Yayına gireceği, 22dakika’da 2007 yılında duyurulanStar Wars : The Clone Wars (Yıldız Savaşları : Klonların Savaşı) dizisi 12 bölümdür bizlerle.Dizi, 2008 Ağustos ayında 98 dakikalık bir film ile başlayıp, 22 bölüm olarak planlanmış ilk sezonuna Ekim ayında Cartoon Network kanalında giriş yaptı. Dizinin prömiyeri (yani ilk bölümünün ilk gösterimi) 4 milyon izleyiciyle Cartoon Network’ün şimdiye dek en çok izlenen dizi prömiyeri olmuş. Ayrıca, çocuk kanalları içinde tüm yaş gruplarının hepsinde birden en yüksek reyting’i aynı anda yakalamış. Şöyle ki : Yaşları
2-11 arasında 1,8 milyon,
6-11 arasında 1,4 milyon,
9-14 arasında 1,2 milyon kişi dizinin prömiyerini izlemiş.
2003-2005 yılları arasında yayınlanmış olan aynı konulu çizgi dizinin ardından, yaratıcı George Lucas, bu kez isme bir “the” ekleyerek 3 boyutlu bilgisayar animasyonu ile efsanenin satır aralarını dolduruyor. 22’şer dakikalık bu bilgisayar animasyonlarında hikaye, Star Wars filmlerinden Star Wars Episode II: Attack of the Clones ile Star Wars Episode III: Revenge of the Sith arasındaki zamanda geçiyor. Doyamadığımız jedi dövüşlerine doyuyor, yepyeni ırklar ve teknolojiler ile tanışıyoruz.
1984-1985 yıllarında NBC‘de yayınlanan ve daha sonra TRT’de Türk izleyicisiyle buluşan “V“(Visitors ya da TRT deki adıyla ‘Ziyaretçiler’) ABC trarafından yeniden çevriliyor. Dizinin yapımcılığını The 4400‘ün yaratıcısı Peter Scott üstleniyor. Çekimlerine kısa sürede başlanacağı açıklanan diziyi çocukluğunda izlemiş olanlar ünlü fare yeme sahnelerini hemen hatırlamışlardır. 80’lerin bilimkurgu atmosferini 2000’lere taşımak kulağa eğlenceli geliyor. Merakla bekliyoruz.. devamı →
x-files‘ı da fringe‘i de seven bir izleyici olarak tv.com‘da pek hoşuma giden, 12 Mayıs 2009 tarihli bir yazı okudum bugün. Elimden geldiğince aslına sadık kalarak türkçeye çevirip sizlerle paylaşmak istedim hemen :
____________ Fringe / x-files / gerçek hayat
Fringe’in hokus pokus bilimi, atalarından biri olan x-files’a çok şey borçludur. Biz de bazı “araklar”ın gerçekleştiği örnekleri inceleyelim dedik. devamı →
Seneye bu zamanlar tv tarihinde çığır açan bir dizinin finalinin ardından yazıyor olacağız buraya. Şimdilik sadece bir sezonu daha devirdik. Genel olarak bakacak olursak, hayli karışık; verdiği cevapların yanısıra yeni soruları da olan, lost tarihinde ilk kez zaman atlamalarında bunu yazıyla belirtme ihtiyacı doğuran karışıklıkta bir 5. sezon izledik. Geçmişe, geleceğe; gittik, geldik. Yorulduk… Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Ve 5. sezonu dün akşam yayınlanan bölümle noktaladık. Ben ve tahminimce birçok kişi The Incident’ı bu gece izleyebildi.
Günümüzün dizilerinden geriye gidip biraz nostalji yapmaya ne dersiniz? 80’li yılların Amerikan aksiyon dizilerinden bahsetmek istiyorum. Bol maceralı, her bölümde bir olayın olduğu ve çözüldüğü bu eğlenceli dizilerin neler olduğunu hatırlayalım biraz da. Yaşım gereği, bir kısmını çocukken televizyonda izleyebildiğim dizilerin de arasında bulunduğu serileri, akranlarım ve 80 öncesi doğanlar eminim hatırlayacaktır. Türk televizyonlarının da bir çok kez gösterdiği bu dizileri, 90 sonrası doğanlar hatırlamayabilirler. O yüzden konuyu kısaca anlatıp her birinin başlangıç videolarını vermek istiyorum. Açılış videolarını izlerken 80 dizilerinin ne kadar eğlenceli olduğunu göreceksiniz. devamı →
the philanthropist, “bir hayırseverin dünyası ya da keşifleri” diye adlandırabilecek bir dizi. amerikan filmleri ve dizilerinin klasik entrika dolu gizem çözme merkezli senaryoları yerine, insanlığın kaybettiği bir değer olan paylaşma ve hayır işleme ruhunu yeniden diriltecek bir dizi olacağa benziyor.
dizinin daha ilk bölümü yayınlandı. ama konusu itibari ile iyi ses getirecek gibi gözüküyor. diziyi seyrederken güney afrika’dan hindistan’a, birmanya’ya doğru kameraların çekmediği yaşamları görebileceksiniz.
