The Newsroom — Tanıtım
59 yorum erselgider 28 Haziran 2015 09:19
YAYIN BİLGİLERİ
TÜR: Drama
KANAL: HBO
YAPIMCI: Aaron Sorkin
YAYIN TARİHİ: 24 Haziran 2012 – 14 Aralık 2014
BÖLÜM UZUNLUKLARI: 50 – 55 Dakika
BÖLÜM SAYISI: 3 Sezon / 25 Bölüm (10 + 9 + 6)
KONU
The Newsroom, bir Amerikan haber kanalı olan ACN (Atlantis Cable News) kanalında çalışan haber spikeri Will McAvoy ve ekibinin bu haber stüdyosundaki hayatlarını anlatıyor diyebiliriz kısaca. “News Night” adlı bir programı sunan Will, diğer haber programlarından çok farklı bir program sunmak istemektedir. Biz de Will ve ekibinin bu çabasına tanık oluyoruz dizi boyunca.
Dizinin en önemli özelliklerinden biri de gördüğümüz haberlerin hepsinin gerçek olmasıdır. İki yıl önce yaşanmış önemli olayları işliyorlar genelde. Bu da diziyi daha heyecanlı bir hale getiriyor.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Will McAvoy (Jeff Daniels)
News Night programının sunucusu olan Will McAvoy, doğru haber yapmaya çalışan, dürüst ve tecrübeli bir haberci. Lafını esirgemeyen biri olduğu için bazen bu konuda sıkıntılar da yaşamaktadır. Sunduğu haberleri en doğru biçimiyle seyirciye aktaran Will’in dizide bazen bu yüzden başı dertten kurtulmuyor.
Dizinin esaslı adamı olan Will McAvoy’u canlandıran oyuncuyu Dumb & Dumber (Salak ile Avanak) filminden tanıyoruz.
MacKenzie McHale (Emily Mortimer)
Dizide News Night programının mutfağında bulunan kişi diyebiliriz. Will’in en güvendiği ve saygı duyduğu iki kişiden biri. Aynı zamanda Will’e sözünü geçirebilen birisi. Dizinin ilk bölümünde Will’in kendisini pek istemese de – sonradan Will’il eski sevgilisi olup kendisini aldattığını öğreniyoruz – daha sonra ekibin önemli bir parçası oluyor.
Karakteri canlandıran oyuncumuzu Lars and the Real Girl (Gerçek Sevgili) ve Hugo filmlerinden tanıyoruz.
Jim Harper (John Gallagher Jr.)
Dizide MacKenzie’nin sağ kolu olan Jim, biraz saf, duygusal ve çekingen tavırlarıyla dikkat çekiyor daha çok. Aynı zamanda da oldukça başarılı bir haberci. Ekibe MacKenzie ile birlikte sonradan katılıyor. Hatta MacKenzie onu ekibe sokuyor diyebiliriz.
Karaktere hayat veren oyuncumuz daha sonra Olive Kitteridge dizisi ve Short Term 12 filminde karşımıza çıktı.
Maggie Jordan (Alison Pill)
Ekipte stajyer olarak çalışan ve zamanla yükselen bir tip olan Maggie, özünde Jim gibi saf bir karakter. –İlerleyen bölümlerden ispiyon!– Zaten ilerleyen bölümlerde Jim ile sevgili oluyorlar, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş durumu.
Oyuncuyu Scott Pilgrim vs. the World (Scott Pilgrim Dünyaya Karşı) ve Milk filmlerindeki rolleriyle hatırlıyoruz.
Don Keefer (Thomas Sadoski)
Dizinin ağır abisi olan Don, Maggie’nin sevgilisi. İnsanlara sürekli ters cevaplar verdiği için pek sevilen bir karakter değil. –İlerleyen bölümlerden ispiyon!– Ancak bölümler ilerledikçe ve karakterin bu kötü huyları azaldıkça kendisini sevmeye başlıyorsunuz ister istemez.
Oyuncu, diziden sonra karşımıza The Slap dizisi ve John Wick filmindeki kısa rolüyle çıktı.
Sloan Sabbith (Olivia Munn)
Dizideki en güzel ve en zeki karakter. Birçok alanda başarılı olan Sloan, insan ilişkilerinde ise o kadar başarılı olan biri değil. Yani duygularını ifade edemeyen biri diyebiliriz. Hayatını tamamen işine adamış biri olduğu için biraz asosyal havası bile var. Hatta bir bölümde Titanik’i bile izlemediğini söylüyor.
Oyuncuyu Perfect Couples dizisi ve Mortdecai (Üç Kağıtçı Mortdecai) filminden tanıyoruz.
Neal Sampat (Dev Patel)
Dizideki “inek” karakter olan Neal, teknoloji ve Internet kullanımı konusunda çok başarılı. Hemen hemen her konuda biraz bilgisi var diyebiliriz. Zaten ekip bir konuda bir sorunla karşılaşınca bunu araştırıp çözmek hep Neal’a düşüyor.
Slumdog Millionaire (Milyoner) filminden tanıdığımız oyuncuyu bu sene Chappie filminde görme şansı bulduk.
Charlie Skinner (Sam Waterston)
Dizideki en sempatik karakterlerden biri olan Charlie, kanalın patronu. Aynı zamanda da Will’in en yakın dostu. Her zaman çalışanlarının yanında olan, onlara destek olan birisi. Giyim tarzıyla da dikkat çekiyor.
Oyuncu, geçtiğimiz ay yayınlanan Netflix dizisi Grace and Frankie ile tekrar karşımıza çıktı.
SON SÖZ
Dizi çok yoğun diyaloglardan oluştuğu için bazen arada söylenen sözleri kaçırabiliyorsunuz. Ancak bu özelliği, diziyi sıkıcı bir hale mi getiriyor? Tabii ki hayır. Haber stüdyosunu ve oradaki insanların iş hayatlarını izlerken aynı zamanda da karakterleri yavaş yavaş tanıma ve aralarındaki ilişkileri görme şansına sahip oluyoruz. Bu yönden dizi, izleyeni kendine kısa sürede bağlıyor. Ayrıca dizideki habercilik ve gazetecilik anlayışını günümüzdekilerle kıyaslayınca insan biraz hüzünleniyor tabii. Ütopik bir atmosfere sahip bu konuda. Son olarak söylemek istediğim şey ise benim gözümde çoktan efsane diziler kategorisine girmiş olan The Newsroom’a mutlaka bir şans vermeniz. Dizinin ilk bölümü normal süresinden biraz uzun olsa da daha ilk sahneden insanı etkiliyor diyebilirim. Şimdiden iyi seyirler.
yorumlar
hhahah şu kadın sürekli karşıma çıkıyor. poi de izledim, geçtim hoc da izledim, geçtim şimdi de burda çıktı karşıma. seviyorum kadını.
yalnız yoruldum resmen. insan yavaş yavaş başlar bu ne yav. beynim aktı altyazıya odaklanmaktan. tamam hızlı konuşuyorsunuz bari aynı anda konuşmayın. zamanla alışcaz artık.
@ozgun14: Hangi kadın?
linkleyememişim. bu kadın
tabii imdb ye girince konuk olduğunu öğrenmiş oldum, ama ilk sahneden çıkınca karşıma dunbar oyum sana diye bağırasım geldi. hoc tan çıkmış da gelmiş sanki birileriyle siyaset tartışıyordu yine
ilk bölüme bayıldım. uyuz don hariç her karaktere hemen ısındım. bölümün haber içeriği bombaydı resmen. gerçekten heyeanlı bir bölümdü. hızlı başladı ama hakkını verdi. korkarak girdiğim 70dk nasıl geçti anlamadım.
ilk 3 bölüm itibariyle fikrim
bu dizi hemen biter
ilk bölüm konusunu iyi seçmişler. diğer bölümlerde biraz daha ülke iç siyasetine dönük haberler var. yine de izlemesi keyifli.
jimmy ve maggie çok sevimliler
1×04 son dakikalar cidden gözlerimi sulandırdı. öyle güzel oynamışlar çekmişler ki empati yapmamak mümkün değil. duygusal bir bitirişti.
