The Expanse : Uzay Operası Özleyenlere
174 yorum dkamoy 04 Aralık 2015 09:28
Son yıllarda (özellikle SciFi olan eski ismini değiştirdiğinden bu yana) bilim kurguya doyurulacağız diye defalarca sırtımızı dayayıp bizi boşluğa düşüren SyFy kanalı epey iddialı bir uzay operası ile karşımızda: The Expanse
Aslında 14 Aralık’ta ekranlarla tanışacak olan dizi, 23 Kasım’da kanalın web sitesinde ilk bölümü online paylaşılarak izleyici ile buluştu. 14 Aralık’ta başlayacak olan bu sezon, 15 Aralık’ta 2. bölümle devam edecek ve ardından hafta hafta yayınlanarak 10 bölüm sürecek; Noel arası vermeden 2 Şubat’ta sona erecek.
Sonradan ek: Dizi ilk 3 sezonunu Syfy’da geçirdikten sonra -kanalın onu yarı yolda bırakmasının ardından- Amazon’a transfer oldu ve 6 sezonluk ömrüne burada devam etti.
İçindekiler:
- Tür: Uzay Operası
- Kitap Serisi Uyarlaması
- Mutfak
- Konu
- Karakterler
- Gezegenler ve İstasyonlar
- Örgütler
- Sözlük
- Tırıvırı Bilgiler
- Yazardan
- Videolar
Türün adını okuyunca hemen aklınıza uzayda geçen bir pembe dizi gelmesin. Sadece bir gönderme sözkonusu. Tabii üstteki fotoda çağrıştırdığı gibi müzik ile de alakası yok.
“uzay operası” viki maddesinden en basit tanımını alıntılayalım: Bilim kurgunun çoğunlukla uzayda geçen, heyecan verici maceraların yer aldığı ve romantizmin vurgulandığı bir alt türüdür.
En iyi örnekleri: Yıldız Savaşları (Star Wars) filmleri, Uzay Yolu (Star Trek) , Battlestar Galactica ve türevleri gibi yapımlardır.
Yani aslında şurada da dendiği gibi basbayağı bilim kurgu işte.
Gelelim The Expanse‘e…
Dizi James S.A. Corey ikilisinin meşhur kitap serisinden uyarlanıyor. Halen devam eden serinin ilk ve en bilinen kitabı Leviathan Uyanıyor (Leviathan Wakes). Bu meşhur kitabı Game of Thrones yazarı George R.R. Martin‘in “sıkı uzay operası (kickass space opera)” diye tanımladığını da not düşelim.
Serinin kitapları şöyle:
- Leviathan Wakes (2011)
- Caliban’s War (2012)
- Abaddon’s Gate (2013)
- Cibola Burn (2014)
- Nemesis Games (2015)
- Babylon’s Ashes (2016)
SyFy, dizi için proje önüne gelince, 2014 Nisan’ında deneme bölümü görmeden direkt sipariş verdi.
Kanal yetkilisi o sırada yaptığı açıklamada bunun efsane ölçekte bir dizi olduğunu belirtip, Syfy’ın şu ana dek en iddialı dizisi olmaya aday olduğunu ekledi.
Ekim 2014’te Toronto’da çekimlere başlandı.
İlk bölümü dizinin yaratıcıları Mark Fergus ile Hawk Ostby kaleme aldı. İkiliyi Children of Men (Son Umut ), Iron Man filmlerinin senaryosuyla hatırlatalım.
İlk bölümü Terry McDonough yönetti.
Dizinin yapımcı yazarları arasında Naren Shankar da yer alıyor.
İlk bölüm San Diego Comic-con’da Temmuz 2015’te izleyicilere sunuldu.
Mayıs 2015’te ise henüz onay haberini almadığımız 2. sezon için senaryo hazırlanmaya başlandığı haberi geldi.
200 yıl sonraki gelecekteyiz. Gelin dizinin ilk sahnesinde bizleri karşılayan açıklama ile giriş yapalım:
Dünya’yı Birleşmiş Milletler kontrol etmektedir.
Mars, bağımsız bir askeri güçtür.
İç gezegenler Asteroit Kuşağı kaynaklarına bağlıdır.
Kuşaklılar uzayda yaşayıp çalışmaktadırlar.
Kuşak’ta hava ve su, altından daha değerlidir.
Yıllardır gerginlikleri giderek artan Mars ve Kuşak artık savaşın eşiğindedir.
Tümünü tutuşturacak tek bir kıvılcımdır.
Astronomi bilgileri kuvvetli/taze olmayanlar için Güneş Sistemi’mizi iki farklı görselle hatırlatalım hemen.
Kuşak doğumlu polis dedektifi Miller, Julie Mao isimli kayıp bir genç kadını bulmakla görevlendirilir.
Hikayemizin ikinci kahramanı James Holden’in de bir buz taşıyıcısı gemisinde yardımcı kaptan iken gerçekleşen bir kazanın ardından yolları Miller ile kesişiyor.
İşte Dünya, Mars ve Kuşak arasında gergin günler yaşanırken bu ikili, kendilerini insanlık tarihindeki en büyük komployu ortaya çıkartmaya girişmiş bulacak.
Tat kaçırmadan bu konu ancak bu kadar detaylandırılır deyip epey kalabalık olan kadronun ön plandaki karakterlerine sizi yormadan girelim.
İlk bölümde görüp de gözünüzün ısırabileceği birkaç oyuncuyu da es geçmeyelim, siz imdb’lemeden sizin için etmiş olalım:
(Yazının bu kısmını dizinin ilerleyen bölümlerine göre yeniden düzenleme ya da kaldırma hakkımız saklı olsun.)
Athena Karkanis (Octavia Muss rolünde)
Kristen Hager (Ade Nygaard rolünde)
Joe Pingue (Kaptan McDowell rolünde)
Elias Toufexis (Kenzo rolünde)
Jonathan Banks (yüksek rütbeli bir subay rolünde)
Lola Glaudini (Dulcinea rolünde)
Julian Richings
Birleşmiş Milletler tarafından yönetilen Dünya, çok kalabalık ama hala olumlu bir havası var. Teknolojideki eksiğini insan sayısı ile kapatıyor. |
Ay’ımız kolonize olalı çok olmuş ve Dünya’nın Birleşmiş Milletleri tarafından yönetiliyor. Dünya’nın bir uzantısı denebilir. |
Mars’lı Kongre Cumhuriyeti (Martian Congressional Republic (MCR)) tarafından yönetiliyor. Nüfusu az, ama zenginliği ve teknolojisiyle Dünya ve Kuşak’a bin basıyor. |
Kuşak-dışı bir asteroid. Yörüngesi Mars/Dünya ile Mars/Jüpiter’le kesişiyor. İlk Kuşak’lı madencilik operasyonu burada yapılmıştı ama kaynakları sona erince, politik anlamda önemini yitirmiş bir şehre dönüştü. |
Kuşak’ın liman şehri. Zenginliğin çoğu bu şehrin iskelelerinden akıyor ama kalıcı olmuyor. Politik anlamda sürekli sıcak bir şehir. |
Kuşak’ın en kararlı şehri. Yiyecek kaynakları buradan sağlanıyor. Ayrıca, Kuşak’lıların çoğunun ileri düzeyde tıbbi ve doğum öncesi yardım için kullandığı yer. |
Tycho İstasyonu
Kuşak’ın incisi. Özel işletmeye ait bir mobil uzay platformu. Mobil uzay istasyonları ve büyük gemilerin inşası için kullanılıyor.
Anderson İstasyonu
Uzaklara savrulmuş uygarlıklar için ikmal deposu görevi gören ücra ve küçük bir istasyon.
E o Güneş Sistemi 1 günde kolonize olmadı herhalde değil mi? The Expanse’in etkin güçlerini de -şimdilik- logoları ve isimleri ile analım.
Diziye özel bazı durum ve terimleri de paylaşmadan olmaz.
(Yazarın notu: Dizi ilerledikçe bu terimlerin türkçelerini altyazarlar ile ortak hale getirmeye çalışacağım.)
Anderson İstasyonu: Kuşak’ta su ve hava için kullanılan küçük bir istasyon
Beltsider (Kuşakgil): Kuşak’lılar için kullanılan bir başka terim
Currencies (dövizler): Gelecekte geçerli tüm para birimleri dijitalleşmiş. Yasadışı transferler de kumarhane çipleri ile yapılıyor.
Communications Lag (haberleşme gecikmeleri): Uzaklık nedeniyle Dünya ile Ay arasındaki iletişim 8 saniye rötarlı sağlanıyor. Dünya-Kuşak arası gibi daha uzun mesafelerde bu süre artıyor.
Comms Array (iletişim dizisi): Bir geminin dışında bulunan, iletişim için kullanılan fiziksel sistem
Crash Couch (yangelyat koltuğu): Yüksek g (bkz. viki maddesi) sözkonusu olduğunda oturulması gereken jel oturaklı sandalye. Bir gemi yüksek hızda giderken (Esptein Sürüşü sağolsun, Kuşak dışına yolculuk artık mümkün), yolcular zorlanıyor. Yangelyat koltuğu da bu yolculuğun olumsuz etkisini azaltıyor.
Cinnamon Stick (kabuk tarçın): Eğlenceli bir ilaç. Sakinleştirir.
Data Cube (veri kübü): Geleceğin flaş belleği
Dirtsider (pislikgiller): Dünyalılar, Marslılar. Bu gezegenlerde büyümüş olanlar.
Earth-Mars Coalition Navy (Dünya-Mars Koalisyonu Donanması): Mars’ın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Dünya ile Mars arasında oluşturulmuş birlik.
Epstein Drive (Epstein sürüşü): Kuşak’ın en ücra köşelerine kadar yolculuğu sağlayan teknik gelişim
EVA Suit (EVA kıyafeti): Ekstra Vasıta Aktivitesi kıyafeti. Vakumda giyilir. Basınçlı bir kıyafettir vs.
Flip and burn (dön ve yak): Gemilerin kullandığı bir taktik. Gemi hızlanırken (bu sırada yerçekimi yaratır) varış noktasına olan uzaklığının ortasında motorları birden durdurup gemiyi döndürür, ardından da hız keserler (bu sırada yerçekimi yaratırlar).
Hand Terminal (el terminali): Herkeste olan bir kişisel bilgisayar, genelde sesle aktif hale gelir.
HUD: Heads Up Display (Uyarı Ekranı): Bir uzay elbisesinin başlığındaki ekran
Lozeng (Focus Drug) (odaklanma ilacı): Aşırı odaklanmaya neden olur. Zamane yalan makinasıdır.
MCRN: Martian Congressional Republic Navy (Mars’lı Kongre Cumhuriyeti Ordusu): Mars, Güneş Sistemi’ndeki en ileri orduya sahiptir.
Salvage Mech (hurdacı): Tek operatörle çalışan bir tamir makinası
Star Helix Security (Star Helix Güvenlik): Miller’ın işvereni olan Dünya’lı özel bir güvenlik firması
Stealthships (kamufle gemiler): Radar ve ladarlardan (lazer radar) kaçabilmek için enerji emme özelliğine sahip olan gemiler. Bu tür bir teknolojiye sahip tek ordunun Mars olduğu biliniyor.
THR’ın dizi başlamadan paylaştığı “The Expanse Hakkında Bilmediğiniz 10 Gerçek” listesi dursun şimdilik burada:
- Yerçekimsiz alanda seks sahnesi için gerçek bir “seks koreografçısı” (evet böyle de bir meslek varmış) ile çalışılmış.
- Dizi 3 kitabı kullanacakmış: Leviathan Wakes, Caliban’s War ve Abaddon’s Gate. Kitabın yazarları da senaristlerle sürekli dirsek temasındaymış.
- Kitaplardan farklı olarak, aslında ta 2. kitapta tanışılan bir karakter olan Chrisjen Avasarala dizide baştan yer alıyor.
- Cas Anvar’a göre canlandırdığı Alex Kamal karakteri tam bir geek malzemesi. Firefly ya da Battlestar Galactica’dan fırlamış bir tipe benzetiyormuş Alex’i: Teksas aksanlı, Mars doğumlu, eski bir asker olan pilotun teki
- Dizi Pinewood Toronto Stüdyoları’nın 1 değil, 2 değil, 3 ayrı setinde çekiliyormuş.
- “Yerçekimsiz alanda ağırlığınız yok ama kütleniz var. Bu da hareketi daha da zorlaştırıyor” demiş Cas Anvar.
- Alpha House yıldızı Florence Faivre’i Julie Mao’yu canlandırırken izleyeceğiz. Karakter, Jules-Pierre Mao’nun kızı. Galaksideki en güçlü ailelerden birinin üyesi. Ama yine de sahip olduklarından bir çırpıda vazgeçivermiş. Aklı fikri adalette. Ha bu arada dövüş sporlarında iyi biri.
- İlk iki bölümü arka arkaya günlerde yayınlayacaklar çünkü 2. bölüm ilk bölümün açık kalan sonundan devam edecekmiş. (Yazarın notu: Amma laf ola beri gele maddesi olmuş bu da. Anladık 10’u tamamlayamadınız.)
- Kitap olay odaklı ilerlerken, dizi karakter odaklı geçecekmiş.
- Expanse 5.000, 10.000 yıl sonrada geçmiyor, çok daha yakın bir gelecekte. “Uzaydayız evet ama işi de öyle harika kıvırdığımız söylenemez. Uzayda çok hızlı gidince canımız yanıyor ya da bir yerden bir yere gitmek zaman alıyor” diyor başrollerden Steven Strait.
Syfy’dan gelecek yeni ürünlere ne kadar temkimli yaklaşsam da -kitap uyarlamalarına daha bir güvendiğimden olsa gerek- diziye nispeten yüksek beklentili girdiğim bir gerçek. Neyse ki ilk bölümüyle gerçekten de beklentilerimin epey üstünde çıktı The Expanse.
Hem efektleriyle, hem “şimdilik” ayakları yere basan ve yavan olmayan evreni ile, hem de merak unsurunu tadında bırakışıyla iyi bir giriş yaptığını düşünüyorum.
Şimdilik “lütfen ilerleyen bölümlerde düşmesin bu çizgi” diyebiliyorum.
Öyle olsun ki yazarınız da bu tanıtımı güncellemeyi istesin.
Giriş Jeneriği
1:30 dakikalık fragman
1:51 dakikalık fragman
yorumlar
.
@dkamoy: Katılıyorum
Konu olarak bilmem ama prodiksiyon anlaminda dizi hiç ivme kaybetmedi.Üst düzey bir görüntü çalışması var ve bu işler hiç de ucuz değil.
Sezon finalindeki sahne bile işlerine ne kadar özen gösterdiklerinin belirtisi.
Season 4 Bloopers
Keon Alexander (NCIS, Impulse), Nadine Nicole (Casual), Jasai Chase Owens (The Deuce) ana kadro oyuncusu olmuş.
4. sezonu bitirdim. Buna pek elim gitmiyordu zaten ama fena gelmedi bana sezon. Amazon a geçmesi ekstra bir kalite farkı yaratmadı ama 3 ten iyi genel ilk iki sezondan kötü bir sezon oldu.
Shohreh Aghdashloo ne kadar çok yer alırsa ben o kadar çok seviniyorum. Bu kadın için 10 sezon bile izlerim kafasındayım.
Gelecek sezonda görüşürüz.
6. sezon onayı almış olabilir.
Season 5 Official Trailer
İlk 3 bölümle başlangıç, haftalık yayın.
S01E01
Aynı The Last Kingdom’da olduğu gibi birkaç yıldır sürekli övülen ama hiç izlemediğim, nasıl bir şey olduğunu bilmediğim dizilerden biri de bu. Bugün bir konuşmada daha denk gelince artık başlayayım dedim. Kanala, oyunculara falan bakınca bunun bu kadar övülecek neyi olabilir ki diyordum ama yanılmaya hazırım.
Sonu da dahil olmak üzere güzel bölümdü ama çok yordu. Karakter sayısından ziyade değişik mekanlar ve teknik terimler çok zorladı. Alışmam için birkaç bölüm geçmesi gerekecek.
Ek: Tanıtımları ilk bölümü ya da birkaç bölümü izledikten sonra okuyorum hep. Şimdi baktım mükemmel bir tanıtım olmuş. Terimler zorlasa da Türkçe altyazıya geçiş yapmak istemiyorum o yüzden o terim listesi hatırlamamı kolaylaştıracaktır.
@Vesper Afiyetler olsun. Sen deyince şimdi tanıtıma tekrar baktım da… “Yazarın notu: Dizi ilerledikçe bu terimlerin türkçelerini altyazarlar ile ortak hale getirmeye çalışacağım” kısmı bildiğin yalan oldu. Güncellemedim, kovalamadım sonradan açıkçası.
S01E04
@dkamoy Yok listenin bu kadarı bile yeterli olmuş, başlayanlar için faydalı
Bu bölümde temponun arttığı iyi oldu, Jared Harris sürprizini beklemiyordum ilginç bir karakter olmuş. Karakterlerden sadece Amos’un hödüklüğü hoşuma gitmiyor, diğerleri idare eder.
Şimdilik Marslılar-Dünyalılar arasındaki tartışmalar kulağa çok klişe geliyor, ileride daha ilginç olur belki. Bu arada Marslıların giydiği savaş zırhlarını beğendim, Mass Effect havası vardı.
S5 Poster
5. sezon iyi başlamış. Sezonun ilk 3 bölümü sakin ama akıcıydı. 7 karakter (Holden, Nagata, Amos, Kamal, Bobbie, Avasarala ve Drummer) 6 yerde bir şeylerle uğraşıp durdular. Hepsinin bir araya geleceği bölümü merak ediyorum.
Sakin 3 bölümden sonra 4. bölümde vermişler aksiyonu vermişler aksiyonu
Özlemişim diziyi. The Expanse, kesinlikle televizyonun en iyi bilim kurgu dizisi.
Ulan
@dkamoy yavaştan başlayın isterseniz. Perşembe bitiyor
Ek: Çarşamba
Sonlara doğru tempo artsa da ben genel itibariyle çok hoş bir sezon geçirdiğimi söyleyemem. Bazı sahneler ve bazı bölümler çok sıkıcı geldi. Ama tabi 6.sezona yol yapıp asıl olayların olduğu sezona geçiş yaptık. Bilim Kurgu adına cidden çok güzel dizi.
Hatta spacex’in sn9 starship’ini izleyip sonra Jeff Bezos’un Amazon’dan ayrılıp kendi kurduğu Blue Origin’e geçmesi ve Ay & Mars yolculuğuna yönelmesi ileride bu diziyi gerçek hayatta görebilecekmiyiz sorusunu hep kafam da döndü durdu..
Ekibin toplanması hoşuma gitti Umarım daha güzel bir 6.sezon olur.
Kesinlikle geçen sezondan bin kat iyiydi. Yine severek ve bi dolu şeyi kaçırarak izledim. (Şu dizi bitince bi tam baştan sona yapacağım inşallah.)
Bu düşünceler eşliğinde giden son bölümde ilerliyordum ki…
Yukarıdaki yorumlardan birinde @aytackara’nın bizlere acımadan apaçık verdiği (az önce ispiyon içine soktum) oyuncu haberini neyse ki unutmayı başarmışım. O yüzden Alex Kamal ters köşesini mis gibi yedim, iyi oldu.
Ben daha izleyemedim finali
@abidin77 tahmin ettim. sonunu sölim mi sölim mi?
@dkamoy: Ay o haberi 6. ve son sezon onayı ile ilgili kısa haberde ben de vermiştim. Gören görmüştür ama gidip spoiler içine aldım.
Ya
Kamal’ı sahnelerden silip atmışlar
**********************************************************************
**********************************************************************
4. sezonun oldukça üstünde geçtiği kesin. Yine de
Muhtemelen 6’nın ilk 3-4 bölümünde Marco’yu halledip asıl olaya girerler.
Ay
Evet, Camina Drummer, kadın gibi kadındır (adam gibi adam lafını da hiç sevmem, böyle diyeyim)
Yani Tim DeKay herhalde gelecektir, öyle tek bir sahnede bırakmazlar adamı diyordum ki finalin sonunda geldi. Yalnız o sahnede Babbage ile birlikte öldüler mi merak ediyorum? Holden’ın zihninde gördüğü, hissettiği varlıklar tarafından öldürülmüş olabilirler mi, yoksa 6. sezonda görecek miyiz?
Tüm sezon
Bobbie’nin daha etkili ve aksiyonda olduğu bir final görürüz umarım. Kızı oturttular koca sezon.
Miller da gelsin bu arada.
@dkamoy Halledip geldim bölümü.
Bu arada yorumu gönderirken doğru düzgün spoiler içine almayı beceremediğim için resimler açıkta kalmıştı. Silip düzelttim, o sırada yazmışsın
Sezonun başlarında
Tabii sonra Alex Kamal’ın ayrılığı aklıma gelince, bir sezonda iki ana karakteri harcamazlar diye düşündüm.
S01E10 Sezon Finali
1.sezonu bitirebilmem uzun sürdü. Dizi bu kadar farklı kişiden övgü aldığına göre ileride daha iyi olacağına eminim ama 1.sezon o beklentileri karşılamıyor. Özellikle 4,5 ve 6. bölüm çok bunalttı. Tam diziyi bir ara izlerim belki diye arkaya atacakken 8.bölüm geldi. Bayıldım o bölüme, ilk kez bilim kurgu-gerilim konusunda neler yapabileceklerini gösterdiler. O sayede kalan bölümleri izledim hemen.
Düşük bütçeli ‘Jon Snow’ Holden fena değildi ama asıl ilgimi çeken Thomas Jane’in karakteri Miller oldu. Onun haricinde şimdilik olmazsa olmaz diyebileceğim bir karakter yok.
5 sezondur kendimi tutuyorum acaba son sezon gelmeden girişsem mi? Yoksa bekleyeyim mi ne dersiniz?
@unfortr: Aralık gibi 6. sezon gelir büyük ihtimalle. İstersen o zamana yakın başla.
@unfortr Beklet, toplu izle. Unutunca piç oluyor. (Baştan beri izliyor olsaymışsın keşke. Bittiğinde yeniden baştan alma zevkin olacaktı.)
S02E03
3 bölümdür tempo istediğim seviyeye geldi. 2.bölümdeki savaş gemisi sahneleri de güzeldi, aksiyon sahnelerinde ses konusunda yaptıklarını takdir ediyorum
Dizi Syfy’dan Amazon’a geçince bu yazıdaki bazı bağlantılar boşa düşmeye başlamış (syfy bazı siteleri kaldırmış). Az önce bunları güncelledim. Arada kırık bağlantıya denk gelirseniz, gözümden kaçmıştır. Haber ediniz.
Bölüm 10 üzerinden 10 ama şaşkınlığım hala devam ediyor. İzlerken bu dizi hangi ara bu seviyelere çıktı diye sorup durdum, 44 dakika ne olacak diye ekrana kitledi. Bu bölüm ilk kitabın sonuymuş, belli çünkü sezon ortasında sezon finali büyüklüğünde bölüm izledik. Hiç beklemiyordum.
Benim açımdan 1.sezonla 2.sezon arasında uçurum vardı. 4 ve 5 aksiyon olarak Syfy seviyesinin üzerindeydi mesela. 5.bölüm sonrası sallandılar biraz ama o bölümden sonra normal. Dizinin Amazon günlerine gelince aksiyon olarak daha fazlasını görürüz diye umuyorum ama şu anki halinden şikayetim de yok.
Dizinin en büyük eksisi karakterler (ya da seçilen oyuncular), bu duruma alıştım aslında ama yine de benim gözümde her karakter harcanabilir durumda. Bu sezon Fred Johnson’ı iyi ki izliyoruz dedim mesela, ana karakterler beklentimi karşılamıyor çünkü. Chad L. Coleman gibi tanıdık daha fazla yüze ihtiyaç var.
Holden klişe idealist karakterlerden biri, sinirimi çok bozuyor. Miller en azından dengeliyordu o kısmı. Naomi’den şikayetim yok ama ölse o kadar üzülmem, Amos’un güzel sahneleri var ama adam psikopat güvenilmiyor. Alex’e hiç bağlanmıyorum çünkü son sezondaki haberleri görmüştüm. Dünya tarafında Chrisjen faydalı ama kadının sesi bazen beni diziden çıkartıyor. Mars tarafında Gunny Draper geldi bu sezon, savaş da savaş diye yerinde duramıyor. Yani bu kadar karaktere ısınamamışken diziyi beğeniyor olmam dizinin malzemesinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
The Expanse Season 6 – Official Teaser
The Expanse Recap | Seasons 1 – 5
+Kathleen Robertson
Season 6 – Official Trailer
6 x 01 üzerine:
Güzel bir bölümle dönmüş. Bu sezonun son sezon ve sanırım 6 bölüm olması güzel bir durum. Haftalık yayınlanacak olması bir de.
hakkında yorumlara bakayım dedim de ilk kitabın finali olduğunu öğrendim. belli zaten sezon finali kalitesinde bir bölümdü. baştan sona gerilim dolu heyecan dolu bir bölümdü. bu ekibi seviyorum. normalde 2 bölüm daha izlerdim ama bu bölümün üstüne hemen devam edesim gelmedi. finalin hakkını vermek istiyorum ara vererek.
sonunu anlamakta zorlanmıştım, şu yorum faydalı oldu:
There are six UN marines on first view, on 2nd view they are clearly firing on a 7th loping figure and NOT the Martian marines. I believe they were attacked and taken out by a single unknown entity.