Dizi alemine biraz merak salan bir kişi, bu üç dizi ismini yan yana görünce ortak noktayı anlayacaktır. Anlamayanlar için de belirtelim, ortak nokta J.J.Abrams‘tır. Bu üç dizi de bu adamın başının altından çıkmıştır. devamı →
artık geleneksel hale geldi diyebileceğimiz ödüllü emmy tahmin yarışmamız ile karşınızdayız. bu sefer ödülümüz, bir philips bdp3000 blu-ray player. bu şık cihazı en yeni teknoloji dergisi log hediye ediyor. sponsorumuza teşekkür ediyoruz.
kurallarımızı gözden geçirelim isterseniz: yapmanız gereken, her kategoriyi kazanacağını düşündüğünüz isimleri bu yazının altına yorum olarak eklemek. en fazla sayıda doğru tahmini yapan kişi kazanıyor. olası bir beraberlik durumunda, yorumu önce yazan kişi yarışmanın galibi olarak ödülü kazanıyor. 20 eylül’deki canlı emmy ödül törenine kadar verilen cevapların geçerli sayılacağını ekleyelim.
bored to death, amerikalı yazar jonathan ames‘in fikir babası olduğu ve aynı zamanda senaryosunu kaleme aldığı, karamizah barıdıran bir komedi dizisi. yaratıcısı ile aynı adı taşıyan ana karakterimizin, trajikomik dedektiflik maceralarını anlatan dizinin başrollerinde jonathan ames rolüyle jason schwartzman (the darjeeling limited), george christopher rolüyle ted danson (cheers, becker, damages) ve ray hueston rolüyle zach galifianakis (the hangover) yer alıyor. her ne kadar 22dakika podcast’inin “yazın izlediklerimiz” bölümünde kısaca tanıtılmış olsa da 20 eylül’de başlayan dizinin bir hbo yapımı olması, oyuncu kadrosu ve izlediğim ilk iki bölümü bana daha detaylı bir tanıtımı hakettiğini düşündürdü. devamı →
stargate serisinin sg1 ve atlantis‘ten sonraki 3. dizisi olan universe nihayet başladı. ilk dikkatimi çeken, önceki serilere göre daha karanlık bir havası olduğu idi. bir başka dikkat çekici ve sevindirici taraf ise, atlantis’ten aldıkları olumsuz eleştirilerden de olacak ki bu sefer oyuncu kadrosunu çok geniş ve kaliteli tutmuşlar, bu da diziye ne kadar değer verdiklerini gösterir. bölümde yaşananları ve karakterlerle ilgili bilgileri yazının devamında bulabilirsiniz. devamı →
Kanlar içinde kopmuş bir kol görürüz önce. Sonra da korkuyla gözleri irileşmiş iki adam. Saniyeler içinde bu iki adamın da arasında bulunduğu pek çok kişi, bir kıyıma maruz kalacaktır. Ama asıl şaşırtıcı olan bunu yapanın, başında maskesiyle şarkı mırıldanarak elindeki kopmuş kafayı atan çıplak bir kadın olmasıdır. Ve hiç bir silaha ihtiyaç duymaması…
Evet, Elfen Lied müthiş açılış jeneriğinden sonra böylesi vahşi bir sahne ile selamlar izleyiciyi. Daha sonra kızın isminin Lucy olduğunu ve onun bir “diclonius” olduğunu öğreniriz. dicloniuslar insan evriminin bir üst noktasıdır ve en belirgin özellikleri başlarındaki boynuzlardır. devamı →
Flashforward‘ın ara vermesinden yararlanarak, kitabını okumaya karar verdim. Kitapta dizinin aksine 6 ay değil 21 yıl sonrasının görüldüğünü okumuştum daha önce. Bunun öyküde neleri değiştirdiğini merak ediyordum. Üstelik dizi, konusunu beğenmeme karşın, işlenişiyle bende hayalkırıklığı yaratmıştı; kitabın daha iyi olacağını umuyordum.
Kitabın, diziye kıyasla çok daha “bilim kurgu” olduğunu söyleyebilirim (yazının gerisi, kitabı okumayı düşünenler için ispiyon içerir).