Öncelikle yazıyı beğenen herkese ben de okudukları için tek tek teşekkür ediyorum. Biraz geç oldu ama bir süre giremedim siteye, kusura bakmayın
@ozgun14 diziyi sevmemin nedenlerinden biri de senin bahsettiğin gibi duygusal sahnelerin olması. İlk bölümün girişi gerçekten çok güzeldi. Will’in o soruya verdiği cevaptan bahsediyorum. Bir de beni en çok etkileyen sahne 3. sezon 5. bölümden. Onu da artık o bölümü izledikten sonra sen de anlarsın diye tahmin ediyorum İyi seyirler sana. Ben de vaktim olunca en baştan tekrar izlemeyi düşünüyorum.
asıl ben teşekkür ederim böyle sıcak bir ekiple tanışmama vesile olduğun için. yoksa çok çok uzun süre bu kalırdı kenarda köşede.
1×05 siz ne kadar iyi bir ekipsiniz yav bu bölüm aklıma gezi olaylarında taksimde haber yapmaya çalışan cnn international’ı getirdi, onlar da yerel muhabirlerle anlaşmışlardı yanlış hatırlamıyorsam. gazetecilerin sıkıntılarına güzel bir yönden değinildi.
bu dizide olan duygusal patlamalar çok dağıtıyor beni.
özellikle de mackenzie’nin patlamaları. çoğu zaman gereksiz çıkış yapıyor. onun dışında dizi süper.
ozgun14 1x08x09dan bildirdi. çok memnun kaldım sezondan. muhtemelen 10 da güzel olacak zaten.
2. sezonun ortalarındayım bu sezon da güzel gidiyor. karakterlerin daha derinine inmelerine çok sevindim. bu sezon onları daha iyi tanımışım gibi hissediyorum. ama ilk sezondaki haber bombaları yok sanki. yine de güzel tabii. işte bunlar oldu ama nasıl oldu kurgusunu beğendim sezonun.
2.sezonun da sonuna geldim. Bu sezon da guzeldi. Ceneviz operasyonu ara ara sikar gibi oldu ama yine de izletti kendini. Gercek miydi kurgu muydu onu da arastirasim gelmedi duymamistim ama sarsirdi. Secim gunu bolumleri falan da guzeldi. Acip da michigan’a bakasim geldi nasil bitecek oylama diye
Biraz daha sinirli ilerlemisler bu sezon. Oyuncular yine muhtesemdi sezon sonu mutlu mutlu bitti. Hafif siritmami engelleyemedim.
Umuyorum ki guzel bi sezonla diziyi kapatiriz.
güzel bir seyir sundu. genelin aksine ben 2den de zevk aldım. arşivimde saklamaya değer önerebileceğim güzel bir dizi daha. önerenlere tanıtımda katkısı olanlara teşekkürler.
cenazedeki şarkı söyledikleri sahne gerçekten çok güzeldi. orayı tekrar izledim. final biraz klişelerle dolu olmuş ama final olmasının getirisiyle hüzünlememk mümkün değil.
neyse finali kötülediğime bakmayın onu da beğendim yine ama biraz boşa geçirmişler sadece. dizi zaten herkese önerimdir. güzel oyuncular tanıdım bu diziyle. hepsi de çok taze benim için, takipte olacam.
Keşke daha erken başlasaymışım dedim
Bu diziyi gerçekten çok beğendim. Will süper bi karakter. Herşeyi geçtim Sloan çok tatlı hatun ya
İkinci sezonu bitirdim. Çok güzel bir sezondu. Diziyi bitiririm bugün
özlemişim yaaav iki kez izlemek isteyeceğimiz o kadar çok güzel dizi varken bu kadar az zaman olması
yalnız will biraz çökmüş mü ney
Dizinin en iyi 10 sahnesini seçmişler şurda
1 x 01 üzerine:
Yeni dizilerimin 3. ayağına The Newsroom’u kattım. İlk tepkim şu oldu: Bu dizi çok hızlı akıyo laan! Gerçekten öyle, hani olaylar öyle hızlı ki 72 dakika su gibi geçti anlamadım zamanın nasıl geçtiğini. Benim için değişik bir dizi olacak, bakalım devamını nasıl bulacağım.
Sanırım neden bu kadar çabuk bitirilmiş diye hüzünleneceğim.
1 x 06
Ya sezonluk yorum yapacaktım ama dayanamadım ya. Her bölüm sonunda duygulanıyorum ve diziyi alkışlıyorum yani bir dizi bu kadar mı iyi olur ya! Bazı dizilere 40 dakika dayanamıyorum bu dizide 1 saatin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Ah keşke bu kadar kısa sürmeseymiş bu dizi!
Ekip sanki ailem gibi oldu, her üyesini ayrı seviyorum.
Özellikle siyasi olarak işlenen olaylar falan çok hoşuma gidiyor.
Bu bölümde Sloan odaklıydı, çok iyi oldu
Aaron Sorkin dizi çekmeye devam etsiiiin!
Şu The West Wing’i öne alayım ben en iyisi.
1 x 09
Aaaa Jake geldi!
Tipi tanıyamadım ama.
hiç hatırlamıyorum işin daha da ilginç yanı bu arkadaş shamelessa gelmiş meğer koskoca bir sezon orada da hatırlamıyorum. keşke bilerek izlemiş olsaydım
Necdet sen gerisini okuma.
@ozgun14
Adam bir de yalana alerjisi olan biriydi. Fiona’nın zaman zaman yalan söylediğini de fark edip arıza çıkarmıştı hatta.
İlk sezonu bitirdim. Yani House of Cards’tan sonra bir diziyi izlerken alkış tuttuğumu hatırlamıyorum ya. Bu diziyi o kadar çok sevdim ki ekip ailem gibi oldu, ah keşke bende orada olup çalışsam diye kendi kendime dövündüm. Hep saygı duymuşumdur bu tarz haber dünyası insanlarına. Onun dışında onların yaşantılarını falan izlemek çok güzeldi, kimi yerlerde güldüm, ağladım, sinirlendim,gerildim. Gerçekten her karesi dolu dolu süper ötesi bir dizi olmuş diyebilirim.
Yalnız dizinin tek eksik yanı aşk ikilemleri oldu. Göbeğim çatladı ya.
Will ile Mackenzie’yi de sevgili yapamadık yine bi türlü. Son sahnede öp ulan kızı diye bağırdım ama işe yaramadı.
Valla bu diziye veda edeceğime şimdiden çok üzülüyorum.
Bu arada acaba bu olayları gerçekten böyle işleyen anlatan haberciler var mı ? Hani karakterler onlardan özenilerek oluşturulmuştur falan, yoksa olaylar gerçek karakterler kurgu mu ?
2.sezonu da bitirdim. Bu sezon biraz ilk sezonun altında kaldı ama son kısımda tam istediğim gibi olayları bağladılar ve gönlümü bir kez daha kazandılar diyebilirim. Onun dışında oyuncular falan yine harikaydı. Sloan çok iyiydi. Onun dışında Constance Zimmer ve Grace Gummer da bu sezona renk kattı diyebilirim. Zimmer zaten ne oynasa çok seviyorum.
Will’e Mac konusunda sinir oluyordum ve hep aynı şeye dönmesi sinirime dokunuyordu fakat sonda güzel bir atılım yaptı, iyi oldu.
3.sezonu da önümüzdeki hafta bitiririm büyük ihtimalle. Keşke bu dizi şimdide devam etseydi günümüzdeki olayları nasıl yorumlayacaklardı merak ediyorum. Bol bol bizden de bahsederlerdi eminim. Off ne güzel olurdu izlemesi. Kahrolsun seni bitirenlere. Harbiden bu dizi neden bitirildi bi nedeni var mı ?
Bir neden belirtmemişlerdi yanlış hatırlamıyorsam. Gelen tepkiler biraz ortalığı karıştırmıştı ama. Aaron Sorkin sonrasında benim de TV ile işim bu kadar o zaman moduna girmişti.
@necdetcem7 : Aaron Sorkin’i ilk sezonda gelen eleştiriler ile çok yordular bence. Birkaç kere yazdım zaten (örn. yukarıdaki şu yorumumda da demişim). Adam kafasına göre yapınca olumlu da olumsuz da eleştiriler geldi. Benim anladığım kadarıyla olayları her bakış açısından ve her politik duruşa göre sunması gerektiği yönünde kanal ayar çekti ve önümüze ilk sezondan bambaşka bir politik duruşa sahip bol danışman soslu kurgusal hikayeler getirmek zorunda kaldı. Adam yapmak istediğini yapamadığı için küstü gitti.
Ay bu arada West Wing’i bitircem bi ara ben. Bak yine hatırladım.
Hmm yazık olmuş ya ne desek boş, her yerde demesini biliyorlar ama biz dünyanın en özgür ülkesiyiz diye!
Keşke tekrar gelse dizi.
Bana yaşanan bu olay gerçekten çok saçma geliyor.
Kaynağını neden açıklamıyorlar ki ? Ya da kadına deselerdi sen bu haberi kendin yayınla diye ? Kadın yayınlayacağım dedi zaten ?
Ha birde kadına ilk baş Neal iade olmayan bir yere git, öyle haber yapalım deseydi ? Olay biterdi.
Ne bileyim hoşlanmadım bu durumdan, çok fena battık diyebilirim.
Jim ise Hallie’ye çok yamuk yapıyor, Maggie ile birleştireceğiz diye ikilinin ilişkisini ne hale soktular.
Kaldı iki bölüm, umarım güzel toparlarlar.
3. sezon üzerine:
Ve bitti.
Bu sezonu da beğendim ben, her zamanki gibi güzel bir sezondu. Finali de güzeldi, güzel bir şekilde kapatıp gittiler. İçimde bu kadroyla devamı gelsin diye bir umut olacak sürekli, ki isteseler devam edebilirler.
Belki bi 5 sene sonra dünya değişir ve Aaron Sorkin tekrardan devam etmek ister bu diziye.
25 bölüm olmasına rağmen oyuncuları, ekibi ve diziyi çook özleyeceğim, yeri dolmayacak kesinlikle. Gerçekten en unutamayacağım diziler arasına girdi diyebilirim ve arşivimde de saklayacağım. İyi ki izlemişim.
İzlemeyen varsa bu diziyi kendine yazık etmesin ve hemen bu diziyi izlesin diyorum.
Lost ve Newsroom‘dan birisine başlayacaktım. Nispeten kısa olduğundan bunu seçtim ve iyi ki seçmişim. Uzun zamandır aklımdaydı zaten.
Efsane bir giriş sekansı, ardından harika bir ilk bölüm. Diyalog temposu inanılmaz, bir süre sonra ayak uydurmaya çalışmaktan da vazgeçtim çünkü takip edememeye başladım, akışa bıraktım kendimi.
Diğer yandan da düşündüm, acaba
Son sahnedeki kritik anda verdikleri müzik ve yarattıkları atmosfer beni duygulandırmaya yetti yine. Gerçekten ders niteliğindeydi. O kadar iyi işlemişler ki.
İzlemeyen kalmamıştır sanırım ama kaldıysa vakit kaybetmeden girişsin derim.
S01E01
72 dakikalık upuzun bir pilot bölüm yapmışlar. 1 ayı aşkındır masaüstünde bekliyordu, gözüm korkuyordu başına oturmaya bu seviye uzun olduğu için. Ama dolu dolu bir 72 dakika buldum karşımda. Uzun zamandır izlediğim en fazla replik barındıran, diyalog temposu en yüksek dizi bölümü buydu herhalde. 72 dakika, rekor sayıda tempolu replik. Başka bir dizi olsa beni başlarda kaybederdi herhalde. 55. ve 63. dakikalar arasındaki haberin sunulduğu 8 dakikalık kısım hariç bayıla bayıla izlediğimi söyleyebilirim bölümü. Açılış sahnesi muazzamdı, direkt olarak hikayeye ve ana karaktere çekti beni. O şaşalı sahnenin sonrasında ilgiyi tetikte tutabilmek ise en zor olanıydı ve onu da başardılar alınlarının akıyla. Başta Jeff Daniels ve Emily Mortimer olmak üzere tüm ekip şahaneydi. Herkesin eline sağlık.
S01E02
Haberin sunulduğu sahne ve direkt olarak haberin içeriği ile ilgili diyaloglar sıksa da diğer kısımlar mükemmeldi yine. Çok doğal yazılmış seri diyalogları ve birkaç koldan gelen müthiş oyunculuklarla parıl parıl parlıyor ilk 2 bölüm itibariyle dizi. Tüm ekip çok iyiydi tamam da Emily Mortimer bambaşka seviyelerdeydi cidden bu bölüm. Hatun döktürüyor valla. Pembe Panter serisindeki Nicole karakterinden hatırlıyorum onu sadece. Orada da büyük keyifle izlemiştim kendisini burada da bayıla bayıla izliyorum 2 bölümdür.
