdi bir 10 yıl geriye gidelim. 2013’ün haziran ayında bir Playstation 3 oyunu olarak piyasaya çıkan The Last of Us; girdiği her ruhta bir iz, her gözde bir yaş ve sonunda ise her vicdanda bir soru bıraktı. 2013’te birçok ödül topladı, listelere tepeden giriş yaptı. 7 yıl sonra ise Craig Mazin’in büyük çabaları ve oyunun yapımcısı Neil Druckmann’ın da bu işe yeşil ışık yakmasıyla, HBO dizinin yapımına başlandığını duyurdu. (Not: Yazının ikinci sayfasında, Mazin ve Druckmann’ın ilk bölümle ilgili düşüncelerini içeren podcast’ten derlenmiş bir yazı bulabilirsiniz.)

Bu noktada dizinin konusuna giriş yapalım.


Dizi, 1968 yılından bir televizyon programı sekansıyla açılıyor. Dr. Neuman rolüyle John Hannah, bize fungus’un (mantar) bir karıncanın beynini nasıl ele geçirdiğini ve onu kukla gibi yönettiğini anlatırken, bunun o gün için insanlara tehlike arz etmediğini fakat gelecekte hava sıcaklığı belli seviyelere ulaşırsa bundan kurtuluş olmayabileceğini anlatıyor. (Konu ile ilgili Planet Earth belgeselinden bir kısım burada)


Ardından geliyoruz 2003’e, Austin/Texas‘a. Gayet sakin başlayan bir günün gecesi, bir virüs salgınının patlak vermesiyle tam bir kaosa dönüşüyor. Sabah ziyaretine gittiği orta yaşlı komşusunu akşam hastalıklı bir zombi biçiminde depar atarken gören Sarah gördüğü şeylerin şokunu atlatmaya çalışırken; Joel (Pedro Pascal), kardeşi Tommy (Gabriel Luna) ve kızı Sarah (Nico Parker) ile şehri terk etmek için yola koyuluyor. Ardından gelişen birtakım olaylar sonucu Sarah bir asker tarafından ateş edilerek acımasızca öldürülüyor.


 

Dizinin girişini bu şekilde kapatıp 2023’e, yani salgının başlangıcından 20 sene sonrasına geçiş yapıyoruz. Kendini bir şekilde Boston’da bulan Joel, burada karaborsada ilaç satıp kaçakçılık yaparken bir yandan arkadaşı Tess (Anna Torv) ile gündelik işlerle meşgul oluyor. Ülkenin her yanı karantina bölgeleriyle dolu, yönetim askerin elinde, militan gruplar ortalıkta cirit atmakta, doğa ana şehirleri ve sokakları ele geçirmiş durumda ve insanlık için umut yok denecek kadar az.


 

Konu kısmını, hikayemizin diğer ana karakteri Ellie (Bella Ramsey) ile tamamlıyoruz. Militan bir grup olan Ateşböcekleri’nin lideri Marlene (Merle Dandridge), Ellie’yi bir odada esir tutarken Ellie ile tanışıyoruz. Bir sebepten ülkenin doğusuna gitmesi gereken 14 yaşındaki bu öksüz kızın kaderi, Ateşböcekleri’nin bu işi tamamlayamayacağı anlaşılınca, kaçakçılıkta bir dünya markası olan Joel ve Tess‘in insafına kalıyor.


KARAKTERLER

Joel (Pedro Pascal): Sert, güçlü, acımasız ama hassas bir adam.
Tommy (Gabriel Luna): Eski asker, keskin nişancı, inatçı, bazen mızıkçı. Tam bir küçük kardeş.
Sarah (Nico Parker): Joel’un kızı. Babasını çok sever. Komşularıyla ilgilenir, sevecendir.
Tess (Anna Torv): Manyak, dengesiz, sağı solu belli olmayan hırçın bir kadın.
Marlene (Merle Dandridge): Ateşböcekleri’nin Boston’daki lideri. Ne istediğini kendi de pek bilmiyor.
Ellie (Bella Ramsey): Küfürbaz, cimcime, hafif psikopat. 14 yaşında. Hikayede çok kritik bir önem taşıyor.
Bill (Nick Offerman): Joel’un eski dostu. Usta tuzakçı. Sinirli ve takıntılı bir adam.

 

YAZARIN GÖRÜŞÜ

The Last of Us, benim için özel yeri olan bir oyun. Bu yüzden izlerken oyunu yalayıp yutmuş ve çoğu sahneyi sırasıyla bilen biri olmanın getirdiği eleştirel bakışla da değerlendirdim. En azından ilk bölümü izledikten sonra hem var olan hikayeyi güzelce aktarmakta ama daha da önemlisi, genişletmekte ve eklemeler yapmakta epey iyi iş çıkardıklarını düşünüyorum. Bu fikrimin olgunlaştığını mı yoksa zayıfladığını mı ise önümüzdeki bölümler gösterecek. Hikayedeki bazı kritik noktaları ekrana nasıl aktarmayı seçtiklerini merak ediyorum.

Oyunla hiç ilginiz yoksa bile hikayenin bütünü için izlemeye değer bir dizi olacağını düşünüyorum. Bilhassa zombisi ve hastalıklısı için değil; ikili ilişkileri, Joel’un dramı, Ellie’nin muzipliği, yer yer heyecanı ve çoğunlukla hüznü için geldiyseniz, hepsini fazlasıyla bulacaksınız.

Sonuç olarak oyunu oynayanlar için ayrı bir ziyafet, oynamayanlar için yine apayrı bir ziyafet olmuş ve olmaya da devam edecek gibi görünen, devasa bir HBO dizisiyle daha karşı karşıyayız gibi duruyor. İyi seyirler.

Not: Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılıyordu.