The Originals — Tanıtım
327 yorum hemreeroglu 22 Mayıs 2014 09:22
Bize The Vampire Diaries, Supernatural ve Arrow gibi dizileri vermiş olan ve izleyici kitlesini genelde memnun eden Amerikan TV kanalı The CW, geçtiğimiz Ekim’de daha yetişkin içerikli bir vampir dizisi yayınlamaya başladı: The Originals… Dizi, öyküsüne The Vampire Diaries’te başladığımız Köken vampirleri anlatıyor. Yani bir uzantı (spin-off). Geçtiğimiz günlerde ilk sezonunu başarıyla tamamlayan ve sezon boyunca kendine has izleyici kitlesini usulca oluşturan dizimiz, 2. sezon onayını Şubat’ta, yani beklenenden daha erken bir zamanda aldı. Gelin hep birlikte, bir sezonda uyarlama dizi etiketinden adı gibi orijinal bir diziye dönüşen dizimizi tanıyalım.
Tanıtım, The Vampire Diaries’i çok geriden takip edenler için ve -tanıtım yazısı olmanın doğası nedeniyle- The Originals’ın ilk bölümüyle ilgili olarak ispiyon içeriyor.
YAPIM SÜRECİ | 11 Ocak 2013 tarihinde, Köken vampirler üzerine odaklanacak “The Originals” adlı bir The Vampire Diaries bölümünün Nisan’da yayınlanacağı duyuruldu. Bu bölümün amacı 2013-2014 sezonu için potansiyel bir diziye arka kapı deneme bölümü (backdoor pilot) oluşturmaktı. Bölümün yayınlanmasının ardından 26 Nisan 2013’te The Originals dizisi, 2013-2014 sezonunda yayınlanmak üzere onay aldı. Bu uyarlama denemesi Julie Plec tarafından, Kevin Williamson’ın herhangi bir katkısı olmadan yönetilmekte. Yapımcılar arasında Julie Plec, Leslie Morgenstein ve Gina Girolamo’yu gördüğümüz dizinin yapım şirketleri Alloy Entertainment, CBS Television Studios, Warner Bros. TV ve My So-Called Company’den oluşuyor. Senaryo ise Julie Plec’in elinden çıkıyor. Dizinin ilk bölümü, arka kapı deneme bölümünün düzenlenmesi şeklinde 3 Ekim 2013 tarihinde The Vampire Diaries’in beşinci sezon prömiyerinin arkasından yayınlandı. Oldukça olumlu eleştiriler alan dizi, 8 Ekim’den itibaren Salı günlerine taşınarak sezon boyunca bu şekilde yayınlandı.
KONU | The Originals, Mikaelson kardeşleri (Klaus, Elijah ve Rebekah) merkezine olan bir The Vampire Diaries uyarlamasıdır. The Vampire Diaries’in 25 Nisan 2013 tarihinde yayınlanan 4×21 numaralı bölümü, bu dizimizin arka kapı deneme bölümü olarak işlev görmüş, bu bölümde ayrıca kurtadam Hayley’nin Klaus’un çocuğuna hamile olduğu ortaya çıkmış ve kendisi de bu sebeple dizimize geçiş yapmıştır.
Dizi, köken kardeşlerin 1919’dan bu yana ilk kez New Orleans şehrine dönmesiyle başlar. Şehri asıl kuran kişiler olan kardeşlerimiz, kindar babalarından kaçmak için şehri terk etmek zorunda kalmıştır. Yokluklarında Klaus’un zamanında koruması altına aldığı Marcel, şehrin yönetimini ele geçirmiştir. Şimdi Klaus, Marcel’i indirip bir zamanlar kendilerine ait olan şehri geri almaya karar verir.
Klaus, yüz yıllar boyunca babasından ve onun nefretinden kaçak bir yaşam sürmüştür. Sonsuz bir nefretle dolu olan karakterimiz, New Orleans’ın Fransız Bölgesi’ne döndüğünde çok geçmeden kendini meşgul edecek yeni düşmanlar edinir.
Klaus’un asil kardeşi Elijah ise kendine zarar verici davranışları olan kardeşinin kefaretini bulmasına yardım etmek amacıyla onun yanında gelir. Elijah, Klaus’u hizada tutmak için Marcel’in düşmanlarıyla işbirliği yapmak zorundadır. Bütün bunların yanında hiç aklından geçmeyen birine karşı gelişen hisleri, olayları daha da zor hale sokar.
Hayatı boyunca hep Klaus’tan zulüm görmüş Rebekah, şeytani kardeşi Klaus’un yanında olmaya Elijah kadar istekli değildir. En ufak hatalarında kendilerine hayatı zindan eden Klaus, ona göre kurtarılma aşamasını çoktan geçmiştir. Ancak biraz Elijah’nın ısrarı biraz da kendi içindeki iflah olmaz aile özlemi nedeniyle çok geçmeden müzik şehri New Orleans semalarında yerini alır.
Siyahlara karşı zulmün en doruk zamanlarındaki kölelik kültüründen gelen Marcel, bütün hayatını Klaus’a borçludur. Bildiği her şeyi kendisine o öğretmiş, adeta babası olmuştur. Klaus sayesinde vampire dönüşen Marcel, kökenler şehri terk ettiklerinde yapayalnız kalır. Elinde liderini kaybetmiş bir krallık ile kalakalmıştır. Şehri ve kendisini yıllar içerisinde baştan yaratan Marcel, kökenler geri dönüp kurdukları şehri geri almak istediğinde, tacı ve tahtı teslim etmeye pek de istekli olmayacaktır.
New Orleans’ın kültürel tarihinin bir parçası olan cadılar, Marcel yönetiminde tamamen geri plana itilmiş ve güçlerini kullanamaz hale getirilmiş durumdadırlar. Marcel’in gizli silahı sayesinde yaptıkları her büyü tespit edilmekte ve cezalandırılmaktadır. Bir zamanlar bölgede önemli söz sahibi olan cadılar, bir savaş vermeden yok olmayacaklardır.
KARAKTERLER
Klaus Mikaelson: İlk vampir-kurtadam melezi olan Klaus, bin yıldır dünyadadır. Kurulmasına yardım ettiği ve yaklaşık yüzyıl önce kardeşleri Elijah ve Rebekah ile birlikte insafsız avcı babaları yüzünden sürüldükleri New Orleans’a geri döner. Kendisine karşı bir komplo kurulduğuna dair gizemli bir ipucuyla doğaüstü olayların kaynadığı kazan olan Fransız Bölgesi’ne geri çekilen Klaus, eskiden koruması altında olan Marcel’in kendi yokluğunda, şehrin doğaüstü sakinlerini net bir otorite ile nasıl yönettiğini görünce şaşırır ve kıskanır. Egosu ve kendi kendine zarar veren doğasıyla, şehri Marcel’dan geri almaya yemin eder. Karakteri daha önce The Vampire Diaries’te aynı rolle gördüğümüz ve Immortals ve Open Grave adlı filmlerden tanıyabileceğimiz Joseph Morgan canlandırıyor.
Elijah Mikaelson: Klaus’un bir daha adım atmamaya yemin ettiği tek yere neden döndüğünü merak eden Elijah, kardeşini New Orleans’a kadar takip eder. Mystic Falls’ta kuyruklarını kovalama fikri Elijah’ya pek hitap etmediği için ailesinin New Orleans mirasını geri alma amaçlı yeni bir başlangıç fırsatını kaçırmaz ve şehirde kalır. Karakteri daha önce The Vampire Diaries’te aynı rolle gördüğümüz ve şu sıralar eş zamanlı olarak Kanada yapımı doğaüstü tıp dizisi Saving Hope’da da doya doya seyredebileceğimiz Daniel Gillies canlandırıyor.
Rebekah Mikaelson: Köken kardeşlerin tek kadın üyesi olan Rebakah, Mystic Falls’taki ihaneti nedeniyle Klaus’a kin tutmaktadır ancak ailesine duyduğu sadakat (Klaus’tan ziyade Elijah’ya) nedeniyle kardeşlerinin peşinden New Orleans’a gelir. Karakteri daha önce The Vampire Diaries’te aynı rolle gördüğümüz ve daha önce Avusturalya yapımı H20: Just Add Water ve ABD yapımı Pretty Little Liars’ta izlediğimiz Claire Holt canlandırıyor.
Hayley Marshall: Klaus’un tek gecelik aşkı olan kurtadam Hayley de kendi ailesinin öyküsüne dair ipuçlarını araştırmak amacıyla Fransız Bölgesi’ne gelir. Kendini diğer insanlardan çok uzak hisseder çünkü nereden geldiğini bilmemektedir ve bu yolculuğun geçmişte yaptığı karanlık ve çıkarcı şeylerin ardından kendi insanlarını tanımaya ve insanlığını bulmaya yardımcı olacağını ummaktadır. Ancak New Orleans’da iken Hayley, kendisinin Klaus’un doğmamış çocuğunu taşıdığının farkında olan güçlü cadı Sophie Deveraux’nun eline düşer. Karakteri daha önce The Vampire Diaries’te aynı rolle gördüğümüz ve daha önce tek sezonda iptali görmüş The Secret Circle dizisinde de izlediğimiz Phoebe Tonkin canlandırıyor.
Marcel Gerard: Marcel, Klaus’un yüzyıl önce koruması altına aldığı ve vampir yaptığı, karizmatik ama vahşi ve şeytani bir vampirdir. Menfur eylemlerle ve şehrin müşkül cadıları üzerindeki gizli silahıyla New Orleans’ın insan ve doğaüstü sakin nüfusunun kontrolünü eline geçirmiştir. Marcel, sadık takipçilerine emirler verdikçe ve mutlak otorite ile hüküm sürdükçe şehrin doğaüstü hizipleşmeleri – vampirler, cadılar, kurt adamlar, insanlar – arasındaki gerilim kırılma noktasına gelir. Karakteri arka kapı deneme bölümünde yine aynı karakterle gördüğümüz ve daha önce birkaç bölüm Grey’s Anatomy ve The Game dizilerinde izlediğimiz Charles Michael Davis canlandırıyor.
Sophie Deveraux: Sophie, Fransız Bölgesi’nde yüzyıllardır bulunan uzun bir cadı soyundan gelen, Marcel’a ve onun cadı toplumu üzerindeki baskısına karşı mücadeleye önderlik eden güçlü bir cadıdır. Kızkardeşinin Marcel’in ellerinden gerçekleşen ölümü ve Davina adlı genç cadının gizemli kayboluşunun ardından bir devrimciye döner ve Marcel’in Fransız Bölgesi’nin cadıları üzerindeki gücünü kırmak için – Köken aile ile bir anlaşma yapmak dahil olmak üzere – her şeyi yapmaya hazır hale gelir. Karakteri arka kapı deneme bölümünde aynı karakterle gördüğümüz ve Inside Amy Schumer ve Homeland gibi dizilerde bölümlük konuk oyuncu olarak izlediğimiz Daniella Pineda canlandırıyor.
Camille O’Connell: Cami, derslerini gündüz vakti takip etmekten, geceleri ise Rousseau’da barmen olarak çalışmaktan mutlu görünen akıl küpü ve iyimser biri olan, bir Psikoloji öğrencisidir. Farkında olmadığı şey müşterilerinin çoğunun vampir olduğudur. Kendisini New Orleans’a getiren karanlık sırrı saklayan Cami, çok geçmeden Klaus ve Marcel’in arasında kalır ve ikisinin de kendisi ve etrafındaki herkes için yaratabileceği tehlikenin hiç de farkında değildir. Herkesin bir hikayesi olduğuna ve derinlerde bir yerde herkesin iyi olduğuna inanır. Karakteri arka kapı deneme bölümünde aynı karakterle gördüğümüz ve daha önce tek sezonda iptali gören Life is Wild adlı dizide izlediğimiz Leah Pipes canlandırıyor.
Davina Claire: Davina, genç ve sorunları olan bir cadıdır. Dünyanın nasıl işlediği konusunda saf olan cadımız, kendi şeytanlarıyla boğuşmaktadır. Koruyucu bakıcılar tarafından korunaklı bir yerde saklanmaktadır ve hayat hakkındaki masumiyeti onu hem harikulade hem de tehlikeli kılmaktadır. Narin ve ruhani özellikler taşırken, sorunları da peşini bırakmamaktadır. Karakteri daha önce Prom adlı filmde gördüğümüz Danielle Campbell canlandırıyor.
TANITIM FİLMLERİ |
Bir dakikalık ilk bölüm fragmanı:
SON SÖZ | The Originals, yayınlandığı ilk bölümlerden itibaren bize ve kanalına TVD’den ne kadar farklı bir dizi olduğunu gösterdi. Elbette ki karakterlerin TVD formatından –daha genç izleyicilere hitap eden, aşk ve entrika odaklı genel The CW formatı– bu dizinin formatına -daha çok erişkin izleyicilere hitap eden, karakterleri derinlemesine işleyen nadir The CW formatı– geçişi birkaç bölüm sürdü. Ancak oluşturduğu hikaye ve karakterler kesinlikle TVD’den farklı bir noktada duruyor. TVD’nin benim gözümde rutine bağladığı bir dönemde, dizideki en sevdiğim karakterleri toplayarak kendi yolculuğuna çıkan bu dizi, benim gönlümü çoktan fethetti. İki dizi arasındaki farklardan en önemlisi de TO’da her olayın TVD’deki gibi en ince ayrıntısına kadar açıklanmaması ve bazı şeyleri izleyicinin kendisine bırakarak, onun yorumlarına güvenmesi. TVD’yi izlemiş olmak bu dizi için bir temel oluştursa da kesinlikle mecburi değil. Reytinglerin de oldukça başarılı gittiğini düşünürsek, bu diziye hala başlamamış olan herkese gönül rahatlığıyla önerebilirim.
yorumlar
eline sağlık kendisine yaraşır bir tanıtım olmuş.
ben tvd gazıyla klaus rebecca elijah sevgisiyle başlamış, ancak en güçlü doğaüstü yaratıklar olan kökenlerin sıradan bir vampirle gereksiz taht savaşına girmesi konusuna alışamadım. çok daha original şeyler anlatabilecekken bin yıllık bir geçmiş ellerinde mevcutken new orelans’ta güçler temalı konuyla sezonun yarısında beni kaybetti. bir daha da döneceğimi sanmam.
dediğim gibi yapıp da new orelans’a ilk gelişlerinden başlayıp, ara ara katherina ve stefan’ı da konuk ederek hikayeye başlayıp bir yandan da kökenlerin oluşumundan flashbacklerle gitseydi, gece gündüz bunu konuşabilirdim. tvd yi anında bırakırdım bile.
tatia hala içimde kanayan bir yaradır.
Yani bu noktada biraz diziye anlayışlı olmak lazım. Paul Wesley ve Nina Dobrev’i başrol oynadıkları 22 bölümlük bir diziden başka bir dizinin hikayesine ara ara da olsa yerleştirmek kolay değil. Bu dizilerin çekim dönemleri aynı dönem çünkü.
Güç savaşı konusunda haklı olabilirsin ama hikaye ilerledikçe bence daha fazla genişleyecek. Dengeler çok çabuk değişebiliyor bu dizide. Seviyorum ben
ben de yedinci bölümde bıraktım galiba ama geri döneceğim. Bölüm sayısı 13 de kalsaydı daha iyi olurdu benim için şimdi gözümde büyüyor. walla özgünün dediklerine katılıyorum aslında mikeal den kaçışlarını eski dönemleri anlatsalar daha çok ilgimi çekerdi. bir de rebekah ve davina hariç başroldeki kızları sevmedim ben . haylie+camille + sophie hiçbirine sempati besleyemedim
Sezon finalinde olanlarla birlikte, istediğiniz hikayelerin 2. sezonda bir nebze anlatılacağını düşünüyorum.
buarada eline sağlık
Bende az değil 10 bölüm izledim ama bunu izleyeceğime başka şeyler izlerim diyerek, gözden çıkardım. Belki yazın bir dönüş yapabilirim. Eline sağlık.
ileride gösterilebilir diyorsun ama gösterilse bile ben günümüz hikayesine katlanamadığım için sanırım şans verme ihtimalim neredeyse 0. ergen dramaları yine bolca mevcut bence. aşk üçgenlerine bile girmeyi başardılar. belki de ben çok fazla şey bekledim bilemiyorum.
şöyle de bir gerçek var ki, kökenler hikayesini anlatıyorsan
Çoğunlukla haklısın birşey demiyorum
izledigimiz kanal cw amacı belli hedefi belli.Ona bakarsanız TVD den de hayalkırıklıgına çok ugrayan oldu bir cw dizisi izledigini unutarak.Diziye başlamadım daha ama yakın zamanda izleyecegim.TVD hedefine ulaşmış bir dizi tutturmasaydı zaten bu kadar devam emezdi THE ORİGİNALS ortaya çıkmasının nedeni bence sonradan diziye dahil olan iki kardeş karakterinin ilgi görmesi, hele kardeşlerden bir tanesinin çok fazla bölümde yer almamasını düşünürsek.Aslında ben de biliyorum beklenenden daha iyi bulundugunun dizinin ve cw formatının biraz dışına çıktıgını.Belki de dizi bundan dolayı daha olumlu eleştiriler aldı.Bu tür dizileri ana diziyle karşılaştırma yapmadan bagımsız bir dizi olarak izlemekte fayda var.Karşılaştırma yaptıgınız zaman bir takım beklentilere giriyorsunuz aklınıza takılan sorulara cevap arıyorsunuz .Burda tamamen ticari bir düşünüş var izliyeciden ilgi görmüş iki karaktere bir dizi yaratmak bu kadar basit.Hemreeroglu na emegi için tşk ler çok güzel bir tanıtım yazısı olmuş.
Okuyan herkese ben teşekkürlerimi sunarım.
Yanlış hatırlamıyorsam eğer en son 14. bölüme kadar geldim, izlediğim bölümler itibariyle de severek izliyordum. Kalan bölümleri yakın zamanda peş peşe izlemeyi düşünüyorum. Çok çok iyi bir dizi değil belki ama ben severek izliyorum, bana vadettiği şeyleri sunabiliyor en azından. Bu arada ben her ne kadar TVD ile karşılaştırmak istemesem de, söylendiği gibi bunun olay örgüsü TVD’den çok daha anlaşılır geliyor bana.
Ellerine sağlık @hemreeroglu, çok güzel bir tanıtım yazısı olmuş
özgün14 bence diziye devam etmelisin dediğin kişiler geldi hatta sezon finalinde kökenlerimizden 1 dışında hepsi gözüktü. 2. sezon nbaya eğlenceli olacak o yüzden dizi adına yakışır bir hal aldı.
Sezon finalini görmüş azınlıktan biriyim sanırım ben. Dizi başlamadan önceki ön fikrim sezon sonrasında da değişmedi: TVD > The Originals. Evet, farklı bir tarzı var ama toplarsak bir TVD olamadı, ki benim kendimce nedenlerim de var. Ha seviyor muyum? Evet. 2. sezonu izleyecek miyim? Yüksek ihtimal buna da evet.
* Bir kere The Originals’ın 5 kardeş üzerine kurulu olmasını ben de istesem de bu senaryodan daimi olarak gidemezler, çünkü TVD devam ediyor. O zaman yine bütün kökenleri diziden çıkaracak bir hamle lazımdı. 2 dizide oynayacak halleri yok. Öldürme desek onu bir geçelim isterseniz, öldüreceklerini öldürdüler. TVD bir köşede devam ederken bunlar kim bilir nerede ne yapıyorlar senaryosu da yaş. Ben istemezdim onu.
Mesela dün Twitter’da ‘Klaroline’ hashtagi uzun bir süre WW Trends kaldı, ki TVD nerelere geldi, The Originals’ta neler neler oldu… Bu tarz herkesin işine gelmiş oldu. Eskiye gerekirse flashback yapıyorlar zati.
* Dizinin ilk yarısının iyi hazırlandığını, ikinci yarıda tempo kaybı yaşadığını ve klasik The CW usulü son 2-3 bölümde toparladığını düşünüyorum. Hoşuma giden yerler oldu tabii ki ama bazı yerlere de ciddi şekilde kafayı takmış durumdayım.
Oyuncunun kararı olayına tabii ki saygı duyarım, hele de ‘o’ verdiyse kesin duyarım ama 1×13’te olan ‘malum’ şeyden sonra ben bir koptum mesela. 18’de “Saçmalamaya başladı.” noktama bile gelmiştim.
— Yazıdaki “TO’da her olayın TVD’deki gibi en ince ayrıntısına kadar açıklanmaması ve bazı şeyleri izleyicinin kendisine bırakarak, onun yorumlarına güvenmesi.” kısmı. Bir kere ben böyle şeylerden TO’yu geçelim normalde de hoşlanmam pek.
TO çok yapmıyor kabul ama sayın/sevgili @dkamoy’un bana kazandırdığı tabirde de olduğu gibi “Olsa da koydum, olmasa da koydum.” usulü iş mi olur? Gayet de açıklayacaksın işte.
* Karakter sorunsalı. Klaus ve Rebekah’tan başka sevdiğim karakter olamadı pek. Thierry diyeceğim, demesem daha iyi. Rebekah olayının detayına gireceğim ama girmesem daha iyi. Sağır sultan bile duydu ama neyse artık. Sophie’yi severdim bak ama ona da girmeyeyim isterseniz…
Marcel’den hoşlanmıyorum. ‘I love my city.’ – He tatlım. Cami Elena’nın TO şubesi resmen. – He güçlüsün sen kuzum. Hll spr dvm. Davina’ya da alışamadım mesela. 2. yarıdan sonra onun halinde de oynama yaptılar. Pardon da daha kim kaldı?