Olivia Munn’un da katılmasıyla ekip daha da tatlandı bu bölüm.
S01E05
Doğruya doğru, böyle sahneler her zaman etkiler.
S01E06
Uzun bir aradan sonra tekrar oturdum başına. Özlemişim cidden.
Haber sunumu açısından en çok sevdiğim bölüm oldu bu bölüm. Müslüman düşmanı hatunun yayını olsun, Japonya yayını olsun, kıvırtkan siyahinin yayını olsun tüm birebirler mükemmeldi bana göre. Ah bizde de Will gibi işinin ehli, bilgili, hazır cevap ve CESUR bir haber sunucusu olsa keşke!
Bunun dışında Will’in doktor randevusu, Sloan’ın öne çıkışı, konuk oyuncu Terry Crews’in katkısı ve reel yorumcu muhabbeti de ayrıca bölümü güzelleştiren unsurlardan biri oldu. Her sahnesini ayrı ayrı sevdim bölümün. Her bölümü belli bir kalite standardının üstünde bu dizinin zaten ama benim şu ana kadar en çok sevdiğim bölüm bu oldu galiba.
Bu dizinin zamanında Golden Globe ve Emmy’ye damga vurup ödül havuzu oluşturmasına izin verilmemiş olması büyük ayıp olmuş cidden. Her açıdan mükemmel bir dizi ve bu ayarda devam etmişse benim best of dizilerimden biri olacak kesinlikle.
İlk başlarda birazcık abartıyorlar mı desem de çocukluğumda AÖ’nün yakalanışı geldi aklıma. Benzer duygular ve tepkiler bizim ülkede ve medyada da mevcuttu. Sonrasında hak verdim heyecanlarına. Bölüm yine aktı gitti her zamanki gibi. Uçak grubu da stüdyo grubu da gayet iyiydi. Natalie Morales’i tekrar görmek güzeldi. Powerless’tan Christina Kirk küçük rolüyle büyük renk kattı. Kelen Coleman göz kamaştırdı.
S01E10 (Sezon Finali)
62 dakikalık kapanış bölümünün 2. yarısı gayet güzeldi yine ama ilk yarısı pek sarmadığı için sezonun en az sevdiğim bölümü oldu diyebilirim bu bölüm için. Ama bu durum mükemmel bir sezonu geride bıraktığımız gerçeğini değiştirmiyor. Diziye dışarıdan alıcı gözle bakınca ilgimi çekeceğini düşünmemiştim daha önceden hiç. Ama ön yargımı en sağlam şekilde kıran dizilerden biri olmayı başardı. Sezon boyunca son derece seri ve ilgi çekici diyaloglarla bezeli senaryosu ve müthiş oyunculukları ile kendine hayran bıraktırmayı başardı. Vaat ettiğinin çok çok fazlasıı verdi. Senaryo için Aaron Sorkin’e ve Sorkin’in yarattığı mükemmel karakterlerin vücut bulmasında payı çok büyük olan oyuncu kadrosuna kocaman bir teşekkürü borç bilirim. Daha ilk sezonunu geride bırakmışken efsane diziler ve efsane kadrolar arasına girmeyi başardılar benim için kesinlikle.
Diziyi Olivia Munn’u Perfect Couples’ta izledikten sonra ‘Başka hangi dizilerde oynamış acep?’ diye aktrisin IMDB sayfasında dolanırken gündemime aldım. Hala izleyip izlememe konusunda kararsızken @keremaci nin ilk bölüm yorumunu okudum ve o gazla girdim diziye. Perfect Couples’taki performansı ile diziyi gündemime aldıran Olivia Munn’a ve o teşvik edici ilk bölüm yorumu için @keremaci ya teşekkürler.
2. ve 3. sezonun da aynı kalitede devam etmiş olması ve bir gün ülkemizde böyle zekice hazırlanmış ve cesurca sunulmuş haber bültenleri izleyebilmek dileğiyle.
