Kanada’nın Showcase kanalı ile Netflix ortak yapımı olan bilim kurgu dizisi Travelers‘ı tanıma zamanımız geldi de geçti bile.
Ekim 2016’da başlayan 12’şer bölümlük 2 sezonu devirmiş olan dizinin 3. sezonu 2018 sonlarında başlayacak. Kendisi Showcase ile ortak yapım olduğundan tek seferde değil de hafta hafta yayınlanan dizilerden.
Dizinin yaratıcısı Stargate SG-1’ın yaratıcılarından Brad Wright.
Sizi de beni de oyalamayıp, açılması ilk sezonun ortalarını bulan bu düzgün bilim kurgunun konusuna geçelim hızlıca.

Konu

Yüzlerce yıl gelecekte insanlığın sonunun geldiği bir kıyamet sonrasında başlıyoruz hikayeye” demek isterdim fakat 21. yüzyılda, günümüzde başlıyoruz hikayeye. Ama yüzlerce yıl gelecek ile ilgili yazdığım doğru. Böyle bir gelecek olmuş. Bu gelecekte teknoloji öyle gelişmiş ki zamanda yolculuk mümkün hale gelmiş. Yalnız bildiğimiz yolculuklardan biraz farklı. İnsanlar bedenleri ile değil bilinçleri ile geçmişe gidebiliyorlar. Bunun için de gittikleri geçmişte bir insanın bilincine yerleşip, onu tamamen silerek bedenini ele geçiriyorlar.
Gelecekteki bu insanlar bilinçlerini geçmişe yollayarak geleceği değiştirip insanlığı kurtarmayı kafaya koymuşlar. Bunun için de 5 kişilik gruplar halinde özel ekipleri geçmişe yolluyorlar. Bu yolculuğu yapanlara “gezginler (travelers)” deniyor. Gezginler geçmişe giderken bilincini istila edecekleri insanları ölmek üzere olan kişilerden seçiyorlar. Yani mesela araba kazası yaparak öleceği bilinen bir adam ölmeden 10 saniye önce bir gezgin onun yerine geçip kazayı önleyip, çaktırmadan onun hayatına devam ediyor. Dolayısıyla yerine geçtiği adama da haksızlık olmuyor. Gezginlerimiz kendilerine verilen görevleri yerine getirerek geleceği değiştirip insanlığı kurtarmaya çalışıyor.

Bizim hikayemiz de 5 kişilik bir gezgin ekibinin 21. yüzyıla gelmesi ile başlıyor. Bakalım ekibimize verilen görevler insanlığı kurtarabilecek mi.

Peki bu görevleri nereden ediniyorlar?
Gelecekte ihtimal hesapları yapan “Yönetici (Director)” ismi verilmiş, ileri düzey bir bilgisayar (yapay zeka) geçmişe gezginler gönderip onlara görevler veriyor. Geleceğin değiştiği yönlere göre yeni görevler geliyor.

Ekiplerimiz 21. yüzyıla dair sadece tarih bilgileri ve sosyal medyadan edindikleri profiller ile donanımlı. Üstelik geleceği değiştiren işler yaptıklarında neyi ne kadar değiştirdiklerine dair karanlıktalar. Hani olur da gelecekten başka gezginler gelip bunlarla bağlantı kurarsa (ki bu, acil durum dışında yasak) anca o zaman bilgileri güncelleniyor. Dolayısıyla aslında biraz körebe oynuyorlar ve tek dayanakları hayatta kalıp, günümüz insanlarına ne yaptıklarını çaktırmadan, kendilerine öğretilen protokollere uymak. Nedir bu protokoller?
1) Görev, her şeyden önde gelir.
2) Asıl kimliğinizi asla açık etmeyeceksiniz:

  • Birbirinize gelecekteki isimlerinizle hitap etmeyeceksiniz
  • Bildiklerinizi kendi kişisel çıkarınız için kullanmayacaksınız

3) Birinin canına kıymayacaksınız; birinin hayatını kurtarmayacaksınız –ta ki size aksi yönde bir görev atanmadığı sürece.
4) Üremeyeceksiniz.
5) Görev gelmedikçe bedenini aldığınız kişinin yaşantısını sürdüreceksiniz
6) Çok acil bir durum olmadıkça ekipler arası ya da derin ağ bağlantısı ile diğer gezginlerle iletişime geçmeyeceksiniz.

Şimdi hal böyleyken (Telefunken) tahmin edersiniz ki işin içine insan girince böyle kuralların geçerliliği sürekli olamayabiliyor. Üstelik bu beden sahiplerinin de kendi yaşamlarında türlü türlü kişisel sorunları var. Bizimkiler de bu dengeleri oturtmak için iyi jonglörlük yapıyorlar. Bunu da son yıllarda çoğu bilim kurgu dizisinde alıştığımız o oyalama ve sündürme taktiği ile değil, ayakları yere basan ve yenilir yutulur şekliyle verdiklerini düşünüyorum.

