The Matrix filmi 1999 yılında vizyona girdiğinde sinemada uzun kuyruklar oluşmuştu. ben de filmi sinemada seyreden ve tüm seriyi 3-5 sefer izleyen biri olarak filmden ve konusundan çok etkilenmiştim.

The Matrix filminin konusunu kısaca hatırlamak gerekirse: insanoğlu yapay zeka olayını epeyce abartmış ve kendi kendini yapılandırabilen makinalar yapmıştır. Bu makineler insan oğlunun doğasında olan hürriyet içgüdüsünün kendilerinde tezahürü olarak başkaldırmışlar ve insanlar ile savaşa girmişlerdir. Bu savaş sonunda insan oğlu yer altına kaçmıştır. Makineler kendilerine enerji olarak önce güneş ışınları kullanmış, insanlar gökyüzünü bomba ile karartınca insanları pil olarak kullanmaya başlamışlardır. İnsanları özel küvözlerde oluşturup, onlara tüm hayatlarını bu küvözler içinde makinalara bağlı olarak rüya görür gibi yaşamalarını sağlamışlardır. Ancak yer altında bulunan insanlar matrix’in yarattığı bu sanal dünyadan insanları kurtarmak için matrix’in içine sızmayı başarmışlar ve isteyenleri matrix’in elinden kurtamaya başlamışlardır. Matrix yazılımı her zaman eşitlik üzerine kurulu matematiksel işlemler şeklinde yazılmıştır. Bu eşitlik bazen bozulmakta ve ortaya Neo çıkmaktadır. Neo kaynağa gider ve Matrix yeniden sıfırdan başlar. Eğer Neo kaynağa gitmeyi kabul ederse sistem yeniden başlayacaktır ve tüm sistemdeki insanlar ölecektir. Ancak filmimizin sonunda Neo bu sefer kaynağa gitmez ve Matrix içinde virüs haline gelen Ajan Smith’i öldürerek Matrix’in yüceleri tarafından barış ilan edilmesini sağlar. Sonunda insanlar isterlerse matrix içinde kalıp sanal yaşamlarına devam edeceklerdir, isterlerse gerçek dünyaya çıkabileceklerdir.The Prisoner 1967 yılında yapılan 17 bölümlük bir TV dizisidir.

Dizimizde ruhsal yönden hastalıklı ve tehlikeli insanlar gözcüler tarafından tespit ediliyor ve bu insanları hipnoz ve ilaçlar ile uyutup sanal olarak yaratılan köyde yaşamaları sağlanıyor. Köyde gerçek hayatın karmaşası, kavga gürültü, hayat mücadelesi yok. İnsanlar burada ruhsal olarak çözülüyor ve düzeldiklerine kanaat getirilirse gerçek dünyaya geri gönderiliyorlar. Dizimizde herkese bir numara verilmiş. isimler gerçek hayatı çağrıştıyor diye sanırım. Bu sistemi ilk olarak kullanan kişiye 1, sistemi yöneten ve başkan olarak dolaşan kişiye 2 denilmiş. Köyde rüya görmek ilaçların etkisiyle mümkün değil. Ancak sisteme 6 denilen kişinin girmesiyle işler karışıyor. 6 ilaçları reddediyor ve kaçış yolları arıyor. Dizinin sonunda 6 sistemi çökertmek yerine sistem içinde kalmayı kabul eder ve sistem devam eder.1967 yılında yapılan The Prisoner ile 1999 yılında çekilen The Matrix ne kadar birbirine benziyor değil mi :)The Prisoner (2009) 6 bölümlük mini dizi olarak yeninden çekildi.