Listecibaşınız yine sizlerle. Hali hazırda yayında olan Amerikan dizilerinin sezon finali tarihleri belli olmaya başladı. Genellikle sonbahar-kış döneminde yayında olup ilkbaharda sona eren dizilerin yayıncısı olan, kanallardan ABC, Fox ve NBC final tarihlerini yayınladı. The Cw ile CBS‘in de bazı dizilerinin final tarihleri belli. Sevdiğiniz dizinin bu sezonunun hangi tarihte sona ereceğini öğrenmek için final tarihleri listesine buyrun. devamı →
Fringe‘in 2. sezon finali, bildiğiniz gibi 2 bölüm olarak yayınlanacak. Bunlardan ilki olan ve 13 Mayıs’ta yayınlanacak olan “Over There: Part 1” için yayınlanmış olan tanıtım video ve fotoğraflarını yazının devamında bulabilirsiniz. “Over There: Part 2” 20 Mayıs’ta yayınlanacak ve Fringe de sezonu kapatacak. devamı →
Bildiğiniz gibi Amerika’nın kablolu olmayan televizyon kanalları bu ay 2009-2010 yayın dönemlerini sona erdiriyorlar. Her biri zaman kaybetmeden önümüzdeki maçlara bakmaya başladı. Önce devam/iptal haberleri geldi. Ardından yeni dizi siparişleri açıklandı. 2010-2011 yayın akışlarını da duyurduktan sonra, yeni sipariş ettikleri dizilerin tanıtım fotoğraf ve videolarını sundular. Dilerseniz son 10 gündür gelen bu haberlerden sonra ABC, CBS, Fox, NBC, The Cw cephesinde olan bitene bir göz atalım. Bakalım hangi diziler öldü, hangileri ayakta, hangileri yeni, fotoları, videoları neye benziyor, ne zaman yayınlanacaklar. Buyrun son listemize: devamı →
ingiliz channel 4 kanalının Reynholm Industries isimli şirketi ve özellikle bilgi teknolojisi departmanı içerisinde yaşananları absürd bir dille anlattığı efsane komedi dizisi it crowd uzunca bir aradan sonra (2 yıl) yeniden bizlerle. yeni bölüm 25 Haziran’da yayınlanacak. Aslında, uzunca bir süredir 4. sezonun yayınlanacağı belliydi; hatta yeni yıl özel bölümü yayınlanacağı açıklanmıştı ama sürekli ertelendi. Umarım bu saatten sonra yine ertelemezler.
ayrıca bir sevindirici haber daha : dizi 5. sezon anlaşmasını da yapmış. kaynak 5. sezon için de bi 2 sene bekletmezler inşallah…
4. sezonla ilgili yayınlanan 3 tanıtım filmi yazını devamında. devamı →
Torchwood‘un son bölümünün yayınlanmasının üzerinden 1 yılı aşkın bir süre geçti. Russell Davies‘in açıklamalarına göre doctor who‘nun yan dizisi, 2011 yazında starz ekranlarında tekrar bizlerle olacakmış ve 4. sezonun yazarları da belli olmuş. Yeni bölümlerde Davies ile birlikte kadroda John Shiban (“Breaking Bad”, “Supernatural”, “The X-Files”), Doris Egan (“House”, “Tru Calling”, “dark angel”), Jane Espenson (“Game of Thrones,” “warehouse 13”, “Battlestar Galactica,” “Buffy the Vampire Slayer”) ve John Fay (“Torchwood”) ‘i görecekmişiz. devamı →
televizyon dünyasında bir yapımda j.j.abrams ‘ın ismi geçince insanlar durup düşünüyor, göz atmadan geçemiyor artık. bu adam 10 yılı aşkın süredir piyasada ve fikir babalığını yaptığı dizilerin hepsinin başarıları da ortada; felicity (1998-2002), alias (2001-2006), lost (2004-2010), fringe (2008-?). birini bitirmeden diğerine başlamasıyla zaman zaman bize hayal kırıklıkları yaşatmış olabilir ama yine de ismini duyduğum yerde ceketimin önünü ilekleyeceğim insanlardan biri (normalde takım elbise giymediğim için ismini her duyduğumda bir yerden ceket edinmem gerekecek bu laftan sonra galiba). neyse kendisini övmeyi çok uzattım galiba asıl konumuza geri dönelim o zaman; ki o da yeni dizisi, “undercovers“. daha önce şu ve şu yazılarda biraz değinilmişti. daha fazla ayrıntı ise yazının devamında sizleri bekliyor. devamı →