Böyle anlatıldığında, posterlere, fotoğraflara bakıldığında sıradan, bildiğimiz türde bir 2. sınıf bilim kurgu hissi veriyor olabilir. Ama -hala ilginizi çekmediyse- önerim bir de aşağıdaki Son Söz bölümüne bakmanız.

Karakterler

5’er kişiden oluşan Gezgin ekiplerinin her bireyi farklı bir donanıma sahip. Biri sağlıkçı, diğeri mühendis, biri taktik uzmanı, biri tarihçi ve biri de elbette bunların başı; yani ekip lideri. Bu insanların hepsi gelecekte gerek simülasyonlarlar, gerek bizim bilmediğimiz başka teknolojilerle görevlerinde ileri düzeye ulaşmış, fazlasıyla bilgi birikimli ve becerikli kişiler.

Bizim kahramanımız olan 5’liyi tanıyalım kısaca:

 

 

Grant MacLaren (Gezgin 3468) (Eric McCormack):
Ekip lideri. Evli bir FBI ajanının yerine geçip onun hayatını sürdürüyor.

 

 

 

 

Marcy Warton (Gezgin 3569) (MacKenzie Porter):
Ekibin sağlıkçısı. Zihinsel engelli bir kadının yerine geçiyor.

 

 

 

Carly Shannon (Gezgin 3465) Nesta Cooper:

Ekibin taktikçisi. Ev hanımı, bebek sahibi ve şiddet gördüğü bir ilişki içinde olan bekar bir annenin yerine geçiyor.

 

 

 

Trevor Holden (Gezgin 0115) Jared Abrahamson:
Ekibin mühendisi. Gelecekte dünyanın en yaşlı insanlarından biriyken yerine geçtiği bedenin sahibi okulun futbol takımında oynayan bir lise öğrencisi. (Tıvırı bilgi: Karakteri canlandıran Jared Abrahamson ile karakter arasındaki yaş farkı da 12.)

 

 

Philip Pearson (Gezgin 3326) Reilly Dolman:
Ekibin Tarihçisi. Kendi zamanına dek olan biten ve kayıtlara geçmiş her şeyi ezbere biliyor. Bizim için bir kahin durumunda tabii. Girdiği beden ise üniversiteli yaşlarında bir eroin bağımlısı genç.

 

 

Yan karakterlerde eş, ebeveyn, sevgili, arkadaş rolleri ile birçok müdavim oyuncu da bulunuyor. Ama onların da ayrıntısına girerek konuyu iyice uzatmaya niyetim yok. Sadece şunu diyeyim; dizinin ilerleyen bölümlerinde hem Kanada dizilerinin bilindik birçok yüzüne hem de Stargate SG-1’da gördüğümüz bazı yüzlere rastlayıveriyoruz. Birkaç isim vermek gerekirse: Enrico Colantoni, Amanda Tapping (kameranın hem önünde, hem arkasında), Jennifer Spence, Ian Tracey, Teryl Rothery, Patrick Gilmore, Stephen Lobo, Louis Ferreira ve daha nicesi. (@abidin77 hayır Roger Cross henüz hiç görünmedi.)

Son Söz

Yukarıdaki konuyu okurken insanın kafasında bu bilinçler sürekli bir o bedene bir bu bedene geziyor gibi görünmüş olabilir. Ancak öyle olmuyor. Karakterlerimiz o bedenlerde hapis. Bir giden gezgin artık dönemiyor. Gelecekteki hayatının üzerine bir bardak su içiyor. Hep aynı bedende hayatına devam ediyor.
İlk birkaç bölüm izlendiğinde her bölümde bir görev geliyor ve bunlar oradan oraya koşturuyor basitliğinde bir dizi izleyeceğimiz hatasına kapılınabiliyor. (Örneğin yazarınız düşmüştü o hataya.) Ancak, ana hikayenin yavaş yavaş kaynaması ve kulak memesi kıvamına gelişi sayesinde ilk sezon ortalarında “Amanın neler oluyor?” aşamasına sokuyor izleyicisini.
Bir de bakıyorsunuz ki kendinizi boşa harcanMAmış bir bilim kurgu dizisi izler buluveriyorsunuz.
Sürekli günümüzde geçmesine rağmen, hoş ayrıntılar, gelişen teknolojik ıvır zıvırlar, tutarlı karakter gelişimleri, sürükleyici bir hikaye sunduğunu düşündüğüm bir dizi Travelers. Öyle ki piyasadaki 24 bölümünü, beklentisi epey düşük olan bendenize 2-3 günde hüplettirdi. Bence ortalama bir beklenti ile siz de bu günlerde bu diziyi izleme listenizde üst sıralara almalısınız. Şimdiden afiyet olsun.

Önemli not: Dizinin sezon finalleri feci açık bitiyor. Aman diyeyim, dikkat kaygan zemin!


Bol ispiyonlu şu fragmanı izlemek sizin insiyatifinize kalmış.