The MCRN Scirocco was attacked by UN ship(s), the logo is clearly visible in one of the scenes.
The reason the MCRN ship was attacked was because the UN marines were attacked on the surface. Remember, the MCRN marines and the Scirocco experienced intense communications jamming just after the ground assault commenced on the UN forces.
I think the UN firing on MCRN was due to them believing the MCRN was attacking them on the surface, remember, tensions are high.
Since there was one MCRN marine survivor, it will fall on her to clear things up and prevent a war.
son sahnesi dizinin en başından beri beklediğim tarzda bir gelişmeydi.
kaan sabrımı zorluyorsun. acilen kaptanlıktan alınman lazım.
2,06 ile başlayan yeni macera düşük tempoyla başladı. ilk 5 bölümden sonra insan bir garipsiyor. keşke sezon dağılımını böyle garip yapmasalarmış. çok ayaklı ilerlediğinden ve sürekli bir gemi gezegen istasyon değiştirdiğimizden küçücük bir ekrandan gözünü ayırsan şu an neyi izliyoruz oluyorsun. artık taraflar vs güzelce oturduğundan takip etmesi daha kolay olsa da bu insan ve mekan kalabalığı bu konuda fazla yardımcı olmuyor.
venüse ara vermemize bozulmuştum ama üçlemenin son kitabına ayırmalarına kızamadım. ganymede ve io arkı, eros’a varan arktan bir tık daha sıkıcı kaldı ama genel anlamda sona doğru yine coştururarak sıkıcı zamanlarını unutturdu. bizim ekibin fazlaca “en doğru olanı yapmalıyız” tavırları sıktı biraz.
anlamadığım kısma destek istiyorum:
şalterleri indirelim her şey güzel olacak bakın diye bağlanması komik kaçtı bayaa bayaa. hele de bu moleküllerin bir anda birçok yeni olanak açacak şekilde araç seviyesine indirilmesi de üzdü. eğer miller “herkes nükleerleri kapatsın o zaman tehdit olarak algılanmayacaksınız” lafını holden ı kandırmak için söyleseydi ve reaktörler kapatılır kapatılmaz ortalık karışsaydı işte o zaman bir 3 sezon daha izlerdim. protomoleküllerin orijinlerinin bayaa bayaa kaotik çıkmasını umut ediyordum. hatta protomolekül bulaşan ve ölüp zihni yapıya katarılanların da kötü olarak karşımıza çıkabilme ihtimali heyecan vericiydi. miller ı görünce ahanda kesin holden ı ikna edip herkesin işini bitirmeye çalışacak dediydim. o kadar yüzyıl dayanan bu kadar güçlü bir yapının bir anda hikayesini bitirdiler gibi oldu. protomoleküllerin sağladığı solucan delikleri protomoleküllerin kendisi kadar ilgimi çekmedi maalesef.
Ya bu Holden’ı canlandıran adam bilinçli mi bu kadar kilo vermiş yoksa hasta falan mı? Aklıma Chadwick Boseman’ı getirdi Allah korusun
Ben 6 bölüm olacağını unutmuşum, bitmiş meğer. Dalayım bu akşam son sezona.
Final için beklentim yüksek değildi. Beklediğim tatta bir final oldu. Yardırmadı ama beğendim.
…de
Bu arada finali izleyenler için şurada bahsi geçen sürpriz yumurta çok hoş.
tarafının hikayesi anlatılmalı. Uzantısı mi gelir, filmi mi geliyor bilmiyorum ama bir şeyler gelmeli.
2 sezon süren Inaros, oğlu ve anası muhabbeti beni yordu. Tek sezonda halledip son sezona birkaç bölüm daha ekleyerek başka hikaye anlatılabilirdi.
Avasarala, Drummer, Bobbie, Ashford, Alex Kamal, Amos, Miller güzel karakterlerdi. Peaches, son sezona iyi gitti. Fred Johnson, iyi bir karakterdi.
Atanamamış (ya da atanmış, bilmiyorum) Jon Snow Holden ve oyuncu ve karakter bakımından en nefret edilenler listesinde ilk sırada yer alan Nagata’yı bile özleyeceğim.
BSG ile birlikte en sevdiğim bilimkurgu dizisi olarak güzel anacağım kendisini.
Sürpriz yumurtalar iyiymiş