Sezon için ortalama puanım: 9.2
S02E07
O çok çok beğendiğim ve üstüne methiyeler dizdiğim ilk sezonun çok altında bir sezon oldu. Tek bir ana konu seçip onu sezonun geneline tamamen yaymayı tercih etmişler ki bu doğru bir tercih olmamış bana göre. Malum Ceneviz olayı hiç sarmayınca ilk sezondaki o akıcı diyaloglar sinek vızıltısından hallice hale geldi benim için ilk 6 bölüm boyunca. Bu olaya bu seviye odaklanmayıp ilk sezondaki gibi bir hikaye çeşitliliği yaratılması gerekiyordu bana göre.
Will’in bıçkın yapısının da pek ekmeğini yiyemedik bu sezon. Karakter şap içmiş gibiydi adeta bu sezon. Canlı yayına renk katan düellolar, itin g.tüne sokup çıkarmalar da neredeyse hiç yoktu haliyle. İlk sezonda Will’den ve bu tarz sahnelerden çok ekmek yemişti bu dizi.
6. bölümdeki Jerry’nin malum olayı sonrası gelen 7. bölüm ise sezonun kayda değer ilk bölümü olmayı başardı benim açımdan. Diyaloglar tekrar tat verdi ve keyif alarak bir bölüm izleyebildim. Marcia Gay Harden, karakteri Rebecca Halliday ile bölümün en fazla öne çıkan ismi olmayı başardı. Jane Fonda da coşkulu bir sahneyle bölümü kapatmamızı sağladı. Umarım sezonun son 2 bölümü de en azından bu bölüm ayarında olmayı başarmıştır.
‘Seçim Gecesi’ temalı 2 bölümle sezonu kapattık. 8. bölüm sıkıcıydı, 9. bölüm fena değildi.
Will’in ‘MacKenzie Morgan McHale McAvoy’ gevelemesi cuk oturmuş o sahneye.
*Sloan-Don için de çok uzun zamandır bekliyorduk, o da güzel oldu.
Sezon içerisinde Marcia Gay Harden, Grace Gummer, Hamish Linklater, Constance Zimmer ve Aya Cash gibi tanıdık simalar boy gösterdi. Marcia Gay Harden ve Grace Gummer sezona pozitif katkı sağladılar. Diğer üçlüyü başka projelerden sevsem de burada pek kayda değer karakterlerle yer almadılar benim açımdan.
Margaret Judson ve Riley Voelkel’ı bu sezon daha fazla görürüz diye umuyordum sezona başlarken ama figürandan öteye gidemediler bu sezon da ne yazık ki. Özellikle Margaret Judson gibi bir güzelliğe bu kadar minik süreler verilmesi can sıkıcı cidden.
Ana kadroya dönecek olursam;
Olivia Munn yine döktürdü, Sam Waterston, Emily Mortimer ve John Gallagher Jr. sezonun iyilerindendi, Jeff Daniels’da karakteri törpülemelerinden dolayı kayda değer bir düşüş vardı, Thomas Sadoski ve Dev Patel de hafif de olsa düşüş yaşayan diğer isimler oldu, Alison Pill ve saçları ise sezonun en çekilmezi olmayı başardı.
Karşımda kötü geçen bu 2. sezondan çok çok daha iyi bir 3. sezon bulmam dileğiyle!
S03E06 (FİNAL)
Başlangıçtan biraz öncesi ve vedayı birleştirmeyi tercih etmişler. Güzel bir kapanış olmuş.
İlk sezon mükemmeldi, 2. sezon kötüydü, 3. sezon fena değildi. Ama şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki 3 sezon boyunca diziyi taşıyan ve bu dizinin en büyük artısı olan şey karakterleriydi. Muhtemelen izlediğim en iyi karakter dramasıydı. TV’de çok iyi yansıtılmış karakterler elbette izledim ama elindeki tüm karakterleri bu seviye başarılı bir şekilde yansıtabilmek her baba yiğidin harcı değil işte. Başta Sloan, MacKenzie ve Will olmak üzere tüm karakterleri çok özleyeceğim gerçekten.
Olivia Munn dizinin geri dönebileceğini söylemiş.
Olivia hanım yüreğimize indirecek yemin ediyorum.
Böyle güzel haber almaya alışık değilim, benim de yüreğime inebilir
Aaron Sorkin hayır demiş.
Laf Olivia Munn’dan çıkınca bir anlamı olmadığını biliyordum zaten.
Aaron Sorkin o kadar küstürüldükten sonra dönerse anca kötü bir dizi yapıp intikam almak için döner bence.