Mesela bu sezon içinde Elijah’tan da soğudum gibi. Herifin klaslığını nerelere götürdüler? – Hay senin aşkına tatlım..
Olay örgüsünün çokluğu ve dallanıp budaklanması TVD’den alışık olduğum bir şeydi zaten, o kısım beni basmadı – hatta sevdim. Sanırım bu kadar. Pardon, bir de yazı için eline sağlık kısmı var. Daha önce niyetlenip de vazgeçen 3 kadar kişi olmuştu. Bu tanıtımın sitede olması iyi oldu. Eline sağlık. The End.
@aytackara Ben iki dizinin birbirinden farklı olduğu fikrinde sabitim açıkçası. Bunu da gayet iyi verdiklerini düşünüyorum. TVD ilk üç sezon bombaydı benim için. Dördü de kabul ederim ancak beşte bayağı kötüleşti. TVD’nin ilk sezonunu düşündüğümüzde de aşırı karmaşık bir hikaye izlediğimizi sanmıyorum. TOda en azından temeli olan bir hikaye mevcut ve evet Claire Holtun durumu kendisiyle ilgili. Yapımcıların yapabileceği bir şey yok bence.
Her şeyi açıklamaktan kastım da genelde TVDde gördüğümüz plan neydi bi daha açıklasana diyaloglarının burada çok olmaması.
Yazı için de önemli değil
Nathaniel Buzolic yani Kol Mikaelson 2. sezonda flashback sahneleriyle geri dönecekmiş.
Gec bile kaldilar, atilmasi gereken bir adimdi. En sempatik koken kendisi.
Toplanmış Comic-Con’da vampirler, kurt adamlar, cadılar, insanlar.
Şurada 3 tane daha gördüm.
Hatta Julie Plec teyzem de oradaymış.
rebekah’ın sırf görünmüş olmak için bile olsa posterde görünmemesi kötü oldu
Aquarius’un kadrosunda zaten, gelse bile konuk gelir ancak. Ondan olmaması normal geldi bana.
yani kadrolu olmayacağı bariz de yine de posterde kenarda köşede ben de kökenlerdenim arada görünürüm tandanslı bir poz verse fena olmazdı. sezon boyu görünmese bile kimse aa posterde vardı demez muhtemelen. üzülüyor insan ister istemez ama benim için güzel bir haber oldu tabii.
Julie Plec diziye dair üç romanlık bir seri çıkartıyormuş. Orijinal vampir üç kardeşin New Orleans’a yeni geldikleri dönemde yaşanan olaylar üzerine. Şubat-Nisan-Haziran 2015.
* The Originals tarzına uyan bir sezon açılışı olmuş. Bölüm hızlıydı.
* Daniel Sharman‘ı Teen Wolf’ta İngiliz aksanı yerine düz bir dille oynatan zihniyeti kınıyorum. Rolüne uymuş.
*
2) Marcel-Cami ve Haley-Elijah ikililerini bozmayalım böyle kalsın. İlk ikisini sevmiyorum, diğer iki karakteri de TVD’de severken burada bir türlü benimseyemedim. Kafa huzurlu olur.
3) 12 yüzüğü de tek bölümde yok etmelerini istemiştim. Yaptılar. Müteşekkirim.
4) Daniel Sharman’ın karakterinin içinde Kol’un olmasını beklemezdim. Ben Esther ve Finn ile devam edecekler diye düşünmüştüm. Nathaniel Buzolic‘in diziye yakın zaman içinde konuk olacağını okumuştum, Kol’u sadece o şekilde bekliyordum.
— Joseph Morgan ve Daniel Sharman birlikte Immortals‘ta yer almışlar. Az önce fark ettim.
Ayrıca bu karakter Davina ile uydu da. Sanırım bu kadar. Reyting sorunu yaşamaması dileğiyle.
reca etsem şu meşhur flashback zamanları gelince biri haber edebilir mi? özellikle de tatia zamanlarını izlemeyi istiyorum. hep tvd’de bekledim burada nasip oldu. tatia olmasa da içinde o dönemde geçenleri yine de yazarsanız sevinirim. ilk vampir olmaları o dönemki kurtlarla savaşları falan işte…